Etiket arşivi: su

Binlerce Teşekkür Sana!

Sen vardın hayatımda

güneş doğudan doğuyor

ışıklarını saçıyor, ısıtıyor

ve batıdan batıyordu

Sen vardın hayatımda

su buharlaşıyor, buz oluyor

ve sonra yine sıvılaşıyordu

Sen vardın hayatımda

insanlar oksijen soluyor, karbondioksit veriyordu

ve bitkiler o karbondioksiti alıyordu

ve yalnız sen vardın hayatımda

Seni bulunca her şeyi unuttum…

Sonra sen beni unuttun

terk edip gittin, ta o zaman ayıldım

su yine aynı su, buz da yine aynı

güneş yine ısıtıyor

bitkiler, insanlar yine aynı alış verişte

O’nu buldum, seni kaybettim

O’nu kaybeden kimi bulur?

O’nu bulan neyi kaybeder?

iyi ki seni kaybetmişim,

hayatın anlamını buldum

binlerce teşekkür sana…

Selçuk Eskiçubuk

Suyun Daimi Devri

Suyun.Daimi.Devriİçtiğimiz ve hayatımızın her alanında istifade ettiğimiz SUYU, yıllar önce Japon bilim adamı Prof. Dr. Masaru Emoto’nun “SU KRİSTALLERİ” adlı kitabındaki hârika belgeselleriyle incelemiştik. Bugün ise, bizlere bahşedilen şu SU nimetinin, şu koca dünyamızdaki, ‘devir daim macerasını’ bir nebzecik inceleyeceğiz. Hem birkaç dakikalığına ‘mutlu bir rüyalar âlemlerindeki gibi’ büyük keyif alacağız. Hem de nafile ibadetlerimizden, yüzlerce kat çok daha avantajlı bir ibadeti, yani tefekkürü, bilimin ve belgelerin ışığında uygulamış olacağız, inşallah…

Şimdi; debisi yüksek olan ve aklıma ilk gelen akarsularımızdan; sadece Fırat, Dicle, Kızılırmak, Yeşilırmak, Seyhan, Ceyhan, Sakarya, Ergene, Tunca, Âsi, B.Menderes, Porsuk, Çoruh, Meriç v.b.gibi nehirlerimizi düşünelim.

Meselâ; sadece Fırat’ımızın debisi; (bir saniyedeki akış miktarı) 635 M3/Saniyedir. Yani tek bir saniyede, yaklaşık olarak 635 ton’dan fazla su, Fırat nehrinden denize doğru akmaktadır.

Dicle’nin debisi; 360 M3/ Saniye. Kızılırmak; 184 m3/Sn. Yeşilırmak; 121 m3/ Sn. Ceyhan; 380 M3/ Saniye. Seyhan; 180 M3/ Saniye. (Kış aylarında 370 M3’e çıkar.) Sakarya; 134 m3/ Sn. (yazın 10 ile kışın 1162 m3/Sn. gibi değişken olup yıllık ortalaması 134 tespit edilmiş.)

Ergene; 27 m3/ Sn. Tunca; 172 M3/ Saniye. Âsi; Sakarya gibi değişken olup yıllık ortalaması; 30 m3/ Sn.

B.Menderes; 110 m3/Sn. Porsuk; 189 M3/ Saniye. Çoruh; 120 (53 ile 569 arası) m3/Sn. Meriç; 200 M3/ saniye (81 ile 460 m3 arası değişkendir) ortalamadır.

* Yani sadece şu 14 nehrimizden, sadece tek bir saniyede 2842 TON/ saniye su akmaktadır.

Bu oran sadece bir dakikada 2842 X 60=170 520 TON/ Dk’dır.

Bir saatte ise 10 231 200 Ton/Saattir. X 24=245 548 800 Ton/Gün demektir. Yani bir günde, sadece şu 14 nehirden, geçtikleri bütün beldelerdeki bağ ve bahçeleri sulayarak, denizlere 245 MİLYON TON su akmaktadır…

..CAN ALICI SORU ŞU:

* Peki bu sarfiyatın bıraktığı boşluk, acaba nasıl dolduruluyor?…

Bu sarfiyatın yerine, her gün aynı miktar su takviye ediliyor ki, binlerce seneden beri bu akış devam ediyor. Bu da, her gün denizlerden bulutlara

yüklenen sulardan sadece şu bölgelere, 245 Milyon TON su sevk ediliyor demektir.

Bu su devir daiminin kabaca hesabı, 200’den fazla ülkeler ve kıtalar için, yani dünya üzerindeki tüm denizlere dökülen tüm nehirler ve ırmaklar için yaptığımızda, HER GÜN MİLYARLARCA TON SUYUN, binlerce yıllardan beri sürekli DEVİR-DÂİM ettirildiği gerçeği, çok net görülüyor.

* İşin çok acı tarafı ise bizler bu ikramın ve bu Yüce Kudretin, pek farkında bile olmuyoruz veya olamıyoruz. Acaba niçin?…

* Oysa O Yüceler Yücesi olan Rabbimiz, böyle bir gaflete düşmememiz için, bakınız Kur’ân-ı Kerimde bizleri nasıl ikâz ediyor:

A’raf Suresi, 57. Âyet:

* “Rüzgârı, rahmetinin önünde müjdeci gönderen de O’dur. Nihayet o rüzgâr o ağır bulutları yüklendiğinde, Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız.”

Zuhruf S., 11. Âyet:

* “Gökten, bir ölçüye göre suyu indiren de O’dur. Biz onunla ölü bir ülkeye hayat veririz. İşte siz de mezarlarınızdan öyle çıkarılacaksınız.”

Hicr S., 22. Âyet:

* “Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık. Hâlbuki, o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz!…”

Mülk S., 30. Âyet:

* (Ey Muhammed, insanlara) De ki: “Söyleyin bana: şayet suyunuz çekilir, yerin dibine giderse, o akan tatlı suyu, size kim geri getirebilir? ”

Bakara S., 152. Âyet:

* Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!…

..Ve Yüce Allah c.c. Rahman sûresinde de 30 defa “..böyleyken, Rabbinizin nimetlerini, nasıl yalanlarsınız?” ..buyurduğu gibi, birçok ayeti Kerimde de “ne kadar da AZ şükrediyorsunuz!” diye bizleri ikaz etmektedir…

* ..Evet, ne kadar da AZ ŞÜKREDİYORUZ, değil mi?…

Raif Öztürk

moral haber

Hayrettin Karaman yazdı: Ayakta su içmek zararlı mı

Ayakta su içmek sağlığa zararlı mı? Hadislerde oturarak su içilmesi gerektiği mi geçiyor? Hem sağlık hem de dini açıdan ‘ayakta su içilir mi içilmez mi’ tartışmasına fıkıh konusunda en büyük otorite olarak gösterilen Yenişafak Gazetesi yazarı Hayrettin Karaman da katıldı.

İşte Karaman’ın “Ayakta su içmek” başlıklı bugünkü o yazısı

Okuyucum şöyle bir yazı okumuş:

HER KİM Kİ AYAKTA SU İÇERSE KUSMAYA ÇALIŞSIN

‘İnsanlar ayakta suyu içerler ve bu su, hiçbir yere etkisi olmadan direk onikiparmak bağırsağına geçer. Su insanlar için önemlidir. Bu sıvıyı ayakta içtiklerinde vücuttaki su midede birikmez ve vücuda hiçbir faydası olmaz. Eğer insanlar sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur… Peygamberimiz (s.a.) ‘Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın‘ buyurmuştur…’

Dinimize göre ayakta su içmenin hükmü nedir?’

Cevap:

HZ. MUHAMMED (SAV) DE HZ. ALİ DE AYAKTA YER İÇERDİ

Buhari gibi sahih hadis kitaplarında Peygamberimizin ve başta Hz. Ali olmak üzere birçok ashabın ayakta yeyip içtikleri nakledilmiştir. Soruda geçen hadis de sahihtir. Hadis ve fıkıh alimleri ilk bakışta çelişik gibi görünen bu rivayetleri şöyle uzlaştırmışlardır:

Normal, tabîî, daha faydalı olanı oturarak yemek ve içmektir. Ama insanın çeşitli halleri ve ihtiyaçları vardır, gerektiğinde ayakta da yenir ve içilir. Peygamberimiz (s.a.) de genel olarak oturma halinde yeyip içimiş, ama ihtiyaç duyduğunda, durum oturmaya müsait olmadığında ayakta da yemiş ve içmiştir. Bu sebeple bir mazeret yok iken ayakta yemek ve içmek tenzihen mekruh (yeme içme âdâbına ters) kabul edilmiştir.

Helal haram konusunda veya başka bir dînî konuda ayet ve hadis yazanların, nakledenlerin, delil olarak kullananların o konudaki ilgili bütün hadis ve ayetleri yazmaları ve söylemeleri gerekir. Aksi halde dinin hükmü sıhhatli bir şekilde ortaya konmuş olmaz. Meselâ bu konuda Buhârî’nin kitabına aldığı şu hadisi de nakletmek gerekir:

HZ. ALİ AYAKTA SU İÇİP ŞÖYLE DER..

Hz. Ali ayakta iken su içti ve şöyle dedi: ‘Bazı kimseler, ayakta su içmeyi hoş görmüyorlar, halbuki ben, şu yaptığımı, Peygamberin de (s.a.) yaptığını gördüm.

Ayakta içilen suyun doğrudan barsağa geçtiği ve vücuda faydasının olmadığı bilgisine, miladi 1349 da vefat eden İbn Kayyim’de de rasladım; bu bilginin eskilerden alınmış olması ihtimali var.

‘Ayakta içilen suyun doğrudan oniki parmak barsağına geçtiği ve vücuda hiçbir faydasının olmadığı’ bilgisini bir tıp profesörüne sordum. Şu cevabı verdi:

İçilen suyun emilimi zaten midede değil, bağırsaklarda olur. Suyun vücuda faydası bu emilime bağlıdır. Ayakta su içildiğinde su midede daha az kalır ve barsaklara daha hızlı geçer, ‘ama vücuda faydası olmaz‘ sözü bilime ve bilinene uygun değildir.

Uzmanlar: Ayakta Su İçmek Zararlı

Uzmanlar, ayakta su içmenin insanlara tıbben zarar verebileceğini belirterek, “İnsanların mideleri pozisyonlarına göre farklılık gösterir. Yani ayakta ve oturur vaziyetteki midenin pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insanlar eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Bu da midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur.

Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını geçerek onikiparmak bağırsağına geçer. Yani şöyle diyecek olursak insanların ayakta su içmeleri sonucunda suyu içerler ve hiçbir yere etkisi olmadan direk onikiparmak bağırsağına geçer. Su insanlar için önemlidir. Bu sıvıyı ayakta içtiklerinde vücuttaki su mide de birikmez ve vücuda hiçbir faydası olmaz.

Eğer insanlar sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur. İnsanlar rastgele yerde sıvıları alıp ayakta içerseler bazı hastalıklara ve tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.” dedi.

Suyu oturarak içmek Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in de bir sünneti. Efendimiz suyun oturularak içilmesini asırlar öncesinde ümmetine tavsiye etmişti.

Samanyolu Haber

Su (Şiir)

Ey damla damla yağan su, bulutlarda arındın mı?
Rahmet ile inen yağmur, bir yerlerde barındın mı?

Yoksa inip ırmak oldun, akıp gittin denizlere
Veya dağlarda saklandın, hayat mı oldun bizlere

Biraz yeryüzünü ıslat, sana hasret kaldı bahar
Âlem yolunu gözlüyor, beklemede leyl-u Nehar

Sen ki cennetler içinde, ırmak olup akıyorsun
Oradaki insanlara, mahzun mahzun bakıyorsun

Yeryüzünde bazen sakin, bazen ise coşuyorsun
Kimseye aldırış etmez, bazen sanki koşuyorsun

Bazen kar tanesi olup, dünya yüzüne inersin
Beyaz çarşafa bürünüp, yerleri ak ak edersin

Mazlumların gözlerinde, bazen olursun gözyaşı
Bazen gürül gürül akar, yıkarsın dağları taşı

Denizlere varmak için, bıkmadan ve yorulmadan
Başını taşlara çarpıp, hep koşuyorsun durmadan

Ne olurdu Kerbela’da, Hüseynime ulaşsaydın
Her yere koştuğun gibi, oralara da koşsaydın

Leyla ve Mecnunlar gibi, nice âşıkları yaktın
Bir köz oldun, ateş oldun, onların içine aktın

Ama sen nesin ki ey su, emir kulusun bil bunu
Nasip etmiş ise Rabbim, içeriz Kevser suyunu

Yalvarıyorum Rabbime, Su’dan uzak bırakmasın
Abdest suyu hürmetine, ateşte bizi yakmasın

Nisan yağmurları gibi, rahmetinle bizi kuşat
Ellerimizden tutup ta, cennetin köşesine at

Ölüm anında bir damla, suya hasret kalmayalım
Yanık gönlümüze bakıp, susuz bırakılmayalım

Tanyeri der ki: Mahşerde, ab-i hayatı isterim
Mevlâ’m bize nasip etsin, Allah Rahim, Allah Kerim

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org