Etiket arşivi: endonezya

Endonezya’nın Republika Gazetesinde yayınlanan Bediüzzaman makalesi

Bediuzzaman Said Nursi en çok tesiri olan müceddid bir Türk alimidir. Dini ilimlere vâkıf olmasının yanında Matematik ve Coğrafya gibi fen ilimlerini de öğrenmiştir. Said Nursi’ye göre Kur’an’ın mucizeliğini anlatmada din ve fen ilimleri birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayıcı bir bütündür. 
Said Nursi’nin ilme bu bütüncül yaklaşımı onu bu modern asırda hikmetli bir müteffekkir yapmıştır. O İslam dininin dinamik ve verimli olması cihetiyle Kur’an ve sünnetin hayata tatbikine gayret göstermiştir. Hatta Nursi uyumlu ve sulh içinde bir toplum hayatına ulaşmak için taassub ve istibdata karşı çıkan “Kur’anî bir davet yöntemi” geliştirmiştir. 
Said Nursi’nin nazarında içtimai hayattaki uyuma ulaşmak ve karışıklıklardan uzak kalmak için 5 prensip gerekir. Bu beş prensibin “Birincisi, merhamet; ikincisi, hürmet; üçüncüsü, emniyet; dördüncüsü, haram ve helâli bilip haramdan çekilmek; beşincisi, serseriliği bırakıp itaat etmektir.” Bu zikredilen prensiplere ulaşmak için Said Nursi, Nur Talebeleriyle imanın ve İslâmî değerlerin tecdidi vizyonuyla ümmetin ittihadı için gayret etmiştir. 
Nur cemaatinin temel karakteri; sulhu ve emniyeti muhafaza eden anarşist fiillerden uzak, manevi ve ahlâkî cihadı ön planda tutan müsbet harekettir. Nur cemaati medeni bir sosyal yapıya ulaşılması için kucaklayıcı, akademik ve çatışmadan uzak bir davet yöntemini ön planda tutmuştur. 
Bu muhteşem İslam Medeniyetinin inşasında ve sosyal hayatın ilerlemesinde müslümanlar geçmişteki hatalarından ders çıkarmalılar. Said Nursi’ye göre müslümanların önceki dönemde ilerlememelerinin 8 engel vardır (Bu sekiz engel Hutbe-i Şamiye’den okunabilir).
Dinî ve Fenni ilimlerin entegrasyonu ve Dikotominin reddedilmesi
Said Nursi dinî  ilimlerin yanında fennî ilimlere vâkıf olmuştur. Fennî ilimlere vâkıf olması Batının seküler düşüncesinin tehlikesine karşı entelektüel bir ufuk kazandırmıştır. Bu durum Said Nursi’yi hem ilmî dikotomiye karşı çıkması hem de idareci ve siyasilere okullardaki dini müfredatın yenilenmesi çağrısını yaptırmıştır. Said Nursi İslâmî bakış açısı, entelektüel zenginliği ve maneviyatı Batının dikotomik bakış açılı düşünce ve kültüründen daha üstün olduğu inancını taşır. Bu yüzden Said Nursi “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.” demektedir.
 Nurcu (Nur Cemaati)
Nur cemaati Said Nursi’nin fikirlerinden ilham alan sosyal yapının içindeki İslâmî değerlerin bir tezahürüdür. Nur hareketi “batılılaşma” potasında erimeden zamanın gelişimiyle birleşen modern İslâmî düşünceyi neşreden nur talebelerinden teşekkül eder. Onlar batıdan gelen müspet değerleri alıp menfi değerleri reddetmişlerdir. Bu bağlamda nurcular halkın genelinde değişime vesile olan dini ve sosyal bir harekettir.  Medenî ve gelişmiş bir İslâmî düşünceye sahiptirler. Onlara göre İslamın zaferi siyasi sistemi değiştiren bir devrim değil, materyalist düşünceden insanları kurtarıp şuurlu müslümanlar yetiştirmektir. Nurcular manevi cihadla meşguldürler.
Ayasofya Hâdisesi
Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilişinde Said Nursi’nin rolü vardır. Said Nursi dönemin başbakanı Adnan Menderes’e mektub yazıp Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılması ve Risale-i Nurların devlet eliyle basılması ricasında bulunmuştur. Her nekadar bu taleplere o zamanda ulaşılamasa da Said Nursi’nin talebeleri bu uğurda çalışmışlardır. 2012 yılında Said Nursi’nin talebelerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile olan görüşmelerinde Tayyip Erdoğan Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilecegine söz vermiş, cami olarak açılması için uygun bir zemin hazırlanması gerektiğini ifade etmiştir. Elhamdülillah 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay kararından sonra Erdoğan Ayasofya’yı camiye çeviren kararı imzalamıştır. 24 Temmuz’da ilk cuma namazı kılınmıştır. 
Sonuç olarak Tayyip Erdoğan’ın Said Nursi’yi takdir ederek onun dinî, sosyal ve siyasî olarak Türk medeniyetinde katkısı olduğunu söylemesine şaşırmamak gerekir. 2017’deki Müspet Hareket Sempozyumu açılış konuşmasında Tayyip Erdoğan “Said Nursi’nin rolü ve katkıları olmadan bugünkü gelişmiş Türkiye’ye ulaşmak mümkün değildir” demiştir. 
Dr. Sujiat Zubaidi Saleh,
Gontor Darussalam Üniveristesi öğretim üyesi..

500 Bilim Adamı İstanbul’da Nübüvveti Konuşacak

22-24 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek olan “Nübüvvet” konulu 10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna dünyanın birçok ülkesinden bilim adamları geliyor.

İtalya, Somali, Brunei, Güney Afrika, Suriye, Mısır, Irak, Cezayir, Fas, Tunus, Kırgızistan, Rusya, Burkino Faso, Uganda,  Nijer, Nijerya, Yemen, Suudi Arabistan, Ürdün, İran, Pakistan, Afganistan, Hindistan, Filistin, Malezya, ABD, Almanya, İngiltere, Avustralya, Romanya, Endonezya, Sudan, Azerbaycan, Malezya, Singapur, Filipinler, Lübnan, Moritanya, Kırım, Türkiye ve daha birçok ülkeden, 13 ü bayan 83 ü erkek toplam 96 tebliğci, 300 ün üzerinde gözlemci katılıyor. Ayrıca gözlemci olarak da 50 kadar bayan akademisyen geliyor.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen “Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü: Risale-i Nur Perspektifi” konulu sempozyum için gelen bilim adamları Peygamberlerin insanlığın yolunu aydınlatmada üstlendikleri ilahi vazifenin önemine dikkat çektiler.

ÜRDÜN , Ehl-i Beyt Üniversitesinden Prof. Dr. Ziyad Halil Al Daghamin :

RİSALE-İ NUR NÜBÜVVETİN GEREKLİLİĞİNİ EN GÜZEL DELİLLERLE AÇIKLIYOR

Sempozyuma Ürdünden katılan  Prof.Dr. Daghamin tebliğinde Risale-i Nur’un kâinat kitabının tarifini ele aldığını bununla birlikte kâinatın varılması gereken maksatlarından Allah’a imanı, Tevhidi, Ahiret’e imanı, nübüvvetin gerekliliğini, peygamberlere imanı ve insanın şükür’e erişmesini en güzel delillerle açıkladığını ifade etti.

Bedizzaman Said Nursi’nin nübüvvet konusuna bakışı hakkında dünyanın farklı ülkelerinde bulunan akademisyenlerin görüşleri şöyle;

PEYGAMBER SÜNNETİ BÜTÜN DERTLERE ÇARE

Nübüvvet sempozyumuna Cezayirden katılan Prof. Dr. Rabah Dafrur, tebliğinde şu görüşlere yer verdi:

“Bediüzzaman Hazretleri, Peygamberimizin Sünnetinin insanın bütün hayatının bütün yönlerini şümullü bir şekilde ele aldığını ve bütün problemlerine çözüm getirerek bütün dert ve hastalıklarına çare olduğu tasavvurundadır. O; Sünnetin desturlarının ruhi, aklı, kalbi ve sosyal bütün hastalılara en güzel ilaç olduğunu ispat eder.”

GÖRDÜĞÜMÜZ GÜZELLİKLER YARATICININ GÜZELLİĞİNİN GÖLGELERİNİN GÖLGELERİDİR

 Yıldız Teknik Üniversitesinden  Rasim Soylu etrafımızdaki güzelliklerin kemal sahibi bir yaratıcıdan geldiğini belirterek tebliğinde şunları kaydetti.

“Bediüzzaman sevdiğimiz şeylerde gördüğümüz güzellik ve mükemmelliğin, sonsuz güzellik ve kemal sahibi bir yaratıcının güzelliğinin çok perdelerden geçmiş zayıf bir gölgesi, hatta gölgenin gölgesi olduğunu söyler.”

ABD Trinity Enstitüsünden Robert Owens Scott tebliğinde Bediüzzaman’ın bakış açısından peygamberliği kalema aldı.

‘‘Said Nursi egemenlik, istismar ve şiddet sistemlerine yol açan saptırmalara peygamberliği bir siper olarak görmektedir. Said Nursi’ye göre peygamberler lider ve eğitimcilerdir. Onların rolleri insanları İlahi irade doğrultusunda bir düzene getirmektir.’’

İNSANLIĞIN NÜBÜVVETE OLAN İHTİYACI YERYÜZÜNÜN GÜNEŞE OLAN İHTİYACI GİBİDİR

Sempozyuma Hindistan Jamia Millia Islamia Üniversitesinden katılan öğretim görevlisi Prof. Dr. Iqtidar Mohammad Khan tebliğ metninde Bediüzzaman’ın diğer İslam filozofları gibi karmaşık bir dil yerine kolay ve anlaşılır bir dil kullandığını kaydetti.

Khan ayrıca tebliğ metninde Kur’an’ın temel gayelerini ele alarak şunları kaydetti.

‘‘Bediüzzaman’ın nübüvvet hakkındaki görüşleri, diğer İslam filozoflarının görüşlerine kıyasla oldukça nettir. Kur’an’ın mesajını ve nübüvveti anlatırken diğer İslam filozoflarının kullanıldığı karmaşık dilin aksine kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Üstad Bediüzzaman “Kur’an’ın temel gayeleri dörttür; tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet” der. Buradan da anlaşılacağı üzere nübüvvet Nursi’nin fikir ve eserlerinde önemli bir yere sahiptir. Nursi, insanlığın nübüvvete olan ihtiyacını yeryüzünün güneşe olan ihtiyacına benzetir. Çünkü peygamberler insanlığın önderleridirler.’’

BÜTÜN PEYGAMBERLER AYNI MESAJI VERMİŞTİR: YARATICI BİRDİR VE TEKDİR

ABD Virjinya İlahiyat Okulundan Nübüvvet sempozyumuna katılan Prof. Dr. David Scott tebliğ metninde şu önemli konuları ele aldı:

‘‘Allah’ın tüm peygamberlerinin insanlığa bildirdiği esas mesaj, Yaratıcının birliğidir. Bütün peygamberler aynı mesajı vermiştir: Yaratıcı birdir ve tektir. Bu mesaj hayatın özüdür. Bu, post modern insanlarla iletişime geçerken yararlanılacak en önemli husustur çünkü bu gibi insanlar hayatın manasını ararlar. Ve mana ve birlik temelde birbirleriyle bağlantılıdır.’’

 

NÜBÜVVET TARİHİN ŞAH DAMARINA HAYAT VE CANLILIK VERDİ

Mısır Zegazig Üniversitesinden tebliğ metnini sunan Usama Abul Abbas Şahvan kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren şeyin tanımını şöyle yapmaktadır.

‘‘Nübüvvet Bediüzzaman’ın fikrinde çökmek üzere olan zamanı ayakta tutan, yükselten ve ona direnç kazandıran bir güç, kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren, aydınlatan ışıltılı, parlak,  nurani canlı bir kandır.’’

ÜSTAD NURSİ AKLÎ DELİLLERLE NÜBÜVVETİ İSPAT ETTİ

10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna Suudi Arabistan Kral Halid Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Ali Bin Hüseyin Musa tebliğ metninde Nübüvvetin ispatını kalema aldı.

Üstad Nursi aklî delillerle nübüvveti ispat etti. Bu konuya daha önce âlimler böyle yaklaşmamıştı. Beşeri hayatta birçok ilim vardır; tıp, astronomi gibi ve sair mevcut ilimler. İnsanın bu ilimleri öğrenmeden bilmesi çok zordur. Yani bir rehberden öğrenme olmadan mümkün değildir. Vahiy yoluyla Allah öğretti. O zaman bilim, vahiy ile olur.

Prof. Dr. Musa nübüvvetin Hz. Muhammed (s.a.v)’in yüksek ahlakı, güzel nitelikleri ve onun kişisel özellikleriyle ispat edileceğini üzerinde vurgu yaptı.

Nübüvvet sadece mucizelerden ibaret değildir. Kişisel örnekler ile nübüvvet ispat edilebilir. Yani Hz. Peygamberin yüksek ahlakı, eşsiz kişisel durumu, güzel nitelikleri, iyi davranışları, nübüvvetin doğru olduğunun delillerinden birkaç tanesidir. Üstat şöyle diyor:

“Zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-yı gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imanını ve gayet itminanını ve nihayet vüsukunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.”

SEMPOZYUMA BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN HAYATTAKİ TALEBELERİ DE KATILACAK

Sempozyumun açılış oturumu 22 Eylül Pazar günü saat 10:00’da Ataköy Sinan Erdem Spor Kompleksi’nde yapılacak.

Sempozyumun oturumları ise 23 ve 24 Eylül günlerinde Yeşilköy Wow Hotel Convention Center salonlarında devam edecek.

Üç gün sürecek olan Uluslararası Sempozyum boyunca, dünyanın dört bir yanından gönderilen 400 tebliğ arasından seçilen 96 tebliğ sunulacak ve müzakere edilecek. Nübüvvet sempozyumuna Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebeleri de katılacak.

Sempozyuma 40’ın üzerinde ülkeden gelen akademisyenler tebliğleriyle katılıyor.

www.nubuvvetsempozyumu.com

İSTANBUL İLİM VE KÜLTÜR VAKFI
Kalenderhane Mah. Cüce Çeşmesi Sok. No:6 Vefa Fatih / 34134/  İstanbul
Tel :90212 527 8181 Fax:90212 527 8080
Web site: www.iikv.org     E-mail: iikv@iikv.org

Uzakdoğu Üniversitelerinde Gündem: “Risale-i Nur”

Risale-i Nur eserleri ve hizmetleri ilk olarak 1980’li yıllarda Malezya’ya gitmiş ve okunmaya başlamıştı. Ciddi anlamda okumalar 1980’li yıllarda ABD ve Avrupa’da, özellikle İngiltere’de okuyan gençler orada Risaleleri tanıması ve ülkelerine döndüklerinde kendi çaplarında Risale-i Nur hizmetlerini yaymaya başlamalarıyla oldu. Ancak külli manada ilk duyuru, 1999 senesinde Malezya UKM (University Kabansaan Malaysia) üniversitesinde yapılan ve üç gün devam eden, başta ABD, Türkiye, Mısır, Avustralya, Filipinler, Endonezya, Brunei ve Tayland olmak üzere birçok ülkeden akademisyenlerin de iştirak ettiği büyük bir sempozyumla yapıldı. Bu sempozyumdan sonra yörede daha ciddi çalışmalar başlamış oldu. İlki 1999’da yapılan sempozyumdan sonra Malezya’da 5, Endonezya’da 16, Filipinler’de ve Avustralya’da 3’er tane olmak üzere bölgede çok sayıda sempozyum yapıldı. Bu arada İstanbul’da yapılan sempozyumlara gelen akademisyenler yörelerinde ilmi ve akademik çalışmalarını yürüttüler. Nihayet günümüzde Risaleler ve Said Nursi bölge ülkelerinde çok sayıda master ve doktora çalışmasına konu oldu.

Bu çalışmaların devamı olarak 2-9 Aralık 2012 tarihlerinde Türkiye ve İngiltere’den bölgeye giden akademisyenlerin yanı sıra bölge ülkelerinden de çok sayıda akademisyenin katılımıyla Malezya üniversitelerinde bilhassa bilim–din ilişkilerine odaklanan BİLİMİN KÜLTÜR VE MEDENİYET OLUŞUMUNDAKİ KİLİT ROLÜ: RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ konulu bir dizi akademik toplantıda Risalelerin bu anlamda oynadığı rol ele alındı.

Malezya’nın önemli düşünce kuruluşlarından olan IAIS-Uluslararası İleri İslam Düşüncesi Enstitüsü ile İİKV’nin ortaklaşa düzenlediği konferans 4 Aralık Salı günü yapıldı. Bu konferanstan önce 3 Aralık Pazartesi sabahı UKM’de ve aynı gün öğleden sonra Uluslararası İslam Üniversitesi İslam Birliği Enstitüsü’nde ve 5 Aralık günü ise Malezya Putra Üniversitesi’nde 3’er saatlik paneller yapıldı. Bu panellere çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Konuşmacıların sunumlarından sonra  Risalelerin daha iyi anlaşılmasına yönelik soru-cevap seanslarına geçildi.

Bu toplantılarda İngiltere’den Prof. Dr. Colin Turner ile Mahshid Turner, Türkiye’den Prof. Dr. Yunus Çengel, Prof. Dr. Faris Kaya ve Doç. Dr. İsmail Latif Hacınebioğlu birer tebliğle katıldılar.

Konferansın açılış bölümünde Uluslararası İleri İslam Düşüncesi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hasim Kamali ile İstanbul İlim ve Kültür Vakfı İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faris Kaya konferansin duzenleyicisi sifatiyla  birer konuşma yaptılar. Konferansın açılış konuşmalarında Bediüzzaman Said Nursi’nin bilime bakışının ve fen bilimleri ile dini ilimleri bir çeşit mecz ederek ele almasının, İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu bir yaklaşım şekli olduğu ve örnek alınması gerektiği hususu üzerinde duruldu.

Risalelerde fen bilimlerinin nasıl işlendiği örneklerle ortaya konuldu ve bilhassa mana-i ismi ve mana-i harfi kavramları üzerinde duruldu.

Daha sonra üç oturum halinde akademisyenler uzmanlık alanlarında risalelerin konuya ilişkin bakış açısını ortaya koymaya çalıştılar. Çok ciddi bir akademisyen kitlesinin takip ettiği konferans oturumlarının sonunda soru-cevaplarla konu daha da derinlemesine ele alındı.

Akademisyen heyeti Malezya konferansı sonrası Endonezya’ya geçti. Biri Palembang Üniversitesi’nde 6-7 Aralık tarihlerinde, diğeri 8 Aralık 2012 tarihinde Bandung’da olmak üzere iki uluslararası katılımlı konferans yapıldı. Bu konferanslara Colin Turner, Yunus Çengel, İsmail Latif Hacınebioğlu, Mahshid Turner ve Faris Kaya’ya ilaveten üniversite rektörü Prof. Dr. Eflatun Mukhtar, Mısır Ezher Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmail Abdunnebi Sahin, Cakarta Serif Hidayetullah Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mulyadhi Kartenagara, Dr. İsmail Sukardi (Palembang Üniversitesi), Prof. Dr. Muhammed Sirozi (Palembang Üniversitesi) ve Prof. Dr. Amany Lunis (Serif Hidayetullah Üni.) ‘Prof Dr hamid Zarkasy (Darusselam Islam Enst)’Prof Dr Abdulrezzak (Palembang Univ), Prof Dr Amin Suyitno (Palembang Univ) ve Prof Dr Dusky Ibrahim ( Palembang Univ ) de birer tebligle  katıldılar.

Güney Sumatra Valiliği ve Palembang Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen iki günlük Pelambang Konferansını takriben 300 kişiden oluşan bir akademisyen topluluğu takip etti. Konferansın ilk günü akşamı ise eyalet valisi, Alex Noerdin’in konağında takriben 1500 kişilik bir heyete akşam yemeği verdi. Bu yemek esnasında da Said Nursi’nin bilime bakış vizyonunun önemi üzerinde duruldu.

İİKV

Konferansın oturum başlıkları ve sunulan tebliğ başlıkları şöyle:

Birinci Oturum: İnsanlık İçin Daha İyi Bir Geleceğin Tesisinde Bilgi, Bilim, İman ve Ahlakın Yeri ve Önemi: Said Nursi’nin Yaklaşımı

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Kerim Douglas Crow (Principal Fellow, IAIS Malezya)

Konuşmacılar:

1) Prof. Dr. Colin Turner (Durham University, İngiltere)

Yaradılışı Okumak: Said Nursi ve ‘Mana-i İsmi’ ve ‘Mana-i Harfi’ Kavramları

2) Prof. Dr. Yunus Çengel (Adnan Menderes Üniversitesi)

Nursi’nin Bilimlere Bakışı ve Bilimsel Metod

3) Prof. Dr. Zulkifli Haji Mohd Yusoff & Ms. Betania Kartika Muflih (University of Malaya, Malezya)

Kur’anî ve Kozmik İşaretler Vasıtasıyla İmanı Kuvvetlendirmek: İmam Bediüzzaman’ın Yaklaşımı

İkinci Oturum: Said Nursi’nin Bilim ve Kalkınmaya Dair Görüşleri

Oturum Başkanı: Dr. Daud Batchelor (Associate Fellow, IAIS Malezya)

Konuşmacılar:

1) Prof. Dr. Muhammad Sirozi (State Institute for Islamic Studies [IAIN] Palembang, Endenozya)

İslam Dünyasında Bilimin İhyası: Bediüzzaman Said Nursi’nin Bazı Fikirleri

2) Doç. Dr. İsmail Latif Hacınebioğlu (Süleyman Demirel Üniversitesi)

Holistik Bilgi Yaklaşımı Vasıtasıyla Epistemik Tercihler: İlahi Birer Kitap Olarak Tabiat, Bilim ve Vahiy

3) Mrs. Mahshid Turner (Durham University, İngiltere)

Dinin ve Maneviyatın Fiziksel ve Ruhsal Sağlığa Etkileri Bilimsel Olarak Ölçülebilir mi?

Üçüncü Oturum: Said Nursi’nin  Medeniyet Ölçeğinde Tecdid Anlayisi

Oturum Başkanı: Mr. Abdul Karim Abdullah (Research Fellow, IAIS Malezya)

Konuşmacılar:

1) Doç. Dr. Hj Fadhlullah Jamil (University Science Malaysia, Malezya)

Bediüzzaman’ın Malay Dünyası Üzerindeki Nüfuz ve Tesiri: Genel Bir Değerlendirme

2) Doç. Dr. Saim Kayadibi (International Islamic University Malaysia, Malezya)

Said Nursi’nin Dünya Görüşündeki Medeniyet Parametrelerinin İhyası: Ontolojik Mücadele

3) Dr. Mohammed Farid Ali (Research Fellow, IAIS Malezya)

Merhamet ve İyilik Aracı Olarak Kanaat: Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’una Hususi Atıflarla

Bu konferansta sunulan tebliğler, daha sonra Enstitü dergisinin özel sayısı olarak yayınlanacaktır.

Endonezya Konferanslari

Uzakdoğu’da Konferanslar Zinciri Başlıyor!

Uzakdoğu’da çeşitli üniversiteler ve İİKV işbirliğinde 4-8 Aralık 2012 tarihleri arasında konferanslar zinciri başlıyor. İlk olarak Malezya’da gerçekleştirilecek olan konferans sonra Endonezya’da devam edecek. Düzenlenecek olan bu konferanslarda Bediüzzaman Said Nursi’nin fikirleri üzerinde durulacak ve İslami çalışmalardaki yerine değinilecek.

International Institute of Advanced Islamic Studies (IAIS Malaysia), Malaysia-Turkish Cultural Association ve İİKV tarafından 4 Aralık 2012 tarihinde Malezya’da düzenlenecek olan konferansın konusu: “Said Nursi Düşüncesine Göre Medeniyet Dönüşümünde Bilim ve Kültürün Ana Boyutları

Malezya’nın hemen ardından 6 Aralık 2012 tarihinde Endonezya’da Raden Fatah İslam Enstitüsü ve İslam Çalışmaları Kurumu ile düzenlenecek olan konferansın konusu; “Said Nursi’ye göre İslam Medeniyetinin Dönüşümünde Bilimin Rolü

Son konferans olarak da 8 Aralık 2012 tarihinde Endonezya’da bulunan Bandung İslam Üniversitesin’de gerçekleştirilecek. Konferansın konusu; “Risale-i Nur ve Said Nursi

Konferanslara gerçekleştirileceği ülkelerden birçok yerli akademisyenin yanı sıra, Türkiye’den de Prof. Dr. Yunus Çengel, Prof. Dr. Faris Kaya, Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu ve İngiltere’den Prof. Dr. Colin Turner da katılarak birer konuşma yapacaklar.

 www.iikv.org

Risale-i Nur 250 Milyon Nüfuslu Endonezya’nın Diline Tercüme Ediliyor

Endonezya Diline Risale-i Nurları Tercüme eden Favzi Bahreisy

27-31 Ağustos 2012 tarihleri arasında Ruba Vakfı öncülüğünde organize edilen ve İstanbul Topkapı’da bulunan Hamidiye Vakfı Binasında icra edilen 1. Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısına Endonezya’dan iştirak eden Favzi Bahreisy ile konuşma fırsatımız oldu…

Endonezya, 250 milyonluk nüfusuyla dünyanın en fazla müslüman nüfuslu ülkesi. Ülkenin tamamına yakını Endonezyaca konuşuyor.

Risale-i Nur Mütercimi Favzi Bahreisy, 37 yaşında ve başkent Jakarta’da yaşamakta. Suudi Arabistan’da ilahiyat eğitimi almış. Sekiz yıl kadar önce başkent Jakarta’da bulunan dershanede tanıştığı Hasbi Abi vasıtasıyla, İhsan Kasım tarafından tercümesi yapılan Arapça Risale-i Nuru okumaya başlamış. Uzunca bir süre okuduktan sonra Hasbi Abi’nin risaleleri Endonezya diline çevirmesi teklifiyle karşılaşmış. Bu teklifi hiç düşünmeden kabul ederek çeviriye başlamış. Sözler, Mektubat, Lemalar ve Mesnevi-i Nuriye’yi Endonezya diline çevirmeye muvaffak olmuş.

Kendisine, mütercimler toplantısı ile ilgili düşüncelerini de sorduk. Toplantının son derece faydalı geçtiğini, ilerki zamanlarda yapılacak toplantıların daha da geliştirilerek daha faydalı bir hale getirilebileceğini belirtti. 250 milyon nüfuslu devasa bir Müslüman ülkesi olan Endonezya’da insanların çoğunluğunun, okumamış olsa da, Risale-i Nurları duyduğunu ve büyük bir saygı gösterdiklerini belirtti. Bildiği kadarıyla da yapmış olduğu tercümelerin ilk tercümeler olduğunu belirtti.

Kendisi vedalaşmadan önce bizlere; bu toplantının yapılmasında emeği geçen herkesin şahsında ülkemize ve milletimize müteşekkir olduklarını belirtti.

NurNet, İstanbul, Eylül-2012