Tüketim Ahlakı Nedir?

İslam dini, hayatın birçok alanında olduğu gibi tüketim konusunda da – birçok hikmetlere bağlı olarak- belirli bir sınırlandırma yapmıştır. Helal-haram ölçüsü, israf etmemek ve gösterişten kaçınmak gibi manalar bu sınırlandırmayı ifade eder.

Sınırsız-kayıtsız bir hayat ve sonsuz özgürlük gibi kavramlar, ne dinsel anlayışla ve de insani yaşayışla bağdaşmayan kavramlardır.

İnsan, ne kadar özgür olursa olsun sonuçta Abdullah’tır yani Allah’ın kulu ve kölesidir. Dolayısıyla O’nun çizmiş olduğu dairenin dışına çıkamaz. Çıkarsa nefsin esiri olup şeytanın tuzağına düşer. Zaten “Helal dairesi geniştir. Keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”(Bediüzzaman)

güneşin doğuşuTüketim konusunda da insan, sonsuz bir hürriyet sahibi değildir. Meşru olmayan yiyecek ve içecekleri tüketemez. Savurgan davranamaz. İhtiyaç fazlası harcama yapamaz. Yaparsa israf etmiş olur. Ve israfın dinimizdeki hükmü ise haramdır.

Kısacası tüketim ahlakı; tasarrufu, paylaşmayı ve yardımlaşmayı gerektirir. Özellikle de milyonlarca insanın sefil ve aç yaşadığı bu yüzyılda…

Diğer bir yandan ideal bir İslam toplumunda, ihtiyaç sahiplerine yardım,-imkânı olanlara- bir mecburiyettir. Gerçek bir İslam hayatında zengin ile fakir arasında -ekonomik ve insani anlamda- derin bir uçurum olmaz. Çünkü inançlı bir insan, sosyal sorumluluk sahibidir.

Örneğin; zekât ve sadaka gibi mali ibadetlerle zenginin fakire şefkat ve merhamet; fakirin zengine ise saygı ve hürmet duyguları gelişir. Ayrıca zengin, Allah’ın rızasını kazanmakla beraber fakirin kin ve öfkesinden kurtulup tam aksine dua ve dostluğunu kazanır. Bu örnek, İslam denizinin güzelliklerinden sadece bir damla…

Kısacası İslam dini, günümüz insanın aradığı ideal bir mutlu yaşam biçiminin tek adresidir. Cenab-ı Hak, doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e yakışır doğruluğu yaşayan, bilinçli, ölçülü ve faziletli Müslümanlardan eylesin… Âmin…

İbrahim Yardım / İlahiyatçı – Yazar

Kaynak: www.NurNet.Org

Sende yorum yazabilirsin