Etiket arşivi: Burcu Ercivan

Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar

Sizce ‘yalnızlık’ dedir? Bence yalnızlık; Allah’tan uzak kaldığın her dakikadır. Etrafınıza bakarsanız yalnız hisseden milyonlarca insan göreceksiniz. O halde Rabbin’den uzak kalmış milyonlarca insan var demek oluyor bu.. Çünkü Allah’ı layıkıyla tanıyan bir insan ‘ben yalnızım’ demeye haya eder. Çünkü bilir ki O’na şah damarından daha yakın BİRİ vardır.. (Biz insana şah damarından daha yakınız.. Kaf/16) Kalbinin her zerresinden geçen duyguyu, işiten ve bilen..
 
Ama Burcu abla ben öyle bir yalnızlıktan bahsetmiyorum dediğinizi duyar gibiyim. Evet her canlı bir eş arar. Yanına can yoldaşı olsun ister. Ama ben eşiyle birlikteyken de yalnız olduğunu söyleyen insanlar gördüm peki buna ne diyeceksiniz? Çünkü onlar birbirlerini Allah için değil nefisleri için sevmişler. Kalpleri bu yüzden tatmin olmamış. Sadece dünyevi hayaller üzerine kurulan evlilikler çürük bir binanın üzerine kat çıkmak gibi.. Sarsılmaya belki de yıkılmaya mecbur.. Bir süre canım cicim ayları geçtikten sonra her şeyin rengi değişiyor tabi.. Sonra radyo da bir şarkı; Birlikte ama yalnız, iki yabancı.. 
 
Ebed için yaratılmış ruhunu ”Seni ölene kadar seveceğim..” diyenler anlayamaz. O ne komik cümledir ya. Biz inananlar ölümden sonra da bir hayatın bizi beklediğini biliriz. Ne yani sana olan sevgisi sadece ölene kadar mı? Eee bu tarafın bir de ebedi olan öbür tarafı var. Bu demek oluyor ki; Ya Allah’a tam iman etmiyor ya da sana olan sevgisi kocaman bir YALAN’dan ibaret. Kabir kapısına kadar bir sevgi bize gelmez kardeşim. Biz sonsuza programlı yaratılmışız. Ebed ebed! diye inleyen ruhuna bir sor o da aynı şeyi istiyor, eminim..
 
Demek ki biz insanlar yalnızlığın çaresini başka yerler de başka kapılarda arıyoruz.Yani Mevla varken Leyla’nın kapısını çalıyoruz. Fark ettiniz mi her kapı çalındığında açılmıyor. Yanımızda sandığımız insanları çoğu zaman yanımızda bulamıyoruz.Bir de harama girdiğimizle kalıyoruz(!) Peki ama neden?
Ben diyorum ki; Faniyim fani olanı istemem.. O halde bana BAKİ ve her daim diri olan, hiç uyumayan, kalbimi bilen, rızkımı veren, gözyaşımı silen, beni seven ve sevdiren, her ihtiyacım olduğunda anında cevap verebilen bir SEVGİLİ lazım.. 
 
O halde yalan sevgiler peşinde koşmak niye kardeşim? Eğer helalin değilse, eninde sonunda firak elemi çekeceksin işte. Bu kuraldır; ”Gayr-i meşru bir muhabbetin neticesi merhametsiz bir azap çekmektir”
 
Üzüldüğünde kalbine eli yetişebilen bir kişi söyle bana. O zaman susacağım. O zaman yazmayı bırakacağım. Yok işte yok. Allah’tan gayrı eli kalbimize yetişebilen başka hiç bir kimse yok.. İnsanoğlu acayip. Allah sana o kalbi sev diye vermiş sen acı çekmek için kullanıyorsun. Peki hiç sevmeyecek miyiz? Elbette seveceğiz. Ama Allah namına seveceğiz. O’nun verdiği sonsuz sevme kabiliyetini tutup bir faniye vermeyeceğiz, BAKİ olana GERÇEK SAHİBİNE vereceğiz. Sonra gelsin mutluluklar.. O zaman göreceksiniz ki ne acı ne de keder.. Formül bu kadar basit aslında. 
 
Bunu bir misalle anlatmak gerekirse; Bir musluk düşünün ağzı çok geniş. Açtığınızda yarım saatte Akdeniz’i dolduruyor. Orada ki tazyiki hayal edin. Ama ben tutup o musluğa bahçe hortumu bağlıyorum.Yamalı falan bağladım. Açıp bahçemi sulayacağım. Sizce ne olur? Tabi ki hortum tazyike dayanamaz ve patlar bahçemde tarumar olur. Şimdi bu misali neden verdiğimi merak ediyorsunuzdur. Aynen öyle de; Senin kalbin o musluk gibi Akdeniz’i dolduracak sevgiye sahipken sen yamalı bir haram sevdayı o musluğa bağlarsan sonucunda aynen böyle bahçe misali tarumar olursun..
 
İşte güzel kardeşim, kırık dökük bir haram sevda insanı böyle darma duman ediyor.. Sonsuz elemlerde ve merhametsiz bir azap içerisinde bırakıyor. ‘Yalnızlık’ denen şey işte tam bu noktada başlıyor. Dünya durdu zannediyorsun ama aksine dünya dönmeye devam ediyor. Allah namına olmayan sevdaların seni yerle bir ediyor. Sana şah damarından yakın olan Rabbin aklına bile gelmiyor..
 
 Ne diyor Sani zül celal Kur’an da ; ”Kalpler yalnızca Allah’ı anmakla mutmain olur” (Rad.28)
 
Rabbin apaçık sana bildirmiş işte. Niye başka kapılar çalıyorsun? Açsan bir baksan kalbine Allah’tan gayrı her şey var be kardeşim. Yamalı sevdalardan perişan olmuşsun. Bir de yalnızlık şiirleri okuyor , yalnızlık melodili şarkılar dinliyorsun. Ruhunun gıdası müzik olsaydı ölünce ruhuna fatiha değil şarkı okurlardı. Artık biraz düşünme vaktin gelmedi mi!?
 
“Kulum, Beni andığı ve dudakları benim için kımıldadığı an Ben kulumla beraberim” diyen bir Allah’ın ‘yalnızım’ diyen vefasız kullarıyız.
 
Ey varlık içinde yokluk çekenler!
Deniz kenarında gezip , susuzum diyenler..
”Biz insana şah damarından daha yakınız” diyen Rabbin,
Sözü size ulaşmadı mı?..
Burcu Ercivan – risaleajans.com

Kırma kalbimi, nasıl olsa bir gün duracak!

Sevgili ve değerli kardeşlerim;
 
Fonda sezen aksu ; git , git , git-me dur! Yalan söyledim.. Ne olur ayrılığa daha hic hazir değilim..” çalıyor ama siz duymuyorsunuz. Elbette şaka:) Sizi tebessüm ettirmek istedim:) ama anladığınız üzere konu gidenlerle alakali..
 
Allah cc. bazen bazı insanları hayatınızdan çıkarır. Çünkü yerine daha hayırlı insanlar getirecektir. Ve bunun için hayatınızda yer açıyordur..
İnsan  gidenin arkasından gözyaşı dökerken gelenin  getirdiği hayrı göremiyor çoğu zaman.. çünkü  akıl ve kalp perdelenmistir. Ben bunu hakedecek ne yaptım? Diye düşünmekten Allah’ın bize yaptığı iyiliği göremiyoruz o an..
Çok sonra akıl başa gelir. Tıpkı kabre konduğunuzda basınız tahtaya vurup öldüğünüzün farkına varmanız gibi..
Bu yazıyı da şuan bu durumda olan kardeşlerimi uyandırmak için yazıyorum.. Uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter öyle değil mi? 🙂
 
Şimdi Allah’ın hayatınızdan çıkardığı insanlara bir bakın.
 
Bu bir haram sevda
Belki eski bir çocukluk arkadaşı
Ya da bir hayat eşi olabilir.. yerini siz doldurun işte..
Onların hayatınızda sizce ne gibi bir görevleri vardı ? Vazifelerini tamamlayıp da gittiler. Hiç böyle düşünmüş müydünüz?..
Haram sevgiliniz,  sizin tövbe etmenize ve Rabbinizi bulmanıza vesile oldu.
Çocukluk arkadaşınız hiç beklemediğiniz bir yanlış yaptı ve onun sayesinde Allah dan başka güvenilecek kimse olmadığını anladınız.
Hayat eşiniz bir başka yol tuttu ve sizi ruhen ve kalben bıraktı. Siz onun sayesinde bu yolda sadece Allah cc. Sizi bırakmayacağını öğrendiniz. . ila ahir..
Görünüşte şer gibi gözüken sebepler perdesinin arkasında ki büyük rahmet kapısını gördünüz mü? Heh işte o kapıdan girin:)
Bütün sebepler , bütün insanlar , bütün olaylar aslında sizin Allah’ı bulmanız için bir yoldur.. Sonucunda sizi Allaha götüren her şey, şer gibi gözükse de hayırlıdır..
Bunun için neden benim başıma bu geldi? Değil , bu olayın arkasında Allah cc. bana ne demek istedi? diyeceğiz.. inşAllah. . O zaman göreceğiz ki ; tevekkül denizinde sabır kayığına  binen sonunda Rabbine kavuşmaya kürek sallayan birer neferleriz biz:)
Hayat boyunca ya siz birilerinin ya da birileri sizin imtihanınız olur. Bu böyledir . İmtihan kağıt kalem ile olmaz azizim kul kul ile sınanır.. Ama hepsi sonuçta sizin iyiliğiniz içindir şüphesiz. Allah bilir siz bilmezsiniz..
 
Ama Burcu abla öyle olmuyor insan bu can taşıyor canı yanıyor diyorsunuz biliyorum..
Haklısınız. Canına yandığım ne de hassastır şu kalp.. ince bir terazi. Sanki camdan yaratmış Allah. Keşke karşımızda ki kişi kalbimizi kırdığında ses çıksaydı dimi. Anlasaydı. . Hatta bazen “kırılgandır lütfen hassas davranın ” yazıp kalbinin üzerine yazası geliyor insanın:)
Ama merak etmeyin o kırılma sesini Allah cc. Duyuyor..
Ve devam ediyor “Ben kırık Kalplerdeyim. .”
 
Yerlere göklere sığmayan (cc) senin kalbine sığıyor. .Herkes gitse de O gitmiyor. Herkes bıraksa da seni O bırakmıyor. Kimse dinlemese O dinliyor kimse sevmese O seviyor..
 
Şimdi git secdeye.. Rabbim de.. teşekkür ederim .. Bunca kalabalığın içinde benim sessiz haykırışımı duyuyorsun. . Kainatta bir zerreyim ama bana tenezzül ediyorsun.. Herkes bir gün adımı unutacak ama sen beni unutmamak unutturmamak üzere mahşer de tekrar diriltip huzuruna getiriyorsun. . Belki de sen , kalbime girmek için bir vesile yarattın hersey belki de bu secdeye gelip huzuruna gelmem içindi. . Özledin ve kalbimi kırmalarina müsaade ettin.. Ah ne kadar yüce ne kadar incesin..
 
Olaylara bu açıdan baktığınızda bırakın sizi kıran, üzen ,hayatınızdan giden insanlara öfkelenmeyi onlara  teşekkür edesiniz geliyor:) Bırakın giden gitsin. Öyle ya gelenin yeri gidenin yolu hazırdır bizde:)
 
Unutmayın siz Resulullah ın  (sav) ümmetsiniz.  Ve O hep sevdikleriyle imtihan oldu.. Çocuk yaşta öksüz ve yetim kaldı .. Çünkü Onun sahibi , koruyucusu Allah’dı. .
Allah bazen bütün dallarınızı kırar .Çünkü tek tutunacak dalınızın O olduğunu anlamanızı ister..
 
Anlayabilme/niz duasıyla..
Burcu Ercivan
www.NurNet.Org

Kan Bağından Ötedir Din Bağı

Sizin Kardeş deyince aklınıza ne geliyor?
 
Benim aklıma; Ahiretini kazanma da sana yardımcı olan. İyiliği emreden kötülükten alıkoyan, sana cennetin dünya da ufak bir dalga boyunu yaşatan çok kral bir insan geliyor.. Ya da kardeş sandıklarımız var demiştik..
 
Bir hatamızı gördüğü zaman,  yaşanılan iyi şeyleri unutup yüz çeviren mi kardeş? Yoksa olur olmadık yerler de arkamızdan çekiştirip, gıybetimizi yapan mı kardeş? Ne demek istediğimi sanırım az çok anladınız. Bu da madalyonun ikinci yüzü.. Kardeşim bizler elhamdülillah Müslümanız. Bakın size kardeşim diyorum. Ne gördüm, ne tanıyorum.. Çünkü biliyorum ki; Aynı Allah’a iman ediyor, aynı kıbleye yöneliyor aynı Peygambere (sav) salavat getiriyoruz. Çünkü Kan bağından ötedir din bağı.. 
 
