Etiket arşivi: esasat

Bazı Hizmet Düsturları

Bazı Hizmet Düsturları

“Risale-i Nur’un neşrinde kimseyi tefrik etmemek.. İcbar da etmemek. Mülayametle muamele.

Bu hizmette metod müsbet hakikatları ders verip din düşmanlarıyla; ne sözle, ne fikirle ve ne de zihnen meşgul olmamak.

Risale-i Nura bilmeyerek itiraz eden ehl-i îmana adavet etmeden ikaz ve bütün kalbleri “le ilahe illallah muhammeden abduhu ve rasuluhu” da tevhid. Hatta Allah ve Peygamberine inanan fırak-ı dalle de olsa ve hatta ahiret gününe inanan ehl-i kitabla münazaradan çekilmek.

Ehl-i dünyaya ve ehl-i siyasete vesvese ve korku verecek her türlü tezahürden kaçınmak.

Ehl-i hakka hizmet edenleri müsbet bir şekilde (İslâmiyete hizmet noktasında) desteklemek.

Risale-i Nur Talebeleri birbirinin kusurları olsa da kat’iyyen tenkid etmeyecek.

Hiçbir zaman beddua edilmeyecek. Hidayetleri için dua edilecek.

Bütün hadisat hiçbir zaman bizleri üzmeyecek. Bunları, Allahın rengârenk birer tabloları kabul edeceğiz. İnsanlar alemi, ağaçlar âlemi, hayvanat ve nebatat alemi nasıl zamanı geldikçe tebeddül ediyorlar, değişiyorlar. Zahiren hoşumuza gitmeyen şeyler de zamanı geldikçe değişecektir.

Üstadımızın vefatından az sonra teksirle neşredilen lahika olup, aslı Abdulkadir Badıllı da vardır.

Badıllı Ağabey, Hizmetkârlar imzasiyle olduğunu söylemiş.

www.NurNet.org

RİSÂLE-İ NUR’UN KUR’ÂNÎ YOLU… 

RİSÂLE-İ NUR’UN KUR’ÂNÎ YOLU… 

  Risale-i Nur Külliyatı, ahir zamanda ümmet-i Muhammed’in manevi imdadına yetişmiş olan bir dirayet tefsiridir. Telifin ilk anından son avanına kadar ümmet-i Muhammed’e sahil-i selamete çıkış yolunu göstermiştir. Risale-i Nur ve emsali dirayet tefsirini bilmeyen ve anlamayan kimseler alıştıkları klasik tefsir olan Rivayet Tefsirini, Risale-i Nur Külliyatında göredikleri için nasıl yaklaşacaklarını anlayamamaktadırlar.       

“Risale-i Nur, Arş-ı A’zam’la bağlı olan Kur’an-ı Azîm-üş şan ile bağlanmış bir hakikî tefsiridir.”[1]Klasik tefsirler aklı tatmin ederken Risale-i Nur’un metodu letaife sirayet etmektedir.  

Nazlı bir gelin edasında olan Risale-i Nur Külliyatıyla, nur alemine girmenin birinci vazifesi, ihlâs-ı tammeden sonra tam sadakat ve tam sebat etmektir. Bu sayede nur alemine girilir ve istifade etmeye başlanır Dirayet Tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından. Yani, Risale-i Nur Külliyatının dairesinde Risale-i Nur’un talimatı ve düsturları çerçevesinde hareket etmekle mümkündür. Aksi taktirde yani ihlâs-ı tamme, tam sadakat, tam sebat kapılarından geçilmezse Nurlar letaife sirayet etmemekle beraber insanı sadece malumatfuruş ve geveze yapacaktır.  

Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan hayalâta sapar. Sırat-ı müstakimi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer. Müvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır.[2] 

Edile-i Nuriye olarak tabir ettiğim bu dört düstur insanın hem şahsi hayatında, hem içtimai hayatında, hem hizmet hayatında olmazsa olmaz hakikatlerdir. Kalb ile teslim akılla iz’an edilip tefekkür edilirse bu dört düstura uymayanlar ne kadar hem kendi hem de çevresine verdiği zarar ziyanları görebiliriz. Gerçekten akıl gözü kör olursa insanın basireti bağlanıyor ve çok büyük yanlışlara düşüyor.  

Burada mesele hizmet üzerine olduğu için herkes kendi hizmet çevresine baktığında  hüsnü zan ederek itimad ettiği kimselerin yanlış yönlendirmeleri veya erkan ve usule uymayan hareketlerini göz önüne getirip baksa bu dört düsturun ehemmiyeti alenen görülecektir. 

Selam ve dua ile 

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Kastamonu Lahikası ( 247 )

[2] Muhakemat ( 49 )

Mesleğimiz ESASATTIR

Mesleğimiz ESASATTIR

Risale-i Nur Külliyatı bir bütün halindedir. Bir kısmını ayırıp bir kısmını kabul etmek nur talebelerince kabul edilemez. Şayet bir nur talebesi bir kısmını kabul bir kısmını cerh ediyorsa hizmet anlayışını gözden geçirmesi gereklidir. Çünkü satın aldığımız küçük bir makinanın bile kullanım klavuzu ve tavsiyeleri varken, ahirzamanda muazzam bir Kur’an hizmeti teşkil eden Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin hizmeti-i nuriyeyi esasatsız, düstursuz bırakıp heba olmasına izin vermeyeceği gayet aşikar bir durumdur.

Sadece imani bahislerle hem hal olun Lahikalar ve Müdafalar ve Tarihçe-i Hayat gibi eserlerle teberrüken (yok denecek kadar az okuyun) meşgul olun ve üzerinde durmayın gibi söylemleri olan yerler ön planda Risale-i Nuru gösterip geri planda insanları şahıslara bağlamak ve kendi anlayışlarına göre bir hizb teşkil etmek emelini gütmektedir. Yani başka defterler söz konusudur. Nur ile aldatmak.

Risale-i Nurun imani bahisleri, tüm ehl-i iman ile müşterek mesailidir. Lahikalar ve Müdafalar ve Tarihçe-i Hayat ise, nur talebelerinin meslekî mesailidir. Bu sebeple pusulasız hizmet hizmet değil hezimettir. Hizmette esas olan kitap ve kitabî düsturlar olmazsa o hizmet dalâlete kadar insanı sürükleyebilir. Bu tarz söylemleri olan bir yerde bulunuyorsak mutlaka orayı terk edip kitabı esas alan hizmet-i Nuriye gruplarıyla hizmet hayatına devam etmeliyiz.

“Ne geliyorsa başımıza safdillikten, safdillerden geliyor!”[1]

Lahikaların ehemmiyetine dair Zübeyir Ağabeyin muhtelif beyanları:[2]

Külliyatı 3-4 defa okuduktan sonra Lahikaları, her paragrafının ameli cihetini düşünerek okumalı.”

“Mesleğimiz ESASATTIR.”

“Lahikalardaki mevzuular, aynen bu zamandakilere de hitap eder.Hizmet Rehberi hazırlanırken isimleri çıkarıyordum. Çünkü yeniler “Bu eski zamana ait bir mektuptur” nazarıyla bakabilirler.”

“Lahika Mektupları: Lahika, talebe mektupları, Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini bize öğretir, çünkü bu mektuplar Üstadımızın tashihinden geçmiştir.

Bu mektuplardan gelince bize derdi:“Bir bak tayyedilecekleri tayyet” sonra yine Üstadımız bakardı, tayyedilecek varsa eder veya ilave ederdi.

Bu mektupları talebesinden işçisine kadar herkes okuyacağından, onlara hiç itiraz bırakmayacak tarzda olmalı. Muarız ekalliyet nazara alınmaz.”

 “Şahsi müdafaaya geçmeyip, daima hak ve hakikati iltizam ve müdafaa etmek, meslek-i kudsiyemizdendir.”

“Nur Talebeleri; Risale-i Nur eserlerini ve Lahikaları devamlı okuyarak ve bilhassa ameli ve tatbiki hakikatları not edip (halen, kalen, fiilen ve kalemen) bu Kur’anî düsturlarla amel ederse veya ihlasla amil olmaya cehd ederse; Kur’anî, imanî ve mücahidane (Nur-u Kur’an hizmeti) olan Risale-i Nur hizmetinde, ömrü boyunca muvaffak olur.”

“Risale-i Nur talebesi; imanî bahisleri okur, ehl-i salat ve takva olur; fakat başka cereyanlara aldanabilir. Eğer, meslek ve meşrebe dair mevzuları, lahikaları okursa, aldanmaz.”

“Ders okuma makamı, tevazu makamı değildir; cemaati muhafaza makamıdır. Dersleri, külliyatı 3-4 defa tekrar edenlere okutmalıyız.”

Selam ve dua ile;

Muhammed Numan ÖZEL

 

[1] Zübeyir Gündüzalp

[2] Bir Dava Adamından Notlar kitabından iktibastır