Etiket arşivi: hindistan

Hindistan’da Bediüzzaman Rüzgârı Esiyor…

2Hindistan’da Bediüzzaman Rüzgârı Esiyor…

İmam Rabbani’nin diyarı, dünyanın en büyük 7. coğrafyası ve en kalabalık 2. nüfusuna sahip muazzam ülke Hindistan’dayız… Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri “Hindistan, İslâm’ın müstaid bir veledidir” demişti… İşte şimdi İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, üç yıldır devam eden, her yılın Şubat ayında geleneksel hale gelen ve Hindistan’ın çeşitli üniversiteleri ile ortaklaşa gerçekleştirilen Risale-i Nur çalışmaları kapsamında, bu yıl da dört ayrı üniversitede dört ayrı konferans, panel ve toplantı düzenliyor.

Üstadımız “Eğer İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî bugün Hindistan’da hayattadır diye ziyaretine bir dâvet vuku bulsa, bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim” ifadesini kullanmıştı. Bugün onun talebeleri, İmam Rabbani’nin emaneti Hindistan’a, Bediüzzaman’ın emaneti Risale-i Nur’la gidiyor…

Jamia Millia Islamia, Risale-i Nur Çalışmaları Toplantısı, 10 Şubat 2014, New Delhi

Hindistan’ın en büyük üniversitelerinden birisi olan ve geçtiğimiz yıl 2. Uluslararası Hindistan Bediüzzaman Konferansı’nın ev sahipliğini yapan Jamia Millia Islamia’da Türkiye, Ürdün, Irak, Cezayir, Malezya, ABD ve Hindistan’dan birçok akademisyenin katılacağı “Risale-i Nur Çalışmaları Beyin Fırtınası” toplantısı yapılacak ve vakıf ile üniversite arasındaki muhtemel işbirliği imkânları konuşulacak. Bu toplantıya, Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi ve  vakfımızın başkanı Mehmet Fırıncı Ağabey, Risale-i Nur Külliyatı’nı Arapçaya tercüme eden İhsan Kasım Salihi, Türkiye’nin tanınmış hocalarından birisi olan Ali Katıöz Hoca, vakfımız icra kurulu başkanı Prof. Dr. Faris Kaya’nın katılımlarının yanı sıra Cezayir’den Ennur dergisi editörü Prof. Dr. Ammar Djidal, Prof. Dr. Aşrati Süleyman, Ürdün’den Dr. Mamoun Jarrar, yine Türkiye’den Doç. Dr. İshak Özgel, vakfımız icra kurulu üyesi Cemil Şanlı ve onlara eşlik eden yerli ve yabancı akademisyenler katılacaklar. Konuşulacak konular arasında, JMI’da Nursi üzerine çalışan öğrenciler, gelecekteki faaliyetler ve İslam Araştırmaları Bölümünün akademik dergisinde ‘Risale-i Nur özel sayısı’ çıkarılması da bulunuyor.

Aligarh Muslim University, Uluslararası Risale-i Nur Konferansı, 11-13 Şubat 2014, Aligarh

Aligarh Muslim University ve İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından ortaklaşa gerçekleştirilecek olan 3. Uluslararası Hindistan Bediüzzaman Konferansı’nın bu yılki konusu : “İlim, İman ve Ahlak: Risale-i Nur Perspektifi” olarak belirlendi. Bu konferansa gönderilen 200 tebliğ özeti içerisinden 105′i kabul edildi. 3 gün boyunca devam edecek konferansta toplam 8 ülkeden bilim insanları Risale-i Nur’u konferans başlığı çerçevesinde çeşitli perspektiflerden inceledikleri tebliğlerini sunacaklar. Konferansın açılışı Aligarh Muslim University’nin iki bin kişilik kapasitesi olan en büyük salonunda gerçekleştirilecek. Açılışa çeşitli üniversite rektörlerinin yanı sıra birçok ilim insanı ve öğrencinin katılması bekleniyor. Şu anda konferans hazırlıkları kapsamında Aligarh Muslim University’de 90 kişilik bir gönüllü organizasyon heyeti çalışmalarını devam ettiriyor.

Detaylar ve Program: http://www.iikv.org/en/3rd-international-nursi-studies-conference-programme

Jawaharlal Nehru Üniversitesi, Bediüzzaman’ı Anlamak Paneli, 13 Şubat 2014, New Delhi

Hindistan’ın en tanınmış üniversitelerinden birisi olan, sadece doktora ve master seviyesinde öğretim veren Jawaharlal Nehru Üniversitesi ile İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından ortaklaşa organize edilen “An Introduction to Bediüzzaman Said Nursi” paneline yüzden fazla doktora ve master öğrencisinin yanı sıra akademisyenlerin de katılması bekleniyor. Prof. Dr. Aslam Islahi’nin moderatörlüğünü yapacağı panelde, Suudi Arabistan’dan Dr. Furkan Aydıner, ABD’den Dr. Özgür Koca ve JNU’dan Dr. Khaldoon Sobh birer konuşma yapacaklar.

Detaylar: http://www.iikv.org/en/panel-an-introduction-to-said-nursi-jawaharlal-nehru-university-new-delhi

Darul-uloom Nadwatul Ulama, 14-15 Şubat 2014, Lucknow

On binlerce öğrencisi olan ve Hindistan’ın en büyük medreselerinden birisi olarak tanınan Darul-uloom Nadwatul Ulama’da iki günlük bir sempozyum düzenlenecek. Sempozyum dâhilinde, bu medresede, Nur Risalelerinin ders kitabı olması veya müfredata girmesi için özel bir toplantı yapılacak. Dünyanın çeşitli ülkelerinden yukarıda da isimleri geçen Risale-i Nur üzerine yoğun çalışmalar yapmış akademisyenler de bu toplantıya katılacaklar.

Darul-uloom Nadwatul Ulama: http://www.nadwatululama.org/index.php

Elhamdulillah bu günlerde Hindistan’da gündem Risale-i Nur… Bu güzel gelişmelerle Üstadımızın “Hindistan, İslâm’ın müstaid bir veledidir” sözleriyle ne anlatmak istediğini daha iyi anlıyoruz… ve yine Üstadımızın bir sözü ile bitiriyoruz:

“Bizim vazifemiz hizmettir, netice Cenab-ı Hakk’a aittir; biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.”

http://www.iikv.org/

Fakir Ülkenin Zengin Çocukları: Amerikada Müslümanlar

Sevgili Dostlar,

Dün akşam katıldığım bir toplantı vardı ki, 10 küsür senedir yaşadığım Amerika da beni bu kadar etkileyen, hislendiren, şevklendiren başka bir toplantı görmediğimi itiraf etmeliyim.

Belki benim gibi çoğu Türkün hor ve hakir gördüğü Pakistan, Hindistan ve Bangledeş gibi fakir ülkelerin insanları, Maryland Birleşik Müslümanlar Konseyi ismiyle bir vakıf kurmuş, insanları bir araya toplamış, ülke ve eyalet yöneticeleriyle ciddi yakınlıklar kurmuş ve dahası bu insanlar bu güçlü ülkede öyle makamlara, öyle mevkilere gelmişler ki, öyle ticaretler yapıyorlar ki, bizim gibi hala ayakları yere basmayan, mağrur ve kendini beğenmiş ülke insanlarına taş çıkaracak çok emsalleri teşkil ediyorlardı.

Fakir ülkelerin insanları çok zengin olmuşlar.
Fakir ülkelerin insanları çok okumuşlar.
Fakir ülkelerin insanları çok çalışmışlar.
Dünya görüşleri, vizyonları, bir Amerikalıyı dahi hayrette bırakacak seviyelere gelmiş..
Sınırları aşınca, sistemler değişince, düşünceler genişleyince fakirliğe mahkum edilmiş ve fakirliğe layık görülmüş, fakirlikle müsemma olmuş MÜSLÜMANLAR neler yapabiliyorlarmış, işte o olmuşlar.

Ne demek mi istiyorum?

Haklısınız.

Maksadım burada birilerini methetmek değil zaten.

Gördüğümde buydu.

Methedilen biri yoktu mesela.

Lider yoktu.

Enaniyet yoktu.

Böbürlenmek, kendinde olmayan hasletleri varmış gibi göstermek, riyakarlık, nefret yoktu.

Sistemi maddi şahısların üzerine bina etmemek, manevi bir şahsiyet, manevi bir vücut oluşturmak oldumu gaye, bir kaç hafta DEVLET KEPENK kapatsada hayat normal gidiyor olduğunu anlamak.

Dünyaya bedel milletimin başbakanı hastalansa dahi, herşeyin alt üst olduğu güzel ülkemin vatandaşları.

İsimlerini şahsi bir kahramanlık gösteremeden alamayan milletimin torunları.

Siyaseti sadece parlementoya hapsedip, tüm işlerini ve geleceğini de siyasetçilerden bekleyen milletimin ACİZ insanları.

Tek kişilik organizasyonlar.

Kişisel fantazilerin millet üzerinden beğeniye sunmalar.

Firavunlaşmış, nemrudlaşmış resimlerin yayınlandığı tek liderlik siteler, dergiler, gazeteler.

Dünyayı ben kurtarırım bakışları.

İnsanlıktan çıkmış, yolunu, yönünü kaybetmiş kırık tahta parçasında yüzen SÜPERMANLERİ..

Sizlere şimdi gördüğüm bir iki şeyi anlatacağım, fakat rahat olun, dünya kurtulmadı, şeriat gelmedi, kalpler tatmin olmadı fakat bir iki detay sunacağım..

Toplantıya Eyalet Valisi başta olmak üzere, Amerika Kongresinden bir çok Senatör, Üst düzey yöneticiler, Emniyet Müdürleri, Milli Eğitim müdürleri, Hapishane Müdürleri, Ulaştırma, Sağlık vs. gibi kurumlardan isimler.

Ama Vali herkesten önce toplantı yerine gelmiş, ne konvoy, ne korumalar, ne alayış, ne şa’şaa, ne depdebe… Herkesle tek tek ilgilendi, hal hatır sordu. Çok uzun konuşmadı. İlk de konuşmadı. En sonraydı.

Masalarda protokol yoktu, bütün önemli isimler teker teker tüm masalara dağıtılmıştı.

Bu geceyi organize eden yöneticiler, ayrı ayrı masalara oturmuşlardı.

Kimse liderin kim olduğunu bilmiyordu. Lüzumde varmıy dı bilmiyorum.

Kur’an tılavetiyle başlandı. Amerika milli marşı okundu.

Kuran okuyan bir çocuktu, programı sunanlar genç çocuklardı.

Yakışıklı, delikanlı gençler, şıkır şıkır giyinmiş genç kızlar.

Tutuculuk yoktu. Yobazlık yoktu. Radikalizm, övgüler, kompleks..

Yemekler on numaraydı.

Servis harika..

Bir yandan yapılan hizmetler anlatılırken, diğer yandan resim gösterisi. Valiyi evinde ağırlayabilecek, bbq partileri yapabilecek kadar samimi olmuş, sevgilerini kazanmış Pakistanlı, Bangledesli fakir ülkenin çocukları.

Evlerini hristiyan ve yahudilerle paylaşacak kadar geniş yürekli..

Ve vali kongre binasında her yıl bir kaç kez bu topluluğu ağırlayacak kadar kadirşinas. Kongre binasında, kendi odasında namaz kıldıracak kadar hoşgörülü.

Masamızda oturan Maryland eyaleti hapishaneler müdürü Gary idi.

Tokalaşma, hoşbeşten sonra daha önceden tanışıp tanışmadığımızi sordu.

Hafifmeşrep yapım, ani bir refleksle cevabım;

“- Allah Muhafaza” şeklinde oldu.

Gülüşmeler falan.

Çok kısa bir zaman icinde samimi olduk.

“-Resim çekelim!” dedi, kendi telefonunu garsona uzatti.

Yine gülüşmeler falan.

“-Eyvah yarın gazetelerde boyboy resimler, işte arananların tam listesi ve boy resimleri!” espirileri..

Kişisel bilgilerinin olduğu kartını verdi, görüşmek isterseniz dedi.

“-Pek sanmıyorum!” dedim.

“Hapishane müdürüyle ne işim olurdu ki?”

“-Sen gıda işiyle uğraşıyorsun değil mi? “

Evet!

“- Yillik butcemiz 1.5 milyar dolar. 22 bin mahkum bakıyoruz. Herbir mahkumun yıllık masrafı 80bin dolar civarında. Bunların yemeklerini dışarıdan anlaştığımız firmalara yaptırıyoruz, mesela böyle şeyler düşünmez misiniz?” dedi.

Valla ne diyeyim içimden kendi kendime “-Aklımız bu kadar!” dedim.

Düşüncelerimiz tutsak, hayallerimiz hapis insanlarız. Biz ki Anadolu insanlarıyız. Kapımız da polis görsek, onur kırıcı bir durum gibi algılarız.

“-Allah! Allah!” dedim.

Birde aklıma arkadaşlarımızdan güç bela izinlerle hapishanelere girip dersler yapanlar geldi. Ama yaşadıkları sıkıntıları atlatacak, yaşatmayacak adamla aynı masadayız. Ben adama birdaha görüşelim sorusuna Allah Muhafaza diyorum. Hay Allah!

Velhasıl güzel bir geceydi. Aralık ayında Maryland Eyaletinden Amerika Bediüzzamanın talebesini ağırlamaya hazırlanıyordu. Valiylede durumu görüştük, geleceklerini söylediler. Elimizdeki davetiye ile birlikte 4 tane Risaleyi hediye ettik.

Tek tek inceledi. Çok farklı buldu. Mutlaka okuyacağım dedi, çantasına koydu. Birisi Uhuvvet, İhlas, İman (20. mektup, 23. söz), ve küçük sözlerden oluşan büyük kitaplardı.

Dünya artık çok farklı. İrlanda asıllı vali O’malley. Ecdadımızın irlandayla olan yakın ilişkilerini, yardımlarını çok iyi biliyorlar.

Ama bu ecdadın çocuklarını, torunlarını bilmiyorlar.

Neden mi?

Çünkü, bu ecdada torun olamıyorlar, liyakat gösteremiyorlar, bölük pörçük halimiz, tavırlarımıza da yansımış.

Sen en başta çapulcusun!

Yoksa sen bu ülkenin sinirlerine kadar giren Nurcu musun?

Süleymancılar diye bir tarikat mı var?

Yok yok bunlar LAIK degiller.

Nerelisin hakikaten sen?

Malatyali.

Doğulusun yani?

Yok Amerika da yaşıyorum.

Valla kürtsen bölücü olabilirsin!

Ama ben ne dedim.. wiggh.

1980’e kadar kürtçe serbestti. Bölünmeyi kimse aklına getirmemişti. Yasakladılar.

Şimdi bu insanların anadilleri serbest bırakılsın istiyorlar. Bu defa korku yaşıyoruz. Ülke bölünüyor!

Bölünenler bizleriz. Paramparça.

Dünya küçüldü, İnsanlar büyüdü. nerede olduğunun pek önemi yok!

Eskiler beyin göçü derlerdi, şimdi beyin gücü olarak bakılıyor.

Ama bir ümit var, yeşeren gönüllerde. yeni bir nesil geliyor, uzak ülkelerde..

Sağlıcakla kalın.

Muharrem Atalan

60 milyon Tamil Risale-i Nur’u Radyodan Dinleyebilecek

Sri Lanka devlet radyosundan Risale-i Nur dersleri başladı. Sri Lanka Nur Talebeleri’nin Risale Haber’e yaptığı açıklamaya göre Tamilce yapılan radyo yayını Hindistan-Malezya-Bangladeş’ten de dinlenebiliyor ve yaklaşık 50-60 milyon civarındaki insan istifade edebilcek.

Açıklama şöyle:

Sri Lanka’dan Selamun Aleykum. “Bu kitapları biz yazıyoruz biz okuyoruz” diyen Bayram Yüksel abiye “bu kitapları kâinat okuyacak” diye cevap veren Üstadımızın dediklerini bir bir müşahede etmekdeyiz Elhamdulıllah.

Bir zamanlar Türkiye’de birkaç kişinin yazdığı-okuduğu ve dinlediği Risale-i Nurlar şimdi çoğu dünya dillerine tercüme edilmiş bir vazıyette, geniş bir okuyucu kitlesine sahip olmuş ve günden güne terakki etmektedir. Bunun son bir misali, bulunduğumuz ülkede bir ilk olarak Budistler için Tabiat Risalesini tercüme ettik. Müslümanlar ve Hinduların konuştukları Tamil diline yine Risale-i Nurdan birkaç kitabı tercüme ettik ve şuan diğer tercümelerimiz devam etmektedır.

Şu an Sri Lanka’da binlerce kişi Risale-i Nur’u radyodan dinliyor Elhamdülillah. Cumartesi günleri öğleden önce buranın devlet radyosundan Risale-i Nurları okutuyoruz ve okunan Risale-i Nurlar sadece ülke sınırları içinde kalmayıp geniş bir dinleyici kitlesine sahip olan radyoyu Hindistan-Malezya-Bangladeş gibi ülkelerde de yayın yapmakta ve dolayısıyla bu ülkelerde de Risale-i Nurlar dinlenmekte. Bir vesile ile kendisiyle hastanede tanıştığımız bir doktorla sohbet esnasında Risale-i Nur’dan bahsettiğimizde, “Evet, Risale-i Nur’u biliyorum. Radyodan duydum ve cumartesi günleri dinliyorum” diyerek büyük bir ilgi duyduğunu söyledi.

Abdurrahman İraz

500 Bilim Adamı İstanbul’da Nübüvveti Konuşacak

22-24 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek olan “Nübüvvet” konulu 10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna dünyanın birçok ülkesinden bilim adamları geliyor.

İtalya, Somali, Brunei, Güney Afrika, Suriye, Mısır, Irak, Cezayir, Fas, Tunus, Kırgızistan, Rusya, Burkino Faso, Uganda,  Nijer, Nijerya, Yemen, Suudi Arabistan, Ürdün, İran, Pakistan, Afganistan, Hindistan, Filistin, Malezya, ABD, Almanya, İngiltere, Avustralya, Romanya, Endonezya, Sudan, Azerbaycan, Malezya, Singapur, Filipinler, Lübnan, Moritanya, Kırım, Türkiye ve daha birçok ülkeden, 13 ü bayan 83 ü erkek toplam 96 tebliğci, 300 ün üzerinde gözlemci katılıyor. Ayrıca gözlemci olarak da 50 kadar bayan akademisyen geliyor.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen “Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü: Risale-i Nur Perspektifi” konulu sempozyum için gelen bilim adamları Peygamberlerin insanlığın yolunu aydınlatmada üstlendikleri ilahi vazifenin önemine dikkat çektiler.

ÜRDÜN , Ehl-i Beyt Üniversitesinden Prof. Dr. Ziyad Halil Al Daghamin :

RİSALE-İ NUR NÜBÜVVETİN GEREKLİLİĞİNİ EN GÜZEL DELİLLERLE AÇIKLIYOR

Sempozyuma Ürdünden katılan  Prof.Dr. Daghamin tebliğinde Risale-i Nur’un kâinat kitabının tarifini ele aldığını bununla birlikte kâinatın varılması gereken maksatlarından Allah’a imanı, Tevhidi, Ahiret’e imanı, nübüvvetin gerekliliğini, peygamberlere imanı ve insanın şükür’e erişmesini en güzel delillerle açıkladığını ifade etti.

Bedizzaman Said Nursi’nin nübüvvet konusuna bakışı hakkında dünyanın farklı ülkelerinde bulunan akademisyenlerin görüşleri şöyle;

PEYGAMBER SÜNNETİ BÜTÜN DERTLERE ÇARE

Nübüvvet sempozyumuna Cezayirden katılan Prof. Dr. Rabah Dafrur, tebliğinde şu görüşlere yer verdi:

“Bediüzzaman Hazretleri, Peygamberimizin Sünnetinin insanın bütün hayatının bütün yönlerini şümullü bir şekilde ele aldığını ve bütün problemlerine çözüm getirerek bütün dert ve hastalıklarına çare olduğu tasavvurundadır. O; Sünnetin desturlarının ruhi, aklı, kalbi ve sosyal bütün hastalılara en güzel ilaç olduğunu ispat eder.”

GÖRDÜĞÜMÜZ GÜZELLİKLER YARATICININ GÜZELLİĞİNİN GÖLGELERİNİN GÖLGELERİDİR

 Yıldız Teknik Üniversitesinden  Rasim Soylu etrafımızdaki güzelliklerin kemal sahibi bir yaratıcıdan geldiğini belirterek tebliğinde şunları kaydetti.

“Bediüzzaman sevdiğimiz şeylerde gördüğümüz güzellik ve mükemmelliğin, sonsuz güzellik ve kemal sahibi bir yaratıcının güzelliğinin çok perdelerden geçmiş zayıf bir gölgesi, hatta gölgenin gölgesi olduğunu söyler.”

ABD Trinity Enstitüsünden Robert Owens Scott tebliğinde Bediüzzaman’ın bakış açısından peygamberliği kalema aldı.

‘‘Said Nursi egemenlik, istismar ve şiddet sistemlerine yol açan saptırmalara peygamberliği bir siper olarak görmektedir. Said Nursi’ye göre peygamberler lider ve eğitimcilerdir. Onların rolleri insanları İlahi irade doğrultusunda bir düzene getirmektir.’’

İNSANLIĞIN NÜBÜVVETE OLAN İHTİYACI YERYÜZÜNÜN GÜNEŞE OLAN İHTİYACI GİBİDİR

Sempozyuma Hindistan Jamia Millia Islamia Üniversitesinden katılan öğretim görevlisi Prof. Dr. Iqtidar Mohammad Khan tebliğ metninde Bediüzzaman’ın diğer İslam filozofları gibi karmaşık bir dil yerine kolay ve anlaşılır bir dil kullandığını kaydetti.

Khan ayrıca tebliğ metninde Kur’an’ın temel gayelerini ele alarak şunları kaydetti.

‘‘Bediüzzaman’ın nübüvvet hakkındaki görüşleri, diğer İslam filozoflarının görüşlerine kıyasla oldukça nettir. Kur’an’ın mesajını ve nübüvveti anlatırken diğer İslam filozoflarının kullanıldığı karmaşık dilin aksine kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Üstad Bediüzzaman “Kur’an’ın temel gayeleri dörttür; tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet” der. Buradan da anlaşılacağı üzere nübüvvet Nursi’nin fikir ve eserlerinde önemli bir yere sahiptir. Nursi, insanlığın nübüvvete olan ihtiyacını yeryüzünün güneşe olan ihtiyacına benzetir. Çünkü peygamberler insanlığın önderleridirler.’’

BÜTÜN PEYGAMBERLER AYNI MESAJI VERMİŞTİR: YARATICI BİRDİR VE TEKDİR

ABD Virjinya İlahiyat Okulundan Nübüvvet sempozyumuna katılan Prof. Dr. David Scott tebliğ metninde şu önemli konuları ele aldı:

‘‘Allah’ın tüm peygamberlerinin insanlığa bildirdiği esas mesaj, Yaratıcının birliğidir. Bütün peygamberler aynı mesajı vermiştir: Yaratıcı birdir ve tektir. Bu mesaj hayatın özüdür. Bu, post modern insanlarla iletişime geçerken yararlanılacak en önemli husustur çünkü bu gibi insanlar hayatın manasını ararlar. Ve mana ve birlik temelde birbirleriyle bağlantılıdır.’’

 

NÜBÜVVET TARİHİN ŞAH DAMARINA HAYAT VE CANLILIK VERDİ

Mısır Zegazig Üniversitesinden tebliğ metnini sunan Usama Abul Abbas Şahvan kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren şeyin tanımını şöyle yapmaktadır.

‘‘Nübüvvet Bediüzzaman’ın fikrinde çökmek üzere olan zamanı ayakta tutan, yükselten ve ona direnç kazandıran bir güç, kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren, aydınlatan ışıltılı, parlak,  nurani canlı bir kandır.’’

ÜSTAD NURSİ AKLÎ DELİLLERLE NÜBÜVVETİ İSPAT ETTİ

10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna Suudi Arabistan Kral Halid Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Ali Bin Hüseyin Musa tebliğ metninde Nübüvvetin ispatını kalema aldı.

Üstad Nursi aklî delillerle nübüvveti ispat etti. Bu konuya daha önce âlimler böyle yaklaşmamıştı. Beşeri hayatta birçok ilim vardır; tıp, astronomi gibi ve sair mevcut ilimler. İnsanın bu ilimleri öğrenmeden bilmesi çok zordur. Yani bir rehberden öğrenme olmadan mümkün değildir. Vahiy yoluyla Allah öğretti. O zaman bilim, vahiy ile olur.

Prof. Dr. Musa nübüvvetin Hz. Muhammed (s.a.v)’in yüksek ahlakı, güzel nitelikleri ve onun kişisel özellikleriyle ispat edileceğini üzerinde vurgu yaptı.

Nübüvvet sadece mucizelerden ibaret değildir. Kişisel örnekler ile nübüvvet ispat edilebilir. Yani Hz. Peygamberin yüksek ahlakı, eşsiz kişisel durumu, güzel nitelikleri, iyi davranışları, nübüvvetin doğru olduğunun delillerinden birkaç tanesidir. Üstat şöyle diyor:

“Zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-yı gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imanını ve gayet itminanını ve nihayet vüsukunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.”

SEMPOZYUMA BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN HAYATTAKİ TALEBELERİ DE KATILACAK

Sempozyumun açılış oturumu 22 Eylül Pazar günü saat 10:00’da Ataköy Sinan Erdem Spor Kompleksi’nde yapılacak.

Sempozyumun oturumları ise 23 ve 24 Eylül günlerinde Yeşilköy Wow Hotel Convention Center salonlarında devam edecek.

Üç gün sürecek olan Uluslararası Sempozyum boyunca, dünyanın dört bir yanından gönderilen 400 tebliğ arasından seçilen 96 tebliğ sunulacak ve müzakere edilecek. Nübüvvet sempozyumuna Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebeleri de katılacak.

Sempozyuma 40’ın üzerinde ülkeden gelen akademisyenler tebliğleriyle katılıyor.

www.nubuvvetsempozyumu.com

İSTANBUL İLİM VE KÜLTÜR VAKFI
Kalenderhane Mah. Cüce Çeşmesi Sok. No:6 Vefa Fatih / 34134/  İstanbul
Tel :90212 527 8181 Fax:90212 527 8080
Web site: www.iikv.org     E-mail: iikv@iikv.org

Hindistan’da Konferanslar Zinciri

Hindistan, 2012 Şubat ayında düzenlenen konferansların ardından, bu yıl da iki ayrı büyük uluslararası konferansa ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İİKV işbirliği ile 4-5 Şubat tarihlerinde Haydarabad Osmania Üniversitesi ve 7-8-9 Şubat tarihlerinde Yeni Delhi Jamia Millia Islamia’da (JMI) gerçekleştirilecek olan konferanslara ilginin yoğun olması bekleniyor.

İlk olarak Osmania Üniversitesi’nde yapılacak olan konferansın temel konusu “Bediuzzaman Said Nursi: A Messenger of Peace and Harmony” olacak. Programın ikinci ayağı olarak Delhi’deki JMI’da devam edecek konferansın konusu ise “Islam and Modernity: the Perspective of Bediuzzaman Said Nursi” olacak.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı başkanı ve Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin talebelerinden olan Fırıncı Ağabey de konferansa katılacaklar arasında. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü İbrahim Özdemir, Adnan Menderes Üniversitesi Rektör Danışmanı Yunus Çengel, Doç. Dr. Ahmet Yıldız, Ali Katıöz, İhsan Kasım, İİKV icra kurulu üyesi Cemil Şanlı, Prof. Faris Kaya ve Doç. Dr. Ensar Nişancı da birer tebliğ sunacaklar. Türkiye’den bu katılımcıların yanı sıra, birçok Hindistanlı yerli akademisyen de Nursi üzerine birer tebliğ sunacak.

Kaynak: İİKV