Etiket arşivi: priştina

Rumeli Bostanı Hizmet Seyahati (Abdulkadir Haktanır)

          29 Ekim-27 Kasım tarihleri arasında Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Sırbistan’da sırf Risale-i Nurlara hizmet için bulunduğum  müddet içerisinde yaşadığım bazı hatıraları kardeşlerle paylaşmakta fayda mülahaza  ettiğimden bunu yazıyorum…

          Bu sefer fotoğraf çekemedim, yalnız bazı hatıraları naklederek iktifa edeceğim. Allah’ıma ne kadar şükretsem azdır.  Risale-i Nur cemaatinden teşekkül eden bir şahsi manevi bereketi sayesinde, layık olmadığım halde, işte 18 senedir günlerimin fazlasını bilgisayar karşısında geçirerek,  bir aylığına senede iki defa Balkanlara kitap götürerek, 10.000 adedini Sözler Yayınevi para ile satmıştı diğer kısmını parasız dağıtarak şimdiye kadar 80.000 adet kitap oralarda Üniversite talebeleri kız ve erkekleri hedef alarak dağıtıyoruz. Allahın lütfü ile bu yaşta Nur Davası yolunda istihdam olunuyoruz. Evet onların faydalanmaları için Elektronik yolla da hizmet vermeye gayret ediyoruz MSN gurubumda 2.000 küsur kişi mevcut. Facebook gurubumda 1.300 küsur  kişi mevcut www.albnur.com sitemde otuza yakın kitabımız var. Bu hizmetin bana verdiği sevinci tarif edemem.

          Evet Arnavut  Müslümanların  yaşadıkları devletlerde mevcut dershanelerimiz:  Arnavutluğun başşehri Tirana’da ve İşkodra’da. Kosovanın başşehri Priştina’da ve Prizren’de. Makedonyanın başkenti Üsküp’te ve Gostivar’da saydığım bu şehirlerde birer dershanemiz var. İşkodra hariç bütün bu dershanelerimizde vakıf kardeşlerimiz mevcut.

          Evet Madem Üstad  Rumeliye çöl, mera, demeyip, bostan demiş o öyledir.  İşte oranın mahsullerinden yalınız birkaç tanesini sayayım

          1- Başta Ora asıllı İstiklal marşı Şaiirimiz Mehmet Akif.

          2- Üstadi çok seven, Van Valisi İşkodralı Tahir Paşa.

          3- Kamusu Türki nin sahibi Şemsüddin Sami efendi.

          4- Aslen Makedonyanın  Üsküp şehrinden Şair Yahya kemal Beyatlı.

          5- Şehrin yeri Makedonya da olan, Müfessir İsmail Efendi Manastirli.

          6- Merhum Profesör Sabahuddin Zaim efendi Makedonya asıllı biridir.

          7- Risale-i Nurlar hakkında bilirkişi raporu kitabında onunda raporu mevcut, hem Hafız,hem Hukukçu, hem meşhur İlahiyatçı olan Bekir Sadak hocanın hocasının hocası olan  Fatih Medresesinde müderrislik yapan,  Meşhur Ataullah Kurtiş Hoca Efendi gibi daha bir çok alimler mevcut…

          Muhterem ve aziz Kardeşlerim!   Ne mutlu o kimseye ki, son asrın en büyük bahtiyarlığı olan Risale-i Nurları tanıyıp onun talebesi olabilmektir. Bu bahtiyarlık hak etmekle değl, Büyük Allah o kimseye lutfetmekle ona mazhar olmaktır. Evet Müslüman için bu zamanda  bundan daha büyük zenginlik düşünülemez. Çünkü imanlıların çevresini ateist ve tabiat perestlerin çoğunluğu oluşturduğu bu  fennin hakim olduğu devirde, Risale-i Nurun ispatlayarak yaptığı ikna metodundan başka metot geçerli olmadığını, bazı fanatiklerden başka kimse inkâr edemeyeceğini şüphe götürmez bir gerçektir.

          Kosovalı bir Hoca efendi anlatıyor: Ben her ne kadar Medine-i Münevverede Vehhabiler ile beraber tahsil gördüm sonra Nur talebesi oldum. Orada ikamet ettiğim ev caminin karşısında olduğu için namazlarımı camide eda etmeye gayret ediyordum. Suudi Arabistan da Hambeli Mezhebi hakimdir onların mezhebinde, namazı terk eden dinden çıktığı halde ve oranın çocuklarının hepsi Kur’an okumasını bildikleri halde, Camide pek çocuk göremezdim. Halbuki Nur talebesi olan bir genç kolay kolay namazını terk ettiğini göremezsin.

 Daha bir misal Makedonyada derse gelen yaşlı birini soruyorum, nasıl torunların, namaz kılıp Kur’an okuyorlarmı? Cevaben dedi: Namaz yok, Kur’an da okumasını bildikleri halde belki iki senedir Kur’anı açıp okuduklarını görmedim.

          Daha bir sevindirici haber. Kosova devletinden şimdi Prizrende yaşayan, Mitrovisa doğumlu Şevki Voca isminde biri, daha önce diyanet işleri dergisine Üstad ve Risale-i Nur hakkında 28 sahifeden ibaret  TÜRKİYEDE MA’NEVİYATTA ÜST MAKAMDA BİR ŞAHSİYET SAİD NURSİ Başlığı ile bir yazı yazmış. Malzeme olarak, Bosna dan ve başka yerlerden, Ansiklopedi, kitap ve dergilerden ma’lumat toplayıp, kaynaklarını bildirerek çok müspet bir şekilde bir yazı neşretmiş. Ben bu dergiyi görünce çok sevindiğimi. Kendisine bir miktar kitapla tebrik etmek için evine gittiğim. Oda çok sevindi 1- 1,5 saat Üstad ve Risale-i Nur hakkında konuştuktan sonra ayrıldık.

          Pek muhterem Nur cemaatine dahil Kardeşlerim! biri diğerimize dua etmeyi ihmal etmeyeceğiz. Peygamberimiz (a.s.m) Sahabelere: “Günahsız ağızla dua edin buyurmuş.” Sahabeler Kendisine Ya Resulallah! Günahtan kurtulamıyoruz ki demişler. Onlara Demiş ki: “Herkesin günahı kendine aittir, başkası için hiç kimse günah yapmaz. Böylece biri diğerinize dua yapmakla günahsız ağızla DUA yapmış olursunuz.” Nur talebeleri günahsız ağızla dua yapmaları için, Tespihati terk etmemeleri lazım. Aman Kardeşlerim! Bütün Nur talebelerin dualarından faydalanmak için,  yapıp ne yapıp tespihatı okuyup o havuza bizde atmamız şartı var. Ezber bilmezsek tespihati yanımızda taşıyacağız. Arapçasını okuyamıyorsak, yeni yazı ile olanı alıp onu okuyacağız. Zamanında okumaya işimiz engel ise, Sonradan okuyacağız. Zamanın fitnelerinden kurtulabilmek için, ve dünya ve ahiret için bize lazım olan faydaları kendimize celb etmek için, katiyyen okumayı ihmal etmeyeceğiz 4-5 sene evvel ( Prof Nevzat Tarhan Hoca efendi bir sempozyumda: Araştırdık Türkiyemizde 10.000.000. kişi Risale-i Nurları okuyormuş dedi Bütün dünyada en az 20.000.000. Nur talebesinin Duasını kendimize celb etmek için muhakkak Tesbihatımızı okuyarak, o havuza atıp o mübarek havuzdan bizde istifade etmeye gayret etmeye çalışacağız.

Abdülkadir HAKTANIR

www.NurNet.org

Rumeli Seyahatimiz: Sıradaki Durak Prizren/Kosova/Priştine

Üsküp’ten otobüsle Kosova’ya ve Prizrene ulaştık. Ferit ağabeyin kaldığı dershaneye gittiğimizde ağırlığı gençlerden müteşekkil bir cemaatin ruhaniyetiyle karşılaştık. Feyizli dersler, hasretli kucaklaşmalarla oradan ayrılırken, Osmanlı’dan kalma yirmi yedi camisiyle semaya ser vermiş, kökleri mazide, gözleri istikbalde olan Rumeli’nin çiçeklerini samimi hissiyatımızla müşahede ettik.

Ecdadımızın mehter sesleri kulağımızda çınlıyordu.

Priştine:

17 Şubat Kosova’nın bağımsızlığını kazandığı sevinçli bir günde Murad Hüdavendigar’ın meşhedini (kabrini) Fatihalarla ziyaret ettik.

Murad Hüdavendigar Kosova Meydan Muharebesi gecesi, Kosova meydanında gece şiddetli bir rüzgar çıkınca Cenab-ı Hakka ulvi bir münacatla (dua) iltica etmiş.

Ab-ı ruy-i Habib-i Ekrem için

Kerbela’da revan olan dem için

Rah-ı aşkınla sürünen yüz için

Dünya’da beni şehid

Ahirette said eyle

İslamiyet’e zafer ver Ya Rabbi.

Cenab-ı Hak duasını kabul ederek Rumeli’nin kapıları İslamiyet’e açılmış, kendisine de cennet kapıları sonuna kadar açılmış, şehadet şerbetini içmiş, Kur’an Avrupa’nın bağrına yayılmış, milyonların hidayetine vesile olmuştur. Allah onlara layık olmayı, Kur’an-ı ve Risale-i Nuru nice muhtaç gönüllere ulaştırmayı bizlere de nasip etsin. Amin

Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir.

Sultan Reşad ve Üstadımızın Rumeli Seyahati 1911

Sultan Reşad ile şarktan ulemanın temsilcisi olarak Üstadımızın katıldığı seyahatte, Kosova ve Sultan Murad’ın kabri ziyaret edilip, yüz bin kişiyle Cuma Namazı kılınıp hutbeler okunmuş, dualar edilmiş.

Priştine’de çok şevkli Arnavutça yapılan derse çok kıymetli ağabeylerimiz Faik ve Kazım ağabeylerde katıldı.

Derse katılan cemaat gece saat bire kadar dershaneden ayrılmadı.

Arnavutluk’ta dershane açmak isteyen, nurları tanıyan bir kardeşimizin şevki bizleri de şevklendirdi, kendilerine büyük kitaplardan bazıları hediye edildi.

NurNet Ekibi 

 

Rumeli Seyahat notlarımızın devamı gelecek…

Yazı Dizisinin Tamamı için tıklayın