Tevafuk Tehalüf

İ’lem eyyühe’l-aziz! Senin yüzün, veçhin o kadar küçüklüğüyle beraber, geçmiş ve gelecek bütün insanların adedince kendisini onlardan ayıran ve tarif eden nişan ve alâmetleri hâvi olduğu gibi, yüzünü teşkil eden esas ve erkânında da bütün insanlar ittifaktadır. Bütün insanlarda, biri tevafuk, diğeri tehalüf olmak üzere iki cihet vardır. Tehalüf ciheti Sâniin muhtar olduğuna, tevafuk ciheti ise Sâniin Vahid-i Ehad olduğuna delâlet ederler. Bu iki cihetin bir Kasıdın kasdıyla, bir Muhtarın ihtiyarıyla, bir Mürîdin iradesiyle, bir Alîmin ilmiyle olmadığını tevehhüm etmek, muhâlâtın en acibidir. Fesübhanallah! Yüzün o küçük sahifesinde nasıl gayr-ı mütenahi nişanlar derc edilmiştir ki, gözle okunur da nazarla, yani akılla görünmez.

Allah kâinatta bir şeyi bir defa yaratır iki defa yaratmaz taklit etmez taklit acizlerin işidir.
Öyle bir hazır giyim düşünün kim giderse tam üzerine göre gelsin mümkün değildir.
Ama Allah dikene bile elbise dikmiş, tam ona göredir paçasını kısaltmak vs için terziye gitme gereği duymaz.
İnsanlar birbirine benzer ama farklıdır sesimiz farklı, gözümüz farklı sevgimiz, korkumuz farklıdır, parmak izleri Âdem as’dan kıyamete kadar gelecek insanların parmak izleri birbirine benzemez Allahın yarattığının misli benzeri yok.

Herkes birbirine benzeseydi hukuk, namus her şey hercümerç olurdu.
Kovanda arılar hep ayrıdır, kapıda duran nöbetçi yabancı arıyı kovana sokmaz, ya arılar çok akıllı ya da Allah onlara bu işleri yaptırıyor.
Bir adam düşünün bir yerde oturuyor bir parça kumaş ver pantolon yap yapıyor araba yap yapıyor mobilya yap yapıyor ne dersiniz? -Mümkün değil.
Ama toprak yapıyor, ne ekersen ek onu biliyor binlerce alanda iş yapıyor.

Süleymaniye Camii inceliyorlar ama aynısını yapamıyorlar neden üç şey lazım Kanuni gibi padişah kubbe dolusu altın birde Sinan lazım ne demek? Mümkün değil.
Prof sütü inceliyor kurutuyor adam prof oluyor içeri girse hürmet görür adam ne yaptı var olan sütü kuruttu oysa inek saman yiyiyor süt yapıyor ahırda yatırıyoruz hiç itibar göstermiyoruz çünkü o sebep.Samanı sıksan bir damla süt çıkmaz.

Prof.Mustafa Öztürk diyorki

Hayvanları sağsak ne kadar süt verir ?-30 litre, nereden geliyor? –Memeden.
Geri koysan orası almaz ineği tekrar tartsan kilosunun azalmadığını görürsün neden? -sütün %10 mayası inekten gerisi o sağılma anında yaratılıyor. Örümcekte öyledir vücudunun kaç katı ağ üretir.
Gezegenler güneşten kopan parça değimli? Ateşten kopan parçadan ateş çıkmaz mı? Nasıl oluyor da kendi kendine dönerken kül olmuyor da toprak oluyor meyve oluyor hatta suya dönüyor nasıl oluyor? İzahı mümkün değil.
İnsan anne karnında nasıl oluşuyor? -Hücre bölünmesiyle oluşur .Tuğla bölünse ne olur en sonunda tuğla tozu olur hücre kaça bölersen böl en küçüğü de hücre olur oysa kemik oluyor, mide oluyor, saç, kaş ,tırnak ,göz oluyor neden?- Allah’ın eli değiyor.

Sütten deniz mi olur dünyada süt denizi yok mu zannediyorsun? Dünyada içilen sütleri topla Fırat kadar süt akar.
Allah 5 saniyede bir insan yaratıyor biz 5 saniyede onların adını sayamayız oysa aynı zaman diliminde milyonlarca şey yaratıyor. Allah demezsen ne diyeceksin?
Her insanda iki daire olsa daire fiyatları ucuzlar herkeste iki göz var ama kıymetten düşmüyor.

Adem as’dan beri aynı güneş, aynı su, hiç değişmemiş ne kadar gericilik hiç ilerleme yok, kim kullanırsa tam bana göre diyor bitki içiyor tam bana göre, insan, hayvan, yaşlı, genç, bebek hepsi tam bana göre diyor. 
Bir yemek, bir meşrubat yapacaksın herkes tam mükemmel diyecek mümkün mü?
Çocuk doğacak mutlaka bu güne kadar doğanlardan başka bir bebek doğacak ama aileden birine benzeyecek.
Arabalarda, mercedes hepsi aynı farklılık nerde şase numarası.
Bunları yapanın Allah olmadığını söyleyen de akıldan söz edilebilir mi?

Adam imam azama gelmiş 
-Hangi hayvanlar doğurur, hangi hayvan yumurtlar diye çalışmaya başladım dua et demiş.
İmam
-İşin çok zor ama sen hiç uğraşma, kulakları dışarıda olanlar doğurur inekler gibi, içerde olanlar yumurtlar tavuklar gibi. İnsanlar bu kuraldan müstesnadır.
Demek her şey kendi kafasına göre değil, bir kurala göre hareket ediyor.

Şeytanın ilka etmekte olduğu vesveselerden biri:
“Yahu, şu koyun veya inek, eğer Kadîr ve Alîm-i Ezelînin nakşı, mülkü olmuş olsaydı, bu kadar miskin, biçare olmazlardı. Eğer bâtınlarında, içlerinde Alîm, Kadîr, Mürîd bir Sâniin kalemi çalışmış olsaydı, bu kadar câhil, yetim, miskin olmazlardı” diyen ve cinnî şeytanlara üstad olan ey şeytân-ı insî! Cenâb-ı Hak, herşeye lâyıkını veriyor. Ve maslahata göre veriyor. Eğer atâsı, in’âmı bu kaideden hariç olsaydı, senin eşeğinin kulağı senden ve senin üstadlarından daha akıllı, daha âlim olması lâzımdı. Ve senin parmağın içinde senin şuur ve iktidarından daha çok bir şuur, bir iktidar yaratırdı. Demek herşeyin bir haddi var. O şey, o had ile mukayyeddir.
Kader, herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz-ı Mutlaktan aldığı feyze olan kabiliyeti o kalıba göredir. Mâlûmdur ki, dahilden harice süzülen cüz-ü ihtiyarî mizanıyla, ihtiyaç derecesiyle, kabiliyetin müsaadesiyle, hâkimiyet-i Esmânın nizam ve tekabülüyle feyz alınabilir. Maahaza, şemsin azametini bir kabarcıkta aramak, akıllı olanın işi değildir.
İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsan, hikmetle yapılmış bir masnûdur. Ve Sâniin gayethakîm olduğuna, yaptığı vuzuh-u delâletle, sanki mücessem bir hikmet-i nakkaşedir. Tecessüd etmiş bir ilm-i muhtardır. İncimad etmiş bir kudret-i basîreolduğu gibi, öyle bir fiilin mahsulüdür ki, istidadı irade ettiği şeyi kendisine veriyor.

Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri mâdud ve herşeyin fânidir. Öyleyse, şu kısa, fâni ömrünü fâni şeylere sarfetme ki, fâni olmasın. Bâki şeylere sarf et ki, bâki kalsın.
Evet, yaşadığın ömürden dünyada göreceğin istifade ancak yüz sene olur. Bu yüz sene ömrünü yüz tane hurma çekirdeği farz edelim. Bu çekirdekler iska edilipmuhafaza edilirse, ilâ-mâşaallah semere verecek yüz tane ağaç olur. Aksi takdirde, ateşe atıp yakmaktan başka bir istifadeyi temin etmez. Kezâlik, senin o yüz senelik ömrün de, şeriat suyu ile iska ve âhirete sarf edilirse, âlem-i bekada ilelebed semerelerinden istifade edeceksin. Binaenaleyh, semeredar yüz tane hurma ağacını terk ve yüz tane çekirdeklerine kanaat ile aldanırsa, o adam, hutameye (Cehenneme) hatab olmaya lâyıktır.

Yapan yapılandan üstündür, ağaç nar yapıyor oysa nar daha üstün, asmaya bak kuru bir çubuk, ama üzümde sanat daha üstün, demek ağaç, çubuk yapan değil, insanlara bak ne yapmış ki kendinden üstün bir şey yapmış mı? Hayır.
Tesadüf, şirk ve tabiattan teşekkül eden fesat şebekesinin âlem-i İslâmdan nefiyve ihracına Risale-i Nurca verilen karar infaz edilmiştir. Nasıl ?
Kanser ilacını buldum diyen doktora ama kanserli hastalar halen var deseniz size ben bu ilacı kullananlara diyorum diyecek .
Dışarıda kâfir halen var nasıl oluyor? Risale-i Nurdan uzak kaldıkları için diyebiliriz.

Derleyen: Çetin KILIÇ
Kaynak:
Risale-i Nur Külliyatı
Mustafa Karaman’ın Mesneviye Nuriye dersinden

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: