Risale-i Nur eserleri bu sene 35.si yapılan Zagrep kitap fuarında sergilendi.
Hırvatistanın başkenti Zagreb’te yaklaşık 400 yayınevinin katıldığı 6 gün süren ve 1000.00 den fazla kişinin ziyaret ettiği fuara REYHAN yayınevi olarak katıldık ve beklediğimizin de fevkinde bir ilgi ile karşılaştık.
Boşnakca ve İngilizce eserlerin sergilendiği standımıza bilhassa Cumartesi günü çok ciddi bir alaka oldu.
Yaklaşık % 5-7 civarında müslüman nüfusun yaşadığı Hırvatistan’da Risale-i Nur eserlerini müslümanların yanı sıra katolik olan Hırvatlar da satın aldılar. İslam ve insanlık karşıtı pek çok kitabın çoklukla satıldığı bir ortamda Risale-i Nur gibi hakikat ışığının okuyuculara sunulmasının ise ayrı bir manası var.
Bizce fuarda karşılaştığımız en ehemmiyetli olaylardan birisi de gözleri görmeyen katolik bir teolog tarihçinin Boşnakca Sözler eserini alması oldu.
Malum Boşnakca eserleri Boşnakların yanı sıra aynı dil grubuna mensup Hırvatlar ve Sırplarda rahatlıkla okuyabiliyor.
Bu vesile ile bu fuar çalışmasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen Ankaralı genç doktor arkadaşlarımızın samimi gayretlerine de ayrıca teşekkür ederiz.
Sizin mübarek leyali-i aşerenizi ve Kurban Bayramınızı tebrik ederiz.
Cenab-ı Hak bu bayramın sürurunu, hakikî ve geniş ve umumî sürura mukaddeme ve vesile eylesin, âmîn.
Sudan’ın başkenti Hartum’da 6-18 Ekim 2012 tarihlerinde düzenlenen Uluslar arası Kitap Fuarı’nda Risale-i Nurlar adına Sözler Neşriyat ile birlikte Sudan Dersanesi olarak bizde iştirak ettik Elhamdulillah… Mısır’dan Abdulkerim abi ve Türkiye’den Serdar abi de fuara iştirak etmek için gelmişlerdi, Abilerimizle birlikte bir çok ziyaretler ve muhtelif mekanlarda dersler teşekkül edildi.
Standımızda esas olarak Arapça Risaleler olmakla birlikte Cenab-ı Hakk’ın izni ile yaklaşık 40 dilde Risale-i Nurları insanların takdir ve tahsinine sunma imkanımız oldu… Ankaradaki ehl-i hizmet ve himmet abilerimizin gayretleri ile basılan yaklaşık on bin broşür dağıtıldı… Broşürlerimiz Nurları ve Üstadımızı tanıtıcı , Nurlardan vecizelerin ve suallerin olduğu Arapça broşürler olmakla birlikte, ingilizce , çince, fransızca, Malayca, Almanca, italyanca basılan broşürlerimiz de yabancı konuklara hediye edildi… Bir çok kişinin broşürleri okuduktan sonra geri dönerek Nurları tedkik ettiklerini ve sualler sorduklarını müşahede ettik….
Standımızda derslerimize iştirak eden Sudanlı kardeşlerimizle birlikte dersanemizde kalan bütün kardeşlerimiz münavebeten Nurları insanlara takdim etmek için can-ı yürekten gayret ettiler.
Üstadımızın (Dellâllık itibariyle mücevherat-ı Kur’aniyeyi benden veya Sözler’den ders almak. Velev bir ders de olsa…) temennisine masadak olmak için bütün kardeşler ile beraber kitap fuarına gelen herkese Nurlar’dan tattırmaya çalıştık.
(Bir abimizin veciz ifadesiyle balı anlatmaktan ziyade her gelene balın kendisini tattırmak hedef ve gayemizdi Elhamdulillah.)
Standımıza gelen her meslekten kimseler için Risale-i Nurlardan nerelerini okutabiliriz diye dersanemizde kalan kardeşlerimizin hazırladıkları bir çalışmada her meslek sahibine Nurlardan gösterdiğimiz yerleri okumalarını ve düşüncelerini bizimle paylaşmalarını istedik. İkinci bir çalışmada da her kitabın içinden belirlediğimiz konu, nükte ve suallerle nazarları kitablara çevirmeye çalıştık ve bunun çok faydasını gördük Elhamdulillah.
Nurları okuyan her kesimden ve meslekten kimselerden takdir ve medih manalarını işitmek bizlere şevk ve gayret verdi.
Sudan’ın muhtelif televizyon kanalları standımızdan yayın yaptılar ve canlı olarak fuar hakkında bilgi almakla birlikte, Abdulkerim Abi ve Zubeyir abi Risale-i Nurdan ve Üstadımızdan bahsettiler, yöneltilen sualleri Risale-i Nur’a ve Üstadımıza tevcih ettiler. Bir kaç TV kanalında Mısır’dan gelen Abdulkerim abimiz Dr. Salim abimizle birlikte canlı yayında Nurlar hakkında program yaptılar.
Bir çok devlet erkanı standımızı ziyaret ettiler. Meclis Başkanı geldiğinde Risale-i Nuru çok methederek, evinde Sözler ve Mektubat olduğunu, çok istifade ettiğini, Nurlar hakkında güzel görüşlerini belirtti.
Ehl-i hizmet kardeşlerimize şevk ve gayret telkinlerinde bulundu. Ve bunun gibi Bakanlar, Milletvekilleri, Müdürler, müderrisler, profesörler, doktorlar, üniversite hocaları , Cemaat ve Tarikat mensubları, Üniversite , lise ve hatta ilkokul talebelerine kadar Sudan’ın kitapseverleri standımıza geldiler, onların bir çoğu ile hususi ilgilenildi. Üstadımız ve Risale-i Nurlar anlatıldı.
Her gelene dersanemizin adresini veriyor ve derse davet ediyorduk. Bunun semerelerini ilk haftadan görmeye başladık. Ve onlardan az bir kısmının istihsanlarını tahdis-i nimet nevinden ve sizin dualarınızı almak için sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Sudan İslami Araştırmalar Merkezi (Merkezi Drasat’il İslamiye) Müdürü “İnşallah Risale-i Nur’un Sudan’ın kalkınmasına vesile olacağına inanıyoruz ve onun için talebelerimize Nurları okutuyoruz” dedi. (Bir öğrencisini gönderip külliyat aldıracağım demişti daha sonra gönderdiği öğrencileri yeni basılan külliyatımızı ve küçük kitablardan satın aldılar.)
İran ve Amerika’nın büyük elçileri standımızı ziyaret ettiler. İranlı ekib Farsca bütün kitaplardan 1’er 2’şer satın aldılar. Amerika büyükelçisi ile Yemenli Dr. Salim Abimiz bizzat ilgilenerek 15 dk Risale-i Nurları ve Üstadımızı anlattı kendisi de çok memnun kaldı. 3 tane ingilizce Risale aldı. Geçen sene külliyat alan bir Sudanlı kardeşimiz: ”Bediuzzaman bizden yüz yıl önce yaşamış ama yüz sene sonradan bahsediyor” ifadesini vb gibi ifadeleri Hutbe-i Şamiye Risalesini okuyan her kesimden duyuyorduk.
Ziyaretimize gelen bir başkası ”Ben bir senedir bu fuarı bekliyordum ki Risaleleri alayım” demiş ve geçen sene Hıristiyan iken Nurları okuduktan sonra müslüman olan bir arkadaşından Risaleleri duymuş. Nurlardan maddi imkani elverdiği nisbette satın aldı abilerimiz de bazı kitabları hediye ettiler. Gençlik Rehberi’nden Altıncı Mes’eleyi okuyan bir kardeş beğendiği bir çok temsili defterine not etti.
Üç-Dört kitaptan bölümler okuyan bir Sudanlı bütün külliyatı aldı. Bir Sudanlı “Bu kitapları Sudan’a getirdiğiniz için Allah sizden razı olsun” dedi. Küçüklüğünden beri evinde külliyat olan bir Sudanlı: “Bu şahıs sıradan birisi değil ve sadece fikir degil, belki gıda ve taam gibi. Gençlerin Risale-i Nuru okumasını görmem beni çok memnun ediyor” diye sevincini belirtti.
Tekerlekli sandalye ile gelen bir gence Hastalar Risalesini verelim dedik, O: “Ben o kitapdan 5-10 dakika içerisinde bir kaç deva okudum çok beğendim ve aldım” dedi.
Standımıza gelen işitme engelli kardeşlerle Ankaradan Serdar abimiz işaret dili ile anlaşıp Nurlardan takdim etti. Dünya gözü kapalı ahiret gözü açık olan kardeşlerimize de Risale-i Nurların Arapça tamamının sesli okunuşunu takdim ettik sevinçlerini ifade etmek mümkün değildi. Bu kardeşler sonraki günlerde bir çok arkadaşlarını standımıza yönlendirmişlerdi.
Nurları daha önceden bilen bir doktor Otuzikinci Söz’ün insan vücudunu anlatan haşiyesini okudu ve
“Kendi ifadesi ile Bediuüzaman sadece bir islam alimi değil bütün ilimler kendisinde cemedilmiş bir zattır ki her bir ilimden en üst seviyeden temsillerle Tevhidi ve hakaik-i imaniyeyi anlatıyor” dedi.
Aynı kardeş Hastalar Risalesini okuyup geldiğinde hayranlığını belki bir kaç gün her gelene anlattı hatta standımızda bize yardımcı olurken her gelen kimseye hastalar risalesinden temsiller getiriyordu. Büyük cevşeni stantta gördüğünde “bu dua tavafta okumak için çok münasib” diye hacca gidecek olan akrabasına hediye etmek için satın aldı.
Taylandlı bir üniversite talebesi: “Ben Bediüzzamanı tanıyorum, lisede bize İslamiyetin en büyük dava adamları içerisinde ders olarak okuttular” dedi. Bir üniversite talebesi Türkiye’yi televizyonlardan tanıdığını ve İslamiyetten uzak bildiğini söyledi. Türkiye’deki dersaneleri, dersleri ve hizmeti anlattık. “Elhamdülillah Türkiye’de İslamiyet yaşanıyormuş” dedi. Malesef menfi Türk kanallarının etkisinde kalan ve Türkiyeyi yanlış tanıyan kimselerin sayısı az değil.
Uzun zamandır ism-i azam hakkında araştırma yapan bir Zat Otuzuncu Lema’yı görünce çok sevindi ve “uzun zamandır ism-i azamın cilvelerini anlatan bir kitap arıyordum” dedi. Bunun gibi çok misaller var okuyanlardan ‘cemil kitap’, ‘cemil kelam’ sözlerini çokça duyuyorduk.
Üstadımızın Tarikat hakkındaki Telvihat-ı Tisa risalesi büyük bir ilgi ve beğeni gördü, bununla beraber Kücük Sözlerdeki temsillerin hakikatlari , 23. Söz , İhlas ve Uhuvvet, Meyve Risalesi, Hutbe-i Şamiye, 33 Pencere, Hastalar Risalesi, Gençlik Rehberi, Haşir Risalesi, Mucizat-i Kuraniye ve Mucizat-ı Ahmediye (asm), 30. Söz, 22. Söz, Hanımlar Rehberi, 5. Şua, Hizmet Rehberi vb bir çok küçük tarzda basılan kitaplarımız çok beğeni gördü. Standımızı ziyaret eden kırk senedir Kuran kursunda müderrislik yapan bir Sudanlı derse geldi ve Türkiye’de İslamiyete ait neler var diye sual etti. Biz de Türkiye’yi anlattık ve akabinde Nurlar’dan okuduk Yirminci Söz’ün ICL meselesini ve bakara suresine bakara tesmiyesinin sebebini okurken “işte tefsir buna denir” dedi.
Standımızda kitabları inceleyen bir zata abilerimiz “Said Nursi’yi duydunuz mu?” diye yönelttikleri bir suale bu zatın verdiği cevap: “Bediuzzaman Said Nursi Radiyallahu Anh diyecektiniz herhalde” demesi de çok manidardı. Standımızı ziyarete gelen Türk abilerimiz ve kardeşlerimize de Türkçe Nurlar takdim edildi. Nurlardan haberi olan abi ve kardeşlerimizle de İhlas ve Uhuvvet düsturlarından aldığımız dersle azami saygı ve sevgi içerisinde muamele edilmeye ve hassaten
“Belki daire-i İslâmiyet içinde hangi meşrebte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek… Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise: “Mesleğim haktır yahud daha güzeldir” diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini îma eden, “Hak yalnız benim mesleğimdir” veyahut “Güzel benim meşrebimdir” diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek.
Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i İlahînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle. Ve ehemmiyetsiz rekabetkârane hissiyatını terketmekle ihlası kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder” emirlerine azami derecede gayret gösterildi Elhamdulillah.
Standımızı ziyarete gelen bir çok vakıf, dernek, kütüphane, üniversite, lise camiasından yöneticilere kitaplıklarında sergilemek şartıyla, Türkiyeden ehl-i himmet abilerin hediye edilmek için satın alıp gönderdikleri külliyat, kitaplar ve broşürler hediye edildi.
Bunlardan anladık ki Sudanlılar kitap okumayı ve hassaten Nurları bulunca Nurları okumayı seviyor, müştak olan kalblere Risale-i Nurları ulaştırmak vazifesi de her yerde her bir Nur talebesine düşüyor. İnşallah sizin dualarınızla Cenab-ı Erhamurrahimin şevkimizi ve gayretimizi artırır. Bizleri ihlasla hizmet-i imaniyede muhafaza eder. Risale-i Nurlara ihtiyacını hisseden ihlaslı kimselerle bizleri karşılaştırıp, Risale-i Nur derslerinde omuz omuza, diz dize verip beraber ders-i Kur’anîyi dinleyip istifade etmek ve lezzet-i hizmet-i imaniye ile her kederi unutmak Risale-i Nurlarla alakadar olmak nasib eder. Amin…
Dualarınızda yer ayırmanız için Standımızda gayretle hizmet eden bazı Sudanlı kardeşlerin isimlerini zikredeceğiz. Dr.Salim, Dr. Abdullah, Muhammed Said, Abdurrahman İsmail, İzzettin, Abdulhamit, Abdurrahman Ali, Enes, Faruk Gordon, Cibril.
Dualarınıza her daim muhtaç, sizlerin okumalarından ve hizmetlerinden şevk alan, sizleri dualarında unutmayan ve sizleri Sudan’a bekleyen kardeşleriniz.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’ten tüm ağabey ve kardeşlerimize selamlar,
“Peygamberimiz (SAV) neslinden birisinin gelmesi ve bize dinimizi anlatması çok güzel olurdu, onu bekliyoruz.”
“Biz kör gibiydik. Risale-i Nur ile görmeye başladık. Fakat her bir kelimesi nur ve hikmet olan ve bir anda karşımıza çıkan Risale-i Nur, adeta bir projektör gibi gözlerimizi kamaştırdı. Biz şimdi onu okudukça daha iyi görüp, daha iyi anlayacağız.”
“Çölde susuz kalmış gibi bir vaziyetteydik, şimdi Risale-i Nur’u okuyarak susuzluğumuzu gideriyoruz.”
Bu sözler Cordoba kitap fuarı vesilesi ile tanıştığımız ve nurlara muhatap olan bazı Arjantinli Müslümanlara ait.
Geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri Cordoba’da yaklaşık 30 yıldan bu yana devam eden kitap Fuarına katıldık. Sözler Neşriyat adına iştirak ettiğimiz ve 200 binden fazla ziyaretçisi olan bu fuardaki tek İslami stand olarak, Kur’an-ı Kerim ve başta İspanyolca olmak üzere farklı lisanlardaki Risale-i Nur eserlerini sergiledik. 20 gün süren fuar boyunca bilhassa gayri müslümlerin Kur’an’a, İslam’a ve Nurlara olan merakları ve iştiyakları ve Müslümanların da kısa süre içerisinde çok istifade etmeleri bütün yorgunluğumuzu alıp götürmüştü. Öyle ki; elimizde çok az Kur’an-ı Kerim bulunmasından dolayı herkese veremiyorduk. Fakat hususen kolej öğrencileri ve öğretmenler adeta yalvarırcasına Kur’an istiyorlardı.
Hatta standa yaklaşan bir gencin Kur’an’ı eline alıp öptüğünü görünce sorduk; “Sen Müslüman mısın?”, dedi: “Hayır, fakat ben tek bir Yaratıcı’ya, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğuna ve Hz.Muhammed’in(sav) de O’nun peygamberi olduğuna inanıyorum.” Daha da garibi bu sözlerin aynısını muhtelif kişilerden de duymuştuk.
Kur’an’ı görenler hayranlıkla inceliyorlardı. Kur’an harflerini gören birisi, “Ben bu yazılanları anlamıyorum fakat onlara bakmak bile bana yetiyor. Her bir harf sanki bir sanat eseri gibi”demişti. Bu hadise, Ami avamdan veyahut aklı gözüne inmiş maddiyunlar tabakasına karşı, Kur’ân’ın gözle görünecek bir işaret-i i’câziyesi olduğu hakikatini bize hatırlatmıştı.
Çocuklar adeta bir oyuncağa koşarcasına standa dalıp Risale-i Nurları eline alıp, okuyorlardı. Hatta 7 yaşlarında bir çocuk, küçük kitaplardan birisinin kapağını açıp, en baş sayfadaki Külliyat fotoğrafını öpüp sonra yerine bıraktı. İnşallah imanlarını kurtaracak olan bu eserlerin kıymetini ruhen hisseden bu masumlar Emirdağ Lahikasındaki şu cümleleri derhatır ettirdi; “Risale-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır.”
Geçen yıl aynı vakitlerde Cordoba caddelerinde broşür dağıtıp isteyenlere kitaplardan ulaştırıyorduk. Hamdolsun, bu yıl ise küçük bir medrese-yi Nuriye hükmündeki mütevazi standımızda ziyaretçilerin İslam ve Risale-i Nur hakkındaki sorularını yanıtladık. Standımızın bir köşesinde, bilhassa üniversiteli ve kolejli gençlere çay ikram edip onlarla dersler okuduk.
“Bir kelebeğin midesini tanzîm eden, Manzûme-i şemsi dahi o tanzîm etmiştir.” Gibi Risali Nur’dan tekbir cümle okuyan birçok kişi hemen bu sözlerin hangi kitapta geçtiğini sorup o kitabı alıyorlardı.
“Şükrün mikyâsı kanaattir ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram-helâl demeyip rast geleni yemektir.” Cümlesini okuyan başka birisi, “Bu bir cümle değil adeta bir kitap” diyerek hayretini ifade etti.
33 Pencereden sadece bir parça okuyan diğer bir kişi, Risale-i Nur’un tarz-ı beyanındaki farklılığı hissedip, “Bu tercümelerin bir ziyafet, bir tatlı, yok yok sanki baklava gibi” demişti.
Henüz Asa-yı Musa mecmuasını okumaya başlayan ve ölüm hakkında araştırma yapan bir psikoloji öğrencisi ise, bütün külliyatı okuması gerektiğini çünkü bir risalenin bir başka risalenin anahtarı olduğu tespitinde bulunması bizi şaşırtmıştı. Belki de şiddet-i ihtiyaçtan istifadeleri de çok hızlı oluyordu.
Velhasıl, Doktorlar, öğretmenler, avukatlar, mühendisler, liseli ve üniversiteli öğrencilerden oluşan ziyaretçilere, ve yüzlerce kişiye Nurlar ulaştı. Rabbim hidayet versin inşallah.
Fuar vesilesi ile tanıştığımız Meksikalı Abdülkerim ile, Meksiko City İslam merkezine ve Meksika’nın ikinci büyük şehri Guadalajara(Guadalahara)’da bir yıldan beri nur dersleri yapan Müslüman bir gruba kitaplarımızdan gönderdik. Yine fuarda tanıştığımız Venezuela’dan Musa ile de başkent Karakas’taki İslam merkezine ve oradaki Müslümanlara Risalei nurları birer çekirdek misali gönderdik. Rabbim neşvü nema verdirsin, Risale-i Nur bu ülkelerde de kökleşsin, imanlarını kurtardığı insanları onun meyveleri nevinden cennete göndersin inşallah, amin.
Fuar hizmetinin en güzel, en tatlı ve zahir neticesi de fuarın sonunda zuhur etti. Biz son gün otelden çıkış hazırlıkları yaparken fuarda tanıştığımız Sergio adındaki elektrik mühendisliği okuyan bir öğrenci, otele ziyarete geldi, yeni tanıştığımız ve henüz bir haftadır nurları okuyan bu kardeşimiz, kararını verdiğini ve Müslüman olmak istediğini söyledi. Bizim gibi zayıflara mükafat-ı acile nevinden gelen bu haber bizi ziyadesiyle sevindirdi. Hemen o gece, yani Cuma gecesi artık Adem Musa olarak hayatına devam eden Sergio’nun şehadetine şahitlik ettik. İlk namazını kılan ve duasını o gece yapan Adem ile, ertesi gün de Cuma namazını kıldık, Rabbim kabul etsin…
Bu yaklaşık bir aylık Cordoba fuar hizmetinin ardından başkent Buenos Airesteki hizmetlerimize de kaldığımız yerden devam ediyoruz. Geçen Cuma günü yine hapishane ziyaretlerimiz oldu. Oradaki Müslümanlarla beraber Cuma namazı kılıp, dersler okuduk. Radyo programımız ve derslerimiz devam ediyor.
Tercümelerden de en son olarak büyük sözlerin tercümesi bitti. İnşallah kontrolleri bitirdiğimizde ve imkanlarımız el verdiğinde onu da baskıya vereceğiz. Diğer taraftan şu anda Şuaların da yarısının tercümesi bitmiş durumda. Hızlı ve kaliteli bir şekilde tercümelerin tamamlanması ve kitaplarımızın basılması için dualarınızı bekliyoruz, zira heryerde olduğu gibi burada da bazen bir kitap hayatlar değiştiriyor…
Arjantin ve Latin Amerika hizmetleri ile yakından alakadar olan Sungur Abimizin ve Said Özdemir Abimizin sağlıklarına kavuşması için dua ediyoruz. Başta Hüsnü Bayram, Ahmet Aytemur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı Ağabeyler olmak üzere bütün abi ve kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz.
Geçen hafta Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen uluslararası kitap fuarına üçüncü defa olmak üzere, Türkiye’den “SÖZLER NEŞRİYAT” adına tek katılımla iştirak edildi.
Üç gün süren fuarda, Risale-i Nur’un ekserisi Rusça olmak üzere birçok dilden kitapları sergilendi. Standın üzerine Kril Alfabesi’yle “BEDİÜZZAMAN” yazılıp, altına ise insanların dikkatini çekecek sorulardan
Kimsin,
Necisin,
Nereden geliyor,
Nereye gidiyorsun,
Ebedi bir geçlik var mı?
Bu kâinatı kim yarattı?
Bu dünyada vazifen nedir?
Gibi sualler Rusça yazılıp asıldı. Bu sualler ve Türk lokumu standımızı şereflendiren ziyaretçilerin çok hoşuna gidiyordu. Bin kadar Nur eseri; gerek gelen ziyaretçilere, gerekse diğer stantlar gezilerek katılımcı yayın evlerine takdim edildi.
Geçen Kasım ayındaki fuarda standımıza gelip Nurları alan hanımlardan Müslüman olup, oradaki hanımlar derslerine katıldıklarını Kiev’e gittiğimizde öğrendik.
Yine o fuara gelip Mektubat alan bir ekonomist bu sefer Lem’alar’ı aldı. Bir başka üniversiteli genç tekrar fuara geldi. Stantta 4 saat kalıp Nurları okudu. Bir kardeşle neredeyse 9. Sözü bitirdi. Akşam Nur Dershanemize gelip 2-3 saat kadar kaldı.
Ukrayna’nın milli bir müzik enstrümanını profesyonel çalan “Yaroslav” isimli genç ve annesi Nurları aldılar. Ertesi gün Yaroslav iki arkadaşıyla geldi. 2 saat kadar onlarla beraber olundu.
Ukrayna’da meşhur bir profesörle tanışıldı. Uzun bir sohbet neticesinde, Profesör Rusça “Sözler, Mektubat ve Lem’alar’ı aldı. Bu muazzam hakikatlerin intişarı için ciddi çalışacağını ifade etti.
Fuar içindeki bir salonda bazı saatlerde konferanslar veriliyordu. Üç gün birer saatten üç defa Nurlardan konuşma yapıldı. Bu konferansların birinde Ukrayna’nın meşhur şair ve yazarları kendi kitaplarını tanıtıp anlattılar. Konferansın bitiminde dört meşhur şair ve yazara “İMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ” hediye edildi.
Bu şairlerin konuşmasını dikkatle takip eden “Vadim” isimli üniversiteli bir genç, şairlerin konuşmaları bitince onlardan müsaade isteyip ayakta kendi yazdığı şiirini heyecanla dinleyiciye okudu. Böyle cevval, heyecanlı ve müstait bir gence Nurları vermek çok iyi olur mülahazasıyla onunla tanışıldı ve standa davet edildi. Nur Risalelerinden aldı. Çok memnun oldu. Ertesi gün kendi gibi kabiliyetli “Vlademir” isimli bir gençle Nur Dershanemize geldiler ve gece on ikiye kadar iman hakikatlerini dinlediler. Fevkalade bir memnuniyetle ayrıldılar. Vadim: “Bu benim için büyük bir tecrübe oldu. Böyle ruhani irtibatlar insanı mutlu ediyor.” dedi.
Numune olarak bir kısım faaliyetlerin anlatıldığı kitap fuarı İnşallah Ukrayna’da ehil olanların ruhlarına iman tohumlarının ekilmesine vesile oldu. Kiev’de İnşallah 6-7-8 Aralık’ta düzenlenecek bir başka kitap fuarına bu hizmet niyetleriyle tekrar iştirak edilecek.