Yemeğin tadına bakmak, diş fırçalamak, kolonya koklamak orucu bozar mı?

Soru: Ramazan’da iftar yemeği hazırlayan hanımlar, pişirdiği yemeğin dil ucuyla tadına tuzuna bakıyor, sonra da dilinin ucundakini tükürüyor, dişlerini fırçalıyor. Bunlar orucu bozar mı?..

Cevap: Bu gibi şüpheli durumlarda dikkat edilecek temel ölçü şudur: Gerek dil ucuyla yemeğin tadına, tuzuna bakmada, gerekse diş fırçalama sırasında boğazdan aşağıya bir şey kaçıyor mu? Mühim olan budur. Bu ölçü ile baktığımızda şöyle diyebiliriz:

– Oruçlu hanım, pişirdiği yemeğin tadına tuzuna dil ucuyla bakar da, sonra dili ucundakini boğazından aşağı kaçırmaksızın dışarıya atarsa, yeme de yok, içme de… Öyle ise bununla oruç bozulmaz. Diş fırçalama da böyledir. Boğazından aşağıya macun parçası veya su kaçırmazsa orucu bozulmaz, kaçırırsa bozulur. Çünkü boğazdan aşağıya bir şeylerin kaçması halinde yeme ya da içme gerçekleşmiş olur, oruç bozulur; ancak hata ile bozulan bu orucun kazası gerekir, kefaret yüklenmez.

Böyle şüpheli durumlarda oruçlu kimseler, orucu bozma tehlikesi taşıyan davranışlardan uzak kalsalar, daha isabetlisini yapmış olurlar. Yemeğin tadında tuzunda bir eksiklik olursa, yemeği yiyenler bunu tabii bulmalı, oruçlu hanımı dil ucuyla da olsa pişirdiği yemeğin tadına tuzuna bakmaya mecbur bırakmamalılar, diye düşünmek de mümkündür.

Soru: Oruçlu kimsenin esans, kolonya, gül gibi şeyler koklaması orucu bozar mı?

Cevap: Kokular orucu bozmaz. Ancak oruçlu kimsenin bozar mı bozmaz mı, diye şüphe ettiği şeylerden uzak durması, vesveseden kurtaran, yerinde bir dikkat ve tedbir olur.

Soru: Abdest alırken, yahut havuzda, banyoda yıkanırken boğazından aşağıya su kaçtığını anlayan kimse, orucum bozuldu, tutmaya gerek kalmadı artık diyerek o gün orucunu böyle bir zanna dayanarak yese, bu kimse kefaret mi yüklenmiş olur? Yoksa sadece yediği günün orucunu mu tutması gerekir?

Cevap: Normalde başladığı Ramazan orucunu mazeretsiz bilerek yiyen kimse, kefareti yüklenmiş olur. Ancak bu kimse orucunu (kasten) yemiyor da, artık orucum bozuldu tutmak gerekmez (zannıyla!) yemiş bulunuyorsa, bu (zan!) onu kefaretten kurtarır, yediği günü sonra kaza etmekle kurtulur, diyenler çoğunluktadır.

Soru: Sahura kalkan kimse, yıkanması gerektiğini anlasa, ne yapacak? Yıkanmaya girse sahur vakti geçecek, aç kalacak; yıkanmadan yemek yese cünupken yemek yemiş olacak?

Cevap: Sahurda gusletmeye mecbur kalan kimse yıkanmaya vakit bulamazsa ekmeğe değen elini, ağzını yıkar, normal olarak sahur yemeğini yer, sonra da bulduğu fırsatta guslünü yaparak orucuna devam eder. Cünupluk hali, sahur yemeye ve oruca niyetlenmeye mani olmaz.

Soru: Özel halinin bittiğini anlayan hanımın namaz kılma mükellefiyeti, o halin bittiğini anladığı andan itibaren mi başlar, yoksa daha sonra guslettikten sonra mı başlar?

Cevap: Özel halinin sona erdiğini anladığı andan itibaren namaz mükellefiyeti başlar. Yıkandıktan sonra kalmışsa kılamadığı o namazlarını kılması gerekir.

Ahmed Şahin / Zaman Gazetesi