Etiket arşivi: sierra leone

Sierra Leone Kurban Faaliyeti ve Hizmet Mektubu

Bismihi Sübhanehu

Aziz sıddık ağabeylerimiz ve kardeşlerimiz,

Merzifon Cemaati olarak ilgilendiğimiz Sierra Leone % 65’ i Müslüman, % 35’ i Hıristiyan olan fakir-ül hal bir İslam ülkesidir. Sierra Leone Batı Afrika’da olup, komşuları Gine ve Liberya‘dır. Dünya elmaslarının %70 i bu ülkede bulunmaktadır.

170 KG KİTAPLA YOLA ÇIKTIK

Kurban Bayramı münasebetiyle iki kişi olarak gittiğimiz Sierra Leone ‘ye yanımızda yine yüzlerce Arapça, İngilizce eserler, Kuran-ı Kerim ve yüzlerce Elif Cüzü olarak toplam yüz yetmiş kg yükümüzle yola çıktık.

Fas üzerinden 15 saat yolculuktan sonra önünde büyük bir levha üzerinde Medreset- üz Zehra yazılı dersanemize geldik. Biraz dinlendikten sonra dersanenin mescidine duvar kağıdı ve bazı tefrişatlar yaptık. Cemaatın çok hoşuna gitti. Dersanede gençler haftada iki gün ders yapıyorlar. Daha önce sayıları 35 civarında olan genç kardeşlerimiz sayıları 60 olunca dersane küçük gelmiş ve bu kardeşlerin yarısı da camide derslerine devam ediyorlar.

HAYIRLI RÜYADA GELEN ZAT

Yakup ismindeki genç kardeş sayıları 15 civarında olan ilkokul talebelerine getirdiğimiz Elif Cüzleriyle Kuran öğretip Risale-i Nur okumaya devam ediyor. Gündüz gençlerle ders yaptıktan sonra Alfa Nelege ismindeki bir genç gece rüyasında sarıklı cübbeli bir zatı görüyor. Dersanede kalabalık bir cemaate sarıklı cübbeli olan zat kitap dağıtıp, ders yapıyor ve biriside bu zatın konuşmasını onlara tercüme ediyor ve çay vakti geldiğinde çay içilirken bu zat kayboluyor, arıyorlar ve bulamıyorlar. Bize bu rüyayı anlattığında üstadın resmini gösterdik rüyasında gördüğü sarıklı cübbeli bu zatın Üstad olduğunu söyledi. Bizde bu rüyadan Allah’ın inayetinin ve Üstadın himmetinin bizimle olduğunu hissedip kuvve-i maneviyemiz ve şevkimiz arttı. Alamet-i makbuliyet olarak kabul ettik.

HUTBEDE CEMAATİ SELAMLADIK VE TEKBİRLERLE KARŞILANDIK

Dersanede gençlerle ve gelenlerle saatlerce mütalaalar oldu. Pazar günleri 15 civarında alimler ve imamların Arapça Risale-i Nur dersi yapılıyor, bu dersleri çok ciddi takip ediyorlar. Arapça İhlas ve Uhuvvet risalelerinden mütalaalar ile devam eden bu derslerde alimlerin ve imamların hakikatlere olan ilgi ve hayretleri gözlerinden, hallerinden ve ifadelerinden anlaşılıyordu. Bu âlimlerin başı olan Şeyh İsa Sesay Risale-i Nurda geçen mevzuların hepsinin hazır birer Hutbe konusu olduğunu ve cemaate okunmasının lüzumunu söyledi. Diğerleri de onu tasdik edip not aldılar.

Bayram namazı çevre camilerin birleşmesiyle büyük bir açık alanda kılındı. Yaklaşık 3000 kişinin katıldığı Bayram namazında bizleri tanıttılar ve bizde cemaati selamladık. Cemaat Türkiye’den geldiğimizi kurban ve kitaplar getirdiğimizi öğrenince tekbirlerle karşılık verdiler.

BU ZAMANA KADRKİ EN BÜYÜK KURBAN KESİM FAALİYETİ

Yedi bölgede kesilen 44 büyük baş hayvan bilet usulü yaklaşık 3000 aileye dağıtıldı. Burada her aile 6 -7 kişiden oluşmaktadır. Belki bu aileler senede bir kez kurban vesilesiyle et yiyorlar. Ülkedeki bu zamana kadar en büyük kurban kesimi olduğunu ifade ettiler. Vesile olanlara çok dua ettiklerini söylediler.

Mile 91 şehrinde önceki gelişimizde bizimle dersanede kalan saatlerce risalelerden ders yaptığımız Ali kardeş bu şehirde ders başlatmış, sayıları 20 civarındaki bu gençler her gün ikindiden sonra ders yapıyorlar. Bu şehirde oteldeki Samuel isminde bir gence kitap verdik ve yorgun olduğumuz için bizi sabah namazına kaldırmasını söyledik. Samuel verdigimiz kitapları sabaha kadar okumuş ve bir kâğıda bu kitapların harika bir şey olduğunu Allah sizi korusun manasında bir not yazmış. Hayretlerini küçük bir kağıt parçasına yazdığı bu cümlelerle ifade etmiş. Elektriğin nadir geldiği bu ülkede manevi nur olan Risale-i Nurlar girdiği yerleri, girdiği kalbleri aydınlatıyor.

Sonra biz aramızda ülkenin ikinci büyük şehri olan Bo‘da bir dersanemiz olsa ve Risale–i Nurları oraya nasıl ulaştırsak diye istişare ettik. Birkaç saat sonra El Haja isminde ülke genelinde büyük çalışmaları ve projeleri olan Bo şehrinde de Cami, yurt, klinik, konferans salonları ve misafirhaneye sahip, Türkiye ve birçok ülkeye gitmiş ehli hizmet birisini Cenab-ı Allah karşımıza çıkarttı. El Haja’ya kitapları verdik ve bir daha ki gelişimizde Bo şehrine geleceğimizi ve orada faaliyet yapmak istediğimizi anlattık çok memnun kaldı ve dört gözle bizi beklediğini söyledi.

Bu tevafuklarla bizim en küçük hafi arzu-yu kalbimizi bilen Cenab-ı Allah’ın bizi himaye ve istihdam ettiğini ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığını Risale-i Nur ‘dan aldığımız derslerden anladık.

BAYANLAR DA RİSALE-İ NUR’LARA SAHİP ÇIKIYOR

Bayanlar arasında da Risale- i Nurlar yayılmaya devam ediyor, sayıları 20 kişi olan Calabatown‘daki bayanlar cumartesi günleri ders yapıyorlar. Şehrin batısında 20 kişilik bir grupta derslerine devam etmekteler. Hizmetleri sahiplenmişler ve Risaleler-i Nurları ciddi okuyorlar.

Burada Kuran öğrenmek için elif cüzleri olmadığından tablet tahta kullanıyorlar. Bizim götürdüğümüz elif cüzleri çok rağbet gördü. Sınırlı sayıda götürdüğümüz elif cüzlerini Risalelerle birlikte dağıttık.

Bütün ağabey ve kardeşlerin geçmiş kurban bayramlarını tebrik ediyor ve hizmetlerin devamı için dualarınızı bekliyoruz. Binler selam…

 01/11/2012

MERZİFON NUR TALEBELERİ

Batı Afrika-Sierra Leone Hizmet Mektubu

Bismihi Sübhanehu

Aziz sıddık ağabeylerimiz ve kardeşlerimiz,

Merzifon Cemaati olarak ilgilendiğimiz Sierra Leone % 65 i Müslüman % 35 i Hıristiyan olan fakir-ül hal bir İslam ülkesidir. Sierra Leone Batı Afrika ‘da olup, Dünya elmasının %70 i bu ülkede bulunmaktadır.

Bu ülkeye ilk şubat ayında gitmiş ve medresemizi açıp gelmiştik. İlk gidişimizden bu yana irtibatımız 6 ay düzenli bir şekilde devam etti. Ramazan münasebetiyle 6 Agustos ‘ta  10 günlügüne 300 kg yükümüzle Arapça, Türkçe, İngilizce külliyat, yüzlerce küçük kitaplarla  3 kişi Sierra Leone ye gittik.

Medresemize geldiğimizde nur talebesi gençler balkonda ve kapıda bizleri karşılayıp hemen valizlerimizi alıp dersaneye taşıdılar. Dersanenin dış balkonuna Türk bayrağı ve Sierra Leone bayraklı medreset-ül Zehra yazılı güzel bir levha asmışlar. Dersanenin tefrişatı yapılıp Türkiye’den götürdüğümüz tüller çivilere takıldı. Halı serildi ve 2 metrelik 4 raflı kitaplık kitaplarla doldu. Sierra leoneli nur talebelerinin gözlerinin içi gülüyordu. Sanki birden her taraf nurla doluverdi ve sanki Risale-i nurlar elmas,cevher,nur manalarını kendi lisanı halleriyle anlatıyorlardı.

Dersaneye  40 civarında talebe devam ediyor ve sayıları çoğaldığı için bir kısım talebeler camide ders yapıyorlar. Sayıları 15 civarında Kız talebeleri de ayrıca kendi aralarında ders yapıyorlar. Akşam dersaneye devam eden 40 kadar talebeye iftar verildi.

Dersaneye devam eden kardeşler Aralarında istişare  yaparak iş bölümü yapmışlar Muhammed kardeş 8- 10 yaşındaki 15 çocuğa risale-i nur dersleri yapıyor ve her birisinin bir vazifesi var. 1 ay önce diğer Muhammet kardeş eski ismi Josef iken Müslüman olmuş ve nur derslerine devam etmektedir.

Dersaneye devam eden gençlerde aileleri çok büyük değişiklikler gördüklerini söylediler. Farzlarına daha çok dikkat ettiklerini ve imanlarının inkişaf edip manevi haller ile hallendiklerini ifade ettiler. Derslere devam eden alim bir zat, imanının yenilendiğini ve sanki yeniden iman kazanmış gibi bir hal kendisinde olduğunu belirtti.

Dersanede Şeyh İsa, alimler arasında Arapça külliyattan dersler başlatacak. Ve nurlar  inşallah alimler arasında hızlı bir şekilde yayılacak.

Mile 91 şehrine gittiğimizde aynı renk elbise giymiş çocuklar ve öğretmenleri tarafından   polis eşliğinde karşılama yapıldı. Şehrin dışına gelmişler ve 100 metrelerce kuyruk olmuşlar. Burada 300 kişiye iftar verildi ve 300 kişiye ramazan paketi dağıtıldı. Burası 20 bin nüfuslu bir yer. Her sene kurban kesebilecek 10 kişiyi geçmiyormuş. Türkiye’den gönderilen 2 inek ve  10 koyun kesildikten sonra 300 kişiye dağıtıldı.

Voice of İslam radyosunda yayın yaptık. Hasan abi kuran okudu. geliş gayemizden ve risalelerden, üstattan bahsedildi. Canlı telefon bağlantıları yapıldı. Gelişimize çok sevindiklerini söylediler ve aşırı aramadan dolayı telefonlar kilitlendi ve yoğun istekten dolayı program daha sonra tekrar yayınlanmış.

Daha sonra alimler konseyinde 100 alime iftar verildi. İftardan sonra geliş amacımız, risaleler ve üstattan ittihat-ı İslam manaları üzerinde duruldu. İhlas ve uhuvvet manaları risalede geçen 1111, 4444 misaller, temsiller verilerek anlatıldı. Bu misal ve temsillerden çok etkilendiklerini söylediler. İmamlar konseyinin başı Şeyh Ömer  konuşmasında Amerika ve Avrupa’da İslamiyet adına en güzel hizmeti Türkiye‘nin yaptığını söyledi, Türkiye‘nin alem-i İslamın bayraktarı, başı olduğunu ve Osmanlı‘nın devamıdır diye belirtti. Ve işte kardeşlerimiz bu ramazan da kalkmış gelmişler evlerinden uzak bizimle birlikteler deyip  merhaba merhaba merhaba hoş geldiniz diyerek coşkulu bir konuşma yaptı, konuşması telefon aracılığı ile Voice of İslam radyosundan canlı bütün ülkeye yayın yapıldı. Ondan sonra  Arapça ve İngilizce kitapları onlara dağıttık. Bizleri çok tebrik ettiler.

Sierra Leone‘de 2 radyo da düzenli risale dersleri okunmakta olup bu gidişimizde sesli Arapça külliyat, Cevşen. Tesbihat cd’leri götürdük. Hepsinden düzenli olarak radyolardan yayın yapılacak.

Merkez camiinde cumadan sonra üstat ve risaleler hakkında konuşma yapıldı. Cemaat çok sevinmiş ve geliş gayemizi öğrenen cemaat bizimle sıraya girip müsava ettiler. Medresemizin olduğu yerdeki Ömer Khatap camiinde 300 kişiye iftar verildi. 300 ramazan paketi dağıtıldı. İnşallah bu iftarlar ve ramazan paketleri duaya vesile olur.

Son olarak bu gidişimizin en güzel meyvesi dersanemizde teravih namazından sonra gençler ve aileleri ile uzun uzun risale-i nur mütaalaları oldu. Ve risaleler, hizmet tarzı, okumanın önemi ve Üstadla ilgili çok şeyler öğrendiler. Bizde Allah’a binler şükrettik. İnşallah kurban bayramından sonra geniş katılımlı risale-i nur ile ilgili ülke içi sempozyum yapacağız. Dua bekliyoruz bütün abi ve kardeşlere binler selam

Merzifon Nur Talebeleri

www.NurNet.org

Sierra Leone Nur’larına kavuştu! (Hizmet Mektubu)

Bismihi Sübhanehu

Aziz sıddık abilerimiz ve kardeşlerimiz, Merzifon cemaati olarak ilgilendiğimiz Sierra Leone Batı Afrikada küçük bir ülke olup %65 Müslüman, %35 hıristiyan 7 milyon nüfuslu 2001’de iç savaşın bittiği ve yeni yeni gelişmeye çalışan fakir-ül hal bir İslam ülkesidir.

120 KG KİTAP DAĞITTIK

Buraya Nijeryadaki Adem kardeşin Afrika İslam konferasında tanıştığı Muhammet Konto Korama ile irtibat kurarak iki kişi gittik. Daha yolda giderken tanıştığımız İsveçli, Faslı, Bangledeşli, Türk öğrencilere ve Afrikada çalışan Türklere Kur’an-ı Kerim ve onun asrımıza bakan tefsiri olan Risale-i Nur’lardan verdik. Fas üzerinden aktarmalı 15 saat süren yolculuğumuzda 120 kg İngilizce, Arapça Risale ve Kur’an-ı Kerim (500 civarında parça kitap) yükümüz ile havaalanında bizi arabasıyla karşıladı ve otelimize götürdü. İş yerinden 10 gün izin almış günlerce hazırlık yapmış. Devlet Başkan Yardımcısı, başkentin belediye başkanı, Sosyal Yardımlaşma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, islam alimleri, okul seminerleri,radyo programları vb. 8 günlük çok sıkı bir program hazırlamışlar.

Feribotla karşıya geçerken Hristiyan misyoner gençlerin konuşmalarını görünce bu tür faaliyetlerin ülke genelinde yoğun olduğunu öğrendik. 1. gün akşamı 20-30 kişinin davetli olduğu resepsiyona katıldık. Burada elçi, vakıf başkanları, avukat, rütbeli asker, radyocular vb. vardı. Geliş amacımızdan başlayarak Kur’an-ı Kerim, Risale-i Nur, Üstad Bediüzzaman Said Nursi ve Türkiye hakkında bir çok sorular soruldu. Getirdiğimiz kitaplardan dağıttık. Risale-i Nur’un manalarını duyunca çok etkilendiler. Kendileri uzun süre çok sıkıntı çektiklerini, zulüm ve iç savaş gördüklerini Türkiye’den birilerinin buraya gelmesinden çok büyük memnunluk duyduklarını, amaçlarımıza, kitaplar getirmemize, herkesle iman noktasında ilgilenmek istememize çok sevindiklerini, sempozyum dergilerini görünce kendilerinin de katılmak istediklerini söylediler. Resepsiyonun bizim için verildiğini sonradan öğrendik.

“TALEAL BEDRU” İLE KARŞILANDIK

Ertesi sabah ekseriyetle yetimlerin bulunduğu Umar Bin Khtap kolejindeki seminere geldiğimizde veliler, öğrenciler, öğretmenlerin bulunduğu yaklaşık 150 kişi civarında bir topluluk Taleal Bedru’yu söyleyerek bizi karşıladı. Türkiye’den getirdiğimiz projeksiyon cihazı ile Risale-i Nur’u anlatan sunumla birlikte hizmetten, uhuvvetten, iman kuvvetliliğinden bahsedip bir çok kitap dağıttık. Söylediğimiz ve yaptığımız herşeyi büyük bir dikkatle takip edip tekrar tekrar memnuniyetlerini ilettiler. Hatta bu semineri yöneten El haja İsa Türkiye’ye yakışanın bu olduğunu belirtti. Sonra Missionary Of İslam yardımlaşma organizasyonuna gittik. Irak, Suriye, Libya ve Suudi Arabistan da medresede yetişmiş dava şuuru olan hepsi Sierra Leone’nin “Şeyh” lakaplı ileri gelen alimleriyle buluştuk. 20 kişi 2 saat bizi beklemişler. Yine amacımızı, hizmeti, Kur’an-ı Kerim’in en etkili bir tefsiri olan Risale i Nur’u, Üstad’ı anlatıp Hutbe-i Şamiye’ deki söylenen hastalıklar ve tedavisi, uhuvveti, 111 ve 4444 manasını(*) izah ettiğimizde çok büyük bir tahsinle karşılayıp övgüyle Türkiye’nin tüm müslümanlara yardım ettiğini, Osmanlı’nın devamı olduğunu, geçmişte olduğu gibi Alem-i İslam’a önderlik, liderlik yaptığını, hizmet amaçlı gelmemizi çok büyük fedakarlık olarak gördüklerini, burda ne yapmak istiyorsak sonuna kadar yanımızda olacaklarını tekrar tekrar söylediler. Bizde kitap ve sempozyum dergilerinden verip ulemanın duasını alarak ayrıldık.

GENÇLERİMİZ, TÜRKİYE GİBİ ÜLKELERDE YETİŞMELİ!

Salı sabah Social Wellfare (sosyal yardımlaşma ve çocuk bakanı) Hon. Stephen J. Gaojia ile görüştük. Kendisi Hıristiyan olan bakana geliş gayemizi Risaleleri, yapılan sempozyumları anlattık. Hediye olarak götürdüğümüz Türk lokumunu, kitap, sempozyum dergisi ve Risalelerden hazırlanmış İngilizce vecizeli masa takvimini verince çok sevindi. Adak ve akika kurbanlarından bahsedince Hristiyan Müslüman kör ve sağır okulundan bahsetti ve birazının buradaki çocuklara kesilmesinde bir mahsur olup olmadığı konusunda bizden izin istedi. Bizde “neden olmasın?” deyince çok sevindi. Burada ne faaliyet yaparsanız kim gelirse yanınızdayım dedi hizmetlerimizi takdir etti. Babasının vefat ettiğini söylediler ve dua etmemizi istediler bizde İslami usül dua ettik. Bizimle birlikte amin dedi. Ertesi gün belediye başkanı Gibril L. B. Kanu’yu ziyarete gittik. Başkan’a Risale-i Nur’da, hizmetlerden ve yapılan Risale-i Nur sempozyumlarından bahsettik. Başkana Türk lokumu, Risale-i Nur kitapları, masa takvimi hediye ettik. Başkan’da kendilerine denk bir belediye olursa kardeş belediye olmaları talebinde bulundu. Savaştan yeni çıktıklarını psikolojilerinin yeni yeni düzelmeye başladığından ve gençlerinin Türkiye gibi ülkelerde yetişmelerini istediklerini söyledi. Bizde ahlaklı ve kapasiteli 2-3 talebe olursa yardımcı olacağımızı söyledik. Her konuda yanımızda oldugunu söyledi. Fotograf çektirirken adetleri olarak madalyasını taktı ve fotograf çekildik.

RADYO’DA, CANLI YAYINDA 3 DİLDE RİSALE-İ NUR DERSİ YAPILDI

Akşam olunca Voice of İslam adlı radyoda programa gittik. Bu radyonun frekans alanı bütün ülke ve Gine Liberya’yı kaplıyor. Programı Abdullatif başlattı. Önce bizi tanıttı ve sonra bize söz verdi. Bizde geliş gayemizden Üstad Bediüzzaman Said Nursi’den ve Kur’an-ı Kerim’in mana tefsiri olan Risale-i Nur’ların bütün imani meselelerini hallettiğinden ve bu eserlerin 60 dile çevrildiğinden, haşir ve kader gibi zor meseleleri çocuktan yaşlılara kadar her sınıf insanın anlıyacağı seviyede delillerle izah ve ispat ettiğinden, İbn-i Sina’nın haşir naklidir akli değildir dediğini ama Bediüzzaman’ın haşri akli olarak da ispat ettiğini anlattık. Sonra Risale-i Nur’un derslerine örnek olsun diye bir ders yaptık. Selami kardeş 1.sözden Türkçe okudu bende İngilizceye çevirdim ve Abdüllatif “Krio” diline çevirdi. Krio ingilizceden bozma bir dil % 60 ingilizce yerli dil karışımı. 3 dilde risale dersi yapılmış oldu. Sonra canlı telefon bağlantıları alındı gelişimize çok sevindiklerini, programın çok hoş olduğunu söylediler. Radyoyu tebrik ettiler. Abdullatif kardeş Risale-i Nur’ları radyodan okuyacağını söyledi. Program bittikten sonra müdüriyette daha önce alimler toplantısında tanıştığımız Şeyh Ebu Bekir ve diger zatlarla tekrar Risaleler hakkında görüşmeler oldu. Hutbe-i Şamiye’deki meselelerden konuşuldu. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Alem-i İslam’ın dertleri hakkındaki imani reçetelerinden, meselerin çözümlerinden bahsedildi ve Üstadın “ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en gür seda, İslam’ın sedası olacaktır” deyince hep birlikte Allahu ekber dediler. Şükür ve duada bulundular. Çok memnun olduklarını bildirdiler. Tekrar her hizmette yanınızdayız dediler. Burada bulunanlara da Arapça ve İngilizce Nurlardan verdik.

RUHLARI RİSALELERİ HİSSETMİŞ OLMALI

Freetown’daki otelden ayrılarak Muhammet abinin ilgilendiği İslamic Dava Center’in bulunduğu başken Freetown’a 160 km uzaklığındaki Mile 91 isimli şehre gittik. Şehrin girişinde yaklaşık 100 metre uzunluğunda bir grup talebe öğretmenleriyle birlikte, polis eşliğinde afişlerle hep birlikte ilahilerle bizi karşıladılar. Biz burada şunu hissettik ki “ruhları risaleleri hissetmiş olmalı“. Oraya varınca konuşma salonuna geçildi. İçeride bin kişi vardı. Dışarıda, pencerelerden izleyenler.. Burada da risaleler, hizmetler anlatıldı. Risaleden hazırlanan sunumlar gösterildi. Türkiyenin %99 müslüman olduğunu söyleyince salonda mütiş bir alkış koptu. Getirmiş olduğumuz kitaplar dağıtılırken izdiham oldu. Sonra güzel bir organizasyon ile getirmiş olduğumuz adak ve akikalar bilet usulü ile 300 kişiye dağıtıldı. Allah razı olsun, her hazırlığı yapmışlar. Bu küçük İslam ülkesinde misyonerlik faaliyetlerinin çok olduğu bir yerde, kalkıpta Türkiye’den iman ve İslam davası için gelenleri görünce, kuvve-i maneviyelerinin yükseldiği her hallerinden hissediliyordu.

TÜRKİYE, ESKİDEN OLDUĞU GİBİ ALEM-İ İSLAM’IN LİDERİ OLACAK

Ertesi gün İslami Arabic College’in olduğu 2 saatlik uzaklıktaki Tonkilili şehrine gittik. Burada’da talebeler, şehrin girişinde ilahilerle ve merasimle karşıladılar. Sonra, açık havada düzenlenmiş mekana geçtik. 3 yıldan beri orada olan Mısırlı alimler ve hocalar tanıtıldı. Sonra bizi tanıttılar. Risaleleri ve geliş gayemizi anlattık. 111’in manasını(*) ile kardeşlik manasını anlattık. Buralara kitap getirmek ve  iman ve İslam’a hizmet için geldiğimizi öğrenince çok mutlu oldular. Bu okuldan mezun olanlar çok güzel Arapça ve İslami ilimler öğreniyorlar. Devlet diplomaları kabul ediyor fakat yardım etmiyor. İhtiyaçlarını söylediler. Tamamlayamadıkları binalarını gösterdiler. Mısırlı Şeyh Türkiye’yi çok methetti ve Alemi İslam’ın eskiden olduğu gibi yeniden lideri olacağını, nedenlerini açıklayarak Arapça çok güzel anlattı. Anlatırken, arada bir kalabalıktan tekbirler yükseliyordu. Müftü konuştu ve çok mutlu olduğunu söyledi.

Daha sonra başka bir okula gittik. 100 civarında öğrenci koruluk gibi bir yerin altında, okuldan sonra Kur’an-ı Kerim dersi görüyorlarmış. 7-10 yaşlarında öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte ilahilerle karşıladılar. Hepsi masum ve gözlerinin içi gülüyordu. Buradan yetişen talebeler İslami Colege gidiyorlarmış. Bu şehrin belediye başkanı uzun süre beklemiş ve biz gelmeyince ayrılmış. Biz de ona vereceğimiz kitapları politeknik denilen meslek liseleri dengi okulun kütüphanesine buraktık. Okul müdürü Hristiyandı. Müdür ve öğretmenlere kitapları verip tekrar Mile 91 şehrine geri döndük. Akşam bu şehirdeki radyo programına katıldık. Bu radyo ülkenin kuzeyini kapsıyor. Burada da Risaleleri, hizmeti ve Üstad’ı anlattık. Telefon bağlantıları oldu ve çok güzel bir proğram olduğunu söylediler. Bu radyoda pazartesi cuma düzenli olarak Risale dersleri okunacak inşallah.

“O ZAMAN BURASI NUR MEDRESESİDİR, İSMİ NE OLSUN?”

Sonra Freetown’a bir otele geldik. Büyük bir otel var ama yer yok dediler. Bunun üzerine Hacı İsa’nın İhsan Vakfı’nın olduğu binanın üst katına yerleştik. Daire, dayalı döşeli ve son günümüz olması hasebiyle oraya gelen gençlere akşam burada ders yapalım dedik. Sonra Hacı İsa’ya Türkiye’deki derslerden nasıl yapıldığından, talebelerle nasıl ilgilenildiğinden ve asıl hizmetin bire bir ilgilenmekle olduğundan bahsettik. Hacı İsa, “O zaman burası Nur medresesidir” dedi. “İsmi ne olsun?” dedi. Biz de “medresetüzzehra olsun” dedik. Çok sevindi. Arapça çok güzel açılış duası yaptı. Yatsı namazına 20 ye yakın cemaat geldi. 23. sözden ders yapıldı. İştişare yapıldı. Ders tarzı, hizmet tarzı vs. hakkında notlar aldılar. Bayanlar da, biz de kendi aramızda ders başlatalım demişler. Artık böylelikle düzenli derslere devam edecekler inşallah. Mile 91 şehrinde de ayrıca dersler olacak. Otelde neden yer olmadığının hikmetini ve Cenab-ı Allah’ın inayetinin bizimle olduğunu anladık ve bu vesile ile dersanede açılmış oldu. Bütün abi ve kardeşlere binler selam eder dualarını bekleriz…

Merzifon Nur Talebeleri

www.NurNet.Org

 

(*) : 21. Lem’a – İhlas Risalesi‘nden

Evet, üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i mâneviyesi dört binden geçtiğine, pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet ediyor.

Bu sırrın sırrı şudur ki: Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır.

Haşiye: Evet, sırr-ı ihlâs ile samimî tesanüd ve ittihad, hadsiz menfaate medar olduğu gibi, korkulara, hattâ ölüme karşı en mühim bir siper, bir nokta-i istinaddır. Çünkü ölüm gelse, bir ruhu alır. Sırr-ı uhuvvet-i hakikiye ile, rıza-yı İlâhî yolunda, âhirete müteallik işlerde kardeşleri adedince ruhları olduğundan, biri ölse, “Diğer ruhlarım sağlam kalsınlar. Zira o ruhlar her vakit sevapları bana kazandırmakla mânevî bir hayatı idame ettiklerinden, ben ölmüyorum” diyerek, ölümü gülerek karşılar. Ve “O ruhlar vasıtasıyla sevap cihetinde yaşıyorum, yalnız günah cihetinde ölüyorum” der, rahatla yatar.