Etiket: "Metin Karabaşoğlu"

Aşk Asla Yeterli Değildir..

Rabb-ı Rahîm’in insan kalbine yerleştirdiği, insanı heyecana ve harekete sevk eden, insanı gayrete ve cevelana yönelten bir duygu olarak aşk, elbette hayatlara bir renk, bir anlam katıyor ve açılmamış birçok duygu aşk ile açılıp olgunlaşıyor. Ne var ki, evlilik denen şey, aşkla başlayıp bitmiyor. Bir aile hayatının kurulmasında ‘gerek şart’ olarak kesinlikle önem taşıyan aşk, ‘yeter şart’ da olamıyor. Zira, yetmiyor! (Metin Karabaşoğlu’nun yazısı..)

Devamını oku ›
“Güzeli Görme”ye Davetlisiniz! (Seminer – 17.11.2013 – Ankara)

“Güzeli Görme”ye Davetlisiniz! (Seminer – 17.11.2013 – Ankara)

Metin Karabaşoğlu’nun, Bediüzzaman’ın kırk senelik hayat, otuz senelik tahsilinin anahtar kelimelerinden biri olarak zikrettiği ‘nazar/bakış açısı’ kavramı üzerinden geliştirdiği, Said Nursi’nin bakma-görme-düşünme ilişkisi paralelinde ‘Güzel gören güzel düşünür’ sözünün yeniden tahlilini içereren bir sunum yapmak üzere Ankara’da olacaktır.

Devamını oku ›

“Elde var sonsuz” diyebilmek için…

Modern zaman insanının dünyasını henüz elde edemediği şey doldurmuşken, elinde olan o kadar şeye karşı şükürsüz ve kör bir ‘elde var sıfır’ psikolojisi içerisine girer. Oysa ki sahip olduklarının farkına varabilse ‘ne var ki elimde?’ gibisinden bir soruyu asla soramaz insan. Bilakis, ‘elde var sonsuz’ idrakiyle ve buna mukabil sonsuz şükürler ederek yaşamaktır her insana yakışan… (Metin Karabaşoğlu’nun yazısı..)

Devamını oku ›

Mısır ve Suriye için Bediüzzaman’ca bakış!

Bediüzzaman Said Nursî’nin ayak izlerini takip edenlerin, onun vermiş olduğu denge dersinden hareketle, mü’minleri ve insanlığı ilgilendiren meselelerde Bediüzzaman’ca bir sorumluluğu kuşanmaları şarttır. Unutulmasın, onun bize bıraktığı miras, ‘müsbet hareket’tir; zulme karşı tavır koyamayan, haksızlığa karşı suskun, dolayısıyla haksızların hesabına yazılan, ‘menfi’ bir ‘hareketsizlik’ değil… (Metin Karabaşoğlu’nun yazısı..)

Devamını oku ›

Geleceği gördüm: Son olayların perde arkası üzerine bir tahlil…

Bu ülke, ümmet ve bütün yerküre, iman-küfür mücadelesinde ‘postmodern’ bir dönemece girdi, giriyor. Bundan böyle, bu mücadelede şer cephesi ‘kuvve-i şeheviye’ üzerinden bir saldırıya odaklanacak; imanla ve mü’minle olan mücadelesini nefis ve haz merkezli olarak yapacak; ve bunun için özellikle kadınlar ve gençler üzerine oynayacak… Mücadele çetin ve uzun süreli olacak; evlerimiz, eşlerimiz, çocuklarımız hedef alınacak… (Metin Karabaşoğlu’nun yazısı..)

Devamını oku ›