Aidiyet Oluşumu Yazısı Dizisi-3

2. Sosyal birliktelik

Aidiyet duygusunun başladığı yaş 6’dır. Bundan önceki yaş dilimi aidiyete hazırlık dönemi, bağlanma dönemidir. Annesiyle güvenlice bağlanmış olan çocukla ilk 4 yaşta aidiyetin zemini atılmıştır. Artık çocuk bağlanabilmeyi öğrenmiştir, bir olabilmeyi öğrenmiştir. Çocuk anne ile bağlandığı kadar sağlıklı aidiyet ilişkisini de yürütecektir.

4 ile 6 yaş arasında geçen iki yıllık dönem de ‘onarım dönemi’ dir. Eğer bağlanmada bir problem varsa orada iki yıl boyunca çocuk kendini onarabilir. 6 yaşından itibaren çocuğun içerisinde bir ihtiyaç oluşur, artık sadece anne ile bağlanma değil, grup ile bağlanma ihtiyacı duyar. İşte buna ‘grup ile bağlanma’ ya da ‘aidiyet’ diyoruz. İki kişi ile, üç kişi, beş kişi ile bağlanıyor, babayı görmeye başlıyor, babadan keyif almaya başlıyor, kardeş istiyor, kardeş ile oynuyor, okul istiyor…Tüm bunlar aidiyet ihtiyacından kaynaklanan davranışlardır. Dolayısıyla aidiyet olarak bahsettiğimiz dönem daha çok 6 yaşından itibaren başlıyor ve yaklaşık 14 -15 yaşına kadar geçen süreyi kapsıyor. Bu süre de bir sonraki sürecin hazırlığıdır. 14-15 yaşından sonraki süreç de uyum sürecidir. Çocuk anne ile ne kadar güvenlice bağlanabilmişse, aidiyet dönemini ne kadar sağlıklı bir zeminde götürmüş ise üçüncü dönem olan uyum döneminde de çocuğun aile ile, sosyal yaşam ile, kendi ile uyum içerisinde olduğunu ve kendiyle barışık olduğunu görüyoruz.

Kişinin 4 uyum alanı vardır: “Kendisiyle uyumu”, “ailesiyle uyumu”, “sosyal çevreyle uyumu”, “evrenle uyumu”…
Aidiyet dönemi, uyum döneminden önceki 6 ile 14 yaş arasında anne-baba ile olan aidiyet duygusunun geliştiği dönemdir.
Sosyal birliktelik; çocuğun sosyal yaşam içerisinde bir sosyal refakatçi olarak ailesini yanında bulmasıdır. Bu, aidiyet duygusunun oluşumu için oldukça gereklidir.

Sosyal yaşamın içerisine baba çocuğuyla birlikte katılıyor mu? Mesela bir yerlere gezmeye çocuğuyla birlikte gidiyor mu? Çocuk bir kulüp etkinliğine babasıyla birlikte gidiyor mu? Dışarıda birlikte basketbol oynuyorlar mı? Çocuk babasıyla birlikte yüzmeye gidiyor mu? Çocuk dışarıda babasıyla birlikte top oynuyor mu? Çocuğun sosyal yaşamı içerisinde baba da keyiflice kenarda bir yerde kendisini var ediyor mu, yoksa çocuğu arabaya bindirip doğruca kulübe gönderip; “Futbol oynuyor bizim çocuk” mu diyor? “Bizimki yüzmeye gidiyor” deyip çocuğu tek başına mı gönderiyor, yoksa baba da birlikte mi gidiyor? Bir seyahate babayla birlikte mi yola çıkıyorlar, ya da baba yalnız başına mı çıkıyor? Tüm bunlar bulunmaz fırsatlardır.

Diyelim ki bir baba iş için görevli olarak bir yere gidiyor. Çocuklarından birisini alabilir yanına, uçağa birlikte binebilir, birlikte selfie yapabilir, otelde birlikte kalabilir, orada sosyal yaşam becerilerini baş başa çocuğuyla birlikte konuşabilir. “Ben hiçbir yere gitmiyorum, etkinliğe katılmıyorum, iş seyahatleri yapmıyorum” mu diyor baba? Geleceğinde çocukla birlikte aidiyet duygusunu oluşturmak için bir 1 saatlik geziye birlikte çıkabilir, elini tutabilir, eşi olmadan, yanında diğer çocuklar olmadan, göz göze bir bakıp oğlum/kızım seni seviyorum diyebilir…

Çocuk ailesiyle birlikte sosyal birlikteliği ne kadar bir refakatçi gibi yaşıyorsa, içinde garip bir uyanış oluyor, “Aslan babam” demeye başlıyor, “Aslan annem” demeye başlıyor. Sinemaya birlikte gitmek, tiyatroya birlikte gitmek, kulüp etkinliklerine birlikte gitmek, babayla olur, anneyle olur fark etmez ama bir köprü gibi olan geçiş aşamasında, çocuğun 6 ile 14 yaş arasında sosyal etkinliklerini birlikte paylaşmak aidiyet duygusunu geliştirir.

-3 Duygusal Birliktelik, devamı yarın-

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: