Etiket arşivi: Somali

Somali’de Çocuklara Dağıtılan Diş Macunu!

“Bir akşam üstü Dadaap Kampı’nın kumlarını güneş bırakıp gitse de herkes onun sabah doğacağını biliyor”

Peki siz battıktan sonra gelmeyenlerden misiniz? Diye sordu. Siyah küçük yüzüne sinekler konmuş onları kovmuyor onlarla yaşamanın güzelliklerinden bahsediyor ve her gün inatla onların nasıl geldiğini anlatıyordu… Battıktan sonra gelmeyen güneşmisiniz derken, bu pirinci bıraktıktan sonra gelmeyecek misiniz? Diye soruyordu…Bu küçük çocuk akranlarının aksine defter ve kalemle tanışmamış onların yerine uzun bir tahtaya siyah taşla yazdıklarından hayatı öğrenmişti. Küçücük bedeni dünyanın bütün yükünü onun sırtına yüklemişti. Onun en büyük hayali ne çarpışan arabalar, ne de oyun parklarıydı.O pirinci bulduktan sonra her gün bir sonrasını düşünmeden karnını doyurabileceği bir dünyanın hayalini kuruyordu, O Habeş diyarının çocuğuydu ve Somaliliydi…

Bu çocuğun Anavatanı Somali’ye vardığımızda bütün çadırları dolaşmıştık. Daha sonra Türkiye’den Somali’ye gelenler çadır kamplarda küçük çocukların ikram edilen kek ve limonataya dokunmadığını bir birine anlatıyordu.

Türkiye’nin tanınmış sanatçılarından biri yanıma yaklaşıp, “Siz burada kalıyorsunuz buraları biliyorsunuz bunlar neden elimizden bir şey yemiyor” diye sorunca, “ Yemezler, çünkü siz hem beyaz hem de Avrupalı gibisiniz asla yemezler” dediğimde kızıp gitmişti. Haklıydı, çünkü Avrupalı beyaz olmak onun için sürekli bir gururlanma ve yükselme vesilesi iken Somali’de bunun işe yaramadığını görmek onu üzmüştü ama gerçek buydu.

Oysa ona Somali’de yaşayanların beyaz pirinci elde etmek için once beyaz insandan kurtulmaları gerektiğine inandıklarını anlatamadım. Müslüman da olsak sonuçta beyazdık ve beyaz adam demek Afrikada sömürünün, aç kalmanın, tecavüzün adıydı

O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Somali ziyareti öncesi Kenya Dadaap Kampı’ndan İHH yetkilileri ile birlikte Somali’ye gitmiştik. Havaalanı, şehir her taraf harabe halindeydi. Bindirildiğimiz siyah camlı ciplerin camlarını asla açmamamız konusunda sıkı sıkıya uyarıldık, çünkü biz de beyazdık…

Erdoğan’ın dünyaya seslenmesi için gerekli olan alt yapıyı hiç kimse bize söylemeden kendi başımıza hallettik. Çünkü, Ankara’dan gazetecilere Somali’den canlı yayın imkanının olmadığı söylenmişti. Türkiye’nin Başbakan’I Somali’ye geliyor ve dünyaya seslenmesi imkansızdı, deniyordu…Bunu olmayacağını düşünmek ve yapılan yardımları umudu Türkiye ve dünyaya canlı yayında anlatamamak bizi oldukça üzüyordu

Durumu İHH İnsani Yardım Vakfı yetkililerine aktardık. İHH’nin İstanbul merkezinde sağolsunlar çok büyük bir fedekarlık göstererek bir canlıyayın imkanı için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler ve Türkiye’den gerekli girişimleri başlattılar. Biz de bunun üzerine Somali’de ki canlı yayın aracını bulduk ve Somali Başkanlık Sarayı’na çektirdik.Başbakanlık heyeti geldiğinde yaptığımız bu jest karşısında çok çok mutlu oldular ve Başbakan Erdoğan o dönem İHH’nın parasını ödediği ve destek olduğu bizim bulduğumuz canlı yayın aracı ile dünyaya ve Türkiye’ye seslendi.Sonuçta ümmetin bir derdi dünyaya duyuruluyordu.
Somali ziyareti sırasında dolaştığımız çadır kampların birinde karşılaştığımız bir tablo aslında Somalili çocukların neden kek ve limonata yemediğini ortaya koyuyordu.

Suyun bile zor bulunduğu çadır kamplarda İtalya’dan gelen bir yardım kurumu Somalili çocuklara diş fırçası ve diş macunu dağıtmış. Çocuklarda hayatlarında diş fırçası ve diş macunu görmedikleri için dağıtılan diş macununu yiyecek bir şey sanmışlar ve o açlığın verdiği duyguyla bütün diş macunlarını sonuna kadar tüketmişler…Sonrası ise tam bir felaket çocukların anası ağlamış ve o olaydan sonra bizimkilerin dağıttığı kek ve limonatayı da yemedi o çocuklar…

Çocukların karşısına geçtik, yüzlerindeki sineklerle beraber onlara dağıtılan kek ve limonatayı once onların karşısında biz yedik ve onlar da yemeye başladılar. Yetim başı okşamak onlara kendi ellerinden bir şey yedirmek isteyenler de böylece amaçlarına ulaştılar.

Benim bu yazıma konu olan ve Anadolu Ajansı’na ödül kazandıran küçük Somalili çocuğa kek verirken çekilmiş fotoğraf. Fotoğrafın hikayesini okumak için tıklayınız 

Somali’de de anladığım gibi Beyaz olmak her yerde halktan kopmaktır. Beyaz Türkler, Kürtler ve Beyaz Müslümanların halktan kopması gibi..

Somali’de beni en çok etkileyen hala hatırladığımda göz yaşlarıma hakim olan bir olay var ki şairin deyişiyle adamı imana getirir. Ramazan ayı Dadaap Kampı’ki çölün ortasında 550 bin adamın getirildiği çağdaş Kerbela’dır. Bu kampta insanlar aslında sürekli oruç tutuyorlar. Yeterli yardım gelmeyince insanlar sabah ve akşam ancak pirinç yiyerek karınlarını doyurabiliyor. İHH Kampta kalanlar için bir iftar programı düzenledi. İftar mönüsünde hurma, lapa pirinç ve içecek vardı. Kur’an’ı Kerim okudu Somalinin sesi güzel hafızları ve sonra da iftar açıldı. Tahminim 60 yaşın üzerindeki bir amcaya gözüm ilişti önce elleriyle tabaktan biraz pirinç alarakiftarını açtı.Daha sonra cebinden çıkardığı bir bez parçasına kalan pirinci koydu ve cebine attı. İftar bitti dualar edildi ve ben o amcanın aç olmasına rağmen neden o pirinci yemediğini merak ettim. Millet dağılırken o amcanın yanına gittik tercümanla ve kendisini incitmeden, kırmadan yapılan pirinci tam yemediğini ve mendiline koyduğunu acaba beğenmediği sorunca bizi insanlığımızdan utandıracak bir cevap verdi

“Evde torunum var ben bu pirinci ona götürecem karnı tam doysun, o nedenle ben hepsini yemedim ve kalanı ona götürüyorum” dedi. Bunu anlatınca eminim ki abartılı bulanlarınız olacak, hadi canım oradan diyenleriniz olacak ama yaşayınca insanlığınızdan utanıyorsunuz...Somalinin gerçeğiydi bu, o kadim toprakların asaletiydi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son ziyareti bana Somali Kenya sınırında bulunan Dadaap Kampı’nda o çocuğun bana söylediklerini hatırlattı, “Battıktan sonra gelmeyen güneşmisiniz…Değiliz çocuk değiliz ve İnşallah olmayacağız”

Nevzat Çiçek / Timeturk

 somali_cocuk 2011

Somali Ziyareti ve Risale-i Nur Dersleri

SOMALİ (HABEŞİSTAN) ZİYARETİ

Habeş Kralı Necaşi şöyle demişti: “Keşke şu saltanata bedel Hz. Muhammed (a.s.m)’e hizmetkâr olsaydım. Müslümanlar ilk defa Miladi 615 yılında, Recep ayı içinde dördü kadın olmak üzere, 15 veya 16 kişi Habeşistan’a hicret ettiler. Bunların içinde Osman bin Affan ile ailesi Peygamberimizin kızı Rukiye de bulunuyordu

Sahabe i kiramın ilk hicret etmiş olduğu bu ülke Habeş Kralı Necaşi ve Bilal i Habeşi’nin ülkesidir. Somali Başkenti Mogadişu dur. Nüfusu 9 milyondur. Ülke nüfusunun hemen hemen yarısı hafız olmakla birlikte diğer insanlarında en azı birkaç cüzü ezber bilir. Ülkede Arapça ve Somali ce konuşulmaktadır.

Somali uzun yıllar İngiltere ve İtalya’nın sömürüsünde kalmış ve en son 1960 da bağımsızlığını kazanmıştır. Ancak ülkede iç savaş devam etmektedir. Türkiye  Somali’de sağlık, eğitim, insani yardım, belediyecilik hizmetleri ve altyapısı ile su kuyusu açılması gibi çok farklı alanlarda sayısız kalkınma projesi tamamlamış ya da çalışmalarını devam ettirmektedir. Yeniden inşa edilen, tüm teçhizatı sağlanan ve beş yıllığına işletmesi üstlenilen Mogadişu’daki 200 yataklı Diğer Hastanesi, Afrika’nın sayılı hastanelerinden biri haline gelmiştir.

SOMALİYE GİDİŞİMİZİN SEBEBİ

Türkiye den her yıl gönüllü olarak İstanbul-Üsküdar dan doktorlarımızın bu ülkeye gidip gelmeleri hem Somali deki mağdur insanları tedavi etmeleri hem de manevi hastalıklarına deva olacak olan Risale-i Nurları götürüp bu ülkede dağıtmaları ve bize bu hizmetlerin orada daha düzenli devam etmesi gerektiğini ifade etmeleri bununla birlikte bölgemiz Trakya da doktorasını bitirip ülkesine dönen Somali asıllı Arapça İngilizce ve Somali diline hakim Mustafa kardeşimizin bizi bu ülkeye teşvik etmesi ve mutlaka Somali de bir Dershane açmamız lazım ve bu eserler Somali deki yaşanan sıkıntılara deva olabilecek hakikatler olduğunu eğer dershane açarsanız ben size bu konuda her türlü desteği verebilirim demesi bizi cesaretlendirdi.

SOMALİYE GİDİŞİMİZ.

Başkent Mogadişu ya indikten sonra bizi Mustafa Kardeş aldı ve Otele doğru yola çıktık.

Dört gün sürecek olan ziyaretimizde hemen hemen her saat gerek Doktorlar gerek Mühendisler ve diğer meslek grupları, işadamları bizi ziyarete geldiler ve biz mütemadiyen onlara Risale-i Nurları okuyup anlattık. Özellikle Aşiret reisi Şeyh Muhammed Hasan “bu eserleri bu zamana kadar neden sakladınız ve bize ulaştırmadınız” dedi.

Bu eserlere ülkenin çok ihtiyacı olduğunu söyledi. Somali de Okullarda da bu dersler okutulmalı dedi.

Biz Türkiye ye döndükten sonra şeyh Muhammed telefonla arayarak bize bu kitapların acilen Somali diline tercüme edilerek taraflarına ulaştırılmasını söyledi ve ziyaretimizin çok faydalı olduğunu ve memnuniyetini ifade ettikten sonra tekrar ziyaret etmemizi arzuladıklarını bildirdi.

Ziyaretimiz çok bereketli geçti ve çok güzel neticeler alındı. Götürdüğümüz kitapları hediye ettik dağıttık. Risale-i Nur hakikatlerine insanlığın ne kadar ihtiyacı olduğunu farkettik. Kısa ama çok verimli geçen ziyaretimiz dört günün sonunda bitti ve Türkiye ye döndük. Vazifemiz bitmedi daha da arttı ve sorumluluk hissediyoruz. Habeş Kralı Necaşi nasılki sahabe efendilerimizin zulümden kaçıp kendilerine sığındıklarında onlara destek olmuş muhafaza etmişse bizde bu ülkedeki şuan yaşanan sıkıntılara bir nebze olsun çare aramayı ve gerekirse yardım etmeyi bir vefa borcu biliyoruz Somali ye daha neler yapabiliriz diye çalışmalarımız devam ediyor.

Bir Ağabeyimizin Üstadı rüyasında gördüğü ve ellerini açıp Somali ye dua ettiğini duyuyor ve bu ziyaretin makbuliyetine alamet olarak mülahaza ediyoruz..

Ya Rabbi milletimize ve dünyadaki tüm Müslüman alemine birlik ve beraberlik ver.

Ya Rabbi İttihad-ı-İslamı bizlere en kısa süre içerisinde nasip et… İslamı en kısa zamanda dünyaya hakim kıl.

Ya Rabbi birlik ve beraberlik içinde olmak için aşkla, şevkle, gece-gündüz gayret etmeyi nasip et.

Ya Rabbi bizleri birbirimize sevdir, kalplerimize sevgi, şefkat, muhabbet yerleştir; bizleri birleştir, bölünmüşlüğümüzü kaldır, bizleri birbirimizden ayırma

Ya Rabbi tüm islam alemine birlik beraberlik, kardeşlik, huzur ve mutluluk içinde yaşamayı ihsan et.

Tüm kardeşlerimize selam ediyor Somali hizmetlerinin inkişafı için dualar bekliyoruz.

Ruba Vakfı – Trakya Nur Hizmetleri (www.rubavakfi.org)

www.NurNet.org

500 Bilim Adamı İstanbul’da Nübüvveti Konuşacak

22-24 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek olan “Nübüvvet” konulu 10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna dünyanın birçok ülkesinden bilim adamları geliyor.

İtalya, Somali, Brunei, Güney Afrika, Suriye, Mısır, Irak, Cezayir, Fas, Tunus, Kırgızistan, Rusya, Burkino Faso, Uganda,  Nijer, Nijerya, Yemen, Suudi Arabistan, Ürdün, İran, Pakistan, Afganistan, Hindistan, Filistin, Malezya, ABD, Almanya, İngiltere, Avustralya, Romanya, Endonezya, Sudan, Azerbaycan, Malezya, Singapur, Filipinler, Lübnan, Moritanya, Kırım, Türkiye ve daha birçok ülkeden, 13 ü bayan 83 ü erkek toplam 96 tebliğci, 300 ün üzerinde gözlemci katılıyor. Ayrıca gözlemci olarak da 50 kadar bayan akademisyen geliyor.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen “Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü: Risale-i Nur Perspektifi” konulu sempozyum için gelen bilim adamları Peygamberlerin insanlığın yolunu aydınlatmada üstlendikleri ilahi vazifenin önemine dikkat çektiler.

ÜRDÜN , Ehl-i Beyt Üniversitesinden Prof. Dr. Ziyad Halil Al Daghamin :

RİSALE-İ NUR NÜBÜVVETİN GEREKLİLİĞİNİ EN GÜZEL DELİLLERLE AÇIKLIYOR

Sempozyuma Ürdünden katılan  Prof.Dr. Daghamin tebliğinde Risale-i Nur’un kâinat kitabının tarifini ele aldığını bununla birlikte kâinatın varılması gereken maksatlarından Allah’a imanı, Tevhidi, Ahiret’e imanı, nübüvvetin gerekliliğini, peygamberlere imanı ve insanın şükür’e erişmesini en güzel delillerle açıkladığını ifade etti.

Bedizzaman Said Nursi’nin nübüvvet konusuna bakışı hakkında dünyanın farklı ülkelerinde bulunan akademisyenlerin görüşleri şöyle;

PEYGAMBER SÜNNETİ BÜTÜN DERTLERE ÇARE

Nübüvvet sempozyumuna Cezayirden katılan Prof. Dr. Rabah Dafrur, tebliğinde şu görüşlere yer verdi:

“Bediüzzaman Hazretleri, Peygamberimizin Sünnetinin insanın bütün hayatının bütün yönlerini şümullü bir şekilde ele aldığını ve bütün problemlerine çözüm getirerek bütün dert ve hastalıklarına çare olduğu tasavvurundadır. O; Sünnetin desturlarının ruhi, aklı, kalbi ve sosyal bütün hastalılara en güzel ilaç olduğunu ispat eder.”

GÖRDÜĞÜMÜZ GÜZELLİKLER YARATICININ GÜZELLİĞİNİN GÖLGELERİNİN GÖLGELERİDİR

 Yıldız Teknik Üniversitesinden  Rasim Soylu etrafımızdaki güzelliklerin kemal sahibi bir yaratıcıdan geldiğini belirterek tebliğinde şunları kaydetti.

“Bediüzzaman sevdiğimiz şeylerde gördüğümüz güzellik ve mükemmelliğin, sonsuz güzellik ve kemal sahibi bir yaratıcının güzelliğinin çok perdelerden geçmiş zayıf bir gölgesi, hatta gölgenin gölgesi olduğunu söyler.”

ABD Trinity Enstitüsünden Robert Owens Scott tebliğinde Bediüzzaman’ın bakış açısından peygamberliği kalema aldı.

‘‘Said Nursi egemenlik, istismar ve şiddet sistemlerine yol açan saptırmalara peygamberliği bir siper olarak görmektedir. Said Nursi’ye göre peygamberler lider ve eğitimcilerdir. Onların rolleri insanları İlahi irade doğrultusunda bir düzene getirmektir.’’

İNSANLIĞIN NÜBÜVVETE OLAN İHTİYACI YERYÜZÜNÜN GÜNEŞE OLAN İHTİYACI GİBİDİR

Sempozyuma Hindistan Jamia Millia Islamia Üniversitesinden katılan öğretim görevlisi Prof. Dr. Iqtidar Mohammad Khan tebliğ metninde Bediüzzaman’ın diğer İslam filozofları gibi karmaşık bir dil yerine kolay ve anlaşılır bir dil kullandığını kaydetti.

Khan ayrıca tebliğ metninde Kur’an’ın temel gayelerini ele alarak şunları kaydetti.

‘‘Bediüzzaman’ın nübüvvet hakkındaki görüşleri, diğer İslam filozoflarının görüşlerine kıyasla oldukça nettir. Kur’an’ın mesajını ve nübüvveti anlatırken diğer İslam filozoflarının kullanıldığı karmaşık dilin aksine kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Üstad Bediüzzaman “Kur’an’ın temel gayeleri dörttür; tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet” der. Buradan da anlaşılacağı üzere nübüvvet Nursi’nin fikir ve eserlerinde önemli bir yere sahiptir. Nursi, insanlığın nübüvvete olan ihtiyacını yeryüzünün güneşe olan ihtiyacına benzetir. Çünkü peygamberler insanlığın önderleridirler.’’

BÜTÜN PEYGAMBERLER AYNI MESAJI VERMİŞTİR: YARATICI BİRDİR VE TEKDİR

ABD Virjinya İlahiyat Okulundan Nübüvvet sempozyumuna katılan Prof. Dr. David Scott tebliğ metninde şu önemli konuları ele aldı:

‘‘Allah’ın tüm peygamberlerinin insanlığa bildirdiği esas mesaj, Yaratıcının birliğidir. Bütün peygamberler aynı mesajı vermiştir: Yaratıcı birdir ve tektir. Bu mesaj hayatın özüdür. Bu, post modern insanlarla iletişime geçerken yararlanılacak en önemli husustur çünkü bu gibi insanlar hayatın manasını ararlar. Ve mana ve birlik temelde birbirleriyle bağlantılıdır.’’

 

NÜBÜVVET TARİHİN ŞAH DAMARINA HAYAT VE CANLILIK VERDİ

Mısır Zegazig Üniversitesinden tebliğ metnini sunan Usama Abul Abbas Şahvan kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren şeyin tanımını şöyle yapmaktadır.

‘‘Nübüvvet Bediüzzaman’ın fikrinde çökmek üzere olan zamanı ayakta tutan, yükselten ve ona direnç kazandıran bir güç, kurumak üzere olan tarihin şah damarına hayat ve canlılık veren, aydınlatan ışıltılı, parlak,  nurani canlı bir kandır.’’

ÜSTAD NURSİ AKLÎ DELİLLERLE NÜBÜVVETİ İSPAT ETTİ

10. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna Suudi Arabistan Kral Halid Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Ali Bin Hüseyin Musa tebliğ metninde Nübüvvetin ispatını kalema aldı.

Üstad Nursi aklî delillerle nübüvveti ispat etti. Bu konuya daha önce âlimler böyle yaklaşmamıştı. Beşeri hayatta birçok ilim vardır; tıp, astronomi gibi ve sair mevcut ilimler. İnsanın bu ilimleri öğrenmeden bilmesi çok zordur. Yani bir rehberden öğrenme olmadan mümkün değildir. Vahiy yoluyla Allah öğretti. O zaman bilim, vahiy ile olur.

Prof. Dr. Musa nübüvvetin Hz. Muhammed (s.a.v)’in yüksek ahlakı, güzel nitelikleri ve onun kişisel özellikleriyle ispat edileceğini üzerinde vurgu yaptı.

Nübüvvet sadece mucizelerden ibaret değildir. Kişisel örnekler ile nübüvvet ispat edilebilir. Yani Hz. Peygamberin yüksek ahlakı, eşsiz kişisel durumu, güzel nitelikleri, iyi davranışları, nübüvvetin doğru olduğunun delillerinden birkaç tanesidir. Üstat şöyle diyor:

“Zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-yı gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imanını ve gayet itminanını ve nihayet vüsukunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.”

SEMPOZYUMA BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN HAYATTAKİ TALEBELERİ DE KATILACAK

Sempozyumun açılış oturumu 22 Eylül Pazar günü saat 10:00’da Ataköy Sinan Erdem Spor Kompleksi’nde yapılacak.

Sempozyumun oturumları ise 23 ve 24 Eylül günlerinde Yeşilköy Wow Hotel Convention Center salonlarında devam edecek.

Üç gün sürecek olan Uluslararası Sempozyum boyunca, dünyanın dört bir yanından gönderilen 400 tebliğ arasından seçilen 96 tebliğ sunulacak ve müzakere edilecek. Nübüvvet sempozyumuna Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebeleri de katılacak.

Sempozyuma 40’ın üzerinde ülkeden gelen akademisyenler tebliğleriyle katılıyor.

www.nubuvvetsempozyumu.com

İSTANBUL İLİM VE KÜLTÜR VAKFI
Kalenderhane Mah. Cüce Çeşmesi Sok. No:6 Vefa Fatih / 34134/  İstanbul
Tel :90212 527 8181 Fax:90212 527 8080
Web site: www.iikv.org     E-mail: iikv@iikv.org

Kenya-Somali Sınırında 2 Kuyu Daha Açılıyor

Kenya-Somali sınırına Ramazan ayında 2 tane su kuyusu yapılıyor. Biri Alloley biri de Bulla Rahma köyüne yapılıyor.

Kuyular evlerine su taşımak için kilometrelerce uzağa giden anneler için umut oldu. Bu anneler suyu bidonlarda taşıyor ve her gün bu işi tekrarlıyorlar. Ayrıca su kaynakları da oldukça tehlikeli nehirlerde timsahlar korku salıyor, göletlerde de vahşi hayvanlar. Çoğu Müslüman içme suyunun azlığından dolayı; ya oruçlarını kirli sularla açıyorlar ya da kilometrelerce uzaktan taşıdıkları çok az su ile açıyorlar.

Çare Gönüllüleri destekleriyle Kenyalı Müslüman köylere “Hz. Muhammed S.A.V Kuyusu” ve “İmam El Buhari Kuyusu” yapılıyor. Bu hafta itibari ile kuyularda suya ulaşıldı. Bu anlamlı günlerde su sevincini yaşayabilmeleri adına derneğimiz kuyuları Ramazan Bayramı öncesi yetiştirmeyi planlıyor.

www.NurNet.org

Yeryüzü Doktorları Somali’ye sağlık götürüyor!

Sağlık yardımlarına odaklanmış bir ihtisas derneği olan Yeryüzü Doktorları ekibi, işletmesini yaptığı Somali Şifa Hastanesi’nde bir hafta poliklinik hizmetleri verecek. Ekip aynı günlerde Somali’ye ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile de bir araya gelecek.

Dünyanın seyrettiği Somali’deki drama Türkiye sessiz kalmıyor. Yıllar süren iç çatışmalar, kıtlık ve kuraklığın etkisi ile birçok hizmetin aksadığı Somali’yi, Türkiye yaptığı yardımlarla yeniden yapılandırıyor.

Ülkede yaşanmakta olan trajedinin tekrarlanmaması adına kalıcı çözümler üretme amaçlı orta ve uzun vade projeler üreten Türkiye, sağlık alanında da Yeryüzü Doktorları ile birlikte sistemli olarak yardımlarını sürdürüyor.

Kurulduğu günden bu yana dünyanın birçok bölgesine gönüllü sağlık hizmeti götüren Yeryüzü Doktorları, 2 Genel Cerrah, 1 KBB Uzmanı, 1 Pediatrist’ten oluşan bir ekiple, kalınan süre boyunca Somali Mogadişu içerisindeki Hodan Bölgesi’nde yer alan Şifa Hastanesi’nde poliklinik hizmetleri ve sağlık personeline eğitimler verecek.

Yeryüzü Doktorları ekibi, aynı günlerde Somali’ye ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile de Somali Mogadişu büyükelçiliğinde bir araya gelecek.

Sağlık yardımlarına odaklanmış bir ihtisas derneği olan Yeryüzü Doktorları’nın işletmesini yaptığı Şifa Hastanesi, dört katlı ve bahçesine inşa edilen Acil Servis binası ile birlikte toplam bin 500 metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. 62 yatak kapasiteli hastanede 73 personel çalışıyor. Hastane bünyesinde 2 ambulans hizmet veriyor.

Somali’de bir hafta boyunca sağlık hizmetleri verecek olan Yeryüzü Doktorları ekibi, şu isimlerden oluşuyor: Genel Cerrah Yücel Aytaç, Genel Cerrah Hakan Sunal, KBB Uzmanı Ali Osman Uyar ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Hasibe İspirli Özkara.

 Kaynak: https://yyd.org.tr/