Etiket arşivi: Kanada Nur Talebeleri

Nur Talebesi Başkasının İmanını da Muhafaza Etmeye Mükelleftir

Eskişehir hapishanesinde cereyan eden bir hadiseyi nakleden Bediüzzaman Hazretleri imana hizmetin her şeye tercih edilmesinin hakikatini nazara verir

“Cazibedar bir Nakşi evliyasından bir zat, dört ay mütemadiyen Risale-i Nurun elli altmiş şakirtleri içinde celbkârane sohbet ettiği halde, yalınız bir tek şakirdi muvakkaten kendine celbetti. Mütebakisi o cazibekâr şeyhe karşı müstağni kaldılar. Risale-i Nurun yüksek , kıymettar hizmeti imaniyesi onlara kâfi olarak kanaat veriyordu.

O şakirdlerin gayet keskin kalb ve basireti, şöyle bir hakikati anlamış ki: Risale-i Nura hizmet ise, imanı kurtarıyor, tarikat ve şeyhlik ise velayet mertebesini kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise on mü’mini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mümine, küre-i arz kadar bir saltanatı bakiyeyi te’min eder. Velayet ise mü’minin cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı veli yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir.” (Kastamonu Lâhikası sh:83)

“Benim eskiden  beri tekrar ettiğim bir dâvâm-ki, Risale-i Nurun hakiki şakirtleri, hizmeti imaniyeyi her şeyin fevkinde görür, kurbiyet de verilse ihlas için hizmetkârlığı tercih eder.”

“Ben tahmin ediyorum ki, eğer Abdülkadir Geylani (r.a.) ve Şah-ı Nakşibendi (r.a.) ve imami Rabbani (r.a.) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün kuvvetlerini hakaik-i imaniyenin ve akaidi islamiyenin takviyesine sarf edecektiler.  Çünkü saadeti ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız cennete gidilmez fakat, tasavvufsuz cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşabilir. Tasavvuf meyvedir fakat hakaiki imaniye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyri sülûk ile bazı hakaiki imeniyeye ancak çikılabilirdi. Şimdi ise Cenâb-ı Hakkın rahmeti ile, kırk dakikada o hakaika çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kârı akıl değildir. İşte otuz üç adat sözler, böyle Kur’ani bir yolu açtığını, dikkatlı okuyanlar hükmediyorlar.

Madem hakikat budur. Esrar-ı Kur’âniyeye ait yazılan Sözler şu zamanın yaralarına en münasip bir ilaç, bir merhem  ve zulumatın tehacumuna maruz heyet-i islamiyeye en nafi bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler içi en doğru bir rehber olduğu itikadındayım” (Mektübat sh:23)

“Her şakirdin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak değil, belki başkasının imanını da muhafaza etmeye  mükelleftir. O da hizmete ciddi  devamla olur.” ( Kastamonu Lâhikası sh: 202)

Zaman imanı kurtar zamanıdır çünkü:

“Bu zaman eski zaman gibi değildir. Eski zamanda imânı kurtaran on el varsa, şimdi bire inmiş. İmansızlığa sevk eden sebepler eskiden on idi ise, şimdi yüze çıkmış. İşte, böyle bir zamanda imâna hizmet için, dünyaya el atmadım, dünyayı terk ettim.” Sözler sh: 760)

“Sözler namında envar-ı Kur’âniye ise, en mühim ibadet olan ibadet-i tefekküriye nev’indendir. Şu zamanda en mühim vazife imana hizmettir. İman saadeti ebediyenin anahtarıdır.” (Barla Lâhikası sh:328)

Bu zaman imanı kurtarma zamanıdır. Seyri sülûk-ü kalbi ile tarikat mesleğinde bu bid’alar zamanında çok müşkülat bulunduğundan, Nur dairesi hakikat mesleğinde gidip, tarikatların faydasını te’min eder.” (Emirdağ Lâhikası-I sh:242)

“Hadisi şerifte vardır ki: Bir adam imana seninle gelmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır.” (1) “Bazan bir saat tefekkür bir sene ibadetten daha hayırlı olur.” (2) (Emirdağ Lâhikası-I sh 104)

İmanın rükünlerinden birisinde hâsıl olacak bir şüphe veya inkâr, dinin teferruatında yapılan lakaytlıktan pek çok defa daha felaketli ve zararlıdır. Bunun içindir ki: Şimdi en mühim iş taklidi imanı tahkiki imana çevirerek imânı kuvvetleştirmektir, imanı takviye etmektir, imanı kurtarmaktır. Her şeyden ziyade imanın esasatıyla  meşgul olmak kat’î bir zaruret ve mübrem bir ihtiyaç, hatta mecburiyet haline gelmiştir. Bu Türkiye’de böyle olduğu gibi, umum İslam dünyasında da böyledir.” (Sözler sh: 749)

“Biz, imanı kurtarmak ve Kur’âna hizmet için  Mekke’de de olsam buraya gelmek lazım. Çünkü en ziyade burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler hastalıklara müptela olsam ve zahmetlere katlansam, yine bu milletin imanına ve saadetine yardım için burada kalmaya Kur’ân dan aldığım dersle karar verdim ve vermişiz.” (Emirdağ Lâhikası-I sh 195)

Risale-i Nur iman kurtarması ciheti cihetiyle o dar dairesi madem hayat-ı bâkiye ve ebediyeyi kurtarıyor. Bir milyon talebesi bir milyar hükmündedir. Yani bir milyon değil, belki bin insanın hayat-ı ebediyesini temine çalışmak, bir milyon insanın hayatı faniye-i dünyeviye ve medeniyetine çalışmaktan daha kıymettar ve mânen daha geniş olması, Eski Saidin o rüya-yı sâdıka gibi olan hissi kablelvuku ile o dar daireyi bütün Osmanlı memleketini ihata edeceğini gördüm.” (Emirdağ Lâhikası –II sh: 112)

Madem bin seneden beri iman ve Kurân aleyhine teraküm eden Avrupa feylesoflarının itirazları şüpheleri yol bulup ehli imana hücum ediyor. Ve bir saadet-i ebediyenin ve bir hayat-ı bakiyenin ve bir cennet-i daimenin anahtarı,  medarı, esası olan erkân-ı imaniyeyi sarsmak istiyorlar. Elbette biz her şeyden evvel imanımızı taklitten tahkike çevirip kuvvetlendirmeliyız.” (Emirdağ Lâhikası-I sh: 166)

“Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır, başkasının imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.”( Emirdağ Lâhikası-I sh:62)

“Biçare hocalar, Nurların kıymetini bilmiyorlar değil, belki derd-i maişet o heyet-i ulemadaki büyük hocalara itimad edip ve kendi tahsil ettiği ilm-i dini kendi imanını kurtaracak derecesindedir zanniyle lâkayt kalıp ruhsatla amel etmeye kendilerine fetva veriyorlar.” ( Emirdağ Lâhikası-I sh:214)

Beni nefsini kutarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zan ediyorlar? Ben cemiyetin imanını kurtarmak yolunda, dünyamıda feda ettim ahretimi de… Risale-i Nur , hiç olmazsa birkaç yüz bin, yahut birkaç milyon kişinin—adedini bilmiyom ya, öyle diyorlar. Afyon savcısı beşyüz bin demişti. Belki daha ziyade—imanını kurtarmaya vesile oldu. Ölmekle yalnız kendimi kurtaracaktım. Fakat hayatta kalıp ta zahmet ve meşekkatlere tahammül ile bu kadar imanın kurtulmasına hizmet ettim Allaha bin kere hamd olsun.”(Tarihçe-i Hayat sh:629)

“Hususi vazifemiz de, Kur’ânın iman hakikatlerini tahkikî bir surette ehli imana bildirip, onları ve kendimizi idam-ı ebediden ve daimi berzahî haps-i münferitten kurtarmaktır.” (şualar sh:313)

“İmam-ı Rabbanî ve Müceddidi Elfi Sânî Ahmed-i Faruki (r.a.) demiş: Hakaiki imaniyeden  birtek mesenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kêrâmata müreccahtır. Hem demiş ki: Bütün tarikatlerin gayesi ve neticesi, hakaiki imaniyenin vuzuhudur.”

Madem şöyle bir tarikat kahramanı böyle hükmediyor. Elbette hakaiki imaniyeyi kemal-i vuzuhla beyan eden ve esrar-ı Kur’aniyeden tereşşuh eden Sözler, velayetten matlup olan neticeleri verebilirler.” Mektübat sh: 355)

Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.org

Kanada Risale-i Nur Haberleri

Aziz, Sıddık ve Gönülleriyle dünyaya İslamiyetin yayılmasını isteyen Nur Talebeleri Abi ve Ablalarımız

Kanadadan binler selam eder mübarek dualarınızı ve sizleri buralara İslamiyetin inkişafı için Risale i Nur vasıtasıyla hizmet etmek için bekleriz.

KANADA’DA MÜSLÜMAN OLANLARIN SAYISI ARTIYOR

En son Kanada nüfus sayımı verilerine göre Kanadadaki müslüman nüfus oranı hızlıca artmaktadır. Biz buradan anlıyoruz ki gerek Risale i Nur vasıtasıyla İslamiyeti kabul edenler gerekse İslam cemaatleri vasıtasıyla kabul eden insanlar bu hızlı artış oranına büyük katkıda bulunuyorlar.

35 milyon civarı nüfusu olan Kanadanın 1 milyon 100 binlik nüfusu müslümanlardan teşekkül ediyor. Ülke genelinde yüz elliden fazla resmi camii ve çok sayıda mescidler bulunmaktadır. Yaklaşık yetmiş kadar eğitim öğretim veren Özel İslami okullar mevcuttur bu okullarıda açanlar ekseriyetle Arap Pakistanlı Hindistanlı kardeşlerimizdir. Yani Kanadanın tüm eyaletleri illeri camii ve mescidlere sahip ve bu merkezlerin hizmetlerini ekseriyetle mühtedi Kanadalılar,  Arap kardeşlerimiz Türkler ve bilumum milletler deruhte etmektedir.

Öncelikle şu an bulunduğumuz Kanadanın Kuzeyinde bulunan Alberta eyaletinden sizlere yazıyorum.

Elhamdulillah Risale-i Nuru götürdüğümüz yerlerin gerek hapishaneler olsun gerek Üniversite gençliği olsun gerek camii imamlarına Arapça ve İngilizce Risaleleri takdim edip ve camilerin cemaatlerinde Risale i Nurun fütühatı devam ediyor.

CAMİ İMAMLARI VE MAHKUMLAR, İMAN HAKİKATLERİNE MUHTAÇ

Bilhassa bölgemizdeki camii imamlarına Verilmesi için Türkiyeden abi ve ablalarımızın gönderdikleri Risalelerin takdim edilmesi ve imamlarında hüsn-ü kabul ve teveccühleri ve bu imamlarında evvelden Nurları biliyor olmaları ve camii cemaatinden bazılarının biz uzun zamandır bu Nurlara ulaşmayı bekliyorduk nasıl temin edecektik diyerek yaşlı gözlerle Nurları karşılamaları ve Arapça külliyat sipariş vermeleri bizi hem mahzun hem mesrur etmiştir.

Burda elhamdulillah hapishanelerde bir çok mahkum Risale i Nura ulaşmış vaziyette.

Ve Alberta Üniversitesinde açtığımız standlar vasıtasıyla Üniversite talebelerine Risale-i Nuru ulaştırmanın şevki içindeyiz.

Ayrıca Risale i Nurla İslamiyeti kabul eden Kanadalılarıda gördükçe Risale-i Nurun hava su gibi ihtiyac oldugunu hakkalyakin görüyoruz.

Geçtiğimiz mübarek Ramazan ayında Türkiyeden abilerin gönderdiği Ramazan Risaleleri ve onla alakadar çeşitli broşürlerin insanlara ulaştırılıp ve neden bir gün boyunca bizim aç kaldığımızı merak eden insanların öğrenmeleri ve Üstadın izahlarını hayretle yaklaşmaları bir o kadar görülmeye şayandı. Ayrıyeten hapishaneye gonderdiğimiz Mucizat ı Ahmediyelerin ne kadar tesir ettiğini hatta gayr-ı Müslüm mahkumlardan bazılarının Mucizat ı Ahmediyeyi okuyup bazı paragrafı ezberleyip bize söylemeleri ve kendilerine bir özeleştiri yapmaları ve Kurt kuş dağ taşlar Efendimizi ve umum nebileri tanıyorlar biz hala tanıyamamışız bizlere yazıklar olsun demeleri ve gece saatinde telefon konuşma hakkını kullanıp nerdesiniz Risale i Nurların geri kalan kısımlarını ne zaman getireceksiniz diye telefon açmaları ve bu gibi hadiselerle karşılaşmamız Risale i Nurları buralarda neşretmek vazifesinde bulunacak kardeşlerin ne kadar ihtiyaç olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Ayriyeten Filistinli İngilizce öğretmeninin Risale i Nurlarla tanışıp okumaya başladıktan sonra Mektubatın yarısına geldiği zaman Kanadalılarla yaptığımız Risale i Nur dersine katılıp ”bu kitaplar sizde ise Fetih yakındır” demesi bizi gerçekten bunun gibi bir çok hadise ile karşılaşmamız hapishaneler ve Üniversitelerdeki insanlarında Üstadın tabiri ile hava su gibi ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Son olarakta Risale i Nurla imanını kurtaran ve İslamiyeti kabul eden bir çok zatlar ve onların şehadetleri Üstadımızın davasını ne kadar muvaffak olduğunu ve Üstadımızın talebelerinin Risale i Nurları heryere neşredip Üstadımızın vekillerinin ve neşir varislerinin Üstadımızdan aldıkları dersi bizlere göstermeleri cihetiyle Kur’an-ı Kerim’e ve tefsiri olan Risale-i Nura ve Üstada tam bir ayna olduğu anlaşılmaktadır.

Başta Üstadımızın tayin ettiği vekil varis ağabeylerimizin senelerdir Risale i Nurları neşredin araya perde koymayın diye söyledikleri sözleri buralarda hakkalyakin görüyoruz ve Üstadımızı ve Vekillerinin istikametini takib etmeye devam ediyoruz insallah.

Gelecekteki fuarlar için ve Alberta eyaletinin bir diğer şehrine açacagımız Nur medresesi için dualarınızı bekliyoruz.

Kanada iRTİBAT İÇİN  mail:  tahirturgayistanbul@gmail.com

Kanadaya ait ingilizce hazırladıgımız internet adresimiz: www.risaleinur.ca

Kanada Nur Talebeleri

NurNet.Org