Aidiyet Oluşumu Yazısı Dizisi-2

Aidiyet oluşumunda patolojik ya da normal-sağlıklı aidiyetin oluşumunda üç tane temel etkenden bahsediyoruz. Bu üç temel eylem gerçekleşiyor ise o zaman sağlıklı bir aidiyetin oluştuğunu söyleyebiliriz. Peki, nedir bu üç temel eylem?
“Fiziksel birliktelik”, “Sosyal birliktelik” ve “Duygusal birliktelik”…

Her birini tek tek açalım.

1. Fiziksel Birliktelik

Fiziksel birliktelik var ise aidiyet duygusu var olmaya başlar. “Anne babanın bir numaralı görevi nedir?” diye bir soru sorulsa ya da bir baba kendine “Ben bir kocayım, ben bir babayım, yanımda bir kadın var, çocuklar var, ben aslında kendime aile içerisindeki bir numaralı görev olarak neyi tanımlayayım?” diye soracak olmuş olsa, ben bir pedagog, bir aile danışmanı olarak, çocuklarla bu kadar yakın temasta ve insan yaşamını bir süreç içerisinde iyi gözlemlediğini düşünen birisi olarak şunu söylerim, bir kocanın kendisinde vazife olarak göreceği şey; “aile bütünlüğünü sağlayabilmek” olmalıdır. Bir annenin en büyük özelliği de aile bütünlüğünü koruyabilecek zihinsel ve fiziksel bir yapıyı destekliyor olmasıdır.

Baba ve annenin en önem göstereceği şey, çocuklarıyla aynı fiziksel ortam içerisinde bulunmak olmalıdır. Evin içerisinde anne baba çocuk birlikte olmaktan, etkinlikler yapmaktan, tiyatrolar oynamaktan, bir şeyler anlatmaktan, baba ayağa kalkıp kendi çocukluğunu hikaye etmekten, anne; “Bugün ne oldu biliyor musunuz?” diye evin içerisinde şen şakrak olmaktan, çocuk okul hayatını anlatmaktan, aynı fizik ortamı içerisinde bulunmaktan keyif almalı…

Ev zaten çerçeveleri belli olan bir ortamdır. Ancak bu ortamın içerisinde aile üyeleri aynı fiziksel mekânı kullanmıyor. Çocuk gitmiş odasında televizyon seyrediyor, hanım gitmiş içerde bulaşıklarla uğraşıyor, adamcağız da oturmuş televizyon seyrediyor. Baktığımız zaman burada fiziksel birliktelik yok. Aidiyet duygusunun oluşabilmesi için en temel şart aile üyelerini günlük olarak en az 2 saat birlikte vakit geçiriyor olmasıdır.

Yemek bir ortaklaşa kullanım alanıdır ve bu ortaklaşa kullanım alanında insanlar açlık duygusuyla bir araya geliyorlar. Eğer baba arayıp telefonda “Ben geç kalacağım siz yemeği yiyin” diyorsa veya fiziksel birlikteliği oluşturan açlık ihtiyacı anne tarafından bir fırsata dönüştürülmüyorsa o zaman burada fiziksel birlikteliğin eksikliğinden kaynaklanan bir aidiyet eksikliği vardır deriz.

Evin içerisinde anne çocuğuyla birlikte oyun oynayamıyorsa fiziksel birliktelik yoktur. Annenin çocukla oynaması, anne çocuğu oynatsın anlamına gelmiyor. Oyun sayesinde çocuğun anneyle fiziksel bir birlikteliğinin oluşması anlamına geliyor. Neden fiziksel birliktelik? Çünkü kim kimin yanında bir süre kalırsa ona duygusal yakınlık duyar. Fiziksel birliktelik aidiyet duygusunun oluşmasını beraberinde getirir. Aynı fiziksel ortamı kullanıp da kişinin birbirini reddetmesi hemen hemen neredeyse imkânsızdır. İş yerinde de öyle, mesela kişiler aynı ortamı kullanıyorsa, aynı ortamı kullanıyor olmaktan kaynaklanan bir aidiyet duygusu oluşur.

“Bizim mahalle, karşı mahalle…” denir mesela, çünkü aynı mahallede oturanlar bir fiziksel ortamı ortaklaşa kullanıyorlar. Fiziksel birliktelik nereyle varsa aidiyet orayla oluşur.

Şöyle bir açılım yapacak olursak, çocuklarda gördüğümüz bazı davranış bozuklukları var. Örneğin bir çocuk koluna dövme yaptırmak istiyor, anne de diyor ki; “Benim kolumda dövme yok, babasında yok, bizim sülalede yok hocam…” Ama çocuk dövme yaptırıyor.

Bu şu anlama gelir: Eğer çocukla bir aidiyet duygusu oluşturulamamışsa, çocuk fiziksel olarak anne-baba ile beraber değil de, başka bir mekânda başka birileriyle günlük en az 2 saatini geçiriyor ise çocuk o zaman oraya aidiyet hissetmeye başlar. Anne-baba eve geldiğinde çocukla birlikte keyifli ve huzurlu vakit geçirmiyorsa, cep telefonuyla oynuyorsa, kumandayla televizyonda kanaldan kanala geçiyorsa, bu çocuklar kopuk olur, kopuk olunca bir süre sonra şu problem yaşanır, tesir kalmaz. “Yapma” dediğin şeye bir süre sonra “Ne var ki?” der çocuk, “Herkes yapıyor” der…

“Herkes yapıyor ki!” sözü çocuğun başka bir yerle aidiyet kurdu anlamına gelir.

Günlük fiziksel birliktelik ihtiyacı minimum 2 saat ile belirlenmiştir. Kişilerin en az 2 saat fiziksel olarak aynı mekânı kullanması, orada aidiyet oluşması için ihtiyaçtır.

Peki çocukla 2 saat birlikte oturup ders yapmak bir aidiyet oluşumu mudur?

Hayır asla değil, hatta çocukla iki saat oturup ders yapmak aidiyet duygusunu da kırar. Neden? Çünkü çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılandığı 1-2 saatlik birliktelikten bahsediyoruz. Çocukla zorlamalar ile bir şey yapmak değil, aynı ortamda aynı atmosferin içerisindeki keyifli iki saatten bahsediyoruz. Çocuğun “Baba bir şey anlatayım mı?” diye söze girdiği, annenin “Bir şey söyleyeceğim” diye ona karşılık verdiği bir fiziksel ortamın kullanılmasından bahsediyoruz.

-2.Sosyal Birliktelik Nedir? devamı yarın-

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: