Etiket arşivi: hizmet haberi

Dünya Salon Atletizm Şampiyonası fırsatı!

Bine yakın yabancı sporcu ve binlerce yabancı seyircinin iştirak ettiği Dünya Salon Atletizm Şampiyonası 9-11 Mart 2012 tarihleri arasında İstanbul’da yapıldı. Gelen insanlara birşeyler anlatabilmek, en azından birer kitap verebilmek maksadıyla, Ruba Vakfı bünyesindeki bir ekiple şampiyonaya iştirak ettik.

Çantalarımızda İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca ve Rusça Kur’an-ı Kerim’in tefsiri olan tercüme Risale-i Nur’lar bulunuyordu. Konuşabilme fırsatı yakaladığımız insanlara İmanı, İslamiyeti, Risale-i Nuru ve Bediüzzaman’ı dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık.

Bunlar arasında bulunan aslen Etiyopyalı olan ve İngiltere’de doktorluk yapan bir zatla uzun uzadıya sohbet etme şansını yakaladık. Hıristiyan olduğunu, daha önce Bediüzzaman’ı ve eserlerini hiç duymadığını, verdiğimiz ingilizce tercüme Risale-i Nurları en kısa zamanda okuyup görüşlerini bildireceğini belirtti.

Diğer bir şahısta, şampiyonayı izlemeye gelen bir Türktü. Üniversite yıllarında okuduğu risaleleri okumayı uzun müddet ihmal ettiğini, ancak son zamanlarda kendisinde yeniden okumaya yönelik bir istek olduğunu, bizleri vakıf merkezinde ziyaret etmek istediğini belirtti.

Şampiyona esnasında Güney Afrika’dan sevindirici bir telefon aldık. Geçen sene yine böyle bir organizasyon vesilesiyle tanışıp kendilerine risaleler hediye ettiğimiz Güney Afrikanın Durban şehrinden Khai ailesinin reisi Abdurrahman Beydi telefondaki. Güney Afrika’da yaşadıkları Durban şehrine, Bediüzzaman’ın hayatını anlatan filmin İngilizce versiyonunun geldiğini ve ailece bu filmi izlediklerini, filimden çok etkilendiklerini, Risale-i Nuru okumaya ailece devam ettiklerini şevkli bir ses tonuyla anlattı.

Ruba Vakfı Hizmet Ekibi- İstanbul Mart 2012

www.NurNet.org

İngiltere’de Ateistlerin Risale-i Nur’a Olan İlgisi (Hizmet Mektubu)

İngiltere’deki Nur hizmetleri, Türkiye’deki hizmetlerin küçük bir timsali nev’inden, yedisinden yetmişine hayat-ı içtimaiyenin her safhasında gün geçtikçe daha da genişleyerek ve kökleşerek dualarınız ve manevi himmetlerinizle devam ediyor.

HAFTANIN HER GÜNÜ RİSALE-İ NUR DERSİ VAR

Halihazırda İngiltere genelinde, beş’i Londra’da olmak üzere, yedi dershanemiz mevcut. Haftanın her günü Nur dersleri yapılmakla beraber her ayın ilk perşembesi dershane ehli kardeşler arasında her ay bir dershanede olacak şekilde hususi bir dersimiz de devam etmekte. Her dershanenin kendi hizmet bölgesindeki hizmetleri diğerleri ile paylaştığı ve Londra’nın umumuna müteallik mevzuların konuşulduğu bu ders, cemaat arasındaki uhuvvetin teminine hususi hizmet etmektedir Elhamdülillah. Yine hakeza salı günleri Leicester şehrinde yabancı kardeşlerin ağırlıklı olarak katıldığı İngilizce olarak yapılan dersimiz devam ediyor. Buna ek olarak pazar günü Croydon’da yapılan ders de Londra dışında devam eden diğer derslerden bir tanesi. Londra’dan kardeşler de müsait oldukça bu derslere iştirak etmeye gayret gösteriyorlar.

İSLAMİYETİ KEŞFETME GÜNÜ VE ATEİSTLERİN RİSALE-İ NUR İLGİSİ

Üniversite hizmetleri İngiltere hizmetinde bir nevi lokomotif vazifesi gören çok ayrı bir yere sahip. Buradaki vakıf ağabeylerimizin ve üniversite’ye giden kardeşlerin gayretleriyle her haftanın pazar günü üniversiteli gençlere ve yabancılara hitap edecek İngilizce bir ders konuldu. Kardeşlerin kendilerinin hazırlanıp yaptığı ve altı aydır fasılasız devam eden bu ders üniversite hizmetinin inkişafı noktasından çok semeredar oldu. Bu dersi takip ve deruhte eden kardeşler mabeyninde oluşturulan hizmet heyetleri müfritane bir irtibat ile ve iştirak-i emval ve teşrik-ul mesai düsturlarına riayet ederek faaliyetlerine devam ediyorlar. Neticesinde de Cenab-ı Hak bu gayretleri çok güzel hizmetlere vesile etti ve ediyor. Bir heyet Londra’daki üniversitelerde düzenlenen imani mevzularla ilgili konferansları takip ederken, diğer bir heyet bu konferansları diğer kardeşlere duyuruyor. Bir diğer heyet ise ilgili konferansların konuları üzerine kitapçıklar hazırlıyor. Daha sonra da bu konferanslara kardeşlerle birlikte katılınıyor ve konferans sonunda da hazırladığımız kitapçıklar katılımcılara dağıtılıyor. Şimdiye kadar tevhid üzerine ve kainattaki şer görünen şeylerin esasının hayır olması mevzusu üzerine kırkar sahifelik iki kitapçık ve Ramazan üzerine küçük bir broşür Risale-i Nur’daki muhtelif yerlerin toplanması suretiyle Türkiye’deki ağabeylerin de yardımları ile hazırlandı.

Yakın zamanda ‘İslamiyeti Keşfetme Günü’ adi altında düzenlenen bir faaliyete kardeşlerle birlikte iştirak ettik. Bize ayrılan masada Risale-i Nur’ların İngilizce tercümelerini ve yukarıda bahsi geçen kitapçıkları sergiledik. Çoğunluğu İslamiyeti merak eden gayr-i Müslim ve ateistlerden oluşan ziyaretçilerin Nurlara teveccühleri yalnız biz Nur Talebesi kardeşleri değil orada bulunan diğer Müslüman kardeşleri de şevke getirdi, onların da Risale-i Nur’a teveccühlerini arttırdı.

OKUMA PROGRAMLARI VE TALEBE HİZMETLERİ DEVAM EDİYOR

Yine üniversite hizmetleri bünyesinde bu Christmas tatili döneminde vakıf ağabeylerimizle birlikte Londra dışında bir mekânda yirmi kardeşle birlikte bir hafta süreyle okuma programı yaptık. Kardeşler arasındaki uhuvvet ve tesanüdün kuvvet bulmasına fevkalade hizmet eden bu programın daha sonra İngiltere genelinde hizmetlerin de inkişafına vesile olduğunu Cenab-ı Erhamurrahimine hamd-ü senalar ederek müşahede ettik. Baharda yapılacak benzeri bir programın hazırlıklarına şimdiden başlamış bulunuyoruz. Kış programına katılmak arzu eden ve Londra dışında yaşayan, evli genç esnaftan ağabeyler Londra içerisinde bir mekan ayarlayarak hanımlarını buraya toplamışlardı. Londra’daki ehli hizmet ablalarımızın da iştirakleriyle çok keyfiyetli bir okuma programının aynı dönemde hanımlar mabeyninde yapıldığını sonradan öğrendik. Yine aynı dönemde Londra’dan ayrılamayan esnaf ağabeyler üç-dört günlük bir okuma programını Londra’daki bir dershanede yaptılar.

Bunlara ilave olarak, bir süredir devam etmekte olan talebe hizmeti de semerelerini vermeye başladı Elhamdülillah. Geçen senelerde lise talebesi olarak ilgilenilen buranın vatandaşı kardeşler üniversite okumaya başladılar ve şimdi dershanelerde kalıyorlar. Talebe hizmetini bu kardeşlerimiz omuzlarına almış durumdalar ve ana dilleri olan İngilizce ile talebe hizmetini deruhte ediyorlar ve ufak kardeşlerinin imanlarını muhafaza etmek ve kuvvetlendirmek için uğraşıyorlar, bir taraftan da kendilerini Risale-i Nuru anlamak ve neşretmek noktalarından yetiştirmiş oluyorlar. Her hafta Cumartesi günü öğleden sonra dershane’ye gelen on’a yakin genç kardeş bir gece dershane kaldıktan sonra ertesi gün evlerine dağılıyorlar. Bu süre zarfında dershane ahvalini öğrenip Nur’lardan istifade ediyorlar.

“BEDİÜZZAMAN BENİM KAHRAMANIMDIR”

Yine başka bir dershanemizde uzun süredir Cumartesi günleri devam eden yabancılara matuf İngilizce dersimiz de İngiltere hizmetinin ayrı bir veçhesi. Geçenlerde katıldığımız bir konferansta tanıştığımız alim bir zat, ki kendisi konferansı düzenleyen heyetin azalarından birisiydi, Risale-i Nurları okuduğunu, çok istifade ettiğini, bu gün Türkiye İslami yaşantıyı hala muhafaza edebilmiş ise bunu Risale-i Nurlara borçlu olduğunu ve bu zamanda batılı zihniyete hitap edecek eserlerin yine bu eserler olacağını söylemesi üzerine bu ağabeyimizi yukarıda bahsettiğimiz İngilizce derse davet ettik. Ve kendisi de en kısa zamanda derse iştirak etmekten çok memnun olacağını bildirdi. Makam münasebeti ile hatırımıza geldi, geçenlerde katıldığımız başka bir konferansın sonunda da Müslümanlar namına konuşan zat ile tanıştık. Daha sonra hep beraber başka bir mekâna geçilip oturuldu. Konferansı düzenleyen üniversiteli genç Müslüman kardeşler de hep oradaydılar. Bu arada konuşmayı yapan zata Nur’lardan bahsettik ve bir kitap hediye ettik. Eseri gören zat `Ben Bediüzzamanı biliyorum. Bu zat benim kahramanımdır. Ben konferansta konuştuğum mevzular üzerine öğrendiğim çoğu hakikati bu zatın eserlerinden öğrendim. İnşallah gelecekte bu zat hak ettiği miktarınca buralarda daha iyi tanınacak` dedi. Bu sözler üzerine orada bulunan diğer gençlerin de Nur’lara merakı celb oldu. Elimizdeki eserler dağıtmaya kafi gelmeyince internetten eserlere ulaşabilecekleri adresleri verdik ve iletişim bilgilerini aldik.

Bu ve bunun gibi hizmetler Cenab-ı Hakkın tevfikiyle ve sizlerin duaları ve teveccühleriyle devam ediyor. Ve çoğu şer komitesinin şahs-ı manevisinin merkezi hükmünde olan bu memlekette Alem-i İslam aleyhinde kurulan planların akim kalmasında Sedd-i Zülkarneyn nevinden manevi bir sed vazifesi görüyor kanaatindeyiz.

Dualarınıza çok muhtaç

İngiltere Nur Talebeleri

www.NurNet.Org

Peru’lu Amira’dan Allah’a yaklaştıran kapı müjdesi!

Peru’da Risale-i Nur’ları okuyarak İslam’ı seçen, hukuk talebesi (Amira) Amine’nın Risale-i Nur hakkındaki hissiyatını anlattığı mektubudur…

ALLAH’A YAKLAŞTIRAN BİR KAPI

Yakın zamanda Risale-i Nur külliyatı hakkındaki izlenimlerimi belirtmek isterim. Bu külliyatın insanı Allah’a yaklaştıran ve “Allah”a duyulan “imanı’’ daha da arttırılmasına yardımcı olan bir kapı, bir çıkış yolu olması sebebiyle son derece değerli bir kaynak olduğu görüşündeyim. Eserlerin içeriğinde iletilmek istenen mesajlar insan ruhunun nurlanması ve yücelmesi için son derece zengin ve anlamlı olduğunu düşünüyorum. Bu fevkalade kitapçıklar aracılığıyla verilmek istenen mesajların gerçekten kalbinin derinliklerinde bir yerde Allah inancı taşıyanlara ve buna sahip olma şansını elde edememiş kalplere hitap ettiğine gönülden inanıyorum. Risale-i Nur; bir insanın anlama kabiliyetinin en derin noktalarına varabilecek kadar son derece zengin bir içerik sunarak tecrübe edinilmesine ve bu vesileyle mantıklı düşünme yolunda büyük bir kapı açıyor.

RİSALE-İ NUR’DA YAKALADIĞIM MESAJLAR SAYESİNDE MÜSLÜMAN OLMAYA KARAR VERDİM

Risale-i Nur külliyatından ilk okuduğum kitaplardan biri ‘Küçük Sözler‘ di, bu kitabı okurken iletilmek istenen mesajı ruhumun derinliklerinde hissettim. Çünkü, içeriği; okuyucuya öyle mantıklı ve doğru geliyor ki; içinizdeki “iman”a kulak vermenizi sağlıyor ve onun daha da inkişafına vesile oluyor, adeta kalp gözünüzü açıyor. Tıpkı Buenos Aires’te yayınlanan “Nur-u İman” adındaki radyo programını dinlerken söylediğim gibi; “Şu bir gerçek ki Allah’ a gönülden bağlanmak için bir niyetiniz varsa ya da bunu hissetmek, yaşamak için hayatınızın buna değdiğini düşünüyorsanız, durup kendinize şunu söylemelisiniz; Anlamı olmayan bunca şey ve kazanımlar, deneyimler artık yeter ve hayatta tek değerli olan şey Allah’a farklı şekillerde secde etmek, O’na kulluk etmektir.” Bu bağlamda, Risale-i Nur’un bana son derece yardımcı olduğunu söylemeliyim. Henüz İslam dini üzerine araştırmalar yapıyordum ki Risale-i Nur kitaplarını okumaya başladım ve bu kitaplarda yakaladığım mesajlar sayesinde Müslüman olmaya karar verdim ve hala defalarca okuduklarım da oluyor, özellikle de “Hastalar Risalesi“ni…

O HER ŞEYİ BİLİR, O ALÎM’DİR

Bu kitapta sıkıntıya düştüğümüzde, problemlerimiz olduğunda, hastalandığımızda, üzüldüğümüzde ya da kalbimiz kırıldığında, bu gibi durumlar aslında bizi, içinde bulunduğumuz bu fani hayatta düşünmeye sevk ediyor. Çünkü hastalıkla beraber hayatımız duruyor, ne yaptığımız ya da ne istediğimiz hakkında düşünmemizi sağlamakla birlikte, hayatımızda bizim için, gerçekte değerli olanı ortaya çıkarıyor. Çünkü biz hayatımızdaki maddi olumsuzluklara ciddi üzülürken, asıl bizden akıp giden manevi değerlerimize daha az önem verebiliyoruz. Tıpkı şu cümlede belirtildiği gibi: “mesela, karanlık olmazsa, ışık bilinmez, lezzetsiz kalır. Soğuk olmazsa hararet anlaşılmaz, zevksiz kalır…” Burada da belirtildiği üzere, bazı şeylerin yokluğunu hissettiğimizde ancak onların değerinin farkına varıyoruz, bu her şey için geçerli. Her şey, “hayır” da “şer” de Allah’tan gelir, bu “şer” bir hastalık ya da halledilmesi gereken bir problem de olabilir. Aslında bunlar insanın hatalarını düzeltmesi için ona yardım ederler. Her bir duruma, hastalığa ya da üzüntülü, kederli bir duruma olumlu bir şekilde yaklaşmalı ve bunlar için Allah’a şükretmeliyiz. O her şeyi bilir, O Alîm’dir. Bu kitapta başımıza gelen kötü durumların ya da olayların bize aslında tecrübe kazandırdığını ve bizi daha iyiye hazırladığını öğrendim, şükretmek için hayatta dara düştüğümüzde yeniden ayağa kalkmamızı ve yeniden başlamamız gerektiğini keşfettim. Ve Risale-i Nurlar sayesinde, hayatımı ve etrafımda gelişen hadiseleri düşünüp, süzgeçten geçirmek için hayatımı bir noktada durdurmayı öğrendim.

HAYATIMDAKİ EN VERİMLİ, EN ZENGİN KAZANÇ

Küçük Sözler” den çıkardığım ve öğrendiğim en önemli nokta Allah’a yalvarma ve ibadet konusu oldu. Eğer bir şeyi Allah rızası için yapıyorsak, O’nun iltifatını ve muhabbetini kazanacağımıza ve böylece hayatta korkusuzca, güçlü, kararlı ve istikrarlı bir yol alabiliriz. O’nun rızası sayesinde, hayattaki amaçlarımızı gerçekleştiriyoruz. Dualarla ona yalvarmak, ibadet etmek, bizi Yaradan’a günlük yaşantımızdan küçük de olsa vakit ayırıp dua etmek çok önemli. Bu, benim için hayatımdaki en verimli, en zengin bir kazanç oldu. İbadet, sanki vücudumun enerjisini harekete geçiren bir şey gibi. “Küçük Sözler“de ibadet etmenin ne kadar önemli olduğunu derin bir şekilde kavrama imkânına sahip oldum. Bu sebepten ötürü, Risale-i Nur’un tüm kitaplarının oldukça önemli eserler olduğunu ve içeriğinin son derece derin bilgi ihtiva ettiğini tasdik ediyorum. Allah’a yakın olmaya ihtiyacı olan daha fazla insana ulaşabilmeyi dilerim. Çünkü bazen O’na ulaşacak bir yol bulamayan ya da bunun nasıl olacağını bilemeyen nafile, boş düşünce ve istekler taşıyan insanların olduğunu biliyorum. Onlara, bu şekilde kendilerine yardım edecek bir el uzanmadan o şekilde kalmalarını istemediğim için, Risale-i Nur Külliyatı aracılığıyla İslam’ın yayılması ve Allah’ın kullarına vermek istediği mesajların iletilmesi bakımından bu eserleri son derece değerli buluyorum.

BİR MAHKUM TABİAT RİSALESİ’Nİ OKUYUNCA…

Hapishanedeki insanlara yönelik Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin yazdığı Meyve Risalesi, Risale-i Nur’un Latin Amerika’daki temsilcilerinden biri olan Ahmed Karadaş ile Peru’nun başkenti Lima’nın büyük bir hapishanesi olan Castro Castro’da bir toplantıya kendi gözlerimle tanıklık etme imkânına nail oldum. Her ülkede kültürün önceliği olmanın da ötesinde, hapishanede yatan tutukluların çoğu Allah’ın rızasını almaya hayli istekli görünüyorlardı. Tutukluların çoğu birer insan olarak içlerinde hassasiyet ve Allah’a karşı bir inanç beslemelerine rağmen sadece bu zamana kadar bu iman duygusunun kalplerine yerleşmesini sağlayacak herhangi bir imkâna sahip olmadıkları için, Allah inancından çok ama çok uzaktalar. Bundan dolayı bu hapishane köşelerinde olabildiğince dertli, kederli ve aciz bir şekilde yitip gidiyorlar. Risale-i Nur eserlerini dikkatli bir şekilde hepsi dinledikten sonra sorular sormaya başladılar. Hatta bir mahkum dağıttığımız Tabiat Risalesi’nden biraz okuyunca, ”Ben müslümanları başka bir varlığa tapıyor sanıyordum. Halbuki görüyorum ki aramızdaki fark çok az. Bu kitaplar çok hoşuma gitti ve bunları okumak istiyorum’’ dedi. Ve diğer mahkumlar da aynı heyecanla okumak istediklerini belirtiyorlardı. Biz de eserlerden hapishane kütüphanesine koyacağımızı söyleyince çok sevindiler.

BENİ ÇOK ETKİLEYEN BİR CÜMLE VAR

Mahkumlar özgürlüklerinden mahrum olsalar da herhangi bir imanlı zat gibi kendi özgür ruhlarını imanı kazanarak bulabilirler. Çünkü bu özgürlüğün kökleri, kalbimizde yeşeren imanın filizlenmesiyle gelen ferahlıktan, her birimizin kendi ruhunda işlenmekte ve tesis etmektedir. Hepimizin bir kalbi var ve bu sebepten ötürü en safi duygularımız sayesinde bu özgürlüğe erişebilme potansiyeline sahibiz. Şükürler olsun ki Allah bunu hepimize ihsan etmiş. Bu konuyla ilgili ruhumda gerçekten yankılanan ve beni çok etkileyen bir cümle var. Bu, kuşkusuz herkes için ve özellikle de hapishanede olan ve önceki karışık hayatları içinde ruhsal huzuru bulamamış tutuklulara yönelik söylenmiş bir söz: “O’nu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır, O’nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.

Böyle muhteşem ve anlamlı bir cümleyi defalarca okuma imkânına Lima-Peru’da bulunan yüksek güvenlikli Castro Castro hapishanesinde buldum. Burada çok vahim suçlar işlemiş insanlarla karşılaştık. Ama hata yapmak insana has bir özellik. Sonsuz Güç Sahibine ve en adil karar vericiye ve hesap gününün sahibine yakınlaşma konusunda oldukça hevesliler. Tutukluların çoğu, belki af dilemek, tövbe etmek ve belki de hayatın gerçek anlamını, yalnızca Allah için değerli kılmak adına ilk kez de olsa yakalamak için O’na yakınlaşmaya gayret gösteriyorlar. Bu insanların bu makama, bu seviyeye erişebileceklerine gönülden inanıyorum. Allah’a yakın olmaya en çok onlar ihtiyaç duyuyorlar. Aslında, Rabbimizden uzaklaşmaları onları bu hapishanelere getirdi. Bu sebepten dolayı, bir insanın sahip olabileceği en büyük zenginlik olan imanı, bu vicdani huzura, Risale-i Nurlar vasıtasıyla birkaç kişi olsa da kavuşmalarını diliyorum, inşallah!.

Son olarak, Peru’nun Başkenti Lima’dan Türk kardeşlerime muhabbetle selamlarımı gönderiyorum. Bizler, Latin Amerika’daki kardeşleriniz olarak Risale-i Nur’dan istifade ediyoruz ve sizleri ve bu büyük muvaffakiyetinizden dolayı ki kutluyor, teşekkür ediyoruz ve dualarınızı bekliyoruz.

Kardeşiniz Amira Amine

Kaynak: Risale Haber

Yunanistan Seferi ve Manevi Güzellikler

Dünyanın hemen her ülkesinde Müslümanların mevcudiyeti, Türkiye’den de tebliğ hizmeti maksadıyla pek çok ülkeye gidip gelmeler, globalleşen bir çağda büyük fütuhatlara sebep oluyor. İslâm inancının yayılması ivme ve hız kazanıyor…

Avrupa kıtasına ilk seyahatimiz Yunanistan’a oldu. Batı Trakya’daki mutlu şehirlere; Gümülcine ve İskeçe’ye gittik.

İpsala Türk-Yunan sınırını geçtikten sonra ilk durağımız Gümülcine.. Yunanca adı; Komotini… Değerli kardeşlerimiz, otobüsten iner inmez bize “hoş geldiniz!” diyordu. Orada akşam dersindeyiz. Eşim hanımlar dersinde. İskeçe şehrinden bizi karşılamaya gelen fedakâr ve çok gayretli kardeşler, akşam dersine iştirak edip dersten sonra bizi araba ile İskeçe’ye götürüyor.

Eşimle birlikte 10 Nisan Pazar günü akşamı, İskeçe Nûr Dershanesine yerleştik. Beş gün kadar misafir olacağız. Altında dükkânlar olan bu medrese, tek katlı müstakil bir ev gibi.. Çok temiz ve düzenli… Çarşının da merkezinde. Bir Yunanlıdan kiralanmış, inşaallah kendi mülkleri olur.

Çınar Cami’de okuduğum ilk ezan-ı Muhammedî.. Farklı heyecan ve duygularım beni kuşatıyor…Hoparlörle gümbür gümbür “Allahüekber”lerle ve kalabalık cemaatle, cemaatin sevgi ve alâkasıyla kendimi Anadolu’da hissediyorum…

Hele o ellerinde Kur’an’larla  Çınar Camiini dolduran, birkaç Hoca Hanım’ın Kur’an okuttuğu kız ve erkek çocuklar yok mu? Unutulacak gibi değil…

Üç gün sonra yeniden Gümülcine’ye gelip, camilerinde ezanlar okuyorum. Rivayet doğru ise; Üstad Bediüzzaman Hazretleri 1908’de Selânik’te Hürriyet Nutku’nu irad buyurdukları zaman Gümülcine’ye de uğramış ve iki şerefeli Eski Cami’de hutbe okumuş…

Orada tanıştığımız bir Bangladeş’li Müslümanı kitap hediye etmek maksadıyla Dershane-i Nuriyeye götürdük. İsmi Nâzımeddin olan bu zat, Arapça, İngilizce ve Yunanca biliyor. Yemek yedik, Nurlu eserleri tanıttık. “Burası nedir?” diye sorunca ; “Medrese-i Nuriye’dir” dedik.  O zaman ; “Ben de memleketimde böyle bir medrese açmak isterim” diyerek hoşlandığını ifade etti… Zeki ve malumatlı bir insan. Yanımızda , Sözler ve Lemalar’ın Arapçasından bir parça okumakla; “Bu eserler sadece Müslümanlara hitab etmiyor”, “Bunun Arapçasında bile bir başkalık var” gibi güzel, takdirkâr ifadeler söyledi…Bir miktar kitap hediye ettik, adresleştik ve uğurladık.

Eşim hanımlar ve ben de erkekler dersinde Çarşamba akşamı bulunuyoruz. Dersten sonra 50 km. mesafedeki İskeçe’ye dönüyoruz.

Yine İskeçe’deyiz. Burada sabah namazı sonrasında, her gün değişik mekânlarda olmak üzere sabah dersleri yapılıyor. Koyun Köyü ve diğer dağ köyleri olan Paşevik ve Ketenik köylerinin güzel mi güzel dershanelerinde akşam dersleri… Son iki günümüzdeki bu derslere Kırklareli’nden teşrif eden Abdülhamid Oruç Hoca Efendi Ağabeyimiz de iştirak edip doyumsuz dersler yaptılar…

Doğrusu bu Yunanistan seyahatimizde hiç tahmin edemeyeceğimiz güzelliklerle karşılaşmak bizi hayretlere sevk etti. Türkiye sınırını geçtikten sonra gözüken köylerin hemen hepsinde camilerin olması, keza Gümülcine ile İskeçe arasındaki köylerde de minareler görmemiz bu ülkenin kuzey bölgesine “Müslüman” mânası kazandırıyor…

Bir zamanlar Osmanlı hakimiyetinde olan bu beldelerde Nûr hizmeti hızla devam etmekte. Elhamdülillah! Nûr Talebeleri ve muhtereme eşleri hiç ‘durmak’ nedir bilmiyorlar… Fırsat buldukça da Nur eserlerini Yunancaya tercüme ediyorlar.

Hani, şair Necip Fazıl Sakarya Türküsü’nde:

“Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?”

diyor ya, işte bu Nur mücahidleri; Mehmetler, İbrahimler, Muharremler, Nuriler, Cemiller, Hüseyinler, Cüneytler, Ramazanlar, vs.ler tüm Yunanistan’ı Risale-i Nurlar ile diriltmeye -Allah’ın izniyle- inanmışlar  ve hedefe pek iyi kilitlenmişler…

O mübarekler heyetinden, dualarla, muhabbetlerle, tekrar kavuşmak dilekleriyle kucaklaşarak ayrıldık!…

Mehmet Gürler

Almanya-Mannheim Barla Medresesi

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahu ve Berakatuhu,

Almanya’nın Mannheim Şehrinden kıymettar siz Abilerimize binler selam ederiz…

Nur Dersanemizden ve buradaki Kur’an hizmetlerimizden tahdis-i nimet ve şükür suretinde ve siz kıymettar Abilerimizin dualarını istirham niyetiyle bir parça bahsetmek isteriz.

Risale-i Nur Dershanemiz yaklaşik 7 ay önce açıldı ve Mannheim‘in Hochstätt bölgesinde bulunmaktadır. Her Cuma akşamları  14-25 yaş arası yaklaşık 40 kardeşimizle gençlik dersleri olmakta, bu vesileyle Nurlar bu bölgede neşrolunmaktadır.

Cuma derslerimiz vesilesiyle çok hoş nurlu sohbetler olmakta ve Kur’an hakikatlerinin Risale-i Nur vesilesiyle insanlar üstündeki te’sirini bilmüşahede görmekteyiz. Derslerimizde, öncelikle Nurlardan bir parçayı dönerli olarak okuyoruz ve daha sonra paragraf paragraf okuyarak mütalaa ediyoruz. “Risale-i Nur’un hocası yine Risale-i Nur’dur” kaidesiyle takip ettiğimiz bu sistem insanlar üstünde çok güzel tesirler uyandırmakta ve derste herkesi hep aktif tutmaktadır.

Cumartesi günleri umumi, her yaştaki insanın katılabildiği derslerimiz  devam ediyor. Pazar günleri gençlerimize İlmihal, Fıkıh ve Kur’an-ı Kerim dersleri verilmektedir. Hafta içi belirli günlerde ise Almanca Risale-i Nur dersleri yine gençlerimiz tarafından yoğun rağbet görmekte.

Noel ve Paskalya tatillerinde 1 haftalık okuma  programları düzenlemekte ve gençlerimizi Risale-i Nurları daha yakından tanımaları için teşvik etmekteyiz.

Genç cemaatin yoğunluğu sebebiyle sosyal faaliyetler başlatmış ve hız vermiş durumdayız. Piknik, gezi, spor programları ve buna benzer aktivitelerle gençlerimizi meşru dairede muhafaza etmeye çalışıyoruz.

Gayr-ı Müslimler İslamiyet’i Müslümanların ahvalleriyle tanıyorlar. Müslüman kimliğine sahip olan ama İslamiyet’i asla yaşamayan insanların hal ve hareketleri en büyük elemimiz. Biz de buna mukabil en iyi ahlakta İslamiyet’i yaşamaya gayret ederek İslamiyet hakkında oluşturulmuş kötü imajı kırmaya çalışıyor, İslamiyet’i lisan-ı halimizle de anlatmaya gayret ediyoruz.

Allah’a sonsuz hamdolsun. Risale-i Nur hakikaten Kur’an’ın hakiki bir tefsiridir ki her milletten insanın kalbine gayet mükemmel tesir ediyor. Arkadaşlarımızın bu teşekkürleri ve şükranları doğrudan Allah’a aittir ve bu teşekkürler, bu memnuniyet Risale-i Nur’un kıymetini gösteriyor diye telakki ediyoruz. Rabbim, derslerimize katılan bu kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, abilerimizin hakiki birer Nur Talebeleri olmalarını ve derslerimizde, hizmetlerde daim olmalarını nasib etsin. Amin.

Tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı iletir, dualarınızı bekleriz.

Mannheim Nur Talebeleri

 Barla Medresesi Mannheim / Almanya

 

 

www.NurNet.org