Etiket arşivi: Jakarta

Risale-i Nur 250 Milyon Nüfuslu Endonezya’nın Diline Tercüme Ediliyor

Endonezya Diline Risale-i Nurları Tercüme eden Favzi Bahreisy

27-31 Ağustos 2012 tarihleri arasında Ruba Vakfı öncülüğünde organize edilen ve İstanbul Topkapı’da bulunan Hamidiye Vakfı Binasında icra edilen 1. Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısına Endonezya’dan iştirak eden Favzi Bahreisy ile konuşma fırsatımız oldu…

Endonezya, 250 milyonluk nüfusuyla dünyanın en fazla müslüman nüfuslu ülkesi. Ülkenin tamamına yakını Endonezyaca konuşuyor.

Risale-i Nur Mütercimi Favzi Bahreisy, 37 yaşında ve başkent Jakarta’da yaşamakta. Suudi Arabistan’da ilahiyat eğitimi almış. Sekiz yıl kadar önce başkent Jakarta’da bulunan dershanede tanıştığı Hasbi Abi vasıtasıyla, İhsan Kasım tarafından tercümesi yapılan Arapça Risale-i Nuru okumaya başlamış. Uzunca bir süre okuduktan sonra Hasbi Abi’nin risaleleri Endonezya diline çevirmesi teklifiyle karşılaşmış. Bu teklifi hiç düşünmeden kabul ederek çeviriye başlamış. Sözler, Mektubat, Lemalar ve Mesnevi-i Nuriye’yi Endonezya diline çevirmeye muvaffak olmuş.

Kendisine, mütercimler toplantısı ile ilgili düşüncelerini de sorduk. Toplantının son derece faydalı geçtiğini, ilerki zamanlarda yapılacak toplantıların daha da geliştirilerek daha faydalı bir hale getirilebileceğini belirtti. 250 milyon nüfuslu devasa bir Müslüman ülkesi olan Endonezya’da insanların çoğunluğunun, okumamış olsa da, Risale-i Nurları duyduğunu ve büyük bir saygı gösterdiklerini belirtti. Bildiği kadarıyla da yapmış olduğu tercümelerin ilk tercümeler olduğunu belirtti.

Kendisi vedalaşmadan önce bizlere; bu toplantının yapılmasında emeği geçen herkesin şahsında ülkemize ve milletimize müteşekkir olduklarını belirtti.

NurNet, İstanbul, Eylül-2012

Bayram Tebriği ve Endonezya Ramazan Hizmetleri

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu,

Aziz, Sıddik Ağabey ve Kardeşlerimiz,

Üstadımızın tabiriyle 80 sene manevi bir ömrü kazandırabilen Ramazan ayının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ramazan münasebetiyle Endonezya’da hizmetimizle alakalı faaliyetleri beray-ı malumat arz ediyoruz.

Geçen sene ramazanda 1000 adet Endonezya Dilinde Ramazan Risalesi bastırmıştık. Geçen seneden kalan risaleleri dershaneye gelip giden talebeler vesilesiyle dağıtma imkânımız oldu.

Ramazan münasebetiyle dershanemizde 3’u Endonezyalılara ve 1’I Türklere olmak üzere 4 iftar programı düzenledik. Perşembe akşamları devam eden derslerimizi iftar öncesine aldık ve daha sonrasında da beraber iftar ettik. Derslere gelen cemaatin hepsine birden iftar vermek için dershanemiz kifayet etmediği için 3 grup halinde çağırdık.

11 ağustos perşembe günü yaklaşık 10 üniversite talebesinin iştirak ettiği iftar öncesinde Ramazan Risalesi’ni Endonezya dilinde okuduk ve müzakere ettik. Daha sonrasında beraber iftar ettik.

18 ağustos perşembe günü bir önceki hafta iftara gelemeyen talebeler ile Ceyhun kardeşin ikamet ettiği Depok bölgesinde derslere iştirak eden cemaatle beraber 15 kişilik bir grupla iftar programımız oldu. İftar öncesi yine Ramazan Risalesi’nden ders okuduk. İftar sonrası cemaatle Teravih namazını kıldık. Derse gelenlere tanıdıklarına vermek üzere daha önce tab ettiğimiz Ramazan Risalesini hediye ettik.

Depok bölgesinde derslere iştirak eden Mahfuz isminde âlim bir zat var. Onun ve arkadaşlarının açmış olduğu fakir çocukların kaldığı bir yer var. Burada da Ceyhun kardeşin vesilesiyle çocuklara iftar verildi ve Ramazan risalesinden ders okundu.

21 Ağustos Pazar günü ise dershanedeki Türkçe derslere iştirak eden kardeşlerle ikindi sonrası ders oldu. Daha önce tanıştığımız fakat dershaneye hiç gelmemiş olan Türkleri de iftara davet ettik. Bu vesileyle 10 Türk kardeşimizin iştirak ettiği bir iftar programı oldu. İftar sonrası çay içilip teravih namazı eda edildi. Teravihten sonra da feyizli bir ramazan dersi oldu. Ramazan Risalesi’nden okuyup son on güne girilmesi hasebiyle leyle-i Kadrin ehemmiyetinden bahsettik.

22 Ağustos’ta üniversite hocalarının iştirak ettiği bir iftar programı oldu. 2 mastır talebesinin katılımıyla 10 kişinin iştirak ettiği bu programda üniversite hocalarına faaliyetlerimizden bahsettik, Ramazan Risalesinden müzakereli ders oldu. Mastır talebelerinden biri Risalelerde eğitim konulu bir tez yazmak istediğini daha önceden söylemişti. Kaynak noktasında kendisine yardımcı olduk. İnşallah kendisi bir tez yazacak.

Türk ve Endonezyalı kardeşlerin iştirakleriyle Kadir Gecesi dershanede ihya edildi. Bir ders yapıldıktan sonra Kur’an tilaveti ve Cevşen’den bazı bölümlerin okunduğu programımızda sahura kadar devam edildi. Cenab-ı Hakk yapılan ibadetleri Dergah-ı ilahisinde kabul buyurur inşallah.

Benim kayınpederin Cakarta’da ameliyat olması münasebetiyle ameliyat olduğu hastanedeki doktorlara ve hemşirelere Hastalar Risalesi hediye etmek nasip oldu ve risalelerden bahsettik. Bu hastane Cakarta’daki büyük hastanelerden biri. Hastanenin “manevi rehberlik” bölümü olduğunu öğrendik. Bu bölümün elemanları hastalara gelip nasihatta bulunuyor. Doktor ve hemşirelere İslam’a göre hastalara nasıl muamele edilmesi gerektiğini seminerler şeklinde anlatıyor. Bu bölümün yetkilileriyle görüşerek Risalelerden bahsettik, özellikle de Hastalar Risalesinin tesirinden bahsettik. Kendilerine Endonezya Lisanında Lem’alar, Sözler, ramazan Risalesi ve bir kaç tane de Hastalar Risalesi hediye ettik. Okuduktan sonra bizimle irtibata geçecekler. Cenab-ı Hakk tesir halkeder inşallah.

Ramazan’ın manevi mahsulatını toplamaya vesile olan Ramazan Bayramınızı tebrik eder, umum nur talebelerine hem de alem-i islama hayır ve bereket getirmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederiz.

Endonezya Nur Talebeleri namına

Hasbi

www.NurNet.org

Asya Pasifik Meşvereti Endonezya’da Yapıldı

Bismihi Subhanehu

Esselamualeyküm ve Rahmetullahi ve Berakatuhu

Bütün zîhayatlar hayatlarının lisân-ı hâlleriyle Hâlıklarına takdim ettikleri mânevî hediyelerini ve lisân-ı hâlle hamd ve şükürlerini, o Zât-ı Vacibü’l-Vücuda biz de takdim ediyoruz ki, demiş:Rahmet-i İlâhiyeden ümidinizi kesmeyiniz.”

Hem hadsiz salât ve selâm ol Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü Vesselâm üzerine olsun ki, demiş: “Benim insanlara Cenâb-ı Hak tarafından bi’setim ve gelmemin ehemmiyetli bir hikmeti, ahlâk-ı haseneyi ve güzel hasletleri tekmil etmek ve beşeri ahlâksızlıktan kurtarmaktır.”

Asya Pasifik meşveretinin ikincisi 16.Şubat.2011 tarihinde Endonezya’da olması münasebetiyle Ankara’dan Şemseddin abi, Bursa’dan Güven abi ve Habib kardeş, Gebze’den Semih abi, Tarsus’tan Mustafa abi ve Yozgat’tan Yakup abi olmak üzere 6 kişi 14 Şubat 2011 pazartesi saat 12:30 ‘da İstanbul’dan uçakla Katar’a oradan da Jakarta’ya hareket etmek üzere yola çıktık.

Uçakta Şemseddin abi görevlilere Arapça ve İngilizce risaleler verdi. Öğle ve ikindi namazlarını cemaatle uçakta kıldık, görevlilerden birisi Şemseddin abiye ben hıristiyanım, sizin bu namaz hususundaki samimiyetiniz beni çok etkiledi, sizi tebrik ediyorum” dedi. Yaklaşık 3.5 saat sonra Katar’a vardık. Aktarmanın uzun sürmesi ve o gecenin mevlid kandiline tevafuk etmesi mübarek geceyi orada hizb-ul hakaik dağıtarak, mesciddeki insanlarla tanışıp kitap ve broşür dağıtarak (yani bir nevi ihya oldu) geçirdik elhamdülillah.

15 şubat Salı günü Endonezya saati ile 15:15 ‘de Jakarta’ya indik. Allah razı olsun Ceyhun kardeşimiz bizi karşıladı ve Jakarta’daki Dersaneye  götürdü. Orada, Kayseri’den gelen abiler bizleri güler yüzle karşıladılar. Oradan Dersaneye yakın olan Syahida Inn denilen otele getirdiler. Ertesi gün yani 16 şubat sabah saat 08:45 ‘de otelin salonunda Kur’an tilavetiyle meşveret başladı. Geçen sene Japonya’da olan meşveret kararları tekrar müzakere ile arkasından Şemseddin abi yurtdışı hizmetleriyle ilgili çok güzel bir sunum yaptı ve ardından pasifik ülkelerden gelen ehli hizmet kardeşlerden hizmetler dinlendi. 17 şubat perşembe günü yeni gündemle ilgili akşama kadar hizmet konularıyla alakalı mütalaa ile geçti elhamdülillah. Allah razı olsun hasbi kardeşimiz hakikaten fedakarene ilgilendi, gece gündüz adeta seferber oldu.

Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyedeki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir.

“Onların işleri aralarında şûra iledir.” âyet-i kerimesi, şûrâyı esas olarak emrediyor.

Evet, nasıl ki, nev-i beşerdeki telâhuk-u efkâr unvanı altında asırlar ve zamanların tarih vasıtasıyla birbiriyle meşvereti, bütün beşeriyetin terakkiyatı ve fünunun esası olduğu gibi, en büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûrâ-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.

Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı şûrâdır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o şûrâyı yapmaları lâzımdır ki, üç yüz, belki dört yüz milyon İslâmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer’iye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer’iyedir ki, o hürriyet-i şer’iye, âdâb ı şer’iye ile süslenip garp medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır.

18 Şubat’ta programda olan gezi ziyaretleri oldu, akşamında nurlara müştak olan Nabile ablamızın evinde kapıda hürmetle karşılanarak misafirperverliğin zirvesinde güler yüzle karşılayıp ağırlaması bizleri hakikaten çok etkiledi, Allah onlardan razı olsun. 19 Şubat cumartesi günü kalan bir kısmımız Endonezya’nın en meşhur ve en büyük cami olan İstiklal camiini ziyaret ederek, öğle namazını orda eda ettik. Camide birkaç imam sohbet veriyordu, sohbetten sonra tanışıp Türkiye’den geldiğimizi söyleyince yüzlerinde bir tebessüm belirdi, tanışıp Arapça ve Endonezya dilinden kitaplar verdik, Hasbi kardeş de adresini verdi. Camideki diğer insanlarla da tanışılıp kitaplar verildi.

Oradan gelirken Fethullah hoca efendinin kültür merkezine uğrayıp  tanışıldı, ikindi namazı orada kılındı. Muhabbetle oradan ayrılarak Dersanemize döndük. Bizler 20 Şubat’ta sabah erkenden Malezya’ya hareket ettik. Malezya’ya gelince bizi Emre abiler hava alanında  karşıladılar ve mülk Dersanemize getirdiler. O akşam da Ankara’dan gelen Fevzi Yağar abiler ve Japonya’dan gelen ehli hizmet abilerle dersler oldu.

21 Şubat Pazartesi günü Şemseddin abinin tanıdığı kişi ve kurumlara gidildi. Onlardan biri olan Muslih denilen bir vakfın yöneticisi bizi kapıda güler yüzle karşıladı, 35 tane ilköğretim ve ortaöğretim okullarının olduğunu söyledi. Hoş bir tanışma ve sohbetten sonra Şemseddin abi vasıtasıyla bir soru sorduk; ‘’Türkiye’de bizim hazırladığımız ilk ve ortaöğretim müfredatına uygun kitaplardan getirsek İslam dersi olarak okullarınızda okutur musunuz?’’ dedik. O da ‘’hay hay siz böyle bir şey getirseniz bizlerde bakar okuturuz, güzel olur’’ dedi.

Oradan muhabbetle ayrılıp Malezya’nın hatta uzak doğunun İslam teşkilatı olarak çok geniş ve kapsamlı ABIM denilen kuruluşa gittik. Orada da yetkili olan biri karşıladı, onunla da hoş bir sohbetten sonra Şemseddin abi nurların tercümesi olarak o yetkiliye sordu, o da şunu anlattı ‘’Malezya’nın Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde tüm dünyadaki İslam alimlerinin kitaplarını Malay diline tercüme eden bir heyet var, ben onlarla kontak kurayım Risale-i Nur külliyatını da Malaycaya tercüme ettirelim’’ dedi.

Şemseddin abi ertesi sabah Malezya’dan Türkiye’ye döndü. Bizimle Endonezya’ya gelen 3 kişi Filipinler’e gitmişti, 24 Şubat’ta Malezya’ya geldiler. Güven abi ve Semih abilerle akşamları derslere, İslam üniversitesindeki standa hafta sonu abilerle olan mütalaalı derslere iştirak edildi. Ayrıca İkbal hocanın ev dersine iştirak edildi. İslam üniversitesinde okuyan Yasin ve A.hakim kardeşlerin odalarında arkadaşlarıyla olan derslere iştirak edilip  tanışıldı.

Hülasa hizmetler dolu dolu ve şevke medar oldu elhamdülillah. Malezya’dan vizelerin kalkması da bu hizmetlerin bir ikramı olarak telakki edildi. Ayrıca Bangi’de oturan tercüman olan İbnur Azli ve Enver Fakrı hocalarla Dersanede dersler oldu, evlerinde çay içirdiler. Zaten İbnur Azli hoca yaklaşık 5 senedir evinde Kur’an kulübü adında resmi olarak ukm’deki hocalarla ve talebelerle Malayca ders yapıyor. İkindiden sonra akşama kadar malayca tercüme edilen Küçük Sözler tashih edildi ve tashih için haftada 2 gün biraraya gelerek tashihe devam kararı alındı.

Akşam İslam üniversitesinde hukuk fakültesinde doçent olan İkbal hocanın evine derse gidildi, orada yatsı namazını kıldıktan sonra malayca münacattan İkbal hoca ders okudu. Zaten İkbal hocanın evinde de malayca dersler oluyor. Dersten sonra hoş bir muhabbetle evinden ayrıldık.

Bangi Dersanesine gittik, bu Dersanede de malay talebeler kalıyor. Malay talebelerden Hayrul Enver isimli kardeş üniversiteden yaklaşık 10 malay arkadaş getirmiş, biz gelene kadar dersler yapmışlar. Biz de Prof. Adem abi ve Prof. Ramazan abilerle o malay talebelere malayca kitaptan dersler okuduk ve muhabbet ettik. Haftalık derse geleceklerine söz verdiler, zaten onların bir kısmı devamlı geliyormuş.

Bütün bunlar ile beraber 2011 yılının Ekim ayında Malezya İslam üniversitesinde yapılması kararlaştırılan Sempozyuma Prof. Dr. Ahmet Akgündüz abinin kendisine yazdığımız mektuba cevap olarak sempozyuma konuşmacı olarak katılmak istediğini ve ayrıca en az bir hafta kalıp üniversite ve benzeri kurumlarda konferanslar vermek istediğini söyledi. Son olarak Pidato Bahasa Malayu isimli Malay dili yarışmasında 61 ülkenin  katıldığı ve Malezya başbakanı Nejib Bin Rezzak’ın da katıldığı 10.000 den fazla kişinin hem salonda hem de televizyondan canlı olarak izlediği  programda Dershanede kalan İslam üniversitesinde okuyan İbrahim Dağlı kardeşimiz Dünya birincisi oldu. Bundan daha önemlisi, yaptığı konuşmasında konusu gereği Üstadın ismini vererek temel ahlakın anne ve babadan başladığını söyledi. Ve onunla yapılan röportajlarda “malaycayı nasıl öğrendin?” sorusuna cevap olarak Risale-i Nurların Tercümesi vesilesiyle öğrendiğini söyledi.

(Halil İbrahim Dağlı kardeşimiz Siirtli olup, Malezya İslam üniversitesi İlahiyat fakültesinde okuyor. Aynı zamanda İslam üniversitesi Talebe birliği başkanlığı yapıyor ve İslam ünv. Camii müezzini olarak seçildi.)

Bütün abi ve kardeşlerin selamlarını iletir dualarınızı bekleriz.

Malezya Nur Cemaati

20.02.2011

www.NurNet.org

First Women’s Dersane in Jakarta

Jakarta, March 6, 2011 – Young, curious students from the nearby UIN Syarif Hidayatullah State Islamic University, intellectuals,   hospitable mothers with their babies in tow  came  to the formal opening of the women’s dersane(medresseh) in Jakarta, Indonesia. This Risale–i Nur Study Center for Women of the Yayasan Nur Semesta (World Nur Institute) was set up by the Nur Community and sister Nuriye, as soon as she returned to Indonesia after a year of studying at several dersanes in Turkey.

Full of passion and fervor for  the Risale and service, she stays lively, determined, optimistic and thankful  despite the expected difficulties  and challenges of starting a new dersane. Mashallah, not  surprising, for she was given this lesson when she was 18, when after an accident she got blind and became paralyzed. A month and a half into her  blindness and paralysis, she never stopped complaining about her condition, crying and asking ‘Why Me?’  The moment that she finally accepted Allah’s will for  her  and gave thanks for it, Allah (SWT) instantly returned her sight and made her walk again!

Having had her private library of Islamic literature which she called Nur library  even before meeting the Risale-I Nur  Collection, she at once loved  the Letters  of Ustad Bediuzzaman upon being introduced to it.

The inauguration of the dersane was done together with  a belated commemoration of the Mawlid-an Nabi(SAW). A descendant of Rasul’s (SAW) uncle Abbas, Prof. Nabila Lubis of the UIN Syarif Hidayatullah State Islamic University Department of Arabic Studies, and   translator of the Risale-i Nur Collections’ Flashes and Short Words to Bahasa Indonesia,  talked about  the Prophet Muhammad (SAW). Her  daughter, Prof. Dr. Amany Lubis of the same university’s Department of Arabic History, presented a short  biography of Said Nursi, author of the Risale-i Nur, and shared beautiful memories  of their  experiences in Turkey.  A presentation of the activities of the Risale-i Nur  Community in the Philippines was also given by Sally Tayaban of the Philippines.

Titin Mufarrohah, a regular visitor who has been bringing women to the dersane, says she and her friends experience healing every time they come to the dersane. A graduate of Islamic  Studies, she has wanted a more intimate relationship  with Allah(SWT) but felt a lack of it all her life. She had wanted to know the essence, the inner wisdom of the rituals in Islam like the prayers, and  had found it in the lessons in dersane. Thus, for her and the regular comers, it is a place for the brokenhearted, for those searching for wisdom, for those who want a deeper, more meaningful understanding of their faith.

Risale-i Nur Institute Philippines Media/ Sally Tayaban

Click for Turkish version : www.nurnet.org/jakartada-ilk-hanimlar-dersanesi

Jakarta’da İlk Hanımlar Dersanesi

6 Mart 2011, Jakarta, Endonezya – Yakınımızdaki UIN Syarif Hidayatullah Devlet İslam Üniversitesinden gelen genç, meraklı öğrenciler, entellektüeller, yanlarında çocuklarıyla misafirperver anneler Endonezya’nın başkenti Jakarta’da İlk Hanımlar Dersanemizin açılışına katıldılar. Hanımlar için bu Risale-i Nur çalışma merkezi -diğer adıyla Yayasan Nur Semesta (Dünya Nur Enstitüsü)– buradaki Nur talebeleri ve Nuriye kardeşin katkılarıyla kurulmuş. Nuriye hanım, Türkiye’de muhtelif dersanelerde 1 yıllık bir inceleme ve eğitim süreci sonrası memleketine döner dönmez hanımlar dersanesinde hizmet etmeye başlamış.

Nuriye hanım, Risale-i Nura ve hizmete karşı şevk ve gayret dolu.. Yeni bir dersane açmanın beklenen olumsuzluklarına rağmen capcanlı, kararlı, iyimser ve memnunâne hizmete devam eden bir kardeşimiz. Maşallah, çok da şaşırmamak lazım ki, kardeşimiz bu dersi daha 18 yaşında iken almış. Geçirdiği bir kaza sonrası hem kötürüm hem de âmâ olan kardeşimiz, bir buçuk ay boyunca bu büyük imtihanı kabullenemeyip şikayet etmiş ve kadere karşı “Neden ben?” sorusunu sorup ağlamış. Ne zaman Allah’ın kendisi hakkındaki takdirine razı olmuş, Cenab-ı Hakk kemal-i rahmetinden Nuriye’ye yürüme ve görme nimetlerini tekrar ihsan etmiş!

Nuriye henüz Risale-i Nurla tanışmadan önce Nur Kütüphanesi dediği kendi İslamî eserler kütüphanesini oluşturmuş. Üstadımızın mektupları ile tanışır tanışmaz da Nurlara gönülden bağlanmış.

Dersanenin açılışı biraz gecikmeli olarak Mevlid-i Nebevî (ASM) merasimi ile başladı. Resulullah (ASM)’ın amcası Hz.Abbas (RA)’ın soyundan olan Prof. Nabila Lubis, UIN Syarif Hidayatullah Devlet İslam Üniversitesi Arapça Bölümüne mensup olup, Küçük Sözler ve Lemalar’ı Bahasa -Endonezya diline- tercüme etmiş.

Prof. Nabila, Peygamber  Efendimiz (ASM) konulu bir konuşma yaptı. Aynı üniversitenin Arap Tarihi Bölümünde görev yapan kızı Prof.Dr. Amany Lubis de Risale-i Nurların müellifi vasfıyla, Bediüzzaman Said Nursi hakkında kısa bir biyografi sunumu yaptıktan sonra Türkiye’de yaşadığı güzel hatıralarını nakletti. Filipinler Risale-i Nur Enstitüsünden Sally Tayaban kardeşimiz de nur faaliyetleriyle ilgili bir sunum yaptı.

Daha sonra yaptığımız sohbette, dersaneye sık sık hanım kardeşleri getiren dersane müdavimlerinden Titin Mufarrohah, kendisi ve arkadaşlarının dersaneye her gelişlerinde manen bir iyileşme ve inkişaf hissettiklerini ifade etti. İslamî Araştırmalar Bölümü mezunu olan Titin, Rabbi ile daha yakın bir intisab kurmayı istemiş ama hayatı boyunca buna muvaffak olamamış. İslamiyetteki namaz gibi temel ibadetlerin hakikî hikmetini ve özünü aramış ve nihayet dersanedeki derslerde bulmuş. Bu yüzden Jakarta Hanımlar Dersanesi müdavimleri için, kırık kalplilerin, hakikî hikmeti arayanların, imanlarında daha derin ve manidar bir nazara kavuşmak isteyenlerin merkezi..

Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü / Sally Tayaban

yazının İngilizcesi için tıklayın : www.nurnet.org/first-womens-dersane-in-jakarta