Etiket arşivi: Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez

Ümmetin Tüm Çocukları Ateşe Doğru Gidiyor

Ümmetin tüm çocukları ateşe doğru gidiyorDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İran Takrib-i Mezahib Kurumu Başkanı Ayetullah Şeyh Muhsin Eraki ve beraberindeki heyeti kabul etti.

_______________________________

Ayetullah Eraki ve içlerinde âlimler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de olduğu heyeti kabul eden Görmez, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, içinde bulunduğumuz zamanda Müslümanların birbirlerinin yüzüne bakmaktan mahcup olacakları acılar yaşadığını kaydederek, “Zor zamanlarda daha çok görüşmek, daha çok konuşmak gerekiyor. Allah biz Müslümanları birbirimizin yüzüne bakmaktan mahrum bırakmasın. Öyle kötü gelişmeler oluyor ki, Müslümanların birbirinin yüzüne bakmaktan mahcubiyet duyduğu acılar yaşıyoruz. Biz hepimiz bir veche (yüze) yönelirsek birbirimizin vechine bakabiliriz o da vechullahtır. Kur’an-ı Kerim’de ‘vechullah’ ‘Allah’ın rızası’ manasında geçer. Müslümanlar vechullaha yüz çevirdikleri zaman birbirilerinin vechine bakamazlar. Ama hamdolsun çok büyük zorluklar da olsa görüşebiliyor, konuşabiliyoruz. Bunu devam ettirmek lazım” dedi.

İki asırdır İslam’sız bir dünya isteniyor

İki asırdır İslam’sız bir dünyanın istendiğini dile getiren Görmez, “Dünya durulmuyor. Dünya sürekli şekilden şekle giriyor. Dünyaya nizam vermek, dizayn etmek isteyenler bir türlü mutmain olmuyor, sürekli farklı bir dünya talebi içinde oluyorlar. İki asırdır İslam’sız bir dünya isteniyor. Yahut ruhu alınmış, Protestanlaşmış, hayata dahil olmayan, hak ve adalet iddiasında olmayan bir İslam isteniyor. Ama maalesef Müslümanların büyük kısmı bunun farkında değil. Bazı Müslümanlar da bu çabaya mezhepçilik saikiyle bizzat kendisi yardımcı oluyor” diye konuştu.

Bugün ümmetin tüm çocukları ateşe doğru gidiyor

İslam ümmetinin bütün çocuklarının ateşe doğru gittiğini ifade eden Görmez, “Bütün İslam mezheplerinde bir kaide vardır. ‘Siz namaza durduğunuz zaman bir çocuk ateşe doğru gidiyorsa namazı bozmanız vaciptir ve orada namaza devam etmeniz caiz değildir.’ Bugün ümmetin tüm çocukları ateşe doğru gidiyor. Biz her birimiz kendi halimize devam edebiliyoruz. Fikri ihtilaflar, düşünce ihtilafları aslında bizim tarihimizde rahmettir. Yasaklanan ‘hilaf’tır, ‘ihtilaf’ değil. Biz ihtilafı hilafa dönüştürdük. Hilafı nizaa dönüştürdük. Niza da şikaka yol açıyor. Şikak, ümmeti iki şakka ayırmaktır. Bugün şikak halini yaşıyoruz. Hadislerde nifakla şikak birlikte geçer. Çünkü şikakın en büyük sebebi nifaktır. Nifakın da en büyük sebebi şikaktır” ifadelerini kullandı.

Biz Müslümanlar vahdet toplantılarını artırdıkça tefrika çoğalıyor

Görmez, içinde bulunduğumuz zamanda alimlere çok büyük görevlerin düştüğünü hatırlatarak, “İran ziyaretim benim umutlarımı çok artırmıştır. İran ziyaretimden üç gün sonra Riyad’a gittim. ‘Vahdet Haftası’nda söylediklerimi Riyad’daki alimlerle de paylaştım. Fakat üzülerek belirteyim, biz Müslümanlar vahdet toplantılarını artırdıkça tefrika çoğalıyor. Usulü metot üzerinde yeniden düşünmemiz lazım. Ulemaya çok büyük görevler düşüyor. Ulema şehrin ve dünyanın tuzudur. Tuz bozulduğu zaman yapılacak bir şey kalmaz. Vahdet yoluna biraz katkıda bulunabilirsek dahi kendimizi bahtiyar kabul edeceğiz” şeklinde konuştu.

Sizin izzetiniz, onurunuz bizim izzetimiz, onurumuzdur

İranlı konuk Başkan Eraki ise kabulünden dolayı Başkan Görmez’e teşekkür ederek, İslam dünyasında birliğin sağlanmasının önemine işaret ederek, “Sizin izzetiniz, onurunuz bizim izzetimiz, onurumuzdur. Türk halkının onuru, İslam’ın onurudur. Allah da sizin milletinizi onurunu artırmaktadır. Allah’tan İslam ümmetinin gönül birliğini sağlamasını diliyorum. Vahdetin sağlanması için ümmetin birliği önemlidir. Şuna inanıyoruz ki, İslam ümmeti arasında bir birlik sağlanırsa dünyanın en büyük gücü İslam ümmetinin olur. Maalesef İslam ümmetinin gücü İslam’ın aleyhine kullanılıyor. İslam ümmetinin birlikteliğini tesisten büyük vecibe olamaz. Bu ziyaretimizle, sizlerin de olumlu bakışlarınızla bu adımı atmayı umuyoruz. Ulema birlikte olur ve beraber yürürse umera da onları takip eder. Umarım ulema arasında vahdeti sağlamayı başarırız. Bu fırsatı sağladığınız için size teşekkür ediyoruz. Sizlere dua ediyoruz” diye konuştu.

Kaynak: RisaleHaber

www.NurNet.Org

İslam Ümmeti Büyük Vebal Altındadır!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, makamında Mali Dinişleri Bakanı Tehierdo Amedou Omar Hass Diello ve beraberindeki heyeti kabul etti.
 
Birkaç ay önce Mali’ye ziyareti esnasında Mali Dinişleri Bakanı Diello ile uzun görüşmeler yaptığını belirten Görmez, Mali’de “Eyüp Sultan” ismi verilen camiyi birlikte inşa ettiklerini, orada yaptığı konuşmayı ve okuduğu hutbeyi hiçbir zaman unutamayacağını ifade etti.
 
Görmez, Mali’nin 4 büyük medeniyet kurmuş Afrika’nın çok önemli bir ülkesi olduğunu dile getirdi.
 
Timbuktu’daki yazma eserlerin İslam medeniyetinin çok nadir mirasları olduğunu kaydeden Görmez, “Sayın Bakan ile Bamako’da yaptığımız görüşmelerde 2 ülke arasındaki ilişkileri geliştirme kararı almıştık. İnanıyorum ki 2 ülke arasındaki bu ilişkiler, Afrika’daki bütün kardeşlerimizin faydasına olacaktır. Sizlerle bu ilişkileri çok daha ileri aşamalara götüreceğimize olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bilhassa Eyüp Sultan Cami çevresinde birlikte yapacağımız tesislerle ilgili inşallah görüş alışverişinde de bulunacağız” diye konuştu.
 
Görmez, çağdaş dünyada artık bütün insanlığın “Bir ülkenin dini eğitimi, ne kadar sağlıklı bir zemine oturursa dini hayat da o kadar barış içerisinde toplumun ilerlemesine büyük bir katkı sağlar” tespitinde bulunduğuna işaret ederek, “Bunlar sağlıklı olarak yapılmadığı zaman dini hayat zayıflar ve bilgisizlik üzerine bina edilir. Bilgisizlik üzerine bina edilen dini hayat, toplum için büyük sorunların da kaynağı olur” değerlendirmesinde bulundu.  
 
İslam‘ın tarih boyunca bütün milletlere onur, şeref ve izzet kazandırdığına dikkati çeken Görmez, “İslamiyet belli bir kavmin, belli bir ırkın dini değildir. Her gün namaz kılan Müslümanlar ‘ Elhamdulillahi rabbil alemin’ diye başlarlar. Allah bütün alemlerin rabbidir, sadece Müslümanların rabbi değildir. İslam peygamberi bütün alimlere rahmet olarak gönderilmiştir sadece Araplara ya da Türklere gönderilmedi. Dili, rengi, ırkı ne olursa olsun bütün insanlığa rahmet olarak gönderildi” diye konuştu.
 
“Müslümanlar büyük vebalin içinde”
 
“Ancak üzülerek belirteyim ki Müslümanlar, İslamiyeti aslına uygun olarak anlamadıkları zaman, onu aslına uygun olarak yaşamadıkları zaman, o izzete İslam ile birlikte sahip olma şansını kaybederler” diyen Görmez, şunları söyledi:
 
“Eğer bugün birliğin, beraberliğin kaynağı olan İslam‘ı Müslümanlar ayrılığın, gayrılığın, tefrikanın kaynağı haline getirmişlerse bu, bütün İslam ümmetinin büyük bir vebalidir. Eğer bugün barışın, huzurun kaynağı olan İslam‘ı şiddetin, terörün kaynağı haline getirmişse Müslümanlar büyük bir vebalin içindedirler. Bunun üstesinden gelmenin yolu Allah’ın kitabını ve peygamberin sünnetini doğru okumaktan, doğru anlamaktan geçiyor. İslamiyeti kendi kirli emellerimize alet etmemek gerekiyor. İslamiyeti kendi güç tutkumuzun, kendi kavgalarımızın aracı ve istismarı haline getirmememiz gerekiyor. Bunun için de bütün insan yetiştirme mekanizmalarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Camilerde kullandığımız dili, üslubu ve verdiğimiz bilgiyi bütün İslam dünyasının gözden geçirmesi gerekiyor. Din görevlilerini, imamlarımızı, vaizlerimizi yetiştiren müfredatlarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.”
 
Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Mali’de yaşayanlara her türlü desteği vereceklerini bildirdi.
 
“Türkiye’nin İslamı hassasiyetini koruması”
 
Mali Dinişleri Bakanı Diello da Türkiye’ye yaptıkları ziyaretten dolayı memnuniyet duyduklarını söyledi.
 
Mali ve Türkiye arasında bazı benzerliklerin olduğunu belirten Diello, Osmanlı’nın sadece Türkiye için değil bütün İslam alemi için temsil ettiği değerleri olduğunu ifade etti.
 
Diello, Mali’nin 4 büyük İslam devletine ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, İslam‘ın yayılmasına ve gelişmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.
 
Özellikle iki ülkenin laik olduğuna, müslüman olma konusunu benimsediğine ve azınlıklara saygı duyduğuna dikkati çeken Diello, şunları kaydetti:
 
Bizce Türkiye şu mesajı bütün ülkelere veriyor, ‘İslam sadece Arap değildir’. Gelişmekte olan ve gelişmiş olan Türkiye’nin İslami hassasiyetini korumasıyla beraber gelişmeleri sürdürmesi bizi çok etkiliyor. Nasıl İslam ile Türkiye geliştiyse bizim ülkemizin de İslam ile beraber gelişmesini ve İslam‘ın bulunduğu hakir durumdan çıkmasını istiyoruz. Burada bulunmak bizim için onurdur çünkü İslamaleminin 4. camisi olan Sultan Ahmet burada bulunuyor.”
 
İlkay Güder
AA

Kur’an konulu faaliyetleri İslam ülkeleriyle birlikte sürdürmeye kararlıyız!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘Uluslararası Kıraat Sempozyumu’na katıldı. Kıraatın önemine değinen Mehmet Görmez, ‘Ülkemiz bundan böyle Kur’an konulu faaliyetlerini diğer İslam ülkeleriyle birlikte sürdürmeye kararlıdır.‘ dedi.

Kıraatların Kur’an hizmetlerinin önemli bir parçası olduğunu belirten Görmez, ‘Kıraatler, Kuran’ın mucize oluşunu gösteren delillerden birisidir. Bir sürü okunuş farkılılığının herhangi bir tezat ve çelişki oluşturmaması ancak mucize ile izah edilebilir. Kıraat farklarının gelenekte Kuran’ın mana ve mesajının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunan muhtelif mana takdirine imkan veren bir araç olarak değerlendirilmiş olması da kıraat ilmini her zaman için önemli kılan bir diğer husus olmuştur.’ açıklamalarında bulundu.

Sempozyuma Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük ile Türkiye ve İslam ülkelerinin değişik yerlerinden çok sayıda akademisyen katıldı.

Kıraatların hem Hz. Muhammed’e(SAV) hem de sahabelerle olan iletişim ve etkileşimi pekiştirdiğini de söyleyen Görmez, kıraat ilminin estetik bir boyutu bulunduğunu kaydetti. ‘Kıraat sahasının islamın tanıtılması bağlamında hem görsel hem de işitsel alanlara hitap ettiği unutulmamalıdır.’ diyen Görmez, ‘Bu ilim Kur’an lafızlarının nasıl okunacağını farklı okuyuşların hangi temele dayandığını incelemektedir. Kurumsal düzeydeki işbirliklerinin geliştirilmesi için elimizden geleni yapacağımızı ifade etmek istiyorum.’ diye konuştu.

Cihan

Diyanet’ten engelsiz cami projesi

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan camiler için engelsiz harekatı! Başkan Mehmet Görmez, Türkiye’de 85 bin cami bulunduğunu söyleyerek, 7 milyon engellinin ibadet ihtiyaçlarının yok sayılarak inşa edildiğini ifade etti. Görmez, bu sene Camiler Haftası’nda bu konuda kampanya başlatacaklarını söyledi.”Ahilik Haftası” kutlamalarına katılmak için Kırşehir’e gelen Görmez, Vali Özdemir Çakacak’ı ziyaret etti. Ziyarette konuşma yapan Görmez, Ahiliğin merkezi olan Kırşehir’de bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Ahilik Haftası çerçevesinde cuma gününü Kırşehirlilerle birlikte geçireceğini ifade eden Görmez, ”Kardeşlik ahlakını ve kardeşlik hukukunu yüzyıllar önce kurumsallaştıran Ahilik teşkilatına modern zamanlarda da sadece Türkiye’nin değil insanlığın ihtiyacı var. Yüzyıllar önce Kırşehir’de bunu müesseseleştiren büyüklerimizi rahmetle yad ediyorum” dedi.
Görmez, daha sonra Hoca Ahmet Yesevi Camisi’nde cuma vaazı verdi, namaz kıldırdı.
Öğretmenevi’nde Ahi Pilavı ikram edilen Görmez, daha sonra Ahi Evran Üniversitesi Kampüs Camisi temel atma törenine katıldı.
Görmez, burada yaptığı konuşmada, camilerin vatanın tapusu olduğunu belirterek, ”cami, üniversite ve imar” gibi kavramların birbirine yabancı olmadığını vurguladı.
Ahiliğin, bütün camilerdeki vaazlarda, hutbelerde, bütün eğitimlerde çok iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini ifade eden Görmez, ”O faziletin, o iş ahlakının, o ticaret ahlakının, o helal rızk edinme ahlakının müesseseleşmiş halini, onun ahlakını bizim camilerimizde halkımıza çok daha fazla anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.
CAMİ MİMARİSİNDE ENGELLİLER DÜŞÜNÜLECEK
Türkiye’de son 3-4 yıldır ”cami mimarisi” tartışması olduğuna işaret eden Görmez, şöyle konuştu:
”Biz de bu tartışmaları çok önemsiyoruz. Gerçekten 85 bin camimiz var Türkiye’de. Bu camilerimizin büyük bir kısmında, son zamanlarda biraz da gecekondulaşma ile birlikte, tabiri caizse bir camikondulaşma da başladı. Mimar Sinan’ın çocuklarının yaşadığı, onun eserlerinin olduğu bir memlekette biz özensiz bazı mekanları cami olarak inşa etmek zorunda kaldık. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu sene Camiler Haftası’nda iki konu üzerine duracağız. Camiler Haftası’nın genelinde üzerinde duracağımız konu, engelsiz cami, engelsiz ibadet.”
Türkiye’de 7 milyon engelli insan olduğuna dikkat çeken Görmez, ”Ülke genelindeki 85 bin camimizi ve mabetlerimizi 7 milyon engellinin ibadet ihtiyacını yok sayarak inşa etmişiz. Onun için, bu sene Camiler Haftası’nda ‘Engelsiz cami, engelsiz ibadet’ kampanyası başlatıyoruz” dedi.
Görmez, şöyle devam etti:
”Her ilimizde, ilçemizde, bir veya birkaç camimizi yeniden gözden geçirerek, her türlü engelli kardeşimizin rahatlıkla gelip, birinci safa kadar gidip caminin nasıl bir eşitlik mekanı olduğunu görmesini ve hissetmesini istiyoruz. Mekan cami ise gören kalptir. Mekan cami ise duyan kalptir. Bunu hissettirmek için bu sene ekim ayının ilk haftasında daha çok, cami ve engelliler üzerinde duracağız.”
ULUSAL CAMİ MİMARİSİ SEMPOZYUMU DÜZENLENECEK
Camiler Haftası’nda üzerinde duracakları ikinci konu hakkında da bilgi veren Görmez, İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozyumu’nu düzenleyeceklerini söyledi.
Görmez, ”Bütün mimarlık fakültelerindeki hocalarımızı, öğrencilerimizi, doktora öğrencilerini bu çalışmamıza davet ediyoruz. Cami mimarimiz üzerinde birlikte düşünmeye ve çalışmaya bilim adamlarımızı davet edeceğiz. İnşallah, oradan güzel neticeler çıkacak. Daha sonra uluslararası çapta bu sempozyumu düzenleyip, cami mimarisini ele alacağız” dedi.
DİNDARLIK SEVİYESİNİN BELİRLENMESİ
Pek çok üniversite araştırma merkezinin Türkiye’de dindarlık seviyesini belirlemeye çalıştığını ifade eden Görmez, o soruları kendilerinin de alıp incelediklerini dile getirdi.
Görmez, ”Sorulara bakıyorum, cami sayısı, günde beş vakit namaz kılma, cuma namazı, bayram namazı kılma oranı, oruç tutma oranı, kurban kesme oranı, bunlar üzerinde bir dindarlık ölçmeye çalıştıklarını görüyorum. Ben de şahsen kabul ederlerse bir bilim adamı olarak o çalışmaları yapanlara itirazım var. Çünkü dindarlık sadece namazla, oruçla, hacı sayısıyla, sadece cami sayısıyla, sadece kurban kesen sayısıyla ölçülmez. Evet bunlar dindarlığın ibadet bölümüdür ve de önemlidir ancak dindarlığın sizin ölçemeyeceğiniz boyutları da vardır” ifadesini kullandı.
Konuşmanın ardından caminin temeli, Kırşehir Valisi Özdemir Çakacak, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, AK Parti Kırşehir milletvekilleri Abdullah Çalışkan ve Muzaffer Aslan, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kudret Saylam ve İl Müftüsü Mustafa Balık tarafından atıldı.
Diyanethaber.com.tr

Diyanet’ten kürtaj fetvası: Haramdır!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kürtaj konusunda “Dinen meşru bir sebep olmadıkça çocuğu aldırmak haramdır” fetvasını verdi.

Diyanet’ten kürtaj fetvası: Haramdır!

Din işleri Yüksek Kurulu ilk kararını 1956’da aldı. Alınan kararda şunlar yer alıyordu.

Ailenin devamlılığını çocuktur.
Çocuk aileye Allah’ın emanetidir.
Çocuk düşürmek ve aldırmak haram hükmündedir.
Kurumumuza 2 binin üzerinde soru sorulmuş hepsine aynı oranda dini çerçevede yanıtlar verilmiştir.

Bu konuda şunları söylemek mümkündür. Elbette döllenmiş yumurtalarının çocuk yapmaya müsait olmadığına dair söz hakkı bilim adamlarına aittir. Ancak bu haller dışında meşru bir mazeret olmadıkça bu varlığın yaşama hakkına sahip olduğu bilinmelidir.

Bilimadamlarının kesin döllenmiş yumurtaların anneden bağımsız olduğunu, her ikisininde ayrı kalbi ve organları olduğunu söylediği müddetçe, sadece diyanet değil tüm kurumlar kürtajın bir varlığın hayatına son vermek olduğunu ortaya koyacaktır. Sorun bilimin ortaya koyduğu gerçekleri uygulamamaktadır.

Anne karnındaki cenin yaşama hakkı vardır. O yüzden hiç kimsenin onun hayatını son vermeye hakkı yoktur. Hiç bir anne beden benim değil mi diyerek onun canını alma hakkına sahip değildir, anne sadece emanetçidir.

Annenin hayatını korumak, tecavüz gibi cinsel saldırılardan korumak, rahim de meydana gelen hastalıklarla ilgili diyanet, sağlık mensupları ile ilgili bu karar ortaklaşa verilebilir. İslam dini her zaman annenin yanında yer almaktadır.

Bu meselenin sadece kadın sorunu olarak ele alınması yanlış olur.

Tarihi tecrübe göstermiştirki; bu yasaklar sadece yasalarla korunamamıştır o yüzden insan sevgisi ve ahlakına da ihtiyaç vardır.