Etiket arşivi: Peru

Peru Kitap Fuarında Sözler Sergilendi

Bu yıl 18.si düzenlenen Güney Amerika’daki Peru’nun Lima Milletler Arası Kitap Fuarına Türkiye’den Sözler Yaınevi katıldı. Lima Kitap Fuarı, Boenos Aires Kitap Fuarından sonra Latin Amerikanın en büyük kitap fuarı. Kitap ve edebiyat adına bir çok etkinliğin yapıldığı kitap fuarına Sözler Yayınevi, yayınladığı Risale-i Nur’un ispanyolca tercümeleri ile, Sozler Puplicacionnes adıyla katılyor.

Kendisiyle İnternet üzerinden sohbet ettiğimiz Sozler Puplicaciones’ten Abdullah Özen’den aldığımız bilgiler şöyle: “Sözler Yayınevinin Boenos Aires’te başlattığı tercüme faaliyetleri ile Risale-i Nur Külliyatının ekseri ispanyolcaya çevrildi. iki yıllık bir süre içinde 15 farklı kitap tercüme edilip basıldı. Bunlar arasında büyük kitaplardan Sözler ve Asa-yı Musa var. Şualar’ın tercümesi bitti. Mektubat’ın tamamlanmasına çok az kaldı, Ardından Lem’alar’ın tercümesine geçilecek. Yıl sonuna kadar büyük kitapların tamanının tercümesi yapılıp basılacak. Ayrıca Amazon.com sitesinde Küçük Sözler, Meyve Risalesi, Otuzüçüncü Söz, Yirmiüçüncü Söz ispanyolca e-book olarak satışta. Android uygulaması olarak okunabilmesi için çalışmalar devam ediyor. Çevrilen risaleler ispanyolca olarak profesyonel bir ses tarafından seslendiriliyor. Bunlar internetten dinlenip ve indirilebiliyor. Yaklaşık iki yıldır her hafta canlı yayınlanan, “La luz de la fe nur-u iman” adlı bir radyo programı yapılıyor. Program internet aracılığı ile de dinlenebiliyor. Telefonla bağlanabiliyor ve kitap talep edenler oluyor.”

Basılan kitaplar Latin Amerika’da büyük bir alaka ile karşılandı. Bu kitaplar önce 39. Boenos Aires Kitap Fuarına katıldı. Olağanüstü bir alaka oldu. Şimdi de Lima 18. Kitap Fuarında sergileniyor.

İnternet üzerinde yaptığımız sohbette, Kardeşimiz Abdullah Özen Fuarın ilk günü karşılaştığı ilginç bir olayı bizimle şöyle paylaştı:

“Bugün çok ilginç bir şey oldu. Kuran okunurken duygulanan, gözü yaşaranlara şahit olmuştum, ama bugün kadının biri adeta cerzeye geldi, cezbeye mi geldi deseydim. Hafız Enes abi canlı Kur’an okuyordu. Kadın sofiler gibi titredi, böyle hani cezbeye gelirler ya. Ben saşırdım. Dedim:

-abla noldu
. dedi

-ben de anlamadım”

“Fuarda standımıza o kadar büyük ilgi var ki, iki günüdür fuarı biz kapatıyoruz, diğer standlar kapatıp gittikleri halde bizim standın önü insan kaynıyor ve mecburen fuar kapandıktan yarım saat bir saat geç ayrılıyoruz”  diye de ekledi.

Fuar 19 Temmuz 4 Ağustos tarihleri arasında tüm ziyaretçilere açık.

Ayrıca dün gece katıldığımız online sohbette, Risale-i Nurların ispanyolca mütercimi Lorena Ablamızın çok sevdiği bir arkadaşının hidayetine şahit olduk.

Bu özel ve çok önemli gelişmeler yanında ülkemizin medar-ı iftihar Risale-i Nur Külliyatı’nın dünya genelinde büyük bir teveccüh ve kabul gördüğünün alameti olan Uluslararası büyük fuarlara katılması ülkemizin dünya çapındaki itibarı açısından çok önemlidir. Bu kitapların iman hakikatlerini anlatan en önemli eserler olarak dünya edebiyat çevrelerinin ve severlerinin dikkatine sunulması Türkçe’mizin dünya dilleri arasında önemli bir mevki kazanacağının da en büyük delilidir.

Aldığımız bilgilere göre, Fuarda gerek Kur’an’ı Kerim’in, gerekse İspanyolca Risale-i Nurların büyük bir ilgi ve alaka gördüğünü anlıyoruz.. Ziyaretçiler dağıtılan broşürleri büyük bir merakla okuyorlar ve kayıtsız kalamıyorlar. Okumaya başladıktan bir süre sonra broşürü eline alan duruyor dikkatlice okuyor ve geri dönüp kitapları soruyor. Sozler Puplicaciones’in standına ilgi çok büyük. Bir internet sitesi kendileri ile röportaj yapmış ve daha sonra tekrar geleceklerini ve geniş bir mülakat gerçekleştireceklerini söylemişler. Sebep-i Mülakat Latin Amerika kitap fuarına Türkiye’den gelen katılımcın dikkat çekici olması elbette.

Ülkemiz adına bu büyük, hayırlı, ulvi,  başarıya imza atan Sözler Yayınevi’nin tüm çalışanlarını kutluyoruz. Kendilerine Allah’tan muvaffakiyetler ve kolaylaıklar diliyoruz. Allah bu Ramazan Ayın’da çalışmalarını kabul etsin her bir anına Ramazan  hürmetine binlerce sevapla ödüllendirsin.

Ahmet Çiftçi

www.NurNet.org

İspanyolca Risalelere Kavuşan Perulu Patricia’nın Sevinci

Japonya’da yaşayan Perulu yeni müsluman olan birisine Risale-i Nurların İspanyolca tercümelerinin ulaşması sonrasında hissiyatını anlattığı bir mektubudur.

Risale-i Nur’un evime ulaşması

Selamun Aleykum,

Şu an çok duygu yüklüyüm ve bu güzel kitapların bana ulaşmasına hala inanamıyorum. Aslında bunun imkansız bir şey olduğunu düşünmüştüm çünkü birçok insan önce “tamam” deyip sonra da sözünü yerine getirmiyor. Ne zaman ki kitapların yola çıktığını söylediler, heyecanla sordum; “Japonya’ya mı?” “Elhamdülillah!”dedim ve imanımın o anda arttığını hissettim.

Her geçen gün daha da sabırsızlanıyordum. Postacıyı her gördüğümde ve yaklaştığında sanki küçük bir çocuk gibi kalkıp bakıyordum ki, acaba, bu yolda istikamette devam etmek için Allah’tan bana vermesini çok istediğim nuru mu getiriyor…

Günler geçiyor, kalbim tarif edemeyeceğim bir şekilde çok daha güçlü atıyordu. Nihayet kapı çaldı, ve dediler ki, “Risale-i Nur!” Sadece haykırmak ve önüme gelen herhangi birisine sarılmak istiyordum. Ve daha fazla gözyaşlarımı tutamadım, “Bismillah” dedim paketi açtım ve inanamıyordum, her şey gerçekti…

Sonra minik yavrum Roşant bana sordu, “Annecim benim için yok mu?” Ben de dedim ki, ben okuyacağım sonra da sana anlatacağım ve sevinçle Üstad’ın kısa tarihçe-i hayatını okumaya başladım ve adeta okudukça içine daldım, her kelimesini yaşadığımı hissediyordum. Sonra kitabı gönderen Arjantindeki kardeşlerime, bu güzel davranışı için teşekkür ettim ki bu benim için bir nurdu.

Bediüzzaman Said Nursi’den ve bu kitapları ispanyolca’ya çevirdiği için Lorena Lara’dan Allah razı olsun ki eğer bu azimleri, şevkleri, çalışmaları olmasa hakikatleri bu kadar net bir şekilde göremezdim.

Bu külliyat Kıymetli kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ne olduğunu bize açıklamaya bir yardımcı ve bizi manen besleyen bir kitap. Çünkü, bugün hakiki bir islamın parçasını oluşturmalıyız ve doğru yoldan ayrılmamalıyız, okuyan iyi kullar olmalıyız. Değişim için hiç bir şeyi beklemeden, nasıl sabırlı, şükreden, kibar, müsbet, cömert ve ikram eden bir Müslüman olunur öğreneceğiz. İyi bir Müslüman, yolunu kaybetmiş olanlara rehber olabilmek için tam bir örnek olmalı. Şimdi Allah’tan tek istediğim bir Kuran-ı Kerim elde etmek. Böylece ne düşerim, ne de hiç bir şeyden korkarım.

Bana olan desteği, teşviki ve internet üzerinden Japonya’dan risale derslerine iştirak etmeme vesile olduğu için Peru’daki kardeşim Amira’dan Allah razı olsun. Söyleyecek kelime bulamıyorum.

Sadece şunu söylemek istiyorum ki, kardeşlerim, yarına bırakmayın, ertelemeyin, eğer günlük olarak Risale-i Nur’u okursanız ne kadar iyi hissettirdiğini kendiniz göreceksiniz.

Allah sizden razı olsun, Allah’ıma şükürler olsun, bana bu emniyeti ve kuvvetli imanı nasip ettiği için ki, “O”nun kuluyum ve bende eksik olan bu “Nur”u bana gönderdiği ve susuzluğumu giderdiği için, her şey için, Allah’a şükür ediyorum.

Kardeşiniz Patricia

www.NurNet.org

Peru Hapishanelerinde Risale-i Nur Dersi Yaptılar

Dünyanın bir ucu Arjantin’den, güneşin battığı yerden, Nurlar’ın doğduğu yere, Türkiye’ye binler selam !

Arjantin hizmetlerinin daha ilk günlerinden itibaren, maddi – manevi duaları ile bizleri unutmayan herkesten Allah razı olsun! Henüz bir yılını bile doldurmayan Güney Amerika’daki Nur hizmetleri, daha geniş sahalarda devam ediyor. Biz de bu son havadisleri dualara vesile olması niyetiyle paylaşmak istiyoruz.

Evvela; Santa Fe şehrinden Rosario şehrine gelen birisi, İslamiyet hakkında bilgi almak için oradaki mescide uğruyor. Daha önceden nurları bilen, ciddi hizmet eden başka bir kardeşimiz ile tanışıyor. Beraber altı saat boyunca ara vermeden Küçük Sözler, Yirmi üçüncü Söz, Hastalar Risalesi ve Ramazan, İktisat ve Şükür Risalelerinden okuyorlar ve bitiriyorlar. Hatta okurken duygulu anlar da yaşanıyor. İslam hakkında bilgi almak isteyen şahıs ağlamaya başlıyor. Bunun üzerine diğer kardeşimiz de dayanamıyor ve ağlayarak okumaya devam ediyorlar. Ve Risale-i Nur Külliyatı’ndan sadece birkaç kitap okuyarak,  tam ve mukni bir iman dersini alan bu şahıs belki de hayatındaki en güzel ve önemli kararı hiç tereddüt etmeden  veriyor ve soruyor; “Ben Müslüman olmak istiyorum, şimdi ne yapmalıyım?”

Rosario’da nurların neşrine çalışan bu kardeşimiz, birkaç ay önce kendi şehirlerindeki hapishanenin kütüphanesine Risale-i Nurların konulmasına vesile oldu ve her hafta gidip oradaki mahkumlarla ders okumaktalar. Bu dersler neticesinde, mahkumlardan birisi Risalelerden  aldığı nur-u iman dersi ile islamı seçti ve şimdi Müslüman olarak hayatına devam ediyor.

Adeta bir çekirdek olan bu hapishane hizmetleri, diğer ülke ve şehirlerdeki hapishanelerde de filiz vermeye başladı. Önce Arjantin’in kuzeyindeki Peru’nun başkentinde, Adalet bakanlığına bağlı hapishaneler genel müdürü ile görüştük. Türkiye’den geldiğimizi ve mahkumların ıslahı için bir projemiz olduğundan bahsettik. Hapishanelerin ağzına kadar dolup taştığını ve yer kalmadığını ifade eden yetkililer, bu tarzdaki çalışmalara çok fazla ihtiyaç duyduklarını belirttiler. Risale-i Nurlar’ı bir hafta inceledikten sonra bu eserlerin çok harika olduğunu ifade ederek, Peru’daki yedi hapishanenin her birisine kitaplarımızın konmasına müsaade etiler. Bununla beraber mahkumlarla  sohbet ve ders okuma imkanını da sağladılar. İslamiyet hakkında çok az, ya da yanlış bilgileri olan mahkumlar, okuduğumuz dersten çok memnun kaldılar. Hatta bir mahkum dağıttımız Tabiat risalesinden biraz okuyunca: “Ben müslumanları başka bir varlığa tapıyor sanıyordum. Halbuki görüyorum ki aramızdaki fark çok az. Bu kitaplar çok hoşuma gitti ve bunları okumak istiyorum.’’ dedi. Diğer mahkumlar da aynı heyecanla okumak istediklerini belirtiyorlardı. Bu eserleri hapishane kütüphanesine koyacağımızı ve oradan alıp okuyabileceklerini söylediğimizde ise çok sevindiler. Ders sonunda İslamiyet hakkında birçok soru sordular. Bunlardan birisi; Kur’an-ı Kerim’in değişip değişmediği idi. Biz Kur’an-ı Kerim’in 1400 yıldan bu yana tek bir harfinin dahi değişmediğini söyleyip izah edince çok şaşırdılar ve etkilendiler. Bizi şaşırtan başka bir hadise ise, konferans salonundan ayrılırken, ders esnasında bizlerden “Allah” adını henüz öğrenen mahkumların “Allah! Allah! Allah!” diyerek yüksek sesle bağırmalarını duymamız oldu.

