Etiket arşivi: hastalar

Hastalar Risalesi-5 (Şiir)

hastalar_risalesiEy merak eden hasta

Çok merak ediyorsun

Merakınla sen onu

Ağırlaştırıyorsun

 

Senin bu hastalığın

Hafifleşsin istersen

Hiç merak etmeyip de

Düşünmeyi kesersen

 

Sevabını düşünüp

Hastalık hafifleşir

Faydalarına bakıp

Kalbine huzur gelir

 

Merakla hastalığın

Tam ikiye katlanır

Manevi hastalık ta

Hepsi ona dayanır

 

Eğer teslimiyetle

Mevcut merakın gitse

Hastalığın hikmeti

Düşüncene nüksetse

 

O maddi hastalığın

Mühim bir kökü gider

Bayağı hafifleşir

Kısmen eriyip biter

 

Nasıl şükür nimeti

Hep ziyadeleştirir

Merak ta hastalığı

Daim fazlalaştırır

 

 

Hem merakın kendisi

Bir nevi hastalıktır

Onun ilacı ise

Hikmetini bilmektir

 

Mademki hikmetini,

Faydasını öğrendin

Hastalığı bir nevi

O ilaç ile yendin

 

Merhemi meraka sür

Hastalığından kurtul

Rabbine tevekkül et

Biiznillah şifa bul

 

“Ah” yerine “Oh” söyle

“Vâ esefâ!” söyleme

“Elhamdülillahi” de

Başka hiçbir şey deme

 

 

Ahmet TANYERİ – DİYARBAKIR

(10.03.2013 – Pazar)

Hastalar Risalesi-4 (Şiir)

Hastalıktaki elem

Bazen bizi ürkütür

Ölüm geliyor diye

İnsanları korkutur

 

Nazar-ı gaflet ile

Ölüm dehşet veriyor

Bu yüzden hastalıklar

Bizi tehdit ediyor

 

Evvela iman et ki

Ecel tagayyür etmez

Şüphesiz mukadderdir

Kesinlikle değişmez

 

Çok ağır hastaların

Başında ağlayanlar

Hasta şifa bulurken

Ölüm onu yakalar

 

Gördüğün gibi ölüm

Hiç dehşetli değildir

Külfetten bir terhistir

Yoksa âdem değildir

 

Dünya meydanındaki

İmtihanda paydostur

Seni bekleyenlerin

Hepsi yakın ve dosttur

 

Hem öteki âlemde

Bekleyenler akraba

Önden giden dostların

Kardeş, anne ve baba

 

Özlediğin kişiler

Seni beklemektedir

Hakiki vatanında

Yolun beklenmektedir

 

Ehl-i imana ölüm

Bir rahmet kapısıdır

Ehl-i dalalet için

Zulümet kuyusudur

 

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

(09.03.2013 – Cumartesi)

Hastalar Risalesi-3 (Şiir)

Ey şekva eden hasta

En başta senin hakkın

Şekva değil şükürdür

Can senin değil Hakk’ın

 

Aza ve cihazatın

Senin mülkün değildir

Sen yapmadın onları

Bir şey senin değildir

 

Demek başkasınındır

Onun bir mâliki var

Mülkünde istediği

Gibi tasarruf yapar

 

Ey kardeşim bu dünya

Eğer daim olsaydı

Bu uzun yolculukta

Ölüm hiç olmasaydı

 

Firakın ve zevalin

Rüzgârı esmeseydi

İstikbalde manevi

Kışlar hiç gelmeseydi

 

Senin ile beraber

Ben de ağlayacaktım

Ağlanacak halime

Ben de acıyacaktım

 

Fakat madem bu dünya

Bir gün bizi kovacak

“Haydı dışarı” diye

Bizleri çıkaracak

 

O dışarı kovmadan

Ondan vazgeçmeliyiz

O bizi terk etmeden

Onu terk etmeliyiz

 

Evet, bu hastalıklar

Bize ihtar ediyor

“Senin vücudun taştan,

Demirden değil” diyor

 

Hem madem bu dünyanın

Zevki ve lezzeti yok

Eğer meşru olmazsa

Elem ve günahı çok

 

O halde hastalığa

Şekva etmeden alış

Sevap ciheti düşün

Ve zevk almaya çalış

 

Hastalık sabun gibi

Günah kirini yıkar

Kefaretü’z-zünubtur

Günahlarını sıkar

 

Bir ağacı silkmekle

Nasıl meyveler düşer

Hasta da titredikçe

Öyle günahlar düşer

 

Eğer günahlarını

Hiç düşünmüyor isen

Yahut ahiretini

Hiç bilmiyor isen

 

O zaman çok dehşetli

Sende bir hastalık var

Gerçek hastalığından

Daha da büyük zarar

 

O zaman sen feryat et

İstersen bağır, çağır

Çünkü bu hastalığın

Her şeyden daha ağır

 

Çünkü sen ahireti

Düşünmediğin için

İdâm-i ebediyi

Hayal ettiğin içim

 

Güya bütün bedenin

Yaralar içindedir

Dünya kadar hastalık

Senin bedenindedir

 

İşte bu hastalıktan

Duymaman için acı

Ancak şifa getirir

Sana iman ilacı

 

Allah’ı bilmeyenin

Başında bela vardır

Düşünen insanın da

Allah’ı ona yardır

 

Maddi hastalıkların

Elemini hissetmez

İmanın kuvvetiyle

Altında hiç ezilmez

 

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

09.03.2013 – Cumartesi

Hastalar Risalesi-2 (Şiir)

Ey tahammülsüz hasta

Bu dünyaya gelişin,

Keyif ve lezzet almak

Değildir senin işin

 

Dünyaya gelen gider

Gençler ihtiyarlanır

Ve daima zeval ve

Firakta yuvarlanır

 

Hem insan, zihayatın

En mükemmeli iken

Belki zihayatların

Sultanı hükmündeyken

 

Geçmiş lezzetleri ve

Gelecek belaları

Düşünmek suretiyle

Deşilir yaraları

 

Hayvana nispeten en

Edna bir derecede

Meşakkatli bir hayat

Geçiriyor yine de

 

Demek insan dünyaya

Güzel yaşamak için,

Rahat ve safa ile

Ömür geçirmek için,

 

Elbette gelmemiştir

Bunu herkes bilmeli

Ona verilen ömrü

Dikkatle geçirmeli

 

Hastalık olmaz ise

Afiyet gaflet verir

Sıhhatli geçen ömür

Dünyayı hoş gösterir

 

Ahireti unutup

Kabri asla düşünmez

Önündeki ölümü

Hatırına getirmez

 

Sermaye-i ömrünü

Bad-i heva geçirir

En değerli vaktini

Boş yere sarf ettirir

 

Hastalık ise birden

Gözlerini açtırır

Onu ikaz ederek

Uykudan uyandırır

 

Vücut ve cesedine

Der “Lâyemut değilsin

Senin bir vazifen var

Hiç başıboş değilsin

 

Yaradanını düşün

Gururunu bırak, sil

Kabre gideceğini

Unutma sen bunu bil”

 

İşte hastalık budur

İnsanı ikaz eder

Nâsih bir mürşid gibi

Ona nasihat eder

 

Onda da şekva değil

Belki teşekkür gerek

Fazla ağır gelirse

Sabır istemek gerek

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

(09.03.2013 – Cumartesi)

Hastalar Risalesi-1 (Şiir)

Ey biçare hastalar

Bu, Allah’tan fermandır

Hastalığın dert değil

Belki de bir dermandır

 

Çünkü ömür sermayen

Her an geçip gidiyor

Meyvesi bulunmazsa

Zayi olup bitiyor

 

Hastalık, sermayeni

Her zaman çoğaltıyor

Büyük büyük kârlarla

Hep meyvedar ediyor

 

Ömrün tez geçmesine

Asla meydan vermiyor

Hem ömrünü tutuyor

Hem de uzun ediyor

 

Bu nedenle musibet

Zamanı uzun olur

Buna karşılık safa

Zamanı kısa olur

 

Ey sabretmeyen hasta

Hastalığına sabret

Belki bu hastalığın

Varoluşuna şükret

 

Senin bu hastalığın

Sana sevap getirir

Ömür dakikaların

İbadete çevirir

 

Hastalık ve musibet

İbadettir bir nevi

Halis ve de riyasız

İbadet-i manevi

 

Evet, hastalık ile

Geçen uzun bir ömür

Eğer şekvasız ise

İbadete dönüşür

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR