Etiket arşivi: dershane

Dershane Tartışmaları ve Gönül Kırgınlıkları

Hangi kanalı açsam dershane,sosyal medyaya baksam dershane, kısacası son günlerde kamuoyunun gündemini  dershaneler oluşturuyor.

Bu tartışmalar başta mutedil bir konumdayken şimdi kırıcı bir durum almaya başladı.Hatta sosyal medyada maalesef  belden aşağı hakaretlere kadar varmaya başladı. Her iki tarafta öz eleştiri yapma ihtiyacı his etmiyor.Yarın bir birlerinin yüzüne bakacaklarını düşünmeden kayıkçı kavgasına tutuşmuşlar. Bu tartışmaları izlerken üzülmemek elde değil.

Bu tartışmaları tahlil eden ve aklıselimle yaklaşan aydınlarımız da yok değildir.Bunların başında Prof.Dr Ahmet AKGÜNDÜZ hocamız gelir. AKGÜNDÜZ Hocamız  dershane tartışmalarına dair  içten ve tarafsız bir ruh haliyle yazdığı yazısını aktarmak istiyorum.

Son zamanlarda Dershane meselesi gündemi ve zihinleri allak bullak etti. Birileri ifrat ve tefrit derelerinde dolaşıyor. Benden fikrimi soruyorlar. Ben eğitim uzmanı değilim. Ancak genel manada bazı değerlendirmelerde bulunacağım.

Evvela: İslam alemi ve Türkiye tam bir buçuk asırdır, şu anda Türkiye’nin yaşadığı İslami inkişafı ve maddi refahı yaşamamıştır. III. Selim’den beri arzulanan hedefler, bugün birebir gerçekleşmektedir. Ne hizmet erlerine, ne Işık evlere, ne medreseler, ne Kur’an kurslarına ve ne de hiçbir İslami hizmete engeller çıkarılmak şurada dursun, kapıları aralanmakta ve destekler yağmaktadır.

Abdülhamid’den beri yapılmamış dini eserler ve vakıf eserleri tamirleri yapılmıştır.
– Şu muzafferiyetteki hârikulâde nimet-i İlahiye bir şükür ister ki devam etsin, ziyade olsun.(Tarihçe-i Hayat 139)

İkincisi, Bu ihtilaftan dolayı ehl-i dalalet ve Geziciler keyif içinde ve yangına körükle gidiyorlar. Hocaefendi’nin maalesef ifratkarane beyanatını ve Zaman’ın kışkırtıcı manşetlerini çevire çevire zevkle yayınlıyorlar; yorumlar ekliyorlar. Bülent Arınç meselesinden alamadıkları menfi sonuçları bu meseleden almaya çalışıyorlar. Ehl-i iman ise ağlıyor ve kalpleri sızlıyor.

Üçüncüsü, Hocaefendi’nin beyanatını hissi, aşırı ve mübalağalı buluyorum. İmam Hatipleri hakkındaki beyanatı ne kadar yanlış ve hatalı idiyse, bu da öylesine hatalıdır. Dershaneler meselesini 28 Şubat ile ve hatta daha söyleyemediğim menfi şeylerle kıyaslamak kıyas-ı ma’al-farıktır. Hocamın ehlullah olduğunu kabul edenlerdenim ve hizmet için de dua ediyorum. Ama bu hatalı içtihada karşı fikrimi beyan etmeyi de vazife addediyorum. Buna dayanarak Zaman gazetesinin kışkırtıcı manşetlerini ise hayretle izliyorum ve üzülüyorum. Ehl-i imanın bilezikleriyle bu hale gelen bir gazete Sözcü ile mi yarışmalıydı tahrip ve kışkırtıcılıkta?

Burada şunu anlatırsam daha iyi anlaşılacaktır. İki sene evvel Kazakistan’a gidecektim ve Başbakan ile karşılaştım. Kısa sohbetten sonra bu ziyaretimi öğrenince, ben de sizden evvel gideceğim dedi. Sebebini sordum ve beni hayrete düşüren şu cevabı verdi:

Hocam! Putin’in etkisiyle Kazakistan’daki 25 okulumuza baskılar başladı. Kazakistan Başbakanı imanlı bir genç ve yakın arkadaşım. Bu meseleyi halletmek için gidiyorum.

Şimdi soruyorum: 100 yıllık tarihimiz içinde benzeri bir hadiseyi Merhum Özal’ın bazı hizmetleri dışında söylemek mümkün mü?

Dördüncüsü; Hükümetin yahut Hükümet bürokrasisinin içinde de yangına körükle gidenlerin olduğunu ve hatta hizmete karşı operasyon yürütenlerin bulunduğunu daha evvelki bir makalemde açıklamıştım. Ancak Zaman Gazetesini kuranlardan bir şahsiyet şu anda Milli Eğitim bakanıdır. Mesele çok rahat müzakere edilir. Kaldı ki, Avrupa ülkelerini hiç birinde dershane olayı mevcut değildir. Sadece ve sadece gençlerimizin maneviyat dersini aldığı bu yuvalar, şekil değiştirse bile, varlıklarına ve hizmetlerine asla zarar gelmeyecek bir hale gelmelidir.

Beşincisi; Ben konuşmayacağım. Bediüzzaman’ın dediklerini tekrarlayacağım.

Kur’an-ı Azîmüşşan’ın hürmetine ve alâka-i Kur’aniyenizin hakkına ve imana hizmetinizin şerefine, çabuk bu dehşetli, zahiren küçücük fakat vaziyetimizin nezaketine binaen pek elîm ve feci’ ve bizi mahva çalışan gizli münafıklara büyük bir yardım olan birbirinden küsmekten ve baruta ateş atmak hükmündeki gücenmekten vazgeçiniz ve geçiriniz. Yoksa bir dirhem şahsî hak yüzünden, bizlere ve hizmet-i Kur’aniyeye ve imaniyeye yüz batman zarar gelmesi -şimdilik- ihtimali pek kavîdir. Şualar ( 512 )

İşte ey mü’minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır. Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken; onların hücumunu teshil etmek, onların harîm-i İslâma girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârane tarafgirlik ve adavetkârane inad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı? O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan tut, tâ ehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehval ve mesaibine kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kal’an: Uhuvvet-i İslâmiyedir. Bu kal’a-i İslâmiyeyi, küçük adavetlerle ve bahanelerle sarsmak; ne kadar hilaf-ı vicdan ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl!..

Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm’ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev’-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.

Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de dövebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa; bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa, اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..Mektubat ( 269 – 270 )

Amacından sapmış tartışmaların mahzurları zaman içinde bir bir ortaya çıkar. Yine zaman içinde çoğunlukla taraftarları mahcup oluyor.İlle de haklı çıkacağım diye milyonlarca yüreği param parça etmek, insanın varlık hikmetine uymaz. Çünkü insan hayatın en kıymetli varlığıdır. O kadar kıymetlidir ki, kâinat hayat için, hayat insan için yaratılmıştır.

Yaratıcı Kudret’e göre, bir insan öldürmek (maddeten ya da mânen), tüm insanları öldürmek gibidir!

Unutmayalım ki insan kalbi kırmak ise, inancımızda, “Kâbe’yi yıkmak”la eşdeğer sayılmıştır.

Hamit Derman

Gambiya’da Hizmetler Kök Salıyor

gambiya.hizmet2

Bismihi Subhanehu,

Esselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Berakatuhu,

Evvela, Rize Nur Talebeleri olarak mübarek Leyali-i Aşerenizi ve Kurban Bayramınızı tebrik eder, Alem-i İslama ve ve bütün insanlığa hayırlar ve bereketler getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz.

Saniyen, Cenab-ı Hakka nihayetsiz şükürler olsun ki, ikinci Gambiya seyahatimizden de şevke medar hizmet haberleriyle dönüyoruz ve duaya vesile olmasını istirham ederek otuz gün içinde müşahade ettiğimiz hizmetleri hülasaten buraya dercediyoruz…

Geçen seneki 15 günlük ilk ziyaretimiz, Risale-i Nurun hem geniş dairede tanıtılmasına hem de Gambiya’da hizmete sahip çıkan abilerimizin daha ziyade şuurlanmalarına vesile olmuştu.

Bizim ziyaretimizden altı ay sonra, Gambiya’da öğretmenlik yapan Wahab ve Modou abimizi Türkiye’ye davet ettik ve burada 15 günlük çok istifadeli bir okuma programı icra edildi.

Wahab abimiz, Türkiye’nin değişik şehirlerinde müşahade ettiği dersane hizmetlerinin şevkiyle, buradaki dersane manasının kendi ülkesinde de teşekkül etmesini rica etti. Biz de dersane manasının vakıfsız çok nakıs kalacağını anlatarak, bu işin şimdilik olamayacağını nazikane anlattık. O da açılacak bir dersanenin çok elzem olduğunu, {Türkiye’den vakıf gelmezse} gerekirse dersanede bizzat kendisinin kalabileceğini söyledi.

Hizmet heyetimiz, bu abimizin bir senedir fedakarane yaptığı hizmetleri göz önünde bulundurarak dersanede vakıf olarak kalabileceğine karar verdi.

Wahab abimiz Mayıs ayında bir kez daha Türkiye’ye davet edilerek 3 aylık yoğun bir okuma programına alındı ve külliyatı kısa zamanda tekrar bitirip, Tesbihat, Dersane Adabı ve Kur’an Dersleriyle {zaten mümtaz bir fıtrata sahip olan abimiz} kısa bir zamanda zahir manada da dersanede kalmaya hazır hale geldi.

16 Ağustos’ta Wahab abimizle beraber Gambiya Hizmet Heyetimizden üç kişi dersanemizi açmak niyetiyle ikinci kez Gambiya’nın yolunu tuttuk. Biz gitmeden önce oradaki ehli hizmet abilerimiz, yoğun bir araştırmadan sonra Brikama şehrinin merkezinde, Gambiya Üniversitesi Kampüsüne 5 dakika mesafede 200 metrekarelik bahçeli güzel bir dersane kiraladılar.

Ziyaretimizin İlk haftasında hızlı bir şekilde dersanemizin tefrişatını bitirdikten sonra, hem okuma programına hem de dersane hizmetlerine başladık. Öncelikle Gambiya Üniversitesi’nde okuyan talebelerden ahvali müsait beş kardeşimizi seçip dersaneye yerleştirdik. Bu kardeşlerimiz tatillerini bırakıp, oradaki öğretmen abilerimizle beraber yirmi günlük okuma programına iştirak ettiler.

Rabbimizin rahmet ve inayetiyle, dersanemizde çok kısa bir zamanda şevke medar külli hizmetler icra edildi.

Öncelikle ilk cumartesi dersimizle beraber dersanemizin açılışını yaptık. Derse gelen kardeşlerimizin ciddi alakadarlığı ve güzel suallerle derse muhatap olmaları sonraki hizmetlerin müjdecisi gibiydi. İkinci haftadan itibaren, cumartesi günleri de çalışan esnaf abilerimiz için pazar gününe ders konuldu. Haftasonları bu iki ders umumi ders manasında devam ediyor… Elhamdulillahi Haza Min Fadli Rabbi…

Hemen hergün üniversiteden gelen talebe kardeşlerimiz ve etraf beldelerden gelen yeni ziyaretçilerimizle hususi dersler okundu ve yüzlerce kitap hediye edildi. Elhamdulillah hizmet öyle bir kıvama geldi ki, artık dersanede tanımadığımız birilerini ders okurken görmek olağan hale geldi.

Yusupha ve Nouha isimli üniversite talebesi kardeşlerimiz, mahallemizdeki çocuklar için haftanın altı günü iki saat Kur’an Kursu ve Risale-i Nur dersleri tertip ettiler. Yirmi beş talebenin katılımıyla çok şevkli bir şekilde devam ediyorlar.

Müteaddit Medrese Hocaları, Gambiya Sağırlar Derneği Başkanı, NSI Kurumu Eski Yöneticisi, “Dava” isimli İslam Cemaati Başkanı, Agamy Gençlik Örgütü Sekreteri ve Gambiya’nın en büyük Festival Organizatörü gibi geniş kitlelere ulaşabilen kardeşlerimiz de dersanemizde bizi yalnız bırakmadılar ve Nurların tesirli derslerinden onlar da istifade edip kitaplarını aldılar.

Dersanemizin bulunduğu Brikama şehrinin Valisini ve Diyanet İşleri Başkanını makamlarında ziyaret ettik. Her ikisi de hem dersanemizin kiralanmasında hem de Derneğimizin kurulmasında bizlere çok yardımcı oldular. Geçen sene oradaki abilerimizin kurduğu Gambiya Risale-i Nur Derneğinin resmi kaydını tamamlayarak, hizmetlerimize inşallah bu isim altında devam edeceğiz. Diyanet İşleri Başkanı İmam Touray’in tam desteği, hem de Vakıflar Müdürlüğündeki tanıdık abimiz vesilesiyle bazen iki sene kadar süren Dernek kayıt işleminin on günde bitmesi şükrümüzü kat kat ziyadeleştirdi.

Öğretmeni, öğrencisi, terzisi, taksicisi, marangozu, organizatörü, medrese hocası, imamı, telefoncusu, elektrikçisi,… Hülasa, yediden yetmişe her türlü kitleyi kendine meftun eden Nurlar anladık ki çok geçmeden Anadolu’da olduğu gibi burada da inşallah bir daha sökülmemek üzere kök salacak.

Cenab-ı Hak’tan Nur Talebesi namzedi olan bu kardeşlerimizin ve icra edilen hizmetlerin inkişafını niyaz ederek, O’nun dergahında bizim niyazımıza bir şefaatçı olması niyetiyle sizlerin de kıymetli dualarınızı istirham ediyoruz. Ve minallahi’t-tevfik…

Gambiya Hizmet Heyeti / Rize

www.NurNet.org

Nura Aç, Ziyaya Muhtaç Kamboçya’da Bir Dershane Daha Açıldı

Filipinlerden 3 Ehli Hizmetin 3 Günlük Bayram Seyahati

Asselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Barakatuhı Ebeden Daimen

Alemlerin Rabbi olan Allaha, yarattığı mahlukat ve onların hikmetleri adedince hamdü senalar ederiz ki Subhanallah diyerek Onu her türlü kusurdan takdis ederiz. Ve onun Seyyidi ve Resulu ve Habibi ve Kulu olan iki cihan Güneşi olan Efendimiz Hz Muhammed (SAV)’e ve Onun Al ve Ashabına salatu selam ederiz. Şark’tan Garb’a, Şimal’den Cenub’a farklı simaların, farklı dillerin farklı kalplerle ettikleri salâvatları onların namına Efendimize takdim ederiz.

Öncelikle bütün Âlemi islamın, Ana Vatan Türkiyemizin hususan bütün cemaatimizin geçmiş bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını Rahman ve Rahim olan Allah’tan cc niyaz ederiz.

Ramazan bayramından hemen önce Filipinlerde Riza abilerle yaptığımız istişare sonucu Ramazanın birinci günü itibari ile Cambodia , Vietnam ve Tayland taraflarına , Zambuanga Medresesinde kalan ve 4 senedir Filipinde olan Mustafa abi ve Erdem abiler ile bir program yapma kararı almıştık. Çünkü bu bölgelere filipinden iki filipinli vakıf abi gönderilmiş ve dersaneler açılmıştı. Bizde hem bu abilerimizle hemhal olma, hem bölgeyi daha da yakından tanıma, hemde orada daha önce tanıştığımız cemaat ile buluşmak ve en önemlisi Kamboçyanın Başkenti Phmom Phen’de bir dersane açmak gaye ve hedefi ile Türkiyeden ve Filipinden abilerin maddi manevi destek ve duaları ile Bayramın 1. Günü maniladan Siem Reap şehrine geldik.

15 milyon nüfüsu olan ve yarım milyona yakın müslümanın yaşadığı Kamboçyanın en turistlik sehridir Siem Reap. Budizm resmi dinleridir. 1000 yıllık bir tarihe sahip olan Angkor Budist Tapınağı en önemli ziyaret merkezidir. Önemli bir nokta ki hizmetimize bakan vecihtir buraya gelen turistler hıristiyanlıktan aradığını bulamamış, inandıklarından tatmin olamamış yeni bir inanç arayışı ile bu taraflara gelmesidir. Rabbim en kısa zamanda burada güzel bir dersane nasip etsin ki bu insanlara oluk oluk nur eserlerini akıtalım aradıkları Hak dini bulmalarına vesile olalım. Amin

Daha sonra 4-5 saat uzaklıktaki başka bir şehir olan Kampong Cham’a geçtik. Kampong Cham şehrinde Isparta Mekke Kuran Kursu, 200-300 telebeye iman Kuran hizmeti sunacak, hafız ve ilim insanı yetiştircek ve manası, maddi degerlerle ölçülmeyecek bir Kurs yaptırıyor. Allah ebeden yüzbinler razı olsun. Ağrıdan Nusret hocamın tabiri ile bunun sevabını bizim havsalamızın alması mümkün degildir. Ecri rabbimizde gizlidir inşallah. Aynı zamanda bu abilerimizin maddi manevi desteği ile filipinden vakıf olarak gelen Abdurrahman abinin sebatı ile güzel bir nur dersanesi açmıştık bizim niyetimizde başkentte dersane açmaktı.

Aynı gün akşam Abdurrahman abimizle başkent Phnom Phen’e geçtik, kalmak için uygun bir otel bulup eşyalarımızı bırakıp akşam ve yatsı namazlarını eda etmek için camiye gitme kararı aldık. Tuk Tuk dedikleri fayton tarzı bi araçla tık tık camiye gittik. Cami türk mimarisine göre inşa edilmiş Bahreyn menşeli bir cami halen yapımı devam ediyor. Camide Namaz (Salah) ile tanıştık . Yani namaz isminde bir abi. Çok güzel ingilizcesi var üniversiteyi hızlı bir şekilde burada tamamlamış sonra uzun bi dönem Mekke Medinede kalmış ve medrese eğitimi almış biri fusha arapça da konuşuyor.

Biz kendimizi tanıttık neden burada olduğumuzdan vs bahsettik, bize yardımcı olacağını ifade etti ve ertesi gün için sözleştik. Yine aynı akşam yatsı namazında Ulvy diye bir kardeşle tanıştık. İsmiyle müsemma çok ulvy bir kardeş buranın en kaliteli üniversitelerinden birinde okuyor. Bu üniversitenin rektörü de budistmiş müslüman bir hanımla evlenince islama girmiş. Ulvy kardeşin yanımda ailesi yahudi olan bir fransız da vardı. Budist olmak için gelmiş ama müslüman olmuş bu ulvy kardeşte ona temel islami bilgileri öğretiyor. Bu kardeşimizlede biraz muhabbet edip ondan da ertesi gün için söz aldık ve otelimize döndük.

Başkent Phnom Phen çok güvenli bir şehir. Çok sayıda büyük üniversite var. İngilizce orta seviyede konuşuluyor ama ögrencilerin çoğu ingilizce biliyor. Şehir ferah ve geniş, trafik yok denecek kadar az.

Çok münbit bir zemin. Çok büyük camiler inşa ediliyor. Nurlara müteveccih, iman hakikatlerine müştak çok hoş bir cemaat ile karşılaştık. Hizmetimizin dünyada en geç kaldığı yerlerin başında Kamboçya gelse gerek. Bu kadar münbit hizmet zemini olupda bizim daha yeni dersane açtığımız başka biyer yoktur zannederim.

Rabbim bizi ataletten kurtarıp, Kuran ve iman hakikatlerini yaymakta şevk ve gayret versin. Annem bayramda mesaj atıp endişelendiğini söylemişti. Lisanı hali ile bayram bayram o tehlikeli yerlerde ne işiniz var diyordu. Ben de cevaben dedimki,

Annecim bu topraklar, bu diyarlar çok fazla kan içmiş kana doymuş yerler ama nura aç , ziyaya muhtaç bölgeler. Bizim kanımıza çok muhtaç değiller ama elimizdeki nurlara ve ziyalara çok muhtaçlar. Korkmayın Allah Hafizi Mutlaktır. Hicret edenleri yollarda perişan edecek değildir. Maddi çok savaşların yaşandığı bu diyarlarda çok kan dökülmüş, çok canlara kıyılmış. İnşallah nurun manevi savaşları ile de çok hayatlar kurtarılacak, çok ziyalar yayılacak. Rabbim uzun ve hızlı bir hizmet hayatı verip bu arayı kapatmamız için bize fırsat versin. Amin

2. Gün itibariyle Salah abimiz ve Ulvy kardeşimizle buluştuk. Abi bizi arabası ile aldı ve medrese kiralamak için yer bakmaya başladık. Bir kaç yer dolaştık. Bir yandan da Salah abimizle muhabbet ettik ve tanımaya çalıştık. Kendisi buralarda gayri müslimlere Dava yapılmadığında ve medreseden yetişen talebelerin liseyi zor bitirdiğinden ve topluma entegre olamadığından yakınan bunu dert edinen bir zat. Biz daha sonra Üstad Hazretlerinden ve Risale-i Nurdan bahsettik, medrese sistemini anlattık ve kendisi şunu söyledi

‘eğer böyle bir gaye ile gelmişseniz verin elinizi sıkayım deyip elimizi tuttu ve ben yıllardır bu gençliğe projeler üretiyorum ama bir türlü bunu hayata geçireceğim birilerini bulamıyorum inşallah sizlerle bunların bazılarını yaparız’ dedi.

Kendisinin ” Youth Education and Organization” isminde gençler için bir vakfi da varmış. Daha da önemlisi bu abimiz Kuran’ı Kerimi Arapça’dan Kamboçya diline çeviren heyette yer almış ve çeviri yapan bir komitenin başında bulunuyormuş. Biz bunu duyunca çok daha fazla sevindik ve Akıllı telefonu vardı ona bütün dillerden Külliyatı indirdik. İnşallah hastalar risalesini okuyup çevireceğini hatta bütün külliyatı bu komite ile çevirmek istediğini söyledi. Binler elhamdulillah O gün, gün boyu yerler aradık, farklı yerlere camilere gittik çok insanlarla tanıştık. Amerikalı bir ingilizce öğretmeni ile tanıştık. Bir kaç sene olmuş müslüman olalı ve başka bir çok kamboçyalı müslümanlarla muhabbet ettik. Ve tekrar otelimize döndük.

Bayramın 3. Günü Ulvy kardeşle buluştuk salah abide gelecekti ama eşi hastalanmış gelemedi, camiye yakın helal bi restorantta kahvaltı yaptık. Hemen kahvaltı bitince yanımıza bir kamboçyalı müslüman yaklaştı ve ev bulduğunu söyledi. Tanımadığımız biriydi. Bu abi bizi bir teyze ile tanıştırdı. Bu ablamızın kocası Milli Savunma Bakanlığında üst düzey bir makamı varmış daha sonra kocası ile de tanıştık. Budist bir aile. Bu ablamız bulduğumuz evin sahibini bizzat aradı her şeyimizle ilgilendi ve anlaştık ve bayramin 3.günü biz asıl bayramımızı yaptık.

Biz Ehli hizmetler için bundan daha güzel bir bayram hediyesi olabilirmi?

Dersane olmayan koskoca bir beldede Rabbim kısa hicretimizin mükafatı olarak 2 katlı çiçek gibi bir dersane nasip etti. Sevincimizi, mutluluğumuzu tarif etmek mümkün değildi. Rabbim ihlasımızı arttırsın amelimize istikamet versin. O gün ev sahibi ile anlaştık anahtarları teslim aldık ve temel ihtiyaçları tamamlayıp dersanemize girdik.

İlk cemaatle namazımızı kıldık, tesbihatımızı yaptık ve güzel başlıklı bir akşam yemeği yedik. Binler afiyet olsun. Ulvy kardeşimiz bu 3 günde bir an bile olsun yanımızdan ayrılmadı, elimiz ayağımız rehberimiz oldu ve aynı zamanda dersanemizin ilk Kamboçyalı talebesi oldu elhamdulillah. Ve çok aciptir biz sonradan okuduk. Ulvy kardeş kendi facebook sayfasına hep beraber çektiğimiz fotoğrafı koyup şöyle bir yorum yazmış

“Allah cc her yüzyıl başında imana ve Kurana hizmet etmek için bir topluluk gönderir” bu gelenler o topluluktur manasında ki yorumu ve yazdığı hadis bizi şaşkınlıkla ve hayretle şükre sevketti. Rabbim layık eylesin. Yapılan ihlaslı hizmetler hürmetine bizim kusur ve hatiatlarımızı af ve mağfiret eylesin. Amin

Hülasa, Elmayı yaratan zat, baharı da, mevsimleri de, dünyayı da , kainatı yaratan Zattır. Sivrisineğin gözünü halk eden zat manzumeyi şemsi yaratan Zattır. Gözü renkleriyle, kulağı sesleriyle, dili tatlarıyla yaratan da aynı zattır. Rıza abiler 10 sene önce Filipinler’e, Hasbi abiler 10 sene önce Endonezya’ya, Emre abiler yıllar önce Japonya’ya ve diğer bütün abiler dünyanın dört bir tarafına yıllar önce gidip hepsi de binlerce kat fazlasıyla aynı ikrama, aynı ihsana, aynı inayete ve çok büyük nimetler, lütuflara mazhar olmaları bütün bunların arkasında iş görenin aynı Zat olduğunu ve bütün bu hizmetlerde desti kudretin işlediğini bizleri sadece vesile kıldığını bilmek ve hakkal yakin anlamak çok daha büyük bir lezzet oldu bizler için. Yüzbin şükür, yüzbin elhamdulillah diye burada abilerle bir tefekkürde bulunup birinci elden bütün bunlara vesile olan Üstad Bediuzzaman Hazretlerine binler dua ettik. Allah ebeden razı olsun.

Filipin Nur Talebeleri Namına ibrahim Kara / ibokara2003@hotmail.com

www.NurNet.org

İspanya’da Risale-i Nur Dersanesi Açıldı

Müjdeli haberimiz var. Elhamdulillah seneler sonra Endülüs topraklarında ve Avrupada ayrı bir yeri ve özelliği olan İspanya’da Medrese-i Nuriyemizi açtık. Allah hayırlı hizmetlere vesile eder ve buralara hizmette bulunacak layık kardeşlerimizi en kısa zamanda gönderir inşallah. Artık mesleğimize, meşrebimize uygun bir şekilde hizmetimizi yapabileceğimiz, İspanyolca tercüme uğraşılarımıza devam edebileceğimiz, Türkiye’den, Avrupa’dan; Afrika ve Asya’dan ve diğer yerlerden gelmek isteyen ve gelecek tüm ağabey ve kardeşlerimizi misafir edebileceğimiz bir dersanemiz mevcut omuş oldu. Allah daim etsin.

Senelerdir Türkiye’den kitap taşıdık. 2003 senesinde ilk İspanyolca eserler basılmaya başlayana kadar Arapça dağıttık. Şu anda 1 milyon 600 bine ulaşan Arapça bilen Müslümanlar 45 milyonluk İspanya nüfusuna göre azımsanacak bir rakam değil. Şimdilerde bu birinci neslin çocukları geliyor. Ve Arapçadan ziyade İspanyolcaya hakimler. Okulda ve sokakta İspanyolca ile karşı karşıyalar. Ve 2003 senesinden bu yana yeni kitaplar da devreye girdikçe gücümüz yettiğince, fırsat buldukça kitapları insanlara ulaştırmaya çalıştık. Taşıma suyla değirmen dönmez deseler de söz konusu Allah’ın dini ve aracı olan da Risale-i Nur’lar ve Üstadımızın himmeti olunca şu anda değirmenler öyle dönmeye başladı ki, dersanemizin de açılmasıyla uçacaklar, Allah’ın izniyle.

RİSALE-İ NUR’LAR BİR AN EVVEL İSPANYA’YA GELMELİ

Daha önce de ifade etmiştik ki, burada müdakkik din alimleri ve dava insanlarının söylediği bir şey var: “Risale-i Nur’lar bir an evvel İspanya’ya gelmeli.” Müslümanlar arasında uhuvveti, muhabbeti, irtibatı ve tesanüdü arttıracak, rabıta yapacak vesilenin Risale-i Nur olduğunu biliyorlar. Çünkü onlar hem buradaki Müslüman gurupları ve fertleri hem de mevcut skolastik dini materyali biliyorlar. Bu asrın siddetli ve dehşetli tehlikelerine karşı ise özellikle gençleri materyalist felsefenin, mimsiz medeniyetin tuzaklarından kurtarabilecek, tahkiki imanı verebilecek, aradıkları her soruya cevap bulabilecekleri eşiz eserin Risale-i Nur olduğunu da biliyorlar.

HOMMOUVİ: EN UYGUN MODEL TÜRKİYE VE RİSALE-İ NUR

Bu güne kadar seyyar olarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Zorluklar yaşandı Elhamdulillah. O zahmetler ancak rahmete kalb olmuştur inşallah. İspanya’nın birçok şehrinde, kasabasında hatta köylerinde bugün Risale-i Nur’larla karşılaşmak mümkün. Birisine bir kitap uzattığımız zaman “aa bu kitaplardan bende var” diyenlerle karşılaşmak olağan hale geldi. Bir şekilde duymuş olup ta kitapların ayağına geldiğini görenlerin sevincini gözbebeklerinde görmek “Allahu ekber” nidalarında duymak mümkün oluyor. Artık guruplar halinde Türkiye’ye gelmek ve cemaatimizi ülkemizde müşahede etmek istiyorlar. Geçenlerde nasipse Eylül başında Türkiye’ye 39 kişilik gurupla gelecek Valencia İslam Kültür Merkezinin başkanı Abdelaziz Hommouvi’ye “Türkiye’ye gelmek fikri nereden çıktı?” deyince, şöyle karşılık verdi: “Müslüman olan İspanyollar gittikçe artıyor. Ve İslamiyetin anlaşılabilmesi için bu asra uygun bir model lazım. Bu modelinde en uygunu bildiğimiz, araştırdığımız kadarıyla Türkiye ve Risale-i Nur olduğunu düşünüyoruz.”

HIRİSTİYANLAR İNŞALLAH FEVC FEVC İSLAMİYETE GİRECEKLERDİR

Evet, biz yapılan sempozyumlarda yaşanan tevafuk sorularla karsılaşıyoruz. Bir tanesini bir Amerikalı bayandan Akgün otelinde duymuştum. “Peki biz bu hakikatleri kendi insanlarımıza nasıl ileteceğiz?” Aynı soru başka bir yılda başka kişilerce de fıtri olarak sorulduğunu duyduk. Hıristiyanlığın her geçen gün yok olduğu bu asrın İspanyasında Rus dahi dinsiz olamaz mucibince bir arayış içindeler. Bizler İslamiyeti gerektiği gibi yaşar ve yaşayacak kişilerin sayısının çoğalmasına vesile olursak dindar Hıristiyanlar inşallah fevc fevc İslamiyete gireceklerdir ve İspanya’nın buna gerçekten ihtiyacı var. Yeni Endülüs’ün doğması yakındır inşallah.

“İSPANYA’DA DERSANEMİZ VAR MI?” EVET VAR

Türkiye’den, Avrupa ve diğer ülkelerden senelerdir hep soruluyordu; “İspanya’da dersanemiz var mı?” diye. Evet. Artık İspanya’nın başkenti Madrit’te şahane bir dersanemiz var. Başta ağabeylerimiz olmak üzere yolu düşecekleri ve yolunu düşürmek isteyenleri bekleyeceğimiz, misafir edeceğimiz bir dersanemiz var. Geçenlerde İngiltere ve Fransa’daki ağabey ve kardeşlerimizi hususan ziyaret edip onlarla bizzat tanışmak ve özellikle Avrupa Nurcularının ittifakını güçlendirmek, okuma programlarıyla muhabbetimizi, tesanüdümüzü arttırmak amaçlı gezilerim oldu. Bu adım inşallah meyvelerini vermeye çok geçmeden başlayacağını dün bugün yapılmakta olan irtibatlarla kendini belli etti. Gerek yeni dersanemiz için himmetlerini esirgemeyecek kardeşlerimizin duaları gerekse en kısa zamanda geleceklerini ve çok sevindiklerini samimi olarak ifade ettiler.

Velhasıl. Daha önceki mektuplarımızda burada guruplarla yapılan dersler ve İspanya’nın bir çok yerinde kurulan irtibatlardan bahsetmiştik. Bu derslerimiz ve irtibatlarımız devam ediyor. Değişik yerlerden ders okumak için çağırıyorlar. İnşaallah buraya bu hizmete layık kardeşlerimiz gelip buraları ihya edeceklerdir. Uzun oldu. Diğer tafsilatları bilahare aktarmak üzere burada kesiyoruz.

10 senenin üzerinde bir zaman süresince İspanya’da dersane açılması ve kitapların tercümesinin oldukça sık bir şekilde ehemmiyetini bildirip taşhidat yapan merhum Sungur ağabeyimize (RA), Allah gani gani rahmet eylesin. Bugünkü bu gelişme onun dualarıdır. Üstadımız ve Sungur abimizin devamlı tasarruflarıyla ve Hüsnü Bayram ağabeyimiz başta olmak üzere diğer aziz, sıdık, fedakar lakabına mutlak derecede sahip ağabeylerimizin dualarıyla, himmetleriyle Madrid dersanemizin ebedi olmasını yüce Allah’tan niyaz ederiz.

Abdurrahman Iraz / Risale Haber

Bayrampaşa’da Yeni Bir Nur Dersanesi Açılıyor

Bayrampaşa 500 evler’de Nur Dersanelerine bir yenisi daha eklendi: ‘İrfan Çatısı’..

Bediüzzaman Said Nursi Hz.’nin Risale-i Nur Külliyatı’nda belirttiği o ‘her yerde mümkün olduğu kadar, küçücük birer dersane-i nuriye  açmak elzemdir..’, çünkü ‘herkes her bir meselesini tam olarak anlayamaz, çünkü iman hakikatlerinin izahı olduğu için’ şeklindeki beyan ve tavsiyelerini kendilerine düstur edinen Bayrampaşa ilçesindeki kardeşlerimiz; kendilerine bir hedef belirlemişler ve bu hedef doğrultusunda kendilerine bir yol haritası çizerek iman ve Kur’an hizmetleri yönünden çalışmalarını devam ettirmekteler.

Açılış:
22 Haziran Cumartesi Akşamı 20:30 da
Adres:
Eski edirne asfaltı,saydam iş merkezi, No:201, Kat.3 D.6
500 evler,Happy center karşısı..

Risale Ajans