Etiket arşivi: Yeşilay

Bediüzzaman Yeşilay’ın Kurucu Kadrosunda mı?

Said Nursi’nin Yeşilay’ın kurucusu olduğu doğru mudur? Bu teşkilatın Kurtuluş Savaşı ile hiçbir ilgisinin olmadığı söylenmektedir. Buna ne dersiniz?

Değerli Kardeşimiz;

Yeşilay 5 Mart 1920 de “yeşil hilal” anlamına gelen “Hilal-i Ahdar” adıyla kurulmuştur.1

İstanbul’u işgal eden İngilizler, Müslümanların ahlakını bozmak, karakterini yok etmek için her çeşit ifsat komitesini faaliyete geçirmişlerdi. İşte bunlardan birisi Avrupa’dan büyük çapta beyin uyuşturan alkollü içkileri İstanbul’a getirmeleridir. Böylece Müslüman milletimizin havai, nefisperest olanlarını kendilerine çekmeyi planlıyorlardı. Buna karşılık, onların idaresindeki İstanbul Hükümeti ise ahlak zabıtası gibi bazı tedbirleri içeren bazı kanunlar yaptı ise de etkili olmadı. Çünki hükûmetin o günlerdeki iradesi te’sirsizdi. Çıkarttığı kanunlar ve ahlak zabıtası bunun önüne geçemiyordu. İşte tam o sıralarda ehl-i hamiyet ve ünlü din âlimlerinden müteşekkil bazı zatlar (Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Bey ve arkadaşları Şeyh’ül-İslam Haydarizâde İbrahim Efendi’nin teşvik ve himayesi ile1.5“Hilal-i Ahdar” cemiyetini kurdular.2

Bu cemiyetin üyeleri arasında Şeyhülislam Haydarî Zade İbrahim, Dr.Tevfik Rüştü Aras, Eşref Edip ve Fahreddin Kerim GÖKAY gibi tanınmış simalar bulunuyordu.3

Yukarıda belirtildiği gibi, zaten Yeşilay’ın kuruluşuna sebep olan şey Kurtuluş Savaşı ortamıdır. Bu savaşı kazanmış olmak için sadece madden değil manen de bu Müslüman milletin çökmesi gerektiğini bilen İngilizler; İstanbul’u işgal etmiş olmalarına rağmen savaşın bittiğini düşünmüyor ve Müslümanlar üzerinde böyle oyunlar oynuyorlardı.

Cemiyetin kuruluş sebebi; bizatihi Kurtuluş Savaşı ortamının doğurduğu sonuçlara karşı koymak iken, bu cemiyetin Kurtuluş Savaşıyla ilgisiz olduğunu söylemek, çalışan hangi aklın ürünüdür bilemiyoruz. Ancak savaşla direkt bağlantısı olup, hizmet gören böyle cemiyetlerin, savaşla ilgisiz olduklarını söyleyip, hizmetlerini yok sayan kimselerin; savaşı sadece göğüs göğse çarpışmaktan ibaret sanıp, İslam’ın ileri karakolu olan bu muazzam ordunun ve necib milletin verdiği bütün bir istiklal mücadelesini, sadece bir iki kişiye has kılmak isteyenlerin işi olduğu bellidir.

Bediüzzaman Hazretlerinin “Hilal-i Ahdar” ile münasebetine gelecek olursak. Böyle bir ilişki âdeta kaçınılmazdır. İngilizlerle mücadele etmek için kurulan bir cemiyette, 1800’lü yılların sonlarında okuduğu bir haberden sonra, İngiliz siyasetinin en azılı düşmanı olan Bediüzzaman’ın faaliyet göstermesi şaşılacak şey değildir.(*)

Bediüzzaman’ın “Hilal-i Ahdar” ile ilişkisini İstanbul Valiliği ve Belediye Başkanlığı yapmış, büyük elçilik vazifelerinde bulunmuş, bakanlık görevini yürütmüş Ord.Prof. Fahrettin Kerim GÖKAY’ın4 hatıralarından ve ibraz ettiği belgelerden anlıyoruz.

Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim GÖKAY, YEŞİLAY CEMİYETİ’nin kuruluşu ile ilgili olarak Bediüzzaman Hazretlerinden şöyle bahsetmektedir:

“18 Mart 1920 gününde YEŞİLAY Cemiyeti’nin kuruluş günüydü. Genel Kurul’da zamanın Şeyh-ül İslâmı Hayderîzade İbrahim Efendi ve Darül Hikmet-il İslâmiye azasından o zamanki ismiyle Said-i Kürdî de vardı. Said-i Kürdî Efendi, dikkati çeken üyelerden biri idi. İlk gün toplantıda fazla bir konuşma olmadı. Yeni seçilenler oldu… O günki buhranlar içinde memleketin çok seçkin şahsiyetleri vardı. Sonra Said-i Kürdî Efendi genel merkeze seçildi. Orada kendisini daha yakından tanımakla bahtiyar oldum… Yeşilay’da ise, eserleriyle uzaktan tanıdığım Said-i Kürdî Efendi’yi yakînen tanıdım. Said Efendi’nin kendine mahsus bir kıyafeti vardı. Arkasında cepken gibi bir elbise, başında bir sarık, kenardan sarkıtırdı. Benim tanıdığım bu zat, gayet ağır başlı, çevresine etki yapan bir insandı…”

“Hususiyeti bu: Âheste konuşur, ağır tonla konuşur ve konuştuğu zamanda, düşünen bir adamın konuşmasıdır.”

“Bakınız, elimdeki Yeşilay’ın elli beş yıl evvelki zabıt defterinde onun bazı sözlerini okuyayım: Said Efendi: “Şeriatta ahkâm var. Tabiblerin beyan ettiği, hikmettir. Hamr, kumar, bunlar nehy-i anil münkerdir ve bunlar kebairdendirler.”

“O zaman ben yirmi yaşında bir genç idim. Kendisiyle fazla bir sohbetim olmadı. Yalnız hayata biraz erken atılmış bir kimse olarak ona karşı ayrı bir ilgi duyardım. Nitekim bir konuşmada, kendisinin bir nokta-i nazarını söyleyeyim:”

“Reis Mazhar Osman: “Biz kitap hazırlıyor, halka meccanî risaleler, kolleksiyonlar tevdi etmek istiyor, içtimaî, fennî, edebî makaleler, kolleksiyonlar tevdi etmek istiyoruz. Bundan şayan-ı şükran neticeler aldık, yazanlara teşekkür ederim. Bütün muharrirlerden mücadelemize iştirak etmelerini rica ederim.”

“Said Efendi cevaben: “En ziyade matbuât meselesine ehemmiyet verelim.” demişti.”..Böylece Said-i Nursi’yi çok yakından tanıdım. Bu herkese nasib olmaz. Düşününüz ki, bende onun altmış senelik silinmemiş yazıları ve imzası var.”5

(6)

Bediüzzaman’ın kurucu olup olmaması aslında tali bir mesele olup, önemli olan burada faaliyet göstermiş olup olmadığıdır. Yukarıdaki hakikatler ışığında; Hazreti Üstad’ın Yeşilay Cemiyeti’nde ilk toplantıdan itibaren toplantılara katılmış, görüş belirtmiş ve imza atmış olup, aktif bir şekilde faaliyet göstermiş olduğu kesindir.

Bediüzzaman’ın kuruluş günleri olan 5 Mart 1920 ve 18 Mart 1920 deki toplantılarda(*) bulunmuş olması itibariyle, kurucu üye olduğu kesin olarak söylenebilir. Ancak yukarıda zikredilen; bu cemiyetin teşekkül edilmesindeki öncü kimselerden olup olmadığı hakkında ise tarihi bir delil mevcut değildir.

Kaynaklar:

1. Fahreddin Kerim GÖKAY : Yeşilay Nasıl Doğdu, Nasıl Gelişti? Yeşilay, sayı: 485, s. 7, Nisan 1974.

1.5. http://www.yesilay.org.tr/Kurumsal / Yesilay-in-Tarihi.

2. Selahaddin Kaptanağası,Yeşilayın Tarihçesi, s.2-3(İsmail Mutlu, Sorularla Bediüzzaman Said Nursi den naklen)

3. Mary Weld, Bediüzzaman Said Nursi Entellektüel Biyografisi, s.220.

(*) Bediüzzaman 1800’lü yılların sonlarında Van’da Tahir Paşa Konağında kalırken;Tahir Paşa, bir gazetenin haberini Bediüzzaman’a gösterir. Gazetenin haberi şu idi:

“William Ewart Gladstone Kur’an’ı eline alarak İngiliz Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada: “Bu Kur’an Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ne yapıp yapıp, ya bu Kur’an’ı sukût. ettirip ortadan kaldırmalıyız. Veyahut da Müslümanları ondan soğutmalıyız.” der.(Badıllı, 1998,157). Bu haberi okuyan Bediüzzaman, ta o tarihte İngiliz siyasetçilerinin Müslümanlar için tertipledikleri oyunları bilmiş ve İngiliz siyaseti ile mücadelesini ta o zamandan başlatmıştır. Öyle ki kendisi zaman zaman “İngilizlerden neden bu kadar nefret ediyorsun?” sorularına muhatap kalmıştır.”N.C

4. Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, s.501.

5.Necmeddin Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s.146.

6. Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, s.503.

(*) Birçok kaynakta kuruluş tarihi 5 Mart 1920 olarak geçmekte iken Fahreddin Kerim GÖKAY anılarında “18 Mart Yeşilay’ın kuruluş günüydü” diye bahsetmektedir. Herhalde 5 Ocak 1920 cemiyetin resmi olarak varlık sahasına çıkış tarihi olup, yukarıda delillerle belirtildiği gibi bu tarihte de bir toplantı yapılmıştır. GÖKAY’ın anılarında bahsettiği 18 Mart 1920 de ise, geniş çaptaki ilk toplantı tarihi olduğu için, GÖKAY bu tarihten “Kuruluş Günü” diye bahsetmektedir.Bu iki toplantıya da Bediüzzaman katılmıştır.N.C.

Selam ve dua ile…
Sorularla Risale Editörü

Alakalı yazı: http://www.nurnet.org/yesilayin-kurulusu-ve-bediuzzaman/

Kaynak:SorularlaRisale.com

www.NurNet.org

Yeşilay’ın kuruluşu ve Bediüzzaman

Babrâli’deki Nallı Mescid yanındaki binada Matbuat Cemiyeti, yani bugünkü adı ile Gazeteciler Cemiyeti bulunuyordu.

5 Mart 1920’de istanbul mütarekenin acı günlerini yaşıyor. Avrupa ve Amerika’dan fıçılarla getirilen alkollü içkiler istanbul’un hem ciğerini, hem de beynini yakıyordu.

İşte bu acı günlerde mezkûr binada “Hilâl-i Ahdar” yani, Yeşilay Cemiyeti kuruldu.

Bu toplantıya Şeyhülislâm Haydarizade ibrahim, Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye azasından Bediüzzaman Said Nursî, Dr. Tevfik Rüştü Aras, H. Tarık Us, Hamdullah Suphi, Dr. Emin Paşa, Velid Ebüzziya, Eşref Edip, Müderris Mustafa Şekip, Dr. Süheyl Ünver, Mazhar Osman ve Fahreddin Kerim gibi zatlar da katılmışlardı.

İlk toplantıya katılanların imzaları tarihi defterde bulunmaktadır.

Yeşilay’ın ilk toplantı günlerine ait imza ve hüviyet defterinden birinde Bediüzzaman’ın imza ve hüviyeti vardır.

Cemiyetin fahrî reisliğine Haydarizade İbrahim Efendi, birinci reisliğe Dr. Hacı Emin Paşa, ikinci reisliğe Mazhar Osman, umumî kâtipliğe Dr. Şükrü Hazım Bey seçildi.

Yeşilay’ın zabıt defterinde not düşülen Bediüzzaman’ın beyatları:

Said Efendi: Şeriatta ahkâm var. Tabiblerin beyan ettiği, hikmettir. Hamr, kumar, bunlar nehy-i anil münkerdir ve bunlar kebairdendirler.”

“Said Kürdî Efendi: -en ziyade matbuat meselesine ehemmiyet verelim.”

Kaynak: Yeşilay, sayı: 392, 1966

Türkiye Yeşilay Cemiyeti

Birinci Dünya Savaşı’ ndan sonra yurdumuzu işgal eden düşmanlar Müslüman kimliğini içten çökertmek için çareler aradılar. Gemilerle getirdikleri alkolü fazla içkileri bilhassa gençlere ulaşacak şekilde dağıttılar. Ülkemizde kısa bir zaman sonra içki ve uyuşturucu madde alışkanlığı bir salgın halini aldı. Bilhassa yurt müdafaasında faal unsuru olan gençlerimize ulaştırıyorlardı.

Bunun üzerine 1919 yılında Şeyhülislam İbrahim Efendi, Edirne Sofulu’da doğan ilk ve orta tahsilini Kırklareli’nde yapan Doktor Mazhar Osman ve arkadaşları önceleri gizli olarak “Alkol ve Uyuşturucu Maddelerle Mücadele” teşkilatını kurdular. Daha sonra bu kurucular, merkezi İstanbul olmak üzere 5 Mart 1920’de “Hilal-i Ahdar” (Yeşilay) adıyla cemiyeti resmen kurdular. Cemiyetin adı bir süre sonra Yeşil Hilal, son bir değişiklikle de Yeşilay oldu.

1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu yararına” diğer deyimiyle “Amme menfaatine Hadim” dernek arasına katıldı. 1946’da Milli Eğitim Bakanlığı okullara bir genelge göndererek toplumla ilgili çalışmalar arasında Yeşilay Kolunun bulunmasını mecbur etti.

Yeşilay Cemiyeti;

Ahlaki ve kültürel bir kalkınma atmosferi içinde içki, uyuşturucu madde ve sigara tüketimini, devlet organlarıyla da işbirliği yaparak asgariye indirmeye çalışır.

Bu gayeyi gerçekleştirebilmek için, konferanslar, radyo-televizyon konuşmaları, geziler, sergiler, kurs ve seminerler tertipler.

Kitap, dergi ve makaleler neşreder.

Kültür ve sanat çalışmaları yapar.

Alkol ve uyuşturucu düşkünlerinin tedavisinde yardımcı olur.

Okul ve kurumlarda yapılacak çalışmaların doküman, video, kaset, afiş ve pankart ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır.

Alkollü içki ve uyuşturucu maddelerin zararlarına karşı mücadele yolunda gerekli tedbir ve kararların alınmasını temin için hükümet ve yetkili merciler nezdinde teşebbüslerde bulunur.

Kendi konularında bölgesel çalışmalar yapmak üzere şubeler açar.

Bu çalışmalarında özellikle  ülkemizin geleceği olan gençlerimizin uyarılması, korunması konusunu ön planda tutar.

Yeşilay Cemiyetinin çalışmaları neticesinde, 1920-1924 yıllarında alkollü içki kullanmaya karşı Men-i Müskirat Kanunu çıkarıldı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ve sonraki dönemlerde uyuşturucu imalat ve kulanımına karşı ciddi tedbirler alındı.

1982 Anayasası’na içki ve uyuşturucu kullanımına karşı alınacak tedbirlerle ilgili 58. madde konuldu.

Birayı alkollü içki sayan 3023 sayılı kanun kabul edildi.

Uyuşturucu karışımı ilaçlar konusunda yeşil ve kırmızı reçete uygulaması getirildi.

Trafikte alkollü araç kullanımını önleyici tedbirler artırıldı.

Sağlık dersleri programına Yeşilay konuları konuldu ve okullarda Yeşilay kolları kurulması mecburi hale getirildi.

Yeşilay Cemiyeti; kapalı yerlerde, nakil araçlarında sigara içimini ve sigara reklamlarının yasaklayacak kanunun çıkarılması, Anayasa’nın 58. maddesinden sorumlu Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlık kurulması, Milli Eğitimde haftada 1-2 saatlik mecburi ders konulması, trafikte alkole kesin yasak getirilmesi, ithal içki ve sigaraya yasak getirilmesi, ülkede alkol ve sigara kullanımını azaltıcı kanuni ve eğitimle ilgili tedbirler alınması, uyuşturucu kültürünün önlenmesi için radyo ve TV’ ye ve Milli Eğitime mecburi tedbirlerin getirilmesi, kamu yararına çalışan Yeşilaya yeterli devlet desteğinin sağlanması için çalışmalarını sürdürmektedir.

Yeşilayın Genel Merkezi İstanbul’da olmak üzere yurt sathında şubeleri ve temsilcilikleri vardır. 1924’ten bu yana sürekli olarak aylık Yeşilay adında bir dergi çıkarmaktadır.

1953’ten beri her yılın 1-8 Mart günleri arası Yeşilay Haftası olarak değerlendirilip, alkolizm ve uyuşturucuların zararları bütün yayın organlarıyla halka anlatılmaktadır.

Cemiyetin bütün bu çalışmaları, bağışlar, üye aidatları ve Genel Merkez İşhanının gelirleriyle yürütülmektedir.

“İçki bütün kötülüklerin anasıdır. “Buyuran Peygemberimiz(sav)’in bu hadisi şerifini tüm dünyaya duyurmaya çalışan, tamamen gönül esaslı olan bu kuruluşumuzda  başta  Genel Başkan Prof. İhsan Karaman beyi  görev alan tüm gönüllüleri kutluyor, neslin bekasını ve milletin istikbalini derd edinmiş “ilim” ve “irfan” sahiplerinin el ele vererek kurduğu “Türkiye Yeşilay Cemiyeti”ne ;

“İyiliğin emredildiği kötülüğün men edildiği” bu sahaya tüm müslümların sahip çıkmasını umuyorum.

YEŞİLAY CEMİYETİ KURUCULARINDAN BEDİÜZZAMAN;

Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay  YEŞİLAY CEMİYETİ’nin kuruluşu ile ilgili olarak Bediüzzaman Hazretlerinden şöyle bahsetmektedir:

Genel Kurul’da zamanın Şeyh-ül İslâmı Hayderîzade İbrahim Efendi ve Darül Hikmet-il İslâmiye azasından Said Nursi de vardı. Said Nursi Efendi, dikkati çeken üyelerden biri idi. İlk gün toplantıda fazla bir konuşma olmadı. Yeni seçilenler oldu… O günki buhranlar içinde memleketin çok seçkin şahsiyetleri vardı. Sonra Said Nursi Efendi genel merkeze seçildi. Orada kendisini daha yakından tanımakla bahtiyar oldum…

Yeşilay’da ise, eserleriyle uzaktan tanıdığım Said Nursi Efendi’yi yakînen tanıdım. Said Efendi’nin kendine mahsus bir kıyafeti vardı. Arkasında cepken gibi bir elbise, başında bir sarık, kenardan sarkıtırdı. Benim tanıdığım bu zat, gayet ağır başlı, çevresine etki yapan bir insandı… Âheste konuşur, ağır tonla konuşur ve konuştuğu zamanda, düşünen bir adamın konuşmasıdır.

Bakınız, elimdeki Yeşilay’ın elli beş yıl evvelki zabıt defterinde onun bazı sözlerini okuyayım: Said Efendi: “Şeriatta ahkâm var. Tabiblerin beyan ettiği, hikmettir. Hamr, kumar, bunlar nehy-i anil münkerdir ve bunlar kebairdendirler.”

O zaman ben yirmi yaşında bir genç idim. Kendisiyle fazla bir sohbetim olmadı. Yalnız hayata biraz erken atılmış bir kimse olarak ona karşı ayrı bir ilgi duyardım. Nitekim bir konuşmada, kendisinin bir nokta-i nazarını söyleyeyim:

Reis Mazhar Osman: “Biz kitap hazırlıyor, halka meccanî risaleler, kolleksiyonlar tevdi etmek istiyor, içtimaî, fennî, edebî makaleler, kolleksiyonlar tevdi etmek istiyoruz. Bundan şayan-ı şükran neticeler aldık, yazanlara teşekkür ederim. Bütün muharrirlerden mücadelemize iştirak etmelerini rica ederim.”

Said Efendi cevaben: “En ziyade matbuât meselesine ehemmiyet verelim” demişti.

Yeşilay’ın Güncel Faaliyetlerinden Haberdar Olmak İçin: http://www.yesilay.org.tr/tr

Derleyen: Çetin KILIÇ

www.NurNet.Org

kaynaklar:

  • yeşilaynedir
  • sorularlarisale

Kim, Kimdir? Ne, Nedir? Ne Zaman? (2015 Yılı Önemli Günler Listesi)

2015 YILI ÖNEMLİ GÜNLER TAKVİMİ

Aşağıda belirtilen günlerde sağında * bulunanlarla ilgili bilgi almak için yazının üzerine tıklayınız..

Not: Eklenmesini istediğiniz önemli günler için info@www.nurnet.org adresine mail atmanız yeterlidir.

 

OCAK

1 Ocak : Mekke’nin Fethi (630) *

2 Ocak : Gönenli Mehmet Efendi’nin Vefatı (1991)

6 Ocak :  Sultan 4. Mehmed’in Vefatı(1693)

15 Ocak : Akşemseddin’in (K.S.) Vefatı (1459) – (İstanbul’un Manevi Fatihi) *

16 Ocak : Sultan 3. Murad’ın Vefatı (1595)

18 Ocak : Çandarlı Ali Paşa’nın Vefatı (1467) – (İstanbul’u Fetheden komutanlardandır)

20 Ocak : Darül Aceze’nin Kuruluşu (1895) – (2. Abdulhamit tarafından kuruldu)

21 Ocak : Sultan 1. Ahmet’in Vefatı (1617)

21 Ocak : Sultan 3. Mustafa’nın Vefatı (1774)

22 Ocak : Yavuz Sultan Selim Han’ın Ridaniye Zaferi (1517)

24 Ocak : Hazreti Ali’nin (R.A.) Küfe’de Şehid Edilmesi (661) *

27 Ocak : Osmanlı Devletinin Kuruluşu (1299)

29 Ocak : Türkçe Ezanın İlk Defa Fatih Camiinde Okutturulması (1932) *

 

ŞUBAT

1 Şubat : Ayasofya Camii Müzeye Çevrilmesi (1935) *

3 Şubat : Ali Ulvi Kurucu’nun Vefatı (2002) *

4 Şubat : İskilipli Atıf Hocanın İdam Edilmesi (1926) *

6 Şubat : Sultan 2. Ahmed’in Vefatı (1695) *

9 Şubat : Ömer bin Abdülaziz-i Emevi’nin Vefatı (720) *

10 Şubat : 2. Abdülhamit Han’ın Vefatı (1918) *

17 Şubat : Şeyh Şamil’in Vefatı (1871)

19 Şubat : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1.Dünya savaşında Ruslara Esir Düşmesi (1916) *

20 Şubat : Sıddık Sabri Efendi’nin Vefatı (1954) *

23 Şubat : Peygamberimiz(sav)’in Veda Hutbesi’ni İradı (632) *

24 Şubat : TBMM Tarafından Said Nursi Hazretleri’nin İtibarının İade Edilmesi (1993) *

 

MART

2 Mart : Emir Sultan’ın (K.S.) Vefatı (1430) *

3 Mart : Hilafetin Kaldırılması (1924) *

4 Mart : Selahaddin Eyyubi’nin Vefatı (1193) *

5 Mart : Yeşil Ay Cemiyeti’nin Kuruluşu (1920) *

8 Mart : Yıldırım Beyazıt Han’ın Vefatı (1403)

8 Mart : Dünya Kadınlar Günü

10 Mart : İmam Caferi Sadık’ın (R.A.) Vefatı (765)

12 Mart : İstiklal Marşı’nın TBMM ‘de kabulü (1921) *

13 Mart : Bedir Savaşı (624) *

14 Mart : Tıp Bayramı

16 Mart : İstanbul’un İngilizlerce İşgali ve Yağmalanması (1920) *

17 Mart : İslamköylü Hafız Ali’nin Vefatı (1944) *

18 Mart : Çanakkale  Zaferi (1915) *

18 – 24 Mart : Yaşlılar Haftası

23 Mart : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Vefatı (1960)

24 Mart : Harun Reşid’in Vefatı (809)

27 Mart : Uhud Savaşı (625)

28 Mart : Sultan 3. Selim Han’ın Vefatı (1789)

 

NİSAN

2 Nisan : Zübeyir Gündüzalp’in Vefatı (1971) *

3 Nisan : Tahiri Mutlu’nun Vefatı (1977) *

4 -10 Nisan : Polis Haftası *

5 Nisan : Gazi Osman Paşa’nın Vefatı (1900)

7 Nisan : Ahmed Davudoğlu Hocanın Vefatı (1983)

9 Nisan : Mimar Sinan’ın Vefatı (1588) *

11 Nisan : Hudeybiye Barışı (628) *

20 Nisan : Kutlu Doğum Haftası (571) – Peygamber Efendimiz (sav)’in Miladi Takvimle Dünyaya Teşrifleri. *

23 Nisan : Regaib Kandili *

23 Nisan : TBMM Açılışı & Egemenlik ve Çocuk Bayramı (1920)

 

 

MAYIS

3 Mayıs : Fatih Sultan Mehmed Han’ın Vefatı (1481) *

4 Mayıs : Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb El Ensari’nin Vefatı (672) *

6 Mayıs : İmam Azam Ebu Hanife’nin Vefatı (767) *

7 Mayıs : Binbaşı Asım Bey’in Vefatı (1935) *

15 Mayıs : Mirac Kandili *

20 Mayıs : Sultan Genç Osman’ın Şehid Edilmesi (1662)

26 Mayıs : Sultan 2. Beyazid’ın Vefatı (1512)

27 Mayıs : Elmalı Hamdi Yazır’ın Vefatı (1942) *

28 Nisan – 4 Mayıs : Kardeşlik Haftası

29 Mayıs : İstanbul’un Fethi (1453) *

31 Mayıs : Dünya Sigarayı Bırakma Günü *

 

HAZİRAN

1 Haziran : Berat Gecesi

4 Haziran : Sultan Abdülaziz Han’ın şehid edilmesi(1876)

8 Haziran : Miladi Takvime Göre Peygamberimiz (sav)’in Vefatı (632)

15 Haziran : Bilali Habeşi’nin (R.A.) İlk Ezanı Okuması (622) *

16 Haziran : Ezanın Aslıyla Okunması (1950) *

17 Haziran : Hazreti Osman (ra)’ın Şehid Edilmesi (656) *

22 Haziran : Nasrettin Hoca’nın Vefatı (1284) *

30 Haziran : Sultan 2. Mahmud’un Vefatı (1839)

 

TEMMUZ

8 Temmuz : Türkiye Radyosunda İlk Kez Kur’an-ı Kerim Okundu (1950)

13 Temmuz : Kadir Gecesi *

13 Temmuz : Hazreti Aişe’nin (R.A.) Vefatı (676) *

17 Temmuz : Ramazan Bayramı *

17 Temmuz : Abdülkadir Geylani (K.S.) Hazretlerinin Vefatı (1166)

25 Temmuz : Hulusi Yahyagil’in Vefatı (1986) *

28 Temmuz : 3. Selim’in Şehid Edilmesi (1808)

30 Temmuz : Prens Bismarck’ın Ölümü (1898) *

31 Temmuz : İmam Ahmed bin Hanbel’in (R.A.) Vefatı (855)

 

AĞUSTOS

1 Ağustos : Kıbrısın Fethi (1571)

22 Ağustos : Ceylan Çalışkan (R.H) Vefatı (1963) *

23 Ağustos : Hazret-i Ebu Bekir (R.A.)’ın Vefatı (634) *

31 Ağustos : İmam Buhari’nin (R.H) Vefatı (870)

 

EYLÜL

2 Eylül : Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (1925)

6 Eylül : Şeyh Edebali’yi Anma Günü *

7 Eylül : Kanuni Sultan Süleyman’ın Vefatı (1566) *

16 Eylül : Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin Vefatı (1959) *

17 Eylül : Adnan Menderes’in İdamı (1960) *

19 Eylül : Son Sahabe Ebu’t Tufeyl Amir bin Vasile’nin (R.A.) Vefatı (718)

22 Eylül : Yavuz Sultan Selim Han’ın Vefatı (1520) *

24 – 27 Eylül : Kurban Bayramı *

26 Eylül : Türk Dil Bayramı *

 

EKİM

1 Ekim : Camiler Haftası

10 Ekim : Hz. Hüseyin (ra)’ın Kerbela’da Şehid Edilmesi *

12 Ekim : Sokullu Mehmet Paşa’nın Şehadeti (1579)

13 Ekim : Ömer Nasuhi Bilmen Efendi’nin Vefatı (1971) *

14 Ekim : Hicri Yılbaşı *

2. Hafta : Aile Haftası *

15 Ekim : Şeyhül İslam Hoca Saadettin Efendi’nin (R.A.) Vefatı (1599)

16 Ekim : Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin (R.A.) Vefatı (1628) *

25 Ekim : Uluğ Bey’in Şehadeti (1449)

29 Ekim : Cumhuriyet Bayramı *

29 Ekim – 4 Kasım : Kızılay Haftası 

31 Ekim : Dünya Tasarruf Günü *

 

KASIM

3 Kasım : Hazreti Ömer (R.A.)’ın Şehadeti (644) *

13 Kasım : Mehmet Zahid Kotku Hazretleri’nin Vefatı (1980) *

17 Kasım : Dünya Komşular Günü *

19 Kasım : Bayram Yüksel’in Vefatı (1997) *

22-27 Kasım : Ağız ve Diş Sağlığı Haftası *

24 Kasım : Öğretmenler Günü *

26 Kasım : Dünya Müslüman Kadınlar Günü *

 27 Kasım : Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin Vefatı (1943)

29 Kasım : Filistin Halkıyla Dayanışma Günü *

 

ARALIK

1 Aralık : Mustafa Sungur’un Vefatı (2012) *

4 Aralık : Cemel Vak’ası (656) *

11 Aralık : İmam Rabbani Hazretleri’nin Vefatı (1624) *

15 Aralık : Sultan 2. Selim’in Vefatı (1574)

17 Aralık : Mevlana Celaleddin Rumi’nin Vefatı (1273) *

18 Aralık : İmam Gazali’nin (ra) Vefatı *

20 Aralık : İmam Şafii Hazretleri’nin (ra) Vefatı (820) *

22 Aralık : Mevlid Kandili *

27 Aralık : Mehmet Akif Ersoy’un Vefatı (1936) *

30 Aralık : Yavuz Sultan Selim Han’ın Kudüs’ü Fethi (1517)

31 Aralık : Ahmet Arvasi’nin Vefatı (1988)

 

Derleyen: NurNet.Org

Alkolsüz bira ‘alkollü’ yakalandı!

Türkiye Yeşilay Cemiyeti, “Alkolsüz bira” adı altında satılan birada alkol olduğunu ortaya çıkardı. Okul önlerinde satılan alkolsüz biralarla çocuklarımızın hedef alındığı iddia edildi.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı yaptığı açıklamada, alkolsüz biranın bağımlılık üreticilerinin bir oyunu olduğunu belirterek, “Alkol üreticileri pazar paylarını arttırmak için, alkole başlama yaşını küçültmeyi amaçlıyorlar. Bu taktiklerinden bir tanesi ‘Alkolsüz Bira’ aldatmacasıdır. Yaptığımız laboratuar analizinde bu birada yüzde 0.26 alkol bulunduğunu tespit ettik” dedi.

YASAL SINIRIN ALTINDA ANCAK ÖLÜMCÜL KAZA RİSKİ VAR!

Söz konusu promil oranının, yasal sınırın altında bulunduğunu anlatan Balcı, buna rağmen Danıştay 8′inci Dairesi’nin 0.24 promil alkol alan bir sürücüye ceza verilmesini onayladığını anlattı.

Balcı şöyle konuştu;

Danıştay, alkolsüz birada bulunan alkol oranı için ceza kesilmesini onaylıyor. Doktorlar da bu alkol oranının ölümcül kaza yapma riskini iki katına çıkardığını belirtiyor. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu bu konuda çok önemli bir makale yayınladı. Sürücüler 0.20 promil alkol artışında ciddi dikkat sorunları yaşıyorlar. Demekki çocuklarımıza satılmasında bir zarar görmediğimiz ‘Alkolsüz Bira’ o kadar da masum değilmiş

ÇOCUKLARIMIZIN YÜZDE 16.5′İ ALKOL KULLANIYOR

2009 yılında Türkiye İstatistik Kurumu’nun 60 ilde 26 bin öğrenci üzerinde yaptığı araştırmaya göre, son bir ay içinde en az bir kez alkol kullanan öğrenci oranının yüzde 16.5 çıktığını belirten Balcı, “Bu çocukların yüzde 85′i alkole bira ile başladıklarını söylüyorlar. Şimdi bu alkol üreticileri, geriye kalan çocuklarımızı alkolik yapmak için çareler arıyorlar. Alkolsüz bira, alkol kullanmayan çocuklarımızı hedef alan bir yalandır, bir tuzaktır.

Alkolsüz bira kutusunun, markasının, kokusu ve tadının, alkollü bira ile aynı olduğunu belirten Balcı, “Fakat içindeki alkol oranı yasal sınırın altında olduğu için meşrubat sınıfına giriyor ve bu alkollü içeceği satmak için tekel ruhsatına gerek duyulmuyor. Alkol üreticileri, daha çok alkol satma hedeflerine ulaşmak için alkolsüz birayı okullarımıza sokmaya çalışıyorlar. Son 7 yıl içerisinde Türkiye’deki alkol tüketim miktarı yüzde 9 artış göstermiştir” diye konuştu.

BASKET TOPLARI İLE OKULLARDA REKLAM YAPIYORLAR

Alkol üreticilerinin sponsor olduğu basketbol kulübü aracılığıyla bir kampanya başlattığını da belirten Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı, “Türkiye genelinde açtıkları onlarca basketbol okuluyla küçük çocuklarımıza bira reklamı yapan bu insanlık düşmanları, şimdi de ‘Atılan basket sayısınca basketbol topunu’ okullarımıza göndermeyi vaad ediyor. Milli Eğitim Bakanı ve Gençlik ve Spor Bakanı’nı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum” dedi.

Alkolün, trafik kazaları, boşanmalar, cinnet ve cinayetlerin birinci sebebi olduğunu belirten Balcı, Alkolsüz biranın, gıda kodeksinden çıkarılarak, “Alkollü içecek” sınıfına dahil edilmesi, 18 yaş altına satılmaması gerektiğini belirterek, Türkiye’yi “Alkolün Zararlı Kullanımını Azaltmaya Yönelik Küresel Strateji Belgesi”ni imzalamaya çağırdı.

haber7