Üstad Bediüzzamanın Hayatından Önemli Meseleler

** Bediüzzaman hazretleri Nurs köyünde doğmuştur…

** Annesinin adı Nuriye hanım babasının Sofi Mirza’dır…

** Küçüklüğünden beri haksızlığa tahammül edemediğini, kendisinin başarısını çekemeyen medrese arkadaşlarının, ona saldırmaları karşısında cesaretle karşı koyduğunu…

** O zamanki medreseler arasında cesaretli yiğit, gözünü budaktan sakınmayan biri olarak nam saldığını…

** Babası Sofi Mirza yabancı tarlalardan geçerken hayvanların ağzını o tarlaların mahsulünü yememeleri için bağladığını…

** Annesi Nuriye Hanımın onu abdestsiz emzirmediğini ve temiz olduğu zaman teheccüd namazını terk etmediğini…

** Medresede bir gece hocalarının büyük talebelere, Bediüzzamanın da içinde bulunduğu bir guruba meşhurlarını göstererek, “Bunlardan gibi biri dini yeniden canlandıracak ama hangisi olduğunu bilmiyorum” demiş…

** Çok küçük yaşlardan zekât sadaka almadığını ve minnet altına girmediği gibi bu güzel haberi kendisi için başkaları diyorlar…

** Bir gece rüyasında Efendimiz a.s.m. gördüğünü ve Efendimiz ona Kur’an-ı çağa göre açıkla ve insanlara anlat demiş…

** Medrese şartlarına göre 20 senede ancak bitirilebilen kitapları 3 ayda bitirdiğini hocalar bildiriyorlar…

** Abisi molla Abdullah onu 80 kitaptan imtihan ettiğini ve aldığı cevaplardan sonra O’na talebe olduğunu öğreniyoruz…

** Medrese hocasının kendisi için “Zeka ile hafızanın bir insanda bu kadar aşırı bir şekilde toplanması çok nadirdir dediği” haber bizi şaşırtıyor…

** Siirt âlimleriyle yaptığı münazarada onların hepsini mağlup ettiğini ve sonra “Said-i meşhur” yani Meşkur Said dendiğini öğreniyoruz…

** Yediği yemeğin taneciklerini , yardımlaşmayı sevdiği için yemediğini ve cumhuriyetçi oldukları için karıncalara verdiğini öğreniyoruz…

** 13 yaşında iken o yörenin en zalimi olan Mustafa paşa yaptığı haksızlıklardan vazgeçirmeye ve namaz kılmaya çağırmasıyla meşhur olmuş…

** Mustafa paşa kendi âlimleri ile bir münazara yapıp, onları yenerse bunu kabul edeceğini kabul edeceğini söylemesi üzerine yapılan münazara da Bediüzzaman galip gelmesi ile herkesi hayrette bırakmış…

** Mardinden kendisini gütüren askerlere namaz vakti geldiğinde ellerinin çözülmesini istediğini, bu istek kabul edilmeyince, Bismillah deyip ellerinde ki kelepçe çözüldügünü… bunu nasıl yaptın sorulduğunda, “Bu namazın kerametidir demiş…

** 23 yaşındayken Bitlis valisi Ömer paşanın konağında 2 sene kalan Bediüzzaman Hz. Valinin 6 kızına hiç bakmamakla hangisi büyüğü hangisi küçüğü olduğunu bilmemekle ne kadar kuvvetli bir imana sahip olduğunu gösteriyor…

** Matematiğe dair bir kitap yazdığını ve 27 dereceden denklem çözmeleri yapabildiğini öğreniyoruz…

** Bu sıralarda üstün dehasından ötürü “Bediüzzaman” yani Zamanın eşsizi lakabını aldığını görünce Harika biri olduğunu gösteriyoruz.

** Bediüzzaman ezberlediği 80-90 kitabı 3 ayda bir defa ezberden tekrar ettiğini öğreniyoruz…

** Devrin Padişahı Abdülhamid’e doğuda Üniversite açılması için teklif verdiğini öğreniyoruz…

** İngiliz Avam kamarasında olan ve onlar Müslümanların elindeki Kur’an-ı Kerimi alırsak onları yenebiliriz demeleri üzere “Kur’anın Sönmez ve söndürülmez bir Nur olduğunu ben dünyaya göstereceğim ve ispat edecim” dediği, bu sırada 18 yaşında olduğunu hayretle öğreniyoruz…

** 1907 de İstanbulun kaldığı otelin dış duvarına büyük harflerle”Burada her soruya cevap verilir ama biz hiç kimseden soru sormuyoruz yazdığını ve gelen bütün ilim adamlarına mukni cevap verdiğini o zamanın gazeteleri baş yazılarla ilan ediyorlar…

** Kendisini çekemeyenler Tımarhaneye gönderiyorlar ve Üstad Oradaki Doktora: “Doktor bey, hasta doktora derdini anlatırsa tedavisi daha kolay olur” demesi üzere Doktor konuşmasına izin veriyor ve bir miktar konuştuktan sonra Doktor rapor yazıyor: “Eğer bu adamda zerre kadar  delilik varsa  Dünyada hiçbir akıllı adam yoktur” diyor…

***Yahudilerın  İstanbul temsilcisi Karosu ile görüştüğünü ve Karosu konuşmayı kesip yarıda bırakmış ve demiş “Eğer yanında biraz daha kalsa idim beni de müslüman edecekti” demiş…

** Tifliste karşılaştığı Rus polisine, O anda Müslümanların hali çok kötü durumda olduğu halde, Polise: Dünyaya Müslümanlar hakim olacağını söylüyor…

** 1915 li yıllarda doğuda talebeleri ile Ruslarla savaştığını, Rusların Bediüzzaman ve Talebelerini görünce “Keçe külahlılar geliyor” diyerek kaçtıklarını, onun cesaretini gösteriyor…

** İstanbul Kağıthane semtinde 2 arkadaşı ile yaptığı kayık gezintisinde, çevrede yüzlerce hanım olmasına rağmen bir kez olsun onlara bakmadığını ve sebebini soranlara “Lüzumsuz geçici zevklerin akıbeti elemler teessüfler olmasından istemiyorum” demiş…

** 1922 yılında Ankaraya geldiğini ve Millet Meclisinin kendisini resmi tören ile karşılaması büyük bir meseledir…

** Ankarada Mustafa Kemal ile görüştüğünü…

** Mecliste yaptığı konuşmadan sonra 60 millet vekilinin namaza başladığına o konuşma sebep olmuş…

** Gençliğinde 10 sene kaldığı İstanbul’da bir defa olsun her hangi kadına bakmadığını öğreniyoruz…

** Talebelerinin anlattığına göre her gece mutlaka teheccüde kalktığını ve her gece 4-5 saat dua ettiğini duyunca hayret ediyoruz…

** 1926 de başlayıp ve 28 sene çileli hayatı sürmekle Risale-i Nurları telif etmesi ile o çileleri bereketlendirmesi…

** Barlada kaldığı 8,5  sene  zarfında Risale-i Nurların dörtte üçünü telif etmiş Elhamdülillah…

** Üstadımız ilk yazdığı Risale “Haşir Risalesidir”  denilen onuncu söz olduğunu… İçinde 300 kadar mucize ve bir o kadar da isim geçtiğini Peygamberimizin a.s.m. anlatan 19. Mektubu telif ederken Üstadımızın yanında Kur’anı Kerimden başka hiçbir kitap olmadığını ve bu özelliğin tüm Risale-i Nurlar yazılırken de geçerli olduğu ispatlanmıştır…

** Zamanın Ankara Valisi Nevzat Tandoğan Üstadın Sarığını çıkarması ve şapka takması istemesi üzere eliyle boynunu göstererek “Bu sarık bu başla beraber çıkar” demiş Üstadımız Hz…

** Üstadımız 19 defa din düşmanları tarafından zehirlendiğini ve bir defasında çok şiddetli bir zehirin etkisi ile 1 hafta aç ve susuz ve halsız bir şekilde hastalandığını, fakat bu durumda bile bir defa dahi bile Namazını terk etmemiştir Üstadımız Hz…

** Üstadımızın Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz Hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” diyebilmiştir…

**Üstadımıza leke sürmek isteyenler bir sarhoşa Said’in hizmetçisi buradan bir rakı aldı diye bir kağıda yazıp sarhoştan imzalatmak istemişler,fakat sarhoş adam: “Tövbeler olsun bu yalanı kim imza eder” demiş…

** Üstadımız hapishanede kaldığı zaman, en azılı katiller ve caniler de namaza başladıklarını öğreniyoruz…

** Kendisini defalarca hapseden ve defalarca zehirleyen, eza ve cefa veren insanlara hakkını helal edecek kadar alicenap biri idi Üstadımız Hazretleri…

** Üstadımız Mektübat’da “Rıza-i küfür küfür olduğu gibi zulme rıza dahi zulümdür demiş…

** Günde 1,5-2 saat uyuduğunu ve geceleyin ibadet ile geçirmiştir…

** Üstad hazretlerinin “Tembellik, hastalık, yoğunluk ve havalecilik nefsin desisesidir” ve bu huyları hiç sevmediğini hayatında göstermiş…

** Üstad Hazretleri ”Evlatlarım, Risale-i Nur dinsizlerin komunistlerin masonların belini kırmıştır. Risale-i Nur daima galiptir. Kat’iyyen merak etmeyiniz. Yeter ki siz Risale-i Nura sadık kalın demiştir…

** Üstadımız Risale-i Nurları telifi zamanında “Eğer mümkün olsa idi Risale-i Nurun 1 sayfasının yazılması için 10 altın verecektim diyebilmiştir…

** Bir gün Üstadımız Barladan geçerken, “Bu zamanda niye ihtiyaç varsa Risale-i Nurda mutlaka ona cevap bulacaksınız” demiştir…

** Nur Üstadımız biz Risale-i Nur okuyarak iman tazeliyoruz demiştir…

** Üstadımızın odasında karyolasının yanında 4 metre uzunluğunda 1 metre eninde dua çerçevesi olduğunu ve her gece o mübareklere dua ettiğini Ağabeyler anlatır…

** Üstad hazretleri  Emirdağ’ına 3 km. kalsa bile namaz vakti gelince hemen arabayı durdurup namazını evvel vaktinde kılarmış…

** Üstad hazretleri Risale-i Nurları evrad makamında da okuyabilirsiniz demiş…

**Üstad Hazretleri ihtiyaç duyduğumda 200 bazen 400 ayeti kerime imdadıma geliyor demiş…

** İki rekât teheccüd ve duha namazlarını kar kış demeden kılarak asla terk etmezmiş…

** Üstad hazretlerinin Mektübat adlı eserinde” Mevcudiyetimizin hamisi olan islamiyetten elini gevşetme; dört el ile sarıl, yoksa mahv olursun demiş…

** Nurlu Üstadımız”İslamın tek bir hakikatı için binler başım olsa feda etmeye hazırım” demiş…

** 23 mart 1960 Çarşamba  günü İslam Dünyasında bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinin idrak edildiği gece, Bediüzzaman Urfada ipek palas otelinin 27 numaralı odasında Rahmeti Rahmana kavuştuğunu biliyormuydunuz?

İslamiyete  adanmış her türlü  eziyet ve zulum altında imanın izzeti ile yaşanmış 83 yıllık bir ümrün sonu… Bir otel odasında… Evsiz barksız… Geriye dünya namına hiçbir varlık ve mal bırakmadan…Rahat yüzü görmeden…Ama her an Allah (c.c ile Resulullah a.s.m. ile ve onların sevdikleri ile birlikte… İman hizmeti yolunda her türlü hapis, sürgün ve işkencelere  katlanarak karanlığı dağıtan Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bizlere yüreğimizi ısıtan bir müjde bırakıp gitti. Oda şudur:

“ÜMİTVAR OLUNUZ! ŞU İSTİKBAL İNKİLABATI İÇİNDE EN YÜKSEK GÜR SADA, İSLAMIN SADASI OLACAKTIR…”

İNNA LİLLAH VE İNNA İLEYHİ RACİUN

Allah hepimizi Onun has şakirtlerinden eylesin. Ve ahirette şefatçımız olmasını nasip ve müyesser eylesin   AMİN

Çok mühim bu Nurları sizinle paylaşma arzusunda olan:

Abdülkadir Haktanır

www.NurNet.org