Tebliğ Yaparken Ölçüyü Kaçırmamalı

Tebliğ için asıl ölçümüz, peygamberlerin tebliğ metodu olmalıdır. Çünkü Peygamberler insanlığın zübdeleri olmaları hasebiyle Allah’ın dinini neşredip yaymak noktasından en güzel şekilde örnek olmuşlardır. Mesela Hz. Musa (a.s.) firavuna giderken Cenab-ı Hakk’ın: “Fekula lehu kevlen leyyinen” “Yani ona vardığında güzel,yumuşak söz söyle” buyurması meselemiz açısından ehemmiyetlidir.
NEZAKETLE VE YUMUŞAK BİR DİLLE
Çünkü Cenab-ı Hakk bu ifadeyle İslam davetçilerine örnek teşkil edecek bir hususu nazara veriyor ve manen diyor: Dinimi anlattığınız kişi, en azılı bir İslam düşmanı da olsa, evvela nezaketle ve yumuşak bir dille meramınızı anlatın. Umulur ki kalbi yumuşar da inadından vazgeçer. Yine Resulullah (a.s.m.) İslamiyeti tebliğde nelere dikkat ederdi. Ona bir bakalım. Gerek ahlakında gerek konuşmasında ve yaşayışında yaptıklarına dikkat edelim. Zira esas itibariyle bunlara nazar etmemiz gerekmektedir. En başta Mekkelililer onu Muhammed ul Emin olarak tanımışlardı; bu belki de bir tebliğcinin aleminde yaşaması gereken esas umdelerden bir tanesi. Sonra onun sabrına gelince: Mesela cahillerin babası ünvanıyla meşhur Ebu Cehile İslamiyeti tebliğ ederken onun gayret, çaba ve metaneti ve sabrı dillere destandır. Çünkü rivayetlere göre altı yüz defa onu İslamiyet’e çağırmış ve her defasında da kovulduğu, hakaret gördüğü bilinmektedir.
ÖNYARGISIZ YAKLAŞIM
İşte bizim ölçümüz bu meyanda olmalı kanaatindeyiz. Bazen rastlamışsınızdır; biri arkadaşına birşeyler anlatıyor veya onu İslami bir sohbete çağırıyor. İki üç defa anlattıktan sonra, eğer o kişi davete icabet etmezse hemen şunu söylediğini işitirsiniz “Yahu bundan da adam çıkmaz. Zaten tahmin ettiğim gibi çıktı” deyip o kişiyle arasına bir mesafe koyup artık irtibatını kestiği bir vakıadır.
Sorularla Risale

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: