Unutmadık Unutturmayacağız!

Unutmadık.. Unutturmayacağız !” bu sloganı birçok farklı olayda duymuşsunuzdur muhakkak. Hangi olaylarda ne amaçla yazıldığı hususuna hiç girmeyeceğim. Fakat unuttuğumuz unutulmayacakları düşündüğümde bu gayesiz davalarla unutturulmayanlar karşısında ne kadar güçsüz kaldığımızı anladım.
Nisyandan, unutuluştan gelen insan acaba neyi unutmamalıydı ? Başta Rabbini unutmamalıydı. Onu her daim gözeten, izleyen, bağışlayan, rızıklandıran, her saniyesini kaydeden ve bunlardan dolayı sorguya çekecek olan Rabbini unutmamalıydı. Rabbinin nimetlerini unutmamalıydı.Allah (cc)’ın “Habibim” dediği iki cihan serveri Hz. Muhammed (sav) ‘i unutmamalıydı. O’nun(sav) Rabbinden getirdiklerini, Allah’ın emir ve yasaklarını, kanunlarını, kurallarını anlatan Kuran-ı Kerimi unutmamalıydı, anlamalıydı, okumalıydı, yaşamalıydı.  Ne gaye ile dünyaya gönderildiğini sorgulamalıydı. Peygamberi Hz. Muhammed(sav)’in yaşadıklarını okumalıydı.

Eğer unutmayacaksa bir insan namaz kılarken başına deve işkembesi atılan ve buna rağmen onlara beddua etmeyen Efendisi(sav)ini unutmamalıydı. Taif’te taşlanan, Kabe’ye hasret bırakılan, Yesrib’ten Medine çıkaran, her haksızlığa karşı adaletli, merhametli davranan Peygamberini unutmamalıydı.

Birilerini nezaket timsali olarak gözlerinde büyütüp ütopik karakterler oluşturan, İslamiyet kadınları eziyor diyerek İslamiyeti anlamayan kişiler ; kızı geldiğinde ayağa kalkan, kızların diri diri gömüldüğü bir zamanda  kız  çocuklarını bu vahşetten kurtaran, Allah’ın annelerin ayağının altına Cenneti serdiğini müjdeleyen , namazda sırtına çıkan torunları incinmesin diye secdesini uzatan, savaşta askerlerine kadınlara, yaşlılara, çocuklara ilişmeyin diye uyaran ve her savaştan evvel önce barış yolunu bulmaya çalışan ve düşmanlarının bile hiç yalan söylememesi ve emanete hıyanetlik etmemesi sebebiyle “Muhammed-ül Emin” yani güvenilir Muhammed dediği bir Peygamberi tanımıyorsa asıl onlara tanıtmalı asıl onlara unutturulmamalı.

Unutmayacaksa bir insan her ezanda Bilal-i Habeşi’nin islamiyeti kabul ettiği için efendisinden çektiği çileleri unutmamalıydı, kayalarla üzerine bastırıldığında bile “Ehad” diye bağıran o Bilal-i Habeşi unutmamalıydı. Unutmayacaksa Musab bin Umeyr’in haramdan kaçışını, kendisine mendil sallayan kızlara dönüp bakmayışını ve onca zenginliği İslam için, iman için terk eden bu genci n sonunda  kefenleyecek kadar bir bez bulunmayınca vücudunun bir kısmına otların konulduğunu unutmamalıydı.Unutmayacaksa bir insan Hz. Ebubekir’in dostluğunu, Hz. Ali’nin şehadetini, Hz. Osman’ın edebini, Hz. Ömer’in adaletini, sahabelerin İslamiyet uğruna çektikleri çileleri unutmamalıydı. Kerbelayı unutmamalı, Ebu Cehilleri unutmamalı.. Unutmamalı ki yeni Ebu Cehiller türemesin, yeni Kerbelalar yaşanmasın..

Bakın İsrail’e Ebu Cehili dahi aklayacak kadar kirli elleri.. Müslümanların mabedine giriyor, Mescidi Aksa’ya giriyor, Kuranları atıyor, Müslümanlara zulmediyor peki biz ne yapıyoruz kınıyoruz… Niye? Çünkü o kadar çok derdimiz var ki şimdi bide bunlara bulaştırmasınlar bizi unutalım gitsin ne olur ki. Zaten  böyle gelip böyle gitmedi mi. Bizim dertlerimiz var, vizelerimiz var, 5 çaylarımız ve sızısı bir türlü geçmeyen aşklarımız var..

Televizyonda Mescidi Aksa’yı gördüğünde ah vah diyen ama eli duaya kalkmayan kardeşim, yalnızca küçücük çocukların İsrail askerlerine diklenişini direnişini gösteren videoları sosyal medyada yayınlamakla kendini aklayan kardeşim , bir bizimle mi düzelecek başka ülke mi yok  diyen kendine Müslüman kardeşim ve seni unutmam, unutamam diye arabeskin dibine vuran,  aşkın en acılı yanı denk gelmiş olan kardeşim sen de bir bak bakalım neyi, kimi unutmamalısın.. Layemut değilsin ey güzel kardeşim başı boş değilsin, bir dur, bir düşün nesin, necisin, nereye gidicisin.. Sonra sor kalbine unutulmayacakları.. Ve deki Hakk’ı unutmayacağım, unutturmayacağım !
Gülbari Arslan
RisaleAjans

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: