Etiket arşivi: İbrahim Kara

Filipinler’de Müslüman Olanlar ve Kurban Mektubu

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu,

Kurban bayramımızın bütün Türkiye’ye, bütün Filipinler’e ve bütün alem-i İslam’a hayırlara vesile olmasını dilerim ki, ilk günden itibaren bu hayırlı haberleri aldık ve alıyoruz, yasadık ve Hakkal-yakin yasıyoruz. İste size küçük bir misali…

Filipinlerde bayramın ilk gününden itibaren Müslümanların olduğu her bölgede, elimizin ve gücümüzün ulaştığı her beldede, sesimizin yetiştiği ve duyulduğu her diyarda faaliyetler yaptık veya yapmaya çalıştık. Cdo şehrinden, İligan şehrine, Marawi’den, Zambuanga’ya, Manila’dan, Davao’ya… küçük medreselerden tutun da üniversitelere, hapishanelerden tutun da, Müslim Police Center’lara kadar her yere Kurban Bayramı’nın geldiğini ve bunun bizim festivalimiz olduğunu, her şeyden öte bizim ibadetimiz olduğunu, gücünüz olmasa da gücü olan hayır sahiplerinin bu ufacık Müslüman topluluğundan haberdar olduklarını ve düşündüklerini anlattık. Türkiye’mizi anlattık, hayırseverleri anlattık, insanların gönüllerini İslamiyet’e ve Müslümanlara ısındırmaya çalıştık.

Bunları yaparken de Rabbimizin inayetinden sonra en büyük dayanak noktamız bizim milletimiz, bizim insanimiz, bizim hayırseverlerimiz Türkiye’miz oldu. “Mü’min mü’minin kardeşidir” ayetinin tecessüm etmiş halini yasamaya ve yaşatmaya çalıştık ve halen çalışıyoruz. Daha 2 günde dualarınızla devam edeceğiz inşallah…

İşte Filipinlerdeki bu Kurban faaliyetlerimiz esnasında bugün yani pazartesi öğleden sonra, 5 Filipinli Müslüman oldular. Kelime-i Şahadet getirdiler, videosunu şuan yüklüyoruz. Bu sadece Filipinlerde, küçük bir şehrin ufak bir beldesinde yapılan kısa bir kurban faaliyetinin meyvesidir. Elhamdulillahi Rabbil Alemin…

Bugün buraya; Filipinlere kurban hissesi gönderen bütün abi ve kardeşlerimizin manevi hesaplarına da Filipinlerden sahralar dolusu kırmızı koyun gönderilmiştir… Biz bu dünyada sizin hisselerinizle kurban festivali yaptık, inşallah sizlerde bizim hisselerimizle sırat köprüsünde ve Cennet’te kurban festivali yaparsınız…

Evet, Müslüman oldular diyorum hem de onca Hıristiyan’ın içinde, nüfusun yüzde 90’nın Hıristiyan olduğu bir memlekette İslamiyet’i seçtiler veya bizim tabirimizle “dinlerini tamamladılar”. Aslında bu mana benim burada ifade ettiğim kadar kolay bir mana değil, bunu yaşamak, şahit olmak lazım.

Çare Gönüllüleri derneğinden kurban için gelen abilerden biri, Kelime-i Şahadet getiriyor, yeni Müslüman olan Hıristiyan da onun sözlerini tekrar ediyordu. O abiye neler hissettiği sorulunca bütün vücudunun titrediğini, kelimelerin bunu ifade edemeyeceğini söyledi. İşte bizimde kelimelerle ifade etmeye çalışıp da edemediğimiz bir duygudur bu…

Resulullah’ın o canlar feda sözüyle “Birinin sizin vesilenizle hidayete ermesi, sizin için sahralar dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır” hadisine mazhar olmak, bu yolda zaman, hayat, mal mülk, harcamak en şerefli ve karlı şey olsa gerek. İşte Kurban, ticaretin, zamanın, hayatın sadece Allah rızası için harcandığını ifade eden inanılmaz güzel bir ibadettir…

İnsanları dayanışmaya, birlik ve beraberliğe iten, “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın” ayetini bizlere canlı örneği ile gösteren bir ibadettir…

Yaklaşık 10 bin km uzaktaki birini düşündüren, onun acısını ve sevincini paylaştıran bir ibadettir…

Lisan-ı hal ve kal’leri ile binlerce km uzaktan sizlere dua ettiren, belki ahirette şefaatçi olacak bir ibadettir…

Fakirin yüzünü almakla, zenginin yüzünü vermekle güldüren bir ibadettir…

Ne diyelim, aslında bu duyguyu gülmek değil ancak ağlamak teskin eder…

Bu gariban milletler yıllarca Müslümanlık mücadelesi vermişler, kendi kimliklerini, İslami yasayışlarını yüzyıllardan beri korumaya çalışmışlar.  İslam namına en son Abdulhamid Han Hazretlerinden başka hal hatır soran olmadan, senelerce ecnebi memleketlerde yaşamışlar. Binlercesi öldürülmüş ama İslam bu insanları muhafaza etmiş, korumuş. Yer yer cahiliye dönemindeki davranışlar gibi tavırları olsa da, Allah, Resul ve Kur’an’dan kopmadan, bazen sefaletle, bazen cefa ile yaşamışlar.

Şimdi ise başka diyarlardan gelen 100-200 tl gibi bir meblağ ile senede 1 defa bile olsa bir festivalleri, bir ibadetleri oluyor ki bu para Türkiye’de çoğu restoranda 4 kişilik bir akşam yemeği parasıdır. Bir hali saha parasıdır, bir günlük piknik parasıdır. Ama burada ise, çocukları mutlu eden, bazılarının ilk defa et yediği, kimilerinin İslam’la şereflenmesine vesile olduğu, kimilerinin Müslümanlığını muhafaza ettiği, insanların Müslüman’ım demekten iftihar ettiği bir mana haline geliyor.

Ben sadece Filipinlerde, görebildiklerimden ve anlayabildiklerimden bahsettim. Ya göremediklerim…

Rabbim bizlere bu manaları daha da hakkıyla düşünüp, hakkımıza düşen hakları iftiharla vermeyi nasip etsin. Komşusunu ve komşu ülkeleri düşünmeyi ve onlarla hemhal olmayı nasip etsin.

Amiin… Bihurmetil Seyyidül Mürselin

Filipinlerden Binler Selam,

İbrahim KARA

www.NurNet.Org

Filipinlerde Bir Ramazan Ayı

Selamun Aleyküm,

Çare`sizlerin Çare`sine selam olsun. Filipinler için maddi ve manevi Himmet ve Gayret edenlerden Allah ebeden razı olsun…

Mübarek Ramazan-ı Şerifin yarısını geride bıraktık; medreselere, okullara, üniversitelere, hapishanelere, elimizin ve gücümüzün uzanabildiği birçok yerdeki insanlara ulaşmaya çalıştık. Belki Hz. İbrahim Peygambere su götüren karınca misali kabımızda ne kadar su varsa o ateşi söndürmek için döktük. Demedik: “Yahu bu su kime yeter, neye yeter…!” Dedik: “Bu su Nemrudun ateşini söndürmek için değil, o ateşin içinde İbrahim Peygamberi yaktırmayan Allah’ın rızası içindir.

Filipinler de; 100 milyonluk bu hıristiyan memleketinde 10 milyon Müslümanın belki onda birine ancak ulaşabildik. Ramazanı, Ramazandan önce getirmeye çalıştık. Bir çok bölgede, farklı şehirlerde, farklı üniversitelerde, medreselerde, hapishanelerde, unutulmuş olan mübarek ayları ve günleri hafızalara tekrar nakşetmeye çalıştık. “Kardeşler, üç aylara girdik”  dediğimizde,  “O ne abi?” diyen insanlara… Bugün mevlit kandili veya Mi’rac kandili dediğimizde “Ne olmuş ki bu gecelerde?” diyenlere… Ramazandaki rahmetin, bereketin ve mağfiretin farkında olmayan bu gariban insanların akıllarına ve kalplerine bu manaları işlemeye çalıştık üç aylarda. Ramazan forumları, üniversitelerde Ramazanın ve orucun manasını ve hikmetini açıklayan sempozyumlar, kitap standları, sinevizyonlar ne varsa elimizde kullandık. Ramazandan önce Ramazanı anlatmak için ve Ramazanda Ramazanı daha bilinçli yaşamak için…

Ve Ramazan geldi Filipinlere. Maddi manevi bereket ve bolluğu ile geldi dünyanın her yerinde olduğu gibi. Bu Kur`an ayında hatim programları yapıldı. İlahi mesaj daha fazla okunup anlaşılmaya çalışıldı. Geceleri sabahlanıp dualar edildi. İftarların ve teravilerin keyfi çıkarıldı ve çıkarılıyor. Yeni Müslüman olup ilk defa oruç tutan kardeşlerimizin heyacanı vardı. Bir elinde su, bir elinde hurma ezan sesini duyunca ne yapacağını bilmeyen orucun nasıl açılacağını bilmeyen şaşkın şaşkın abilerinin koşuşturmalarına bakan kardeşlerimizin heyecanı vardı Filipinlerde… Medreselerde ufak talebelere verilen iftarların heyecanı vardı Filipinlerde… Belki de ilk defa “Ate (abla) patlayacağım, yürüyemiyorum” diyen ufaklıkların heyecanı vardı Filipinlerde…

Bugün burada,Iligan şehrinde, IIT üniversitesinde ki buranın en büyük devlet üniversitelerinden biridir ve teknik bir üniversitedir, inanılmaz güzel ve büyük bir organizasyon yapıldı.150 kişiye yakın iftar verildi, Hıristiyan birçok öğrenci katıldı, okulun fakülte dekanları ve öğretim görevlileri katıldı, iftardan önce Kuran ve Mucizesi hakkında Risale-i nur eksenli 2 saatlik bir sunum yapıldı, okul rektörü de bu sunumda konuşma yaptı. Kitap standı açıldı, burada hiç bir yayın evinin İslamla alakalı kitap basmamasından ve satmamasından kaynaklanan bir susamışlık ile insanlar neye susamış ise bu standlardan kitaplar aldı, bir çoğu kendi için değil İslama ilgi duyan Hıristiyan arkadaşı için aldı. Belki Türkiyemin maneviyatından kaynaklanır bu tarz organizasyonlara çok ihtiyaç yoktur ama burada bu standlar vesilesi ile birçok kişi Müslüman olmuş ve dava insanı olmuştur. `Allah razı olsun ben yeni Müslüman oldum, kendim araştırdım ve İslamı tercih ettim, yarım yamalak namazı ve diğer farzları öğrendim. İstiyordum ki bazı Müslümanlarla tanışayım ve dinimin esaslarını, inceliklerini doğru öğreneyim` diyen ve bu standlardaki abilere sarılan insanlara şahit olduk buralarda vs…. bu kadar özetleyebiliyorum…

Ben Filipinlerin henüz ilk 15 gününden bahsettim daha bahsedemediğimiz kaçırdığımız, farkında olmadığımız nice olaylar yaşandı bu diyarlarda. Allah Türkiyemizden ebeden razı olsun, buraya maddi manevi dua ve himmet eden yurdumun insanından Allah ebeden razı olsun, özellikle birçok ülkeye de yardım eli uzatan ve Filipinleri de bu yardim kampanyalarından mahrum bırakmayan Çare Derneğinden Allah ebeden razı olsun.

Ben bu yazıyı bitirdiğimde saat sabahın 6:00 i idi. 12 Filipinli kardeşle sahur yapılmış, sabah namazı kılınmış, tesbihatlar ile Esma-ul Husna okunup gecemiz ihya edilmişti. Şu an ise Türkiye’de saat gece 12 civarıdır, yani Filipin sabahlama vazifesini Türkiye’ye bırakmıştır. Dünya bir ağız olmuş Rububiyet-i İlahiye’ye ubudiyet ile teslim olmuştur.

Filipinlerden Vakıf & Psikolojik Danışman

İbrahim Kara

www.NurNet.Org