Aile Saadeti

İnsanoğlunun dünya hayatınındaki en merkezi, en esaslı, en temel yeri, daha dünyada iken cenneti yaşadığı yer, günahlardan ve kötülüklerden korunduğu en sağlam sığınağı aile hayatı ve hanesidir. Herkes küçük dünyasını mutlu yuvasında kurmak ister, eşiyle çocuklarıyla mesut bir hayat geçirmeyi arzu eder. Aile, toplumu meydana getiren en küçük birimdir, burada insanlar mutlu huzurlu ve mesutsa o şehir ve o ülke de mutlu ve mesuttur, orada huzur vardır.

O hanenin, o ailenin saadeti, fertler arasındaki samimiyete, ciddiyete, doğruluğa, dürüstlüğe, vefalı olmaya, fedakar olmaya, hakiki hürmete, şefkate, merhamete bağlıdır. Bütün bunlar, ebedî bir arkadaşlıkla, daimi bir beraberlikle, sınırsız hudutsuz bir hayatta, baba evlat, evlat baba ilişkisine yakışır bir şekilde, kardeşler arasında münasebetler, bir birine bağlılıklar, inanç ve kurallar çerçevesinde olmakla sağlanır.

Kişi şöyle düşünmeli: Biz eşimle sadece bu dünyada değil ebedî hayatta da beraber olacağız demeli, ona göre muamele etmeli, bir birlerine şevkat ve merhamet göstermeliler. Kısacık, sadece görünen suretlere göre yapılan muameleler dargınlıklara, küslüklere, ayrılıklara sebep verir, geçici hakikatsiz olan beraberlikler başka hislere yol açar, bu hisler hürmet ve merhameti bitirir, ortadan kaldırır ve cennet gibi dünyasını cehenneme çevirir. Öldükten sonra dirilmeye ve haşre inanmak ve iman etmek, aile hayatına olumlu etki yapar. Haşrin vukuu insanlığın varlığı kadar katidir, midenin acıkması yiyeceklerin varlığına delil olduğu kadar kati ve kesindir. Haşir inancı yok sayılırsa, o çok ehemmiyetli hakikatler murdar olur. Beşeri hayatı idare edenler, topluma yön veren sosyologlar, ahlak billimcileri, siyasetçiler bu boşluğu neyle doldurabilir, doğacak derin yaraları neyle tedavi edebilirler.

Çetin Kılıç Kaynak Risale-i Nur Külliyatı.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: