Etiket arşivi: çocukta merak duygusu

Her çocuk “yapabilme gücü”ne sahiptir (3)

Çocuk yetişkinin kendisini engellemesine karşı koyar ve öğrenme işlevini tamamlayabilirse rahatlar. Aksi durumda, yani yetişkin çocukla girdiği bu mücadelede “kendi sözünü dinlettirmek” adına çocuğu her defasında bir çaresizliğin içine düşürürse çocukta merak duygusu adım adım kaybolur.

Belki yetişkin çocuğa gücünü yetirmekle övünebilir. Sözünü geçirdiği için kendisiyle gurur da duyabilir. Ancak çocuk başladığı bir işi yarım bıraktığı için dikkat dağınıklığına doğru adım adım ilerleyecektir. Zira öğrenmelerin kesintiye uğraması dikkat dağınıklığını doğurur.

Bugün birçok çocukta var olduğu düşünülen dikkat dağınıklığının sebeplerinden biri de küçük yaşlarda merak duygusu ile bir işi öğrenmeye çalışan çocuğun engellenmesidir. Belki heyecan içinde onlarca şeye yönelen çocuktan söz edebiliriz ama (zihinsel bir problem yoksa) hiçbir çocuğun dikkat dağınıklığı doğuştan değildir. Çevresinin çocuğa uyguladığı psikolojik, fiziksel, duygusal baskının ürünüdür dikkat dağınıklığı…

Çocukların öğrenme yöntemleri yetişkinlerden farklıdır. Yetişkinler bilmediği bir işi “birisinden yardım alarak” öğrenmeye çalışırlar. Çocuklar ise bilmediği bir şeyi yardım alarak değil, önce kendisi deneyerek öğrenmeye gayret ederler. Eşyayı eline alır, koklar, tadar, yere vurur, onun sesini duymaya çalışır. Öğrenemezse yardım alır. İşte bu şekilde gerçekleşen öğrenme kalıcı öğrenmedir.

Çocukta merak duygusu azaldıkça eski coşkulu koşma, bir yerlere tırmanma, görme, tanıma, tatma isteği azalır. Yerini bıkkınlıklar, huzursuzluklar, teknolojik gereçlere bağımlılıklar alır.

Çocuğun bu hali birçok ebeveyn tarafından, “Çocuğum televizyon bağımlısı olmaya başladı.” veya “Çocuğuma yetemiyorum.” şeklinde dillendirilse de temeldeki problem çocuğun içsel merak duygusunu kaybetmesidir.

-Devamı yarın-

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Her çocuk “yapabilme gücü”ne sahiptir (2)

Çocuğun içindeki bu heyecan verici kıpırdanışın adı “merak duygusu” ve “taklit hevesi”dir. Merak duygusunun itici gücü sayesinde çocuk evin içinde olan her şeyi öğrenmek ister; sürekli elini çekmeceye atar, dolapları karıştırır, televizyon kumandasına basar, anne babasının çayına şeker atar, kalem tutar, resim yapar, uykusu gelse uyumaz, gözleri kapanırken bile soru sorar; anne babasını tüketir ama kendi tükenmez.

Çocuk “merak” ile yaşar. İçindeki merak duygusuna cevap veren rehber bir yetişkin bulursa insan olmaktan kaynaklanan üstün yeteneklerini bir bir ortaya çıkartabilir.

Ancak birçok ebeveyn, belki de kendi tükenmişliğinin bir sonucu olarak çocuklarındaki merak duygularına eşlik etmek yerine onları kontrol altına almayı, kendine boyun eğdirmeyi marifet zannediyor.

Bir çocuğun doğal “öğrenme arzusu” tükenmeye başlarsa, artık ebeveynler çıkmaz bir sokağa giriyor demektir… Zira tükenmişlik başladığında ebeveynlerin zorunlu yaptırım araçları olan ceza ve mükâfatlar da başlar ki çocuk hiç olmazsa o anı kurtarabilsin. Ceza ve mükâfat başladığında ise çocuğun kişilik inşasında zedelenmeler de beraberinde gelir.

Merak duygusu çocuğun “doğal” öğrenme motivasyonudur. Ebeveynler bu motivasyonu yok etmekle çocuklarına oldukça zahmetli bir gelecek hazırladıklarını maalesef fark edemiyorlar. Halbuki çocuk yaşamı merak duygusu ile öğrenir. Bu içsel bir yol alıştır. Yaşamda karşılaştığı her bir durumu, her bir eşyayı merak duygusu ile anlamlandırmaya çalışır. Her ne kadar yetişkin davranışlarında anlamsızlıklarla karşılaşsak da, çocuk davranışlarının hiçbiri anlamsız değildir. Örneğin, bir çocuğun televizyon kumandasını karıştırması, yere vurması, televizyona doğru tutması yetişkine “anlamsız” gelse de çocuk açısından oldukça “anlamlıdır”. Çocuk o sırada bir eşyanın işlevselliğini kendi öğrenme yöntemini kullanarak tamamlamaya çalışmaktadır. Çocuğun öğrenmek için gerçekleştirdiği bu mücadele yetişkin tarafından engellenerek (örneğin) elinden televizyon kumandası alınırsa çocuk agresifleşir. Zira öğrenme isteği engellendikçe çocuk agresif olur.

Böylesi durumdaki bir çocuğun sergilediği agresiflik bir savunma refleksidir.
-Devamı yarın-

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş