Yavuz Selim’in Alevi katliamı kuyruklu yalandır!

Tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu, Yavuz Sultan Selim döneminde Alevi katliamı iddialarının kuyruklu bir yalan olduğunu söyledi. Bahadıroğlu, “Yerli ve yabancı hiçbir kaynakta böyle bir belge yoktur. Bu iddiaların çoğu İran Safevi Devleti kaynaklıdır. Bir de İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim’e biat etmiş ve ondan sonra ideal birliği sağlanmıştır.” dedi.

Moral FM’de Fethi Çağıl’ın sunduğu Radyobüs programına katılan tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu, İstanbul’a yapılacak 3. köprünün isminin Yavuz Sultan Selim verilmesi üzerine bazı yazar ve yayın organlarının ‘Yavuz 40 bin Alevi’yi idam etti’ iddialarını değerlendirdi. Bahadıroğlu, Yavuz Sultan Selim’in 40 bin Alevi’yi katlettiği iddialarının bir zan ve fikirden öteye gitmediğini belirterek “Bunu yapanlar kendilerini muhalefet yapmakla yükümlü sayan bir gruptur. Sosyal medya ya da tweet diye tarihte bir kaynak yok. Bunlar ciddi meseleler. Burada uzmanlık gerektirir.’’ diye konuştu.

Bahadıroğlu, bu iddiaların gerçek olabilmesi o dönemin şehir ve toplum yapısının çok iyi bir şekilde araştırılarak şu bilgileri verdi: O dönemin şehirleri 3-5 bin kişiliktir. En büyük şehirler 10 bin kişilik falan. O dönemin köyleri ise 40 kişilik guruplar halinde. Şimdi 40 bin Alevinin kesilmesi 15 tane şehrin yok edilmesi anlamına geliyor.  Peki, o dönemden bugüne kadar o bölgelerde kaç tane yol ve inşaat yapıldı. Bu öldürüldüğü iddia edilenlerin  kemiklerine ulaşılabildi mi? O kadar kemik nereye gitti? Yavuz Sultan Selim’le ilgili bu iddialar zan. Zaten Türkiye’yi batıran da zandır. Bilimin olduğu yerde senin fikrinin ve zannının bir anlamı yok ki! Bilim konuştuğunda senin susman gerekir. Ciddi kaynaklarımızda ve tarihçilerin belge saydığı hiçbir kaynak böyle bir şeyi doğrulamıyor. 40 bin kişinin 10 bin kişinin öldürüldüğü bir belge yok. Ama iddia var. Vergi gelirlerinin düşmesi ve toplu mezarlarının bulunması var.”

Bahadıroğlu, “Kendilerini muhalefet yapmakla yükümlü sayan bir gruptur. Sosyal medya ya da twet diye bir kaynak yok.” ifadesini kullanarak tarihi kaynaklarla değil de zan ve fikirler üzerine yorumlayanlara “Bunlar ciddi meseleler. Uzmanlık gerektirir. Bilip bilmeden herkesin yorum yapması doğru değil. Tarihi de tarihçiler belgelerle tartışmalı.” diyerek sert çıktı.

Bahadıroğlu, Yavuz Sultan Selim’in çok idealist bir padişah olduğunu belirterek “Sırf Anadolu elden gidiyor, diye babasına iç darbe yapmıştır. O dönemde Şah İsmail Anadolu’da çok fazla hakim olmaya başlayınca devletin elden gideceğini düşünmüştür. Sırf ittihadı İslam yüzünden bunları yapmıştır. Ayrıca Büyük İskender’in geçemediği çölü 13 günde geçmiştir. 8 senelik padişahlık hayatına 80 seneyi sığdırmıştır. Padişahlığı ateşten bir gömlek olarak giymiştir.” diye konuştu. “Sürekli Yavuz Sultan Selim’i konuşanlar neden Şah İsmail hakkında bir şeyler söylemiyor?” sorusunu soran Bahadıroğlu, açıklamalarına şöyle cevap verdi: “Şah İsmail’in öldürdüğü on binlerce Sünni’den kimse neden söz etmez? Annesini öldüğüne dair çok ciddi iddialar var. Kafatasından şarap iddiası var. O dönemde Şah İsmail mezhepçilik yapıyor. Hem şeyh hem de hükümdar. Neymiş çok güzel Türkçe şiir yazmış. Ama o dönemde Şah İsmail’in aklı fikri Anadolu’da. Bir de Şah İsmail’in Müslümanlığı bizim bildiğimiz gibi bir Müslümanlık değil. Allah kavaramı da bizim bildiğimiz gibi değil. Şah İsmail kendisini O’nun yanına koymuş. Niye Osmanlı uleması İbn-i Kemal ve Hamze Bey gibi çok ciddi bir âlem ‘Bunlar kâfirdir’ emri verdi. Bunun yanında ‘Osmanlılar kâfirdir’ hükmünü kendisi veren Şah İsmail’de Anadolu’ya gelmiştir. Kendisinin getirdiği bir din var. O kadar ordunun içine girmiş ki Çaldıran yolunda Yavuz Sultan Selim’in çadırına kurşun yağdırdılar. Eğer Yavuz Sultan Selim, gözü kara bir padişah olmasa ve askerin içine atını sürmese farklı olabilirdi.”

Moralhaber.Net