Etiket arşivi: Nurcu ÖZellikleri

15 Kasım 2014 İstanbul Meşveret Metni

Aziz Kardeşlerimiz;

         Evvela yeni hicri yılınızı tebrik eder, bu yeni hicri yılda hizmetlerimizin intişar ve inkişafının ihlas ve istikametle devamını Cenab-ı Hak’tan niyaz eyleriz.

1-   Ehli hizmet kardeşlerimizin istişare neticesi aldıkları kararlar heyetimizce tasvip görmüş ve ekte sunulmuştur.

2-   Yurtdışı hizmetleriyle alakalı meşveret kararları keza uygun bulunmuş ve ekte ilave edilmiştir.

3-   Resmi vakıflarımızın federasyon ve konfederasyon çalışmaları son safhaya gelmiş olup, 2015 yılında faaliyete geçmesi inşaallah beklenmektedir. Kardeşlerimizi tebrik ediyor ve meşveret kararlarını ekte sunuyoruz.

4-   Uhuvvet ve tesanüdün tesis ve tekmili için kardeşlerimizin hatalı bulduğumuz söz ve hareketlerini sui-zan ve sui-tevile kapı açmadan tashih etmelerine firsat tanımamızda fayda vardır. Risale-i Nur’un nezih mesleği, kavl-i leyyini iktiza eder. Çünkü, nokta-i istinadımız, vahdet ve tesanüdümüzdür. Tesanüdümüzü muhafaza etmek, en esaslı düsturumuzdur.

5-   Risale-i Nur hizmetinin tarz ve üslubu, ölçü ve prensipleri “Hizmet Rehberi” ninde ve “Risale-i Nur Külliyatı” nde açık olarak beyan edilmiştir. Bu ölçüler hizmet hayatımızın değişmeyen kıstaslarıdır ve bizleri sahil-i selamete çıkartan pusulalar hükmündedir. Bu ölçülere sadık kalmak, Nur talebelerinin ta kıyamete kadar en ciddi görev ve sorumluluğudur. “Aziz ve sıddık, halis ve hakiki Nur talebesi” olmanın temel vasıfları bu düsturları hayatında fiilen yaşatmaktır ve bir ömür boyu “sadık bir Nur talebesi” olmaya çalışmaktır.

6-     Umum kardeşlerimize malum olduğu üzere, hükümet ile bir cemaat arasında yaşanan olaylar, ortaya çıkan sıkıntı ve sancılar nedeniyle, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “meslek ve meşrebi”nin çok açık bir biçimde zikredilip, efkar-ı ammede duyurulmasına çok ciddi bir zaruret vardır. Çünkü, bir kısım insanlar, Hz. Üstad’ın hayatından itibaren devam eden kadim Risale-i Nur hizmetini, hükümetle niza eden bir cemaatla iltibas etmekte, yalnışlara düşmektedirler. Ve bir kısım insanlar da kasıtlı olarak, Nur hizmetini söz konusu cemaatle aynı çizgide göstermeye çalışmaktadırlar. Bu sebeblerden dolayı Risale-i Nur hizmeti ile ilgili Hz. Üstad’ın belirlemiş olduğu mehenk taşı hükmündeki esas ve ölçülerin efkar-ı ammede bilinmesine ve duyurulmasına ihtiyaç vardır. Bu zarurete mebni, Risale-i Nur’da üzerinde hassasiyetle durulan bu ölçüleri şöyle özetleyebiliriz:

i. Risale-i Nur’un mesleğinin esası ihlastır. Risale-i Nur dünyevi, siyasi, maddi ve manevi işlere asla alet edilemez. Onlara tabi olmaz, onların yörüngesine girmez.

ii.   Risale-i Nur hizmetinin esası “Müsbet harekettir.” Nur talebelerinin vazifeleri, müsbet hareket etmektir, menfi hareket değildir. Rıza-yı İlahiye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlahiyeye karışmamaktır. Asayışi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde, her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellef olduğumuzu bilmektir. Hz. Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son dersi budur. Bu hakikate binaen, Risale-i Nur, menfi hareketlerde istimal edilmez; anarşi, terör ve her türlü sokak hareketlerine tamamen karşıdır. Risale-i Nur, menfi hareketleri asla tasvib etmez ve menfi hareketlere katiyyen bulaşmaz. Kalb-i külli ve vicdan-ı umuminin sükunet ve itidalini, uhuvvet ve dayanışmasını esas alır. Nur talebeleri, cemiyetin sulh ve sükun içinde sürekli istikrarına fiilen kuvvet verir ve hasbi, liveclillah çalışırlar, hizmet ederler, hiçbir karşılık beklemezler.

iii. Risale-i Nur hizmeti, şahıs eksenli, bir merkeze, bir şahsa ve bir beldeye münhasır bir hizmet değildir. Risale-i Nur hizmetinde “şahs-i manevi” esastır. Şahs-i manevinin müzahareti içinde hizmetler yürütülür. Hizmetlerde “meşveret” esastır.

iv. Risale-i Nur hizmetinde hizmetler, “emir-komut” zinciri içinde yukarıdan aşağıya inme tarzında yürütülmez. Risale-i Nur hizmetinde asla merciyet yoktur. Nur talebeleri bir şahsa bağlanmaz, şahısların arkasından gitmezler. Şahs-ı maneviyeyi esas alırlar. Bu nedenle, Risale-i Nur hizmetinde “şeyh-mürid”, manasında bir şahsiyetçilik, bir merciiyet ve bir makam yoktur. Matlub ve maksud, Allah rızası için dine, halisane ve istikametle hizmet etmektir. Bu sırra mebni, Nur talebeleri hizmetkarlığı makamata tercih eder, maddi ve manevi makamlara göz dikmezler, merciiyet makamında oturmazlar.

v.   Risale-i Nur hizmeti, “kitap eksenli” bir hizmettir. Okuyarak aklı ikna, kalbi işba etmeyi esas alır. Binlerce mekanda Risale-i Nur Külliyatı okunur, dinlenir, sohbetler yapılır. Kur’an hakikatleri, iman dersleri tahkiki bir biçimde açıklanır.

vi. Risale-i Nur talebeleri, siyasetle bizzat meşgul olmazlar. Nur Hizmeti, siyasi bir cemiyet değildir. Onların görevi, tebliğdir, iman hakikatlarını tamimdir. Onların görevleri, imanları kurtarmak, müslümanların imanlarına kuvvet vermek, insanları bu zulmetlı, dehşetli asırda, küfür ve dalaletin, fısk ve sefahatın ateşinden muhafazaya çalışmaktır.

vii. Risale-i Nur hizmetinde “kemiyetten” ziyade “keyfiyet” esastır. Hakiki ve hakikattar, halis ve hasbi Kur’an talebesi olmak matlub ve maksuddur.

viii. Risale-i Nur hizmetinde, ecir ve mükafat Allah’dan istenir. Nur talebeleri, hizmetlerinin karşılığında maddi, manevi, dünyevi, siyasi bir mülahazayı esas almazlar; hizmetlerini maddi makamlar, siyasi menfaatler üzerine inşa etmezler.

ix. Risale-i Nur hizmetinde takva esastır. Nur talebeleri, azimetle amel etmeye çalışır, hizmet perdesi altında çeşitli tevillerle takiyye yapmazlar. Hizmetteki istikamet çizgisini tevillere kurban etmez, hizmeti bulandırmazlar.

x.   Risale-i Nur talebelerinin – velev alleme ve müçtehit de olsalar- vazifeleri şerh ve izahtır. Nur talebeleri, Risale-i Nur’u sadeleştirme gibi yanlışın içine düşmezler, böyle azim bir hatada ısrar etmezler.

xi. Risale-i Nur hizmetinde iktisad ve istiğna esastır. Risale-i Nur talebeleri, maddeye dayalı ve maddi mülahazalar üzerine inşa edilmiş bir yapılanmaya gitmezler.

xii.   Risale-i Nur talebeleri, inhisar fikriyle “hak yalnız benim mesleğimdir.” tarzında bir anlayışla hareket etmezler. Kendileri dışındaki diğer islamî cematlari dışlama ve hizmet sahalarını daraltma gibi faaliyetlere girişmezler. Çünkü, Risale-i Nur, mal-i umumidir. Herkese kapısını açar, herkesi kuçaklar. Malum cemaat mensubları, taraftar toplama niyetiyle değil, istifade niyetiyle geldiklerinde onlara kucak açılır ve gelmeleri de arzu edilir.

   İşte yukarıda sıralanan bu ölçüler, Risale-i Nur hizmetinin temel değerleridir. Bu değerler ışığında Nur talebeleri hizmetlerini ifa etmektedirler. Bu ölçülerin dışında, farklı kulvarlarda, farklı şekillerde faaliyetler sergileyenler hakiki ve hakikatdar Nur talebeleri olarak vasfedilemezler. Bu hususların bilinmesine ve efkar-ı ammeye duyurulmasında zaruret vardır.

7-   Meşveret cemaatimizle birebir alakası olmayan ve sahsi gayretleriyle internet ve televizyon üzerinden faaliyet gösterenlerin cemaatimizi temsil etmediklerini kardeşlerimize hatırlatıyoruz.

8-   Risale-i Nur’ların basımı hakkında müsbet faaliyetler anlatıldı. Bu hizmetlerin sıhhatli yürümesi için, hukukçulardan müteşekkil bir heyet teşkil etmek üzere ÖNER ERGENC’e vazife verildi. Ve meşverete katılan muhterem Abdullah Yeğin Ağabeyimiz de, Hüsnü Bayram ve diğer ağabeylerle beraber neşrettikleri lahikayı okutarak, bu meselenin ehemmiyetini ve her yerde anlatarak menfi propogandalara mahal bırakılmamasını arzu ettiler.

Abdullah Yeğin Ağabey, Hüsnü Bayram ve diğer ağabeylerin imzaladığı Risale-i Nur’un basımıyla alakalı lahika mektubunun Abdullah Yeğin Abinin de rızasıyla, sadece bir maddesinde değişiklik yapılarak ekte sunulmasına karar verildi.

9-   Karma eğitimle alakalı meselenin tekraren gündeme alınması ve daima gündemde tutulması tavsiye edildi. Bununla alakalı şahıslar, sivil toplum kuruluşları ve çevremizdeki müsbet kişilerin harekete geçirilmesi,“Vakıflar Konfedarasyon” unun bir an önce kurularak, hayat-ı içtimaiyeyi ilgilendiren diğer konularla birlikte “Karma Eğitim” meselesi ile de ilgilenilmesi tavsiye edildi.

10-         Meşveret kararlarının sade, anlaşılır, açık ve net olması kardeşlerimizce ifade edildi. Buna istinaden 16.08.2014 tarihli ağabeyler mesveretinin 4. Maddesi (4- Daha önceki meşvret kararlarında ifade edildiği gibi, yeterli elemana sahip şehir ve beldelerde arzu eden kardeşlerimiz, asli hizmetlerinden taviz vermemek kaydı ile özel okul, etüd merkezi, kütüphane vb. müessesseleri açabilirler) ndeki ‘arzu eden kardeslerimiz’ ifadesinin ‘kendi namı hesabına’ manasında olduğu te’yid edildi.

11-         Meşveretlerde tekraren ifade edildiği halde, cemaatin himmeti ile inşa edilen bazı mülklerin hâlâ bazı şahıslar üzerinde olduğu, bunların en kısa zamanda kurulacak veya kurulmuş bulunan Resmi vakıflara devrinin yapılması tekraren hatırlatıldı.

12-         Suriyeli muhacirler için kışlık giyecek ve battaniye ihtiyacı olduğu, yardımların Suriye sınırındaki illerimizdeki hizmet merkezlerimiz vasıtasıyla yapılabileceği bildirildi.

13-         Belirli süre hizmette kalan ehli hizmet kardeşlerimize sigorta yapılması lüzumu tekraren hatırlatıldı. Maddi durumu müsait olmayan beldeler için, bölge vilayetlerinin desteği şeklindeki bir çözümün üretildiği Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nin yapmış olduğu uygulamanın güzel bir numune olduğu ifade edildi.

Akademisyen kardeşlerimizin faaliyetlerini can-ı gönülden tebrik ediyoruz.

Kardeşlerimizin azami ihlas, azami sadakat, azami gayret ve azami fedekarlıkla hizmete devam etmelerini en derunî hissiyatımızla dua ve temenni ediyoruz.

Ağabeyler Meşvereti Notlarından

Word formatında indirmek için : 15.Kasim.2014.Mesveret.Notlari

www.NurNet.org