Tanzanya’dan İlk Selam

WallahuYad’u ila Darisselam.
Allah sizi Darusselama davet ediyor. (Ayet-i Kerime)

Bismihi Subhanehu
İkinci Esas; Hem anlarsın ki; Şu hanın içinde oturanlar misafirlerdir. Onların Rabb-ı Kerim’i, onları Dar üs Selam’a davet eder.

Haşir risalesindeki bu ahirete dair veciz ifade kulaklarımızda hoş bir sada ve çehremizde tatlı bir tebessüm hasıl ederek 13.3.2013 tarihinde Tanzanya’nın başşehri Darusselam’a vasıl olduk.

tanzanya3.jpgGÜMÜŞ DORUKLARA BEYAZ NUR İSMİ MÜNASİP GÖRÜLMÜŞ

Afrika kıtasındaki en büyük ülkelerden birisi olan Tanzanya aynı zamanda dünyadaki en fakir ülkelerden birisidir. Afrika’nın en yüksek noktasına sahip bulutlara asılı gibi duran, zirvesi gümüş kaplı meşhur Klimanjaro Dağı bu ülkededir. Bu gümüş doruklara Beyaz Nur ismi münasip görülmüştür.

Cennetten bir köşe adeta Tanzanya. Flamingolar, Zebralar ve Ceylanlarla şenlenmiş kuzeydeki Natron Gölü, 25 bin hayvanın barındığı Ngorngoro Milli Parkı, 14 bin kilometrelik dünyanın en büyük açık hava parkı Serengeti Parkı ve yine dünyanın en büyük ikinci tatlı su gölü Viktorya ile dünyanın en derin gölleriyle üç tarafı çevrili bu güzel ülkenin dördüncü kıyısı ise Hint Okyanusuna açılıyor.

İşte burası Tanzanya. 60’lı yıllara kadar mescidlerinde Abdülhamid adına hutbe okunan Tanzanya’ya İslam Resul-ü Ekrem (asm) hayatta iken asr-ı saadette gelmiş. Nübüvvetin 5 yahut 6. senesinde Habeşistan’a giden iki hicret kafilesi Afrika kıyılarının İslam ile şerefyab olmasına vesile olmuştu. Hz. Ömer devrinde ise fevç fevç İslama dehalet gözlenmişti bu kıyılarda; Tanzanya, Kenya, Mozambik  bu devirde İslam ile tanışmıştı.

Ta o devirlerden 16.yy Portekiz sömürge seferlerine kadar İslam devleti burada hakimiyetini sürdürmüş hatta sonrasında da tamamen sömürgeleştirilemeyen Tanzanya 1916 senesinde İngiliz işgaline uğramıştır. 1961 senesine kadar da İngilizlerin sömürgeciliği devam etmiştir. İslamın buradan sökülüp atılması için gerek maddi silahlarıyla ve gerekse misyonerlik faaliyetleriyle 4 asır çaba sarfeden Batılılılar kısmen muvaffak gibi görünselerde genel itibariyle bu maksatlarında muvaffak olamamışlardır.

TEVRAT, İNCİL VE ZEBUR’DAN DA ALINMIŞ CEVŞEN

Bir kaç günlük keşif seyahatimizde gördüğümüz kadarıyla Tanzanya’daki kardeşlerimiz Sünni-Müslümanlar olup Şafii mezhebine tabidirler. Kadiri tarikatı bütün ülkede çok müessir ve bazı kaynaklara göre Tanzanya’daki Müslümanların yarısından fazlası ehli tasavvuf. Cuma namazında gittiğimiz cami Şazeli Tarikatına mensup kardeşlerimize aitti. Cuma namazını müteakip uzun tesbihat, tahmidat ve salavatlardan sonra yaklaşık üç saat devam eden ve Cevşen, Delail ve başka ezkar ve evradları cemaat halinde cehri zikrettiklerine şahid olduk. Şazeli Şeyhi Mahmut Şazeli’ye Nurlardan hediye ettik, bizimle beraber olan Said Özadalı ağabey de Cami İmamıyla Nurlardan sohbet ettiler.

Başka bir bölgede eda ettiğimiz bir vakit namazı sonrası karşılaştığımız Müslüman bir dervişin elinde Cevşen gördük. Merakla mukaddimesini Said Ağabeyden tercüme etmesini istedik. Mukaddemsinde aynen şu hususlar yazılı: Efendimizin (asm) harpte giymiş olduğu zırh kendisini sıkıyordu, rahatsız ediyordu, bunun üzerine Cebrail (as) geldi ve zırhı çıkar bunu oku dedi… Yine ilerleyen kısımlarında “bu Cevşen duası kütübü mukaddeseden, Tevrat, İncil ve Zebur’dan ve hem suhuf-u ibrahimden alınmış en tesirli bir duai azamdır” ifadeleri vardı.

Darüsselam’da yatırımcı Türk nüfüsu dikkatimizi çekti, bizi havaalanından esnaf abiler karşıladılar. Çeşitli sahalarda ve farklı iş kollarında yatırımlar yapmış Türk abilerimiz bu ülkede. İlk günümüzde Türk vakıf kuruluşlarını ziyaret ettik. Mahmut Hüdai Vakfı ve Osman Nuri Topbaş Hocamızın talebeleri tarafından çok sıcak karşılandık ve misafirleri olduk.

DUA EDİN BEN DE RİSALENİN BİR KISMINI TERCÜME EDEBİLEYİM

Bir vesile ile tanıştığımız yazar ve emekli Öğretim Görevlisi Tanzanyalı Muhammed Said Bey Nurlar’ı görünce “dua edin ben de bir kısmını tercüme edebileyim” dedi. Kendisinin Oxford Üniversite Yayınlarında çıkmış Tanzanya Tarihi ve Müslümanlarıyla alakalı üç kitabı bulunuyor. Son günümüzde bizi tekrar ziyaret eden Muhammed Said Bey ile Hastalar Risalesini okumaya başladık, hayret ve takdir ifadeleriyle ayağa kalktı ve “bana şimdi müsaade edin eve gideyim ve çocuklarıma bunları okuyayım” dedi. Gece ise e-mail atmış ve kitabı tercümeye başladığını söyledi.

Dersane açma niyetimizi ifade edince hemen arkadaşlarını ve çevresini aradı “haydi kalkın dersane için bir iki daire buldum, gidip bakalım” dedi. Bir daireye bakarken Türkiye’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun Tanzanyalı Ferej kardeşimiz bizi buldu. Dr. Ferej kendisi gibi doktor olan ve Türkiye’den mezun olan hanımı ile birlikte bizleri evine davet etmek üzere gelmişti yanımıza. “Ağabey, biz Türkiye’deyken nereye misafirliğe gitsek misafirin duası makbuldür diye dua ettirirlerdi şimdi siz benim misafirimsiniz bizim eve gideceğiz, ilk ev dersini yapacağız ve siz dua edeceksiniz” dedi.

DERSANENİN AÇILMASINI DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ

Darüsselam’da olduğumuzu işiten ve bir kaç defa Türkiye’de bulunan Tanzanya Müzdelife Yardımlaşma Derneği Başkanı Faruq Hammad Bey ziyaretimize geldi.  Kendisi de inşallah hizmetlerin devamını ve dersanenin açılmasını dört gözle beklediğini ifade ederken memleketi Zangibar’a Nurları götürmek üzere kitapları aldı.

TANZANYA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA KÜLLİYAT

Tanzanya Diyanet İşleri Başkanlığını ziyaret ettik. Hem Bölge Müdüriyetlerine hem genel merkezlerine Nurlardan bıraktık. Ayrıca Diyanet İşleri Genel Sekreteri Abdulhakim bey vasıtasıyla bir adet İngilizce Külliyatı Diyanet İşleri Başkanına ulaştırılmak üzere bıraktık. Rabbim tesirini halk etsin ve hissemizi ziyadeleştirsin. Son günümüzde yine çeşitli ziyaretlerde ve hususan Türk esnaf ve yatırımcıların iş yerlerine ziyaretler ettik.

NURLARIN İVEDİLİKLE SWAHİLİ LİSANINA TERCÜMESİ

Hülasa esasen buraya biz gelmeden evvel Giresunlu Hafız Hüseyin Ağabey adeta santral gibi Türkiye’nin neresinde olursa olsun Tanzanya ile alakalı kim varsa aramış bulmuş. Kendisi gelmeden namı gelmiş. Telefonda veyahut emaillerle neredeyse alakadar olabilecek herkes ile bir şekilde iletişim kurmuş. Türkiye’de okuyan Tanzanyalı talebeler, farklı cemaatlerden Tanzaya’ya gelenler ve Türk esnaf abiler, her birine bir gayret saikiyle ulaşmış. Hafız Hüseyin Abi eğer bir iki hikmete mebni kısa bir süreliğine Türkiye‘ye dönmesi icab etmese ben artık dönmeyeyim niyetinde olduğunu ifade ediyor.

Şu anda hedef Tanzanya Darusselam’da yerini tesbit ettiğimiz merkezde inşaatı devam eden ve bir aya kadar bitecek olan binada medrese-i nuriyenin açılması.  Ve Nurların ivedilikle Swahili lisanına bitamamiha tercümesi. Bu dersanemiz Afrika’da bir neşir merkezi olacak inşallah. Ehli himmet ağabey ve kardeşlerimizin maddi ve manevi dualarını bekliyoruz.

Ve Minellahi Tevfik.

Tanzanya Darusselam’da Nur Kardeşleriniz Namına
Hafız Hüseyin, Ali İbiş, Yunus, Said Özadalı, Mehmed Südlü, Muhammed Rıza

risale haber