Etiket arşivi: recep

Regaib Geceniz Mübarek Olsun. Bu Geceyi Nasıl İhya Edelim?

Regaib Gecesi Nedir?

Receb’in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar> yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir. Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur’an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak faziletlidir.

Peygamberimiz (a.s.m)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.

Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da “recebül esabb” denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek… Sabbe, Arapçada dökmek demek… Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten… Receb-ül esabb; Allah’ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.

Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa’ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.

Onun için, “Receb ayı tevbe ayıdır.” demişler. Yâni kul ne yapacak?.. “Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet…” diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk’ın yoluna girecek.

Şa’ban ayı ibadetlere devam etme ayıdır. Ramazan da mükâfatlarını alma ayıdır. Böyle çeşitli kelimelerle bu ayların birbirleriyle irtibatlı olduğu beyan edilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (sas), Regaib Gecesi’nin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Resulullah’ın (sas) Receb’in ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde, bu kandil gecesine mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı rivayet edilir. Regâib gecelerinde dua etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.

Bu aylara “Çok sevaplı ibadet ayları” diyen Bedüzzaman şöyle işaret ediyor: “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise Receb-i Şerif’te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzama’da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek’te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir’de otuz bine çıkar.” (Şualar) Bu geceyi fırsat bilerek gönlümüzü kasvetle boğan duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. Nefsin kötü arzularını frenleyip, huzur-u kalple ibadetin lezzetini almaya, o hal üzere Rabb’imize yönelmeye çalışalım. Gıybet, haset, riya, ucb, kin, nefret ve kanaatsizlik gibi kötü duygulardan temizlenelim.

Bu Geceyi Nasıl İhya Edelim?

• Mümkünse oruçlu olarak karşılanmalıdır.

• Kazâsı olanın hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması çok iyi olur.

• Kur’an-ı Kerim okunmalı, tövbe, istiğfar edilip tefekkür hali üzere olmalıdır.

• En azından yatsı ve sabah namazları camide cemaatle kılınmalıdır. Bu bütün geceyi ihya etmiş gibi sevap kazandırır.

• “Lâ ilâhe illallah”, “Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed”, “Estağfirullah”, “Sübhânallah”, “Elhamdülillah”, “Allahu Ekber”, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm” gibi sözleri zikretmek, tekrar etmek çok sevaptır.

Regaib ile İlgili Ayet-i Kerimeler:

Regâib kelimesi Kur’an’da geçmemektedir. Ancak “reğabe”den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur’ân’da sekiz yerde geçmekte ve “reğabe”nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır .

Ayrıca, “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.” (Tevbe Suresi, 36) Hz. Peygamber’in ( a.s.m ) ( aşağıda hadisler bölümünde bulunan) bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır:”

Receb Ayı ve Regaib Gecesi ile İlgili Hadis-i Şerifler:

• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. (Gunye)

• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. (Miftah-ül-cenne)

• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır. (Ebu Yala)

Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi. (İbn-i Asâkir)

• “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)

• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)

• Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır.” (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

“Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. )’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. (Taberânî)

• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

sorularlaislamiyet.com

ÖMÜR SERMAYESİ VE MÜBAREK AYLAR

Bediüzaman Hazretleri ‘’ Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur’’ diyor.Zaman çok çabuk geçiyor. Günlerin, haftaların,ayların hatta yılların nasıl geçtiğini fark edemiyoruz.Zamanın geçmediğini zan ediyoruz.Fakat ömür sermayesi elimizden kayıp gidiyor.

Bu ömür sermayesini acaba nasıl kullanıyoruz? Hiç düşündük mü ? Yarına kalacağımızın garantisi var mı ? Bu ömür sermayesini hangi yolda harcıyoruz ?

Atalarımız  ömür sermayesine çok önem veriyorlardı. Bunun da göstergesi nedir biliyor musunuz ?

O da şudur. Eskiden en pahalı evler ne deniz kenarındaki nede deniz manzaralı evler değildi. Nereleri biliyor musunuz ?

Evet eski zamanlar da en pahalı evler mezarlığa bakan evlermiş.Bunun sebebi de her pencereyi açıp dışarı baktıklarında mezarları görüp ölümü akıllarından çıkarmamaktır.Yani bu evler de mezarlıklara komşu olarak “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” hadisini bizzat hayatlarına tatbik etmişlerdir.Ya bizler ölümü hatırlatacak ne varsa maalesef uzak duruyoruz.

Ömür sermayesi ile ilgili geçmişte yaşanmış bir olayı aktarayım:

Buzdolabının olmadığı devirlerde, içecekleri ve bazı yiyecekleri korumak için, dağlardan buz kesilir ve pazar yerlerinde satılırdı.

Sıcak bir yaz gününde, bir şeyh, talebeleriyle şehirde dolaşırken, böyle bir buz satıcısına rastladı.

Satıcı:

 -Ey müminler!  Sermayesi eriyip akan şu adama merhamet ediniz? diye bağırıyordu.

Satıcının bu sözlerini işiten şeyh aniden fenalaşarak bayıldı. Yanındakiler, kendisini gölgelik bir yere taşıdılar ve saatler sonra kendisine geldiğinde bayılma sebebini sordular. Şeyh satıcının eriyip giden buzlarında kendi hayatını görmüştü. Küçük sermayesinin ziyan olmaması için çırpınıp duran satıcı, milyarla ölçülmeyen ve sonsuz bir hayatta sınırsız bir mutluluğa vesile olabilecek ömür sermayesinin eriyip gidişine nasıl kayıtsız kalındığını düşündürmüştü ona..

Evet  ‘’ Ey müminler!  Sermayesi eriyip akan şu adama merhamet ediniz ‘’ söz şeyhi bayıltmaya yetmişti.Çünkü şeyh bu sözde buz gibi eriyen kendi hayatını görmüştü.

Acaba bizler çevremizde yaşanan olaylardan ,ölümlerden bir ders çıkarabiliyor muyuz?

Her gün camiler de okunan salâ’lar bize bir şey hatırlatıyor mu ?

Bizlere çok şey hatırlatması lazım. Mübarek üç aylara giriyoruz.Ömür sermayemizi en iyi şekilde değerlendireceğimiz üç aylar bizim için fırsattır.Bu ayların neden fırsat olduğunu.Hz Peygamberin hadisleri çok güzel açıklıyor.

  • Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne>
  • Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir>
  • “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)
  • “Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)
  • Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. )’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
  • Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.> [Saadet-i Ebediyye>
  • Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî>
  • Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

Evet, bu mübarek günlerde ömür sermayesini ebedi hayatı kazanmak için harcamaya çalışalım.Sermaye-i ömrümüzü ibadet ederek baki bir ömre ibka edelim.

Mübarek Regaip Kandilinizi ve Üç Aylarınızı tebrik hayırlara vesile olmasını dilerim.

Üç Aylar ve Görevlerimiz. Üç Ayları Nasıl Değerlendirelim?

Üç aylar… Recep, Şaban ve Ramazan… Bu aylar, çok mübarek zaman dilimleridir. Maddî ve ma’nevî kirlerden, günahlardan arınmak için Cenab-ı Hakk’ın bize tanıdığı büyük fırsatlar; bize verdiği büyük ihsanlar ve ikramlardır. Bizi bu mübarek mevsime kavuşturan Allah’a sonsuz hamd ve senalarımızı, Habib-i Edib’i olan sevgili Peygamberimize de binlerce salat ve selamlarımızı takdim ediyoruz.

Her bir iyiliğin sevabı başka vakitlerde on ise, Receb ayında yüzü, Şa’ban ayında üç yüzü geçer. Bu sevap mübarek Ramazan’da bire bin olur. Cuma gecelerinde binler, Kadir gecesinde de otuz bine çıkar. Üç aylar, özellikle Ramazan ayı, ahiret ticareti için kurulmuş kudsî bir Pazar, hakikat ve ibadet erbabı için açılmış bir fuar, üç ayda seksen senelik bir ömrü kazandıran mübarek bir zaman dilimidir. (1)

Recep, Şa’ban ve Ramazan gibi üç mübarek ayın önemini artıran özelliklerden biri de büyük mübarek gecelerin bu aylarda olmasıdır. Regaib ve Miraç geceleri Recep ayını, Berat gecesi Şa’ban ayını, Kadir Gecesi de Ramazan ayını taçlandırmış, bereketlerini ve rahmetlerini zirveye taşımıştır.

Recep ayı Müslümanlar tarafından mübarek bilinen üç ayların birincisidir. Bu aya kavuşan her Müslüman, Rasûlullah Efendimizden geldiği rivayet edilen şu duayı yapmaya başlar: “Allahım! Recep ve Şa’ban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur.” (2)

Recep ayı, hiç şühesiz hayır ve bereket aylarının başlangıcı ve anahtarıdır. Ebubekir Verrak da: “Recep, ekim ayı, Şa’ban sulama ayı, Ramazan da biçim ve ürün toplama ayıdır.” demiştir. Verrak, bir benzetme daha yaparak şöyle söylemiştir: “Recep ayı rüzgar, Şa’ban ayı bulut, Ramazan ayı da yağmur gibidir.” Bazıları da demişlerdir ki: “Yıl, bir ağaç gibidir, Recep ayı ağacın yapraklarının, Şa’ban ayı dallarının, Ramazan ayı da meyvelerinin yetişip olgunlaştığı aydır. Mü’minler ise o meyvelerin toplayıcılarıdır. (3)

Rivayetlerde Recep Allah’ın, Şa’ban Peygamberimizin, Ramazan da ümmetin ayı olduğu ifade edilmiştir.(4) Bu tahsiste bir şeref, bir itibar ve bir itina var. Allah Teala, Recep ayında cehennemden kullarını çıkarmaya başlıyor, Peygamberimiz, Şa’ban ayında nafile oruçlarını, ümmet de ramazan ayında ibadet yoğunluğunu artırıyor. Böylece Allah’ın af ve mağfireti kendisine müracaat eden herkesi kuşatıyor, cennetlik insanlar haline getiriyor.

PEYGAMBERİMİZ (SAV) DÖNEMİNDE ÜÇ AYLAR NASIL DEĞERLENDİRİLİRDİ?

Müslümanlar, Recep, Şaban ve Ramazan denilen üç ayları ve bu ayların içindeki ve dışındaki mübarek geceleri canla başla ihya etmeye çalışmaktadırlar. Tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz. Bu bir açıdan sevindirici olduğu gibi, bir açıdan da hüzün vericidir. Sevindiricidir; çünkü bir çok insan bu ayları ve bu geceleri fırsat bilerek tevbe etmekte, camilere koşmakta, namaz kılmakta, vaaz ve nasihat dinlemekte ve sadakalar vermektedir. Hüzün vericidir; çünkü o gece ve o aylarda yaşanan dini hayat ve heyecanın o mübarek zaman dilimlerinden sonra azaldığı veya bazı çevrelerde hiç kalmadığı gözlenmektedir.

Halbuki Hz. Peygamber’in (s.a.v) devrinde böyle bir kutlama tarzı ve anlayışı yoktu. O devirde her Müslüman beş vakit namazı eksiksiz kılıyor, güç yetirebilenler teheccüd namazına kalkıyor, bütün namazlar mümkün mertebe camide, değilse başka mekânlarda cemaetle kılınıyordu. Onların devrinde her gün ve her gece mübarekti, günümüzde önem verdiğimiz geceler gibi hareketli ve bereketli geçiyordu.

Ekonomik kriz yok, herkes alnının terini silerek kazanıyor, çalışan alnının teri kurumadan ücretini alıyor, her zengin zekâtını veriyordu. Gelir dağılımında adalet öyle gelişti ki, gün geldi, zekât verilecek fakir bulunamadı. Herkes ahirette hesap vereceğim endişesiyle adımını atıyor, şuna buna zarar vermek, çalıp çırpma, kapıp kaçırma yerine; herkes, herkesin menfaatini kendi çıkarından önce düşünüyordu.

Çünkü onlar sadece belli geceleri kutlayan Müslümanlar değildi. Her yerde, her zaman Kur’an ve Sünnetin ölçüleriyle oturup kalkan, her geceyi mübarek bilen Müslümanlardı. Ahlak ve takva onlara hâkim olmuştu. Onlar, hak ve adaletten ibaret bir medeniyeti dünyaya yayma yolunda hep zaferden zafere koşuyorlardı. Onlar dinlerini koruyorlardı, din de onları koruyor ve onlara güç ve moral veriyordu.

Şöyle bir soru akla gelebilir: “Tarihin bir döneminden sonra, madem ümmet öteden beri Regaib, Berat ve benzeri geceleri Kur’an okuma, sadaka verme, namaz kılma, yanlışlardan kaçıp iyiliklere sığınma gecesi olarak görmüş ve öyle değerlendirmişler, varsın öyle bilsinler, ne zarar ederler?

Biz de zarar ederler demiyoruz zaten. Bu gecelerde elde ettikleri kârı, bu geceler ve bu aylar geçtikten sonra tekrar ibadetsiz hayata dönerek kaybetmesinler, diğer gün ve gecelerini de ibadetlerle ihya ederek mübarekleştirsinler, diyoruz.

Ve yine diyoruz ki; Müslümanlığımızı yalnız Regaib, Miraç, Berat ve Kadir gecesi gibi mübarek gecelere, Recep, Şaban ve Ramazan gibi üç aylara tahsis etmemiz yanlıştır. Müslümanlık süreklilik arz eden bir hayat tarzıdır. İnsan kendisini bir gece ibadet ve taate verip, o gece geçtikten sonra bir yıl ibadetin ve dinin semtine yanaşmazsa, gelir gideri karşılayamaz, belki de telafisi mümkün olmayan zarar ve ziyana düşer. Böyle bir din anlayışı İslâmiyette yoktur ve makbul da değildir. Allah Resulü Efendimizin “Amellerin Allah’a en sevimlisi az olup devamlı olandır.” Sözü ne kadar güzel ve ne kadar makul bir sözdür. Allah da zaten gücümüzün yettiğini bizden istemiştir.(6) Ama devamlı istemiştir. Gücümüzün yettiğinin istenmesi gücümüzün sınırlı oluşundandır; devamlı istenmesi de amel ve ibadetlerin bizi her zaman kötülerden ve kötülüklerden koruyucu özellikler taşıyıcı olmasındandır.

Buna en güzel misallerden biri namazdır. Allah mutlaka kılmamız gereken namazı belli aylara, belli gecelere tahsis etmemiş, günde beş vakte serpiştirerek her gün istemiştir. Ta ki insan her gün manevi hayatla ve iman esaslarıyla iç içe yaşasın. Kendisini her an görüp gözeten bir Allah’ın olduğunu, yaptıklarını kaydeden meleklerin bulunduğunu ve ahirette hesap vereceğini unutmasın. Unutmasın ki kendisine, ailesine, devletine ve milletine zarar verecek günahlara dalmasın, dadanmasın, zarara, ziyana ve cehenneme düşmesin.

Yine Allah sadece mübarek bir gecede haram ve günahlardan kaçmamızı istemiyor, her gece, her gün, hatta her an haram ve günahlardan uzak durmamızı istiyor. Çünkü haram ve günahlar ya kul hakkına, ya da Allah hakkına tecavüzdür. Bu hukuku çiğnemeye sadece mübarek gecelerde değil, hiçbir zaman hakkımız yoktur. İnsanlara iyilik ve teşekkür; Allah’a sevgi, saygı ve şükür, insan olmanın, kul olmanın gereğidir ve sürekli olmalıdır.

İslâm’da mübarek olmayan, Allah’ın lütfu, rahmeti ve nimeti olmayan bir zaman dilimi yoktur. Bütün zamanlar, hatta anlar mübarektir. Mübarek gecelere ve mübarek Ramazan’a ulaşıp ta bunlara inanmayan ve isyan içinde öleni ne Ramazan ve ne de Kadir gecesi kurtaramaz. Hattâ Ramazan ayında ve Kadir Gecesinde yapılan iyilik ve ibadetlere nasıl bire bin ve otuz bin mükâfat veriliyorsa yine bu ay ve bu gecede işlenen günahlara da bire bin ve otuz bin ceza verileceği kaynaklarımızda ifade edilmektedir.(7)

Kur’an’da adı verilerek anlatılan tek gece Kadir gecesidir, adı verilmeden anlatılan gece de Miraç gecesidir. Duhan suresinde (8) “Mübarek Gece” olarak dikkatlere sunulan gecenin de yine Kadir gecesi olduğu söylenmektedir.(9) Ramazan ayını ayların sultanı, Kadir gecesini de bin aydan hayırlı yapan ve mübarekleştiren, Kur’an’ın o ayda (10) ve o ayın Kadir Gecesinde (11) inmiş olmasıdır.

Madem Kur’an’ın inişi bir ayı, ayların sultanı, bir geceyi de bin aydan hayırlı bir gece (Kadir Gecesi) haline getirmiştir. Kur’an’ın, senin ağzına girmesi ve kalbine inmesi de seni ve senin evini, geceni, gündüzünü ve aylarını mübarekleştirecektir.

Şu halde üç ayların ve mübarek gecelerin rahmetinden, bereketinden, kurtarıcılığından istifade etmenin yolu; bu mübarek zaman dilimlerini fırsat bilerek, bu mübarek geceler hürmetine kabul edileceğimize yürekten inanarak tevbe etmekten, günahlara veda edip, Allah’a dönmekten, Kur’an’ı okumaktan, anlamaktan ve yaşamaktan, hayır ve hasenat yapmaktan geçmektedir. Üç aylarda, özellikle Ramazan ayında ve mübarek gecelerde bu inancımız, bu niyetimiz, bu hamlelerimiz ve bu ibadetlerimiz yoksa, üç aylar, mübarek gün ve geceler bize yâr değil, bâr olacaktır ve bize bir şey kazandırmayacaktır.

Büyüklerden birine sormuşlar:
-Bayram ne zaman efendim?
-“Rabbimin beni bağışladığı gün”. cevabını vermiştir.

Bağışlandığımız gün, bizim Ramazanımız, kadir gecemiz ve bayramımızdır. Bağışlanmadığımız Ramazan ayı, kadir gecesi ve bayramımız da bizim azabımız ve kara günümüzdür. Onun için hadis-i şerifde: “Kim Ramazan ayına kavuşur da kendini affettiremezse, ana-babasına kavuşup ta, onlara hizmet ederek cenneti kazanamazsa, benim adım anıldığı zaman bana salat ve selam okumazsa onun burnu sürtülsün, ona yazıklar olsun” (12) buyurulmuştur.

HER ŞEYE RAĞMEN ÜÇ AYLARI NASIL DEĞERLENDİRELİM?

1-Noksanlarımıza ve yanlışlarımıza dair bir liste tutalım. Onları tamamlamaya ve düzeltmeye çalışalım.

2-Her zaman ve her yerde dindar yaşamaya karar verelim. Verelim ki dünyada mutsuz, ahirette müflis olmayalım.

3-Üzerimizde kul hakkı varsa ve maddî bir şeyse onları sahiplerine hayatta iseler teslim edelim, hayatta değil iseler, onlar adına üzerimizdeki hakları kadar hayır hasenat yapalım. Bu işlemden sonra Allah’tan af ve mağfiret isteyelim, aynı kötülük ve haksızlıkları yapmayacağımıza dair tövbe edelim.

4-Her gün Kur’an’dan bir bölüm mealiyle birlikte okumayı adet haline getirelim, şimdiye kadar Kur’an’ı öğrenememişsek, Kur’an öğrenmeye karar verelim ve hemen başlayalım.

5-Az yiyelim, az konuşalım, az uyuyalım, çok okuyalım. Ders mahallerinden uzak durmayalım. Evimizde dersler yapalım, yaptıralım. Böylece meleklerin evimizi ziyarat etmelerine vesile olalım.

6-Zikrimizi, şükrümüzü, fikir ve tefekkürümüzü artıralım.

7-Aksatmadan ve kusursuz namaz kılmaya karar verelim. Teheccüt ve Hacet namazlarına kendimizi alıştıralım. Bu hususta zorlanıyorsak V.Karakaş’ın Niçin Namaz, Nasıl Namaz ve Namaza Nasıl Başlanır adlı kitaplarından ve benzeri kitaplardan yardım alalım. İşte o zaman namaz vazgeçemeyeceğiniz bir ibadet olacak, sizi alıp alay-ı ılliyyine çıkaracak, Firdevs cennetlerine kavuşturacaktır.

8-Kasa ve kesemizin ağzını açalım, zekât, sadaka, hayır ve hasenatla fakir fukaranın yüzünü güldürelim. Bu dünyadan ahrete gitmiş sevdiklerimizin hayrına Kur’an kurslarımıza ve camilerimize sahip çıkalım. Yapalım, onaralım, ihtiyaçlarını karşılayalım.

9-Çocuklarımızla beraber ders ve ilim meclislerine katılalım, alim-ulemayı evimize çağıralım, ilim ve hizmet adamlarına hürmet ve ikramda bulunduğumuzu çocuklarımızın da görmesini sağlayalım. Tarihî camileri ve muhterem zatların türbelerini ziyaret ederek, Fatiha ve dualar okuyalım. Zekât ve sadakalarımızı mümkünse çocuklarımızın eliyle gönderelim, camilerde cemaatle namaza katılalım. (13) Verdiklerimizin arkasına düşmeyelim, başa kakmayalım. Sadaka ve zekâtlarımızı verirken mahcup ve mütevazı bir eda ile verelim.

10-Kötülükleri unutalım, iyilikleri asla unutmayalım. Kusura bakmayalım, affedici olalım ve gönül kırmayalım. Yunus der ey hoca, istersen var bin hacca, hepisinden iyice bir gönüle girmektir.

11-İman hakikatlerinin anlatıldığı derslerin ve ilim meclislerinin müdavimleri olalım. Alimlerimizin üzerimizde çok hakları vardır. Onları unutmayalım ve onlara karşı edepde, hürmette ve muhabbette kusur etmeyelim.

12-Tehlike anında dua korkudandır, her zaman dua sevdadandır. Her zaman dua Peygamberimizin sünnetidir. Dua bizim zırhımız, kal’amız ve siperimizdir. Hiçbir zaman duadan ayrı kalmayalım. Namazlarımızın arkasından tesbihatı yapalım, cevşeni elimizden düşürmeyelim. Duadan ayrı kalmak, Allah’ın yardımından ve desteğinden mahrum kalmak demektir.

13-Hatalarımızdan dolayı özür dilemesini ve af istemesini bilelim.
Recep, cehennemden kurtuluşunuza, Şaban, berat fermanınızı almanıza, Ramazan, cennet ve cemalullaha kavuşmanıza vesile olsun, üç aylarınız mübarek olsun.

Vehbi Karakaş / Risale Haber

DİPNOTLAR:
1-bkz. Nursî, Said, Şualar, s.494
2-En- Nablusî, a.e, s.27
3-A.e, s. 29-30
4-Hadisin kaynaklarının tahlili için bkz. A.e, s. 27 (dipnot)
5-Suyûtî, Celalüddin, el- Camiu’s- Sağîr, I, s. 19
6-Bakara, 2 / 286
7-bkz. Karakaş, Vehbi, Üçaylar, s. 90-92. Cihan Yayınları, İst.2008
8-Duhan, 44 / 3
9-Karakaş, aynı eser.
10-Bakara, 2 / 185
11-Kadr, 97 / 1-5
12-Tirmizî, Daavat, 101
13-Daha geniş bilgi için bkz. Karakaş, Vehbi, ÜÇAYLAR Mübarek Gün ve Gecelerle Toplum Eğitimi, Cihan Yayınları, 2008-İstanbul

3 Ayları Beraber Değerlendirelim

Mübarek bir mevsime, sevap mevsimine, bire on, yüz, bin, on binler sevapların verildiği bir mevsime giriyoruz.

Bu mevsimi yani 3 ayları değerlendirmek adına 3 aylara özel günlük cüz dağıtımlarımız başlamış bulunmaktadır. Ayrıca 3 aylar içerisinde 3 ay boyunca kitap okuma kampanyası da başlatıyoruz. Cüz almak isteyenler için iletişim bilgileri aşağıda verilecektir.

Bediüzzaman Şualar isimli eserinde üç ayların faziletinden bahsederken “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz.” İfadeleriyle ne kadar faziletli bir ay olduğunu kısaca bize ifade eder.

3 ayların faziletiyle alakalı birçok hadisi şerife hadis kitaplarından ulaşabilirsiniz…

Kitap Okuma Kampanyası:

Recep, Şaban, Ramazan aylarına özel bazı kitapları sizin için seçtik, hep beraber bu kitapları ayrıca diğer okuduklarımızın dışında okuyarak, hem istifademizi, hem feyzimizi, hem ilmimizi arttıralım. Ayrıca “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten hayırlıdır” diye ifade edilen ve bu sırrın Risale-i Nur’da bulunduğunu beyan eden Üstadımızın sözlerine istinaden, o bir saat tefekkürü bu mübarek üç aylarda yakalamayı hedefleyerek Rıza-yı İlahi dairesinde ufkumuzu genişletelim.

Recep Ayı: Ayet-ül Kübra

Şaban Ayı: Mucizat-ı Ahmediye

Ramazan Ayı: Mucizat-ı Kuraniye ve Ramazan İktisat Şükür Risalesi

Bende kitap okuyacağım diyenler bu yazıya yorum yazsınlar, bizde kimler okumuş onun çetelesini tutalım…

3 ay boyunca günlük cüz okuyup sadece bir cüz okuyarak her gün indirilecek hatim sevabına nail olmak istiyorum diyenler…

Cüz Almak için: 0542 326 50 04 numaralı telefondan Eyüp abimizden cüzlerini isteyebilirler.

Not: Kitapları okuduktan sonra istifadelerinizi kaleme alıp bize gönderirseniz, ayrıca sitemizde yayınlayacağız.