Etiket arşivi: karşılıklı paylaşım

Refika-i Hayat

Evliliğin 5-10 yılı geçmiştir; huylar öğrenilmiş, vazifeler taksim edilmiş, çocuklar bir hale yola koyulmuştur. Bu arada hanım anne olmayı, bey baba olmayı öğrenmiş ve çetin bir süreçten geçmişlerdir. Nice ak dediklerine kara diyecek, günlerce üzüldüklerine şimdi gülüp geçecek, ufak sıkıntılarda telefona sarılıp annesinden meded isteyecekken artık onlar duyup üzülmesin diye sinesine gömecek bir olgunluğa ermişlerdir. Aslında bütün bu değişimleri, olgunlaşmayı birlikte öğrenmişlerdir ama farkında değildirler..

Hanıma göre beyi anne olmanın zorluğunu bilmemekte, beye göre hanım evin maddi sorumluluğunu omuzlamak nasıldır anlamamaktadır. Aynı yuvanın devamı için on yıldır ciddi ve fedakarane vazife taksimi yaptıklarının, Allah’ın kalblerine koyduğu şefkat ve muhabbetle bunu yapabildiklerinin farkında değillerdir; daha çok birbirinin ne zaman yanında olmadıysa o kalmıştır akıllarında.. Bunca vefa hatırası varken, birkaç olumsuz durum hepsini nazardan silivermiştir zalimce. Yani yaşarken paylaşmamışlardır neler düşündüklerini, neler hissettiklerini, nelerde zorlanıp aşmaya çalıştıklarını. Hayatı yaşarken “hayat arkadaşı” olmayı atlamışlardır. Anlamak ve anlaşılmak, hissetmek ve hissedilmek eksenli işleyen bu süreci ya vakit darlığı ya da paylaşmayı bilmemek sebebiyle tadamamış ve birbirlerinin dünyasından mahrum kalmışlardır.

Oysa eş olmaktaki hikmet kalblerin birbirine mukabil gelmesi, kalbindekini perdesiz paylaşabilmek, kendi dünyanda eşini gezdirebilmek, onunkine girip onda gezebilmektir. Masumane hissiyatların, endişelerin, acemi tedbirlerin, sıkılgan itirafların, sevgi ve muhabbeti birbirine akıtan özürlerin paylaşılmadığı bir hayatta insan nasıl kalben tutunabilir ki eşine..İster istemez yalnızlık hissi kaplar ruhunu.

İnsan olarak yaradılışımız gereği başka kalplerde ruhlarda da genişleyebilmek ihtiyacındayız, başka alemlere açılmak, başka gözlerle hayata bakmak ihtiyacındayız. En yakınımız olan eşimizin alemine açılamazsak ruhumuz nasıl mutmain olacak? Realiteden kopmuş dizilerdeki karakterlerle mi bütünleştireceğiz benliğimizi; kaleye giren toplarla mı “aile reisi olarak zor bir meseleyi çözmenin” verdiği itminanı yakalayacağız.. Hayır çözüm dışarıda değil, içeride hem de hiç ummadığımız yerde, eşimizin kalbindedir. Eğer hala duyan bir kalbimiz varsa ona duyduklarımızı duyurmaya çalışabiliriz. Bir defalık kendi hislerimizden geçip, onu eleştirmeden anlamaya çalışarak.. Birçok müşkülünü hanımlarıyla istişare eden Rasulullah(ASM) bu tarz hareketin en açık uygulamalarını bize numune bırakmış.

Evet, dünler geçti, artık bugün var. İlk başta yılların birikimi bir yabanilik olabilir ama ilk adımı kim atarsa hayrın çoğunu da o almış olur. Samimi bir paylaşım, bir dinleme, o gününü hakikaten merak etme ile başlayabiliriz ve sonrası iki refika-i hayatın çabasıyla devam eder. Bu paylaşımları azami artırarak, her günü beraber “yaşamak” yolunda gayret edebiliriz.

Gizli definelerin saklı olduğu o kalblere açılmak için samimi muhabbetle, şefkat ve hürmetle eşimize muhatab olmak duasıyla..

Nabi

Nurnet.org