Etiket arşivi: arjantin

Risale-i Nur ile Müslüman olan Arjantinli Gustavo-Video

22 yıl önce Müslüman bir öğrenci ile tanışan ve kalbi İslamiyete ısınan 42 yaşındaki Arjantinli Gustavo, Risale-i Nur okuyunca Müslüman olmaya karar verdi.

Mayıs ayında, Latin Amerika’nın en büyük ve en çok ziyaretçi alan uluslararası 39. Buenos Aires Kitap Fuarına gelen Gustavo, Risale-i Nur standına da uğradı. Standdaki görevlilerin ilgisinden etkilenen Gustavo, ahiretin ispat edildiği Haşir Risalesini aldı. Bir süre kitabı okuayn Gustavo “Ben Müslüman olmak istiyorum ne yapabilirim?” dedi.

Nur talebelerini evine çağıran Gustavo, İslamiyet için kendisini hazır hissedip hissetmediği sorusuna “22 yıl kaybettiğini ve daha fazla beklemek istemediği” şeklinde cevap verdi. Üç kere Kelime-i Şehadet getiren Gustavo, akşam namazı vakti girince “madem Müslüman oldum ne gerekirse yapmalıyım” diyerek ilk abdestini aldı ve akşam namazını Nur talebeleleri ile birlikte kıldı.

İşte Gustavo’nun Kelime-i Şehadet getirdiği o anlar:

risale haber

Arjantin’den Gelen Müjdeli Risale-i Nur Haberleri

Esselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu
Aziz, Sıddık Ağabey ve Kardeşlerimiz,

Evvelen; seksen sene bir manevi ömr-ü baki kazandıran şuhur-u selasenizi ve mübarek kudsi gecelerinizi tebrik eder, dualarınızı istirham ederiz.

Saniyen; Mayıs ayında, Latin Amerika’nın en büyük ve en çok ziyaretçi alan uluslararası 39.Buenos Aires Kitap Fuarına büyük bir heyecanla ilk defa katıldık. Bir milyondan fazla ziyaretçi alan ve yirmi gün boyunca devam eden bu fuarda, İslamiyeti,  Kur’an ve iman hakikatlerini muhtaçlara yetiştirmek gayesiyle,  Türkiye’den katılan tek yayınevi olan Sözler neşriyat adına, Risale-i Nur Külliyatı’nın başta İspanyolca olmak üzere muhtelif lisanlardaki tercümelerini sergiledik.

Risale-i Nurları İspanyolcaya tercüme eden Lorena Ablamızla, Arjantin, Brezilya, Şili nur talebeleri ve ehl-i hizmet kardeşlerimizin gayretleri ile İslamiyeti, Kur’an-ı Kerim’i ve hakikatlerini anlattık.

KUR’AN-I KERİM ADETA MIKNATIS GİBİ İNSANLARI KENDİSİNE ÇEKİYORDU

Standımızın en güzel yerine koyduğumuz  bir metreye yetmiş santim büyüklüğündeki tevafuklu Kur’an-ı Kerim adeta mıknatıs gibi insanları kendisine çekiyordu. Hayatlarında ilk defa Kur’anı Kerimi gören yüzlerce kişi merakla Kur’an-ı Kerim hakkında sorular soruyor,  hayran hayran bakıyor, fotoğraf çekiyor ve dokunmak için bizden izin isteyip ellerini sürüyor ve dinledikerinde gözleri doluyordu.

Risale-i Nurları en iyi şekilde tanıtabilmek ve nazar-ı dikkatleri celbedebilmek için kurduğumuz projektör ve ses düzeni ile Risale-i Nurlardan derlenen vecizeleri videoları slayt olarak de ekrana yansıtıyorduk, slayt gösterilerini izlemek için standın önünde büyük kalabalıklar oluşuyordu. Bu vesile ile de bir çoklarıyla tanışıp iman hakikatlarını anlatmak ve isteyenlere kitap vermek nasib oluyordu.

45 YILDIR BU SORULARA CEVAP ARIYORDUM

Risale-i Nur Külliyatı’ndan “Frases Para Pensar” yani “tefekkür cümleleri” diye başlayan ve çok etkili vecizelerden oluşan 50 bin adet bastığımız broşürün fuarda nurların tanıtılmasında çok faydası oluyordu. Hatta broşürleri yürürken alıp okuyanlar, birkaç adım attıktan sonra adeta olduğu yerde çakılmış gibi duruyor hemen dönüp standımıza bakıyorlardı. Yediden yetmişe her kesimden ziyaretçiler hayretler içinde kalıyor ve heyecanla standımıza yaklaşıyor ve bize “Bu cümlelerin geçtiği kitabı almak istiyorum” diyorlardı. Çok değil daha iki yıl önce fuar kapısında girip çıkanlara broşür dağıtırken bu yıl tam 15 farklı İspanyolca Nur risalelerini sunuyor olmak bizim için de ayrı bir sürur ve  şükür vesilesi idi.

Hatta 53 yaşında bir hanım ablamız, bu broşürleri okuduktan sonra 45 yıl öncesinde daha 8 yaşında iken annesine “Neden bu dünyaya geldik, burada ne işimiz var” manasında çok sorular sorduğunu ve yıllardan beri bulamadığı cevapları bu broşürde bulduğunu söyledi. Daha sonra standımızın okuma bölümüne geçen bu bayan fuarın kapanış saatine kadar risalelerden okudu… Ve çok etkilendiğini söyleyerek bir çok Nur eserlerinden aldı, Rabbim hidayet nasib eylesin. Amin!

DERSLERDEN ETKİLENEN DÖRT KİŞİ MÜSLÜMAN OLMAK İSTEDİ

Standımıza olan yoğun ilgiden çok memnun olmamıza rağmen bizler on kişi olduğumuz halde kalabalıktan ilgilenemediğimiz insanlar da oluyordu. Onlar da stand girişine koyduğumuz broşürleri kendileri alıyor kitaplarımızı inceliyorlardı hatta bazılarına kitabı uzatıp bir parça okumasını istediğimizde kitaba kendini kaptırarak sayfalarca okuyanlar oluyordu ve okuduklarına lakayt kalamıyor kitabı almak istiyorlardı. Bununla beraber standımızdaki derslerden sohbetlerden çok etkilenen dört kişi Müslüman olmak istediklerini söylüyorlardı onlardan birkaç misal…

EZANI DUYAN İNSANLAR ADETA ÇAKILIYORLARDI

Standımızda her namaz vakti girdiğinde bilgisayardaki kurulu program otomatik olarak ezan okumaya başlıyordu. Bilhassa hicaz, rast gibi enfes makamlarda okunan ezanlarda, “Allahu Ekber, Allahu Ekber” nidaları fuarda yankılanıyordu ve o anda standın önünden geçmekte olan insanlar adeta çakılıyorlardı ve pür dikkat dinliyorlardı. Ruhlarında manevi bir haz yaşıyorlar fakat bu lezzetin adını koyamıyorlardı, bir çok vatandaş da standımızda halkalar oluşturuyor ve bitene kadar hayret ifadeleri ile müteveccih oluyorlardı.

EZANIN HİTAMINDA “BEN MÜSLÜMAN OLMAK İSTİYORUM” DEDİ

Bir akşam vakti fuarın kapanmasına yakın bizden biraz uzakta başka bir standda çalışan bir kardeşimiz standımıza koşa koşa geldi ve bize burada duyduğu şarkıyı dinlemek istediğini söyledi. Biz de ona duyduğunun şarkı değil, Müslümanları namaza davet eden Ezan olduğunu ifade ettik. Bilgisayardan ezan açmaya çalıştık. Tam o esnada elektrikler kesildi. Ezan dinlemek isteyen bu meraklı kardeşimizi boş göndermek olmazdı. Hafız Enes de “öyleyse ben okuyayım” diyerek ezan okumaya başladı… Ezanı dinleyen kardeşimiz gözyaşlarını tutamamış ağlamaya başlamıştı. O esnada stantta bulunan Nur Risalelerini İspanyolca’ya tercüme eden Lorena Vacide ablamız ve onun iki gayri Müslim arkadaşı da ezandan etkilenerek göz yaşlarına hakim olamamıştı ve nihayet Hafız Enes Kardeşimiz de gözyaşları içinde ezanı tamamlamaya çalışıyordu… Ve bu kardeşimiz, ezanın hitamında “Ben Müslüman olmak istiyorum fakat bazı suallerim var” dedi.  Şu an Nurları okuyor. Bize “Ben öyle körü körüne bağlanmak istemiyorum ve ne yaptığımın farkındayım. Ben İslama tam manasıyla girmek istiyorum” dedi… Rabbim hidayetini artırsın inşallah!

Ayrıca İslamiyete ilgisi olan Rocio Bravo adında bir ablamız çocuğuyla birlikte öğle vakti standımızı ziyaret etti. Nurlarla alakalı sohbetten sonra ayrıldı fakat akşama doğru tekrar standımıza geldi. Birkaç soru cevap ve dersten sonra bizlere “nasıl Müslüman olabilirim ne yapmalıyım” diyerek bizi şaşırttı. Akabinde Asa-yı Musa kitabını aldı. O günün gecesinde bize telefondan attığı mesajında şunları yazıyor: “Bu olanlar gerçekten çok hayret verici, çünkü ben bugün fuara gitmeyi planlamıyordum, sanki bir güç beni oraya sevk etti demek Risale-i Nur’u tanımam lazımmış. Ben inanıyorum ki bütün bunlar kaderimde yazılıymış…”

22 SENE SONRA İSLAM’I BULAN GUSTAVO

Bir başkası da 42 yaşındaki Gustavo!… Bundan yaklaşık 22 sene önce Müslüman bir öğrenci ile tanışıyor ve kalbi İslamiyete ısınıyor. Daha sonra o öğrenci ile irtibatı kopuyor ve daha fazla ileriye gidemiyor. Son 3 yıldır ise hanımıyla beraber kitap fuarını ziyaret etmek istiyor,  fakat maddi imkansızlıklardan dolayı bir türlü nasip olmuyor. Bu yıl da trendeki bir koltukta iki kişilik fuar giriş bileti buluyor. Bu Kardeşimiz, fuarın son günlerinde ve günün son saatlerinde hanımı ve bir çocuğuyla standımıza geldi. Oradaki muhabbet ve samimiyetten çok etkilenen adeta büyülendiğini söyleyen Gustavo Haşir Risalesini aldı. Biraz okuduktan sonra bizi hayrette bırakan ve bir o kadar da mutlu eden şu sözleri söyledi. “Ben Müslüman olmak istiyorum ne yapabilirim?” Ve bizimle mutlaka görüşmek istediğini ifade edip evine davet etti. Daha sonra bu abimizin evine misafir olduk, ailesi çocuklarının da olduğu bir ortamda Nurlardan uzun uzun okuduk ve sohbet ettik. Nurları okudukça gözleri parlıyor adeta ışık saçıyordu, kendisini hazır hissedip hissetmediğini sorduğumuzda, 22 yıl kaybettiğini ve daha fazla beklemek istemediğini, hemen orada kendi evinde Müslüman olmak istediğini söyledi. Gözleri dolaraktan kelime-i şahadet getirdi ve İslamiyet ile müşerref oldu. Akşam namazı vakti girmişti. Namaz kılmamız gerektiğini kendisine de bizimle beraber kılmak isteyip istemediğini sorduk. O da bize “madem Müslüman oldum ne gerekirse yapmalıyım” diyerek ilk abdestini aldı ve akşam namazını beraber kıldık. Ona “kendini nasıl hissediyorsun” diye sorduğumuzda ise gözleri dolu bir halde çok hafiflediğini ve çok mutlu olduğunu ifade etti. Dua ediniz diğer aile fertleri de İslamiyet’e gayet sıcak baktılar, hediye ettiğimiz kitaplarla inşallah onlar da ism-i Hadi’ye mazhar olsunlar.

MEDİTASYON KİTABI İSTEDİ, AYETÜL KÜBRA’YI GÖSTERDİK

Ayrıca Cecilia isminde bir kardeşimiz bizden meditasyon ile alakalı kitap istedi, kendisine Ayetül Kübra’yı gösterdik. Alıp almamakta kararsızdı. Biz de ona “bu kitabı al oku beğenmez isen getir ücretini iade edeceğiz” dedik. Ayetül Kübra’yı alan bu kardeşimiz de ertesi günün akşamında standı kapatmak üzereyken iken heyecanla yanımıza gelip şöyle dedi “ben bu verdiğiniz kitaptan dün 4 sahife okudum ve çok etkilendim. Ben ateist idim ama şu an dünyaya bakış açım tamamen değişti. Bir Allahın varlığına inanıyorum.” Ayaküstü yarım saati aşan bir sohbetin ardından: “Ben diğer kitaplardan da almak için geldim ne olur ne olmaz belki diğer kitaplara sonradan ulaşamam diye işlerimi bitirip ancak yetişebildim” dedi. Biz de elimizdeki tercümelerden kendisine istediği eserleri vermiş olduk elhamdülillah.

Standımızdaki Başka bir ziyaretçi de Asa-yı Musa kitabını eline aldı, kitabın bir önüne bir arkasına baktı, içini açtı bir iki cümle okudu-okumadı ve dedi ki; “Bunu satın almak istiyorum.” Biz kitabı poşete koyarken sorduk, “kitaba yalnızca baktınız belki birkaç cümle ancak okudunuz, kitabın neden bahsettiğini sormadınız ve bilmediğiniz halde neden onu almak istediniz, yani bu kitabı size aldıran nedir?” O da durumun farkındaydı, “bilmiyorum” dedi, “kitabın kapağı, rengi, yazısı beni cezp etti ve içimden bir ses dedi ki; “bu kitabı almalısın” diyerek kitabı satın aldı…

Bütün bunlara bizzat şahit olan İspanyolca risalelerin tercümesini yapan Lorena ablamız bize daha sonra şunları söyledi. “Ben evimin bir odasında, masanın başında bu tercümeleri yapıyorum, fakat Risalelere bu kadar alakanın olduğunun farkında değildim. Biz ne yaptığımızın, neye hizmet ettiğimizin gerçek manada farkında değiliz.”

Hülasaten bizim bu fuarda müşahede ettiğimiz şu ki, buranın insanları iman hakikatlerine aç olmakla birlikte Nurları okuduklarında da kesinlikle lakayt kalamıyorlar. Bize sadece Nurları kendilerine ulaştırmak kalıyor. Latin Amerika’nın hizmetinin mebdeinde bizi buraya teşvik eden ve halen de himmetini hissettiğimiz Sungur Ağabeyimiz son röportajlarından birinde Üstadın vefat günü ile alakalı neler söylemek istersiniz sualine; “Üstad vefat etmemiş ki hala gidiyor, bugün Risale-i Nur hala yayılıyor, daha İspanyolcaya tercüme olmadı iyice böyle, 400 milyon İspanyol var diyorlar Amerika’da, Üstad hayatta, hayatta gibi manen…”  diye cevap veriyordu.

İnşaAllah Risale-i Nurların da İspanyolca tercümeleri hızla devam ediyor. Daha önce basımına muvaffak olduğumuz dokuz kitaba ilaveten, Büyük Sözler, Mucizat-ı Ahmediye (SAV), Ayet-ül Kübra, Haşir Risalesi, Münacat ve Gençlik Rehberi risaleleri de hamdolsun basıldı. Şimdi bir taraftan tercümesi biten Şualar’ın kontrolleri yapılırken bir taraftan da Mektubat’ın tercümesi devam ediyor, inşallah yakın zamanlarda bu kitapların da basımına maddi, manevi dualarınızla muvaffak oluruz. Zira rahmetli Zübeyr Gündüzalp Ağabeyin de dediği gibi, “Okumak bir şey fakat her şey o “bir şey”den çıkıyor.” Çünkü, burada hediye edilen bir tek kitap bir çok insanın hidayetine vesile olup hem dünya hem de ahiret hayatlarını kurtarıyor. Bize düşen, ellerine risaleleri verip, “birazcık okuyunuz” demek kalıyor…

Son olarak da, İnşallah anlaştığımız bir yayın evi vesilesi ile Başkent Buenos Aires’de bir kitap mağazasında ve internet üzerinden satış imkanı ile bütün Arjantin ve Latin Amerika’ya posta yolu ile isteyen herkese İspanyolca Risale-i Nurlar ulaşabilecek.

Vaktinizi almamak için yirmi gün boyunca fuarda yaşadığımız bir çok hadiseden birkaç misal zikrettik. Doktorundan esnafına, öğretim üyesinden hemşiresine, öğretmeninden polisine, üniversite öğrencisinden küçük bir çocuğa kadar herkesimden insana yüzlerce kitap ve binlerce broşür vesilesi ile, Kur’an ve İman hakikatleri ulaştı… Ve şu anda da Nurları okuyanların tebrik, teşekkür yazıları ve daha fazla nasıl kitap elde edebiliriz diye mesajlar gelmeye başladı.

Bu mübarek şuhur-u selasede hassaten dualarınızı istirham ediyoruz.

Latin Amerika, Brezilya, Şili, Arjantin Nur Talebeleri

risale haber

Lucia’nın Hayatında İz Bırakan Harika Kitap: Risale-i Nur!

Merhabalar,

Asa-yı Musa kitabını bugün bitirdim ve kitap hakkındaki bazı görüşlerimi bildirmek istiyorum. Öncelikle belirtmeliyim ki; anlatacağım şeyler benim kişisel görüşlerim ve bunları Risale-i Nur Külliyatı’ndan bir kitabı sadece bir defa okuduktan sonra söylemekteyim. Okurken bunları da hesaba katmanızı isterim.

BU KİTAPLAR KUR’AN-I KERİM’İ ANLAMAYA YARDIMCI

Bu kitap, külliyatın tamamını okumaya sevketmek için güzel bir mukaddeme olarak düzenlenmiş. Özellikle yazım tarzı, mukayeseler, misaller ve örnekler onu herkesin okuyabilmesini ve anlamasını sağlıyor. Yani, kesinlikle külliyatın tamamını okumak, Kur’an-ı Kerim gibi derin bir kitabı anlamaya yardımcı olur.

Bana göre bu kitap, manalı ve tam bir hayat yaşamak için üzerinde durulması gereken çok önemli konuları düşünmeye ve anlamaya sevkediyor. Mesela varoluş, iman, niye ölüyoruz, meydana gelen iyi ve kötü hadiseler… Bence, bütün bunlara iyi bir yaklaşımı olan bu kitabı herkesin okuması gerekli.

RİSALE-İ NURLAR BANA ÇOK YAKIN VE GÜNCEL

Önemli olduğunu düşündüğüm başka bir konu da, müellifin oldukça güncel olması ki, bu da yazı tarzının son derece açık ve zamanımızla tutarlı olmasını sağlıyor. Bunu niye söylüyorum, çünkü, bütün kariyerim boyunca çok eski yazarları okudum ve her zaman tam bir tutarsızlık gördüm. Zira okuduğum yazarların söyledikleri yaşadığımız bu zamana hitap etmiyordu.

İlginç olan başka bir şey de, Asa-yı Musa’yı okurken, benim düşünce tarzıma çok yakın kısımları bulmam olmuştu. Ayrıca anlatmadan geçemeyeceğim ki, kitabı okuduğum zamanlarda beni rahatlatan kelimelere rastlıyorum. Yani son zamanlarda çok stresli bir dönemin içinden geçiyorum ve kitabı okumaya oturduğum her seferinde aynı hisleri yaşıyorum. Beni o kadar sakinleştirip rahatlatıyor ki; nasıl açıklayacağımı bilemiyorum…

“ARADIĞIMI BULDUM”

Asa-yı Musa’yı tekrar okuyacağım çünkü, kitabı aldığım gün bana bu tavsiyede bulunmuştunuz. Bununla beraber ben de aynı şekilde düşünüyordum. Şimdi, bir defa okudum ve görüyorum ki, çok ilginç, önemli ve öğrenebileceğim bir çok konuyu ihtiva ediyor. Bu yüzden, tekrar tekrar okumam lazım. İçinden geçmekte olduğum ilham ve samimiyet filizinden faydalanaraktan itiraf etmeliyim ki, fuarda bana, aradığım şeyi bulmak için doğru yerde olduğumu söylediğinizde biraz şüphem vardı. Neden bahsettiğinizi de pek anlamamıştım, fakat şimdi görüyorum ki, kesinlikle haklıymışsınız.

Asa-yı Musa insanlığı değiştirebilecek kıymette bir kitap ki, kendi düşünce tarzımda bazı değişiklikler yapmaya başladığını hissediyorum. İnançlarım noktasında çok daha emin hissediyorum. Evet, daha önce ahiretin varlığına inanıyordum fakat bütün okuduklarım benim bu inancımı yeniden tasdikledi. Özellikle dokuzuncu, onuncu ve onbirinci hüccet-i imaniyeler çok hoşuma gitti. Okuduklarımın tamamının çok ilginç ve önemli olduğunu düşünüyorum, O kadar hoşuma gidiyor ki okuduğum yerleri geri dönüp tekrar okuyorum.

Bütün bunların yanında diyebilirim ki; tek kelime ile HARİKA BİR KİTAP! Gerçek şu ki, Risale-i Nur’u tanıdığımdan dolayı kendimi ayrıcalıklı biri olarak hissediyorum…

Bir defasında şöyle bir cümle okumuştum: “Hayatta bazı şeyler vardır ki, insanların hayatlarında iz bırakırlar ” Bu Asa-yı Musa kitabı da kesinlikle benim hayatıma güzellikler kattı….

Cordoba Devlet Üniversitesi

Psikoloji Bölümü Öğrencisi

Lucia Dalmasso

www.NurNet.Org

Not 1 : Asa-yı Musa Kitabına Elektronik ortamda erişmek için : http://www.erisale.com/#content.tr.7.21

Not 2 : Bahsi Geçen Fuar İle İlgili Haber: http://www.nurnet.org/arjantin-kitap-fuarinda-risale-i-nur-sergilendi-hizmet-mektubu/

***

Mektubun Orjinali;

Hola ! Hoy Terminé de leer el libro y te debo una crítica, así q acá va:

(Antes debo aclarar q lo q voy a decir es una opinión muy personal y te lo estoy diciendo después de leer una sola vez un solo libro de la colección, asi que lee teniendo en cuenta esto)

La forma en que está organizado el libro es una buena “introducción”(por decirlo de alguna manera)que invita a leer la colección Risale-i Nur completa. La particular manera en que está escrito,usando analogías,comparaciones y ejemplos, hace que cualquier persona pueda leerlo y entenderlo,es decir, seguramente leer la colección completa ayuda a entender fácilmente algo tan complejo como es el Corán.

Creo que el libro permite comprender e invita a reflexionar sobre muchos temas que son importantes para tener en cuenta para vivir una vida mas plena y digna de ser vivida;como por ejemplo la existencia, la fe, porque morimos, las cosas buenas y malas que suceden,entre otras cosas; por todo esto es que considero que todos deberían leerlo, es un buen acercamiento.

Otra cosa q me parece importante es que el autor es bastante actual (busque la biografía por Internet )y eso hace que la forma de escribir sea bastante clara y coherente con épocas actuales, porqué digo esto? porque en toda mi carrera estuve leyendo autores muy viejos y siempre hay cierta incoherencia porque no coincide lo que dicen con épocas en las que estamos viviendo.

Algo interesante que me pasó es q,ademas de que mientras leía me encontraba con partes con las que me sentía muy identificada en mi forma de pensar, también (creo haberte contado) me pasaron un par de cositas que cuando iba al libro me encontraba con palabras que me hacían reflexionar, como así también últimamente estoy atravesando muchas situaciones de estress y cada vez q sentaba a leer me sentía,nose como muy tranquila y relajada,nose como explicarlo, me hacía bien.

Lo voy a volver a leer porque, ademas de q me lo dijiste el día que lo compré,igual pensaba hacerlo y ahora q ya lo leí una vez creo que es muy interesante, importante y tiene muchas cosas de las que puedo aprender por eso es que debo volver a leerlo. Aprovechando la inspiración y el brote de sinceridad que estoy atravesando. debo confesarte que en la feria cuando me dijiste que yo estaba en el lugar correcto para encontrar lo que quería dude un poco, pero es q no sabia de que me hablabas, ahora veo q estabas en lo cierto

Es un valioso libro que puede cambiar el ser humano, de hecho yo siento cambios en mis formas de pensar, me siento mucho mas segura en relación a lo que te decía de mis creencias.(si antes estaba segura de la existencia del Mas allá todo lo que leí reafirmó mi pensamiento…) Me gustaron muchas cosas del libro pero específicamente la novena, décima y undécima prueba de la fe, todo lo que leí ahí me pareció muy importante e interesante, me gustó mucho q las volví a leer a penas terminé.

De todo esto,ademas de un excelente LIBRO… La verdad que me siento una privilegiada en haberle conocido a Risale-i Nur…un gusto

Una vez leí una frase q decía así: “Hay acciones en la vida de unos que dejan huellas en la vida de otros”…definitivamente este libro la vara de moises algo bueno hizó en mi vida…

Arjantin Kitap Fuarından Kareler

Arjantin’in başkenti Buenos Aires’ten tüm ağabey ve kardeşlerimize selamlar,

“Peygamberimiz (SAV) neslinden birisinin gelmesi ve bize dinimizi anlatması çok güzel olurdu, onu bekliyoruz.” 

“Biz kör gibiydik. Risale-i Nur ile görmeye başladık. Fakat her bir kelimesi nur ve hikmet olan ve bir anda karşımıza çıkan Risale-i Nur, adeta bir projektör gibi gözlerimizi kamaştırdı. Biz şimdi onu okudukça daha iyi görüp, daha iyi anlayacağız.”

“Çölde susuz kalmış gibi bir vaziyetteydik, şimdi Risale-i Nur’u okuyarak susuzluğumuzu gideriyoruz.” 

Bu sözler Cordoba kitap fuarı vesilesi ile tanıştığımız ve nurlara muhatap olan bazı Arjantinli Müslümanlara ait.

Geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri Cordoba’da yaklaşık 30 yıldan bu yana devam eden kitap Fuarına katıldık. Sözler Neşriyat adına iştirak ettiğimiz ve 200 binden fazla ziyaretçisi olan bu fuardaki tek İslami stand olarak, Kur’an-ı Kerim ve başta İspanyolca olmak üzere farklı lisanlardaki Risale-i Nur eserlerini sergiledik. 20 gün süren fuar boyunca bilhassa gayri müslümlerin Kur’an’a, İslam’a ve Nurlara olan merakları ve iştiyakları ve Müslümanların da kısa süre içerisinde çok istifade etmeleri bütün yorgunluğumuzu alıp götürmüştü. Öyle ki; elimizde çok az Kur’an-ı Kerim bulunmasından dolayı herkese veremiyorduk. Fakat hususen kolej öğrencileri ve öğretmenler adeta yalvarırcasına Kur’an istiyorlardı.

Hatta standa yaklaşan bir gencin Kur’an’ı eline alıp öptüğünü görünce sorduk; “Sen Müslüman mısın?”, dedi: “Hayır, fakat ben tek bir Yaratıcı’ya, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğuna ve Hz.Muhammed’in(sav) de O’nun peygamberi olduğuna inanıyorum.” Daha da garibi bu sözlerin aynısını muhtelif kişilerden de duymuştuk.

Kur’an’ı görenler hayranlıkla inceliyorlardı. Kur’an harflerini gören birisi, “Ben bu yazılanları anlamıyorum fakat onlara bakmak bile bana yetiyor. Her bir harf sanki bir sanat eseri gibi” demişti. Bu hadise, Ami avamdan veyahut aklı gözüne inmiş maddiyunlar tabakasına karşı, Kur’ân’ın gözle görünecek bir işaret-i i’câziyesi olduğu hakikatini bize hatırlatmıştı.

Çocuklar adeta bir oyuncağa koşarcasına standa dalıp Risale-i Nurları eline alıp, okuyorlardı. Hatta 7 yaşlarında bir çocuk, küçük kitaplardan birisinin kapağını açıp, en baş sayfadaki Külliyat fotoğrafını öpüp sonra yerine bıraktı. İnşallah imanlarını kurtaracak olan bu eserlerin kıymetini ruhen hisseden bu masumlar Emirdağ Lahikasındaki şu cümleleri derhatır ettirdi; “Risale-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır.” 

Geçen yıl aynı vakitlerde Cordoba caddelerinde broşür dağıtıp isteyenlere kitaplardan ulaştırıyorduk. Hamdolsun, bu yıl ise küçük bir medrese-yi Nuriye hükmündeki mütevazi standımızda ziyaretçilerin İslam ve Risale-i Nur hakkındaki sorularını yanıtladık. Standımızın bir köşesinde, bilhassa üniversiteli ve kolejli gençlere çay ikram edip onlarla dersler okuduk.

“Bir kelebeğin midesini tanzîm eden, Manzûme-i şemsi dahi o tanzîm etmiştir.” Gibi Risali Nur’dan tekbir cümle okuyan birçok kişi hemen bu sözlerin hangi kitapta geçtiğini sorup o kitabı alıyorlardı.

“Şükrün mikyâsı kanaattir ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram-helâl demeyip rast geleni yemektir.”  Cümlesini okuyan başka birisi, “Bu bir cümle değil adeta bir kitap”  diyerek hayretini ifade etti.

33 Pencereden sadece bir parça okuyan diğer bir kişi, Risale-i Nur’un tarz-ı beyanındaki farklılığı hissedip,  “Bu tercümelerin bir ziyafet, bir tatlı, yok yok sanki baklava gibi”  demişti.

Henüz Asa-yı Musa mecmuasını okumaya başlayan ve ölüm hakkında araştırma yapan bir psikoloji öğrencisi ise, bütün külliyatı okuması gerektiğini çünkü bir risalenin bir başka risalenin anahtarı olduğu tespitinde bulunması bizi şaşırtmıştı. Belki de  şiddet-i ihtiyaçtan istifadeleri de çok hızlı oluyordu.

Velhasıl, Doktorlar, öğretmenler, avukatlar, mühendisler, liseli ve üniversiteli öğrencilerden oluşan ziyaretçilere, ve yüzlerce kişiye Nurlar ulaştı. Rabbim hidayet versin inşallah.

Fuar vesilesi ile tanıştığımız Meksikalı Abdülkerim ile, Meksiko City İslam merkezine ve Meksika’nın ikinci büyük şehri Guadalajara(Guadalahara)’da bir yıldan beri nur dersleri yapan Müslüman bir gruba kitaplarımızdan gönderdik. Yine fuarda tanıştığımız Venezuela’dan Musa ile de başkent Karakas’taki İslam merkezine ve oradaki Müslümanlara Risalei nurları birer çekirdek misali gönderdik. Rabbim neşvü nema verdirsin, Risale-i Nur bu ülkelerde de kökleşsin, imanlarını kurtardığı insanları onun meyveleri nevinden cennete göndersin inşallah, amin.

Fuar hizmetinin en güzel, en tatlı ve zahir neticesi de fuarın sonunda zuhur etti. Biz son gün otelden çıkış hazırlıkları yaparken fuarda tanıştığımız Sergio adındaki elektrik mühendisliği okuyan bir öğrenci, otele ziyarete geldi, yeni tanıştığımız ve henüz bir haftadır nurları okuyan bu kardeşimiz, kararını verdiğini ve Müslüman olmak istediğini söyledi. Bizim gibi zayıflara mükafat-ı acile nevinden gelen bu haber bizi ziyadesiyle sevindirdi. Hemen o gece, yani Cuma gecesi artık Adem Musa olarak hayatına devam eden Sergio’nun şehadetine şahitlik ettik. İlk namazını kılan ve duasını o gece yapan Adem ile, ertesi gün de Cuma namazını kıldık, Rabbim kabul etsin…

Bu yaklaşık bir aylık Cordoba fuar hizmetinin ardından başkent Buenos Airesteki hizmetlerimize de kaldığımız yerden devam ediyoruz. Geçen Cuma günü yine hapishane ziyaretlerimiz oldu. Oradaki Müslümanlarla beraber Cuma namazı kılıp, dersler okuduk. Radyo programımız ve derslerimiz devam ediyor.

Tercümelerden de en son olarak büyük sözlerin tercümesi bitti. İnşallah kontrolleri bitirdiğimizde ve imkanlarımız el verdiğinde onu da baskıya vereceğiz. Diğer taraftan şu anda Şuaların da yarısının tercümesi bitmiş durumda. Hızlı ve kaliteli bir şekilde tercümelerin tamamlanması ve kitaplarımızın basılması için dualarınızı bekliyoruz, zira heryerde olduğu gibi burada da bazen bir kitap hayatlar değiştiriyor…

Arjantin ve Latin Amerika hizmetleri ile yakından alakadar olan Sungur Abimizin ve  Said Özdemir Abimizin sağlıklarına kavuşması için dua ediyoruz. Başta  Hüsnü Bayram, Ahmet Aytemur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı Ağabeyler olmak üzere bütün abi ve kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz.

Buenos Aires/Arjantin Nur Talebeleri

www.NurNet.org

11.10.2012

Hapishaneler Nurlanmaya Devam Ediyor – Latin Amerika Hizmet Mektubu

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu ebeden daiman

Latin Amerika’nın en uç ülkelerinden sizlere binler selam. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız ziyaretlerde ilk olarak Ekvador’a geçerken Peru’ya uğradık. On saatlik Peru ziyaretimiz çok bereketli oldu..

Geçen sene hapishanelerine Risale-i Nurları bıraktığımız Peru’nun başkenti Lima’da son durumun ne olduğunu öğrenmek ve oradaki dostlarımıza selam vermek için gittiğimizde bizleri çok güzel karşıladılar. Hatta Adalet Bakanlığına giderken içimizden ‘Acaba hakikaten kitaplarımızı yerlerine ulaştırdılar mı?’ diye geçmişti.. Ama gidince gördük ki; Peru Adalet Bakanlığı, hangi risaleleri kaçar adet nerelere dağıtıldığıyla bizzat ilgilenmiş ve bu konu hakkında bizlere de malumat vermişti. Ve aynı zamanda bütün bu işlerin bir nüsha fotokopisini vermeleri, bizleri çok mesrur eyledi Elhamdülillah.

Ekvador’un başkenti Quito’ya gittiğimizde ise ilk olarak yeni açılan büyükelçiliğimizi ziyaret ederek; hem bizler hem de büyükelçiliğimiz moral buldular. Çünkü hayırlı olsun manasında ilk defa ellerinde lokumlarla gelen Türk biz olduğumuzu söylediler. Latin Amerikanın en az Türklerin bulunduğu ülke herhalde Ekvador’dur. Çok az Türk var belki onbeş-yirmi kişi civarında. Ekvador’da görüştüğümüz Türklerle birlikte nurlardan dersler yaptık ve çok memnun oldular. Uzun zamandan beri bu derslere hasret kaldıklarını söyleyerek bizlerden kitap satın aldılar. Ekvador’un başkenti Quito’daki İslam Merkezi başkanı Yahya Guyagil ile görüştük. Kendisi Türkiye’ye ziyarette bulunmuş ve üç defa Risale-i Nur derslerine katılmış birisi… Aynı zamanda devlet erkânıyla her ay toplantısının olduğunu ve Risale-i Nurları onlara aktaracağını söyledi.

