Etiket arşivi: Senegal

Senegal hizmet mektubu

-Masum mazlum madur Afrika müslümanına hakikatleri ulaştırma maksadıyla 

Hem
Üstadımızın buyurduğu gibi “Görülmüyor mu ki; en hürriyetperver maskesini takan, (İ.G.) elini uzatıp arıyor. Nerede Hristiyan bulsa, hayat veriyor.” bizim de müslüman kardeşlerimizi ziyaret edip onlara hayat vermek,kuvvet vermek iştiyakıyla başta Hürriyet Mudanya ve Beşevler olarak bütün Bursa şahsı manevisinin duasıyla Senegal ülkesine yola çıktık. Bursa namına 8-10 abimiz feribota kadar bizi uğurladılar ki hakikaten umreye gider gibi yurtdışına hizmete çıktık. 

-tabi ilk gidiş maksadımız biraz orayı keşifti. 

-Allah razı olsun orada 2 Nur talebesi kardeşimiz var. Biri bize evini açtı 10 gün boyunca evinde ikamet ettik. diğeri gazeteci olmasına ve yoğun tempoda çalışmasına rağmen bizimle çok alakadar oldu, koşturdu kendi olamadığı yerde arabasını tahsis etti. 

-Senegal insanı çok sıcak kanlı, sevecen ve gülümser..ayrıca Afrika da tarihinde darbe olmayan tek ülke 

-Afrika da sair ülkelere nispeten hali vakti en iyi olan bir ülke. Ama yine de çok fakirler. zaten zenginler çok uç zengin ,fakirler de aşırı gariban. Limanları var bütün Afrikaya açılan. Geçimleri balık ,köylerinde fıtri sebze yetiştirip şehirde satıyorlar. ikinci el eşya satımı vs. İnsanlar bir dairede oda kiralıyor. Banyo sistemi dedikleri 3-4 aile beraber oturuyor. 

-Ordaki kardeşlerimiz alt yapıyı yapmışlar zaten. hani gezip risale dağıtma manasında. Recep kardeş başka bir şehirde bir hocaya gittik 1975 yılında elime Arapça külliyat geçti defalarca okudum demiş. 

-Devlet üniversitesi olan Cheik anta Diop üniversitesinde üst düzey yönetici ile görüştük kendi hristiyan Fransızca haşir Risalesini verdik kitapçık arka kapağını okudu ve “bu gerçeklere herkesin ihtiyacı var buna inanmak için herhangi bir dinin mensubu olmanıza gerek yok.”ifadesini kullandı. 

-Yine aynı üniversitede bir hoca da siz islamı yükselttiniz Aziz milletsiniz Aziz.ifadesini kullandı. 

-Sonraki gün divinite ilahi camii diye okyanusa sıfır hemen kenarında yapılan bir zatın rüya ile görüp yaptığı cami. Orada namaz kılıp oranın idarecisi ile yarım saat kadar muhabbet ettik. Bu caminin hususiyeti kimseden bir şey almayarak (başka devletten,kendi devletinden ) yapılan bir camii. Biz de Senegal e gittiğimizde dışarıda ilk o camide namaz kılıp ihlas RİSALESİ ni hediye etmemiz tevafuk oldu. 

-Sonraki gün de Arapça bölüm başkanı ve hocaları ziyaret ettik.ders okundu. Acaibimize giden üniversite hocalar talebe sıralarına oturup bizi ders kürsüsüne oturtmaları oldu. İçlerinden bir hoca dedi ki:kuran zaten bunlardan bahsediyor bu eserin ayrıca hususiyeti ne?

Alaattin abimiz makul hocamızın ikna olacağı bir surette 2-3 misal ile izahta bulundu. 

En son Cemil cidden dediler.
Elimizde cevher var
Siz cevher den anlarsınız diye getirdik,dedik. 
Biz de müşterisiyiz dediler…

-Sonraki gün de Abdullah ba denen bir zatı ziyaret ettik. çok çevresi olan biri. Kendisine bağlı bizim cemaatimiz gibi kendine has medreseleri var. Mesela bir medresesinde 600 talebe var. Bunun gibi bir çok medresesi var. Bize medreseleri gezdirdi. Hocalara Arapça kitap verdik. Talebelere hediye verip ayrıldık. 

-hudai vakfından arkadaşlar ile tanıştık bizimle çok alakadar oldular. 

-hudai vakfının Senegal devleti ile ortak hareket ve hizmet ettikleri İslam enstitüsü var. Orayı ziyaret ettik. cidden muhteşem. Hem erkek hem bayan talebe yetiştiriyorlar. Hem orda camiil kebir ismiyle müsemma bir cami var devlet sadece o camii resmî olarak tanıyor. O binada ,Gittiğimiz zamana tevafuk eden güzel bir hizmet oldu. Senegal cemaat reislerinin biraraya geldiği bir toplantı oldu. Bize de 10 dk müsaade ettiler. Nurları tanıttık ,kitap dağıttık,onlara 25.sözden ders okuttuk. Çok tatlı bir hizmet oldu. Çıkışta da bizim anlattıklarımız nasıl oldu diye sözü müessir zata sorduk.Siz Türkiye den gelmişsiniz bu arkadaşların sizi görmesi dahi onlar için çok önemli ve onlara kuvvettir dedi. 

-Sonraki gün üniversite girişinde durup yaklaşık 1000 talebeye broşür dağıttık ki cidden çok lezzetli oldu. Hatta o gençlerden Osman isminde genç bizimle öyle samimi oldu ki tel numaramızı alıp o günün akşamı aradı. Siz madem islamiyete hizmet için buraya kadar gelmişsiniz ben size yardımcı olmak istiyorum dedi. 

-Aynı gün İslam enstitüsü başkanı olan çerno ka dan randevu almıştık.Kendisiyle görüştük. Arapça Sözler hediye ettik. Ufak bir ders okuttuk.Bu zat Senegalde bir köyde 700 kişinin müslüman olmasına vesile olmuş. Kasım ayında İstanbul da alimler toplantısı olacak ona geleceğim. Geldiğimde Bursa’ya muhakkak uğrayacağını söyledi. Başkan yardımcısına da selam verdik. Türkiyeyi ziyaret ettiğini Türk insanının da Senegal insanı gibi sıcak kanlı olduğunu Türkiyeyi İslam aleminin lideri kabul ettiğini ifade etti. 

-Aynı gün hüdai vakfının alakadar olduğu ilkokul seviyesinde talebeleri ziyaret ettik. Onlarla fotoğraf çekildik. Ayrıldık. 

-Sonraki gün enstitü kurucusu olan aynı zamanda üniversitede hoca olan Ahmet sa ve İslam birliği cemiyet Reis-i görüşme talebinde bulundu beraber kahvaltı yaptık. Bize beraber çalışma teklifinde bulundular. Medreselerde Nurları program olarak koyabileceklerini, köylerde Nurlardan ders okutacaklarını ve Radyo programında Nurlardan okuyabileceklerini söylediler. Senegalde en kısa zaman da medrese açılabilmesi için dualarınızı bekliyoruz inşallah

2012 YurtDışı Hizmet Meşvereti Konya’da Yapıldı

Yılda bir mutat olarak yapılan Yurtdışı Hizmet meşvereti bu sene 10 Mart Cumartesi günü Konya’da Merkez Dersanesinde yapıldı. Sabah 09:00’da başlayan meşveret 17:00’ye kadar sürdü. Yoğun katılımın müşahede edildiği toplantıda çeşitli konular üzerinde müzakereler yapıldı, tecrübeler aktarıldı, beyin fırtınası yapıldı.

Toplantı konularının ana başlıkları şöyleydi;

1. Heyetlerin Takdimi

2. Yurtdışına gidecek vakıfların dikkat etmesi gereken hususlar

3. Yurtdışı hizmetinin önemi

4. Mersin 2013 Akdeniz olimpiyatları

5. Diğer ülkelere hizmeti nasıl götürüceğiz?

ALİMLER ile RİSALE-İ NUR TERCÜMELERİ HIZLANDIRILABİLİR

Yurtdışı hizmetlerinde en önemli faaliyet, Risalelerin ilgili ülkenin ana diline tercüme edilmesidir. Böylece bir çok insana ulaşılıp onların da imanlarının kurtulması mümkün olabiliyor.  Bediüzzaman’ın ‘Ben bu hakikateri tüm dünyaya okutturacağım‘ hayalinin, bu faaliyetler ile gerçekleştiğini görüyoruz.

İman  ve Kuran hakikatlerinin tüm dünyaya  yayılması ancak Risalelerin tüm dünya dillerine çevrilmesi ile neşv-ü nema bulacak. Dolayısıyla yurtdışına hizmet etmeye giden gönüllüler öncelikle tercüme çalışmaları üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Dünyanın hemen hemen her ülkesinde hem o ülkenin yerel dilini hem de Arapçayı mükemmel bilen Alimler bulunuyor. Risale-i Nur’ların da gayet itina ile hazırlanmış Arapça tercümesi var. Ülkelerde bu alimler ile irtibata geçilip, Risalelerin tanıtımı yapılıp, Arapça Risaleler kaynak olarak kullanılıp, tercüme çalışmalarında hızlı ve kolay bir yol izlenebilir.

RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ İLE YAZILMIŞ DERS KİTAPLARINA CİDDİ İHTİYAÇ VAR

Türkiye’de bilim camiasından bir heyet, okullarda okutulmak üzere Risale-i Nur perspektifi ile Din dersi kitabı hazırladılar. 4 ciltlik bu çalışma ingilizceye çevrilip Filipinler’de 81 üniversitede ders kitabı olarak okutulmaya başlandı. Yapılan bu pilot çalışmada muvaffak olunmasının heyecanı ve aynı ihtiyacın ortaokul ve liseler için de şedit olduğu müzakere edilerek, tüm Dünyada bu örneklerin yapılmasının eğitim-öğretim alanında ciddi bir iyileştirme-geliştirme kazandıracağı üzerinde duruldu.

ESNAFLAR BU BROŞÜRLERE SAHİP ÇIKTI

Ankara KADDER-Kültürlerarası Eğitim ve Dostluk Derneği  (www.kadder.org.tr) broşür, afiş konularında tecrübesini arttırarak  profesyonel ekibiyle yeni çalışmalarını tamamlamışlar. Çeşitli dillerde yapılan bu ürünler, internet sitesinden indirilerek matbaada bastırabiliyor. Böylece yurdışına bu ürünlerin gönderilmesine gerek kalmadan, orada dijital kopyasıyla ürüne hızlıca sahip olabiliyorsunuz. Özellikle kitap fuarları için hazırladıkları afişler dikkatimizi çekti.

Yeni hazırladıkları, cazip ve vurucu özet bilgilere sahip broşürler ile  Risalelerin tanıtımı için yeni bir kapı açılmış durumda. Bu broşürler esnaflara dağıtılmış. Esnaflar şık kutusunda duran bu broşürleri dükkanında müşterilerin kolayca görebileceği bir yere koyuyorlar ve gelen giden müşteriler de bu hakikatlerden haberdar olma fırsatı yakalıyorlar.

TÜRKİYE’YE 26.000 MİSAFİR ÖĞRENCİ GELDİ

Yurtdışından Türkiye’ye geçen sene toplam 26.000 öğrenci okumaya geldi. Önümüzdeki senelerde bu rakamın 50.000’e, hatta yüzbine çıkacağı konuşuluyor. Her üniversite misafir(yabancı) öğrenciler için, kapasitesinin yüzde onu kadar kontenjan ayırabiliyor. Hemen hemen her şehirde bu öğrencilere rastlamak mümkün. Dolayısıyla her bölgenin bu konuya dikkatle eğilmesi gerek.

Lakin, bu öğrencilerin çok az bir kesimine ulaşılabiliyor. Bu gençlerin hizmeti tanıması ve yetişmesi çok büyük öneme haiz. İleride kendi ülkelerine döndüklerinde oradaki hizmetin zemberek kuvveti olabiliyorlar. Hatta Sudan’dan Türkiye’ye okumaya gelmiş ve hizmeti bilen 10’a yakın öğrenci şu an, orada, çeşitli üniversitelerde rektör ve rektör yardımcısı konumundalar.

ALİ, SABAH WASHİNG AKŞAM WASHİNG BU NE İŞİNG !

Yurtdışından gelen ve dersanede kalan misafir öğrencilerin, kültür farklılığında kaynaklanan, bize ters gelebilen hal ve hareketlerine karşı hoş görülü olmamız gerekiyor. Ali Güney Afrika’dan geliyor ve geldiği yer nehirlerin arasında deniz kıyısında tropikal bir bölge, sık sık suya giriyor. Türkiye’de dersanede kalırken sık sık banyo yapıyor. Sabah banyoda akşam banyoda. Bir gün yemekte kardeşlerden biri dayanamayıp şöyle diyor “Ali, sabah washing(banyo) akşam washing bu ne işing?”

Ali namazlarını muntazaman kılıyor ve 8 cüz ezbere biliyor. Bir gün dersanede boylu boyunca uzanmış, Kuran’ı da yere baş ucuna bırakmış, ezberden Kuran okuyor. O’nu tanımayan, geldiği ortamın kültürünü bilmeyen bir abimiz görse, Ali’nin fırça yemesi kuvvetle muhtemel.

63 ÜLKEDE RİSALE-i NUR DERSANESİ AÇILDI

Bölgelerin ilgilendiği ülke sayısı 83, Dersane açılan ülke sayısı ise 63. Bu haberler bizi sevindirmekle beraber, daha dünyadaki ülkelerin bir çoğuna el atılması gerektiğini görüyoruz. Dünyada 230 ülke mevcut. Dolayısıyla artık her ilin en az bir ülke, hatta ilçelerin birer ülke ile ilgilenmesi ihtiyacı zaruridir.

Fizibilitesi yapılmış ve konum itibariyle hizmet zemininin en müsait olduğu sıradaki ülkeler el atılmayı bekliyor. Bu ülkeler;

Etiyopya, Senegal, Mozambik, Tayland, Tayvan, GüneyKore, Nepal, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Angola, Moritanya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Portekiz, İrlanda, Romanya, Şili, Kolombiya.

ARTIK YURTDIŞINDAN  VAKIF GELİYOR

Yurtdışı hizmetlerinin bir meyvesi de Filipinler’de tezahür etti. Filipinler’den 1 vakıf Antep’e 1, vakıf da Ankara’ya gelmiş.

YURTDIŞI HİZMETİNE NASIL BAŞLANILABİLİR?

* Fizibilite ziyareti yapılmalı.

* İlgilenicek olan şehirdeki insan kaynakları envanteri çıkarılmalı.

* Ülkenin coğrafyası, etnik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel yapısı ile ilgili bilgi muhteva eden bir dosya açılmalı.

* O ülkeden okumaya gelen misafir öğrencilerle irtibat kurulabilir.

* Ülkenin konsolosu ziyaret edilebilir.

* Dil eğitimi almak neredeyse zaruridir.

* İlgili ülkedeki kitap fuarları takip edilebilir. Orada stant açılabilir veya stantlar dolaşılıp, Risale tanıtımı yapılabilir.

* Konferanslar takip edilebilir. Türkiye’de konusunda uzman bir kişinin ilgili konuda Risale-i Nur perspektifiyle konuşma yapması sağlanabilir.

* Bütçe planlaması yapılmalı.

* Bölge esnafı ve işadamlarıyla ülke ziyareti yapılabilir.

Ayrıca emekli abiler yurtdışı hizmetinde istihdam edilebilir. Yurtdışında açılacak bir dersanede bir vakıf kardeşle beraber 2 emekli abinin kalması, hem vakıf kardeşe kuvve-i maneviye hem de destek olacak. Bir vakfın yurtdışında tek kalması hizmetin devamına halel getirebilir. Ayrıca ilgili ülke ile ilgilenen bölgeden esnafların okuma programı yapmaları veya bir miktar kalmaları şevke medar olabilir.

Üstad Bediüzzaman’ın kardeşler arasında “azami irtibatı” tavsiye etmesi çok manidar. Hususen yurtdışında kalan bir vakıf ve ilgili bölge arasında azami irtibatın olması hizmetin devamı için çok elzemdir.

25 KURUŞA KÜÇÜK KİTAP

Küçük kitap bastırıp, bunların hediye edilmesi çok bereketli bir hizmet tarzı. Ankara bölgesi bu konuda bir hayli mesafe katetmiş durumda. Çok sayıda kitap bastırdığı için uygun fiyata bu işi yapabiliyorlar. Farklı dillerdeki küçük risalelerin fiyatı 25 kuruş. Bu şekilde şimdiye kadar 600.000 kitap bastırılmış ve dağıtılmış. Bu aralar 100.000 kitap için görüşülüyor. İsteyenler KADDER vakfından Cezmi kardeş ile görüşüp, bu kitaplardan temin edebilir.

AMERİKA’DA KİLİSE BAKILIYOR

Her ülkenin kendine has bir kültürü var.  Amerika’da insanlar kolay kolay bir başkasına güvenmiyor. Oradaki gönüllü insanların gayretleri devam etmekle beraber,  dersaneye herkesin kolayca gelmesi her zaman mümkün olamıyor. Bu tür hizmetler için resmi ortamlar büyük bir avantaj sağlıyor. Bu gayeye kiliseler uygun bir ortam sağlıyor. Uygun kiliseler bulunup bunlar camiye çevriliyor. Buralarda yeni insanlara ulaşılıp onlara imani hakiketler sunuluyor.

Amerika’daki Nur Talebeleri şimdilerde kilise bakıyorlar. Onlara Rabbimizden muvaffakıyetler niyaz ediyoruz.

Ayrıca Avrupa’dan hizmetlerle alakalı güzel haberler duyuyoruz. Örneğin Almanya’nın en büyük hapishanesinde 7 yıldır Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Bu dersler sayesinde bir çok mapus ahlak-ı islamiye ile ahlaklanıyorlar.

HRİSTİYANLARA İSA (A.S.) ‘ın BÜYÜKLÜĞÜNDEN BAHSEDİLMELİ

Hristiyanlara İslamı anlatırken dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde yaşanmış tecrübeler mülahaza edildi. Hristiyanların çoğunlukta olduğu Filipinler’de uzun yıllardır hizmet eden ve bir çok hristiyanın islamı seçmesinde muvaffak olan Muhammed Rıza’nın bu konudaki tespitleri çok önemli püf noktalarını içeriyor;

* İncil’in (matta, markos, luka, yuhanna) Türkçe ve ingilizcesi dikkatlice okunmalıdır.

* Kuran’da Hristiyanlardan bahseden ayetler, Peygamberimizin Hristiyanlar ile ilgili hadisleri ve Risale-i Nur’da bu konudaki bahisler iyice araştırılıp, mütalaa edilmeli.

* İsa (a.s.)’ın 5 büyük peygamber’den biri olduğu, müslümanların İsa (a.s.)’ı çok sevdiği, Cenab-ı Hakk’ın da O’nu çok sevdiğini bu yüzden, çarmıha gerilip, işkence yapılmasına izin vermediği ve kendi katına yükselttiği, ahir zamanda İsa (a.s.)’ın tekrar gönderileceği, Hristiyanların beklediği gibi, biz müslümanların da O’nu beklediği anlatılmalı.

* Hristiyanlağın aslında tevhid esaslı bir din olduğu, ancak Cenab-ı Hakk’ı sıfatları hakkında hata yaptıkları bilinmelidir.

* Hristiyanlar ile münasebetlerde direk İncil’in tahrif edildiği ve onların teslis (üçleme) yapmaları gibi konularla itham edilmesi aradaki iletişimin daha başlamadan bitmesine neden olmaktadır. Hristiyanlığın ve İncil’in eksikliğini gösterek değil, İslamın güzelliğini anlatarak onlara faydalı olabiliriz.

Murat Şekerci

www.NurNet.org