Lakin idrakinde mi değiliz ben bilmiyorum. Nefsine hoş gelmeyen bir söz ettiği için ya da aynı görüşte olmadığı için neredeyse gırtlak gırtlağa binecek insanlar gördüm. Hele ki bizler bir hizmetin içindeysek daha da hassas olmamız gerekmiyor mu.. O benden daha çok hizmet ediyor, daha çok seviliyor , daha çok ilgi görüyor diye hırsından paralanan  insanlar.. Çok mu zor yaptığı bir güzel işten ötürü kardeşini tebrik etmek, güler yüzle yanında olduğunu göstermek.. Nedir bu nefret? Allah kalbimize sonsuz sevebilme kabiliyeti vermiş.. Bu kadar büyük kalbi nasıl daracık yapabiliyoruz hayret ediyorum.
 
Bakın Bediüzzaman Said Nursi Hz. ne diyor;
 
Ey mü’mine kin ve adavet besleyen insafsız adam! Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir cani var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semavata işittirecek derecede bağıracaksın. Hatta birtek masum, dokuz cani olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.
 
Burada anlamamız gereken ne? Benim anladığım; kardeşlerimizin yukarıda ki temsil gibi dokuz değil belki yirmi güzel huyu varken kendi nefsimizin hoşuna gitmeyen bir huyu için o yirmi güzel huyu hiçe saymak hem insaniyet namına hem de Hakikat nazarında bir zulümdür..Bunun tam tersi olsa, dokuz kötü huyu bir güzel huyu olsa yine zulümdür diyor üstad.. İnsanoğluyuz kardeşim elbette hatalarımız oluyor. Engel olamıyoruz bazen hislerimize, nefsimize yeniliyoruz. İşte böyle durumlarda bakın üstad bize bir formül veriyor, kardeşinizin bir kusurunu gördüğünüz de şunları hatırlayın;
 
1) Kaderin bunda bir hissesi var (yani yaşanması gerekiyordu..)
2) Onunda nefsi ve şeytan var. (tek bizim değil kardeşlerimizin de nefsi var onunla da uğraşan bir şeytan var.. bunu bilmek hatta nefsi ne kadar hücum etmiş ki o kusuru işlemiş deyip acımak lazım geliyor..)
3) Bir bak bakalım sen de hiç kusur yok mu.. ( hiç birimiz dört dörtlük değiliz. Başkasında bir kusur gördüğümüz de hemen kendimizde ki kusurlarımızı düşünmek)
4) Küçücük bir hisse kalıyor. Onu da Allah için affet gitsin be kardeşim.. 
 
Artık böyle bir durum da bu formülü hatırlarız inşAllah.. Vicdanımızı yoklayıp düşünelim; Bir kardeşimizi haram sevgilisiyle el ele gördüğümüz de kınamak yerine, günahından dolayı içimizin sızlaması gerekmiyor mu.. Yolunu kaybetmişe yol göstermemiz, düşeni kaldırmamız, gelmeyene gitmemiz gerekmiyor mu.. Bugün ben iman ediyorum lakin yarın ne olacağım belli olmaz deyip korkmamız, insanların dış görünüşlerine değil kalbine nazar etmemiz gerekmiyor mu.. 
 
Ey kardeşim! Benim kardeşlikten kastım budur. Zaten münafıklar, Allah düşmanları yeterince kusur araştırıyor. Gelin bizler kusur örten olalım.. Kim bilir sen kardeşinin bir kusurunu örtersin mahşerde Allah da senin bin kusurunu örter..
 
Selam ve dua ile..
Burcu Ercivan – Risale Ajans

Ahir Zamanda Mücahide Olmak

Çok değerli mücahide kardeşlerim.. Mücahide dememe şaştınız mı yoksa? Benim için İslam’ı kabul eden ben Müslümanlardanım diyen bütün kadınlar içlerinde çıkmayı bekleyen o cihat ruhunu saklayanlardır..

İman etmek öyle basit bir şey mi? La ilahe illallah davası uğruna nice kutlu insanlar şehit olmadı mı? Hem siz sadece cihat savaş meydanlarında silahla yapılır mı zannediyorsunuz?..

Ahir zamanı bir savaş meydanı olarak görelim. Etrafta dinimizle , kutsal kitabımızla , anamızdan babamızdan üstün tuttuğumuz Peygamberimizle(sav) savaşan insanlar yok mu?.. Hani bazen deriz ya ; keşke asrı saadette yaşasaydık Uhud da Bedir de düşman ile bilek bileğe savaşsaydık diye.. O zamanlara gitmene gerek yok kardeşim düşmanlar kıyamete kadar var. HAK ile BATIL savaşı devam ediyor. Peki nefislerimize sormamız gerekmiyor mu sen bu savaşın hangi tarafındasın? diye.. Tuhafınıza gitmesin çünkü bazen bilerek bazen bilmeyerek karşı taraftan taraf olabiliyoruz maalesef..
Kaçımız MODA denilen cehennem odası uğruna hakiki tesettürü kurban ettik bir düşünün.. Allah cc. kadının evde oturmasını cihat kabul ederken şeytana uyup kendimizi sokaklara atmadık mı.. Marka takıntılarımız yüzünden Deccalin bir özelliği olan İSRAFI düstur edinmedik mi.. Aman ayıp olmasın diye o elmas eli namahreme uzatmadık mı.. Namazı eğlenceye , müziği kur’an okumaya , tv izlemeyi zikire tercih etmedik mi?..
Vuruyorum sana ey nefsim! duyuyor musun? bakıyorum da hiç üstüne alınır değilsin!

Sana diyorum sana! Bak bu tarafa.. HAKİKAT TOKADINI yüzüne bir bir çarpıyorum.. Ama biliyorum seni , dünyaya sevdalısın! Ahiret umurunda değil , mesele ölüm , kabir , hesap , ahiret deyince arkana bakmadan kaçıyorsun.. Ne zor dimi senin için namahreme gözükmemek? Tabi biliyorum ; her cemal ve kemal sahibi güzelliğini görmek ve göstermek ister. Ama şunu bil ey nefsim! Sen o cemalini haramlardan saklamadıkça cennette CEMAL’i hayalinde bile göremezsin.. İlahi! Sanki cennete gitsem seni götürmeyeceğim?Yapışmışsın Dünyaya bırakmıyorsun. Dünya tuzlu su gibi ey nefsim!  içtikçe susuzluğun daha da artacak , doymayacaksın , yorulacaksın , bir lezzet alsan bin elem çekeceksin bunu bile bile hala İNAT ediyorsun!.. Rabbime koşacağım ayağıma çelmeyi takıyorsun..

Az önce Rabbine gitmek isteyen ama nefsin arzularını bastırmaya çalışan bir insanın nefsi ile SAVAŞ’ını okudunuz.. Sizce bu da cihat değil midir? Burnunun ucunu göstermeye haya eden bayan kardeşlerim mücahide değil de nedirler?..
”En büyük cihat nefse karşı yapılandır..” buyurmuş Yaveri Ekrem (sav)..
Hanım kardeşim bu sözüm kendi nefsim ile sanadır. Senin cihadın ; Evinde oturmak , çocuklarına ninni söylemek , eşinle iyi geçinmek , Allah için ilim öğrenmek , tesettüre riayet etmek ve farz ibadetlerini yapmandır.. Allah bu şartlarda sana cennetine hangi kapıdan istersen girme GARANTİSİ veriyor..
Ahh bir bilsen ne kadar değerlisin.. Değerli bir Mücevher gibisin.. Hassas , narin , korunmaya muhtaç , nazenin bir çiçek gibi.. O yüzden din düşmanları hep kadınlar üzerine oynuyor. Tesettüre moda denilen illeti sokup seni ”hem dinime uyarım , hem de nefsimin istediğini, yaparım” saçmalığına sürüklüyor! UYANALIM ARTIK!..
Bir kadın öğrenirse çocuğuna da öğretir!
Bir Hadice bir Fatıma , Zeynep yetiştirir
Bir Hacer , tam teslim bir İsmail büyütür..
Bunu biliyorlar kardeşlerim , işte bundan ÇOK KORKUYORLAR..
Sen Mücahidesin! İslam hanım efendisisin.. Ayağının altında cennet , başının üstünde AYET taşıyorsun.. Senin yerin cennette Hz. Meryem , Hz. Asiye ile hasbıhal etmektir.. Ahirette akranlarını bu mübarek hanımların yanında gördüğün de iç çekmeyecek misin? Herkes 6. kattan Cemalullah’ı seyrederken sen mahrum kalmaya dayanabilecek misin?  Herkes Resulullahın (sav) elinden Kevser suyu içerken sen uzaktan izlesen çok koymaz mı insana?..Cehennem çok büyük bir ceza ama en büyük ceza bu RAHMET deryasından nasiplenememek değil midir aslında..
Eğer simdi dualar düştüyse diline , vicdanında bir sızı hissettiysen okuyunca, senden benden neden MÜCAHİDE olmasın.. Şimdiye kadar nefsini dinledin şimdiden sonra o seni dinlesin! Savaş et nefsinle , cihat et! İnanıyorum , yapabilirsin!..Uhud da Bedir de değildin ama bak ahir zaman meydanındasın. Tavırların , mümine duruşun , vakur  , dininden taviz vermeyen yönünle safını gösterebilirsin..
Senin kalen İMANIN , kalkanın ÖRTÜN , cihadın ise İLMİN olsun.. Sen farklısın dostum çok farklı! Sen değişirsen dünya değişir. Bir nesil senin imanınla yeşerir ve yetişir..
Senin saçların bir şiire konu olamayacak kadar değerli
Mahremin, haram sofralarda konu olamayacak kadar mukaddes..
Senin Ruhun dünyaya meyletmeyecek kadar yüce ,Sanki  ötelere kanat çırpan bir kuş..
Sen ki , heveslerini gül kokulu bir çeyiz sandığında cennete saklamışsın,
İndir dünyayı sırtından, hadi durma Rahman’a koş..
Son sözü Kur’an-ı Kerime bırakıp , mücahide olmayı bekleyen ruhunuzu Allah’a emanet ediyorum..
  • ”İster erkek ister kadın olsun, benim yolumda çaba gösterenlerden kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım..” (Al-i İmran ,195)
  • ”Davamız uğrunda CİHAT EDENLERİ bize varan yollara yönlendiririz..”(Ankebut, 69)
  • ”Erkek veya kadın , kim mü’min olarak iyi amel işlerse biz ona hoş ve huzurlu bir hayat yaşatırız ve yine böylelerini yapageldikleri en güzel şey ne ise ona göre ödüllendireceğiz..” (Nahl,97)
  • ”Allah’ın rahmeti, iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlara muhakkak ki pek yakındır..” (Araf,56)

Burcu Ercivan – Risale Ajans

Bizim Farzımız Tarzımızdır

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.(Al-i İmran suresi ,104)

İşte bu ayet bütün yazılarım gibi bu yazının da sebebidir.. Belirtmek istedim kardeşlerim.
Konuya nasıl başlasam bilemiyorum ama şunu söylemeliyim; yıllar sonra tesettür özgürlüğünü kazandık lakin tesettürü kaybettik.. Maalesef ki durum bu.
Elit mekanlara gideyim , marka takılayım.. Aman modern görüneyim derken özümüzü kaybettik. Moda sayfalarında Müslümanlığa yakışmayan kıyafetler boy boy sergileniyor.Asıl acı olan kızlarımızın bu şeytan akımına kapılıp gitmesi. Sosyal medya saçı ve boynu şalından gözüken kardeşlerimizle dolu.Ne acı.. Tarz olayım derken Farz olanı yitirmek..Sakın yargıladığımı düşünmeyin! Haşa.. Bizler yargılamak değil ancak kardeşimizin bu durumundan müteesir olabiliriz. Demek ki nefsi ve şeytan ona ve imanına ne derece hucum etmiş. Bizim derdimiz doğru olanı tebliğ etmektir sadece. Hiç birimiz dört dörtlük değiliz zaten. Bir şeyi doğru yapsak bir şeyi yanlış yapıyoruz işte.. Öyle ya Ahir zaman bu , insanın aklını başından alıyor..
Gelin asr-ı saadete gidelim , Ceziretül Arab’a.. Orada hanımlar nasıldı acaba. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesselem) kızı Hz. Fatıma annemizin bir elbisesi var yamalı mı yamalı.. Belkide ikinci elbisesi dahi yoktu. Peki neden? İstese olmaz mıydı. Alemler onun babası için yaratılmışken bir fistan istese Cenab-ı Allah ona vermez miydi sizce?.. Tabi ki ayaklarına serilirdi inanın bana. Ama onlar tenezzül etmemişler dünya malına. Çul çaput değil miydi hepsi , cennette ipekten libaslar giydirilecek çünkü ,tahtlarda otutturulacak sevgililer sevgilisinin biricik kızı.. Hiç tenezzül eder mi? Yakışır mı bir sedir üzerinde uyuyan Peygamber kızına..
Neyiz biz kardeşim? Nasıl bir ümmetiz söylesene bana. Özene özene özümüzü kaybettik.Evet nefis var evet biliyorum çok zor tek bir siyah kıyafetle dışarı çıkmak. İnsanlar rengarenk diledikleri gibi giyinirken , senin karalara girmen zor evet. Ama cennete gitmek de ucuz değil bunu bilmelisin..Şeytan sana ”ama herkes böyle giyiniyor” diye fısıldıyor biliyorum.