Latin Amerika hapishanelerden nurlanmaya devam ediyor. Kolombiya’ya geçtiğimizde başkent Boğota’da ilk olarak hapishanelere uğradık. Elhamdülillah Risale-i Nurlarımızı bıraktık. Yetkililer de eylül ayının içinde büyük bir organizasyon yapacaklarını söyleyip, bizleri bu etkinliğe davet ettiler. Ama vaktimizin çok kısıtlı olduğundan katılamayacağımızdan bahsedince hemen bize bir ders vakti ayarladılar. Kolombiya’da hapishanelerin kapasitesinin iki katı dolu olduğundan, insanların nura ihtiyacı hat safhadaydı.

Kolombiya’da okuma oranı çok düşük… Buna rağmen okuyan kesim sürekli olarak kütüphanelere gidiyor. Latin Amerikanın modern ve en büyük kütüphanelerinden olan Luis Angel Aronga kütüphanesine Risale-i Nurlarımızı bıraktık Elhamdülillah. Kolombiya’daki görüşmelerimizde üniversitelerde öğretmenlerin öğrencilere İslamiyetle ilgili araştırma konuları verdiğini duyduk ve Kolombiya’nın en büyük üniversitesi olan Nacional Üniversitesi ve bunun yanında Rosario ve Javeriana Üniversitelerine de Risale-i Nurlarımızı bıraktık Elhamdülillah….

Kolombiya’nın komşu ülkesi olan Orta Amerika diye geçen Kuzey ve Güney Amerika’yı birbirine bağlayıp ‘iki kıtanın boğazı’ diye adlandırılan Orta Amerika ülkesi Panama’ya geçtik. İki günlüğüne geçtiğimiz Başkent Panama City’de iki yıl önce İslamiyetle şereflenen bir aile Risale-i Nurlara sahip çıktılar.. ‘Sizlerin gelmesiyle adeta uyuduğumuz yatağımızdan çıkıp silkinmemizi sağladınız.’ diyerek kendi evlerinde Risale-i Nurdan ders başlattılar.Dua edin, inşaallah bu dersler daimi olsun. Geçtiğimiz hafta ise, bu aile vesilesiyle Panama hapishanelerine de Risale-i Nurlar girdi Elhamdülillah.

Bu topraklar asırlardır bu zamanı bekliyorlarmış gibi bir halleri var. Şimdiye kadar gelenler ellerinde ne varsa alıp götürmek için hep bu insanların değerlerini kendi menfaati adına bir şeyler koparmanın derdine düşüp sömürmüşler. Şimdi ise karşılarında onların menfaatları için bir şeyler yapma gayretinde olan insanları görünce çok sevinip memnun oluyorlar ve ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlardı.

Bu manaları düşünürken Risale-i Nurdan şu cümleler tevafuk etmişti: “Çok defa söylediğim gibi yine tekrar ediyorum ki, tarihte Risale-i Nur şakirtleri gibi hak yolunda pek çok hizmet eden ve pek çok sevap kazanan ve pek az zahmet çeken görülmüyor. Biz ne kadar meşakkat çeksek, yine ucuzdur.” Demek biz, daima «Şükür ve Elhamdülillah» dedirten bir haldeyiz.”

’Rabbim bizleri bu halkaya dahil eylesin İnşaallah.

Siz çok sevdiğimiz değerli ağabeylerimizden çok dua bekliyoruz. Çünkü burada gördüğümüz şu ki; zenginiyle fakiriyle bu asırdaki insanlık teselliye muhtaç..

Üstadımızın dediği gibi: “Evet kardeşlerim, Hazret-i İsa Aleyhisselâm İncil-i Şerifte demiş ki: “Ben gidiyorum… tâ size tesellici gelsin.” -Yâni Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin,- demesiyle Kur’an’ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi; tesellisidir.

Evet bu dehşetli kâinatın fırtınaları ve zevâl ve tahribatları içinde ve bu boşluk nihayetsiz fezada herşey ile alâkadar olan insan için hakikî teselliyi ve istinad ve istimdad noktalarını yalnız Kur’an veriyor. En ziyade o teselliye muhtaç bu zamandır. Bu asırda en ziyade kuvvetli bir surette o teselliyi isbat eden, gösteren Risale-i Nur’dur. Çünki zulümat ve evhamın menbaı olan tabiatı, o delmiş geçmiş, hakikat nuruna girmiş.”

Madem Hakiki teselli de Kuran hakikatlarında olduğuna göre bütün insanlığın hakiki ihtiyacı olan Nur hakikatlarını Rabbim tüm insanlığa bizi İhlası tammla ulaştırmayı nasip etsin.Amin.

Arjantin Nur Talebeleri

risale haber