Etiket arşivi: sağlık

Kimlerin Psikolojisi Daha Sağlıklı?

Dinin Ruh Sağlığına Etkisi

Günümüzde araştırmalarla ortaya çıkmıştır ki dindar kişiler, dindarlık seviyesi düşük olan kişilere oranla psikolojik açıdan daha iyi durumda, daha iyimserdir. Dindar kişilerde daha az stres, depresyon ve intihar teşebbüsü görülmektedir.

Batı toplumlarında bu alanda yapılan 700 çalışmadan 500’ünün (% 71) dinle ruh ve beden sağlığı arasında olumlu bir ilişki olduğunu ortaya koyduğu görülmüştür.

Depresyon ve Din

Dinin, depresyonlu hastalar üzerindeki etkisi alanında 93 alan araştırmasından 59’unda, dinî ibadetlere daha fazla katılan kişilerde depresyonel düzensizliklerin daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Diğer bir araştırmada dindarlıkla hayattan memnun olma arasında, çalışmaların % 80’inde pozitif bir ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir.

Araştırmalara göre din, insanlara içinde bulundukları durum ne olursa olsun, ya da kişiler ne tür sorunlar yaşarsa yaşasınlar, bunların iyileşeceğine dâir bir umut ve duygusal iyileşmeyi sağlayacak motivasyon sağlamaktadır. Buna karşılık depresyon konusunda ne eğitimin, ne cinsiyetin, ne de evlilik durumunun, dindarlık kadar etkili bir faktör olmadığı anlaşılmıştır.

İbadet ve Depresyon

İbadete devam sıklaştıkça daha düşük seviyede psikiyatrik düzensizlik, cinnet, depresyon ve sosyal fobiye rastlandığı bulunmuştur.

Yine bu araştırmada, hayata bir anlam bulmada, günlük hayatın zorluklarıyla başa çıkmada ve hayatın sıkıntı ve zorluklarına katlanmada dindarlığın önemli bir yerinin olduğu tespit edilmiştir.

İntihar ve Dinî İnanç

İntiharla dindarlık arasındaki münasebeti inceleyen araştırmaların büyük çoğunluğu, dindarlıkla intihar arasında ters bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuştur. Bilindiği gibi İslâm dini intiharı kesinlikle yasaklarken, diğer dinler de intiharı kabul etmemektedir. Dinî inançlarını yerine getiren kişilerin, uyuşturucu bağımlılığı, depresyon ve ümitsizlik gibi intihara yol açan risk faktörleri konusunda daha düşük oranlara sahip oldukları bulunmuştur.

Kaygı ve Din

Yapılan araştırmalar, dindarlık seviyesi yüksek olan kişilerde daha az kaygı ve korkunun olduğunu ortaya koymaktadır.

Dinî inanç, tutum ve davranışlar bir taraftan depresyon, intihar, kaygı gibi birtakım olumsuz ruhî durumları engellerken ya da ortadan kaldırırken, diğer taraftan da fertlerin psikolojik açıdan daha iyi olmalarına vesile olmaktadır.

Yine bu alanda yapılan araştırmalarda iyimserlik ve din, psikolojik iyi hâl ve din arasında olumlu ilişkiler tespit edilmiştir.

Sonuç olarak;

Dinin fert ve toplum hayatında birtakım ahlakî ilke ve prensipler vasıtasıyla, düzenleyicilik rolünün yanında, ruh ve beden sağlığı açısından da oldukça faydalı yönlerinin olduğu yapılan araştırmalarla gün geçtikçe daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa Köylü

Selamın Fazileti

Esselamü aleyküm!

Esirgeyen ve bağışlayan Yüce Allah(c.c.)’nün adıyla…

Aziz Okuyucularım, bu yazımızda selamın faziletinden söz edeceğiz İnşaallah.

Selam, Mü’minlerin birbirleri üzerindeki karşılıklı haklarıdır. Hakkını ödeyen, ebedi âlemde büyük mükâfatla sevinir, ödemeyen ise, azapla dövünür.

Dinimizde selam vermek sünnet, almak ise farzdır. (farzı kifaye) Bir yere girerken de çıkarken de selam verilir. Selam Allah(c.c.)’nün ve Resulü(s.a.v.)’in bildirdiği şekilde verilip alındığı müddetçe selamdır. Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Selamın manası; yani ben Müslüman’ım, benden sana zarar gelmez, selamettesin demektir.

Cenabı Allah(c.c.) Kuran-ı Kerim’de: “Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya aynıyle mukabele edin. Allah her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.” (Nisa: 86)

Başka bir ayet-i kerimede de: “Evlere girince, kendinize, ehlinize Allah’tan bereket, esenlik ve güzellik dileği olarak selam verin.” (Nur: 61)

Bu nedenle eve girince de evdekilere selam verilmeli, evde kimse yoksa “Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin” (Allah’ın selamı bizim ve Salih kulların üzerine olsun) demelidir. Çünkü Müslüman’ın evinde rahmet melekleri vardır.

Bir Hadis-i Şerif’te de: “Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır.” Diye buyrulmuştur. (Ebu Davud)

Selam, İslam’ın sevgi ve rahmet kapılarının anahtarıdır, mü’minin gönüllerdeki sevgi hazinelerine o anahtarla girilir. Allah(c.c.)’nün rahmet ve mağfiret deryalarına o anahtarla girilir.

Selam hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) başka bir Hadisi Şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız. İşlediğiniz takdirde sevineceğiniz bir şeyi size söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.” (Müslim, Tirmizi, İbni Mace.)

Başka bir Hadis-i Şerif’te de: “Ey insanlar! Selamı ifşa ediniz. Başkalarına yemek yediriniz, Akrabalarınızı ziyaret ediniz. İnsanlar uykuda iken namaz kılınız. (Bunları yaparsanız) selametle cennete girersiniz.” Buyurmaktadır.

Yukarıdaki hadisi şeriflerden de anladığımız gibi Peygamber efendimiz selamı emretmiş. Selam verdiğimizde hem bir farzı yerine getiriyor hem de Peygamber efendimizin sünnetine uymuş oluyoruz.

Selamda sünnet olan öncelik sırası şöyledir: Rütbe ve nimeti çok olan önce selam verir. Büyük küçüğe, bir araç üstündeki yerdekine, yürüyen durana, ayakta olan oturana, az olan çok olana, amir memura, hoca talebesine, baba oğluna, ana kızına, telefon eden edilene, odaya giren odadakine selam verir.

Selam; emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara da gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılan en güzel duadır.

Selam, birbirlerini tanıyanlar arasında muhabbet arttırıcı bir özelliği olmasının yanı sıra, birbirlerini tanımayan insanların ise birbirlerine karşı muhabbet beslemelerine sebep olmaktadır. Selam verilmek suretiyle bireyler arasında sevgi meydana gelmektedir. Selamlaşmak dostluğun, birlikteliğin başlangıcıdır. Selamlaşmak sevgiyi, sevgi kardeşliği, kardeşlik birlik ve beraberliği doğurur. Mü’minlerin birbirlerini sevmesi ise imanın alametidir.

Selam, sadece dünya hayatının değil, Cennet hayatının da esenlik ifadesidir. Kuran-ı Kerim’de, Cennette meleklerin inananlara, inananların birbirlerine selam verecekleri bizlere şöyle bildirilmiştir: “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete götürülürler. Oraya varıp da kapılar açıldığında, bekçileri onlara: – Selam size, hoş geldiniz! Temelli olarak buraya girin. Derler.” (Zümer: 73)

Bu nedenle aziz Dostlar; birbirimize karşı –her türlü afet ve musibetten selamette olmak- dileği olan selamlaşmayı, hiçbir zaman ihmal etmeyelim. Umulur ki bu sebeple, Allah(c.c.)’nun gerçek selamet yeri olan ve Kuranı Kerim’in beyanına göre “selam”dan başka söz işitilmeyecek olan cennetine nail oluruz. Zira hakiki saadet orada, sonsuz huzur orada ve ebedi mükâfat yalnız oradadır.

Yüce Rabbimiz bizleri, birbirini seven, dostlukları pekiştiren, günahları afolunan ve cennete nail olan kullarından eylesin.

Selam Hidayete Tabi Olanlara.
Akibet Muttakilerindir.

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org