Etiket arşivi: amerika

Amerika’da Nur Hadimlerine Çok İhtiyaç Var

Bir dünya devi, her yönüyle süper güç olan, teknolojik harikaların en yaygın kullanıldığı, hürriyetlerin oldukça yaygın olduğu, hem bir devletler, eyaletler topluluğu, hem de koca bir kıt’a olan Amerika’ya gitmek dünyadaki birçok insanın rüya ve hayalidir.
New York’ta bir hafta beraber olduğumuz Said Duranoğlu’yla, özellikle Amerika’ya dil ve üniversite eğitimi için gitmek isteyen genç kardeşlerimize yardımcı olmak ve bilgi vermek için bir röportaj yaptık.
Kısa süreli bir eğitim için geldiği bu ülkede beş yıl yaşamak durumunda kalan Said Duranoğlu’nun bu açıklamalarının, gençlerimize ve özellikle iman-Kur’an davası için bu ülkeye gitmek isteyenlere rehberlik etmesi ve orada bulunan Nur Talebeleriyle kurulacak irtibat ve kardeşliğin öneminin vurgulanması bakımından bu açıklamaların son derece faydalı olacağını düşünüyoruz.
Kendinizi tanıtır mısınız? ABD’ye nasıl geldiniz?
Aslen Kırşehirliyim, fakat doğma büyüme Ankaralıyım. Türkiye’de üniversitede İngilizce hazırlık okuduktan sonra değişim programı vasıtasıyla beş sene evvel ABD’nin New York şehrine geldim. Aslında üç aylık yaz tatili için gelmiştim. Fakat kader-i İlahi işte beş yılı aşkın bir süredir New York şehrinde yaşıyorum. Ve New York dershanesinde kalıyorum. Şu anda New York Üniversitesinde işletme okuyorum. Nasipse, inşallah seneye mezun olacağım. Aynı zamanda okul masrafları ve günlük ihtiyaçlarımı, harçlığımı kazanarak kendi imkanlarımla hayatımı sürdürüyorum.
 Şu anda hizmet olarak neler yapıyorsunuz?
İlk geldiğimde New York’ta dershane yoktu, dolayısıyla en yakın eyalet olan New Jersey’deki dershanede kaldım, fakat mesafe uzak olunca, New York’ta bir dershaneye ihtiyaç duyuldu. Elhamdülillah 2008’te ilk dershanemizi, Brooklyn olarak bilinen New York’un beş belediyesinden birinde açmış olduk. O günden beri haftalık derslerimiz çok şükür devam etmektedir. Şu anda dershanemiz Manhattan’da gayet merkezi bir muhitte haftalık mahalli ders ve aylık eyaletler arası derslerle devam etmektedir.
Türkiye’den bu ülkeye eğitim için gelmek isteyen gençlerin veya çeşitli amaçlarla gelmek isteyenlerden istekleriniz var mı? Türkiye’deki Nur Talebelerinden beklentileriniz nelerdir?
New York eğitim ve sosyal imkanların en geniş olduğu eyaletlerin başında geliyor. Dolayısıyla buraya master ve doktora başta olmak üzere araştırma görevlisi, ziyaretçi araştırmacı ve benzeri görevler dahilinde gelinebilir. Bu gelişler sırasında cemaatimizden, yurt dışına çıkacak ağabeyve kardeşlerimize bizimle irtibat kurmalarını teşvik etmelerinin yararlı olacağına inanıyorum. Özellikle Türkiye’den Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini iyi bilen ehl-i hizmet Nur hadimlerine burada çok ihtiyaç var. Eğer baştan irtibat sağlanırsa bizim de buradan gerekli yönlendirmeleri yapmamız kolaylaşır. Ekseriyetle buraya geldikten ve kültür şokunu yaşadıktan sonra bir dershane arayışı oluyor ki, o aşamadan sonra yardım edilmesi zorlaşıyor. Amerika’yı bir ülkeden çok kıt’a olarak değerlendirmek gerekiyor. Çok çok büyük bir alana yayılmış, bu yüzden şimdilik dershane bulunan şehir ve eyalet sayısı sınırlı.
Lise ve üniversite okuyan gençlerimiz için buradaki eğitim imkanları hakkında Türkiye’den geleceklere bilgi ve tavsiyeleriniz nelerdir?
Bilinmesi gereken en önemli konu Amerika’da devlet yahut vakıf farkı yok. Eğitim ücrete tabidir. Maddi destek yahut burs imkanı yoksa burada eğitim gayet müşkülleşiyor. Dolayısıyla gelecek olacaklara Risale-i Nurlara vukufiyetten sonra en birince tavsiyemiz finansal destekli olarak gelmeleri. Sadece Türkiye’den değil, Ortadoğu ve Asya’daki birçok ülkeden buraya eğitim amaçlı gelenler bir çeşit burs aracılığıyla geliyorlar. Ailesinin ekonomik desteğiyle okuyanlar da az değil.  Türkiye’de verilen bursları, özellikle master ve doktora için Milli Eğitim Bakanlığınca yahut belediye, müsteşarlık ve bakanlıklar tarafından verilen bursları iyi araştırıp ona göre hareket etmek en iyisi olacaktır.
Amerika’da bir öğrencinin aylık asgari masrafı ne olur? Okuldan okula, şehirden şehre bu rakam değiştiğini söyleyebiliriz sanırım. Ortalama dil kursları için master ve doktora talebeleri için fiyatlar nedir?
Dediğiniz gibi, masraflar eyaletten eyalete çok değiştiği gibi şehirden şehre de çok değişim gösteriyor. Fakat New York muhtemelen en fazla dil okulunun olduğu şehir olduğundan rekabetin getirdiği bir fiyat cazibesi olabiliyor. Fakat özel dil okullarından ziyade biz daha çok burada Community College denilen iki yıllık “Toplum Kolejleri” diye tercüme edebileceğimiz okulların dil eğitim programları var. Kayıttan sonra oralardan alınacak belgeler, vize başvurusu sırasında daha etkili oluyor.Buraya gelindiğinde daha uygun fiyatlara daha kaliteli eğitim imkanı sağlıyor. Bu kolejlerden New York ta dört-beş tane var. Hepsi CUNY denilen New York Şehir Üniversitesine bağlıdırlar. Bu dil okullarının fiyatları verdikleri programların yoğunluğuna göre değişip genellikle aylık 500 ila 1000 dolar civarında seyretmektedir. Günlük masraflara gelince, normalde Manhattan ev kiralarının en yüksek olduğu belediye, fakat dershane sayesinde bulunduğumuz muhite nazaran çok uygun bir şekilde barınma sorununu hallediyoruz çok şükür. Aylık masraflar ortalama 1000 dolar civarındadır.
Kalma ve barınma şartları nasıldır? Bu konuda yardımcı olunabilir mi?
Şimdilik sınırlı sayıda müsait yer olduğundan kalacak olanların dershane, meslek ve meşrep kültüründen istifade etmiş olmaları göz önünde bulunduruluyor. Fakat bunun dışında diğer gruplar vasıtasıyla gelmek isteyenlere yardımcı olunabilir.
Hem çalışıp, hem okuma imkanı var mıdır? Bu şekilde masraflarını çıkarmak mümkün müdür?
Öğrenci vizesiyle gelenlerin ilk etapta sadece kampüs içerisinde genelde part-time olarak çalışmasına izin veriliyor. Burada bulunan ve diğer öğrencilerin yaptığı gibi hem çalışıp hem okuma bir şekilde mümkün, fakat bu kesinlikle tavsiye ettiğimiz bir yöntem değildir. Zira, göründüğünden çok daha zor. Onun için bu yönteme odaklanılmadan bir yol haritası çizilirse daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı ne kadar olursa olsun bütün okul masraflarını karşıladığı gibi, aylık 1250-1500 dolar arası bir miktar burs veriyor. Bunun gibi imkanlara odaklanılmasını tavsiye ediyoruz.
Amerikalıların ve ABD’ye dışardan gelen insanların ve Müslümanların Risale-i Nur konusuna bakışları ve hizmet metotları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
ABD, özellikle New York din, dil, ırk ayrımı yapılmayan özgürlükler ülkesi olarak bilinir. Burada fikir beyanı imkanları çok ilerlemiş durumda. Bu ülkede, ilkokuldan itibaren sorgulayan ve ezberden ziyade anlamaya yönelik insan yetiştiren eğitim sistemi var. Toplu fikir paylaşımına açık olarak şekillendirmiş. Dolayısıyla burada özgür bir şekilde irşad ve hizmet yapma imkanı bulunmaktadır. Daha geçen hafta üniversite mescidine Cuma namazı için gelen Yahudi öğrenciler bizlerle beraber namaz kıldılar. Burada da Türkiye’de uygulanan hizmet metotları aynen uygulanıyor ve Risale Nur’un üslubu insanları cezb ediyor. Anlatıldığında heyecanla dinliyorlar.  Zaten şu anda Risale-i Nurların Amerikan İngilizcesine tercümesi devam etmektedir.
Sizi çok etkileyen, anlatmak istediğiniz bir hatıranız var mı?
Çok şükür güzel hizmetler yapılmaya çalışılıyor, New York’ta mescid ve camiler her geçen gün çoğalıyor. İnsanlar grup grup İslam’a akın ediyorlar. Risale-i Nurlara muhatap olan ve tanıyan insanlar olarak ne kadar bahtiyar ve kısmetli olduğumuzu buralarda daha iyi idrak ediyoruz. Kısa bir hatıramı aktarayım:
Gece vakti çalışırken Kur’an-ı Kerim dinliyordum. Yolcu binince sesini biraz kıstım. Fakat yolcu tekrar açmamı istedi. Ve ben taksiyi sürmeye devam ederken arkadan ağlama sesi duydum. Sesi biraz daha açtım. Okunan kısım Tekvir Suresi’nin ayetleriydi. Sonra ağlamalar kendisini derin hıçkırıklara bıraktı. Ben o sırada kadıncağızın Müslüman asıllı olduğunu, burada biraz özünden uzaklaşmış olduğundan Kur’an’ı duyunca özünü hatırladığını, aslını hatırladığını düşünmüştüm. Kadın ağlamasından dolayı güçlükle anlayabileceğim şu soruyu sordu. “Bu nedir?” Ne olduğu bilinmeden ilk defa dinlenilen bir Kur’an okunmasının etkisinden dolayı ben o anda Kur’an’ın i’cazına şahitlik etmiş oldum. Anladım ki bize hizmet ettiriliyor, bildiklerimiz istikametinde yaşama gayreti içinde olmamız gerekiyor.
Son olarak ne söylemek isterseniz?
Dua mü’minin silahıdır, biz de bir cephaneliğimiz olan Türkiye’den dua bekliyoruz, selametle… Bizimle irtibat kurmak isteyen olursa iletişim bilgilerini sizden alabilirler. Bana böyle bir fırsat verdiğiniz için teşekkür ediyorum. İnşallah manevi bir amaçla gelip bu ülkede okumak veya çalışmak isteyen herkese yardımcı olmak saadet kaynağımız ve görevimizdir.
Nejet Eren
19.12.2012
SaidNursi.de

Amerika Ziyareti ve Milwaukee İman Hizmetleri – 2012

MILWAUKEE USA – Geçen haftaki yazımızı: “Gelecek yazımızda inşaallah Okyanus ötesinden önemli hizmetlerle dolu dolu bir yazı yazmak arzu ve ümidindeyim” temennisi ile bitirmiştim.

Cenâb-ı Hakka sonsuz şükürler olsun ki; işte bugün bize bu yazıyı yazmak ve buradaki güzel hizmetleri görüp sizlerle paylaşmayı nasip ediyor.

Bu defaki gezimizin amacı biraz daha farklıydı. Amerika Birleşik Devletlerindeki hizmetlerimizin gelişmesi için yayın konusunda neler yapabileceğimizi de bizzat en sorumlu kişinin görmesi gerektiğini bir yıldan fazla bir zamandır düşünüp planlıyorduk. Bunun için bu defa Gazetemiz Genel Müdürü Recep Taşcı Beyle birlikte Amerika’ya geldik. Chicago havaalanında, buradaki vakıf başkanımız Prof. Dr. Süleyman Kurter Ağabeyle, iki seneye yakın bir zamandır burada elinden geldiği kadar canla başla hizmetlere koşturmaya çalışan vakıf kardeşimiz Yusuf Çayabatmaz tarafından karşılandık. Süleyman Ağabeyin yeni ameliyat olmasına rağmen büyük fedakârlık göstererek bizi karşılamaya gelmesinden çok mütehassis olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. Allah razı olsun. Cenâb-ı Hak hayırlı ve hizmet dolu ömürler ihsan etsin inşaallah. (Âmin).

Vakıf ve hizmet merkezimizin bulunduğu Wisconsin eyaleti, Milwaukee şehri Chicago’ya doksan mil, yani yüz elli km. mesafede. Chicago Havaalanından doğrudan vakıf ve hizmet merkezimizin bulunduğu Milwaukee şehrine geçtik.

Ertesi gün Cuma günü idi. Üç senedir mutat olarak gelmekte olduğum ve değişik camilere gittiğim için bu defa hiç gitmediğimiz Arnavutluk’tan gelip buraya yerleşen Müslüman kardeşlerimizin yaptırdığı camiye gittik. Buradaki cemaate gelenlerin bazıları Türkçe de biliyorlar maşaallah. Oranın değerli imamı İlyas Hocayla tanışıp Risâle hediye ettik. Sohbetimiz esnasında İlyas Hocanın Risale-i Nur’a ve Üstada çok büyük hürmeti olduğuna şahit olduk. Hutbeyi Pakistan’dan gelen bir hoca efendi okudu. Tabiî burada hutbeler İngilizce okunuyor. Hutbenin konusu İslâm âleminin en büyük derdi olan “fitne ve tahribatı” üzerineydi. Çözümü olarak da Kur’ân’a sarılmak ve onunla amel etmek olduğu üzerinde durdu imam efendi. Cuma namazını kıldıktan sonra duâ ederek ve tekrar görüşme temennilerimizle oradan ayrıldık.

Cuma günü, burada yaşayan kardeşlerimizin umumî ders günü. Derse gelenlerin büyük çoğunluğu yerliler ve çeşitli milletlerden burada ikamet eden ve eğitim görmeye gelen veya çalışanlardan oluştuğu için umumî dersler İngilizce yapılıyor. Bayanlar da yan odada hoparlörle bu dersleri takip ediyorlar. Ayrıca haftanın iki günü bay ve bayanlar ayrı olmak üzere Türkçe dersler de devam ediyor.

Bir gün önceden dersin konusu ve dersi yapacak kişi derse geleceklerin e-mail adreslerine gönderiliyor. Bizim geleceğimizi bildikleri için bu defa dersten sonra bizim de konuşmamızı planladıklarından, bizler de ayrı bir konuşma yaptık.

Ben konuşmamda Türkiye’deki son umumî meşveret ve ülkemiz ve dünya çapındaki hizmetler konusunda genel bir bilgi verdim. Konuşmamda sizlerin selâmlarını buradaki kardeşlerimize ilettim. “Amerika’ya niçin geldiğimiz ve ABD’nin önemi” konusundaki sorulara Risale-i Nur Külliyatı’ndan çıkardığım yirmi sekiz sahifelik paragraftan alıntılar yaparak cevap verip açıklamaya çalıştım. Amerika’nın hakikati arayan komiteleri, dine verilen değer ve başta Mr. Carlayl olmak üzere Amerika’nın meşhur ilim adamlarının Kur’ân ve İslâmiyet hakkındaki görüşlerini Risale-i Nur’daki ve Bediüzzaman’ın ifadelerindeki yerlerine işaret ederek açıklamaya ve vurgulamaya çalıştım. Bu konu başlıklarına karşı şimdiki hâlde bizlere düşen vazife, sorumluluk ve bu konuda yapacaklarımıza vurgu yapmaya çalıştım.

Program, Türkiye ve etrafındaki komşu Müslüman ülkelerde meydana gelen son olaylar hakkında sorulu-cevaplı bir şekilde devam etti. Soruların ana merkezi İslâm dünyası üzerindeki oyunlar ve bunun çıkış yolları, bu konuda Risale-i Nur’daki tesbitler ve Hz. Bediüzzaman’ın bu konulardaki teşhis ve çözüm tekliflerini mümkün olduğu kadar kısa ve özlü bir şekilde birlikte vermeye çalıştık.

Cumartesi günü kısa şehir turundan sonra buradaki mütevelli heyetimizle toplanıp hem Amerika, hem Türkiye içerisindeki hizmetlerimizin genel bir değerlendirmesini yaptık. İki ülke arasındaki “Yeni Asya; hizmet, meslek ve meşrebini nasıl geliştirip genişletebiliriz?” konuları üzerinde faydalı müzakereler yapıp kararlar aldık.

Buradaki gezi ve müşahedelerimizden sonra, buradaki Müslümanlara yönelik daha ne gibi hizmetler yapabileceğimiz konularını da not alıp planlarımız içerisine koymuş olduk. Birçok konuda karşılıklı fikir teatisi ve çözüm yolları üzerinde durduk.

Pazar günü de, iki sene önce Türkiye’de on beş gün misafir ettiğimiz ve Risale-i Nur’u İngilizceye çevirme sözü aldığımız Prof. Dr. Kevin Barrett’ın Madison şehri yakınlarındaki evine gittik. Onunla da bütün Külliyat’ın âcilen mükemmel bir İngilizce’ye tercüme edilmesi konusunda mutabakata vardık elhamdülillah. Sağlık durumunun el vermemesine rağmen ormanın içerisinde kendi gayretleriyle yaptırdığı küçük baraka şeklindeki mescidinde ki—kendisi buraya “dershane, medrese” diyor—öğle ve ikindi namazlarını onun iki oğlunun da iştirak ettiği cemaatle edâ ederek müsaade alıp oradan mutlu ve umutlu bir şekilde ayrıldık. İnşaallah geçen yıl başlayıp tercümesini bitirdiği “Tabiat Risâlesini” en kısa zamanda kendi tesislerimizde basmak üzere karar aldık. Bu konuda neticeye gidebilmemiz için devamlı duâ ve yardımlarınıza ihtiyacımız var.

Merkezimize döndükten sonra, o akşam buraya Türkiye’den yeni gelen, daha önce hiç görüşmediğimiz genç kardeşlerimizin bir dershane gibi kullandıkları evlerindeki Türkçe derse iştirak ettik. Yep yeni simalar… Maşallah çok dikkatli ve gayretliler. Biz de dersimizde; Risale-i Nur derslerinin önemi, gerekliliği ve Risale-i Nur’un bu asrın dehşetine karşı devamlı okunarak manevî hastalıklara en kısa ve tesirli çözümler bulunacağı ve ehemmiyeti hakkında ve ecnebî diyarlarıyla İslâm ülkelerinin hizmet farklılıklarının ana noktalarını ele alan konuları kaynağından okuyarak değerlendirmeye çalıştık.

Dolu dolu geçen dört günden sonra bu defa hedefimizde Amerika’da en fazla Müslüman nüfusun olduğu ve ülkenin dördüncü büyük şehri olan Chicago’ya gidip hem oradaki kardeşlerimizi görmek, hem hizmet verebileceğimiz potansiyel mekân ve kişileri yerinde görmek amacıyla yola çıktık. Burada ilk önce, İslâm Talebe Cemiyeti’nin yıllar önce inşa ettiği büyük bir merkez olan camide öğle namazını cemaatle eda ettikten sonra, daha önce dünyanın en büyük, şimdi ise dördüncü büyüklükteki kulesine tırmanmak üzere yola koyulduk. 103 katlı olan bu binaya çıkmak uzun zaman aldığı ve ücretli olduğu için hemen yanındaki 96 katlı binanın tavanına çıkarak Chicago şehrini ve Michigan Gölünü adeta semadan seyrettik.

İkindi namazını da Hindistan kökenli “Tebliğ Cemaatinin” camiinde cemaatle edâ ettikten sonra orada bulunan kardeşlerimizin dershane gibi kullandıkları evlerine gidip orada uzun bir süre sohbet, ders ve bu ülkedeki hizmetlerimizi nasıl geliştirebiliriz konusu üzerinde müzakerelerde bulunup gece geç vakitte tekrar Milwaukee’deki merkezimize döndük.

Salı günü, Genel Müdürümüz Recep Beyin son günü olması dolayısıyla Milwaukee şehrinde önemli birkaç tıp merkezi olan Süleyman Ağabeyin oğlu Selâhattin kardeşimizin kliniklerini gezerek ve onu da onure ederek Recep Beyi uğurlamak üzere tekrar Chicago Havaalanına gidip onu yolcu ettik.

Bu hafta sonundan başlayarak, önümüzdeki hafta hedefimiz New York ve New Jersey’deki kardeşlerimizin ders ve sohbetlerine katılmak üzere oralara Süleyman Ağabeyle birlikte gitmek inşaallah. Oradaki haberleri de gelecek hafta vermek üzere Allah’a emanet olunuz diyor, duâlarınızı bekliyorum. Başta Süleyman Kurter Ağabey olmak üzere vakıf kardeşimiz Yusuf Çayabatmaz ve diğer buradaki mütevelli heyetimiz ve cemaatten Amerikalı ve Türk kardeşlerimizin selâm ve duâlarını sizlere iletiyorum. Yepyeni, orijinal, güzel ve ihlâslı hizmet haberlerinde buluşmak ümit ve temennisiyle…

 Nejat Eren / Yeni Asya – Euronur (saidnur.de)

Amerika Sandy Kasırgası ve Düşündürdükleri

”Ve bütün kâinat taht-ı emir ve idaresinde ve heybet ve azameti altında nihayet itaatte, celâline karşı tezellüldedir.” (14.Lem’anın ikinci makamı)

”Mağrib zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pekçok mahlûkatın gurûbunu, hem insanın vefâtını, hem dünyanın Kıyâmet ibtidâsındaki harâbiyetini ihtar ile, tecelliyât-ı Celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder.’‘ (9.söz)

”Umumi musîbet, ekseriyetin hatâsından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizâmen veya iltihâken taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye sebebiyet verir.” (14.söz)

”…her musîbette vardır bir derece-i nimet. Daha büyüğü düşün. ” (Lemeât)

” Dedim: Beşerin dalâlet-i fikrîsi, Nemrudâne inadı, Firavunâne gururu şişti, şişti zeminde, yetişti semâvâta. Hem de dokundu hassas sırr-ı hilkate. Semâvâttan indirdi Tûfan, tâun misâli, şu harbin zelzelesi, gâvura yapıştırdı semâvî bir silleyi. Demek ki şu musîbet, bütün beşer musîbetiydi.” (lemeat)

Yukarıdaki yaptığım alıntılar eşliğinde düşünecek olursak kainattaki olayları daha iyi anlayabiliriz. Çıkardığım dersler şöyle:

Kurbanlarımıza rağmen tüm Anadolu’da görülen sel ve aşırı yağışlar bana, Kurbanlıklarımız hak katında kabul görmedi mi yoksa dedirtti.

Amerika’da 60 milyonluk bir bölgeyi kapsayan SANDY felaketi karşısında tüm sistemlerimizin ve devletlerimizin ve onların tüm gizli açık güçlerinin acziyetini ve zilletini anladım.

Dünyanın akşam vakti denilen harabiyeti öncesi vakitlerin ve sonunun yaklaştığı zamanlarını hatırlatarak bin nasihate bedel ders verdi ve veriyor.

Risalelerde bahsedilen ‘Korku Azabı’ tabirine bugün en vurucu örneklerden birisi ”Sandy” oldu.

Üstadın 50’lerdeki büyük Eskişehir depremi öncesi yaşanan sürekli dua edişi ve ettirmesi aklıma geldi. Bizler de paratoner olma yolunda gayret etmeliyiz.

Sonuç olarak bu kurban bayramında Suriye ve Arakan’da sular seller gibi akan kan, Kurban kanlarına eşit oldu. Allah Firavunane ve Nemrudane hareket eden zalimleri celali ile tokatladı.

Yeryüzünün Muhammedî gönüllü ve Mesihî soluklu varisleri paratoner olma yolunda her şeylerini ortaya koymalılar.

Ya Rabb! Sen bize azabına, celaline, kahrına sebkat eden rahmetinle muamele eyle. Ve her daim hammadün ve şakirun ve tevvabun kullarından eyle.

Ya Rabb! Sana karşı ihlasla ve tüm Müslüman kardeşlerimize de uhuvvetle bağlanmayı bizlere nasip eyle.

”Ve subbe aleyye rizka sabbete rahmetin. Fe ente RECAAÜ’L ALEMİN VELEV TAĞAT” Evet ya rabbena tüm hata, günah, kusur, asilik ve isyanlarımıza rağmen sen alemlerin ümidisin. Senin kapından başka kapı yok. Mededgâhet ya ilahi!!!

Salih Can

Risale Haber

Amerikalı Kadınlar Anneliği Tercih Ediyor

Amerika’da çalışanların sayısı, genel nüfusun yüzde 63’ü ile Aralık 1981 yılından bu yan en düşük seviyeye inerken, bu oranda “evlerine dönen” kadınların sayısındaki artış önemli yer tutuyor. Amerikan İşçi İstatistikleri Bürosu’nun (BLS) yayınladığı son rakamlar, aktif olarak iş arayanların sayısındaki düşüşün işsizlik oranının düşmesine de katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor.

Rakamlara göre, iş hayatını geride bırakanların büyük çoğunluğu “eğitimli, yetişkin kadınlar.” BLS’nin belirlediği rakamlara göre, geçtiğimiz yıl Mart ve Nisan aylarında 324 bin kadın iş aramadığını söyledi. Yine son verilere göre, geçen yıl Amerika’da oluşan 1.3 milyon iş alanına sadece 149 bin kadın dahil oldu.

Uzmanlar bu durumun muhtemel açıklamalarından birinin, kadınların durgunluk döneminde olduğu gibi çalışmak zorunda olmadıklarını düşünmesi olduğunu savunuyor. Durgunluk döneminde ailenin maddi yükünü sırtlamak zorunda kalan bir çok kadının, kocaları işe geri döndüğünde evlerinde olmayı seçtiği belirtiliyor. Yani “para kazanmak zorunda kalmayan kadınların çalışmama özgürlüğü var.”

Kocaları iyi kazanç getiren bir işte çalışan kadınların çalışma hayatına girişlerinde uzun süredir devam eden bir düşüş olduğu da yapılan bir araştırmanın sonucu.. Araştırma, üniversite eğitimli kadınların kariyer seçimlerinin eşlerinin geliri ile doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor.

1993 ve 2006 yılları arasında, eğitimli evli kadınların iş gücüne katılımında yüzde 0.1 ortalama yıllık düşüş görüldü. Bu durum 1970’li yıllarda başlayan trendin tam tersine işaret ediyor. 1976-1992 arasında çalışan kadınların sayısında her yıl ortalama 2,4 oranında büyüme ölçülmüştü.

Bugün ise 16 ve 24 arasında daha fazla genç kadın işe girmek yerine okula gidiyor.

Dünya Bülteni

2012 YurtDışı Hizmet Meşvereti Konya’da Yapıldı

Yılda bir mutat olarak yapılan Yurtdışı Hizmet meşvereti bu sene 10 Mart Cumartesi günü Konya’da Merkez Dersanesinde yapıldı. Sabah 09:00’da başlayan meşveret 17:00’ye kadar sürdü. Yoğun katılımın müşahede edildiği toplantıda çeşitli konular üzerinde müzakereler yapıldı, tecrübeler aktarıldı, beyin fırtınası yapıldı.

Toplantı konularının ana başlıkları şöyleydi;

1. Heyetlerin Takdimi

2. Yurtdışına gidecek vakıfların dikkat etmesi gereken hususlar

3. Yurtdışı hizmetinin önemi

4. Mersin 2013 Akdeniz olimpiyatları

5. Diğer ülkelere hizmeti nasıl götürüceğiz?

ALİMLER ile RİSALE-İ NUR TERCÜMELERİ HIZLANDIRILABİLİR

Yurtdışı hizmetlerinde en önemli faaliyet, Risalelerin ilgili ülkenin ana diline tercüme edilmesidir. Böylece bir çok insana ulaşılıp onların da imanlarının kurtulması mümkün olabiliyor.  Bediüzzaman’ın ‘Ben bu hakikateri tüm dünyaya okutturacağım‘ hayalinin, bu faaliyetler ile gerçekleştiğini görüyoruz.

İman  ve Kuran hakikatlerinin tüm dünyaya  yayılması ancak Risalelerin tüm dünya dillerine çevrilmesi ile neşv-ü nema bulacak. Dolayısıyla yurtdışına hizmet etmeye giden gönüllüler öncelikle tercüme çalışmaları üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Dünyanın hemen hemen her ülkesinde hem o ülkenin yerel dilini hem de Arapçayı mükemmel bilen Alimler bulunuyor. Risale-i Nur’ların da gayet itina ile hazırlanmış Arapça tercümesi var. Ülkelerde bu alimler ile irtibata geçilip, Risalelerin tanıtımı yapılıp, Arapça Risaleler kaynak olarak kullanılıp, tercüme çalışmalarında hızlı ve kolay bir yol izlenebilir.

RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ İLE YAZILMIŞ DERS KİTAPLARINA CİDDİ İHTİYAÇ VAR

Türkiye’de bilim camiasından bir heyet, okullarda okutulmak üzere Risale-i Nur perspektifi ile Din dersi kitabı hazırladılar. 4 ciltlik bu çalışma ingilizceye çevrilip Filipinler’de 81 üniversitede ders kitabı olarak okutulmaya başlandı. Yapılan bu pilot çalışmada muvaffak olunmasının heyecanı ve aynı ihtiyacın ortaokul ve liseler için de şedit olduğu müzakere edilerek, tüm Dünyada bu örneklerin yapılmasının eğitim-öğretim alanında ciddi bir iyileştirme-geliştirme kazandıracağı üzerinde duruldu.

ESNAFLAR BU BROŞÜRLERE SAHİP ÇIKTI

Ankara KADDER-Kültürlerarası Eğitim ve Dostluk Derneği  (www.kadder.org.tr) broşür, afiş konularında tecrübesini arttırarak  profesyonel ekibiyle yeni çalışmalarını tamamlamışlar. Çeşitli dillerde yapılan bu ürünler, internet sitesinden indirilerek matbaada bastırabiliyor. Böylece yurdışına bu ürünlerin gönderilmesine gerek kalmadan, orada dijital kopyasıyla ürüne hızlıca sahip olabiliyorsunuz. Özellikle kitap fuarları için hazırladıkları afişler dikkatimizi çekti.

Yeni hazırladıkları, cazip ve vurucu özet bilgilere sahip broşürler ile  Risalelerin tanıtımı için yeni bir kapı açılmış durumda. Bu broşürler esnaflara dağıtılmış. Esnaflar şık kutusunda duran bu broşürleri dükkanında müşterilerin kolayca görebileceği bir yere koyuyorlar ve gelen giden müşteriler de bu hakikatlerden haberdar olma fırsatı yakalıyorlar.

TÜRKİYE’YE 26.000 MİSAFİR ÖĞRENCİ GELDİ

Yurtdışından Türkiye’ye geçen sene toplam 26.000 öğrenci okumaya geldi. Önümüzdeki senelerde bu rakamın 50.000’e, hatta yüzbine çıkacağı konuşuluyor. Her üniversite misafir(yabancı) öğrenciler için, kapasitesinin yüzde onu kadar kontenjan ayırabiliyor. Hemen hemen her şehirde bu öğrencilere rastlamak mümkün. Dolayısıyla her bölgenin bu konuya dikkatle eğilmesi gerek.

Lakin, bu öğrencilerin çok az bir kesimine ulaşılabiliyor. Bu gençlerin hizmeti tanıması ve yetişmesi çok büyük öneme haiz. İleride kendi ülkelerine döndüklerinde oradaki hizmetin zemberek kuvveti olabiliyorlar. Hatta Sudan’dan Türkiye’ye okumaya gelmiş ve hizmeti bilen 10’a yakın öğrenci şu an, orada, çeşitli üniversitelerde rektör ve rektör yardımcısı konumundalar.

ALİ, SABAH WASHİNG AKŞAM WASHİNG BU NE İŞİNG !

Yurtdışından gelen ve dersanede kalan misafir öğrencilerin, kültür farklılığında kaynaklanan, bize ters gelebilen hal ve hareketlerine karşı hoş görülü olmamız gerekiyor. Ali Güney Afrika’dan geliyor ve geldiği yer nehirlerin arasında deniz kıyısında tropikal bir bölge, sık sık suya giriyor. Türkiye’de dersanede kalırken sık sık banyo yapıyor. Sabah banyoda akşam banyoda. Bir gün yemekte kardeşlerden biri dayanamayıp şöyle diyor “Ali, sabah washing(banyo) akşam washing bu ne işing?”

Ali namazlarını muntazaman kılıyor ve 8 cüz ezbere biliyor. Bir gün dersanede boylu boyunca uzanmış, Kuran’ı da yere baş ucuna bırakmış, ezberden Kuran okuyor. O’nu tanımayan, geldiği ortamın kültürünü bilmeyen bir abimiz görse, Ali’nin fırça yemesi kuvvetle muhtemel.

63 ÜLKEDE RİSALE-i NUR DERSANESİ AÇILDI

Bölgelerin ilgilendiği ülke sayısı 83, Dersane açılan ülke sayısı ise 63. Bu haberler bizi sevindirmekle beraber, daha dünyadaki ülkelerin bir çoğuna el atılması gerektiğini görüyoruz. Dünyada 230 ülke mevcut. Dolayısıyla artık her ilin en az bir ülke, hatta ilçelerin birer ülke ile ilgilenmesi ihtiyacı zaruridir.

Fizibilitesi yapılmış ve konum itibariyle hizmet zemininin en müsait olduğu sıradaki ülkeler el atılmayı bekliyor. Bu ülkeler;

Etiyopya, Senegal, Mozambik, Tayland, Tayvan, GüneyKore, Nepal, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Angola, Moritanya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Portekiz, İrlanda, Romanya, Şili, Kolombiya.

ARTIK YURTDIŞINDAN  VAKIF GELİYOR

Yurtdışı hizmetlerinin bir meyvesi de Filipinler’de tezahür etti. Filipinler’den 1 vakıf Antep’e 1, vakıf da Ankara’ya gelmiş.

YURTDIŞI HİZMETİNE NASIL BAŞLANILABİLİR?

* Fizibilite ziyareti yapılmalı.

* İlgilenicek olan şehirdeki insan kaynakları envanteri çıkarılmalı.

* Ülkenin coğrafyası, etnik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel yapısı ile ilgili bilgi muhteva eden bir dosya açılmalı.

* O ülkeden okumaya gelen misafir öğrencilerle irtibat kurulabilir.

* Ülkenin konsolosu ziyaret edilebilir.

