Etiket arşivi: hizmet

Brezilya Hizmet Mektubu (Yeni Dershane Açılışı)

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu

Aziz Sıddık Vefakar Abilerimiz,

Evvela sizlere Latin Amerikanın en büyük ülkesinden ve en kalabalık şehri olan Sao Paulo’dan binler selamlarımızı takdim ediyoruz.

Hepimizin malumu üstadımızın seneler önce söylediği ‘’Bu hakikatları dünyayaya okutturacağım.’’ sözüne evet üstadım ‘’sadakte, doğru söylüyorsun’’ diyerek Brezilya’da da bir Nur tohumu olarak tahakkuk ettiğini ve filizlendiğini görüyoruz.

Brezilya toprak olarak dünyanın 5.büyük ülkesi. 200 milyon nüfusu var. Dili Portekizce. Bizim bulunduğumuz şehir ise: Sao Paulo. Burası da Latin Amerikada bulunan 33 ülke içinde en kalabalık ve en büyük şehri. Yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip.

Sao Paulo’da 23 tane cami var. Bir çoğu külliye şeklinde. Burada bulunan bazı cemaat liderleriyle görüştük. Üstadımızı ve Risale i Nur’ları anlattığımızda memnun olup bizleri samimi bir şekilde karşılıyorlardı. Onlara Risalelerden hediye ettik. Sonraki görüşmelerimizde ise kitabı okuduklarını ve üstadımızın ne büyük şahsiyet olduklarını ifade ettiler. Bazı camilerin kütüphanesi içinde görevlilerden müsaade isteyip 7-8 farklı dilde Risale-i Nur’lardan bıraktık elhamdülillah.

Bu cemaat önderlerinden bir tanesi de Davud Ali isminde bir zat. Sao Paulo’nun tam merkezinde geniş bir mescidi var. Buraya çarşı esnafından ve gençlerinden çok kişi geliyor. Vakit namazlarında kalabalık cemaat oluyor. Bu zat tamamen gençlerle uğraşıyor. Önce genci Müslüman ettikten sonra arkasından anne ve babalarıyla günlerce konuşup onlara vesile olmaya çalışıyor. Bu zatla ilk görüşmemizde ise bize “Burada bu kitaplardan kimseye vermeyin. Ben Bediuzzaman’ı bilmiyorum, sizleri tanımıyorum.” dedi. Biz de dilimizin döndüğünce davamızı, üstadımızı ve risaleleri anlattık .O’na dedim; “sen bu kitabı oku, sonra tekrar yine konuşuruz“. Ona Portekizce Ayetü’l Kübra’yı vermiştim. Konuşmamız bittiğinde saat gece yarısı 12 ‘yi geçmişti. Bu şahıs daha önce Katolik, koyu bir Hristiyan. Kilisede rahiplik yapıyormuş. İslamiyetle şerefleneli üç yıl olmuş. Ve bu üç yıl içinde de 257 kişinin daha Müslüman olmasına vesile olmuş. Gayretli bir insan. Kendisinin bir hastalığı var. Doktarlar en fazla 5 yıl yaşarsın demişler, az ömrüm var diye bütün Latin Amerikadaki gençleri hedef almış.

Daha sonra görüştüğümde ise baktım ki tavırları değişmiş. Belli ki kitabı okumuştu ve sorduğumda ise “evet” cevabını almıştım. Artık oradaki cemaatla tanışıp cemaattan bir çok kişiye Risale verdik, onlarla samimi olmuştuk. Bu zata “Burada kitap fuarı olduğunu ve benimle gelmek ister misin?” diye sordum. “Olur” dedi. Anladım ki bizleri daha yakından tanımak istiyordu.

Kitap fuarı Ribeirao Preto adında başka bir şehirdeydi. Sao Paulo’ya 320 km uzaklıkta. Oraya gittiğimizde burada İspanyolcadan Portekizceye tercümesini yaptırdığımız vecizeleri broşür tarzında bastırdık. Kendisi o kadar şevkliydi ki ilk gün bastırdığımız broşürlerin neredeyse tamamını o dağıttı. Burada da birçok yeni insanlarla tanışmıştık. Bir çok sorular soruyorlardı. Hatta bazı insanlar uzaktan broşür dağıttığımızı görünce gelip istiyorlardı. Bazıları çok beğenip tekrar gelip arkadaşı için isteyenler bile vardı. Onlara Risale-i Nur’un orjinal üslubu çok farklı ve enteresan geliyordu. Okuyanların bir çoğu çok hoş ve etkileyici bulduklarını ifade ediyorlardı. Hatta bir keresinde bir genç eline alıp okuduktan sonra ki yüz ifadesini görmeliydiniz. Onun hali beni bile etkilemişti. Üstadımızın : ’Bir köy muhtarsız olmaz,bir iğne ustasız olmaz’ vecizesini okuyunca… bunlar dedi “bu cümleler çok güçlü sözler sanki kaya gibi sağlam” manasını ifade etti. Buraların insanı çok sıcak, samimi ve cana yakın insanlar. Ve yeniliğe açık meraklı insanlar.

Biz de bu arada acaba burada bir dersanemiz olabilir mi diye araştırmaya koyulduk. Ama baktık burada yer kiralamak oldukça zor. Kaç kişiyle görüştüysek çok zor kiralamanız, “ya buranın oturumunu almanız lazım ya da buralı birisinin size kefil olması gerekiyor” dediler. Biz ise ilk başta kimseyi tanımıyorduk. Hatta buraya gelen bir Türk arkadaşın ifadesiyle kendisine 2 yıl sonra anca ev bulabildiğini söyledi. Ama biz yine de Allah’tan ümit kesilmez diye araştırmaya devam ettik.

Sonra bir Türk arkadaş vesilesiyle burada yaşayan ve ticaretle uğraşan Kemal adında bir iş adamıyla tanışmak nasip oldu. Bu zat geçen sene Türkiye‘den buraya gelen devlet erkanının da tercümanlığını yapmış birisi. Bu Kemal abiyle de görüştüğümüzde derdimizi ona açtık. O da normalde bu tarz şeylere çok yakın olmadığı halde; ‘sizleri sevdim, eğer isterseniz benim burada yazlığım var orada haftalık dersinizi yapabilirsiniz.’ dedi. Sonra ki konuşmalarımız da Okuma programlarından bahsettiğimizde hafta sonları gidip yazlıkta okuma yapabileceğimizi söyledi. Bu dediği yer deniz kenarında Sao Paulo’nun biraz dışında bir yerdi.

Bize daha merkezde bir yer lazımdı. Kendisi ise kısa bir zaman önce oturmak için bir daire döşemiş. İçinde tüm eşyaları mevcut ve yeni. Tam Sao Paulo’nun merkezinde. Burayı ondan kiraladık. Bizim için çok uygundu. Hatta apartmanın altında tefriş edilmiş geniş bir mekanı vardı. Büyük toplantıların yapılabileceği ve yemek verilebilecek bir mekan. Sao Paulo şehri 7 bölümden oluşuyor. Çok geniş bir alana yayılmış. Merkezi ise centro diye geçiyor. Bizim dersanemiz tam bu centro’da.

Cenab-ı Hakk’a hamdü senalar olsun ki biz çok daha uzak semtlerde dersane ararken kefil bulmaya çalışırken ve o Türk arkadaşın da ifadesiyle kendisine iki yılda ev bulurken bizim iki haftada yer bulmamız tamamen gösterdi ki bu bizim işimiz, bizim medhalimizle olacak iş değil. Cenab-ı Hakk’ın aşikare inayet elini hissettik. Ve O’na kainat zerratı adedince hamd ü senalar olsun dedik.

Elhamdülillah elhamdülillah!! Arjantin‘den sonra yine yeni bir ülke de bir nur tohumu olarak ilk dersane açılmış ve farklı bir dile tercümeler başlamıştı. Bunun bizde ki memnuniyeti ve lezzetinin tarifi mümkün değildi.

Burada insan bir çok kere Allah’ın ihsanını ve lutfunu görüyor. Mesela; bize ilk başta burada bu kitapları dağıtmayın diyen zat, sonrasında adeta burada bizim rehberimiz oldu. Bizi başka şehirlere de götürdü. Bunlardan bir tanesi de Rio De Jenerio. Brezilya’nın ikinci büyük şehri. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu. Buraya da Portekizce broşürlerden ve İngilizce kitaplardan götürdük. Buralarda yakaladığımız müsait gördüğümüz tüm insanlara broşür vermeye çalıştık .Otobüste, metroda, sokakta, mağazada.

Burada da Allah karşımıza güzel insanları çıkardı. Bunlardan bir tanesi de; şehir içinde otobüse ilk bindiğimizde dağıttığımız broşürü ineceği zamana kadar dikkatle okuyan Osvaldo. İnerken bize kitapları çok beğendiğini ve bu kitapları nereden satın alabileciğini sordu. Akabinde bizden ayrılmayan Osvaldo biz Rio’dan ayrılıncaya kadar buraları bilen biri olarak bize refakat edip İslamiyetle alakalı sorular sorup bizimle sohbet etti. Osvaldo çok hoş bir gençti. Burada bu genç gibi çok müsait güzel insanlar vardı. Rabbim onları imanla şereflendirip ebedi ferahlandırsın ve en kısa zamanda Rio De Jenerio‘ya da bir dersane nasip etsin inşallah.amin..

Geçende Sao Paulo’da şöyle bir tevafuk oldu. Sao Paulo’nun büyük ve tarihi bir kilisesinde bir ayin çıkışına denk geldik. Baktık yoğun bir kalabalık. Üstadımızın ’’Amerika âlimleri, elbette Asâ-yı Mûsâ risalesine lâkayt kalmayacaklar. Eğer dini, din için seven kısmının ellerine geçse, fütuhat yapar.’’sözüne binaen, kilisenin çıkışında durup broşürlerden verdik. Hep teşekkür ettiler. Daha sonra içeri yönelip rahip olacak öğrencilere de verdikten sonra kilisedeki yetkili din adamlarıyla konuşup onlarla tanıştıp bu eserlerin çok kıymetli olduğu ifade edip onlara internet adresimizi ve Portekizce broşürlerden verip oradan ayrıldık.

Cenab-ı Hak kısa zamanda burada tercümelere başlamayı da nasip etti elhamdülillah. Bize burada rehberlik eden Davud Ali ismindeki zat kendisi üstadın muhtasar tarihçe-i hayatını yapıyor şu an ve arkasından tabiat risalesine devam edecek. Arkadaşı İspanyolca öğretmeni Ömer ise 20.mektubu bitirdi. Şimdi o da 23.söze devam ediyor. Burada yaşlı bir amcamız var Aslen İstanbullu ama 45 yıldır burada yaşayan 9 dil bilen birisi. Tercümeleri biten eserleri de ona Türkçeden, aslından tashih ettiriyoruz. İnşaallah 23. Sözde biter bitmez sizler de dua edin burada yerinde kitap olarak bastıralım.

Brezilya’ya bir çok ülkeden tebliğe gelmişler. Hatta Amerika’dan bile. Buradaki Müslümanlar: “Türkiye neden bu kadar geç kaldı, şimdiye kadar neredeydi?” diye bazen bize hissiyatlarını, tepkilerini ifade ediyorlar.

Kıymetli ağabeyler burası kos koca bir kıta. Latin Amerika kıtası. Sadece Brezilya, Türkiye’nin 11 katı büyüklüğünde. Buradaki Devlet geçenlerde yeni yerler ve kabileler keşfetti. Hiç insan görmemiş yerlilere bile sahip büyük bir kıt’a. Burada ki ihtiyacı anlatmaya hissiyatım imkan vermiyor.

Buralar sizlerin himmetinizi ve duanızı bekliyor…

O yüzden sizden çok rica ediyoruz ki, buradaki insanların imanının kurtulması için kısa da olsa az bir zamanınızı ayırıp buraları aleminize alıp dua etmeniz temennimizdir…

Müsait olan ağabeylerimiz tatilini burada yapsınlar, gelip burada kitap dağıtsınlar. Belki Türkiye’deyken insan tam hissedemeyebilir ama buralarda ki insanları ve yaşam tarzlarını görünce eminiz ki buradaki insanların imanla şereflenmeleri ve Risale-i Nurla izzetlenmelerini sizde şevkle istiyeceksiniz. Gelemeyen ağabeylerimiz maddi, manevi dualarını esirgemesinler. Mesela şuan burada Risale-i Nur basacağız. Bazı ağabeylerimiz bu basım faaliyetine katkıda bulunabilir.

Burada çok müsait ve münbit bir zemin var. Adeta ne atsan yeşerecek bir zemin..

Arjantin’den sonra Brezilya bu koskoca kıtadaki ikinci dershanemiz, ulaşamadığımız çok yerler çok ülkeler var bu çoğrafyada. Her gönül vermiş kalben ruhen alakadar her Abimizi Kardeşimizi yardıma bekliyoruz çağırıyoruz .

Duanıza çok muhtaç kardeşiniz

Güney Amerika-Sao Paulodan Ahmet Hasan.

www.NurNet.org

Amerika’da İslamiyet Birden Parlayacak!

Bismihi Subhanehu

Esselamu Aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu ebeden daime

Aziz ve muhterem abilerimiz;

Mayıs ayında yaptığımız Amerika Birleşik Devletleri seyahatinde Connecticut (Bloomfield), Philedelphia, New York, Washington DC, New Jersey, Boston şehirlerindeki dershaneleri ve abilerimizi ziyaret etmeyi Cenab-ı Hak nasip etti. Oradaki abi ve kardeşlerimizin selam ve dualarıyla beraber oradaki müşahedelerimizi de paylaşmak arzu ettik.

Bir aylık bir süre içinde bir ülkeyi, insanlarını, oradaki hizmetleri ihata edebilmek pek kolay değildir. O sebepten paylaştıklarımızın tashihe muhtaç yerlerini tashih etmelerini oralara daha vâkıf abilerimizden bekliyor ve daha şimdiden kusurumuzun affı için Cenab-ı Erhamurrahim hazretlerinin rahmetini şefaatçi yapıp rahmetinden affımızı rica ediyoruz.

Yaklaşık üç yüz milyon nüfusa ve geniş bir yüzölçümüne sahip olan Amerika Birleşik Devletlerinin yukarıda da zikredilen şehirleri ülkenin kuzey doğusunda bulunan bazı şehirleridir. Bu şehirlerde İngilizce ve Türkçe olmak üzere belli günlerde dershane ve ev dersleri oluyor. Derslere katılanlar Amerika’da yaşayan Türkler, Amerikalılar ve aslen Asya ve Afrika’dan gelerek Amerika’ya yerleşen kimseler. Diğer şehirlerinin bazısında da hizmet ve dershanelerimiz olmakla beraber hizmetin yoğunlaştığı bölge de sabıkta ismi geçen şehirlerin olduğu kuzey doğu bölgesidir. Cenab-ı Hak en kısa zamanda bütün Amerika’da hizmetleri intişar ettirip insanların akıl, kalp ve duygularını Risale-i Nur’a musahhar yapsın. Âmin.

Dünyanın maddeten merkezinde olan ve kapitalizmin de merkezi olan bu ülkede bizim hizmetimiz de olmak üzere bütün İslami hizmetler yolun başında sayılır. Fakat buna rağmen özellikle iki bin yılından itibaren de artan bir ivme ile devam eden güzel faaliyetler olduğunu öğrendik. Amerikan halkı Avrupa’ya göre daha dindar. Fakat malum Hıristiyanlığın tahrif olması insanları tevhit inancından uzaklaştırmış. Zamanımızdaki fen ve müspet ilimlerin suallerine tahrif olmuş Hıristiyanlığın cevap verememesi sebebiyle insanlar dinden oldukça uzaklaşmışlar.

Dindar Hıristiyanlar ekseriyetle kalplerinin saffetiyle dinlerine bağlılar. Akli binlerce suale cevap veremeden teslim olmaya çalışan ekseriyeti yaşlı olan kimseler. Bildikleri tek din diyoruz çünkü maalesef islamiyeti neredeyse hiç bilmiyorlar. İslamiyet’le alakadar bildikleri de çok evlilik ve terör gibi yanlış manalar. Hıristiyanlıkta aradığını bulamayan insanların da merak edip baktıkları son din de ekseriyetle İslamiyet oluyor. Batıda maalesef İslamiyet aleyhine yapılan menfi propagandalar ve terörü, İslam’a isnat etmeleri halkın islamiyeti öğrenmelerine kalın bir perde olmuş.

Dinden gittikçe uzaklaşmak, Amerika halkında oldukça fazla ahlaki çöküntülere sebep olmuş ve bu ailevi ve içtimai problemleri beraberinde getirmiş. Kapitalist sistemin merkezi olması hasebiyle hayat, para harcamak ve harcayacağı parayı kazanmak için yoğun bir şekilde çalışmak üzere kurulmuş. Umum olmasa da ekser insanların hafta içi yoğun çalışma, hafta sonu da kazandığı parayı sefahatle harcama üzerine kurulmuş hayatları bize Risale-i Nur’da geçen deve kuşu misallerini hatırlattı. Ölümü hatırlamamak için çalışma veya sefahat kumundan başlarını çıkartıp ölüme bakamıyorlar. Ölümü düşünmemek üzerine kurulmuş bir hayat…

Amerika’da kiliseler ve diğer ibadethanelerin masarifi kendi etrafındaki ve o kiliseye müntesip olan insanlar tarafından deruhte ediliyor. Devletin bu konuda bir yardımı olmuyormuş. İnsanlar kayıtlı oldukları ve aidatlarını ödedikleri kiliselerden başka kiliselere pek gitmiyorlar. Bu sebepten dolayı ve insanların da diyanette zaafiyetleriyle çoğu ihtiyar olan cemaatlerinin de azalmasıyla beraber maddi sıkıntılar çeken özellikle kiliseler olmak üzere ibadethaneler satılığa çıkarılıyor.

Müslümanlar cami ihtiyaçlarını orada yeni bir cami yapmak yerine bu türlu kiliseleri almakla karşılıyorlar ve bu şekilde açılmış çok camiler var ve gittikçe artıyor elhamdülillah. Bu şekildeki camilerde namaz kıldık, hatta son kıldığımız cuma namazı Müslümanlar tarafından alt katı cuma günlerinde kiralanan bir kilisede idi. Özellikle Pakistanlıların camiler noktasında çok güzel hizmetleri var (Cezahumullahi hayran kesira). Türkiye diyanet işlerinin de camiye çevirmek üzere bir sinagog almak üzere olduğunu gelmeden önce duymuştuk. Allah emsallerini çoğaltsın. Âmin. Abilerimizin de şimdilik temenni hükmünde olan ve dua bekledikleri böyle bir niyetleri var. Cenab-ı Hak güzel ve ucuz bir kilise denk getirsin. Âmin.

Camilerde beş vakit namaz kılınmakla beraber Kuran kursu vesaire güzel faaliyetler için de kullanılıyor. Çok camilerde akşam namazından sonra halaka dedikleri sohbet halkası oluşturup ilmi sohbetler yapılıyor. Boston’daki kardeşlerin de böyle güzel bir faaliyetleri camide haftada bir defa oluyor. (Türkiye’deki camilerin de beş vakit namaza münhasır kalmayıp ilim ve irfan mekânları haline gelmesini rahmeti ilahiyeden niyaz ediyoruz.)

Orada hizmet eden abi ve kardeşlerle yaptığımız konuşmalar ve müşahedelerimizle de teyit edilen kanaatimizle, çöken ahlaki yapıya ve dinden uzaklaşan insanlara rağmen Amerikan halkının insanın ruhunu iten bir yapısı yok. Bunun nedenini de tahlil ederken şöyle bazı hallerin bunu netice verdiği kanaatine vardık ki; Üstad Bediüzzaman’ın dediği gibi “kâfirin her sıfatı kafir olmak ve küfründen neşet etmek lazım olmadığından” Amerikan halkındaki bazı sıfatlar bize Müslüman sıfatları olarak gözüktü. Ya bizden çalmışlar veya Hıristiyanlığın din-i hakikisinden kalma bazı sıfatlardır.

Bu sıfatların bir kısmı ise; mesela yalancılık insanlar arasında çok fazla revaç bulamamış ve insanlar arasında güven hakim. Söylenilen sözlere ve verilen beyanlara itimat ediyorlar, söylediğiniz şey onlar için doğrudur. Makam ve mevkii tahakküm aleti ve enaniyet vesilesi değil, hizmetkarlık olarak görüyorlar ve ona göre de çalışmalarını arttırıyorlar. Genel olarak vazifeşinas insanlar, küçükte olsa vazifelerine dikkat ediyorlar.

Ülkelerine güzel bakıyorlar, şehirleri, yolları bahçelerinin bakım ve temizliğine ihtimam gösteriyorlar. Birinden bir şey duydukları zaman hakkı içinde arıyorlar ve yanlış söz sahiplerini bile kırmamaya çalışıyorlar. Birbirilerini şevklendirmek için fiil, iş, eser ve sözlerinde güzel tarafı tutup onunla arkadaşlarını gayrete getiriyorlar. Mesela yaptığı eserin güzel ve çirkin tarafları varsa güzel tarafını nazara alıp bu şeyi güzel yapmışsın tebrik ederim vs gibi teşvikleri oluyor.

Diğer insanların inanç, libas ve yaşamlarına müdahale etmek değil hiç ilgilenmiyorlar bile. Bununla beraber kendileri için de müdahale edilmesine cevazları olmadığı gibi fikirlerinin değiştirilmek istendiğini düşünmek bile onların kapıları kapatmasına sebep oluyor. Oradaki hizmet ehli kardeşlerimizin de tavsiyesi şu ki, onlar talip olup sorana kadar bir Amerikalının yanına gidip hakikatleri anlatmanın çok isabetli olmayacağıdır.

Her yerde olduğu gibi Amerika’da da insaniyetten çıkmış ve dinsizliği din olarak görüp dine saldıran insanlar yok değil, fakat ülkemizde de olduğu gibi bunlar azınlıkta. Yine az bir kısmı da dindar Hıristiyanlar ve sair dinden olan dindar insanlar. Diğer ekseriyet ise sefahat bataklığına düşmüş ve çıkamayan insanlar.

Amerikan halkı ve Amerika’nın menfi ve müspet bu halleriyle beraber şöyle bir kanaat bizde hasıl oldu ki; Amerika’da İslamiyet birden parlayacak. Sanki bir ukde var ve o ukdenin açılmasını bekliyor gibi duruyor. Avrupa bir derece islamiyeti duyduğu ve gördüğü ve ona rağmen yıllarca inat etmesiyle beraber Amerikan halkı maalesef islamiyeti bugüne kadar neredeyse hiç duymadı, duydukları şeyler de çoğunluğu yalan olan ve islamiyeti kabullerini engelleyen şeyler. Böyle olunca araştırma ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Bir Hıristiyan, Hıristiyanlık kendini tatmin etmez ve başka bir din arayacaksa en son bakacağı din İslamiyet oluyor maalesef.

Hatta 11 Eylül gibi İslamiyet’e vurulan bir darbenin akabinde sırf islamiyeti araştırma merakı vesilesiyle Müslüman olanların sayısında büyük artış olmuş. İslamiyeti duymadıkları ve bilmedikleri için İslama girmeyen üç yüz milyon insan. Hıristiyanlıkla bağları gittikçe kopan ve evrim gibi bir saçmalığın bilim olduğunu düşünen sözde medeni ve müterakki bir ülke.

Evet, Amerika ukdenin açılmasını bekliyor. O ukde de kanaatimizce, üstadımızın sürekli tahşidatını yaptığı “Eğer biz ahlak-i İslamiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemalatını efalimizle izhar etsek, sair dinlerin tabileri elbette cemaatlerle İslamiyet’e girecekler; belki Küre-i arzın bazı kıtaları ve devletleri de İslamiyet’e dehalet edecekler.” hakikati ile beraber ittihad-ı islamdan geçiyor. Bu ukdenin iki umdesinin birincisi İslamiyet ve iman hakaikinin fikri galebesi, ikincisi de islamiyetin kemalatını fiilen göstermek. Birincisini Risale-i Nur halledebilir ve Amerika’da ciddi, planlı, programlı maddeten terakkiye mütevakkıf, külli Risale-i Nur neşri ve hizmetlerine ihtiyaç elzem derecede. İkincisi için bütün Müslüman ülke ve cemaatlerinin uhuvvetkarane ve ittihad-ı islamı gösteren faaliyetleri lazım. İki hizmet de başlamış ve yol alıyor elhamdülillah. Fakat maalesef ikisi de henüz yolun başında. İkinci hizmet için dualar etmekle beraber birincisi için de dua, temenni ve fikirlerimiz söyle ki;

Türkiye’de bazı şehirlerimizde yüzlerce dershanemiz olmakla beraber aynı şehirde on kat hizmetimiz artsa yine eksik kalacağı bir hakikat. Fakat Amerika gibi koca bir ülkede hizmetimizin olmadığı şehir değil eyaletler çok sayıda. Her bir eyalet de aslında bir ülkedir. Gerek ehli hizmet abi ve kardeşlerimiz gerekse yüksek lisans ve doktora yapmak için gelecek kardeşlere ihtiyaç şedit derecede. Küçük bir numune olarak Washington DC’de yüksek lisansa giden ve dershane açan kardeşlerimiz sair milletler ve Amerikalı olan onlarca kişiyle ders yapıyorlar.

Şu gün yüz ehli hizmet abi ve bin talebe kardeşimiz gitse yine de ihtiyaç bitmiş olmayacak. Oraya giden veya gitmek niyetinde olan kardeşlerimizin “ben buraya Risale-i Nur’la Kuran ve iman hizmetini için, islamiyetin ulviyetini göstermek için geldim” deyip sebatkarane metanet göstermesi gerekir. Yoksa Muazzez üstadımızın “gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse; ezhan enelere dönüp etrafında gezerler…” dediği gibi gayesini unutsa veya unutturacak esbap ona unuttursa malayaniyat o insanı boğabilir. Zira Amerika, insanı manen boğacak vartalardan hali bir yer değil.

Konu ile ilgili yazı için tıklayın

www.NurNet.org

İspanya Hizmet Mektubu

29 Nisan’da, 30 Nisan 2 Mayıs arasında Malaga şehrinde organize edilen ve İspanya ile ilgilenen bir vakıf kardeşimizin tanıştığı Abdülbahir isimli bir öğretmen vasıtasıyla davet edildiğimiz İslam Gençlik Konferansına iştirak etmek üzere Ankara’dan Şemseddin abiyle beraber yola çıktık. Konferans daha önce ayrı ayrı hizmet eden dört ayrı İslami kuruluşun ortak çalışması olarak ilk defa organize edilmişti.

Bizim amacımız hem İspanya’daki hizmet ortamını görmek, hem oradaki ehli imanla tanışıp hizmet zemini aramak, hem de bu konferansa katılan değişik ülkelerden gelen alimlere, akademisyenlere, bürokratlara Risale-i Nur’ları tanıtmak idi. Elhamdülillah maksadımıza ulaştık.

29 Nisan akşamı Malaga şehrinde kaldıktan sonra 30 Nisan sabahı otobüslerle 1 saat mesafedeki konferansın yapılacağı kampüse ulaştık. Böyle maksatlar için bina edilmiş 250 kişi kapasiteli, yarı özel bir kampüs. Üç gün boyunca katılımcılar orada kaldığı için geceli gündüzlü tanışma ve konuşma fırsatları bulduk. Oraya katılanlardan Üstad Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur hizmetini duymayan kalmamıştır inşallah.

Konferansın başlama gününün İspanya’ya Müslümanların ilk çıkartma yaptıkları 30 nisana tevafuk ettiğini Şemseddin abinin İspanya hakkında topladığı dokümanlardan öğrenince bunu onlara söyledik. Onların haberi yokmuş. Onlar bunu duyunca çok hoşlarına gitti. Daha otobüste giderken Şemseddin abi konuşmaya başladı. Biraz hizmetleri anlattıktan sonra İspanyolca risalelerden ders yaptırdık.

Konuşmalar İspanyolca ve Arapça olarak yapılıyordu. Sadece Şemseddin abi İngilizce olarak konuştu. Oraya gelen bütün temsilcilere, Kilisenin ve Kralın temsilcisinden tutunuz, bütün İslami Dernek ve kuruluşların başkanlarına kadar, hususi olarak konuşup risalelerden kendilerine takdim etme ve tanıtma fırsatı bulduk Elhamdülillah.

İspanyadaki Müslümanların din dersi kitaplarıyla hocalarını seçme hakları varmış. Bu konuda bilgi aldıktan sonra din bilgisi kitaplarının yetersiz olduğunu öğrendik. Bu konuda yardım edebileceğimizi söyledik. Çok memnun oldular. İnşaallah her sınıftaki ders saatlerini ve müfredatlarını bize gönderecekler, biz de ilgili ağabeylerimizden yardım alarak İngilizce ders kitapları hazırlamaya çalışacağız. İngilizceden İspanyolcaya tercüme edecek kişiyi de bulduk Elhamdülillah.

Granada şehrinde cami müdürü olan bir zatla tanışıp hizmetleri, nurları geniş geniş anlattık ve konferanstan sonra ziyaretine gittik. Bu zat Seyyid Kutub’un bütün külliyatını Arapçadan İspanyolcaya tercüme etmiş. İnşallah Ramazan risalesini tercüme etmeye başladı. Bu zatı sempozyuma davet ettik. inşallah gelmeye çalışacağını ve bu hizmetleri yerinde görmeyi çok arzuladığını söyledi.

Ayrıca Granada’nın en büyük camisinde Kuran’ı İspanyolcaya tercüme eden ve bazı eserlerin ve tefsirlerin tercümelerini yapan mübarek bir zatı ziyaret ettik. “Tercüme konusunda yardımcı olabilir misiniz?” diye sorduğumuzda sırada bekleyen tercümeleri bize söyledi. Dünyanın dört bir tarafından bu zatı arayıp bulmuşlar, biz daha yeni görüşüyoruz diye hicap ettik. Bizden küçük bir kitap istedi, eğer yapabilirse paralel olarak çalışabileceğini söyledi. Biz de 33 Pencereyi verdik. Tercüme konusunda görüştüğümüz bu iki zat da bu işi para söz konusu olmadan kabul ettiler. İnşallah yapacakları tercümeler incelenip de uygun görülürse en kısa zamanda külliyatın tercümesinin yapılabilmesi için görüşülür.

Konferans sırasında yaşadığımız bazı olaylar:

Bizi davet ettiren ve daha önceden 6. Sözü İspanyolcaya tercüme eden Abdülbahir isimli zat konferans boyunca etrafındakilere üstadı ve nurları anlattı. Anne ve babası Hıristiyan olan bu zat, abisine de nurları anlatmış. Abisi Malaga’da yaşayan maddi durumu çok iyi olan Müslüman bir doktor. Bizi üç gün boyunca dinledikten sonra yanımıza geldi, kartını verdi ve İspanya’da dershane açılabilmesi için elinden ne gelirse yapacağını ve her türlü ihtiyacımızda kendisine başvurabileceğimizi söyledi.

Üç gün boyunca namazları kıldıran imam, üstadın Arapça hayatını okumuş. Gene üstadı konuştuğumuz bir meclise geldi. Üstad hakkında, “O tek başına bir ümmettir, bir İslam kahramanıdır, bizim onun eserlerine çok ihtiyacımız var” dedi. Onun gibi bu organizeyi yapan çok kişi “bizimle irtibatı kesmeyin, sizden istifade edeceğimiz çok cihetler var” tarzında sürekli uyarılar yaptılar.

Orada Amerikalı bir bayan İspanyolca ve Fransızca eğitimi almış, öğretmenlik yapıyor. Müslüman olmaya karar vermiş ve iki aydır tesettüre girmiş, ibadete başlamış fakat kelime-i şehadet getirmemiş. Şemseddin abi onunla konuştu nurlardan verdi. O gece 23.Sözün İngilizcesini okumuş! Öbür gün Elhamdülillah cemaatin gözyaşları ve tekbir sedaları arasında kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu! İlk Kuran’ı da Şemseddin abi hediye etti Elhamdülillah!

Bu kızımız İslamiyeti tam öğrenmek için Türkiye’de bir imkân olup olmadığını sordu. Biz kendisini Müslüman oluşuna bir hediye kabilinden Türkiye’de bir ay süre ile ağırlamak istediğimizi, bu vesileyle hizmetlerle daha yakından tanışıp kendisini yetiştirebileceğini söyleyerek Türkiye’ye davet ettik! Çok memnun oldu! Sonra Filipinler’deki İngilizce öğretmeniyle irtibatlandıralım faydası olur diye Cevdet kardeşe durumu izah eden bir mesaj çektik. O da takip edeceklerini ifade eden bir mesaj çekti. Tamamlayamadan vefat etti! Allah rahmet etsin.

Orada birisi Müslüman olduğu zaman onun yanına birisini takıyorlar, o yeni Müslüman olan şahsa hem öğretmen oluyor, hem de bazı imtihanları atlatmasında yardımcı oluyorlar. Müslüman olan İspanya’lı bir gence de Gana’lı olan birisi eşlik ediyordu. Biz, bir gün yurtdışındaki bazı faaliyetlerimizden bahsedince yanımıza geldi ve “Ne olur Gana’yı da programınıza alsanız, oranın nurlara, bu hizmetlere çok ihtiyacı var”, diye öyle mahzunane konuştu ki, çok duygulandık. Bize Gana hakkında çok bilgi verdi ve ne gibi yardımlar yapabileceğini anlattı. İnşallah bir beldemiz Gana hizmetlerini takip etmeye başlarsa bu bilgilerimizi paylaşacağız.

İspanya’da gençler arasında uyuşturucu ve sefahat fazla olmasından, maddi durumu iyi olan İspanyollar çocuklarını Moritanya’daki İslami okullarda okutuyorlarmış. Gerek İspanya’da gerek Avrupa’daki bütün Müslümanların derdi çocuklarına böyle İslami bir eğitim verebilmek! Eğer Türkiye’de böyle bir şey olursa Avrupa’dan çok talep olacağını anladık.

Malaga’da gençlerin kurduğu bir İslami Birliğin başkanıyla görüştük. Malaga’da dershane açmamızın çok ehemmiyetli olduğunu, gençlerin çok ihtiyacı olduğunu defaatle ifade ettiler. “Biz burada böyle bir birlik kurduk. Faaliyetler düzenliyoruz, konferanslar tertip ediyoruz, ama çok da netice alamıyoruz. Lütfen bize hizmet tarzınızı eserlerinizi anlatın bizi bırakmayın” dediler. Bir çok kişiyle konuştuk, Şemseddin abi konuşma yaptı ama insanların bize teveccühleri çok fazlaydı. Aynı Emirdağ’da üstadımızın elini öpmeye gelen çocuklara üstadımızın “kanaatimiz geldi ki, ruhları Risale-i Nurlarları hissediyor” dediği gibiydiler.

İslami konularda kitaplar yazan birisi gelip bizden eserlerini okumamızı ve tavsiyelerde bulunmamızı istedi. Biz de Arapçamızın olmadığını, fakat Arapça bilen kardeşlerimizin yardım etmesi durumunda yardımcı olabileceğimizi söyledik.

Bunların dışında Portekiz, İtalya, Fas, Moritanya, Gana hakkında da bilgiler aldık.

Daha sonra Granada’ya geçtik. Tercüme konusunda bize yardım edecek zat, bir hizmet merkezi açmamız durumunda Granada’nın en uygun yer olacağını söyledi. Şehir merkezinde uygun bir yerin kirası 500 Euro civarında.

Granada’da iki büyük İslam mabedi olan “Cami-i Kebir” ile “Takva Mescidi”nin kütüphanelerine İngilizce ve İspanyolca eserlerden hediye ettik! İnşallah bu eserlerden istifade edenler olduğu müddetçe Şirket-i Maneviye’ye dahil olan, her kardeşimiz bu hayırdan hissedar olacaktır!

Gerek İspanya’da gerek Fransa’da çok sayıda Arap var. Ancak onların bazı halleri maalesef İslamiyeti görmeye değil, düşünmeye bile fırsat vermiyor. Onun için İslamiyet hakikatinin efalimizle gösterilmesi, nurların o insanlara tanıtılması bizim vazifemiz! Nasıl bir zaman Endülüs devleti, Avrupa’ya İslamiyeti götürmüş, bu uğurda gemileri yakmış, on binler şehit vermişlerse, bizim de Allahın bize ihsan ettiği manevi hazineleri onlara götürmemiz, bu uğurda çalışmamız gerekiyor!… İnşallah bir beldemiz, şahs-ı manevi namına buraların hizmet sorumluluğunu alır da hepimizi hesaptan kurtarır.

Cenab-ı Hak buralarda nurların inkişafını nasip etsin! Amin! Buralarda hizmet edecek fedaileri göndersin. Amin! Ahirette İspanyol halkı “Allah size böyle hazineleri göndermiş bize ulaştırmak için ne yaptınız?” dediklerinde cevap verebilecek gayretler, dualar, fedakârlıklar Allah bize ihsan etsin. Amin!  (kahev.org)

www.NurNet.org

Malezya Kuran Gönüllüleri Durmak Bilmiyor!

Değerli ağabeylerimiz;

Malezya’da yağmur mevsimi olması hasebiyle Rahmetin semadan nüzul ile muhtaç olanların imdadına yetişmesi ve berekete medar olması Rahmet-i ilahinin bu memleket civarındakilere bir lütfudur diye telakki ediyoruz.

Gayemiz ve ümidimiz odur ki inşallah maddi-manevi bir rahmet olan Risale-i Nur dahi Cenab-ı Hakkın izniyle ve istemesiyle bu yağmur mevsiminin Rahmeti gibi Malezya’ya ve çevresindeki ülkelere tarafı İlahiden kalplere, akıllara ve ruhlara yağacaktır.

Son günlerde bize yazdığınız mektupta Malezya ile alakalı bir mektup irad etmiştiniz. Biz de ona mukabil cevaplar vermekle beraber Malezya’daki son hizmetlerden kısaca bahsedeceğiz.

1- Ekim ayındaki sempozyum İslam Üniversitesi Yetkilileri tarafından kabul edildi. Ve bize Sempozyum protokolünü, kendi yükümlülüklerini ve bize düşen vazifeleri yazılı bir şekilde verdiler. Sempozyumun resmi yetkilisi olan heyetten geçmesi ise daha bitmiş değil. Dolayısıyla tam resmiyet kazanmış değil. Fakat M. İkbal Hocaya göre bir mazarrat görünmüyor. İnşallah yakın zamanda resmi bir netice elimize geçer, biz de Risale-i Nur’un müjdecisi olarak sizlere cevabı bildiririz.

2- Türkiye’ye üniversite ve doktora gibi vesileler ile göndereceğimiz talebeler için yapılan çalışmada birçok öğrenci ile görüşüldü. Şuan netlik kazanan iki kardeşimiz var inşallah bu sayı artar.

3- Asa-yı Musa’yı tercüme için bir hocaya verdik, kısmen tercüme etti. Fakat tercümesi bizim istediğimiz kriterlere uygun olmadığı için vazgeçtik. Tercüme yapabilecek uygun bir kişi bakıyoruz. Dua edin kısa zamanda Rabbim vazifelisini göndersin.

4- Malayca tercümeler ise: Hanımlar Rehberi tashihatı bitti, fihristesini tashih ediyoruz. Küçük Sözler’in yarısı tashih edildi, devam ediyor, Hutbe-i Şamiye ve Gençlik Rehberi’nin tashihatları devam ediyor, Meyve Risalesi beklemede…

Basılan Hazır Kitaplarımız: Hastalar Risalesi, İhtiyarlar Risalesi, Ene-Zerre, Münacat, İçtihad Risalesi, Ramazan ve Şükür Risalesi, Zelzele Risalesi, Muhtasar Tarihçe-i Hayat, Yirminci Mektup.

Son birkaç ayda Malezya’nın mazhar olduğu hizmetler istikbale bir çekirdek belki de mukaddeme olur diye hem de tahdisi nimet nevinden anlatıyoruz.

Haftada umumi ders, Esnaf dersi, Ev dersleri, İbnur Hoca’nın evinde yapılan ev dersi… Ayrıca bir özel okulda okul öğretmenlerine yapılan dersler tarzında devam ediyor. Derslerimiz cemaatin durumuna göre Malayca, İngilizce, Arapça ve Türkçe seklinde olmaktadır.

Okullarda görev yapan hocalarımız ve Esnaf Ağabeyler ve talebe kardeşlerimizin himmetiyle her zaman yeni birilerinin Nurlarla tanıştığını müşahede ediyoruz. İnşallah bunlar zamanla Malezya için semaradar birer şecere olur. Malezya Üniversitesinde okuyan malay Hayrul Enver Kardeşimizin Nurlara çalışması ve okuldaki arkadaşlarını defalarca dershaneye davet etmesi Bangi dershanemiz için ve orada himmet eden ağabeylerimiz için sevk vesilesi oldu. Üniversitede görev yapan ağabeylerimiz Risale-i Nur’ları okuldaki öğrencilerine anlatmakla beraber sık sık kitap alıp hediye etmeleri de Risale-i Nur’a olan alakayı kuvvetlendirdiğini görüyoruz.

Bir sonraki başka gelişme; geçen günlerde U.P.M (Universiti Putra Malaysia)’de mastır ve doktora yapan Afrikalı öğrencilerin dershaneye davet edilmesiyle samimi bir mananın oluşturulması Nurlar cihetiyle manidardır diye telakki ediyoruz.

İslam Üniversitesinde yapılan kitap standı ile Risale-i Nurlar satıldı ve neşredildi. 

Geçen Nisan ayında İslam Üniversitesinde okuyan Arap ve Afrikalı öğrenciler ile 5 günlük okuma programı yapıldı. Bu vesileyle yeni kardeşler Nurları tanımış olmakla beraber içlerinden haftalık derslerimizi takip eden kardeşlerimiz oldu.

Geçen günlerde Avustralya’dan ziyaret için gelen kardeşler ile bazı ziyaretler düzenledik, Pakistanlı İmran Nazar Hüseyin adlı dünyanın birçok ülkesinde konferans veren İslam ulemasına Risale hediye ettik. Kendisi Bediüzzaman’ı tanıdığını söyledi ve daha sonra yüzlerce kişinin katıldığı konferansta Üstad’ı ve Nur hizmetlerini manidar bir misalle anlattı.

Sonraki gün özel bir İslam okulunu ziyaret ettik ve okulun müdürüne ve bazı öğretmenlerine ve konferans katılımcılarına nurlardan hediye ettik.

Sonra Malezya’nın diğer illerine seyahat düzenledik. Kuantan, Terengganu, Kelantan bu eyaletlerdeki camileri mescitleri Kur’an Kurslarını ziyaret edip risalelerden hediye ettik.

Kuantan’da Merkez cami ve mescitlere nurlardan bırakıp görevlilere hediye ettik. Terengganu‘da Insaniye Üniversitesinde görev yapan Hocasıyla tanışıp kendisine ve öğrencilerine nurları anlatıp kitaplar hediye ettik. Kristal Caminin ki; çok meşhurdur, cami görevlisine Nur’lardan hediye edip nurları anlattık. Terengganu’daki diğer cami ve mescitlerin din görevlilerine nurlardan hediye ettik. Yolda tanıştığımız bir gazeteciye de nurlardan hediye ettik. “Eğer ben bunları seversem hemen neşrederim” diye vaat ediyordu.

Sonra Kelantan’da Muhammediye adlı merkezî büyük bir camiye ve gittiğimiz diğer cami ve mescitlere nurlardan bırakıp hediye ettik. Kelantan İslam Bilgi merkezi adlı özel bir kitap ve yayın kuruluşunun sahibiyle tanışıp nurlardan hediye ettik nurları anlattık. Risaleleri okuyup değerlendireceğini ve elinizde varsa diğer eserleri de bir sonraki gelişimiz de getirmemizi istedi. Hoş bir muhabbet ve çaydan sonra yolumuza devam ettik. Sonra Kamboçyalı ve Malay öğrencilerin kaldığı, hafızlık ve diğer İslam ilimlerinin öğretildiği öğrenci kampına gittik. Oranın da din görevlisine ve öğrencilerine Arapça ve Malayca nurlardan kitaplar hediye ettik.

Sonra ki gün başka bir Hafız okulunu ziyaret edip Nurları anlatıp kitaplardan hediye ettik. Din görevlisi kitapları okuyup değerlendireceğini söyledi. Akşam dershanede kalan Hayrul Enver kardeşimizin evine misafir olduk. Bu kardeşimizin üç ağabeyi var üçü de farklı alanlardaki okul ve Kuran kurslarında görevli. Onlara da Arapça ve Malayca kitaplardan hediye edildi, nurlardan dersler okundu. Onlar ve bizler memnun olarak ayrıldık. Sonra seyahatimizi Kuala Lumpur’a dönerek bitirdik. Gayemiz o ki inşallah bunlardan birileri Nurları okur ve talebelerine ve tanıdıklarına neşreder. Bu amaç ve gaye ile seyahatimizi tamamlamış olduk. 

Geçen günlerde İhsan Kasım ağabeylerin Malezya’ya teşrifi ayrı bir şevke vesile oldu. Arap ve malay misafirler, yapılan dersler Hizmetimiz için önemli bir vesileydi. 

Evet değerli ağabeylerimiz hizmetimiz bu minval üzere devam ediyor. Sizlerin duası buradaki hizmetlere en büyük vesilelerdendir. Biz gurbet fakirlerine, dua acizlerine sizlerin dualarıyla yardımına koşmanız, bizim en büyük sermayemizdir.

Allah Kuran ve iman yolunda hepimizi daim kılsın. Vesselam.

Malezya Nur Talebeleri

www.NurNet.org

Kanada Hizmet Haberleri

Aziz, muhterem ağabeylerimiz;

Mayıs ayı başında Kanada’ya gitme imkanımız oldu ve oradaki ağabeyleri ve dershaneleri ziyaret etme imkanımız oldu, buradaki hizmetlerden kısaca bahsetmek istiyorum:

ilk önce Ontario eyaletinde 140 bin nüfuslu Oshawa şehrindeki dershanemize gittik. Toronto’ya 45 dk. uzaklıktaki bu şehirde Ontario üniversitesi (University of Ontario) civarında bulunan dershanemizde 5-6 senedir üniversiteden gelen Türk öğrencilerle Risale-i Nur dersleri devam ediyor. Bu öğrencilerin çoğu, kendi imkanları ile okuyan, zengin aile çocukları ve Türkiye’de İslamiyet hakikatini pek bilmeyen fakat gurbetin de sevkiyle kendilerini dershane ortamında –belki de ilk defa İslamiyet hakkında bir şeyler dinleme fırsatı bulan– kişiler. Her hafta cuma akşamları ders dinlemek için geliyor ve  bu dershaneyi de derssiz bırakmıyorlar elhamdülillah.

Oshawa’dan sonra, cumartesi günü Toronto’ya doğru hareket ettik. Kanada’nın, 2.5 milyon nüfuslu en büyük şehri olan Toronto’da 2-3 senedir dersler “ev dersi” suretinde devam etmiş, 20 kişiye varan şevkli ve gayretli bir cemaat toplanmış elhamdülillah.

O akşam Cenab-ı Hak Toronto’da da dershane açılmasını nasip etti ve oradaki ağabeylerin gayretleri ile Toronto’ya da nur hakikatlerini neşir ve ilan edecek nur merkezi açıldı. Ve o akşam ilk ders 25-30 kişinin katılımı ve duaları ile açıldı. Haftada bir yapılan dersler de dershanemizin açılması ile ikiye çıktı, şimdi cumartesi ve çarşamba akşamları dersler oluyor.

Dershanenin açıldığı mahal adeta İslam memleketi; çoğunluğunu Pakistan ve Bangladeşlilerin oluşturduğu bu mahallede; sokaklarda, otobüslerde, başörtülü ablaları ve kız çocuklarını, sakallı, entarili ağabeyleri ve takkeli çocukları görmek sıradan. Hatta vakit namazlarında camide 100’ü aşkın her yaştan insanı bulmak mümkün.

Türklerin de yoğunlukla bulunduğu bu mahalde ağabeylerimiz inşallah diğer milletlere de İman ve Kuran hakikatlerini ilan ve neşir niyetindeler. Bu gaye ile siz ağabeylerimizden en başta makbul dualarınızı, sonra ehl-i himmet olan vakıf ve talebe kardeşlerimizi bekliyorlar. Çünkü şu anda dershanede sadece 1 öğrenci kardeşimiz kalıyor. İnşallah Cenab-ı hak dershanede kalacak ehli hizmeti sevk ederse, lise dersleri, ingilizce dersler vb. bir çok sahada hizmetler inkişaf eder, hakikaten çok münbit bir zemin var. Ayrıca gelen ağabeylerimizin çoğu evli olduğundan hanımlar hizmetini de başlatmaya niyetliler.

Kanada’ya öğrenci olarak gelmek çok kolay ve bu şekilde kalmak uzun sureli hizmetlerde bulunmanın da en isabetli yolu.

Dershaneye yarım saat mesafedeki Toronto Üniversitesi (University of Toronto) dünya sıralamasındaki ilk 20 okuldan birisi. Türkiye’den de MEB burslu öğrencilerin tercih ettiği okullar arasında. Ayrıca Waterloo, Laval, York University ve Ryerson ve OCAD da bu şehirdeki diğer üniversiteler. Oshawa’da, Ontario University ve Durham Collage başlıca üniversiteler.

İnşallah Türkiye’deki ağabey ve kardeşlerimiz bu memleketi de himmet dairelerine katarlar ve fiilen de sahip çıkanlar olur temennisindeyiz. Bütün ağabeylerimize tekrar selam eder bizlerin hizmet-i iman ve Kur’an’da halisen muhlisen istihdam ve devamları ve hizmetlerin devamı için dualarınızı bekleriz.

www.NurNet.org