Peru’daki bu güzel hizmetlerin heyecanını yaşarken, başka bir gelişme de Arjantin’de gerçekleşti. Buradaki hapishanelerden sorumlu genel müdürlüğe, bilhassa Meyve Risalesinden bazı vecizelerin de yer aldığı, mahkumlar için hazırladığımız ıslah projemizi sunduk. Arjantin’in bütün hapishanelerinden sorumlu müdür Dr. Juan Natelo eline geçen vecizeleri okuduğunda ise hemen internetteki sayfamıza girip Risaleleri inceliyor. Bu eserlerin mahkumlar için faydalı olacağı kanaatına varan hapishaneler genel müdürü, daha fazla bilgi almak için bizi çağırdı. Biz de Riasale-i Nurların, mahkumlar için hakiki bir teselli ve ıslahları için mühim bir ders olduğunu ve kabul ettikleri halde hapishane kütüphanelerine koyabileceğimizi ifade ettik. Müdür de, bunun kolay olduğunu fakat sadece kitap koymanın yeterli olmadığını ayrıca hapishanelere gidip bizzat anlatmamız gerektiğini söyledi. Ve hemen aynı gün, hapishanelere rahatça girebilmemiz için özel bir kimlik kartı hazırladılar. Şimdi Arjantin’de bulunan  otuz beş hapishanenin kütüphanelerine  Risaleleri göndermeye başladık. Hatta iki hapishanenin kütüphanesine bizzat Nurları koyduk ve mahkumlarla dersler okuduk. Bu derslerde duygulananlar, göz yaşlarına hakim olamayıp ağlayanlar hem lisan-ı halleriyle hem de lisan-ı kalleriyle ziyaretimizden duydukları memnuniyeti ifade ettiler. Bizler de bu hizmetlerdeki inayeti bir tahdis-i nimet nevinden anlatmak  ve Üstadımızın bu iman davasındaki fevkalade muvaffakıyetini gösteren bir noktayı nazara vermek istiyoruz. Yıllar önce kendi memleketinde, kendi insanlarının imanlarını ve ahiretlerini kurtarmak amacıyla yazdığı eserlere mani olmak için, Üstadımıza hapishaneleri, sürgünleri reva görmelerine rağmen şimdi bir ecnebi memleketindeki hapishanenin gayri müslüm idarecileri, insanlığın ekmek ve su gibi ihtiyacı olduğu  aynı Nurların okunması için, bize tahsis ettikleri araba ile hapishaneye götürüyorlar, hapishanede uygun ortamı hazırlıyorlar, ders sonrasında ikramlarda bulunup yine arabayla dershanemize kadar bırakıyorlar.

Allah isterse, hristiyanlara da bu hizmeti yaptırdığını hayretle müşahede ediyoruz. Bu hapishanelere ilk ziyaretleri Arjantin hapishanelerinden sorumlu Baş Rahip Panço Martinez ile yapmış ve beraber dersler okumuştuk.

Risalelerin insanın ruhuna tesir ettiğini söyleyen, Rahip Panço, gittiğimiz her yerde güvenlik görevlilerine, çalışanlarına, yöneticilerine hatta bindiğimiz arabanın şoförüne varıncaya kadar herkese Risale-i nurları tavsiye ediyor ve okumaları için ısrar ediyor. Ve bu hizmetlerden memnuniyetini ifade ediyor.

Arjantin hapishane hizmetlerinin, sonradan fark ettiğimiz bir tevafuğu da; hapishane dersine başladığımız gün, meyve risalesinin tashihi bitip baskıya verdiğimiz gün olmasıydı. İnşallah,  Arjantin ve Peru’dan sonra diğer Güney Amerika ülkeleri de en zulmetli yerlerden, hapishanelerden nurlanmaya başlıyacak.

Ayrıca geçtiğimiz cumartesi Rahip  Panço’nun daveti üzerine, kilisesine bir ziyarette bulunduk. Yaklaşık seksen kişinin bulunduğu Kilisede, Rahip Panço kendi cemaatine bugün aramızda azizler var bunlar ta Türkiye’den buralara kadar gelen Müslüman kardeşlerim deyip bizim hapishanelerdeki hizmetlerimizden, anlatılan iman hakikatlarından mahkumların dayanamayıp ağladığından ve insanın Ruhuna hitap eden çok güzel kitaplarımızın olduğundan bahsetti.

Sonra “Türkiye’den gelen Müslüman kardeşlerimiz” diye tanıtarak bizi kürsiye çağırdı. Biz de cemaati selamladıktan sonra, Risale-i Nur külliyatı’ndan bahsedip, yaklaşık elli dilde tercümesi olduğunu ve sadece Müslümanlara değil  bütün insanlara hitap eden eserler olduğunu anlattık ve numune olarak yirminci mektuptan bir parça okuduk. Kemal-i ciddiyetle ve başlarıyla tasdik ederek dinledikleri bu kısa fakat ehemmiyetli dersin sonunda herkesin kiliseyi inletircesine alkışlayarak bizi uğurlaması açıkçası bizi de heyecanlandırmıştı.

Önceleri hristiyan, sekiz seneden beri Müslüman olan Rober Tayyip ağbey, kilisede birisinin alkışlandığını hiç duymadığını, bunun çok ilginç bir hadise olduğunu ve okunan hakikatlerin kilisede bulunanların kalplerine ulaştığını gösterdiğini söyledi. Kilisedeki bu kısa ders sonrasında, yetmiş yaşlarında bir kadının yanımıza kadar gelerek, “Selamunaleykum” deyip Tokalaşmak için elini uzattığı esnada biz ne olduğunu anlamadan elimizi öpmesi ve babasının Müslüman olduğunu söylemesi bizi oldukça şaşırttı. Programın sonunda, yanımızda getirdiğimiz kitaplarımıza yoğun ilgi gösteren kilise cemeatine, kitaplarımızdan hediye ettik. Rabbim tesir ve hidayet versin. Amin

Bununla beraber, Buenos Aires’te yaklaşık iki aydan beri bir radyoda hazırlayıp sunduğumuz “la luz de la fe” yani “nur-u iman” adındaki programımız devam ediyor. Radyo programımızı, Risale-i Nur’dan konular belirleyip, nurları bilen, okuyan Arjantinli Müslümanları konuk alarak her hafta gerçekleştiriyoruz. İnternet üzerinden İspanya, Peru, Meksika, Şili gibi İspanyolca konusulan farklı ülkelerden de dinlenilen bu program vesilesi ile daha geniş sahada daha çok insana nurları duyuruyoruz ve  inşallah hava sahifesinde de Nurlar yazılıyor.

Bu arada Meksika’nın en büyük üçüncü şehri olan Guadalajara’da bir Müslüman gurubun, laluzdelafe.org ismindeki internet sitemizden küçük sözleri elde ederek, her hafta toplanıp ders okuduklarını öğrendik. Ayrıca kendi internet sitelerinde anasayfadan da Risale-i nurları paylaşıyorlar.

Bu hizmetlerimizin belkemiği diyebileceğimiz İspanyolca tercüme ve kitap basım faaliyetlerimiz de devam ediyor. Şimdiye kadar, Yirmi üçüncü söz, Küçük Sözler, Hastalar Risalesi, Ramazan-İktisat ve Şükür Risalesi, Tabiat Risalesi, otuz üç Pencere, ihlas-uhuvvet risaleleri ve meyve risalesi olmak üzere sekiz küçük kitap bastık. Dokuzuncu kitabımız olarak ise Üstadımızın, “Tabiatta boğulanları dalaletten kurtarıyor ve bu zamanda herkese hususen şüpheye ve inkara düşenlere lazımdır ve tiryaktır”  ve “Amerika alimleri , elbette Asa-yı Musa risalesine lakayt kalmayacaklar. Eğer dini din için seven kısmının ellerine geçse, fütuhat yapar” dediği       “Asa-yı Musa Mecmuası”nı bastık ve dualarınızla onuncu kitabımız olan Münacat Risalesi’ni baskıya hazırlıyoruz.

Son olarak bir ihtida haberi vermek istiyoruz. Buenos Aires’e yakın Pergamino şehrinde bulunan Mario isminde altmış beş yaşındaki başka bir şahıs da internetteki sitemizden tavsiye üzerine Risaleleri okuyor ve Arjantin’de Risale-i Nurlar ile ruhları, kalpleri, hayatları nurlanan ve İslamiyeti seçenler kervanına dahil oluyor.

Velhasıl, Arjantin ve diğer Güney Amerika ülkelerinde yaşayan hem Müslümanların hem de diğer dinlere mensup insanların ekmek ve su gibi ihtiyaçları olduğunu gördüğümüz bu hakikatleri, her vesileyi kullanarak bilhassa ruhen Nur’a müştak, Nur’un fıtri talebelerini bulmak istiyoruz. Otobüslerde, metrolarda, sokaklarda o anda gördüğümüz belki de bir daha hiç göremeyeceğimiz insanlara, en azından birer broşür vererek nurlarla tanışmalarına vesile olmaya çalışıyoruz.

Haddimizin fevkinde ve şuurumuzun haricinde cereyan eden bu hizmetler için her zaman ihtiyaç duyduğumuz dualarınızı bekliyoruz. Allah, hepimizi bu kudsi hizmette ihlasla istihdam eylesin. Amin

Arjantin Nur Talebeleri namına

Ahmed Hasan, Abdullah, Fatih, Hüseyin

www.NurNet.org

Peru’lu Amira’dan Allah’a yaklaştıran kapı müjdesi!

Peru’da Risale-i Nur’ları okuyarak İslam’ı seçen, hukuk talebesi (Amira) Amine’nın Risale-i Nur hakkındaki hissiyatını anlattığı mektubudur…

ALLAH’A YAKLAŞTIRAN BİR KAPI

Yakın zamanda Risale-i Nur külliyatı hakkındaki izlenimlerimi belirtmek isterim. Bu külliyatın insanı Allah’a yaklaştıran ve “Allah”a duyulan “imanı’’ daha da arttırılmasına yardımcı olan bir kapı, bir çıkış yolu olması sebebiyle son derece değerli bir kaynak olduğu görüşündeyim. Eserlerin içeriğinde iletilmek istenen mesajlar insan ruhunun nurlanması ve yücelmesi için son derece zengin ve anlamlı olduğunu düşünüyorum. Bu fevkalade kitapçıklar aracılığıyla verilmek istenen mesajların gerçekten kalbinin derinliklerinde bir yerde Allah inancı taşıyanlara ve buna sahip olma şansını elde edememiş kalplere hitap ettiğine gönülden inanıyorum. Risale-i Nur; bir insanın anlama kabiliyetinin en derin noktalarına varabilecek kadar son derece zengin bir içerik sunarak tecrübe edinilmesine ve bu vesileyle mantıklı düşünme yolunda büyük bir kapı açıyor.

RİSALE-İ NUR’DA YAKALADIĞIM MESAJLAR SAYESİNDE MÜSLÜMAN OLMAYA KARAR VERDİM

Risale-i Nur külliyatından ilk okuduğum kitaplardan biri ‘Küçük Sözler‘ di, bu kitabı okurken iletilmek istenen mesajı ruhumun derinliklerinde hissettim. Çünkü, içeriği; okuyucuya öyle mantıklı ve doğru geliyor ki; içinizdeki “iman”a kulak vermenizi sağlıyor ve onun daha da inkişafına vesile oluyor, adeta kalp gözünüzü açıyor. Tıpkı Buenos Aires’te yayınlanan “Nur-u İman” adındaki radyo programını dinlerken söylediğim gibi; “Şu bir gerçek ki Allah’ a gönülden bağlanmak için bir niyetiniz varsa ya da bunu hissetmek, yaşamak için hayatınızın buna değdiğini düşünüyorsanız, durup kendinize şunu söylemelisiniz; Anlamı olmayan bunca şey ve kazanımlar, deneyimler artık yeter ve hayatta tek değerli olan şey Allah’a farklı şekillerde secde etmek, O’na kulluk etmektir.” Bu bağlamda, Risale-i Nur’un bana son derece yardımcı olduğunu söylemeliyim. Henüz İslam dini üzerine araştırmalar yapıyordum ki Risale-i Nur kitaplarını okumaya başladım ve bu kitaplarda yakaladığım mesajlar sayesinde Müslüman olmaya karar verdim ve hala defalarca okuduklarım da oluyor, özellikle de “Hastalar Risalesi“ni…

O HER ŞEYİ BİLİR, O ALÎM’DİR

Bu kitapta sıkıntıya düştüğümüzde, problemlerimiz olduğunda, hastalandığımızda, üzüldüğümüzde ya da kalbimiz kırıldığında, bu gibi durumlar aslında bizi, içinde bulunduğumuz bu fani hayatta düşünmeye sevk ediyor. Çünkü hastalıkla beraber hayatımız duruyor, ne yaptığımız ya da ne istediğimiz hakkında düşünmemizi sağlamakla birlikte, hayatımızda bizim için, gerçekte değerli olanı ortaya çıkarıyor. Çünkü biz hayatımızdaki maddi olumsuzluklara ciddi üzülürken, asıl bizden akıp giden manevi değerlerimize daha az önem verebiliyoruz. Tıpkı şu cümlede belirtildiği gibi: “mesela, karanlık olmazsa, ışık bilinmez, lezzetsiz kalır. Soğuk olmazsa hararet anlaşılmaz, zevksiz kalır…” Burada da belirtildiği üzere, bazı şeylerin yokluğunu hissettiğimizde ancak onların değerinin farkına varıyoruz, bu her şey için geçerli. Her şey, “hayır” da “şer” de Allah’tan gelir, bu “şer” bir hastalık ya da halledilmesi gereken bir problem de olabilir. Aslında bunlar insanın hatalarını düzeltmesi için ona yardım ederler. Her bir duruma, hastalığa ya da üzüntülü, kederli bir duruma olumlu bir şekilde yaklaşmalı ve bunlar için Allah’a şükretmeliyiz. O her şeyi bilir, O Alîm’dir. Bu kitapta başımıza gelen kötü durumların ya da olayların bize aslında tecrübe kazandırdığını ve bizi daha iyiye hazırladığını öğrendim, şükretmek için hayatta dara düştüğümüzde yeniden ayağa kalkmamızı ve yeniden başlamamız gerektiğini keşfettim. Ve Risale-i Nurlar sayesinde, hayatımı ve etrafımda gelişen hadiseleri düşünüp, süzgeçten geçirmek için hayatımı bir noktada durdurmayı öğrendim.

HAYATIMDAKİ EN VERİMLİ, EN ZENGİN KAZANÇ

Küçük Sözler” den çıkardığım ve öğrendiğim en önemli nokta Allah’a yalvarma ve ibadet konusu oldu. Eğer bir şeyi Allah rızası için yapıyorsak, O’nun iltifatını ve muhabbetini kazanacağımıza ve böylece hayatta korkusuzca, güçlü, kararlı ve istikrarlı bir yol alabiliriz. O’nun rızası sayesinde, hayattaki amaçlarımızı gerçekleştiriyoruz. Dualarla ona yalvarmak, ibadet etmek, bizi Yaradan’a günlük yaşantımızdan küçük de olsa vakit ayırıp dua etmek çok önemli. Bu, benim için hayatımdaki en verimli, en zengin bir kazanç oldu. İbadet, sanki vücudumun enerjisini harekete geçiren bir şey gibi. “Küçük Sözler“de ibadet etmenin ne kadar önemli olduğunu derin bir şekilde kavrama imkânına sahip oldum. Bu sebepten ötürü, Risale-i Nur’un tüm kitaplarının oldukça önemli eserler olduğunu ve içeriğinin son derece derin bilgi ihtiva ettiğini tasdik ediyorum. Allah’a yakın olmaya ihtiyacı olan daha fazla insana ulaşabilmeyi dilerim. Çünkü bazen O’na ulaşacak bir yol bulamayan ya da bunun nasıl olacağını bilemeyen nafile, boş düşünce ve istekler taşıyan insanların olduğunu biliyorum. Onlara, bu şekilde kendilerine yardım edecek bir el uzanmadan o şekilde kalmalarını istemediğim için, Risale-i Nur Külliyatı aracılığıyla İslam’ın yayılması ve Allah’ın kullarına vermek istediği mesajların iletilmesi bakımından bu eserleri son derece değerli buluyorum.

BİR MAHKUM TABİAT RİSALESİ’Nİ OKUYUNCA…

Hapishanedeki insanlara yönelik Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin yazdığı Meyve Risalesi, Risale-i Nur’un Latin Amerika’daki temsilcilerinden biri olan Ahmed Karadaş ile Peru’nun başkenti Lima’nın büyük bir hapishanesi olan Castro Castro’da bir toplantıya kendi gözlerimle tanıklık etme imkânına nail oldum. Her ülkede kültürün önceliği olmanın da ötesinde, hapishanede yatan tutukluların çoğu Allah’ın rızasını almaya hayli istekli görünüyorlardı. Tutukluların çoğu birer insan olarak içlerinde hassasiyet ve Allah’a karşı bir inanç beslemelerine rağmen sadece bu zamana kadar bu iman duygusunun kalplerine yerleşmesini sağlayacak herhangi bir imkâna sahip olmadıkları için, Allah inancından çok ama çok uzaktalar. Bundan dolayı bu hapishane köşelerinde olabildiğince dertli, kederli ve aciz bir şekilde yitip gidiyorlar. Risale-i Nur eserlerini dikkatli bir şekilde hepsi dinledikten sonra sorular sormaya başladılar. Hatta bir mahkum dağıttığımız Tabiat Risalesi’nden biraz okuyunca, ”Ben müslümanları başka bir varlığa tapıyor sanıyordum. Halbuki görüyorum ki aramızdaki fark çok az. Bu kitaplar çok hoşuma gitti ve bunları okumak istiyorum’’ dedi. Ve diğer mahkumlar da aynı heyecanla okumak istediklerini belirtiyorlardı. Biz de eserlerden hapishane kütüphanesine koyacağımızı söyleyince çok sevindiler.

BENİ ÇOK ETKİLEYEN BİR CÜMLE VAR

Mahkumlar özgürlüklerinden mahrum olsalar da herhangi bir imanlı zat gibi kendi özgür ruhlarını imanı kazanarak bulabilirler. Çünkü bu özgürlüğün kökleri, kalbimizde yeşeren imanın filizlenmesiyle gelen ferahlıktan, her birimizin kendi ruhunda işlenmekte ve tesis etmektedir. Hepimizin bir kalbi var ve bu sebepten ötürü en safi duygularımız sayesinde bu özgürlüğe erişebilme potansiyeline sahibiz. Şükürler olsun ki Allah bunu hepimize ihsan etmiş. Bu konuyla ilgili ruhumda gerçekten yankılanan ve beni çok etkileyen bir cümle var. Bu, kuşkusuz herkes için ve özellikle de hapishanede olan ve önceki karışık hayatları içinde ruhsal huzuru bulamamış tutuklulara yönelik söylenmiş bir söz: “O’nu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır, O’nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.

Böyle muhteşem ve anlamlı bir cümleyi defalarca okuma imkânına Lima-Peru’da bulunan yüksek güvenlikli Castro Castro hapishanesinde buldum. Burada çok vahim suçlar işlemiş insanlarla karşılaştık. Ama hata yapmak insana has bir özellik. Sonsuz Güç Sahibine ve en adil karar vericiye ve hesap gününün sahibine yakınlaşma konusunda oldukça hevesliler. Tutukluların çoğu, belki af dilemek, tövbe etmek ve belki de hayatın gerçek anlamını, yalnızca Allah için değerli kılmak adına ilk kez de olsa yakalamak için O’na yakınlaşmaya gayret gösteriyorlar. Bu insanların bu makama, bu seviyeye erişebileceklerine gönülden inanıyorum. Allah’a yakın olmaya en çok onlar ihtiyaç duyuyorlar. Aslında, Rabbimizden uzaklaşmaları onları bu hapishanelere getirdi. Bu sebepten dolayı, bir insanın sahip olabileceği en büyük zenginlik olan imanı, bu vicdani huzura, Risale-i Nurlar vasıtasıyla birkaç kişi olsa da kavuşmalarını diliyorum, inşallah!.

Son olarak, Peru’nun Başkenti Lima’dan Türk kardeşlerime muhabbetle selamlarımı gönderiyorum. Bizler, Latin Amerika’daki kardeşleriniz olarak Risale-i Nur’dan istifade ediyoruz ve sizleri ve bu büyük muvaffakiyetinizden dolayı ki kutluyor, teşekkür ediyoruz ve dualarınızı bekliyoruz.

Kardeşiniz Amira Amine

Kaynak: Risale Haber