* Dil eğitimi almak neredeyse zaruridir.

* İlgili ülkedeki kitap fuarları takip edilebilir. Orada stant açılabilir veya stantlar dolaşılıp, Risale tanıtımı yapılabilir.

* Konferanslar takip edilebilir. Türkiye’de konusunda uzman bir kişinin ilgili konuda Risale-i Nur perspektifiyle konuşma yapması sağlanabilir.

* Bütçe planlaması yapılmalı.

* Bölge esnafı ve işadamlarıyla ülke ziyareti yapılabilir.

Ayrıca emekli abiler yurtdışı hizmetinde istihdam edilebilir. Yurtdışında açılacak bir dersanede bir vakıf kardeşle beraber 2 emekli abinin kalması, hem vakıf kardeşe kuvve-i maneviye hem de destek olacak. Bir vakfın yurtdışında tek kalması hizmetin devamına halel getirebilir. Ayrıca ilgili ülke ile ilgilenen bölgeden esnafların okuma programı yapmaları veya bir miktar kalmaları şevke medar olabilir.

Üstad Bediüzzaman’ın kardeşler arasında “azami irtibatı” tavsiye etmesi çok manidar. Hususen yurtdışında kalan bir vakıf ve ilgili bölge arasında azami irtibatın olması hizmetin devamı için çok elzemdir.

25 KURUŞA KÜÇÜK KİTAP

Küçük kitap bastırıp, bunların hediye edilmesi çok bereketli bir hizmet tarzı. Ankara bölgesi bu konuda bir hayli mesafe katetmiş durumda. Çok sayıda kitap bastırdığı için uygun fiyata bu işi yapabiliyorlar. Farklı dillerdeki küçük risalelerin fiyatı 25 kuruş. Bu şekilde şimdiye kadar 600.000 kitap bastırılmış ve dağıtılmış. Bu aralar 100.000 kitap için görüşülüyor. İsteyenler KADDER vakfından Cezmi kardeş ile görüşüp, bu kitaplardan temin edebilir.

AMERİKA’DA KİLİSE BAKILIYOR

Her ülkenin kendine has bir kültürü var.  Amerika’da insanlar kolay kolay bir başkasına güvenmiyor. Oradaki gönüllü insanların gayretleri devam etmekle beraber,  dersaneye herkesin kolayca gelmesi her zaman mümkün olamıyor. Bu tür hizmetler için resmi ortamlar büyük bir avantaj sağlıyor. Bu gayeye kiliseler uygun bir ortam sağlıyor. Uygun kiliseler bulunup bunlar camiye çevriliyor. Buralarda yeni insanlara ulaşılıp onlara imani hakiketler sunuluyor.

Amerika’daki Nur Talebeleri şimdilerde kilise bakıyorlar. Onlara Rabbimizden muvaffakıyetler niyaz ediyoruz.

Ayrıca Avrupa’dan hizmetlerle alakalı güzel haberler duyuyoruz. Örneğin Almanya’nın en büyük hapishanesinde 7 yıldır Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Bu dersler sayesinde bir çok mapus ahlak-ı islamiye ile ahlaklanıyorlar.

HRİSTİYANLARA İSA (A.S.) ‘ın BÜYÜKLÜĞÜNDEN BAHSEDİLMELİ

Hristiyanlara İslamı anlatırken dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde yaşanmış tecrübeler mülahaza edildi. Hristiyanların çoğunlukta olduğu Filipinler’de uzun yıllardır hizmet eden ve bir çok hristiyanın islamı seçmesinde muvaffak olan Muhammed Rıza’nın bu konudaki tespitleri çok önemli püf noktalarını içeriyor;

* İncil’in (matta, markos, luka, yuhanna) Türkçe ve ingilizcesi dikkatlice okunmalıdır.

* Kuran’da Hristiyanlardan bahseden ayetler, Peygamberimizin Hristiyanlar ile ilgili hadisleri ve Risale-i Nur’da bu konudaki bahisler iyice araştırılıp, mütalaa edilmeli.

* İsa (a.s.)’ın 5 büyük peygamber’den biri olduğu, müslümanların İsa (a.s.)’ı çok sevdiği, Cenab-ı Hakk’ın da O’nu çok sevdiğini bu yüzden, çarmıha gerilip, işkence yapılmasına izin vermediği ve kendi katına yükselttiği, ahir zamanda İsa (a.s.)’ın tekrar gönderileceği, Hristiyanların beklediği gibi, biz müslümanların da O’nu beklediği anlatılmalı.

* Hristiyanlağın aslında tevhid esaslı bir din olduğu, ancak Cenab-ı Hakk’ı sıfatları hakkında hata yaptıkları bilinmelidir.

* Hristiyanlar ile münasebetlerde direk İncil’in tahrif edildiği ve onların teslis (üçleme) yapmaları gibi konularla itham edilmesi aradaki iletişimin daha başlamadan bitmesine neden olmaktadır. Hristiyanlığın ve İncil’in eksikliğini gösterek değil, İslamın güzelliğini anlatarak onlara faydalı olabiliriz.

Murat Şekerci

www.NurNet.org