Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar

Sizce ‘yalnızlık’ dedir? Bence yalnızlık; Allah’tan uzak kaldığın her dakikadır. Etrafınıza bakarsanız yalnız hisseden milyonlarca insan göreceksiniz. O halde Rabbin’den uzak kalmış milyonlarca insan var demek oluyor bu.. Çünkü Allah’ı layıkıyla tanıyan bir insan ‘ben yalnızım’ demeye haya eder. Çünkü bilir ki O’na şah damarından daha yakın BİRİ vardır.. (Biz insana şah damarından daha yakınız.. Kaf/16) Kalbinin her zerresinden geçen duyguyu, işiten ve bilen..
 
Ama Burcu abla ben öyle bir yalnızlıktan bahsetmiyorum dediğinizi duyar gibiyim. Evet her canlı bir eş arar. Yanına can yoldaşı olsun ister. Ama ben eşiyle birlikteyken de yalnız olduğunu söyleyen insanlar gördüm peki buna ne diyeceksiniz? Çünkü onlar birbirlerini Allah için değil nefisleri için sevmişler. Kalpleri bu yüzden tatmin olmamış. Sadece dünyevi hayaller üzerine kurulan evlilikler çürük bir binanın üzerine kat çıkmak gibi.. Sarsılmaya belki de yıkılmaya mecbur.. Bir süre canım cicim ayları geçtikten sonra her şeyin rengi değişiyor tabi.. Sonra radyo da bir şarkı; Birlikte ama yalnız, iki yabancı.. 
 
Ebed için yaratılmış ruhunu ”Seni ölene kadar seveceğim..” diyenler anlayamaz. O ne komik cümledir ya. Biz inananlar ölümden sonra da bir hayatın bizi beklediğini biliriz. Ne yani sana olan sevgisi sadece ölene kadar mı? Eee bu tarafın bir de ebedi olan öbür tarafı var. Bu demek oluyor ki; Ya Allah’a tam iman etmiyor ya da sana olan sevgisi kocaman bir YALAN’dan ibaret. Kabir kapısına kadar bir sevgi bize gelmez kardeşim. Biz sonsuza programlı yaratılmışız. Ebed ebed! diye inleyen ruhuna bir sor o da aynı şeyi istiyor, eminim..
 
Demek ki biz insanlar yalnızlığın çaresini başka yerler de başka kapılarda arıyoruz.Yani Mevla varken Leyla’nın kapısını çalıyoruz. Fark ettiniz mi her kapı çalındığında açılmıyor. Yanımızda sandığımız insanları çoğu zaman yanımızda bulamıyoruz.Bir de harama girdiğimizle kalıyoruz(!) Peki ama neden?
Ben diyorum ki; Faniyim fani olanı istemem.. O halde bana BAKİ ve her daim diri olan, hiç uyumayan, kalbimi bilen, rızkımı veren, gözyaşımı silen, beni seven ve sevdiren, her ihtiyacım olduğunda anında cevap verebilen bir SEVGİLİ lazım.. 
 
O halde yalan sevgiler peşinde koşmak niye kardeşim? Eğer helalin değilse, eninde sonunda firak elemi çekeceksin işte. Bu kuraldır; ”Gayr-i meşru bir muhabbetin neticesi merhametsiz bir azap çekmektir”
 
Üzüldüğünde kalbine eli yetişebilen bir kişi söyle bana. O zaman susacağım. O zaman yazmayı bırakacağım. Yok işte yok. Allah’tan gayrı eli kalbimize yetişebilen başka hiç bir kimse yok.. İnsanoğlu acayip. Allah sana o kalbi sev diye vermiş sen acı çekmek için kullanıyorsun. Peki hiç sevmeyecek miyiz? Elbette seveceğiz. Ama Allah namına seveceğiz. O’nun verdiği sonsuz sevme kabiliyetini tutup bir faniye vermeyeceğiz, BAKİ olana GERÇEK SAHİBİNE vereceğiz. Sonra gelsin mutluluklar.. O zaman göreceksiniz ki ne acı ne de keder.. Formül bu kadar basit aslında. 
 
Bunu bir misalle anlatmak gerekirse; Bir musluk düşünün ağzı çok geniş. Açtığınızda yarım saatte Akdeniz’i dolduruyor. Orada ki tazyiki hayal edin. Ama ben tutup o musluğa bahçe hortumu bağlıyorum.Yamalı falan bağladım. Açıp bahçemi sulayacağım. Sizce ne olur? Tabi ki hortum tazyike dayanamaz ve patlar bahçemde tarumar olur. Şimdi bu misali neden verdiğimi merak ediyorsunuzdur. Aynen öyle de; Senin kalbin o musluk gibi Akdeniz’i dolduracak sevgiye sahipken sen yamalı bir haram sevdayı o musluğa bağlarsan sonucunda aynen böyle bahçe misali tarumar olursun..
 
İşte güzel kardeşim, kırık dökük bir haram sevda insanı böyle darma duman ediyor.. Sonsuz elemlerde ve merhametsiz bir azap içerisinde bırakıyor. ‘Yalnızlık’ denen şey işte tam bu noktada başlıyor. Dünya durdu zannediyorsun ama aksine dünya dönmeye devam ediyor. Allah namına olmayan sevdaların seni yerle bir ediyor. Sana şah damarından yakın olan Rabbin aklına bile gelmiyor..
 
 Ne diyor Sani zül celal Kur’an da ; ”Kalpler yalnızca Allah’ı anmakla mutmain olur” (Rad.28)
 
Rabbin apaçık sana bildirmiş işte. Niye başka kapılar çalıyorsun? Açsan bir baksan kalbine Allah’tan gayrı her şey var be kardeşim. Yamalı sevdalardan perişan olmuşsun. Bir de yalnızlık şiirleri okuyor , yalnızlık melodili şarkılar dinliyorsun. Ruhunun gıdası müzik olsaydı ölünce ruhuna fatiha değil şarkı okurlardı. Artık biraz düşünme vaktin gelmedi mi!?
 
“Kulum, Beni andığı ve dudakları benim için kımıldadığı an Ben kulumla beraberim” diyen bir Allah’ın ‘yalnızım’ diyen vefasız kullarıyız.
 
Ey varlık içinde yokluk çekenler!
Deniz kenarında gezip , susuzum diyenler..
”Biz insana şah damarından daha yakınız” diyen Rabbin,
Sözü size ulaşmadı mı?..
Burcu Ercivan – risaleajans.com

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: