“Çocuklara Peygamberimiz’i nasıl tanıtmalı?” diye sorduğumuz ilahiyatçılar, psikologlar, yazarlar; O’nu hikâyelerle tanıtmanın önemine değiniyor. Çocuk, hayal gücüne seslenen hikâyelerle hem rahatlıyor, hem O’nu tanıyor. O’nun bütün yaratılanlara karşı sevgisi, sıkıntılar karşısındaki sabrı, güzel ahlakı, erdemli tavırları bir film gibi canlanıyor gözünde. Ve zamanla hayatına düstur edineceği örneklere dönüşüyor.
Önce kendileri örnek almalı
“Çocuk, gördüğünü değerlendiren bir mercek gibidir.” diyor ilahiyatçı yazar Reşit Haylamaz. Sözleri, çocuklara yalnızca Efendimiz’e ait hikâyeleri anlatmanın yetmediğinin kanıtı. Evet, anne-babaların çocuklarının hayatını bu tür hikâyelerle renklendirmesi önemli. Ancak hikâyelerdeki yaşam tarzını ve güzel davranışları gündelik hayatlarına taşıyarak çocuklarına örnek olmaları da gerekiyor. Haylamaz’a göre, anne-babanın eğilimleri, gündemleri, evde konuştukları, verdikleri tepkiler, hatta hareketleriyle onayladıkları meseleler, kısacası onlardan tezahür eden her görüntü çocuğun geleceğine yön veren deniz fenerleri gibi. Yani çocuğuna Efendimiz’i tanıtıp sevdirmeyi düşünenlerin öncelikle kendilerine bakması, varsa eksiklerini telafi etmesi şart.
Psikolog Farika Teymur Artır’a göre anne-babanın hassasiyeti, çocukta sevgi ve güven duygusunun gelişmesi için de önemli. Çünkü çocuk hikâyeler içindeki güzel davranışları örnek alırken, anne-babasının da aynı kişiyi örnek aldığını görmesiyle sevgi ve güven duygusu gelişiyor.
Ne tür hikâyeler anlatılabilir?
***
Kaç yaşında başlamalı?
Farika Teymur Artır (Uzman psikolog): Okulöncesi dönemde çocuk geniş bir algılama özelliğine sahiptir. Bazı uzmanlar tarafından (Montessori) emici zihin olarak adlandırılan bu özellik sebebiyle çocuklara doğrudan söylenen sözlerden çok, anne-baba ve yakın çevresindekilerin hal ve davranışları etki eder. Bu sebeple bütün dünyada diğer dinlerin mensuplarınca dinî eğitim hayatın ilk günlerinden itibaren başlar. İsim koyma törenleri gibi.
Reşit Haylamaz (İlahiyatçı-yazar): Dikkat ve ilgisini çekebildiğimiz ölçüde her yaştaki çocuğa din adına bir şeyler öğretilebilir ve Efendimiz anlatılabilir. Önemli olan bizim bu konulardaki hassasiyetimiz. Dünyaya geldiği andan itibaren ihtiyaç duyduğu gıdayı hangi hassasiyetle veriyorsak onun ruh dünyasını şekillendirecek, duygularını besleyecek ve şuuraltını oluşturacak bilgileri de aynı titizlikle ve bünyesinin kaldıracağı ölçüde vermek gerektiği kanaatindeyim.
***
Çocukların dilinden Efendimiz
Ahmet Ensar Keskin (6 yaşında): Kutlu Doğum Haftası’nı Peygamberimiz’i hatırlamak için kutlarız. Peygamberimiz, çocukları çok severmiş. Kadınlara ve çocuklara iyi davranırmış. Peygamberimiz, insanlardan namaz kılmalarını istemiş. Hepimizin cennete girmesi için dua edermiş. Peygamberimiz’e O’nu çok sevdiğimi söylemek isterdim. Peygamberimiz’in en çok merhamet özelliğini seviyorum. Peygamberimiz’in bizimle yaşamasını isterdim… O’ndan istediğim başka bir şey yok.
Elif Yağmur Tokay (6 yaşında): Peygamberimiz gül kokarmış. Bir çocuğa dokunduğu zaman o gül kokusu hiç gitmezmiş. Keşke, ben de öyle güzel koksam! Çocukları çok severmiş Peygamberimiz. Ben de O’nu çok seviyorum. O bizim temiz olmamızı, ellerimizi yıkamamızı, odamızı düzenli tutmamızı, çalışkan olmamızı istiyor. Bir de arkadaşlarımızla, kardeşimizle hiç kavga etmemeliyiz.