”Daha gençsin , yaşlanınca örtünürsün” diyor biliyorum.
”Hep böyle gezilir mi , sıkılırsın , sıcaklarsın , insanlar seni artık beğenmez” diyor biliyorum..

Çünkü zamanında aynı sözleri bana da fısıldamıştı. Senelerce onu dinledim , elime bir şey geçmedi. Dünya malı işte , paralar döktüğüm marka kıyafetler hepsi bir bir çöpe gitti.. Emin ol senin de gidecek. Müslüman insan beraberinde kabre götüremeyeceği şeye kalp bağlamaz. Seneler önce ailenden bin bir ısrarla isteyip de aldığın o marka elbisenin akıbetini düşün. Nere de şimdi? Dolabında durmadı değil mi..

Ben sana çok güzel bir marka söyleyeyim mi? Allah namına örtündüğün vakit , Allah için giyindiğin vakit en güzel marka sensin. Gökte melekler alkışlar seni , kainat kucaklar seni..
Bir Saliha hanım olsan bütün Allah dostları anar seni.. Hz. Fatıma , Hz. Hatice , Hz. Meryem konuşur seni. Gelse de bu ahir zaman da mücahide olan kardeşimiz bir hasbihal etsek derler.. Nefsinle nasıl mücadele ettin , şeytanı nasıl yendin hikayeni izlersin cennetten yüzünde tebessümle.. Yanında Hz. Aişe ..
Bunların hepsi sen istersen olabilir. Benden bir şey olmaz deme! Her şey olur senden.. Bir nesile mümine tavrınla örnek olabilirsin. Önüne kırmızı halılar sersinler sen aldırma. Senin önünde serilmiş cennet-i ala.. Topuğunun sesi değil imanının sesi çınlasın kulaklarda . Saçların değerli dağıtma rüzgarlara.. Sen değerlisin , sergi olma haram nazarlara..
Boynunu kapat. Şalından gözüken saçını ört. Kollarını bileklerine kadar açma.. Açık olan ama örtünmek isteyen kardeşlerimizin şevkini kırma. ”Böyle kapanacağıma acık olurum daha iyi” deyip (seni örnek göstererek) nefsini ve şeytanı dinlemiş bir çok kardeşin günahına girme..
Evinde helal dairende süslen püslen. . İslamiyet senden bunları men etmiyor kardeşim. Sadece helal dairen de yap harama gösterme diyor.. Dikkat edelim Efendimizden (sallallahu aleyhi vessellem) 1400 yıl önce bildirilen şu zümreden olmayalım;
‘Cehennem halkından iki sınıf vardır ki bunları ben görmedim.Bunlardan birisi; Başları (saçları) deve hörgücü gibi olan, zarif ve cazibeli, giyinik oldukları halde çıplak kadınlar. Ki bunlar cennete giremeyecekleri gibi onun kokusunu bile alamayacaklardır. Oysa cennetin kokusu nice uzak mesafelerden alınır.” (Kaynak; Ebu Hüreyra(r.a.)
Allah cc. ilk önce bize sonra cümle Muhammedin ümmetine hakkıyla örtünmeyi , örtünün hakkını vermeyi nasip etsin. Hakkınızı helal edin. Selam ve dua ile..
Burcu Ercivan / Risale Ajans