Üstad’ın Dilinden Kur’an Dinleyişi (Şiir)

İstanbul’daki Bayezid Camisine gitmiştim
Oradaki hafızlardan Kur’anı dinlemiştim

Camide bulunan hafız ayetler okuyordu
Okuduğu bir ayette Kur’an şöyle diyordu:

“Muhakkak ki her bir nefis ölümü tadıcıdır”
Bu ayet çok doğru amma insana çok acıdır

Çünkü burda belirtiyor beşerin fenasını
Ve yaşayan zihayatın hepsinin vefatını

Bu söz kulağıma girip ta kalbime yerleşti
Gaflet uykusunu deldi ve paramparça etti

Camiden dışarı çıkıp birkaç gün öyle gezdim
Başımda duman var gibi kendimde öyle sezdim

Aynada saçıma baktım gördüm beyaz kılları
Sanki “Dikkat et” diyorlar uyarıyor kulları

İşte o beyaz kılların bariz ihtarlarıyla
Gençliğim elden gidiyor bütün yoğu varıyla

Âşık olduğum bu dünya sönmeye yüz tutuyor
Onu çok sevdiğim halde “Uğurlar olsun” diyor

Demek ki bütün zihayat ilk evvela ölecek
Ve sonra dar-i bekada cümlesi dirilecek

Bu halet-i ruhiyeyle baktım vaziyetime
Medar-i ezvakım olan sevdiğim gençliğime

Zevklerin kaynağı olan parlak hayat gidiyor
Zahiri dehşetli ölüm gelmek için bekliyor

Kendimi avutmak için sosyal hayata baktım
Güya nefsime teselli arayıp bulacaktım

Gördüğüm iltifatların hiç olmadı faydası
Gelebilecekleri yer en son kabir kapısı

Anladım ki bütün bunlar geçici sersemliktir
Hiç biri teselli vermez tamamı o anlıktır

Yine tam uyanmak için gittim ayni camiye
O hafızların ağzından Kur’anı dinlemeye

Şimdi o semavi dersten aldım Kur’an müjdesi
Bu “Mü’minleri müjdele” Ayet-i Kerimesi

Kur’andan aldığım feyzle teselli bulmuş oldum
Hakka yüz bin şükür olsun dermanımı da buldum

Hakiki zulmet içinde sönmeyen nuru buldum
Hakiki dehşet içinde bitmez teselli buldum

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org