Tesettür esaret değildir!

İnsan milyonlarca lira değerinde mücevheratı sevmediği insanların önlerinde bırakır mı? Bu aklı başında insan; o mücevheratı yabancı ve hırsız insanlar önünde açıkta bırakmaz. O mücevheratı ipeklere sararak,veya sağlam kutularda muhafaza eder.

İşte İslam dini hanıma çok değer verdiği için onu pardüse veya çarşaflara sarıp, kötü niyetli haşin gözlerden muhafaza etmek için, tesettüre büründürmüş. Bu sebeptendir ki; bizler  inancımızın gereği olarak, şeref ve namuslu kızlarımızı birer anne adayı olarak evlerimizin baş köşesinde oturtup onları başlarımıza taç gönlümüze ilaç kabul ederiz.

Ne yazık ki şimdi dinden uzak olup medeni geçinenler kız ve hanımlarımızı evlerimizin baş köşesinden indirip, açık/saçık olarak yerlere, yollara attılar. Ahlaksız erkeklerin hevesatına, şehevatına yem yaptılar. Bunun adına da medeni yaşam biçimi ve medeni terbiye diyerek insanları aldattılar.

Hiçbir şefkatli anne ve baba sevdiği biricik evladını bilerek ateşe atar mı? Bende kızlarımızın ebedi alemdeki dehşetli cehennemde yanmalarını istemediğim için şefkatimden bu derdi sizinle paylaşıyorum.

Evet hanım kızdan soruyorum? Senin baban pazarda aldığı bir parça peyniri veya ciğeri, sarmadan eve getirir mi?. Bunları eve getirirken, çarşıda ki aç insanlara peyniri göstererek  getirirse; bu bir terbiyesizlik değimlidir. Eğer onu gören insanların iştihası açılıp, bakanların gözleri içinde kalırsa (kul hakkına girip günahkâr olmaz mı?

Ey milletin şeref ve şanı hanım kızım! Senin anne ve babanın yanında bir parça peynir ve ciğer kadar da mı senin kıymetin yok ki; seni böyle açık/saçık gezdirip kötü niyetli erkeklere görünmene razı olma gafleti içine giriyorlar. Basit bir parça ciğeri (terbiye icabı diyerek) pakete saran bir insan; ciğerparesi olan biricik kız evladını açık/saçık bir halde herkese gösterirse, bu hareket akılla ve insan şefkati ile hiç bağdaşır mı? İnsan kendi öz evladını bile bile ateşe hiç atarmı? Bu nasıl bir anne-baba şefkatidir ki kendi evladını  cehennemde yanması için Allahın kanununa karşı gelerek kızını tesettürden uzak yaşatıp o müthiş ateşte yanması için hazırlar ve vicdanı sızlamaz.

Bir sosyoloji âliminin araştırmasına göre; çarşı  ve pazarda açık olarak gezen bir kadına bakan her yüz erkekten en az yetmişi, iyi niyetle iyi nazarla bakmaz. Hanım kardeşim  bu bakışlardan, sen çok sıkılırsın ve rahatsız olursun değilmi? Peki bu hal senin için yüzde yetmiş göz hapsine sokmak değil mi? 

Evet İnsan bilmeli ki; Allahın tesettür emri esaret değildir. Asıl açık saçıklar kem gözlerin göz hapsine girmekle esâretli bir hayat yaşıyorlar. Anne ve baba olanlara evlatlarına ciddi sahip çıkmamakla, Allah tarafından emanet olarak verilen bu evlatların vücutlarını  cehennem ateşine hazırlamaktır. Kız kardeşim! Sen imanla aklını başına al ve o medeniyet yobazlarına şöyle de: “Ben bir Müslüman kızı olarak sizin gibi sahte medenilere aldanmayacağım. Bana Allahımın emaneti olan vücudumu, kötü gözlerden, haram nazarlardan korumak için, Allahın emrine uyarak kapanacağım. Ben üç beş tane serseri erkeğin şehevât âleti olup cehenneme odun olacak kadar ahmak ve akılsız değilim. Ben cennete layık bir kız olmak istiyorum de ve kurtul.  Ey sahte medeniler! Bizi rahat bırakın. Çekin pis ellerinizi ve kem gözlerinizi üzerimizden. Ben sizi dinlemiyorum. Allahın ve Resûlullahın a.s.m. tesettür emirlerini dinleyerek kapanıyorum ve ben cennete gitmek istiyorum. Evet o sahte medenilere böyle demeliyiz; insî ve cini şeytanların şerlerinden Allaha sığınmalıyız ve O’nun rızasını kazanmalıyız ve kendimizi Cennete layık hale getirmeliyiz.

Peygaberimiz a.s.m. Mîracdan döndüklerinde gördüklerini anlatırken buyurdular ki; Miracta cehennemlik hanımlar Bana gösterildi. Onlar: ”kâfiyetin âriyetin” idiler. Yani hem kıyafetli (giyinmiş) hem de uryan (çıplak) idiler. “Sahabe merak etti nasıl olur hem giyinip hem de çıplak.” Cevap verildi ki; “giydikleri elbise ya çok açık renkte veya o kadar  daracık idi ki, vücut hatları (çıplakmış gibi belli olduğu için) sanki çıplak idiler.”Nur suresi 31 ayetinde ise, erkeklerin dikkatini kendi üzerine çekmek için ayak topuklarını yere vurup ses çıkarmanın günah olduğu ifade ediliyor. (Şüphesi olan o ayeti açıp manasına baksın.) Hâşâ Allah ve Resulü yalan bir şey söylemez. Öyle ise bizim yaptıklarımız yanlıştır.

Allah Resûlünün a.s.m. huzuruna 13 yaşında Zeynep isminde biz kız çocuğu ince bir elbise ile gelmişti. Efendimiz ona: “Kızım sen büluğ çağına yaklaştın. Artık vücudunu  kapatacak bir elbise giy.” Diyerek kız çocuğunu ikaz ettiler.

Evet, benim mânen kız kardeşim!  Madem ki bir Müslüman evladısın, medeni geçinenlere özenerek, daracık pantolonları giyerek (erkeklere benzeyip) açık/saçık elbiselerle dolaşırken, benim bu hareketim Allahın ve Peygamberimizin a.s.m. hangi emrine uyar, diye nefis muhasebesi yapman lazım değil mi?. Senin için bu dandik tesettür tesettür değildir maalesef. 

Bazen düşman, zehrini altın keselerde sunar. Televizyonlarda sahte âile dizileri adı altında ahlaksızlığı ve vücutlarını açmayı masum çocuklarımızın zihinlerine yerleştirirler. Onun için Televizyon dizilerinden ve açık/saçık müstehcen gazete ve dergilerden uzak durmalıyız..

Mehmet Akif’in hanımlara işaret eden bu sözü  mevzuumuza çok güzel ışık tutar: “Medenilik eğer çıplakta ise o zaman hayvanlar bizden daha medenidirler.. 

Avrupa taklitçisi ve medeni geçinenlerin de üstat kabul ettiği büyük filozof Eflatun şöyle diyor: “Bedenleri öldürenlerden çok ruhları öldürenlerden korkunuz.”

İslam güneşi, nuruyle insanlığın yolunu aydınlatmadan önce, Araplar kız çocuklarını diri diri kuma gömerlerdi. Onlar bu vahşiliği cehalet namına yapıyorlardı. 

Amma şimdiki bu sahte medeniler bu vahşeti medeniyet adına yapıyorlar

Arapların o zamanda kuma gömdükleri kızların sayısı 30 veya 40 tane ancak vardı!

Şimdi bu zamanda, sahte medenîlerin medenîleşme (yani çağdaş yaşam tarzına) sokmak bahanesiyle, ebedî cehennem ateşine gömdükleri kız ve kadın sayısı, ülkemizde milyonlarca ve dünyada ise milyarlarca değil mi?

Demek ki; bu medeniyet yobazları o zamanın câhil Araplarından daha câhil ve daha daha cânîdirler. Çünkü câhil Araplar kendi kızlarının sadece dünya hayatlarını öldürüyordu. Kuma gömülen o günahsız kızlar  sonunda  yine cennete gidecekler. Amma şimdiki bu sahte medenîlere aldanıp açık/saçık gezenler ebedi cehenneme gidip sonsuz ahiret hayatlarındaki ebedi mutluluğu kaybediyorlar, hemde milyarlarca kız ve kadın değil mi?.

Ey Müslüman evladı şehit torunları kız kardeşlerim! Sakın hâ o sahte medenîlerin cehenneme attıkları kızlardan siz olmayın. Allahın emri olan tesettüre girin. Âhirette ateşten ve dünyada da manevî esâretten, (yani kötü niyetle size bakan erkeklerin göz hapsinden) kurtulun. Siz cehenneme değil. Cennette ebedi mutluluğu yaşamağa layıksınız…

 “Evet, İmanda bu dünyada dahi hakiki bir cennt lezzeti ve dalalette ise cehennemi bir azap ve sıkıntı vardır.

Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.

Gençlik kuvvetini ibadette sarfetmenin neticesi dâr-ı saâdette ebedi bir gençliktir.” R.N.K..

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: