Etiket arşivi: bursa

Bursa’da Mehmet Fırıncı Paneli Yapıldı

Dünyayı Aydınlatan Anadolu Ağabeyleri panellerinin 6.sı olan Mehmet Fırıncı” paneli Bursa’da gerçekleştirildi. Panelde, Fırıncı ağabeyin hayatı ve hizmetleri anlatıldı.

Risale Akademi, Bediüzzaman’ı Anma ve Anlama Platformu ile Büyükşehir Belediyesi tarafından Merinos AKKM’de “Dünyayı Aydınlatan Anadolu Ağabeyleri -Mehmet Fırıncı” paneli düzenlendi.

Bursalıların büyük bir ilgi gösterdiği panelde hanımların katılımı dikkati çekti. Programa Mehmet Fırıncı ağabeyde katıldı.

Kur’an tilaveti ve slayt gösteriminin ardından söz alan Bursa Bediüzzaman Platformu Başkanı Doç. Dr. Fikri Pala, “Bediüzzaman’ın etrafında ihlas ve samimiyetle hizmet edenlerden birisi de Mehmet Fırıncı ağabeyimizdir. Bediüzzaman’ın kahraman talebelerinden Mehmet Fırıncı’nın vasfı, diğer nur ağabeylerimiz gibidir. Ağabeylerimiz Üstadlarına ‘’anam babam sana feda olsun ya Üstad’’ demiştir. Izdıraplar onları yıldırmamış. Hayatlarını bu milletin saadetine hizmet için geçirdiler” dedi.

Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek ise, Anadolu ağabeylerini anmanın kendileri için bir vicdan borcu olduğunu ifade ederek, “Ağabeylerimizin bu konuda bir talebi olmadı. Bu şahsiyetleri unutamayız. Onlara teşekkür borçluyuz. Üstadı hayattayken tanıyan ve ona hizmet eden ağabeylere ‘Son Şahitler’ deniliyor. Bu panellerin devamını diliyorum. Bu son şahitlerin daha da fazla anılmasını istiyoruz. Önümüzdeki haftalar diğer ağabeylerimizle ilgili panellere devam edilecektir.’’ dedi.

Panel’e katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, önemli şahsiyetlerin anlatılmasının gerçekten önemli olduğunu dile getirdi. Altepe, “Bizim üzerimizde büyük bir yük var. İnsanlar bu dünyaya bir şeyler bırakmak için geliyor. Onun için bu dünya rahat etme yeri değil, çalışma yeridir. Atalarımız idealleri uğruna savaştı. Bu güzel dinin ve ahlakın yaşaması için mücadele ettiler. Bizler de aynı neslin devamı olarak aynı çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından ‘Mehmet Fırıncı hayatı, fikirleri ve görüşleri’ konulu panele geçildi. Akademik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy başkanlığında düzenlenen panelde söz alan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Fırıncı ağabeyin hayatının herkese örnek olması gerektiğini belirtti.

Programı düzenleyenlere teşekkür eden Tarhan, panel sayesinde birçok unutulmuş değerlerin tekrar hatırlanmasının sağladığını kaydetti. Bediüzzaman’ın fikirlerinden örnek veren Tarhan, “Bediüzzaman, her zaman din bilimleri ile fen bilimlerinin bir arada okutulmasının üzerinde durdu. Bu hareket ikisi bir araya gelmediği zaman ırkçılık şeklinde ortaya çıkabiliyor. Türkiye’de bu unsurların olması ile radikalleşme önlendi. İslam’ın barış ve aydınlık yönü ortaya çıktı” dedi.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir ise, Bediüzzüman Said Nursi’nin hayatı ve geçtiğimiz hafta vefat eden Mustafa Sungur ağabeyi anlattı. Özdemir, Bediüzzaman’ın fikrinin dünyaya yayıldığını ifade ederek, “Mehmet Fırıncı ağabeyimiz 70 yaşında bile diyar diyar gezdi. Herkes onu ‘Fırıncı Abi’ diye anlatır. Eğer İngilizce’ye ‘abi’ kelimesi girerse bu ağabeylerimiz sayesinde girecek. Bugün İslam’ın ve Kuran’ın mesajının yayılmasında Fırıncı ağabeylerin gayretleri, ihlasları ve samimiyetlerine borçluyuz” diye konuştu.

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç, Mehmet Fırıncı ağabey ile yaşadığı hatıraları davetlilere anlattı. Arınç, “Fırıncı ağabeyimiz güler yüzlü, alçak gönüllü, dikkati olan bir insandır. Üstad, ‘unutmak ehemmiyet vermemektir’ der. Bu yüzden Fırıncı ağabeyimiz buna dikkat eder. Mehmet Fırıncı Ağabey, güzel İstanbul Türkçesi konuşan birisi. Fırıncı ağabeyimiz hoş sohbet bir insan” dedi.

Araştırmacı-Yazar İhsan Atasoy konuşmasında Nur talebelerinin mesleğini sahabe mesleği olarak nitelendirdi. Sahabelerin Peygamberimiz (asm) ile diyaloglarını ve hizmet anlayışları ile Bediüzzaman Said Nursi ile talebelerinin diyaloglarını ve hizmetlerini karşılaştıran  İhsan Atasoy, ‘’ Sahabe efendilerimiz nasıl Peygamber efendimiz (asm) dan aldıkları dersle dünyaya İman ve Kur’an dersi vermeye başladıysalar, Üstadımızdan ders alan Nur Talebesi ağabeylerimizde aynı şekilde İman ve Kur’an hizmeti için her şeylerini feda etmişlerdir.’’ dedi.

Panelistlerin konuşmalarından sonra katılımcılara ve panelistlere plaket verildi.

NurDergi

İlahiyat okumak için 50 farklı ülkeden Bursa’ya geldiler!

Dünyanın farklı 50 ülkesinden ilahiyat fakültesinde okumak için Bursa’ya gelen öğrenciler piknikte buluştu. Irak’tan Nijerya’ya, farklı ülkelerden gelen öğrenciler biraraya gelerek moral depoladı.

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okutulan yabancı öğrenciler, UÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Sağlam koordinatörlüğünde piknikte buluştu. Lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde toplam 350 öğrenci ilahiyat okuyor. Ülkelerinden binlerce aday öğrenci arasından seçilerek Türkiye’ye gelen öğrenciler ise Türk insanının samimiyetinden ve fedakarlığından memnun.

Doç. Dr. İsmail Sağlam, “Öğrencilerimizle yakından ilgileniyoruz. Hem bayramlaşma hem de buluşma anlamında piknik düzenledik. Bu öğrenciler çok zeki ve çalışkan öğrenciler arasından seçilmiştir. Bir anlamda Bursa, dünyaya ilahiyatçı yetiştiriyor. Derslerine takviye noktasındaki çalışmalarımızın yanı sıra onların sosyal kültürel etkinliklerle moral depolamalarını da sağlamayı amaçlıyoruz. Öğrencilerimizi, donanımlı şekilde yüksek öğrenimlerini tamamlayarak, ülkelerine hizmet etmek için göndermek istiyoruz” dedi.

Konuk öğrenciler ise kendilerine gösterilen ilgiden memnun olduklarını ifade etti. Balkanlar’dan Rusya’ya, Afrika’dan Malezya’ya değişik coğrafyalardan 50 farklı ülkeden Bursa’ya gelen öğrenciler gönüllerince bir gün geçirdi.

Kaynak: www.diyanethaber.com.tr

Yunanistan’da Bir İlk: Risale-i Nur Sergilendi

Her şey halis bir dua ile başladı ve amin diyen halis gönüllerle… Bu dua ve aminler dalga dalga ta Anadolu’ya kadar yayıldı. Bu dua ve aminler kalplerin çarpıntısını değiştirdi. Bu dua ve aminler zihinleri ve himmetleri harakete geçirdi. Bu dua ve aminler Selanik’in Yunanistan’a bağlanmasının 100.cü yılında bir ilke imza attı. Evet 100 yıldır ilk defa, Osmanlı döneminde “Balkanların Kudüs’ü” diye anılan Selanik de, İslam’ın nurunu, Kur’an’ın nurunu, Risale-i Nurları sergileyen Garbi Trakya’dan bir dernek bir stand kuruyor. Bunun şuuru tabii ki bu fuarla ilgilenen herkesi son derece heycanlandırıyor ve de endişelendiriyordu.

RNK Neşriyat olarak başvurulan fuarı İskeçe (Xanthi) UHUVVET Kültür ve Eğitim Derneği temsil etti. Fuardaki sergimizin en çekici kısmı İstanbul Hizmet Vakfı’nın Derneğimize getirip hediye ettikleri ve herkesin kalbine hitap eden o güzel Kur’anlardı. Daha sonra başta Yunanca’ya çevrilen ve diğer dillerle raflarımızı dolduran ve zihinleri nurlandıran Risale-i Nurlardı. Bir de “İşte size Anadolu’dan Edirne Lokumu!” diye ikram ettiğimiz ve tüm nefisleri standımıza celb eden o çok lezzetli lokumlar.

Tabii ki burasını yalnız bırakmayıp bizi ziyaret eden ve her türlü destekte bulunan İstanbul, Edirne, Bursa, Bulgaristan, Erzincan’dan kardeşlerin olması buradaki vazifelerin çok daha kolay olmasına vesile oldular. Ve de perdenin arkasında bulunan başta Ruba Vakfı, RNK Neşriyat, Sözler Neşriyat, Envar Neşriyat, Nesil Yayınları, Hizmet Vakfı tüm hazırlıkların temelini oluşturdular.

24 Mayıs Regaib Kandilinde başlayan ve 27 Mayıs Pazar akşamı biten fuardaki standımızın ilk ziyaretçilerinden ve ziyaret defterimizi ilk imzalıyan Selanik’teki Türk Konsolosluk’unun Başkonsolosu Sayın Tuğrul Biltekin oldu. Daha sonra ziyaretçilerin arkası kesilmedi. Devletin her kesminden Elhamdülillah ziyaretçiler geldi. Polisler, askerler, din görevlileri, papazlar, üniversite öğretim görevlileri, öğretmenler, her yaşta öğrenciler, doktorlar, hastalar, gazeteciler, ve tabi ki yazarlar, kısacası halkın her kesminden insanlar doldu boşaldı. Aynı zamanda Yunanistan’ın en büyük universitelerinden biri olan Aristotelyo Üniversitesinin Rektörüne ve Selanik Belediye Başkanı olan Sayın Butaris’e de tüm tercümelerimizden verme fırsatımız oldu.

Ancak tüm bunların ötesinde en ilginç ziyaretçilerimizden biri bizi ilk gün ziyaret eden 60 yaş cıvarında olan Zoi (Hayat manasına gelir) teyze oldu. Bu teyzenin ana dili gibi Türkçe konuştuğunu duyunca merak ettik sorduk. Bu teyze de bize “evladım benim anacım ve babacım yıllar önce Yunanistan’a Barla diye bir köyden gelmişler, sen nerden bileceksin Barla’yı?” demez mi? Biz tabi neye uğradığımızı şaşırdık. Bizde teyzeye “peki teyzecim sen tüm bu kitapların senin köyün olan Barla da yazıldığını biliyormusun?” deyip ona Yunanca kısa tarihçeden yerini kitapta gösterince bizim gözler dolar, onun da gözleri iki çeşme misali akmaya başlar ve güçlükle sakinleşir…

Bir diğeri ise ilk gün bizimle tanışan ve ikinci gün bize bir kutu kurabiye ile gelen bir memur oldu. Hatta bize özellikle katkı maddesi olmayan ve müslümanların rahat yiyebileceği bir kurabiye olması için özellikle aradığını ve bulup bize getirdiğini söyledi.

Bunlar gibi daha bir çok örnekler ve ikramları görünce, tüm bunları ilk defa bir fuar macerasına girişen bizlerin işi olamayacağını ancak ve ancak Yüce Mevla’mızın inayeti ve ikramı olduğunu görüyor ve secdeye kapanmaktan başka şükür tarzı olmadığını anlıyoruz.

Sonuç olarak gördük ki, bizlerin belki 10 yılda ulaşamadığımız kitleye fuar aracılığı ile 4 günde ulaşıldı. Gelenlerden bir sürü Yunanca Kur’an, siparişi aldık. Ve onlara verdiğimiz binlerce broşürleri okuyupta bize fikrini bildirenlere bedava bir kitap göndermeye söz verdik. Hatta bize gelen mail yorumlarından bir tanesinde bir yunanlı diyor ki, “o çok lezettli lokum ve maddi (kitap) manevi ikramlarınızdan dolayı size teşekkür ediyor amacınıza en kısa zamanda başarıyla ulaşmanızı diliyorum.

Bizler bu fuardan ders aldık ve anladık ki: Yunanistan da İslam bilinmiyor, Kur’an bilinmiyor, hakikatleri bilinmiyor. Az bilenler de sadece televizyonun anlattıkları çarpık bilgilere sahip. Bizim haşire inandığımızı, Hz. İsa’ya, İncil’e, Musa’ya, Tevrat’a inandığımızı duyup ta şaşıran o kadar çok kişi ile karşılaştık ki, biz dahi şaştık. Hatta bir Yunanlı dedi ki, “ee, bu durumda bizim ne farkımız kaldı ki?

Fuarın sona ermesi bizlerin artık yepyeni bir yola başladığımızın işareti gibi idi. Yani, tercümelerin hızlanması ve bir an önce hakikatlerin herkese ulaşılabilmesi için gece gündüz çalışmamız gerktiğini anladık. Hatta bir kardeşimiz şunu itiraf etti: “Ben sekiz senedir ilk defa bu kadar şevklendim ve memleketimde hizmet etmem gerektiğini daha iyi anladım.

Evet herşey bir dua ile başladı, ve herşey duanın devamıyla devam edebilir. Çünkü dualarımız, dualarınız olmasa neyin ehemmiyeti kalır ki?… vesselam….

Yunanistan adına, Yunanistandaki olan ve olacak olan Nur talebeleri adına, dualarınıza devamlı muhtaç…

Ayrıca fuarda çekilen fotoğrafların tamamına Ruba Vakfı’nın Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz… Tıklayınız…

UHUVVET Kültür ve Eğitim Derneği / NurNet.Org

Bursa’dan Strazburg’a uzanan Peygamber coşkusu

Geçtiğimiz 23 Nisan günü Bursa Muş-İl Der’in davetlisi olarak Kutlu doğum programına konuşmacı olarak iştirak etmenin heyecan ve gururunu yaşadım.

Türkiye’nin ve tüm dünya Müslümanlarının coşkuyla yâd ettikleri mevlîd-i Nebî’nin ihtişamı salonlardan ve gönüllerden taşıp bütün âfâkı nurlandırdı.

Şarkın mert ve cömert insanlarının sıcak alakaları ve organizeleriyle Peygamber sevgisinin doruğa ulaştığı içten, samimi duyguların olabildiğince yansıtıldığı güzide ortamı birlikte paylaşmak, hayatımın nadir karelerinden birini oluşturdu.

Kardeşlik yolu muhabbet, rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)” başlığı altında yaklaşık bir saatlik konferansta Muhammedî nurun yansımaları, salonla birlikte bizleri asr-ı saâdetin mutlu ülkesindeki insanlarla buluşturdu. Duygulandık, ağladık, ferahladık ve Nebevî iksirle hemhal olduk.

Yoğun bir katılımın gerçekleştiği programın tek bir nefes ve ruhî atmosferde, kardeşlik, dostluk, uhuvvet ve muhabbet havasının susamışlığı âdetâ tarihî mekânda yankılanıyordu.

Program sonrası, kitaplarımızı imzalarken dost ve kardeşlerimizle hasbihal etme fırsatı da bulduk.

Başta muhterem başkan ve yönetimine, dost, kardeş ve hemşehrilerime, yakın alaka ve misafirperverliklerinden dolayı kalbî teşekkürlerimi sunuyorum.

Bursa dönüşü, dinlenme fırsatı bulamadan, Fransa’nın Strazburg şehrindeki kardeşlerimizin epey zamandır yaptıkları davete icabet etmek gerekiyordu.

Yasin kardeşimizin, “hocam uçak biletlerini aldım, bekliyoruz” telefonuyla, hemen ertesi gün yola revan olduk.

Almanya’nın Stutgart hava alanından Cuma sabahı Strazburg şehrine doğru (160 km.) yol alırken, Ren nehrinin Almanya ayağındaki Kehl şehrinde Diyanet İşleri Başkanlığınca yapımı tamamlanmış olan iki minareli caminin ihtişamı ve minarelerindeki tevhidin mühim bir şiâr olarak âleme ilânı, gönlümüze sürur, inancımıza gurur ve lezzet katıyordu. Kısa bir ziyaretten sonra nehrin öbür yakasındaki Strazburg şehrine girmiş oluyorduk.

Yine Başbakanımızın yakın alaka, takip ve talimatlarıyla Diyanet tarafından satın alınarak dizayn edilen cami, İmam-Hatip okulu ve İlahiyat fakültesinin bulunduğu külliye, İslâm kardeşliğinin bir sembolü edasıyla bizi karşılıyor, başta Din ateşesi sayın Prof. Dr. Fazlı bey olmak üzere görevli hocaefendilerin muhabbet ve sevgi odaklı yaklaşımları memnuniyetimizi celbediyordu.

Bir kısmını daha önceden Eyüp Sultan Camiinden de tanıdığım güzide cemaatle yaptığımız kısa, ama mesaj dolu hasbihalimizde; uhuvvet, kardeşlik, tesanüd, ittihad eksenli yaptığımız vurgulardan sonra, eski dostlarımız ve cemaatle sıcak ve hasret dolu kucaklaşmalarımız sevincimizi kat kat artırmıştı.

Hasseten eski bölge başkanımız muhterem Mehmet Baloğlu ve ailesine nazik davetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Akşam dersinde Yasin kardeşin evinde bir araya gelen genç ve dinamik cemaatin alaka ile takip ettikleri Risale-i Nur sohbeti gönüllerimizi mesrur etmişti.

Cumartesi akşamı, Sivaslı genç kardeşlerimizin dernek binasındaki program dersle birlikte, saat 12.00’ye kadar soru cevap şeklinde devam etti.

Başta Necmettin kardeşim olmak üzere tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.

Gurbet ellerde iman ve Kur’ân hakikatlerine susamış ve inançlarını korumaya kararlı böyle daha nice cemiyet ve cemaatlerin varlığı yüreğimize su serpiyor.

En çok beklenen ve vurgu yapılan husus; bu tür cemiyet ve cemaatlerin, din hizmeti adı altında maddi yardım ve beklenti içine girmeden, sırf Allah rızası ve Kur’ân hakikatlerinin gönüllere ulaştırılmasında hassas olunması, menfaat beklentisine girilmememsi.

Dört-beş günlük yoğun program sürecinde bizlerin de hiçbir karşılık beklemeden sohbet ve derslerimizi paylaşmamızın dikkatlerden kaçmadığını müşahede etmek, meslek ve meşrebimiz adına bir teminat ve güvence oluşturması bakımından kayda değer bir husustu.

Mahfuz kardeşimizin hanesinde organize ettiği dersin tadını yâd etmemek mümkün mü? öncesindeki Osman beyin davetini, akşam dersi sonrası geç vakitte Bülent beyin evindeki Kur’ân kıraatini ve sohbetini de kaydetmek gerekir.

Her karesi dolu geçen bu kısa zaman diliminde, misafirperverliğinden dolayı Yasin Çakmak’a, yakın ilgilerini esirgemeyen ve burada isimlerini sayamadığım umum kardeşlerimize, Strazburgdaki hemşehrilerimize binlerce teşekkürler… Allah ebeden hepsinden razı olsun ve Kur’ân hizmetinde daim eylesin inşallah.

Selam, muhabbet ve dualarımla…

İsmail Aksoy

Bursa’da “Bediüzzaman Haftası” başlıyor

1960 Mart ayında vefat eden Bediüzzaman Said Nursi’yi anma etkinlikleri Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerinde düzenleniyor.

Bursa Bediüzzaman’ı Anma ve Anlama Paltformu bu yılki anma programını iki güne sığdırdı.

BİRİNCİ GÜN PANEL

24 Mart Cumartesi günü başlayacak olan Bediüzzaman Haftasında “Bediüzzaman’a göre temel hak ve hürriyetler” başlıklı panel düzenlenecek.

Saat 19.45’te Merinos Kültür Merkezi’ndeki panelin yöneticiliğini Av. Mustafa Tuncel yaparken Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Prof. Dr. Şadi Eren, Doç. Dr. Osman Can, Doç. Dr. Ahmet Yıldız konuşmacı olarak katılacak.

İKİNCİ GÜN MEVLİD

25 Mart Pazar günü ise Bursa Ulu Camii’nde Mevlid-i Şerif okunacak. Saat 11.30’da başlayacak olan mevlidin yöneticiliğini Mustafa Yılmaz yaparken Prof. Dr. Mehmet Emin Ay konuşma yapacak.

Hafızlar Ayhan Polat, Adnan Damar Kur’an-ı Kerim okuyacağı mevlid Yahya Alkın’ın yapacağı dua ile sona erecek.

BEDİÜZZAMAN’IN TALEBELERİ DE KATILIYOR

Anma haftasına Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleri Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı, Said Özdemir, Hüsnü Bayram, Ahmet Aytemur, Salih Özcan, Mahmut Çalışkan ve Abdülkadir Badıllı da katılacak ve hatıraları anlatacak.

Hüseyin Hiçdurmaz / Risale Haber