Etiket arşivi: talebeleri

Rusya: Bu Kitaplar Dünyayı Titretir!

Rusya Nur Talebeleri’nin Moskova’dan Yazdıkları Mektup

Muhterem ve şefkatli Ağabeyler,

    Berâ-yı mâlumât olarak bu sene, hususan şuhûr-u selâse münâsebetiyle, Rusya’da Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ettiği hizmet-i îmâniyeden hülâseten bahis etmek istiyoruz. Ezcümle:

    Önceki mektupta bahsettiğimiz gibi, bu sene (1998) Sibirya’nın dört büyük şehrinde dershaneler açıldı. (Yekaterinburg, Omsk, Novosibirsk, Krosnoyarsk) Bunlardan Yekaterinburg ve Novosibirsk’de ikinci dershaneler açıldı. Bilhassa Novosibirsk’de; orası Rusya’nın önemli ilim merkezidir. Yüz bin üniversite talebesi ve binler üniversite öğretim görevlileri olan Sibirya’nın baş şehridir. İkinci bir dershane bu üniversite muhîtinde açıldı. Bu üniversite Novosibirsk’in otuz km. uzağında, ormanlık bir yerde, ayrı büyük bir şehir gibidir. Risâleler, ilim adamları arasında çok kısa müddette intişâr etti ve merakları celb etti. Geçen, dershaneye gelen iki profesör, dersleri dinledikten sonra “Bu kitaplardan dünyâyı titreten ilmî işler yazmak olar” demişler. Orada dershanede kalan öğretim görevlileri kardeşler ders verdikleri fakültelerde hizmet ediyorlar.

    Bu sene (1998) İstanbul’da yapılan Bediüzzaman Sempozyumu’na, Rusya Müftüsü Râvil Hazret’in iştirâki de, Rusya’da Risâle-i Nur’a merâkı daha da arttırdı. Camilerde, müftünün İstanbul’da Bediüzzaman Sempozyumuna iştirâk ettiği ilân edildi.

    Burada çok meşhur “Müslümanlar” adlı dergide “Meşhûr-u âlem ve çok muhterem büyük İslâm âlimi ve mütefekkiri Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin te’lif ettiği Risâle-i Nur Külliyâtı ile, bu internet adresleri ile tanış olabilirsiniz. Eserler, dünyanın bir çok dillerinde bu adreslerde mevcuttur.” diye Risâle-i Nur’la alâkalı birkaç internet adresinin de verildiği bir haber vardı. O derginin genel müdürü ile görüşüp Rusça ve Tatarca Risâleleri takdim ettik.

    Sempozyumdan döndükten sonra Petersburg’da kırk altı bin kitâbın tab’ı anlaşmasını yaptık. Bir ay içinde hepsinin tab’ı yapıldı. Yirmi bin Âyet-ül Kübra, yirmi bin Uhuvvet Risalesi, üç bin Türkçe Asâ-yı Mûsa, üç bin İngilizce Lem’alar… Her zaman olduğu gibi bu tab’ işinde inâyetler daha bedîhi oluyor. Mesela; üç bin İngilizce Lem’alar’ı basarken yanlış olan bir sayfada bütün makineler birden durmuş. Sebebini anlamamışlar. Sonradan görmüşler ki, o sayfada yanlış birtek sehiv varmış. Eğer makineler durmasaydı, o zaman üç bin kitap tashih olması yahut yeniden basılması gerekiyordu. Asâ-yı Mûsa’nın üst kapağına matbaa işçileri ile bakarken onlardan biri “Asâ-yı Mûsa’nın tercümesi nedir?” diye sormuş. Hacı Kardeş tercümesini Rusça söylemiş ve Asâ-yı Mûsa’nın bütün sihirleri iptal ettiğini anlatmış. Bu sırada oraya ispirtizma ve manyetizmaya âit kitap bastırmak için gelen birisi çok acîp bir görkem alarak matbaadan çıkıp gitmiştir. Basılan kitapları matbaadan arabaya yükleyip (umum çekisi 4 ton) bir kardeşin ambarına götürürken polislerin çok olduğu yerden geçerken birden bir tûfan başlamış. Polisler koşup yerlerine girmişler. Kitapları boşalttıktan sonra hava açılmış.

    Petersburg’da iken, Rusya’da çok meşhur bir üniversite olan Leningrad Dakik Cihazlar ve Optika Enstitüsü’nde üç sene önce İslâmı kabul etmiş ve İslâm Hayriye Cemiyeti kurmuş bir profesörle görüştük. Ona, Risâle-i Nur’un esâs ve gâyesini anlattık. Çok hayret etti ve sevindi ve bu kitapları Petersburg’un ilim muhîtine neşr etmeyi kendine bir borç bildiğini ve ilk evvel üniversite profesör ve talebelerinin de iştirâkleri ile bir konferans düzenlemek istediğini bildirdi ve hâzır olduğumuzda ona bildirmemizi ricâ etti. Ona Rusça kitaplardan ve İngilizce Tarihçe-i Hayat ve Ene ve Zerre kitaplarını hediye ettik.

    Bir namaz vakti Petersburg Camisi’nde, kardeşler Letonya’dan gelmiş Hava Kuvvetleri emekli albayı, şimdi ise, Riga Müslüman İcmâsının başkanı Ashad Hazret’le tanışmışlar. O, kitapları okuyarak çok memnun olduğunu ve Letonya’da bu hizmete çok ihtiyâç olduğunu söylemiş. Gittikten sonra telefon açıp Letonya’nın yerli ahâlisinin Risâle-i Nur’u çok merâk ettiğini ve bu hizmetin orada yerleşmesini ricâ ettiklerini söylemiş. Ashad Hazret, Cum’alarda hutbe ve vaazları Risâle-i Nur’dan tertip ediyor. Sonra Litvanya’dan, orada vazifeli olan bir Türk hoca bize telefon açıp, yarın Litvanya Müftüsü Moskova’ya geliyor. Ona bir miktar kitap vermemizi ricâ etti ve oraya beklediklerini söyledi. Moskova’da bir imam Lem’alar kitabını eline alarak vaazı direk kitaptan okuyarak sonra Rusça izâh ediyor.

    Bir kardeşin gayreti ile Kırım’da da çok güzel hizmetler oluyor. Finans-Kredi Kolejinde okuyan bir talebe dershaneye gelip gidiyor ve kitapları okuyor. Bir defa felsefe dersinde Risâle-i Nur’dan anlatmış. Rus olan muallim çok merak etmiş ve kardeş onu dershaneye götürmüş ve o Rus; dersleri dinleyerek sanki çarpılmış gibi olmuş. Kırım’ın ikinci şehri olan Sivastopol’da dershane açmak için güzel zemin var. Eskiden hizmeti tanıyan bir kardeş oradan dâvet ediyor.

    Ukrayna’nın büyük şehirlerinden olan Odessa’da bir kardeş (oğlu Bakü’de dershanede kalıyor) orada çok büyük ihtiyâç olduğunu ve orada âcil dershane açılması için kardeşleri dâvet etmiş ve bütün maddî cihetini yükleneceğini söylemiş.

    Moskova’da bir Rus kardeşle tanıştık. Dokuz yaşında ilk defa Allah kelimesini duymuş. Sonra hiç unutamıyormuş. Üç sene önce İslâmiyet’le tanışmış, beş aydır namaz kılıyor. Bir Cuma günü kendisi bize yaklaşıp tanış olmak istediğini bildirdi. Biz de Rusça kitapları verdik. Öbürkü Cuma, her kitabı ikişer defa okuduğunu ve çok tatmin olduğunu söyledi. Sonra Türkçe okumak istediğini bildirdi. Uhuvvet Risâlesi’ni verdik. Sonra her kitabı bir nefeste, iki buçuk saatte bitirdiğini ve böylece dört kere tekrar okuduğunu ve kitâbı eline aldıkça yere koyamadığını ve anladığı kitaplardan daha çok lezzet aldığını söyledi. Şimdi Asâ-yı Mûsa’yı okuyor ve derslere devam ediyor. (1)

    Elhamdülillah, an be an, saat be saat, gün be gün Rusya’da hizmetler intişâr ediyor ve kökleşiyor. Mutlaka bu günlerde, aynen Moskova ve Petersburg gibi Rusya’nın çok şehirlerinde ve bilhassa Orta Asya, Türkî Cumhuriyetlerde de kim bilir daha nice hizmetler oluyor.. İnsanlar nûr-u hidâyete kavuşuyorlar!.. İnşâ allah duâ edin; Cenâb-ı Hak, bu hizmette gayret, devâm ve sebât ihsan etsin.

Moskova

24-11 1998

Rusya Nur Talebeleri

      Son günlerde Moskova’da hava herkesi hayretlendirdi. Gündüzler gökte bulut yok ve geceler yıldızlar görünüyor. Dikkat edilince, kâinatla Risale-i Nur’un alâkası vâzıhan görünüyor.

  •     Haşiye: Bu mektubu size göndereceğimiz gün, filimler ve Kelimât geldi. İnşâallah İngilizce Tarihçe-i Hayat, Yirmidokuzuncu Söz haşre dâir Risaleler ile Arapça Kelimât’ı tab’a götürürüz. Çünkü; Novosibirsk, Petersburg gibi üniversitenin çoğunluk olduğu yerlerdeki profesörlerden ingilizce bilen çok var. Belki onlardan bazıları, o mecmuaları Rusça’ya tercüme eder diye ümidimiz var.

Bediüzzaman’ın talebeleri

Bediüzzamanın talebeleri

 

Kurban Bayramını, kıymettar kardeşlerimizle beraber Filipinlerde geçirdik.

Filipinler, 120 Milyon insanın yaşadığı 7.000 küsur adadan oluşan bir ülke. 12-16. yy’da müslüman olduktan sonra İspanyol misyonerleri tarafından hristiyanlaştırılan bir ülke. Budistler, Paganlar var. Müslümanlar azınlık. Fakir bir ülke. İhtiyaçlar içinde. İnsanı perişan, gençleri perişan, kadınları perişan bir halde. Kilise ve dünyanın süper güçleri buralarda hakim ve etkin.  Dünyadaki en çok kilise sanki bu ülkede vardı. En küçük yerleşim yerlerinde bir çok kilise var ve inanılmaz güzel yapılmış. Camiler ise sundurmadan yapılmış, genelde mescit gibi bakımsız durumda.

Fakat orada, Cagayan de Oro’da insanların üçte ikisinin Hristiyan olduğu, 600.000 kişinin yaşadığı bir Filipin şehrinde ve etrafında, Hristiyan ve Müslümanların yarı yarıya olduğu İligan’da bir şeyler oluyor. Buralarda Bediüzzamanın talebeleri bir enstitü kurmuş. Çok cevval bir faaliyet var.  Burada bir hakikat gösteriliyor. Türk insanı dünyada okul açıyor. Yardım faaliyetleri yapıyor.

Bunlar güzel. Fakat burada dünyaya örnek olacak başka bir şey var. Olağandışı, olağanüstü. Kainatın en muazzam meselesi olan, imana, İslama, Kur’ana hizmet etmek gibi. Dünyaya bir şeyler gösteriyorlar. Asıl mesele olan ebediyete hizmet. Türk insanı, özellikle Bediüzzaman’ın talebeleri. Buralarda Kuran hakikatlarını sergiliyorlar, iman hakikatlerıinin tevhidin güzelliğini, neşrediyorlar. Tevhidin hakikatını aleme ilan ettikleri gibi Hristiyanlara Hz. Peygamberin (a.s.m.) kemalatını gösteriyorlar.

Bediüzzaman’ın talebeleri , Hz. İsa’nın (a.s.) talebelerine, sevgilimiz Hz Muhammed’i (a.s.m.) sevdiriyor . Tevhidi gösteriyor ve diyor “dünyadaki hakim güç, dünyada insanlığı zülümata(karanlığa) atıyor, her yerde kan var. Gelin biz beraber Kuranın içindeki gerçek İsa (a.s.) ile beraber, adaleti ve saadeti dünyaya ilan edelim”.

İslama hücum eden İslam düşmanlarına bir Osmanlı tokadı aşkediyor ve onların yanlış fikirlerine kapılmış bazı ehli imanı ise uyandırıyorlar. “Ahir zamanda İsa (a.s.) gelecek ve Hz Peygambere tabi olacak” hadisinin  tezahürleri buralarda gözüküyor.

Bediüüzzamanın talebeleri hiç durmuyorlar. Hele o Filipinli Saidler. Öyle kahramanlar ki, durmuyorlar, durmak bilmiyorlar. Bediüzzaman’ın Türk ve Filipinli talebeleri, Filipin alemine kardeşlik neşrediyorlar. Kur’an ayetleri Kiliselerde okunuyor.

Her şeye rağmen Bediüzzaman’ın talebeleri Filipinler’de her yerde seviliyor ve kendilerini sevdiriyorlar. Sadece buralarda değil. Filipinli Müslümanların tüm camilerinde Bediüzzaman’ın talebeleri var. Onlar konuşuyor. İttihadı İslamı anlatıyorlar.

Müslümanların tekrar aziz olması gerektiğini öğretiyorlar. Kendilerine güveni azalmış, zelil kalmış, fakir kalmış, azınlıkta kalmış Filipinli kardeşlerini gayrete getirmeye azm etmişler.

Sonra girişte dünyanın tek İslam şehri diye yazan Marawi’ye geliyoruz. Burası Müslümanların hakim olduğu şehir. Orada Avrupadan Avustralyadan gelmiş Milli görüşteki kardeşlerimizden Enes ve arkadaşlarını, Bediüzzaman’ın talebeleri ile beraber İslam bölgesinde beraber hizmet etmenin süruru içinde görüyoruz. Bu bölgede Risale-i Nur Enstitüsü çok faal.

Kuran’ın bu asrın fehmine bir dersi, müslümanların ilacı, gıdası, Kuran hakikatlarının manzumesi olan Risale-i Nur, 64 üniversitede ders kitabı olmuş. Üniversitelerde bu hakikatlar konuşuluyor. Bu hakikatlar anlatılıyor. Üniversitelerde kürsüler kurulmuş. Risale-i Nur dersinin öğretim görevlileri var.

Görüyoruz kii ahir zamandaki iman hizmetini yapmanın yanında İttihad-ı İslam’ı sağlamaya en ehliyetli,,  kudretli ve  varis-i Nebevi ve Muhammedi, Risale-i Nur olacağı müjdesini gözlerimizle teyit ediyoruz.

Bunun yanında Bediüzzaman’ın talebeleri Kuranın güzelliğini, İslamın izzetini, kiliselerde ilan ediyorlar terennüm ediyorlar.

İslamı kabul etmiş, namaz kılan, Kuran okuyan yeni Müslüman olan bir çok Filipinlileri görünce insan gerçekten dünyada, son devirde “Hristiyanlık tasaffi edecek, tevhide ait yanlışlarını bırakacak ve müslümanlarla beraber dünyadaki hakim adaletsizlik ve zulme son verecek” hakikatının ne muazzam bir hakikat olduğunu müşahede ediyor ve dünya bunu bekliyor.

“Kuranın güzelliği, alemde son defa tam ve mahza şekilde güneş gibi doğacak” müjdesinin bir cilvesini burada görmüş olduk.  Kuran talebelerinin sadece ve sadece Allah’a (c.c.), Kurana Tevhide hizmet etmeleri, diğer alanlarda yapılan hizmet ile imana yapılan hizmet arasındaki farkın dünya ile ahiret kadar olduğunu hissediyoruz.

Özellikle meşhur Datu ile tanıştık, eskiden Paganmış, yıldıza, tabiata tapıyormuş. Bir kabile reisi. Yanlış anlamadıysam 16 hanımı 80 çocuğu varmış. Risale-i Nur ona imanı tattırmış ve kabilesi ile beraber İslam’a girmiş. Şimdi hanımlarını 4’e indirmiş. Fakat tüm kabileye bakıyor. Kabilenin büyük talebeleri İslam’ın hadimi olmuşlar. Küçüklerinin başlarında bile başörtüsü var.

İman bir güneş gibi. Kalbe girince kainat o kalpte nurlanıyor. Bir değil, bin güneş bin esma aydınlanıyor. Sonuçta koca bir ağaç gibi cennet meyvesini veriyor.

Oradaki hizmet kahramanlarına binler selam olsun.

Filipininleri ziyaret eden kardeşleriniz.