Etiket arşivi: Faydalı Dualar

En Güzel Dualar (Peygamberimizin Dilinden 40 Dua)

099

1. Allahümme bike esbahnâ ve bike emseynâ ve bike nehyâ ve bike nemûtü ve ileyke’l-masîr.

“Allah’ım! Senin iznin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”

(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 110; Tirmizî, “Deavât”, 13; İbn Mâce, “Dua”, 14)

2. Allahümme e’ûzü bi rızâke min sehatike ve bi muâfâtike min ‘ukûbetike ve e’ûzü bike minke lâ uhsi senâen ‘aleyke ente kema esneyte ‘ala nefsike.

“Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.”

(Müslim, “Salât”, 222)

3. Allâhümme innî e’ûzü bike min zevâli ni’metike ve tehavvüli ‘âfiyetike ve fücâeti nıkmetike ve cemî’ı sahatike.

“Allah’ım! Nimetinin yok olmasından, verdiğin afiyetin (nimet ve sağlığın) bozulmasından, ansızın cezalandırmandan ve öfkene sebep olan her şeyden sana sığınırım.”

(Müslim, “Zikir”, 96)

4. Allahümme innî e’ûzü bike mine’l-hemmi ve’l-hazeni. Ve e’ûzü bike mine’l-‘aczi vel-keseli. Ve e’ûzü bike minel cübni vel-buhli. Ve e’ûzü bike min ğalebetid-deyni ve kahrir-ricâli.

“Allah’ım! Kederden ve üzüntüden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve insanların kahrından sana sığınırım.”

(Ebû Davud, “Sâlat”, 367; Ayrıca bk. Buhârî, “Et’ıme”, 28, “Deavât”, 40¸ Tirmizî, “Deavât”, 70; Nesâî, “İstiâze”, 7, 8, 25)

5. Allahümme innî e’ûzü bike mine’l-fakri ve’l-kılleti ve’z-zilleti ve e’ûzü bike min en ezlime ev uzleme.

“Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım; zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım.”

(Buhârî, “Deavât”, 40; Ebû Dâvûd, “Vitr”, 32¸ Nesâî, “İstiâze”, 7, 8, 25)

6. Allahümme innî e’ûzü bike en edille ev üdalle,ev ezille ev üzelle ev ezlime ev uzleme ev echele ev yüchele ‘aleyye

“Allah’ım! Dalalete (sapıklığa) düşmekten veya (başkalarını) dalalete düşürmekten, hataya düşmekten veya (başkasını) hataya düşürmekten, zulmetmekten veya zulme uğramaktan, cahillik etmekten veya cahillikle karşılaşmaktan, sana sığınırım.”

(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 112)

7. Allahümme innî e’ûzü bike mine’l-cübni ve e’ûzü bike min en uredde ila erzelil ‘umuri ve e’ûzü bike min fitneti’d-dünya ve e’ûzü bike min azabi’l-kabr.

“Allah’ım! Korkaklıktan sana sığınırım. Ömrün en düşük çağının zorluklarından, dünya fitnelerinden ve kabir azabından da sana sığınırım.”

(Buhârî, “Cihad”, 25; Tirmizî, “Deavât”, 113; Nesâî, “İstiâze”, 27)

8. Allahümme innî e’ûzü bike min şerri ma ‘amiltu ve min şerri ma lem a’mel.

“Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.”

(Müslim, “Zikir” 65, 66)

9. Allahümme innî e’ûzü bike min fitneti’n-nâri ve ‘azabi’n-nari ve min şerri’l-ğına ve’l-fakri.

“Allah’ım! Cehenneme götüren fitneden, Cehennemin azabından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım.”

(Ebu Dâvûd, “Vitr”, 32)

10. Allahümme innî e’ûzü bike minel-cû’ı fe-innehû bi’sed-dacî’u ve e’ûzü bike mine’l-hıyâneti fe-innehâ bi’seti’l-bitânetü.”

“Allah’ım! Açlıktan sana sığınırım. Çünkü açlık, ne kötü bir arkadaştır. Hainlikten de sana sığınırım. Çünkü hainlik, ne kötü bir sırdaştır.”

(Ebu Dâvûd, “Vitr”, 32; Nesai, “İstiâze”, 19,20; İbn Mâce, “Et’ime”, 53)

11. Allahümme ‘âfini fi cesedî ve ‘âfinî fî basarî ve’c‘alhü’l vârise minnî lâ ilâhe illâllahu’l- halîmu’l-kerîmu subhâne’llahi rabbi’l-‘arşi’l-‘azîm ve’l-hamdü li’llahi rabbi’l-‘âlemîn.

“Allah’ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl (son nefesime kadar beni sağlıklı eyle). Halîm ve kerîm olan Allah’tan başka ilah yoktur. Ulu arşın sahibi Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur”

(Tirmizî, “Deavât”, 66)

12. Allahümme innî es’elükel-hüdâ ve’t-tüka ve’l-‘afafe ve’l-ğınâ.

“Allah’ım! Senden hidayet, takva, (sorumluluk bilinci) iffet ve (gönül) zenginliği isterim.”

(Müslim, “Zikir”, 72)

13. Allahümmağfirlî ve’rhamnî ve’hdinî ve ‘âfinî ve’r-zuknî

“Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet et, bana hidayet nasip eyle, bana âfiyet ve (hayırlı) rızık ver.”

(Müslim, “Zikir”, 35)

14. Allahümme’nfa’nî bima ‘allemtenî ve ‘allimnî ma yenfeunî ve zidnî ‘ilmen, elhamdülillahi ‘alâ külli hâlin ve e’uzü billahi min hâli ehli’n-nâri.

“Allah’ım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır, bana fayda verecek ilmi öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin halinden Allah’a sığınırım.”

(Tirmizî, “Deavât”, 129)

15. Allahümme innî e’ûzü bike min ‘ilmin la yenfe’u ve min kalbin lâ yahşe’u, ve min nefsin lâ teşbe’u ve min da’vetin lâ yüstecâbu leha.

“Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşu duymayan kalpten, kabul olunmayan duadan   doymayan nefisten sana sığınırım.”

( Müslim, “Zikir”, 73)

16. “Ya mukallibel kulûb! Sebbit kalbî ‘alâ dînike.

“Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.”

(Tirmizî, “Deavât”, 124)

17. “…Allahümme âti nefsî takvâha, ve zekkiha ente hayru men zekkaha, ente veliyyuha ve mevlaha.”

“…Allah’ım! Nefsime takvasını (günahlardan sakınma duygusu) ver ve onu (her türlü günahtan) temizle, Sen temizleyenlerin en hayırlısısın. Onun koruyucusu ve efendisi de sensin..”

(Müslim, “Zikir”, 73)

18. Allahümme’c’alnî mine’llezîne iza ehsenu ‘s-tebşeru ve iza esâu’stağferû

“Allah’ım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.”

(İbn Mâce, “Edeb”, 57)

19. Allahümme rahmeteke ercû felâ tekilnî ila nefsî tarfate‘aynin ve aslih lî şe’nî küllehü lâ ilâhe illa ente.

“Ey Allah’ım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (da olsa) nefsimle başbaşa bırakma. Halimi tümüyle düzelt, Senden başka ilâh yoktur.”

(Ebu Dâvûd , “Edeb”, 110)

20. Allahümme Rabbe’n-nâsi! Ezhibi’l-be’se, veşfihi, ve ente’ş-şâfi. Lâ şifâe illâ şifâüke. kifâen lâ yüğâdiru sekamâ.

“Allah’ım, ey insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider, şifa ver. kifayı veren ancak sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalık nedir bırakmasın.”

(Buhârî, “Tıb”, 37; Ayrıca bk. Müslim, “Selam” 46; Ebû Davud, “Tıb”, 17 Tirmizî, “Deavât”, 111)

21. Allahümme ahsente ha•kÉ fe ehsin hulukî.

“Allah’ım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlâkımı da güzelleştir”

(İbn Hanbel,el Müsned, I, 403)  

22. Allahümme innî e’uzü bike mine’ş-şikaki ve’n-nifaki ve sûi’l-ahlâki.

“Allah’ım! (haktan) ayrılmaktan, iki yüzlülükten ve kötü ahlâktan sana sığınırım.”

(Ebû Dâvûd, “Vitr”, 32; Nesaî, “İstiâze”, 21)

23. Allahümme inneke ‘afüvvün kerîmün tühıbbü’l-‘afve fa’fü ‘annî .

“Allah’ım sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni de affet.”

(Tirmizî, “Deavât”, 89)

24. Allahümme’rzuknî hubbeke ve hubbe men yenfeunî hubbuhu ‘indeke.

“Allah’ım! Bana kendi sevgini ve Senin yanında sevgisi bana fayda verecek kimsenin sevgisini ver.”

(Tirmizî, “Deavât”, 73)

25. Allahümmekfinî bihalâlike an haramike ve ağninî bifadlike ammen sivâke.

“Allah’ım! Harama bulaşmaktansa, helalinle yetineyim. Beni lütfunla (zengin kılarak) Senden başkasına muhtaç etme.”

(Tirmizî, “Deavât”, 110)

26. Allahümme eınnî ala zikrike ve şükrike ve husni ibadetike.

“Allah’ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.”

(Ebu Dâvûd, “Salât”, 361; Nesâî, “Sehv” 60; İbn Hanbel, el Müsned, V, 245.)

27. Allahümme innî eselüke min salihi ma tü’ti’n-nâse mine’l-mali ve’l-ehli ve’l-veledi gayri’d-dâlli vele’l mudilli.

“Allah’ım! Mal, aile, çocuk olarak insanlara verdiklerinin hayırlısını dilerim, sapıtan ve saptıranları değil.”

(Tirmizî, “Deavât”, 124)

28. Bismillahillezî la yedurru me’a’smihî şeyun filardi vela fi’s-semâi ve hüve’s-semi’u’l-‘alîm.

“Allah’ın adıyla… O’nun adıyla (hareket edildiğinde) yerde ve gökte hiçbir şeyin zararı dokunmaz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”

(Tirmizî, “Deavât”, 13)

29. Elhamdü li’llahi’llezî et’amena ve sekana ve ce’alena müslimin.

“Bizi doyurup içiren ve bizi Müslümanlardan eyleyen Allah’a hamdolsun.”

(Ebu Dâvûd, “Eti’me”, 53; Tirmizî, “Deavat”, 56 )

30. Allahumme eslemtu nefsî ileyke ve veccehtu vechî ileyke ve fevvaztü emrî ileyke ve elce’tu zahrî ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke, la melcee ve la mencee minke illa ileyke, Amentu bi kitabikellezi enzelte ve binebiyyikellezi erselte

“Allah’ım! (rahmetini) umarak, (azabından) korkarak kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Senden başka sığınak, senden başka dayanak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.”

(Buhârî, “Vudu”, 75, “Deavât”, 6, 9; Müslim, “Zikir”, 56)

31. Allahümme elif beyne kulubinâ ve aslih zâte beyninâ ve’hdinâ sübüle’sselâmi ve neccinâ mine’z-zulümâti ile’n-nûri ve cennibne’l fevâhişe mâ zahare minhâ ve mâ betane.

“Allah’ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır.”  

(Ebu Dâvûd, “Salât”, 182 )

32. “Allahümme aslih lî dinî ellezî hüve ‘ismetu emrî, ve aslih lî dünyâye elletî fîhâ meâşî, ve aslih lî ahireti elletî fîhâ meadî, vec ‘alil hayâte ziyâdeten lî fî külli hayrin, vec ‘alil mevte râhaten lî, min külli şerrin”

“Allah’ım! Dinimi güzelce yaşat ki o benim güvencemdir. Dünyamı düzelt ki o benim geçim kaynağımdır. Ahiretimi hazırla ki o benim son durağımdır. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhafaza eyle.”

(Müslim, “Zikir”, 71)

33. Allahümmeğfirlî zenbî küllehü dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ‘ahirahu ve ‘alâniyetehu ve sırrehu .

“Allah’ım! Günahlarımın küçüğünü büyüğünü, öncesini sonunu, açığını ve gizlisini, hepsini bağışla.”

(Müslim, “Salât”, 216)

34. Allahümme innî zalemtu nefsî zulmen kesîran ve lâ yağfiru’z zünûbe illâ ente feğfirlî mağfiraten min ‘indike, verhamnî inneke entel ğafûrur rahim.

Allah’ım! küphesiz ben nefsime çok zulmettim, günahları bağışlayacak olan yalnız Sensin. Öyleyse katından bir af ile beni bağışla. Bana merhamet et, çünkü bağışlaması ve rahmeti çok olan sadece Sensin”

(Buhârî, “Ezan”, 149; Müslim, “Zikir”, 48)         

                                          

35. Allahümme ente Rabbî, lâ ilâhe illâ ente halaktenî, ve ene ‘abdüke, ve ene alâ ahdike ve va‘dike m’esteta‘tü. Eûzü bike min şerri mâ sana‘tü, ebûü leke bi-ni‘metike aleyye ve ebûü leke bi-zenbî, fağfir lî feinnehû lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente.

“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Sen’den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Senin kulunum. Gücüm yettiğince (ezelde) sana verdiğim sözümde ve vaadimde durmaktayım.

İşlediğim günahların şerrinden sana sığınırım. Bana lutfettiğin, ni’metlerini i’tirâf ederim, günahımı da i’tirâf ederim. Beni affet çünkü günahları ancak Sen affedersin”

(Buhârî,”Deavât”, 2, 15)

36. Allahümmağfirlî hetîetî ve cehlî, ve isrâfî fî emrî, ve ma ente a’lemu bihî minnî, Allahümmağfirlî ciddî, ve hezlî, ve hataî ve ‘amdî, ve küllü zalike ‘indî, Allahümmağfirlî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu, ve mâ esrartu ve mâ a’lentu, vemâ ente a’lemu bihî minnî, entel mukaddimu ve entel muahhir ve ente ‘ala külli şey’in kadîr.

“Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, işimdeki aşırılıkları ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı bağışla.

Allah’ım, ciddi ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle. Bütün bu kusurların hepsi bende vardır.

Allah’ım! kimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle.

Öne geçiren de sen, geride bırakan da Sensin. Senin her şeye gücün yeter.”

(Buhârî, “Deavât”, 60; Müslim, “Zikir”, 70. )

37. Allahümmeğsil hatâyâye bimâi’sselci ve’l-beredi ve nakki kalbî mine’l-hatâyâ kemâ nekkayte’sevbe’l-ebyeda mine’d-denesi.

“Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle. Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan arındır.

(Nesâî, “Taharet”, 49; Ayrıca bk. Buhârî, “Deavât”, 38, 43 45; Müslim, “Zikir”, 49)

38. Allahümme innî es’eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve’l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec’al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine’l- mâil bârid.

“Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim.

Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl.”

(Tirmizî, “Deavât”, 73)

39. Allahümme leke sumtü ve ‘alâ rızkıke eftartü

“Allah’ım! Senin rızân için oruç tuttum. Senin rızkınla orucumu açıyorum.”

(Ebû Dâvûd, “Savm”, 22)

40. Allahümme ahsin ‘âkıbetena fi’l-umûri küllihâ ve ecirnâ min hızyi’dünyâ ve ‘azâbî’l-âhireti.

“Allah’ım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından bizi koru.”

(Ahmed b. Hanbel, el Müsned, 4/181)

Diyanet.gov.tr

Tavsiye Ettiğimiz Diğer Yazılar;

Kur’andan En Güzel Dualar
Risale-i Nur’dan Seçme Dualar
Cuma Dualar

Hacet Duası ve Hacet Namazı

Dua, kulun Rabbine yönelip O’ndan yardım dilemesidir.

Dua bir ibadettir.

Nasıl ki, bir çocuk eli yetişemediği bir ihtiyacını, bir arzusunu elde etmek için ya ağlar, ya ister; yani acizlinin diliyle dua eder ve isteklerini elde eder.

Öyle de, insan bütün canlılar içinde nazik ve nazlı bir çocuğa benzer. Cenab-ı Hakkın dergâhına acziyle ağlamak veya ihtiyacıyla dua etmekle yönelir.

Başa gelen çeşitli sıkıntılar ve belalar, insana aczini ve güçsüzlüğünü hatırlatıp onu Rabbine yönelmeye zorlar bu bir rahmettir.

Dua bir ibadet olduğuna göre, onun sadece ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak gayesiyle yapılması gerekir. Bunun için insan âcizliğini, yalnızlığını ve çaresizliğini bütün ruhuyla hissedip kendisine yardımcı olacak, korkulardan, endişelerden kurtaracak yegâne zatın Allah olduğunu düşünerek ellerini semaya kaldırmalıdır.

İşte Cenab-ı Hak her yerde hazır ve nâzırdır. İnsanın yaptığı her duayı işitir ve cevap verir. Fakat insanı insandan daha çok düşündüğünden, derdini ve asıl ihtiyacını iyi bildiğinden; neyin hayrına, neyin zararına olacağını ezelî ilim ve hikmetiyle bildiğinden, insanın istediğinin aynısını verebildiği gibi, bazan daha iyisini verir, bazan da zararlı olacağından hiç vermez. Bunun için insanın, “Allah, benim her istediğimi vermiyor” demeye hakkı yoktur.

Dua bir ibadet olduğuna göre mükâfatı âhirette verilir. İnsanı duaya sevk eden sebepler ise o ibadetin vaktidir.

Meselâ hava kurak gidip yağmursuzluk devam ettiği zamanlarda yağmur duasına çıkılır. Güneşin batması akşam namazının vakti olduğu gibi, kuraklık da o duanın vaktidir. Yoksa o dua yağmuru yağdırmak için değildir. Çünkü o takdirde dua Allah rızası için değil de, sırf yağmurun yağması için edilmiştir. Bundan dolayı da kabule layık olmaz.

İnsan o kadar dua ettiği halde belalar gitmez, hastalıklar geçmez ve netice itibariyle o an için istekler yerine gelmemiş görünür. İnsan, “Duam kabul edilmedi” dememeli, “Duamın vakti bitmedi, daha çok dua etmem gerekir” demelidir.

Dua ubudiyetin (kulluğun) ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir.” Çünkü dua eden adam duası ile gösteriyor ki, bütün kâinata hükmeden birisi var ki, en küçük işlerime ıttılâı var ve bilir, en uzak maksatlarımı yapabilir, benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyle ise bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki, benim sesimi de işitiyor. Bütün o şeyleri o yapıyor ki, en küçük işlerimi de Ondan bekliyorum, Ondan istiyorum.

Dua iki kısımdır:

a. Fiilî dua: Sebeplere teşebbüs etmek fiilî duadır. Çift sürmek gibi. Toprak rahmet hazinesinin kapısı olduğundan çiftçi o kapıyı sabanıyla çalar. Bu dua doğrudan Cenab-ı Hakk’ın isim ve ünvanına yönelmiş olduğundan çoğunlukla kabul olunur.

b. Kavlî dua: Dil ve kalble yapılan dua: İnsanın eli yetişmediği bir kısım ihtiyaçlarını istemesidir. Bunun en mühim tarafı, en güzel meyvesi şudur:

“Dua eden adam anlar ki, Birisi var, benim kalbimden geçenleri işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, âcizliğine merhamet eder, fakirliğine medet eder.”

Allah yapılan duayı irade ve hikmete uygun görürse maksada ulaştırır, uygun görmez ise ulaştırmaz. Bu durum, insan da dahil bütün türler için geçerlidir.

Mesela, bir balık bir her seferinde milyonlarca balık yumurtluyor. Şayet hepsi balık olsa, denizdeki çevre dengesi bozulur. Bu yüzden Allah hikmeti gereği o yumurtaların bir kısmını başka türlere besin ve rızık olarak ayırıyor.

İnsanlar içinde de durum aynıdır. Herkes doktor olamayacağı gibi herkes pilot da olamaz. Lakin doktor ve pilot olamayan, başka bir hususta inkişaf edebilir. Hatta bazen insan iradesini yanlış kullanırsa hiçbir şey olamaz. Yani vasıfsız ve niteliksiz de kalabilir.

İnsanda irade de olduğu için üç denklem ortaya çıkar. Birisi İlahi irade ve hikmet, ikincisi fıtri kabiliyet, üçüncüsü de insanın iradesidir. Üçünden birisi olmadı mı denklem bozulur ve maksat hasıl olmaz.

Bitkiler dua eder “yarabbi nukuşu esmanı göstrermek istiyorum bizi sümbülendir .ağaç yap”der Bazı tohumların duası kabul olur bazı tohumların duası kabul olmaz bazı tohumların duasının kabul olmaması, duanın kabul olmasının şartı olan istidaddan yoksun kalmalarındadır.

Bir tohum filizlenmeye kabiliyeti olsa bile, onun içinde bulunduğu zeminin kabiliyeti yoksa, bu dua yine kabul edilmez.

Ayrıca her makbul duanın ilahi bir hikmeti vardır. O hikmetin ön gördüğü şekilde, ya duanın aynısı, ya benzeri verilir yahut daha güzeli verilir, veya hiç verilmez. her duanın kabul edilmesi zorunluğu yoktur.

Çocuk sizden bıçak ateş ister siz ona zarar vereceğini bildiğiniz için istediğini vermezsiniz. Allah da sizin istediğiniz şeyin size zararı olacağını dünyanıza ahretinize zarar vereceğini ezeli ilmiyle bildiği için duanızı kabul etmeyebilir.

Bazen evli olan eşlerin zahir sebepler bakımından bir engel görülmediği halde yine de çocuk olmaz. Hikmetini Allah bilir.

Sebeplerin tesir etmediğini göstermek yaradanın sadece Allah olduğunu göstermek için böyle durumlar da olabilir.Yağmurun yağmasına vesile olan bütün şartlar hazır olduğu halde yağmurun yağmaması da bu hikmete bakar.

HACET DUASI 

Her duanın başında ve sonunda Rasûlullâh (sav)’e selâm-‘a salâtı selam okunmalı.

Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde buyurmuşlar ki

“Bir kimse kardeşine gıyabında dua ettiği zaman. Başında görevli bir melek: “Allah o kardeşin için istediğin şeyin aynısını sana da versin” diye dua eder.

”Kendisini düşünen kimse, din kardeşine hayır dua etmelidir. “ buyurmuştur.

Dilek ve Hacet Duası Okunuşu: 

Bismillahirrahmanirrahiym.

Ve la havle ve la kuvvete illa billhi’l-Aliyyi’l-Azim. 

Allahümme inni es’elüke ya Kadimü, ya Daimü, ya Ferdü, ya Vitru, ya Ahadu, ya Samedü, ya Hayyü, ya Kayyumü, ya Ze’l- Celali ve’l-ikram.

Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illahu aleyhi tevekkeltü ve Hüve Rabbü’l-Arşi’l-Azim.

Büyük Hacet Duası Okunuşu:

Allâhumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy alennâs;

Yâ Erhamerrahimiyn ente Rabbül müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin bağiydin yetecehhemuniy ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî.

İn lem tekûn gadbane aleyye felâ ubâliy gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûri vechikellezi eşrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti en yenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havle velâ kuvvete illâ bike.

Bir Başka Hacet Duası

Ya müfettihi fetih
Ya müferrici ferric
Ya müsebbi sebbib
Ya müyessiril yessiril fetha vel ferecül minke
Ya fettah Ya Alim
İyya kenabudu iyyakenastain

Yukarıdaki duayı bir hacetiniz için sabah namazının ardından 7-21-41 defa okunması tavsiye edilir.

Hacet Namazı;

Rasûl-i Ekrem (sav) her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek’at namaz kılmalarını tavsiye etmiştir.

Dünyası ya da ahireti için bir isteği, dileği bulunan kişinin kıldığı dört rekatlık bir namazdır.

Hâcet namazı dört veya on iki rek‘at olarak kılınır. Dört rek‘at olarak kılındığı takdirde birinci rek‘atında Fatiha’dan sonra üç Âyetu’l-kursî, diğer üç rek‘atında ise Fâtiha’dan sonra birer kere İhlas, Felak ve Nas sûreleri okunur.

Daha sonra bu dua okunur.

“Lâ ilâhe illallahül-halimül-kerimü. Sübhânellahi Rabbil-‘arşil-‘azîm. El-Hamdü lillahi Rabbil-‘âlemîn. Es’elüke mûcibâti rahmetike. Ve’azâime mağfiretike. Vel-ganîmete min külli birrin. Ves-selâmete min külli ismin. Lâ teda’lî zenben illâ gafertehü. Ve lâ hemmen illâ ferrectehü. Ve lâ hâceten hiye leke ridan illâ kadaytehâ yâ erhamer-Râhimîn.”

Mevlam tesirini Halk etsin, dualarınızı kabul etsin ,hacetinizi hayırlısıysa yerine getirsin inşallah.

Amin.

Çetin KILIÇ

www.NurNet.Org

Kaynak:
Risalei Nur külliyatı
Sorularlaislamiyet
Huzursayfası

Cuma Duası – Cumanız Mübarek Olsun

Hz. Ali(RA) Efendimizin Receb ayında yaptığı bir dua:

 “Allahım, salat eyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın üzerine; hikmet yıldızları ve devamlı nimet ve ismet kaynağı ehl-i beytine.

Allahım, beni her türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim.

Allahım, beni bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez. Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur. Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir.

Allahım, bana sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle. Şükür ve takvaya ulaştır.

Allahım, Senden sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları mü’min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan ayrılmalarını nasip eyle.”

Bazı Selef büyükleri de Receb ayı gecelerinde şöyle dua etmişler:

“Allahım, Sana mahzun gönlümle, isteklerini kabul buyurduğun dostlarının duası ile niyaz ediyorum. Zatına eriştirdiğin ve Senin rızanı isteyenlerin dili ile Senden talep ediyorum. Umarım Senin ululuğundan, Seni bileyim ve kulluk edeyim.

Yâ Rab, bu gecenin rahmet ve bereketinden sevap ve mükâfatından beni nasiptar et.

Allahım, kullarından istediğine, istediğini verirsin, kim Seni onlara ikram etmekten alıkoyabilir? Ben fakir ve âciz bir kulum. Fazl ve kereminden nimetlerini ümit ediyorum. Sana sığınırım ve ancak Senden yardım dilerim

Yüce Mevlam, bu gece kullarına çok rahmet ve bereketini döker, saçarsın. Allahım, Sana yalvaran dilleri, Sana kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla faydalandır bizi. Nimetlerinle donat hepimizi.

Allahım, salât eyle Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip tükenmeyen rahmet ve bereketinle. Yâ Rabbe’l-Âlemin!”

Nurnet.org

Hz. Ali’nin (R.A.) Kumeyl Duasından

Ya Nur, ya Kuddüs, Ey Öncelerin Öncesi, Ey Sonraların Sonrası!

Allah’ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah’ım! Benim mutsuzluklara sebep olan günahlarımı affet. Allah’ım! Benim nimetleri değiştiren günahlarımı affet.

Allah’ım! Benim duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.Allah’ım! Benim belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.

Allah’ım! İşlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.

Allah’ım! Sana zikrinle yaklaşmak istiyor ve Seninle Sen’den şefaat diliyorum. Cömertliğin hakkı için beni Kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni niyaz ediyorum.

Allah’ım! Huzu, huşu ve zelil bir dille, Sen’den hatalarıma göz yummanı, bana merhametli davranmanı, beni verdiğine razı, kanaatkar ve her halde mütevazı kılmanı diliyorum.

Allah’ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getiren, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarıyorum.

Allah’ım! Senin Saltanatın büyük ve mekanın yücedir, tedbirin gizli; emrin açıktır; kahrın galip, kudretin her yerde caridir ve Senin Hükmünden kaçmak muhaldir.

Allah’ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi örtecek; kötü amelimi iyiye çevirecek biri yok. Senden başka ilah yok; Sen Sübhan’sın, Münezzehsin; Sana hamdederim.

Nabi

www.NurNet.Org