Etiket arşivi: arefe günü

Arefe Gününde Bin İhlâs-ı Şerif Okurduk

Arefe günü (Besmele ile) bin İhlâs okuyanın günahları affolup duası kabul olur. (Ebuşşeyh)

Hadis-i Şerif Meali

Aziz, mübarek kardeşlerim,

Pek çok selâm… Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk. Ben, şimdi bir gün evvel beş yüz ve arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben, gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, fakat ben, ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazen ismiyle sohbet ederim.

Şualar

Arefenin telaşı da bol bereketi de

Üzücü olayların gölgesinde de olsa yine bir arefe bizi bekliyor. Yemekler pişecek, tatlılar şerbetlenecek, börekler, sarmalar mutfağa dizilecek.

Annelerin günlerdir devam eden temizlik telaşları için de yarın son gün! Evler nihayet serilip düzene kavuşacak, bayrama hazır bir hâl alacak. Anneanneler, babaanneler masallar anlatacak banyo yapmamak için direnen torunlarına. Ve yine aynı efsaneye inanacak minikler: “Arefe günü banyo yaparsanız boyunuz bir arpa boyu uzar.

Büyükler ‘Bizden geçti‘ diyerek yanaşmasalar da, çocukların bayramlık hazırlıkları yarın son bulacak. Kimileri kırmızı pabuçlarını gardıroplarında saklayadursun, bazıları dayanamayıp giysilerini daha arefeden görücüye çıkaracak. Bayram ne de olsa, çocuklara güzel! Yine en çok onlar hayaller kuracak, heyecanlanacak, henüz toplamadıkları harçlıklarının hesabını yapıp yorgun argın bayrama uyuyacaklar. Kısacası, büyükten küçüğe, telaşıyla, koşturmacasıyla nasıl olduğunu anlamadan bayram gibi arefe de su gibi gelip geçecek.

Bütün bunların yanında bu günü ibadetlerle fırsata dönüştürmemiz mümkün. Arefenin Müslümanlar için bir fırsat olduğunu, Allah’ın pek çok kulunu affedeceğini Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas) hadislerinde şu şekilde müjdeliyor: “Allah, hiçbir günde, arefe günündeki kadar bir kulu ateşten çok azat etmez. Allah mahlûkata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar eder ve ‘Bunlar ne istiyorlar?’ der.” Yine başka bir hadislerinde Efendimiz (sas) arefe gününün faziletiyle ilgili şöyle buyurmaktadır: “Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: La ilahe illallah vahdehu la şerike lehu. (Allah birdir, ondan baska ilah yoktur, O’nun ortağı da yoktur) sözüdür.

Hacılar yarın Arafat’a çıkıyor

Arefe günü yapılması gereken tüm ibadetleri, oruç tutmanın faziletini ve arefe sabahı başlayan teşrik tekbirlerine dair detayları Prof. Dr. Orhan Çeker, Yrd. Doç. Dr. Hasan Yenibaş ve Prof. Dr. Hamdi Döndüren ile konuştuk.

Ama önce arefenin ne anlama geldiğinden bahsedelim. Türk kültüründe her iki dini bayramdan önceki güne arefe dense de aslında arefe, Kurban Bayramı’ndan bir önceki gün, yani hicrî takvime göre Zilhicce ayının dokuzuncu günüdür. Bu gün, hacıların Arafat’ta vakfeye çıktıkları gündür. Zilhicce’nin sekizinci gününde ihrama giren hacılar dokuzuncu günü öğle vakti Arafat’ta olurlar. Hac vazifesini yerine getiren müminler, burada Allah’a yönelir, O’nu tesbih eder ve rahmet ve mağfiretini talep ederler. Kurban Bayramı’ndan bir önceki güne arefe denmesi de bundan kaynaklanmaktadır.

***

Yapılacak ibadetler

Dinimizin arefeyi mükafata dönüştürecek vaatleri var. Prof. Dr. Orhan Çeker, sadece arefe gününü değil, zilhicce ayının ilk on gününün özel günler olarak değerlendirmesi gerektiğini hatırlatıyor. Arefe gününde oruç tutmak akla gelen ilk ibadetlerden. Bu günde oruç tutan kişinin geçmiş ve gelecek bir yılki küçük günahlarının affedileceği ifade ediliyor. Ancak bu oruç zorluğundan dolayı hacılara mekruh görülmüş.

Prof. Dr. Çeker, diğer yapılacakları şu şekilde sıralıyor: “Efendimiz (s.a.s) her seherde 100 istiğfar getirirdi. Biz de hiç değilse bu günlerde buna devam edebiliriz. Teheccüd namazları özellikle kılınmalı, sadakalar artırılmalı, 5 vakit namaz camide cemaatle kılınmaya özen gösterilmelidir.” Hasan Yenibaş ise İslam âlimlerinin bu günde bin ihlas okumanın faziletine dikkat çektiklerini söylüyor. Tabii öncelikle bu güne hürmet edip, Allah katındaki kıymetini anlamaya çalışmak ve tüm ibadetlerimizi bu şuurla yerine getirmektir.

***

Kurbanı nasıl dağıtmalı?

Kurban kesenlerin zihinlerini kurcalayan en önemli sorulardan biri, kurban etlerini nasıl değerlendirecekleridir. Dinimizde kurban etinin tasarrufu sahibine bırakılmıştır. Ancak sünnette tavsiye edilen, kurbanın üç parçaya ayrılıp, bir parçasının ihtiyaç sahiplerine dağıtılması, bir parçasının misafire ikram edilmesi, kalan üçte birlik kısmının da aile fertleri tarafından tüketilmesidir.

Ancak, Yrd. Doç. Dr. Hasan Yenibaş bunun kurbanın bir şartı olmadığını hatırlatıyor. İhtiyaç halinde tamamı bağışlanacağı gibi, yine tamamının aile fertleri tarafından yenilebilir. Çevrede ihtiyaç sahibi kurban kesemeyen kimse varsa onların gözetilmesi Müslümanlığın bir gereği. Peki, pay verilecek kimsede aranması gereken kriterler neler olmalı? Yenibaş, pay verilecek kimsenin ihtiyaç sahibi olmasının yeterli olduğunu söylüyor Müslüman olsun olmasın herkese kurban etinden ikram edilebilir.
***

Teşrik tekbirlerini unutmamak gerekiyor

Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” şeklinde söylenen teşrîk tekbiri, arefe günü sabah namazından bayramın son günü ikindi namazına kadar devam eder. Her farzın arkasından olmak üzere, toplam 23 vakit bu tekbirleri getirmek vacip, bazı kaynaklara göre sünnet. Cemaatle de yalnız başına da söylenebilir.

Tekbirlerin unutulması kurban görevi açısından bir sorun oluşturmaz. Akla geldiği an kazası yapılabilir. Ancak bir yılın teşrîk günlerinde kazaya kalan bir namaz, yine o yılın teşrik günlerinden birinde kaza edilse, teşrik tekbiri alınır. Fakat başka günlerde veya başka yılın teşrîk günlerinde kaza edilse, teşrîk tekbiri alınmaz. Erkekler tekbiri açıktan getirirken, kadınlar gizlice getirir. Vitir ile bayram namazları sonunda tekbir getirilmez.

Prof. Dr. Hamdi Döndüren teşrîk tekbirinin başlangıcının Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etme olayına kadar uzandığını anlatıyor: “Hz. İbrahim gördüğü sahih rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir. Hazırlıklar sırasında Cebrail gökten buna bedel olarak bir koç getirir. Dünya semasına ulaştığında yetişememe endişesiyle Cebrail “Allahu ekber Allahu ekber” diye tekbir getirir.

İbrahim bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun koçla geldiğini görünce; “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber” der. Bu tekbir ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail; “Allahu ekber velillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur.

Aslıhan Köşşekoğlu

Arefe ve Terviye Günü

Terviye, Arefe gününden bir önceki güne denir. Terviye kelime olarak, sulama, bol su verme, bir işi yaparken enine boyuna düşünüp taşınma gibi anlamlara gelmektedir. Terviye günü oruç tutmak çok faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Terviye günü oruç tutan ve günah söylemeyen müslümanı elbette Cennete koyar.) [Ramuz]

(Terviye günü oruç tutmak, bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve cihad için gönderilen bin ata bedeldir.)
[Ebulberekat]
Terviye gününden sonra Arefe günü gelir.

Arefe gününün önemi
Kıymetli geceye kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Fakat Arefe ve Kurban bayramının üç gecesi böyle değildir. Bu dört gece, bugünleri takip eden gecelerdir. Arefe, yalnız Zilhiccenin 9. günüdür. Yani, kurban bayramından önceki güne denir. Ramazan bayramından önceki güne ve başka güne Arefe denmez.

Arefe günü yapılacak işlerden bazıları şunlardır:
1- Arefe günü sabah namazından, Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar, erkek-kadın herkes, cemaatle kılsın, yalnız kılsın, 23 vakit farz namazda selam verir vermez, (Allahümme entesselam…) demeden önce, bir kere, vacip olan teşrik tekbirini söylemeli, yani, (Allahü ekber, Allahü ekber. Lâ ilahe illallahü vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd) demelidir.
Camiden çıktıktan veya konuştuktan sonra, artık teşrik tekbirini okumak gerekmez. (Halebi)

2-
Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak sevaptır; fakat Arefe günü oruç tutmak daha çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselamdan, Sûr’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.) [R. Nasıhin]

(Arefe günü tutulan oruç, bin gün
[nafile] oruca bedeldir.) [Taberani]

(Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen iki bin ata bedeldir.)
[T. Gafilin]

(Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına kefaret olur.)
[Müslim] [Yani Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek bir senede yapılan tevbelerin kabul olmasına yarar.]

(Arefe günü
[Besmele ile] bin İhlâs okuyanın günahları affolup duası kabul olur.) [Ebuşşeyh]

(Arefe gününden üstün bir gün yoktur. O gün Allahü teâlâ, yeryüzündekilerle iftihar ederek göktekilere,
“Ey gök ehli, kullarıma bakın, rahmetime kavuşmak ve azabımdan kaçmak için uzak yerlerden geldiler…” buyurur. Arefe günü Cehennemden o kadar çok kul azat edilir ki, başka günlerde bu kadar azat olmaz.) [Gunye]

(Arefe günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur.)
[Taberani]
(Şeytan, Arefe gününden başka bir günde daha zelil, rezil, hakir ve kinli görülmez.) [İ. Malik]

(Allahü teâlâ, Arefe günü kullarına nazar eder. Zerre kadar imanı olanı affeder.)
[Gunye]
(Arefe ne güzel gündür. O gün rahmet kapıları açılır.) [Deylemi]
İbadet olarak ilim öğrenmek en faziletlisidir. Bu gece ilim olarak, ehl-i sünnete uygun ilmihal okumalıdır.

3-
Bugünü fırsat bilip dua etmeli! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Duanın faziletlisi, Arefe günü yapılanıdır.) [Beyheki]

4-
Arefe gününü ibadetle, Allahü teâlâyı anmakla ve tefekkürle geçirmeye, insanlara iyilik etmeye çalışmalı! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür). [Deylemi]
(Hürmet etmek, günah işlememekle olur.)
(Arefe günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur.)
[Taberani]

Kulağına sahip olmak, gıybet, çalgı gibi haram olan şeyleri dinlememektir. Eğer biz istemeden kulağımıza gelmişse, bize günah olmaz. Gözüne sahip olmak da, haram olan şeylere bakmamak ve mubah olarak baktığı şeylerden ibret almaktır. Diline sahip olmak ise, yalan söylememek, dedikodu etmemek, laf taşımamak, kötü söz söylememek, hatta boş şey konuşmamak, kimseyi dili ile incitmemek demektir. Bunlara riayet eden Arefe gününü değerlendirmiş olur.

Arefe gecesi, Arefe günü ile Kurban bayramının birinci günü arasındaki gecedir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.)
[İsfehani]

(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]

(Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat olur.) [S. Ebediyye]