Toplumun Vicdanı Yazarlar

“Yazmak, hem konuşmak hem de susmaktır. Sessiz çığlıklar atmaktır.”  diyor  Marguerite Duras.

Bana göre  yazmak :

Sevindiğin de harflerin kahkahalara dönüşmesidir…koseler_0835

Üzüldüğünde  göz yaşlarının harf harf  damlamasıdır… yazmak.

Yazmak bazen insanın harflerle  dertleşmesidir…

Bazen de farklı alemlere yolculuktur… yazmak.

Evet ,yazmak en erdemli davranış olduğu gibi yazar da en erdemli insandır.

Yazarlık toplumun duygularını,düşüncelerini ,sorunlarını  yansıtan en önemli  araçtır.Kısacası yazar, bir toplumun vicdanıdır.

Kendini yazar olarak kabul eden bir insanın ,üzerine yüklenmiş olan sorumluluğun farkında da olması gerekir.Çünkü toplum onu, yeri geldiğinde gözü,kulağı yeri geldiğinde  de içinde haykırmak istediği haksızlıkları dışarıya yansıtan  vicdanı  olarak görür.

Toplumun vicdanı olan yazarlar, vicdanlı olmak zorundadır.Basit bir dünyevi menfaat için  kendi değerlerini düşürmemeleri gerekir. Bağımsız olmaları gerekir.

Evet son zamanlarda yaşanan olaylarla ilgili  özellikle bazı basın araçları ve yazarların   siyasi ve toplumsal olaylarda  göstermiş olduğu yanıltıcı ve yanlı tavır Bediüzzamanın sözlerinde ma’kes  buluyor.Sanki Üstad bu zamanımıza seslenmiş gibi durum ortaya çıkıyor.

Yazılı ve görsel basına  bakıyorsunuz.Hiç beklemediğiniz yazardan beklemediğiniz davranışı görüyorsunuz.

Kimisi kısa zaman önce yücelttiği insanları yerden yere vuruyor.Kimisi daha önce yerden yere vurduğu kişileri öve öve bitiremiyor.Bu durumu izliyor ve şaşkınlık içinde kalıyorsunuz.

Acaba nedendir ? ben yanlış mı düşünüyorum ? diye aklınıza sorular  takılıyor.

Sonra  bakıyorsunuz ki farklı beklentiler,farklı çıkarlar  ve  farklı duygular bu insanları söylemlerinden  farklı şeyler yazdırmış.

Üzülüyorsunuz ve yazmanın erdemini bu kadar itibarsızlaştıranlara  kızıyorsunuz. Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilenler, sonunda düz hat olup çiğnenmeye mahkumdurlar.” diyerek  yazıklar olsun diyorsunuz. 

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: