Yanlış bizdense ben bizden değilim

Cemiyet hayatına bakıldığında herkesin durduğu bir yer, bir çevre, bir konum, bir görünüm vardır.

Kimileri yanlış yerde yanlış işlerin içerisinde, kimileri doğru yerde doğru işlerle meşguldür.

Bir de doğru yerde yanlış işler yapanlar, yanlış yerde, ama doğru olanlar vardır ki bu durum sosyal problemlerin ve kafa karışıklıklarının en baş sebeplerindendir.

Kişinin sadece doğru tarafta yer alması yetmez. Doğru tarafın gerekleri olan doğru vasıflar ve işlerle mücehhez olunmadığı sürece vizyonu kirleten bir vebal taşınacaktır.

Doğru tarafta olmanın fanatikliği ve taassubuyla yanlış işler yapanlar, yanlış tarafa doğru insanları itmiş olacaklardır ki bu da başka bir vebaldir.

Bu yüzden bulunduğunuz tarafın doğru olması, her zaman sizin de iyi olduğunuzu göstermez veya yanlışın içinde olup iyi insanların olabileceği gerçeğini de setretmez.

Peki neden iyiler ve doğrular doğruların safında birleşemiyor. İşte bunun en büyük müsebbibi doğruda bulunanların doğru işler yapmamasıdır.

Doğruların ve iyilerin imtihanı zordur. Çünkü iyiliğe bağlı gelişen sıfatlar çoktur. Oysa kötülük ve yanlış kolaydır. Ayrıca doğru olmanın ve doğru safta kalmanın da bir bedeli vardır ve bu bedeli ödemeyi gerektirir.

Doğru tarafta olanların işleri ağırdır. Zira hem kendi saflarında bulunan çürüklerle, kötülerle mücadele etmesi gerekir, hem de yanlıştaki iyileri celp etmesi, çekmesi gerekir. Bunun için de doğru taraftakilerin her halleriyle doğru olmaları çok mühimdir.

Şu da var ki doğru yerin doğruluğu sadece kişinin kendi aklıyla anlayabileceği bir durum değildir. Çünkü ahir zaman gereği iyiler ve kötüler birbirine karışmıştır. Oysa siyah ve beyaz gibi birbirinden ayrı olması gerekir. Lâkin bugün pek çok şey grileşmiştir. Doğru safın doğru tesbiti ancak güçlü bir şahs-ı manevî ile mümkündür. Velev ki bu şahs-ı manevî havuzunun içerisine, yanlış düşse bile o büyük Kevser-i havuz kirleri temizleyecektir.

Doğru yerde yanlışların sayısı artmışsa bu daha da tehlikelidir. Zira buradaki doğru kendi tarafındakilerden bile yara alır ve sevilmez hale gelebilir.

Bazen doğru tarafta olmanın fanatikliğine kapılır insan. Hep doğrunun ve haklının kendi tarafında olduğunu düşünmek bir fanatizmdir. Duyguların hakim olduğu mantığın, esasların, hakikatlerin geri plana atıldığı durum her ne olursa olsun fanatizmdir.

Hasılı; yanlış yerde doğru insanların bulunmasının bir sebebi de doğru yerdeki yanlışlardır. Bu yüzden sadece doğru yerde olmak yeteli değildir. Taraf olmak, doğrusuyla yanlışıyla savunmak demek midir?  Yani yanlışa doğru mu demektir.  Elbette hayır. İşte sıkıntı buradan başlamaktadır. Doğru tektir. Hangi safta bulunursa bulunsun doğruların etrafında bir şahs-ı manevî oluşacaktır.

Yasemin YAŞAR

www.nurnet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: