Etiket arşivi: Şili

Şilili Louis internetten tanıştığı Risale-i Nur’la müslüman oldu

Şilili Louis, internetten tanıştığı Galib Namazov’un kendisini Risale-i Nur’la tanıştırmasıyla müslümanlığı seçti. Arayıp da bulamadığı soruların cevabını Risale-i Nur’dan alınca çok etkilenen Louis İslamiyeti seçti.

Galip Namazov, Havadis-i Nuriye sitesine yaptığı açıklamada “Louis, Risale-i Nur’dan aldığı cevaplar karşısında aklı ve kalbi tatmin olduğunu belirtti, derken çok geçmeden Müslüman olmak için bizimle görüşmek istediğini ifade etti. Fakat aramızdaki mesafe uzak olduğu için kendisini Şili’de ikamet eden Nur talebeleriyle görüştürdük. Louis, Ahmed Hasan’ın “Kelime-i Şehadet” yardımıyla 22 Ağustos günü İslamiyetle şereflendi. Louis gibi hidayete Muhtaç ve arayıp bulamayan bütün insanlığa hidayeti nasip etmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz.” dedi.

Louis, kelime-i şehadet getirerek müslüman olduktan sonra ilk olarak duygularını ifade ederken “Ben kendimi başıboş ve kimsesiz zannediyordum şimdi ise Allah’ın bir kulu olduğumu ve yalnız olmadığımı anladım. En büyük arzum ise hacca gitmek ve kutsal beldeleri ziyaret etmektir” dedi.

risale haber

Latin Amerika ve Şili’de Risale-i Nur’la Müslüman Oldular

Latin Amerika ve Şili’den Kur’an ve iman hizmetleriyle ilgili yeni haberler geldi. Ramazan ayı Şili’de de meraklı sorulara yol açarken, Risale-i Nur’dan verilen ikna edici cevaplar bir çok kişinin Müslüman olmasını sağlıyor.

İşte o hizmet mektubu:

Aziz, sıddık, mübarek abilerimiz!…

Evvela: Ramazanınızı, gelen Leyle-i Kadrinizi ve bayramınızı, Ramazan-ı Şerifte makbul dualarınızı bütün ruh u canımızla tebrik ve tes’id ediyoruz.

Saniyen; Ramazanın mübarek günlerinde sizlere Latin Amerika ve Şili’den bazı hizmet havadislerini aktaracağız İnşaallah. Öncelikle sizlere internetteki gelişmelerden kısaca bahsetmek istiyoruz. İnternette beş farklı facebook sayfamız var. Bunların dört tanesi beş yüz milyona hitap eden İspanyolca. Diğer sayfamız da üç yüz milyona hitap eden Portekizce. Bu sayfalarla Peru, Miami, Brezilya ve Türkiye’den alakadar olan fedakar bir grubumuz var. Bir kısmı sorulara cevap veriyor, bir kısmı kitap gönderiyor.

İSPANYOLCA KONUŞAN 22 ÜLKEDEN RİSALE TALEBİ

Latin Amerika ve Şili halkı İslama çok meraklı… Bu güzel dini tanımak, bilmek ve yaşamak istiyor. Bu sıralar 22 tane İspanyolca konuşan ülkelerden internet üzerinden kitap isteyen yüzden fazla adres oldu. Meksika, İspanya, Kolombiya, Venezuela, Peru, Arjantin, Şili, Puerto Rico, Guetemala gibi bir çok farklı ülkelerden, ABD’den İspanyolca konuşan şehirlerden, İspanyolca Risaleleri istiyorlar ve bu adreslere de risaleler gönderiliyor. Bu  giden Risale-i  Nurlar vesilesiyle dört kişi İslamiyetle şereflendi elhamdulillah… İnternetteki sayfalarımızdan Risale-i Nurları okuyanlardan o kadar çok yorumlar geliyor ki; artık bize neredeyse ülfet olmuş durumda… Bunlardan bir kaç tane numune sizlerle de paylaşalım.

Meksika’dan bir Hıristiyan, Kur’an Hakikatleri (Las Verdades Del Coran) adlı facebook sayfamızdan İspanyolca Risale-i Nur parçalarını okuduktan sonra bize şöyle yazıyor: “Kur’andan bölümler yayınladığınız için çok teşekkür ediyorum. Ben düşünüyordum ki; Kur’an karmaşık konulardan bahsediyor ve bunları anlamak ve öğrenmek çok zor. Halbuki tam tersine Kur’anın mesajlarını sayfanızdan okuduktan sonra gördüm ki; çok harika, güzel ve kolay anlaşılabilirmiş bu hakikatler. İnşaallah bir gün sizin kitaplarınıza Risale-i Nurlara kavuşmayı çok isterim. Sizi çok kuvvetli bir şekilde kucaklıyorum.”

Başka bir misal; Şili’den Risale-i Nurları okuyup Müslüman olan İrma; “Bu kitapları bana hediye edip ulaştırdığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. Harika ve çok güzel bir içeriğe sahip olan bu eserler, beni farklı şeyleri görmeye sevk etti. Bunlar benim için çok büyük hediyeler. Benim için özel olan arkadaşlarıma bu kitapları tavsiye ediyor ve onların da bu hakikatleri okumalarını çok istiyorum. Sizlere ve Risale-i Nurları bizlere tanıtanlara çok teşekkür ediyorum.”

ALLAH’TAN TEK DUAM ŞUDUR; EVİMDE BİR KUR’AN BULUNSUN

Kolombiya ‘dan Luis Rodriquez: “Bu eserlerde ben gerçekten Kur’an’ın büyüleyici bir tarzını gördüm ve bu yazdığınız hakikatleri çok seviyorum ve herkese tavsiye ediyorum ki bunlar hakikaten mükemmel.”

Başka bir takipçimiz yine diyor ki: “Bu kitapları tanıdığım günden bu yana hayatım değişti. Ben şimdi  çok mutluyum, bu sayfadaki sözler hayatımda çok az işittiğim fakat çok büyük sözler. Allah’tan tek duam şudur ki; evimde bir Kur’an bulunsun ve O’nun güzelliğini arkadaşlarımla paylaşayım ve konuşayım, böylece eksiklerimi gün geçtikçe azaltmış olacağım ve Allah’ın korumasında kendimi hissedeceğim.”

HIRİSTİYANDI BUDİST OLDU, SONRA MÜSLÜMAN OLDU

Bunları söyleyenler çoğunluğu Hıristiyan olan insanlar. Daha önceleri, Risale verdiğimiz insanlara  en son verilecek eser Ramazan Risalesi olarak düşünüyorduk. Halbuki internetteki facebook sayfalarımızdan gördük ki, en çok beğeni alan eser İspanyolca Ramazan, İktisat ve Şükür Risalesi oldu. Orucun toplum hayatına bakan hikmetleri ve bedene olan faydaları insanların çok dikkatini çekiyor, yorumlar yapıyor çok beğeniyorlar ve Ramazan Risalesindeki hakikatlari tasdik ediyorlar.

İki hafta önce internet vesilesiyle tanıştığımız Şilili bir aile… Hıristiyan olan bu şahıs sonra Budist oluyor ve ardından dinsizliğe geçiyor. Daha sonra bunların hepsinin boş ve bir hakikate dayanmadığını anlıyor. Araştırmaya devam ederken, İslamiyet çok ilgisini çekiyor. Facebookdaki sayfamızla tanışıyor ve risalelerden okumak istediğini bize yazdı. İlk kitap bırakmaya gittiğimizde kırk yaşlarında olan Karina; bize hayatında ilk kez bir Müslümanla karşılaştığını söylüyor. Çok dikkatli ve heyecanlı bir şekilde; “İslamiyetteki barış ve sükûnet beni çok etkiliyor. Buna rağmen neden İslam ülkelerinde savaş var? Müslümanlar eşittir terörizm midir?” gibi  aklına takılan bir çok sorular sorduktan sonra bizden Risale-i Nurları alıp ayrıldı.

Yaklaşık on gün sonra Asâ-yı Mûsa ve küçük eserleri de bitirdiğini, Ramazan ve oruç hakkında acilen bilgi istediğini söyledi. Ardından Ramazan arefesinde İslamiyeti kabul ettiğini bize müjde olarak verdi. Biz de büyük bir aşk ve heyecanla bu haberi karşıladık. İslamla şereflenen ve Ramazanın ilk gününü oruçla geçiren Karina; akşam orucunu açması gerektiğini söylediğimiz halde tam anlamamış herhalde ki, ertesi gün görüştüğümüzde gece de oruç  tuttuğunu ve bugün de devam edip etmeyeceğini sordu. Biz de tebessüm ederek akşam gün batımında orucunu açabileceğini ve İslamın kolaylık dini olduğunu ifade ettiğimizde cevaben: “Hiç merak etmeyin, ben bunu şevkle yapıyorum” diye cevap verdi. Bıraksak daha ramazanın sonuna kadar oruç tutmaya devam edecekti.

ÜÇ NESİL RİSALE-İ NUR DERSİ İLE ŞİMDİ MÜSLÜMAN

Bu aile ile birlikte yaklaşık son iki buçuk ay içinde Şili’de Müslüman olan üçüncü aile oldu elhamdülillah. Berât gecesinden bir gün önce bir aile daha müslüman olmuştu… Torun, anne ve onun da annesi yani büyükanne; üç kuşak birden Risale-i Nur dersiyle hep bir ağızdan şehadet getirerek İslama koştular. Dua edin; Cenab-ı Hak, Ramazan gecelerinin hürmetine bu ecnebî memleketlerinde ebedî berâtını alanların sayısını arttırsın!… Bu aileyle de bir Türk abi vesilesiyle tanışmamız beş altı ay önce olmuştu.. O vakitler yaz ayları olduğu için, ziyarete gittiğimizde bahçelerinde cemaatle namazlarımızı kılmıştık. Hatta ikindi namazını kılmak için bahçede yüksek sesle ezan okurken, ev ahalisi bizim ne yaptığımızı merak ettiklerinden, perde arkasından bizi izliyorlardı. Nihayet namaz bittikten sonra yanlarına gittiğimizde heyecanlı bir şekilde ezan okunurken çok yoğun ve şiddetli ama içlerine huzur veren çok hoş bir ses duyduklarını ifade ettiler. İçimizden bir ağabey, Cenab-ı Hakkın çok ruhani mahlukatı olduğunu ezanı duyunca bu havalide bulunan ruhanî ve melaikelerin namaza iştirak etmek için gelmiş olabileceğini açıkladı. Elhamdulillah, bu aile üç nesil birden şimdi Müslüman…

LİSE ÖĞRENCİLERİNE RİSALE-İ NUR BROŞÜRÜ

Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun ki, bu hizmeti imaniye ve Kur’aniyede bizim gibi aciz ve günahkar kullarını istihdam ediyor. Bir misal olarak, Şili’de başkent Santiago’da bir cuma namazından sonra nasip olan hizmetlerden bahsetmek istiyoruz. Elimizde bine yakın broşürle birlikte, çarşıya doğru ilerlerken bir de baktık ki, kolejin çıkış vaktine tevafuk ediyoruz. Ellerimizde broşürler; karşımızda lise okul öğrencileri. Kolej çıkışı bütün broşürlerimiz dağıtıldı ve iki liseli gence risale verdik; inşaallah dua edin, Allah tesir halketsin…amin..

Liseli gençlerden birisi Diego; ondört yaşında. Tarihe çok meraklı birisi, özellikle Osmanlıya. Çok antika! Şili gibi Türkiye’ye 16 bin kilometre uzaklıkta bir memlekette böyle bir genç, acip bir tevafuk… İnşaallah dua edin; ecdadımızın hakiki mirası olan iman ve Kur’an hizmetine Cenâb-ı Hakk bu genci musahhar eylesin amin… Diego ve arkadaşı, metrodan iner inmez bu sefer elli yaşlarında bir coğrafya öğretmeniyle karşılaşıyoruz, bizimle muhatap olmak istiyor. Diyor ki “Artık ben doluyum, herşeyi biliyorum.” Biz de dedik ki; “Bu kitapta bir insan tarifi var, hiçbir yerde bulamayacağınız bir tarif.” Ve ardından Meyve Risalesi hediye etmek ile neticelenen metroda ayak üstü bir muhabbet. Metrodan inip dolmuş taksiye bindik, yine yanımızdaki şahsa Hastalar Risalesi takdim ettiğimizde fiyatını ödeyip risalemizi alıyor. Bu şahıs İslamiyete çok yakın bir Hıristiyan, dua edin Cenâb-ı Hak hidayet versin, Amin.

CENÂB-I HAKK BURALARI MEDRESE-İ NURİYEYE ÇEVİRSİN

Daha sonra Türk esnaf abimizi ziyaret ediyoruz ve yanında çalışan elemana Risale-i Nurları takdim ettikten sonra soruyoruz: “İki kitabımız kaldı, birini seçebilirsiniz. (İhlas ve Ramazan İktisat Şükür Risaleleri)” Büyük bir sevinçle İhlas Risalesini alıyor ve okumak istiyor. Diyeceksiniz ki, ihlas risalesini Hıristiyanlar da okuyor mu? Hem de nasıl okuyorlar. Çok büyük bir iştiyakla. Esnaf abimizin yanından ayrılıyoruz. Durakta bekliyoruz; bir saat önce beraber geldiğimiz yaşlı teyze ile tekrar karşılaşıyoruz. Allah var, aklımızdan geçmişti; ilk bindiğimizde bu yaşlı teyzeye de risale versek diye ama fırsat olmamıştı; Cenâb-ı Hak dua olarak kabul etmiş olacak ki, aynı teyzeyi gönderiyor. Tekrar beş dakikalık ayak üstü bir sohbet. İslamiyetten, namazdan, oruçtan bahsediyoruz. Yaşlı teyze hayretler içerisinde. Elimizde tek kitap kalmış o da Ramazan iktisat Şükür Risalesi. Biz fiyatını söylüyoruz; teyze üzgün bir şekilde parasının olmadığını söylüyor, biz de kitabı ona hediye etmek istediğimizi söyleyince “Gerçekten mi?” diyerek çok seviniyor. Ardından taksi geliyor, dışarıyı seyrederek duâ ediyoruz oradaki binalara bakarak. Cenâb-ı Hakk buraları Medrese-i Nuriyeye çevirsin diye. Hatta dubleks daireler var, dedik ki; burası dersane olsa büyük bir salon, umumi dersler yapılsa…

BİZ BİR MEHMEDE GİDERKEN, CENÂB-I HAK İKİ MEHMETLE BULUŞTURUYOR

Sizlere bu hissiyatımızı bahsetmekten maksadımız dualarınıza vesile olmak. Taksiciye adresimizi gösteriyoruz; bizi bu adrese götür diye. Adres de bir Türk abinin halıcı dükkanı. Adrese daha varmadan önce indiriyor bizi. Diyoruz, “Bu adres değil.” Israr ediyoruz, taksici hiç umursamıyor. Bizi bu adreste indirmekte kararlı. Neyse iniyoruz taksiden. Gayri ihtiyari indiğimiz yerdeki dükkana yöneliyoruz. Bakıyoruz halıcı dükkanı. Dükkana soruyoruz: “Burada çalışan bir Türk var mı?” diye. Çalışan eleman “Evet var” diyerek karşıdan gelen kişiyi işaret ediyor. Gelen de bizim Türk olduğumuzu görünce şaşırıyor. “Siz nereden geliyorsunuz?” diyor. “Mehmet abiyi arıyoruz” deyince “İşte Mehmet benim” deyip bizi dükkanına davet ediyor. Biz de içeriye giriyoruz. Sohbet,muhabbet. Ardından Türk kahvesi. Biz hizmetlerden, burada ne için bulunduğumuzdan bahsediyoruz. Hayretler içerisinde kalıyor Mehmet abi. Bu arada diyoruz ki “Abi bizi aslında başka Mehmet bekliyor gitmemiz lazım.” Mehmet abi; bizi tekrar beklediğini, başka zaman muhabbet etmek istediğini söylüyor ve oradan ayrılıyoruz. Elhamdülillah biz bir Mehmede giderken, Cenâb-ı Hak iki Mehmetle buluşturuyor, ihtiyarımız haricinde.

HIRİSTİYANINDAN MÜSLÜMANINA RİSALE-İ NURLARIN ULAŞMASI

Düşünün; dünyanın bir ucunda, hiç ismini duymadığınız, kimsenin size bahsetmediği, onbeş senedir Şili’de bulunan bir Türkle Cenâb-ı Hak sizi karşılaştırıyor, hem de Şili’de çok çevresi olan, hizmete sahip çıkabilecek birisi. İnşaallah dua edin Cenâb-ı Hak kalbini hakikatlere ısındırsın. Diğer Mehmet abimizi ziyaret edip dönerken elimizde ne broşür var, ne de kitap; herşeyimiz bitmiş. Dershaneye vardığımızda ise internetten sevinçli bir haberle adeta coşuyoruz. Facebook sayfamızdan Risaleleri okuyan Şili Santiago’da oturan birisi, çok heyecanlı bir şekilde bizimle görüşmek istiyor ve müslüman olmak istediğini söylüyor. Bu numune olarak bahsettiğimiz cuma namazından sonra günün sonuna kadar başımızdan geçen hadiseler, yani öğrencisinden öğretmenine, yaşlısından gencine, Hıristiyanından Müslümanına Risale-i Nurların ulaşması; Üstad Hazretlerinin bizzat hizmetin başında olduğunu, istihdam olunduğumuzu aşikar bir şekilde bize hissettirdi elhamdülillah…

BİR ADAMIN İMANI, EBEDÎ VE DÜNYA KADAR BİR MÜLK-Ü BÂKİNİN ANAHTARI VE NURUDUR

Her sokağa çıktığımızda dağıttığımız broşürler; Üstadımızın Kastamonu Lahikasında şu hakikatına bir parça yetişebilmek ve mazhar olmak niyetiyle: “Evet bir adamın imanı, ebedî ve dünya kadar bir mülk-ü bâkinin anahtarı ve nurudur. Öyle ise, imanı tehlikeye maruz her adama, bütün küre-i arzın saltanatından daha faideli bir saltanat, bir fütuhat kazandıran Risaletü’n-Nur, elbette bu ayetlerin bu asırda bu beşaretlerinin kasdî bir medâr-ı nazarlarıdır.”

Latin Amerika, bu manalara mazhar olmak için günden güne İslam ve Kur’an hakikatlari olan Risale i Nurlara koşuyor.

Bizler Latin Amerika Nur Talebeleri, Üstadımızın aşağıdaki cümlelerini bütün kuvvetimizle kendi alemimizde tasdik ederek mektubumuza hâtime veriyoruz:
“Hem دَادِ حَقْ رَا قَابِلِيَّتْ شَرْط نِيسْتْ kaidesince, Cenab-ı Hak merhametkârane kudretini benim hakkımda böyle göstermiş ki; en edna bir nefer gibi bu şahsiyetimi, en a’lâ bir makam-ı müşiriyet hükmünde olan hizmet-i esrar-ı Kur’aniyede istihdam ediyor. Yüzbinler şükür olsun. Nefis cümleden süflî, vazife cümleden a’lâ.’
اَلْحَمْدُ ِللّهِ هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى

Bu Ramazan ayinin mübarek gecelerinde sizlerin kıymettar dualarını bekleyen, dualarınıza muhtaç

Şili ve Latin Amerika Nur Talebeleri

Risale Haber

Caroline Namazdan Etkilendi ve Müslüman Kübra Oldu

Karabüklü Yunus Hatılcık ile çalışmak amacıyla gittiği Şili’de tanışıp  evlenen Carolina Calderon, tatil için geldiği eşinin memleketi Karabük’ün Yenice  ilçesinde kılınan namazdan etkilenerek İslamiyet’i seçti ve Kübra ismini aldı. İlçeye bağlı Kuzdağ köyünde düzenlenen ihtida (Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma) ve nikah törenine Yenice Belediye Başkanı Zeki Çaylı, Yenice  Müftüsü Ramazan Ökten ve çiftin yakınları katıldı.

”Müslümanlar gibi yaşamaya karar verdim”

Eşinin Müslüman olmasından etkilendiğini ve köyünde namaz kılanları  gördükten sonra İslam dinini tercih ettiğini anlatan Calderon, ”Türkiye’de  eşimin köyünde olmaktan çok mutluyum. Eşimin ailesi Müslüman ve İslam dinine  bağlı yaşıyor. Bu yaşam tarzı ve namaz kılmaları beni çok etkiledi. Burada sağlam  bir aile yapısı olduğunu gördüm. Müslümanlar gibi yaşamaya karar verdim.  Nikahımızında bu dine uygun kıydırmak istedim” diye konuştu.

Yenice Müftüsü Ramazan Ökten ise genç kadının Müslüman olma isteğini  kendilerine bildirdiğini, bunun üzerine dualar eşliğinde gençlerin isteklerini  yerine getirdiklerini kaydetti.Daha sonra Calderon, Müftü Ökten ve diğer şahitlerin huzurunda Kelime-i  Şehadet getirerek Müslüman oldu.Müftü Ökten, Calderon’a ”ihtida belgesi” ile İslam ilmihali ve Türkçe  mealli Kur’an-ı Kerim hediye etti.

Akşam

2012 YurtDışı Hizmet Meşvereti Konya’da Yapıldı

Yılda bir mutat olarak yapılan Yurtdışı Hizmet meşvereti bu sene 10 Mart Cumartesi günü Konya’da Merkez Dersanesinde yapıldı. Sabah 09:00’da başlayan meşveret 17:00’ye kadar sürdü. Yoğun katılımın müşahede edildiği toplantıda çeşitli konular üzerinde müzakereler yapıldı, tecrübeler aktarıldı, beyin fırtınası yapıldı.

Toplantı konularının ana başlıkları şöyleydi;

1. Heyetlerin Takdimi

2. Yurtdışına gidecek vakıfların dikkat etmesi gereken hususlar

3. Yurtdışı hizmetinin önemi

4. Mersin 2013 Akdeniz olimpiyatları

5. Diğer ülkelere hizmeti nasıl götürüceğiz?

ALİMLER ile RİSALE-İ NUR TERCÜMELERİ HIZLANDIRILABİLİR

Yurtdışı hizmetlerinde en önemli faaliyet, Risalelerin ilgili ülkenin ana diline tercüme edilmesidir. Böylece bir çok insana ulaşılıp onların da imanlarının kurtulması mümkün olabiliyor.  Bediüzzaman’ın ‘Ben bu hakikateri tüm dünyaya okutturacağım‘ hayalinin, bu faaliyetler ile gerçekleştiğini görüyoruz.

İman  ve Kuran hakikatlerinin tüm dünyaya  yayılması ancak Risalelerin tüm dünya dillerine çevrilmesi ile neşv-ü nema bulacak. Dolayısıyla yurtdışına hizmet etmeye giden gönüllüler öncelikle tercüme çalışmaları üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Dünyanın hemen hemen her ülkesinde hem o ülkenin yerel dilini hem de Arapçayı mükemmel bilen Alimler bulunuyor. Risale-i Nur’ların da gayet itina ile hazırlanmış Arapça tercümesi var. Ülkelerde bu alimler ile irtibata geçilip, Risalelerin tanıtımı yapılıp, Arapça Risaleler kaynak olarak kullanılıp, tercüme çalışmalarında hızlı ve kolay bir yol izlenebilir.

RİSALE-İ NUR PERSPEKTİFİ İLE YAZILMIŞ DERS KİTAPLARINA CİDDİ İHTİYAÇ VAR

Türkiye’de bilim camiasından bir heyet, okullarda okutulmak üzere Risale-i Nur perspektifi ile Din dersi kitabı hazırladılar. 4 ciltlik bu çalışma ingilizceye çevrilip Filipinler’de 81 üniversitede ders kitabı olarak okutulmaya başlandı. Yapılan bu pilot çalışmada muvaffak olunmasının heyecanı ve aynı ihtiyacın ortaokul ve liseler için de şedit olduğu müzakere edilerek, tüm Dünyada bu örneklerin yapılmasının eğitim-öğretim alanında ciddi bir iyileştirme-geliştirme kazandıracağı üzerinde duruldu.

ESNAFLAR BU BROŞÜRLERE SAHİP ÇIKTI

Ankara KADDER-Kültürlerarası Eğitim ve Dostluk Derneği  (www.kadder.org.tr) broşür, afiş konularında tecrübesini arttırarak  profesyonel ekibiyle yeni çalışmalarını tamamlamışlar. Çeşitli dillerde yapılan bu ürünler, internet sitesinden indirilerek matbaada bastırabiliyor. Böylece yurdışına bu ürünlerin gönderilmesine gerek kalmadan, orada dijital kopyasıyla ürüne hızlıca sahip olabiliyorsunuz. Özellikle kitap fuarları için hazırladıkları afişler dikkatimizi çekti.

Yeni hazırladıkları, cazip ve vurucu özet bilgilere sahip broşürler ile  Risalelerin tanıtımı için yeni bir kapı açılmış durumda. Bu broşürler esnaflara dağıtılmış. Esnaflar şık kutusunda duran bu broşürleri dükkanında müşterilerin kolayca görebileceği bir yere koyuyorlar ve gelen giden müşteriler de bu hakikatlerden haberdar olma fırsatı yakalıyorlar.

TÜRKİYE’YE 26.000 MİSAFİR ÖĞRENCİ GELDİ

Yurtdışından Türkiye’ye geçen sene toplam 26.000 öğrenci okumaya geldi. Önümüzdeki senelerde bu rakamın 50.000’e, hatta yüzbine çıkacağı konuşuluyor. Her üniversite misafir(yabancı) öğrenciler için, kapasitesinin yüzde onu kadar kontenjan ayırabiliyor. Hemen hemen her şehirde bu öğrencilere rastlamak mümkün. Dolayısıyla her bölgenin bu konuya dikkatle eğilmesi gerek.

Lakin, bu öğrencilerin çok az bir kesimine ulaşılabiliyor. Bu gençlerin hizmeti tanıması ve yetişmesi çok büyük öneme haiz. İleride kendi ülkelerine döndüklerinde oradaki hizmetin zemberek kuvveti olabiliyorlar. Hatta Sudan’dan Türkiye’ye okumaya gelmiş ve hizmeti bilen 10’a yakın öğrenci şu an, orada, çeşitli üniversitelerde rektör ve rektör yardımcısı konumundalar.

ALİ, SABAH WASHİNG AKŞAM WASHİNG BU NE İŞİNG !

Yurtdışından gelen ve dersanede kalan misafir öğrencilerin, kültür farklılığında kaynaklanan, bize ters gelebilen hal ve hareketlerine karşı hoş görülü olmamız gerekiyor. Ali Güney Afrika’dan geliyor ve geldiği yer nehirlerin arasında deniz kıyısında tropikal bir bölge, sık sık suya giriyor. Türkiye’de dersanede kalırken sık sık banyo yapıyor. Sabah banyoda akşam banyoda. Bir gün yemekte kardeşlerden biri dayanamayıp şöyle diyor “Ali, sabah washing(banyo) akşam washing bu ne işing?”

Ali namazlarını muntazaman kılıyor ve 8 cüz ezbere biliyor. Bir gün dersanede boylu boyunca uzanmış, Kuran’ı da yere baş ucuna bırakmış, ezberden Kuran okuyor. O’nu tanımayan, geldiği ortamın kültürünü bilmeyen bir abimiz görse, Ali’nin fırça yemesi kuvvetle muhtemel.

63 ÜLKEDE RİSALE-i NUR DERSANESİ AÇILDI

Bölgelerin ilgilendiği ülke sayısı 83, Dersane açılan ülke sayısı ise 63. Bu haberler bizi sevindirmekle beraber, daha dünyadaki ülkelerin bir çoğuna el atılması gerektiğini görüyoruz. Dünyada 230 ülke mevcut. Dolayısıyla artık her ilin en az bir ülke, hatta ilçelerin birer ülke ile ilgilenmesi ihtiyacı zaruridir.

Fizibilitesi yapılmış ve konum itibariyle hizmet zemininin en müsait olduğu sıradaki ülkeler el atılmayı bekliyor. Bu ülkeler;

Etiyopya, Senegal, Mozambik, Tayland, Tayvan, GüneyKore, Nepal, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Angola, Moritanya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Portekiz, İrlanda, Romanya, Şili, Kolombiya.

ARTIK YURTDIŞINDAN  VAKIF GELİYOR

Yurtdışı hizmetlerinin bir meyvesi de Filipinler’de tezahür etti. Filipinler’den 1 vakıf Antep’e 1, vakıf da Ankara’ya gelmiş.

YURTDIŞI HİZMETİNE NASIL BAŞLANILABİLİR?

* Fizibilite ziyareti yapılmalı.

* İlgilenicek olan şehirdeki insan kaynakları envanteri çıkarılmalı.

* Ülkenin coğrafyası, etnik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel yapısı ile ilgili bilgi muhteva eden bir dosya açılmalı.

* O ülkeden okumaya gelen misafir öğrencilerle irtibat kurulabilir.

* Ülkenin konsolosu ziyaret edilebilir.

* Dil eğitimi almak neredeyse zaruridir.

* İlgili ülkedeki kitap fuarları takip edilebilir. Orada stant açılabilir veya stantlar dolaşılıp, Risale tanıtımı yapılabilir.

* Konferanslar takip edilebilir. Türkiye’de konusunda uzman bir kişinin ilgili konuda Risale-i Nur perspektifiyle konuşma yapması sağlanabilir.

* Bütçe planlaması yapılmalı.

* Bölge esnafı ve işadamlarıyla ülke ziyareti yapılabilir.

Ayrıca emekli abiler yurtdışı hizmetinde istihdam edilebilir. Yurtdışında açılacak bir dersanede bir vakıf kardeşle beraber 2 emekli abinin kalması, hem vakıf kardeşe kuvve-i maneviye hem de destek olacak. Bir vakfın yurtdışında tek kalması hizmetin devamına halel getirebilir. Ayrıca ilgili ülke ile ilgilenen bölgeden esnafların okuma programı yapmaları veya bir miktar kalmaları şevke medar olabilir.

Üstad Bediüzzaman’ın kardeşler arasında “azami irtibatı” tavsiye etmesi çok manidar. Hususen yurtdışında kalan bir vakıf ve ilgili bölge arasında azami irtibatın olması hizmetin devamı için çok elzemdir.

25 KURUŞA KÜÇÜK KİTAP

Küçük kitap bastırıp, bunların hediye edilmesi çok bereketli bir hizmet tarzı. Ankara bölgesi bu konuda bir hayli mesafe katetmiş durumda. Çok sayıda kitap bastırdığı için uygun fiyata bu işi yapabiliyorlar. Farklı dillerdeki küçük risalelerin fiyatı 25 kuruş. Bu şekilde şimdiye kadar 600.000 kitap bastırılmış ve dağıtılmış. Bu aralar 100.000 kitap için görüşülüyor. İsteyenler KADDER vakfından Cezmi kardeş ile görüşüp, bu kitaplardan temin edebilir.

AMERİKA’DA KİLİSE BAKILIYOR

Her ülkenin kendine has bir kültürü var.  Amerika’da insanlar kolay kolay bir başkasına güvenmiyor. Oradaki gönüllü insanların gayretleri devam etmekle beraber,  dersaneye herkesin kolayca gelmesi her zaman mümkün olamıyor. Bu tür hizmetler için resmi ortamlar büyük bir avantaj sağlıyor. Bu gayeye kiliseler uygun bir ortam sağlıyor. Uygun kiliseler bulunup bunlar camiye çevriliyor. Buralarda yeni insanlara ulaşılıp onlara imani hakiketler sunuluyor.

Amerika’daki Nur Talebeleri şimdilerde kilise bakıyorlar. Onlara Rabbimizden muvaffakıyetler niyaz ediyoruz.

Ayrıca Avrupa’dan hizmetlerle alakalı güzel haberler duyuyoruz. Örneğin Almanya’nın en büyük hapishanesinde 7 yıldır Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Bu dersler sayesinde bir çok mapus ahlak-ı islamiye ile ahlaklanıyorlar.

HRİSTİYANLARA İSA (A.S.) ‘ın BÜYÜKLÜĞÜNDEN BAHSEDİLMELİ

Hristiyanlara İslamı anlatırken dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde yaşanmış tecrübeler mülahaza edildi. Hristiyanların çoğunlukta olduğu Filipinler’de uzun yıllardır hizmet eden ve bir çok hristiyanın islamı seçmesinde muvaffak olan Muhammed Rıza’nın bu konudaki tespitleri çok önemli püf noktalarını içeriyor;

* İncil’in (matta, markos, luka, yuhanna) Türkçe ve ingilizcesi dikkatlice okunmalıdır.

* Kuran’da Hristiyanlardan bahseden ayetler, Peygamberimizin Hristiyanlar ile ilgili hadisleri ve Risale-i Nur’da bu konudaki bahisler iyice araştırılıp, mütalaa edilmeli.

* İsa (a.s.)’ın 5 büyük peygamber’den biri olduğu, müslümanların İsa (a.s.)’ı çok sevdiği, Cenab-ı Hakk’ın da O’nu çok sevdiğini bu yüzden, çarmıha gerilip, işkence yapılmasına izin vermediği ve kendi katına yükselttiği, ahir zamanda İsa (a.s.)’ın tekrar gönderileceği, Hristiyanların beklediği gibi, biz müslümanların da O’nu beklediği anlatılmalı.

* Hristiyanlağın aslında tevhid esaslı bir din olduğu, ancak Cenab-ı Hakk’ı sıfatları hakkında hata yaptıkları bilinmelidir.

* Hristiyanlar ile münasebetlerde direk İncil’in tahrif edildiği ve onların teslis (üçleme) yapmaları gibi konularla itham edilmesi aradaki iletişimin daha başlamadan bitmesine neden olmaktadır. Hristiyanlığın ve İncil’in eksikliğini gösterek değil, İslamın güzelliğini anlatarak onlara faydalı olabiliriz.

Murat Şekerci

www.NurNet.org

Latin Amerika Şili : “Şimdiye Kadar Nerdeydiniz Be Kardeşim! “

Esselamu aleykum verahmetullahi ve beraketuhu,

Aziz Ağabeylerimiz,

Sizlere Latin Amerika’nın en batısından Şili’den selam ve hürmetlerimizi iletiyoruz.

Şili Büyük Okyanus ile And Dağları arasında kalan, 4300 km okyanus sahili olan, kuzeyinde çöl güneyinde buzullarla kaplı orta kısmıyla ise yeşili bol olan bir ülke.

Şili kelimesi “Dünyanın son bulduğu diyar“ anlamına gelmekte. Türkiye’ye 16 bin km uzaklıkta bu ülkenin dili, Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi: İspanyolca.

Şili’yi daha çok Türkiye’den depremleriyle duyuyoruz ve tanıyoruz. Burada ki insanların yaşantısını gördüğünüzde depremlerin hiç de hikmetsiz olmadığı anlıyorsunuz. Çünkü insanlardaki ahlaki çöküntü, farkında olmayan bu insanların üzerinde gerçek depremden çok daha tahrip edici, yıkıcı bir vaziyet almış.

Şili’nin başkenti Santiago. Yaklaşık 6 milyon nüfusu var. İnsanlar sözde Katolik ama kendi tabirleriyle “pratik yok”. İnsanlarla konuştuğunuzda bir çoğu Allah’a inandıklarını ama herhangi bir dini kabul etmediklerini söylüyorlar. Adeta hakiki bir din arayışı içindeler. Etrafımızda bazı kişilerin “Müslümanlığı ve dininizi anlatır mısınız” veya Risale Nur verdiğimiz kişilerde “bu din çok hoşuma gitti.” cümlelerini duyuyorsunuz.

Mesela onlardan bir tanesi İspanyolca Ramazan İktisat Şükür risalesini okuduktan sonra : “ne kadar güzel izah ediyor şükrü, kanaat etmeyi, o kadar beğendim ki yakında sizin dininize girebilirim” diyor. Rabbim iman nasip etsin İnşaallah.

Şili’de ticaretle uğraşan ve Santiago şehrinde çoğunluğu bir arada yaşayan çok Türk var. Onlarla hep Risale-i Nur’dan okuduk. Türklerin aynı zamanda Santiago da mescitleri var. İmam Hatip mezunu Kayserili bir esnaf abimiz namazları kıldırıyor. Kendisiyle bir ortamda kısa bir ders okuduk 9.sözden ve Na’büdü nüktesinden bahsettik. Ertesi gün diğer esnaf arkadaşlarına bahsediyor dünkü dersi: “Benim daha önce hayatım boyunca hiç duymağım konular bunlar. Risale i Nur’un 5 satırında bile ne manalar varmış, tekrar aynı yeri arkadaşlara da okuyuverir misin“ diyerek Risale-i Nur’ları kendisi alıp bize uzatıyor.

Şili’ye geldiğimizde bir Tevafuk eseri, ilk olarak menzil tarikatının buradaki vekiliyle görüştük. Kendisine Risale i Nurlardan bahsedince bize bir gün önceki izlediği videoyu anlatmaya başladı. Osman ismindeki bu zatın şeyhi, Mehmet Yarbay Efendi tarikat aldığından kısa bir zaman sonra kendi şeyhi olan Gavs-i kasravi, Mehmed Efendiye hitaben :

”Mehmet! Tarikat ilimsiz olmaz. Senin ilmin yok. Bunun için sen Risale-i Nur oku. Risale-i nur okumazsan tarikatın hakikati inkişaf etmez. Çünkü Tarikatın hakikatını anlaman için Risale-i nur okuman lazım. Sen Risale-i nur oku, ta ki imanın kale gibi parlak olsun.” diyor.

Sonra Mehmet efendi rüyasında bir genci görüyor. Genç rüyasında: Kuran-ı Mucizü’l Beyanı göstererek, Kuranın balını da yiyin! Balını da yiyin! Balını da yiyin! Diye 3 sefer tekrar ediyor. Sonra Risale-i Nur oku emriyle Diyarbakır’ a Üstadın talebesi, yüz başılıktan ayrılmış Mehmet Kayalar abiyi ziyarete gidiyor. Mehmet kayalar abi de ders bittikten sonra içinizde rüya gören var mı diye cemaata soruyor. Bu esnada Mehmet efendi rüyasında ‘Kuranın balını da yiyin’ diyen genci sol tarafında derste goruyor.’ Aklım başımdan gitti ‘genci orada görünce, diyor. Rüyasını anlatınca, Mehmet Kayalar Abi tasdik ederek ‘’tabi Risale-i Nur Kur’anın balıdır, balsız olur mu, bal yemek lazım.’ diyor.Bu hatıradan, Mehmet Yarbay Efendi Risale-i Nurları hayatı boyunca okumuş ve talebelerine tavsiye ediyor. Başka zaman değil, görüşmemizden bir gün önce bu videoyu izleyip arkasından biz de gelip Risale-i Nur’dan bahsedince Osman efendi de çok şaşırıyor. Bu tevafuğun üzerine bizden: ’kitaplarınızdan varsa, alabilir miyim.’ diyerek hem Türkçe hem de İspanyolca eserlerden alıyor. Ve ekliyor: ’Burada bizim üzerime ne vazife düşüyorsa Risale-i nur adına yapmaya hazırız İnşallah’ diyerek bize şevk verdi.

Müslüman ve Türkleri ziyaret için Şili’nin kuzeyinde bulunan başkent Santiago’ya uçakla iki bucuk saat süren başka bir şehri İquique’ye (ikiki) gittik. Arica ve antofagasta şehirlerinin arası, dünyanın en kurak yeri. En kurak ve çöllerle kaplı bu bölgenin ortasında da İquique şehri var. Bu şehirdeki insanlar da adeta çölde susamış insanlar gibi İman ve Kur’an hakikatleri olan Risale-i Nura susamışlar. Türkleri ziyaret edip onlarla Risale-i Nurdan ders yaptıkça hayatlarına hayat olan iman dersleriyle manen susuz kalmış bu insanlara can geliyordu. İquique Şehrinde de en az Santiago’daki kadar Türk var. Büyük bir camileri var. Pakistanlı müslümanlar var. Cuma namazına gittiğimizde 3 katlı olan camisinin 3 katı da doluydu. Bir de Müslümanlara ait bir okul var burada .Ama şu an yaz tatili olduğu için okullar kapalı. Okul müdürü de yeni Müslüman olmuş ismi de; Said. Çok hoş birisi.

Şili’de, ne Santiago’da ne de İquique ‘de dersanemiz yok. Bu şehirlerde ders yaptıktan sonra Türk arkadaşlardan işin ciddiyetinin farkında olanlar burada dershanenin şart olduğunu ve en kısa zamanda açılması gerektiğini bize müteaddit defa bahsettiler. Bizimle maddi ve manevi ilgilenen bir abi : ‘Şimdiye kadar nerdeydiniz be kardeşim’ deyip buralara geldiğimiz için hem dua ediyor hem de geç kaldığımızdan dolayı sitemini belirtiyordu. Hatta bir esnaf abi :’’İşte durumu vaziyeti görüyorsunuz. Bizlere, buradaki Türklere ve diğer Müslümanlar için bir dershane olsa bütün bu bölgede ki Müslümanların muhafazası için çok önemli olur. Bize de ne düşüyorsa Allah için yapmaya hazırız.” Başka bir genç kardeşimiz: “Bizleri doğru yola iyiye güzele çağıran olmayınca dinden çok uzaklaştık” diyerek kendilerinde ki boşluğu ifade edip bir an önce bizlerin elinden tutun diye ihtiyaçlarını ifade ediyorlar. Sizler de dua edin Cenab-ı Hakk buralara en kısa zamanda imanlar kurtaracak Risale-i Nur dershaneleri nasip etsin inşallah. Çünkü hakikaten ihtiyaç çok fazla.Burada çok hoş ve güzel insanlar var ama islamiyetten uzak kaldıkça çok farklı yaşantılara kaymışlar. Rabbim bura insanlarını da Kur’anın hakikatleri olan Risale-i Nur’la şereflendirsin.

Üstadımızın söylediği:’’Risale-i Nur bu asrı ve gelecek asırlari tenvir eden bir mucize-i Kuraniyedir.’’ hakikatini Rabbim en kısa zamanda Şili’ye ve bütün Latin Amerika ülkelerine de nasip etsin.

Güney Amerikadan Şili Nur talebeleri

www.NurNet.org